4 Ocak 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

4 Ocak 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(Başı, 1 incide) sanız, sabahı bekleyin. Çünkü bu karanlıkta, bu fırtınada, sizi viran bir halde bulunan şehirde, aradıkla. rınıza kavuşmak ümidi yerine bir. çok tehlikeler bekliyor. Bir duvar al. tında kalmanız ihtimali var, bu müt. hiş tipiden bunalmanız ihtimali var, bunlardan daha korkunç bir ihtimal olarak, kudurmuş köpeklerin, ku. durmuş öküzlerin veya aç kalıp şeh. re İnmiş kurtların hücumuna uğra. manız çok mümkündür.,, Müthiş bir tipi altında karanlık manzarası İnsana daha fazla ürperti veren Erzincan istasyonunda ve ne yapacaklarını şaşırmış bir yığın bed- baht insanın ortasında metin ve er. kek sesi kesilmiş bir genç, bu sözleri bıkmadan, usanmadan tekrarlıyor. İ. çinde bizim de bulunduğumuz tren, Amondsen'in tariht sefinesi kadar macera ve tehlike atlattıktan sonra Erzincan İstasyonuna varmıştır. Treni dolduran insanlar, tıpkı çok- tan sonunu bulan sabırları gibi, is tasyonuna taşmıştır. Hepsinin bed- baht ve sekin bakışlarında her şeyi birden görmek, her şeyi birden anla- mak, her hakikati bir anda öğren. mek istiyen aç bir dikkat var. Fakat şehir tıpkı çenesi bağlanmış ölü ağ. Zi gibi sımsıkı kapalı, istediklerini öğrenmek için, sağa, sola koşuşan, ve beyhude bir gayretle çırpınan in- sanlar da dört tarafı yangın alevle- File, yangın dumanlerile çevrilmiş, ve kurtuluş yolunu kaybetmiş birer | kazazede şaşkınlığı seziliyor. Ara sı- ra boğazlanan insanların haykırışla” | rına benziyen feryatlar duyuyörsu. | nuz, Bu, günlerdenberi karşılaşmak. tan korktuğu hakikatin acısını zehir- ki bir biçak gibi nie yemiş bir ananın, bir zevcenin bir kocanın, bir babanın, bir kardeşin ve bir yavru- nun.feryadıdır.-Etraf çeviren kesif ve korkunç ıstırap havasının ateşi, damarlarıma, yağan buz gibi tipinin tesirini duyurmuyor ve beni soğuk- tan ziyade bu ürpertici insan feryat- larının dehşeti titretiyor, Belli ki, Er. zincan zelzelesi, belki 3000 bina, fa. kat tam 18 milyon yürek yıkmıştır. Zelzeleden Sonra Erzincan Başımda gecelerce sürmüş bir uy- © kusuzluğun © kofluğu, vücudümde günlerce sürmüş bir yorgunluğun, hattâ açlığın dermansızlığı, sinirle- rimde işitilmemiş facialar görmenin ve dinlemenin mecalsizliği ve mane- Yiyatımda benzersiz sahnelere şahit olmahın bitkinliği var. Ve şimdi ben bu halimde içi soğuk dolu bir hay- Wan vağonundaki kırık bir gaz san. dığının üzerinde, yarısı erimiş bir © mumun, bir damla gözyaşı gibi tit. riyen ışığında dimağı, vücudü, sinir. leri ve maneviyatı dinlenmiş bir ka- o Erzincandan Röportaj: Bir Dakika Içinde Mezarlığa Dönen Şehir: Erzincan İmdat treni ile gönderilen ekmekler felâketzede'ere tevzi ediliyor baltadır oynanan tayım. Ah ne olurdu, keşki o facla da anlatılabilmesi mümkün olan facia- lara benzeseydi, Dehşet Verici Manzaralar Geceyi yaralı ve hasta taşımanın her çeşit kokusu dolmuş bir vagonra ve her çeşit huzursuzluğu duyarak geçirdikten sonra, günlerdenberi he- men bütün dünyanın alâkasını çeken facin sahnesini görecektik. Ne yalan söyliyeyim, istasyonuna | yürürken, halk mübalâğacıdır, cüm- lesini hatırlıyor ve o ana kadar din. lemiş, okumuş bulunduğum bütün havadislere rağmen şöyle, kısmen İviran “olmuş bir şehir görece-| imi sanıyordum. Fakat o bahdsız, mazlüm, fakir, temiz Erzincan geh- rinin yerinde insan ve hayvan, ceset- leri ve yanık kokan bazı köşelerin- den hâlâ sönmemiş yarıgınların du. mani tüten, tap bir harabe yatıyor. du. Enkaz arâsindan çıkarılan kapı- lardan yapılmış çardöklar altında barınan tekerlekleri kırılmış ve ü- zerleri muşamba ile örtülmüş eski yük arabalarına sığınan, saman denk leri dibindeki oyuklara yerleşen hemen çatılıvermiş kulübelerde güb- re kokan marşandiz vagonlarda, ça- dırlarda yaşıyan ve bütün bunlardan hiçbirisini bulamayıp ta sokaklarda kalanı bunları ve yürekleri yarali in. sanlar arasında yer yer yanmış ge. celik entarileri üzerine palaska ku- şanmış polisler, çırılçıplak vücutleri- ni enkazdan kurtarıtmış yırtık yor- ganlerla örtmüş yüksek O memürlar, eski nefer kaputlarıma bürünmüş yük sek rütbeli zabitler, don gömlekle or- | tada kalmış tüccarlar ve pijama üze. | rine giyilmiş kadın mantosile vazife gören müfettişler gördüm ve duy.| dum ki, bu halleri ile o biçare Erzin-| canlılar faciadan kurtuldukları gün- kü vaziyetlerine nisbeten bahtiyar i- lem dâhisinin bile başaramıyacağı bir mucizeyi başarmıya, yani Erzin- “© enn anlatmıya niyetleniyorum: © — Bir cami halısı üzerine mukavva binalardan, muazzam bir şehir ku- run. Sonra o muazzam kilimi, güçlü, kuvvetli pehlivanlara tutturun ve © Kumandayı verin; 5 Çeki Kilimin bu suretle çekilişinden son Fa, kurduğunuz şehrin mukavva ev. © leri ne hale gelirse, bugünkü Erzin. © canın binaları da o haldedir. Ve bu tarifimde mübalâğanın zerresi varsa, föciaların en büyüğüne yalan kat- miş bir insanın lekesini taşımıya ha- Halk mübalâğacıdır, derler. Fakat ben mübalâğanın hakikatten çok ge- © Fİ kalışına ömrümde ilk defa Erzin- © canda rastladım. Biraz evvel yaptı. OOğüm tarif Erzincanın şimdiki dış gö. rünüşünü tasavvur etmenize yetmiş- tir, sanırım. Zaten beni korkutan Er- zincanın diş görünüşünü anlatmanın — güçlüğü değildi. Çünkü fotoğraf ob- jektiflerinin ve film makinelerinin bu vazifeyi kolaylıkla görebilecekle- rinden emindim. Fakat size binaları. oyu her zaman kurabileceğimiz Erzin. © canin asıl feliketini, asıl kaybın ve İlâkete karşı şerbetleniyor. Bu, âde- mişler. Yanımızdan geçen her iisa- nin omuzları'taşınmaz bir folâket yü. kile çökmüş: “— Şu ihtiyar, diyorlar, üç toru. nunu, oğlunu, ailesini ve gelin'ni kaybetti. Şu genç kadın, kocasından babasından ve iki kızından oldu. Şu biraz evvel serseri bir meczup sana- | rak kovduğunuz adam, daha dün| devletin Erzincandaki en yüksek me- raurlarından biri iği. Fakat dört yav- rusu ve ailesi ile birlikte şuurunu da kaybetti. Şu gördüğünüz evde 11 ki- şilik bir aile oturuyordu. İşlerinden bir tek kişi bile kurtulamadı. Ve durmadan gösteriyorlar, şu, şu, ii Herşeye Alışıldığı. Gibi Gibi Bütün bu sözler size evvelâ alel sorra hayret ve merhamet veriyor. Fakat bir an geliyor ki, dimağınız,| yüreğiniz, tıpkı yavaş yavaş en kes. kin zehirlere alışan bünyeler gibi fe. ta donmıya başlıyan bir insanın s0- Zuğu duymayışı, hattâ tuhaf, lezzet- Hi, fakat korkunç bir uykusuzluğa da alışıldığı gibi bir şey. 1 nasıl anla- | netle, İliyors | kadar yaraştığını kavrayabilmeniz sadüfler bazılarının da ölümlerinde san faciayı da ilâve edeyim: at mevtaf hir sü'ün nuz ve hemen nın ayni boyda bir felâ ğradığı- na inandığınız sırada size birini gös terip; “— Şu, diyorlar, bu feciada hiç can kaybetmemiş bir insandır.,, O zaman gözleriniz ölüp te gömül- dükten sonra tekrar dünyaya dön. müş bir İnsan görmüş gibi alabildi. Bine açılıyor. Dudaklarınızdan gayri ihtiyari şu kelime çıkıyor: “— Muelzet,, İ Yerli yetsiz sik sık kullanılan bu| kelimenin bir Erzincanlının bu. fa-| ciadan sağ salim kurtulabilmesine ne | in bir tek çare var: Dünkü Erzine mın bugünkü halini görmek, Zaten bu mucizeye uğrıyanların sayılı oluşundandır ki, belin Bezin- can faclasında ölenlerin *döğil kür. tulanların Eotcoini çıha unğı yoh Jan hâ kolay, buluyorlar, Bazılarından mucize, bazılarından kader, bazıta- rından tali, bazılarından ce3i, bazıla- rından nasip gibi bir gok isimler alan bu tesadüfler arasında İnsanın İnana- bilmesini güçleştirecek derecxde ha- rikulâde vâkıalar var. Fakat bazıla. rmın kurtuluşunu h3 m bu te Tol oynamış. Birincisine misal istiyorsanız, size bir manifaturacının zelzele gecesi, gece yarısından sonra uykusundan u- yanmasını, bir sigara yakmak İsteme» sini, fakat altın tabakasını cebinde bulamamasını, kayıp tabakasını o ak- Şam uğradığı istasyonda sramasiz ve gi aramak için sabahı bekle- miyerek hemen giyinmesi ve sokağa fırlamasını gösterebilirim. Facia, bu zatın İstasyon caddesinin ortasına ver dığı sırada vuku bulmuştur. Ve ma. | nifaturacı Hüseyinin, içinde yedi in. san yaşıyan evinden kendisinden baş ka sağ kalanı yoktur. İkineisine misel istiyorsanız size İzmirli Saim Artuğu gösterebilirim: Dikiliden, yani Dikili zelzelesinde ölmekten kurtulmak için, bundan kı- sa bir zaman evvel &rzincandaki da yısının yanına koşan Saim Artuğun cesedi hâlâ zelzele enkazı altındadır. Ve ne gariptir ki, dayısının, içinde dört kiracı ile birlikte tam 11 insan yaşıyan evinde zelzeleden kaçan bi- çare Saim Artuğ ile üç yaşındaki yav rucağından başka ölen yoktur. “Babacığım, kolunu gevşet!,, Erzincan faciasının kanlı ve kor. kunç taliine en acı romanları mizahi bir tefrika kadar gülünç bırakabile. cek hazin vakalar da karışmıştır. Bu- na da bir misaj isterseniz, bugünkü yazımın sonuna Devlet Demiryolları memurlarından Erzincan istasyonu şefi Ahmedin şuurunu kökünden sar- Bay Ahmedin yeryüzünde en sevdiği canlı mahlük dört yaşındaki küçücük yavrusudur. Ve bu ana yü- rekli baba, üzerine titrediği yavrusu- nu bir çok geceler koynunda uyutur. Bir gece, bermutat, onu yine koynun Erzincandaki felâket o kadar bü- yük ki, düşünecek şey, duyacak his, söyliyecek söz ve yapacak hareket bulamıyorsunuz. Söylenenleri sükü. da yatırmak istiyor. Fakat küçük yavru o gece, ilk defa olarak huysuz. lanıyor. Ve minimini karyolasına kaç İ bir duygu ve ihtiyaçla tekrarlıyor: | kandırmak ve onu koynunda uyut. mak zevkini tatmak uğrunda slinden ve dilinden gelen her gayreti göste- riyor, Lâkin yavru, o geceki fevkalâ- de huysuzluğunu babasının payansız şefkatini bile yıkacak dervcede ileri” ye vardırıyor. O kadar ki, en sonun. da Bay Ahmet, yavrusunu koynuna alabilmek için âdeta cabir kullanıyor İnadını söktüremiyeceği küçük yavru bir müdde: hüngür, büngür ağlıyor, sonra İçini çeke çe. ke masum uykusuna dal İşte o gece, facia zecesidir ve zincanı yok eden bu sahnesine bu baba ile çinde koyun koyuna uyudu sahne oluyor. Tavandan dö lan kalaslardan birisi biçare babanın kolu üzerine düşüyor, halbuki bu kü- çük yavrunun yacaktır. Bu m Güneş Jtul da Güneşle Babasının kalas altın. i biraz ka'dırması ve ko- bir parşacık gevşetme başka hiç bir tarafı kazaya uğramamış olan vrucuğun minimini başını kurtara. bilsin. Fakat talisiz baban: r ko lu ve başından başka hemen bütün vücudü taşlar topraklar altında, yara lıdır. Yavrucağız “babacığım,, diyor ve minimini ellerile uykuda sandığı babasını ürke ürke dürterek tekrar- tır. Frenş karadan meri yavrusunun arzusunu çi şembe e meri yavrusunun başını istemiye istemiye biraz daha sıkıyor, yayrucağız, boğuk boğuk yalvarıyor: — Baba, babacığım, nefes alamı. vorum!,, ra, Kurtuluş, Müsabakalar, avdetinde son vazifeyi ya SPOR: Fenerbahçe - G. Saray Pazar Günü Taksimde 4.1. 940 cü Karşılaşıyorlar akalara, Fenerbahçe, Ga. | latasaray, Beşiktaş, Vefa, Şişli, Pe. Beykoz, İstanbulspor leri iştirak edeceki Cumartesi günü Şişli — Pera, Ku uş — Beykoz, Pazar günü de iki ray karşılaşscaklardır. Bundan baş, ka Fener — Galatasaray evvel Beşiktaş Vefa ile İstanbulspor oynıyacaktır. lıyor: Güneş Klübünden: #ulu bir kar ve çamur hollta içinde | “— Babacığım, azıcık gevşet ko.| Klübümüz müessislerinden reisi. bocalamıştı. On beş senedir spor #a- an miz Sedat Rızayı 2—1—940 gecesi |f bisinda yaptığımız terakki ne olursa Biçare bal kaybettik, Cenazesi 4—1—940 Per, |$ *zUn. misafirlerimizin bu pis sahi lig talimatnamesi e. sasları üzerinde yapılacak ve bugün. lerde daveti; bul edilmiyecek, mesı için ber türlü tertibat alı Varoş Macar takımı da An. felâketzedeler ine bir maç yapınak arzusu. nu gösterdiğinden komite, Çarşamba günü Fenerbahçe — Galatasaray ga Ubinin Macarlarla karşılaşmasını ka rarlaştırmıştır. Sedat Rıza Vefat Fiti suretle ka- saat 11 de Erenköy Sa. natoryonundan kaldırılacaktır. Memlekete ve memleket büyük hizmetleri dokunan merhuma mak üzere arkadaş. açın köpeiiden Krd:köyüne hereket edecek 10,30 Göztepe vapuru ile E- Macar Takımı da Çarşamba Günü Bu Maçın Galibi İle Oynıyacak Istanbul Bölgesinin teşebbüsü ile Erzincan felâketzedelerine yardım olmak üzere İstanbul klüpleri bu hafta yapılacak maç- İlar için akşam İstanbul Bölgesi Merkezinde bir toplantı yap- mışlardır. Klüpler, bütün hasılatı felâketzedelere terkedecek- ler, Taksim stadyomu da bu hasılat üzerinden bir hisse almı- gererereazaz ; Fena Bir Propaganda JA i E ; ! E- ... vrupanın en maruf futbol bakım- klü- maç yapmak üzere, memlei mize davet ettik. Macar misafirlerimize gerçi elden yelen mi- salirperverliği yapacağız. Kikin bu- nunla, -öeki Takan kışlasının mb“ levves, berbat ve çirkef “avlusunda yaptıkları oyunun üzerlerinde bi- İena intiba bilmem #ilebiles Yarından Peştenin #, 7, C. bünü birkaç maçı yüksek ol. tarihinde görülmüş kepezel değildi. Bizce, bu kadar fona, bu derdce pis ve nâ lâyık bir sahaya ta- Xim çağırmak, memleketin spora verdiği ehemmiyeti tersine göster. iklerden mesi bakımından faydam değil, zararlıdır. İşin fena tarafı şodur ki, ayni ip bundan lam 15 sene evvel yine İstanbula gelmiş, yine ayni sahada ya bakarak, on beş senedir hap yı rimizde saymış olduğumuza kükmet- melerine mâni olam, Bizce, böyle ehem takım- ları, hele kışın Taksim sahasında oynakmamalı, velev Xi, zararımız da sporuna Günkü” b saha bizim aleyhimize “.- Baba, baba babacığım! | Diye inliyen körpe sesi, biraz da- | ha kesilen yavrusunun boynunu bi- raz daha, biraz daha sıkıyor. Ne hazindir ki, kendisini her şeyden ve her kesten çok seven insan tara. | fından boğulan yavrucağızın facia | mâk için çırpındığı Ele münimini bir taş parçacığı bile düşmemiş, bir avuç (oprak bile dökülmemiş. Ben enkaz altından bayzın, fakat ağ çıkarılan bu talisiz babayı, ruşunun ufak ve boş karyolasi üze rinde derin bir vicdan ve ruh buhra- nı geçirirken görmüştüm. Biçare a- dam, kulaklarında yavrusundan ka-| lan son kelimeleri, kim bilir, nasıl ki Cuma “ Babacığım, baba, ne olursun, gevşet biraz kolunu,, diyor, Sonra â. deta şuursuzca hıçkırıyor, PE gibi hıçkırıyordu. ÖLÜM | Bay Mardik Tahtaburunun zevcesi| Bayan Katina Tahtaburun İ Vefat etmiş olup, cenazesi yarın | Pilimlerini Perşembe, saat 14.30 da Kadıköy Er. | meni kilisesinde icra olunacaktır, muya cabalanıyor. Baba, çocuğumu 3 — Mektep Talebeleri, Üniversite, Tıp ve fen fakülteleri müda- vimleri ile sayın Doktorlara Husus! RONTKEN ŞUAL 4 — BUSTER KEATON ' un en yeni Komedisi MALEK PEHLİVAN Ea ez Deniz Yüzbüşiri Hepsi Preet İP. İstanbul Vilâyet Merkez kütini Mithat Erkal'ın babaları Ven 33 üncü Pırks Ku-; #mandanlığındaı him Edhem Erkal kısa bir teakıp dün vefat et nil saat On bil hane höstaninden kakdırıl; mazı Beyasıt Camisinde kıbadıklan snra Zdirmekapı o Şehitliğine Kederdide nilesine taziyet öder, «İma Allahtan rahmetler dil meniknk ikizini ie amaa amm FERAH SİNEMASININ Sayin müşterilerine teşekkür ve İtizari 1 — PASTIRMACİYAN ve SÜREKÂSI “Türkçe sözlü ve Takliti 2— RİO GRANDE GÜLÜ Büyük Aşk ve Macera ve kahramanlık Filmi ın mütekajt görmek için RİP EDEN Sayın müşterilerimize Teşekkürler eder ve YER BULAMAYIP DÖNMEK MECRBURİYETİNDK KALAN BİNLERCE SİNEMA MERAKLILA» RINDAN Özür dileriz. Bu Program için gündüzleri sennslar. Suare Tam 8.15 de BU o) KÜÇÜK PRENSES ve CEZAİR SEVDALARI Seanslar: Saat 1.30 da Küçük Prenses, 3.10 da Cezair Sevdaları . 4.50 de Küçük Prenses, 6.30 da Cezair Sevdalar. Turbay İri defnedilecektir. İPEK (BASKER VİLLER'in KÖPEĞİ) Baş Rollerde: GREEN - WENDY BARİE, Ayrıca: GRAF ŞPE Zırhlısının o Montevideoya yaralı olarak | gelişi ve Kumandanın önünde yapılan cenaze merasimi DİKKAT : Bugün matinelerde son defa olarak Baba, son bir gayret harciyor ve | zenköy Sanatoryomuna gelmeleri ri. |$ cok fena bir propaganda oluyor. Bü beyhiide gayret Hifeimenın müt | ci olunür. İleasemaaissiseramesemiz sasi hiş 2 * talisiz adamı kendinden : a — Gti geçiriyor. Ve Feicna warrondar: | MEMEMMMMMNNMEEMAAMNN YEFAT Esk hai iki “© Mİ sokalt İHSAN BALKIR, 3.1940 ta. rihinde Gülhane hastahanesinde ve- | fat etmiştir. Cenazesi yarınki cuma günü saat 10 da mezkür hastahane- den kaldırılarak Köprüden Kadıköye geçirilecek, namazı OSMANAĞA ca- milinde kılındıktan sonra Sahrayice- ditteki aile mezarlığına defnedilecek. tir, Cenabıhak ailesine sabır, kendi. sine mağfiret ihsan buyursun. Merhu- ilâve olarak takdim ettiğimiz Sinemamızı tercih ederek AKIN HALİNDE TEŞ- 11 den itibaren devamlı AKŞAM Saat 9da TÜRKÇE SÖZLÜ AŞK . HEYECAN » DEH. ŞET ve BÜYÜK MACE. Sinemasında RA FİLMİ ŞARLOK HOLMES BASİL RATBON RICHARD

Bu sayıdan diğer sayfalar: