24 Eylül 1939 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

24 Eylül 1939 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Nevyork ergi topraklarının ucra bir köşesinde olmasına rağmen Polonya pavyonünu halk bilhassa Ariyor ve sapa bir köşede Millet- ler Cemiyetinin binasile başbay vermiş buluyor. Bir katlı olan Leh binasının ga. yet acalp bir şekli var. İlk gidişte İnsan üç geniş avlı ile karşılaşıyor. Orta yerdekine “şeref aylısı,, di. yorlar. Merkezde Polonyalıların milli kahramanları olan General Pilsudski'nin büyük boy bir hey. keli var, Sağ tarafta ayni boyda 7 tablo, Polonyanın en mühim yedi © tarihi vâkıasını canlandırıyor. Bun- «lardan birisi de Jan Sübyeskinin iştirak ettiği meşhur Viyana har- bi. Bu levhaların altına tesadüf e. den camekânlarda bu vakalara ait #iyasi vesaik ve dökümanlar. Kar. 9 duvarda ise istikbalde Polonya , mevzuunu işliyorlar. © Bu pavyonun çok sessiz ve kibar «bir hali var. Her yan tertemiz. Di. © ğer iki salonun biri sanat, diğeri fen salonu. Bu birinci salonda en orta yerde Shubert'in bir büstü. Etrafta yağlı boya tablolar. En çok beğenilen ressam Styka'nın resim- leri, Bu sülonlârın kenarlarında © yaptıkları hususi odularda yerli malı olan her çeşit döşeme eşyala- rım gösteriyorlar, Fen salonunda bize hepimizin © çok iyi tanıdığı iki şahsı hatırlatı. yorlar. Büyük gümüşü zeminli tab. lo morallerden biri üzerinde rad. yumu yaratan kadının resmini gö- © Füyoruz. Altında bir yazı: Marie Skloodööskü Cürle, Bu yazının altında lâboratuvar. “olarda çalışan doktor ve talebelerin resimleri, i kinci şahıs meşhur kozmoğ. rafyacı Kopörnk'dir. Fen- “nin bu dehalarını Polonyalılar bü. © Yük bir tevazu İle, fakat haklarını © vererek teşhir ediyorlar. Bunlar o meyanında beşeriyete (teberruda “ bulunmuş diğer Polonyalı fenci- erin resimleri ve ksjiflerinin u- fak bir izahı. Bunlar karşısında du. varda asilmiş gayet zarif bir hey. “kel. Alçının bu kadar ince işlen- mesine hayretle bakarken beni gez- diren Polonyalı sergi memuru gü. Terek: o — Alçınm bu derece inceltilebi. —İeceğine inanamıyorstn, değil mi? diyor. Hakkın var. Ama merak © etme, şu karşında gördüğün hey- © kel Polonyada çıkan hususi bir kâ- “ğıttan yapılmış ve oradan buraya © hiç bozulmadari nakledilmiştir. — Vallah! aşk olsun diyorum. © Bu nasıl kâğıt böyle? Bunun altına rastgelen tezgâhlar © üzerinde iki hususi radyo mal N DÜNYA SERGİSİNDEN RÖPORTAJ MM e ikm yenme Nevyork Sergisinde Polonya Pavyonu YAZAN: Sevim Z. Sertel Polonya pavyonunda şeref holünün bir köşesi: Duvarda yedi tarihi tablo görülüyor si, Bu makinelerin her birine bir telefon ahizesi merbut, Birincisini elinize alıp: — Alo.. Saat kaç? diyorsunuz. Hemen radyodan size cevap ge- liyor. Hem hiç yanılmıyor da, İ- kinci ahizeyi elinize alıp: — Hey, bugün hava nasıl ol cak, diyorsunuz. Mübarek makine size dosdoğru cevap veriyor. Bu üç salon da bir geniş avluya seyahat odasına açılıyor. Burada Lehistanın Dizel motörleri, uçak. ları, 15 bin tanluk olan,en büyük gemileri, Pilsudski'nin möodelile tasışıyoruz. Toplar, piyanolar, rönt gen makineleri. Hepsi tertemiz ve yepyeni. Polonyanın kuvvetinin bir misali olan bu âletlere bakar. ken kulağımda sabık Çek Cümhur- relsi Benes'in kardeşi Vagda Be- nes'in bir ay evvel söylediği şu söz. ler çınlıyor: — Cihan yerinden oynasa Po - lonya mukavemet edecek.. Bizim gibi hemen teslim olmuyacak, alonun bir köşesinde en iş- lek limanlarının resimleri, #er limanın altında buradan ithal ve ihraç edilen maddelerin fotoğ- rafları. İnsan buraya bir bakışta öğreniyor ki, Polonya domuz eti, o. dun ve Arap atı ihracatında ilerle. miş, Gençliğe tahsis edilen ufak bir salonda talebe faaliyetlerini göste- riyorlar. Burada teşhir edilen çan- #alar, kürk paltolar, kütüphaneler ve saire hep talebenin mahı. Lehli. lerin bir iddiası da Polonyada İn. giltereden daha çok üniversite bu- lunmasıdır. Polonya pavyonunun en cazip kö- şelerinden biri de moda salonudur. Varşovanın en tanınmış kadın ter- âsi İrena Pokrzunicka, burada mankenler üzerinde 1940 in moda- larını teşhir ediyor. Bunların için- de bilhassa bir tanesi nazarı dik- atimi celp etti. Hani bizim ba - yanların tığla ördükleri oya bardak altları vardır: İşte bu gece tuvaleti belki bunlardan 100 yahut 150 ta. neyi bir'araya' getirerek meylans çıkarılmış. Şimdi son moda Varşnva tuve- letlerinden köylülere geçiyoruz. Ta- mamile köylülerin malı olan bu yer odaları ve yer minderlerinde insan kendini Paşabahçenin arka yamaçlarındaki Polonez köyünde sanıyor. Bu ne müşabehet Yarab. bim. Rehberim Polon; — Bütün bu eşyayı bir araya toplayıp bunları meydana çıkarmak tam iki sene sürdü, diyor, Belki çok uğraşmışlar, fakat mu. hakkak ki, ortaya çok tabii ve gü- zel bir eser çıkarmışlar. P olonya ormanlarının mansu- Hü olan odada her şey ©- dundan, Tavanlar odun, yer odun, "skemleler odun, odun babam o- dun. Fakat Polonyah'arın bu odun- ları öyle biribirine ekleyişleri var ki, ortaya yepyeni bir mimari çi- kıyor. Zaten binanın iç kısmı de odunları bu orijinal tarzda ekliye- rek meydana getirilmiş. Orta yer- TAN # PE Tarihten bir' yaprak: SAMİMİ ANLAŞMA İNGİLİZ - FRANSIZ tasvir eden hakiki bir Oynıyanlar: İĞabi Morlay - Victor Francen PİERRE - RİCHARD WİLLM Üy arena ma amm 7 itilâfını eserdir. VEFAT Vefat edeni kardeşim Moiz Kapıiano'mun cenaze merasiminin bugün saat 1030 daj Büyük Hendek Keneset İsrael sinagonur da yapılacağını teessürle bildiririm, Kardeşi Eliya Kapuano Manifatura Tücca: de yine tahtadan kocaman bir kü- re. Hediye odasından geçer geç. mez İnsan kendini yine pavyonun ön avlısında yüzlerle, binlerle in. sanın mevzuu olan kulenin önünde buluyor. Zaten binaya büyük bir hususiyet veren de bu kule değil mi? Bu kule altın kaplanmış çinko levhaları böyle Polonyavari tarzda biribirine ekliyerek meydana geti- rilmiş. Şimdi pavyonun merdivenlerine oturmuş; küleye yan tarafından bakiyor ve'rehberimden şöyle bir hikâye din — Bundan asıtlar evvel o Polonyada gayet sulhperver insanlar yaşarı aman geldi ki bunların yerini gay vahşi göçebeler kapladı. Yıktılar, tılar, dövüştüler. Bir gün yine bu susamiş mehlüklar sulh içinde yi istiyen halkla harbe giriştiler geçitle bu iki ordunun çarpışmasina ramak kalmuştı İri, Sendomlorz i bir çoban bir yamaçtan vaziy, Hemen Mütünü “ünliyerek ( şehirlilere geri dönmelesi için işaret vermiye baş- İndi; Bunu gören barbarlar hemen onu vurdular. Yaralanan çoban Xesik kesik fütünü çalmakta devem et fesini verirken üflediği duyan şehirliler hemen yolu de; rip düşmanı arkadan kuşattılar ve bi kazandılar, Sulh içinde ve sesiz ça- lışmak için gittikleri şehirlerine San- domiorz ismini verdiler. gördü. Bugün bu şehir Pol sanayi merkezidir. ve büfün sakinleri sulh taraflarıdırlar. Bütün Lehistenin iftiharla andığı bu asnayi ve sulh aeh» rinde işte burada kopyesini gördüğün bu kule yükselir. Günde üç defa bura- da Sardomiorz'un son nefesinde çıkar- dığı sesi andıran bir türkü flütle çalı- nır, Sabah ve akşam yedide bir de öğle tatilinde halka sulh ve bereket için ö- len çoban hatırlatılır. Rehberim susuyor. Şimdi mevetdiyetinin sebebini anladığım kuleye dikkatle bakı- yorum. İçimden bir ürperme ge- çiyor, Acaba daha ne kadar zaman azimkâr ve çalışkan Polonyalılar bu sulh flütünü duyacaklar. Kor. kuyorum ki, çok yakında onun ye- rini kendilerini döğüşe çağıran yanim en büyük harp trampeti ölacak. Aşk » Heyecan » Arkadaşlık » Fedakârlik Görülmemiş derecede heyecanlı meraklı mevzu Kanatlı İnsanlar " Bugün saat 11 ve i de tenzilâtlı matineler. CLARK GABLE - HARP M Haftanın en güzel filmi Sabırsızlıkla beklenen ve lâyık olduğu muvaffakıyeti 21-9-939 Tamamen Renkli zca Sözlü kazanan film MİRNA LOY'un yarattıkları ve günün kahramanları mertebesine çıktıkları UHABİRİ Fransızca sözlü şaheseri bu hafta mutlaka Ss ARAY Sinemasında görünüz. Bugün saat 11 ve 1 de tenzilâtlı matineler. & Hali hazır ve ateşin veka sinema meraklılarile Mireille Balin ve Erich Von Stroheim gibi iki dehakâr artist tarafından yaratılan HUDUDLAR (Silâh başına ) Müstesna filmi candan alkışlıyacaklardır. İlâveten: Ekler Jurnal son dünya havadisleri. Bugün sast FPADYO ANKARA RADYOSU Türkiye Radyodifüzyon | Postalan Türkiye Radyosu Ankara Radyosu Dalga Uzunluğu 1699 m. 103 Kos, 120 Ew 19.14 m. 15105 Kes, 20 Kw P. 3i70m ,9456 Ken 20 Kw Pazar, 24. 9. 1939 44430' Program.ve memleket saat ayı 125 Türk müziği (Tuna edebiyatından nümüneler) Mesut Cemli İdaresinde halk türküleri, 1300 Memleket saat ayan, &- Jans ve meteoroloji haberleri, 18.15 Alözük Şet Necip Aşkın) 1 — 0. (Küçük orkesirs : Viliy Richarta: Küçük balet sülti, 2 — Iy Rieharte: İlkbaharda bir çift dşik - U- vertür, 3 — Veber: Mozaik, No. 1, 4 — Rulph Benaleky: Bebekler perisi filmindes: Neşeliyim şarkısı, 5 — Prederik Hipp- mann: Ormanda bir cüce duruyor - Halk şarkını üzerinde varyasyonlar. 6 — Leo pold: İspunya melodileri - Potpuri, M5 » 14.30 Müzik (Dans müziği). 18.30 Program, ve memleket saat aya: 1835 Müzik (Pazar Çayı P1), 19.05 Çocuk saati, 19.35 Türk müziği (Fani Heyeti), 20.10 Müzik (Dans müziği - PL), 2030 Memleket saat ayarı, ajans ve meteoroloji baberleri, 2045 Türk müziği (Yeni şarki lar - Halk türküleri). Okuyanlar: Radife Neydik, Melek Tokgüz. Çalanlar: Vecihe Daryal, Ruşen Kam, Reşat Erer, 1 — Ye sari Asım: Hüzzüm şarkı (Sevdalı elâ göt- lerinin vurgunu oldum), 2 — Yesari Asım: Hüzzam şarkı (Sahile ek yakın bir yuva kurdum), 3 — Sudetip Kaynak: Hüseyni şarkı (Kara bulutları & aradan), 4 — Ruşen Kam: Kemençe taksimi, 5 — Sedet- #3 BUGÜN SÜMER' musavver orijinal GÜNAHKÂR MELEK MARGARET SULLAVAN - JÂME STEWÂRT ER a Er AZ Az eno amman mama # SİNEMASI eseri görmek istiyen dolacak ve TEHLİKEDE 11 ve İ de tenzilâtlı matineler. Kendra Sm Nevyork Paris Milâno Cenevre Amsterdam Berlin Brüksel | Atina Ji Soy | Prag Madrid | Varşovn Budapeste İ Bükreş İ Belgrad | Yokohama İ Stokhom Moskova ESHAM VE TAHVİLA' almamıştır. DEMNEĞİLM AMAN EN MA . e Tie İ in Kaynak: Halk türküsü (Elâ gözlerine kurban olduğum), $ — Halk türküsü (Ay doğdu batmadı mı), 7 — Acemaşiran pej- revi, B — Faize: Acemaşiran şarkı (Kime halim diyeyim), 9 — Cevdet Çağlar Şet- kefza şarkı (Hicren gibi âlemd. “”— Udi Mehmet Muhayyer şerki (Kanıma kaynak olsan), 2130 Müzik (Riyaseticüm- hür bandosu) Şef: İhsan Künçer,i — Al- bert Vaulet: Marehe Cortege Artemis, 2 — Ant. Dvot Slavische Tanze, No. 4, 3 — Mendelasohn: Ouverture pour musiçüe d'Harmonle, 4 — Gabriel Pierme Bouton dr, 22.20 Müzik (Cazband » PL) 2243 - 13.00 Son ajans haberleri ve yarınki prog» vam N Bir vatandaş zihninde böyle bir zehabın uyunışına —« sebap olduğumdan dolayı « bir devlet adamı sıfatile - © bugün dahi mitteessifim, lâkin o sırada Emir Paşanın “ afallamasından memnun kaldığımı saklıyamam. Hele arkadaşlarının samimi surette gösterdikleri he. © yecandan son derece sevinç duymuştum. Bu sevinçle kendilerine bol bol iltifat ettim, * böyle dedikodula. ra kulak asmamalarını halkı her fasit düşman pro- pagandaya karşı tenvir etmelerini, ayni zamanda va- tan için fedakârlıklar göstermiye hazır bulunmaları. nı söyledim. Ri Arkadaşların kendinden fikren ve hissen ayırdı. ğımı gören Emir Paşa bir aralık gayrete geldi. — Bütün bu rivayetler,dedi, Sıvasta açılacak kon. gre yüzünden çıkıyor. Acabâ hükümeti seniyye bu gibi teşebbüslere karşı kayıtsız kalacak mi, müsa- maha gösterecek mi? Cevabım sert ve kısa oldu: Orası size gerekmez. 'e adamcağızı büsbütün susturmuş olmak için ilâ. ve ettim: . — Şuyet sizi kongreye davet ederler veya aza se. lerse İştirak etmezsiniz! Slime, $ gibi vaziyetlerde itiyat edindiğim veç- hile, bir kâğri alıp okumıya başladığım için Emir Pa. şa ve arkadaşları yanımdan ayrılmak mecburiyetin- © de kaldılar. Fekat beni, onların ayrılmasile beraber —Gyine bir endişe almıştı, Fransız binbaşısı Mösyö Bru- v in bana söyledikleri nasıl Emirlerin ve salrenin gi: ise Mustafa Kemal Paşa ile yaptığın iğ TEFRİKA No. 30 muhaberenin de şüyüu, hattâ İstanbulca duyulması mümkündü. O halde muhtemel tehlikelere karşı ted. bir almak icap ediyordu Muhtemel tehlikeden maksat, benim azlimdi. Ken. dilerine yarar adam olmadığımı Babiâli ricali anla. nuş bulunuyordu. Ellerine - tevkifi lâzım gelen bir zat ile, türkçesi tohum halinden çıkıp filizlenme dev. rihe girmiş olan ihtilâl fikrinin mürevviçlerile mu- habere etmek gibi - bir firsat geçince beni azlede. ceklerine şüphe yoktu. Onun için ihtiyat tedbiri al- ak ve Erzurumla yaptığım muhabereyi Babığlinin siyasetine hizmet etmiş gibi göstermek lâzımdı. Gerçi o sırada milli müdafaa hareketinin lâfugü. zafa değil kuvvete dayandığını Istanbul hükümetine hissettiren hâdiseler de vukua gelmemiş değildi. Me. selâ Harkiye Nazırı Süleyman Şefik Paşanın madun askeri makamlarla mafevk makamlar arasında şif- reli muhabereyi yasak etmek, yani o makamlar va. sitasile Mustafa Kemal Paşanın yaptığı tebliğlerin, telkinlerin ve hazırlıkların önünü almak istemesine e NANE ŞT VE karşı kolordu kumandanları isyan etmişler ve kendi muntakalarındaki telgrafhaneleri işgal altına alarak o muhaberelerin serbestçe cereyanıni temin eylemiş- lerdi. Harbiye Nazırı, bu hamle önünde ricat etti, emrini geri aldı, Kastamonu valisi Ibrahim Bey de milli harekefe karşı nahoş vezyet almıştı. Bu hareketinin cezasını çekmekte gecikmedi ve Dahiliye Nezareti bu cezayı önliyemedi, Şu takdirde Mustafa Kemal Paşanın temsil eder gibi göründüğü ve henüz resmen başına geçmiş olmamakla beraber işlerin kendi başından çıkmasına bakılınca müdürü ve reisi olduğu milli hareket, Babıâli tarafından durdurulabilecek kadar zayıf değildi, hattâ Istanbulun anlayışından çok da- ha kuvvetli idi. Ben de bu kuvvete açıkça istinat edebilirdim. Fa- kat azlimin milli hareket reislerinee mühim bir bâ- dise sayılmaması ve benim yüzümden İstanbula yeni bir ihtilifa girişilmemesi mümkündü. O halde ben, kendi idaresizliğim yüzünden heder olup gidecektim. Bir çoksıkınulara hedef olacaktım. Işte kıbeti karşılamak, ayni zamanda Dahiliye Nazırı- na vaziyeti İyice anlatmak istedim , kendimce mü. him gördüğüm şu şifre telgrafhameyi yazdım: Dahiliye Nezareti Celilesine Mustafa Kemal Beyle () Erzurum mebusu sabıkı Hoca Raif Elendiyi makine başına celbelerek görü şüp Sıvasta inikadı Erzurum köngresince tahtı ke- rara alındığı istihbar kılınan ikinci kongr? hakkında malümat almak ve kongrenin inikadı muhakkak ise bundan tevellüt edecek netayici vahimeyi kendileri. nebiletraf anlatarak vazgeçirmiye çalışmak için bu sabah telgrafhaneye gitmiştim Erzurumdan vâki ©- lan istifsara cevaben Mustafa Kemal Beyin Sarıka. mışa gidip kenüz avdet etmediği ve Raif Efendinin şeiire üç saat mesafede bir ilıcada bulunduğu bildi. rildi. Daircı hükümete geldikten iki saat sonra Mus- tafa Kemal Beyin (1) avdetle telgrafhans1s bendeni. ze muntazır olduğunu haber verdiler. Tekrar azimet- le makine başında muhabere ettim. Evamiri hükü. metin isabetinden ve ecnebilerin kongre hakkında. ki nokta nazarlarından ve kongrenin içtima halin- de tevelüt edecek tehlikein pek mütekarrip ve âde. ta el İle tutulacak derecede meri olduğundan bahis ile hamiyetleri varsa bu misillü teşebbüsati muzırra- dan vazgeçmelerini sureti ekidede lisanı münasiple beyan ve izah eyledim. Bunca izahâta ve mesaiye rağ men verilen cevapta alelitlak ecnebilerin tazyikatı (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: