4 Ocak 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

4 Ocak 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

4 Sonkânun 940 TAN ABONE BEDELİ Türkiye Ecnebi | Milletlerarası posta itüihadına dahil “imiyan memleketler için abone | bedeli müddet surasiyle 50, 16, ©, 3,8 liradır. Abone bedeli nesindir. Adres değiştirmek 28 kuruştur. Cevap için mektuplara 10 kuruşluk pul ilâvesi lâzımdır. Milli Piyango Müdüriyetinin Yardımı Piranse çekilmeden evvel bir şok okuyucularımız bu sene un çekilmiyerek (o hâstlatın biyangonı Balzele felâketzedelerine verilmesini teklif etmişlerdi. Bazı okuyucularımız da piyango- da kazananların, kazandıkları para- ların muayyen bir kısmını Yardım Sa ij vermelerini telkin edi. Bu fikirler, Içten gelen samtml te. ren Fakat kanuna ve nizama iniz değildi. Milli Piyango müdü. yeti muayyen bir maksat için tah. sil ettiği paraları başka bir maksada veremezdi. Hükümet te ikramiye ka. #ananlardan kazandıklarınm bir kıs. mini almıya salâhiyettar değildi. MIM Piyango Müdüriyeti ve hü. kümet bu telkinlere tâbi olmadı. Bu. ma mukabil Milli Piyango Müdüriye. ti felâketzedelere 50,000 lira vermek suretiyle yardımını o bizrat | yap. &. MİM Piyango o Müdüriyetinin bu dürüst hareketini takdir etmemek mümkün değildir. * Zelzeleye Ait Şiirler Hergiin okuyucularımızdan zelze. le felâketi karşısında duyduklarım anlatan müteaddit şiirler aliyoruz. Bu şiirler samimi bir duygunun desi olmak itibariyle . şüphesiz kıy. metlidirler. Fakat aldığımız bütün teessür mektup ve şiirlerini neşre maddeten imkân yoktur. Okuyucu. larımızın bizi mazur göreceklerini umuyoruz, vi > Kim İane Veriyor, Kim Vermiyor? ye şok okuyucularımız bize mek- Pia ve telefonla falan veya filân tatın, falan veya filân müessesenin pa hâlâ iane listelerinde isimleri unmadığını soruyorlar. okuyucular, memleketin bü. Yardımlar doğrudan Ke Yardım Komitesi va ya verilmektedir. Bu zevat ve bi gz elerin isimleri neşredilmedi. Sin, kimin iane verip kimin ver. lin bilmiyoruz. sa faciası bizim için milli bir vs ie bu facia karşısında bü. tandaşların yardım vazifeleri. me suretle ifa ettiğini gö İlmek herkesin el A rn için Yardım Ko, N mitesindi Üyük yardımlara ait Hsteleyi de “7 Meşretmesini rica ediyoruz. V — serilen Eşya Ne Ohrvar? Se $ok okuyucularımız da bunu i ak ediyorlar, Vatandaşların bu tem endişeleri eşyanm Aynen © vardığını öğrenmek arzusun.| ir Relmektedir. Se erilen eşya Kızılay Cemiyeti ta. ei alınıp tasnif edilmekte ve Yanın naklini bedava detuht, — Antalya Nakliyat Türk seki we tarafından trenle Erzincana rilmektedir. Şimdiye kadar bir! kiç, E0n eşya gönderilmiştir. Sev- Yat devam etmektedir. e Yaptıkları yardımların yeri» aşacağına, ve vatandaşlarımız hayatlarını kurtarmıya hizmet edi emin olabilirler, 5 Şimalin Centilmenleri: LANDALILAR : FİN VRUPANIN şimalinde parlayan yeni harp mümkün hızı ile devam edi- yor: Çok büyük kuvvetlere karşı fedakârane memleketle- rini müdafaa eden Finlandalı- lar, Sovyetlerin ileri hareket- lerini önliyebildiler. Cephenin bazı yerlerinde Sovyetleri ken- di topraklarma sürerek orada takibe başladıklarını ve diğer bir noktada bir Sovyet fırka- sını imha ettiklerini öğreni- yoruz. Finlandanın kuvvetli bir müt- tefik! var: Mevsim. Bu aylarda Finlandanın en canubi yerlerinde bile gündüzlerin uzühlüğü beş Bü. çuk saatten ibaret olduğu mamalı. Meselâ Helsirk güneş sabahları dokuz büçuğa doğ- Tü görünüyor, öğleden sonra saat üç olunca gece başlıyor Daha şi- malde, meselâ Törnea'da güneşin doğması ile batması arasında bir srat bile geçmiyor. Finlandalıla- rın son zamanlarda yaptıkları mo. dern şimal şosesinin başladığı yer- de, Rovanimi'de artık *tamamile karanlıklar içinde Kalıyoruz. Bu- radan şimale doğru ne kadar uza. mırsak geceler de o nisbettç uza- yacak, haftalarca derken sürecek. Finlandanın en şimslinde Şimal Buz denizine âçılan ve gol- fistirm sıcak su akıntılarından isti. İzde ettiği İçin kışın buzlarla ka. panmiyan Petsamo'da 699.30 şi- mal arzındâ bulunuyoruz. Burada kış geceleri iki ay sürecektir. İşte bu nihayetsiz geceler, örten kar, Şimal Kutbundan kopup gelen şiddetli fırtınalar ve bütün bunlara ilâve olarak bu Tundra. lar memleketinde nüfusun bir kila. metre kareye bir kışi düşmiyecek kadar tenha oluşu, barınacak yer- lerin ve yakılacak şeylerin bulun- mayışı, üslerinden - uzaklaşan bir ordunun hareketlerini kolaylaştıra- cak unsurlar değildir. Dâha cenup- ta müşküller azalmış. sayılamaz: İrili ufaklı 35 bin kadar göl ve bunların arasını dolduran <ık or- manlar Rusların önüne çikiyor, ni. hayet kuvvetli bir müdafaa hattı: Magino'larla boy ölçüşebilen bir Mannerheim hattı ve fedakârane çarpışmasını bilen dinç bir ordu. ERTAASYA'dan gelmiş olan Finler tarihte çok cesur, kah raman bir millet olarsk yer al- mışlardır. 12 inci asra kadar ser- best olarak yaşadılar. İsveç kıyı. larına sık sık akınlar yaptılar. Ni- hayet İsveç Kralı Erik XL. Fin. landaya asker gönderdi, oralarda hiristiyanlığı yaydı. İsveçliler Fin. leri dahili işlerinde serbest bırak- tılar ve bir Grandukalık tesis etti- ler. 17 inci asırda İsveç Kralı Güs- tav Adolf, zamanında Finlandada bir Diyet Meelisi açıldı. Bu mec. liste asilzadeler, papazlar, şehirli- ler ve köylüler ayri ayrı tersil e- diliyorlardı.. Sonra İsveçliler ile uylarca | her tarafı ! ia Yazan : Faik Sabri Duran Ruslar arasında zuhu muharebelerde Finlandı rasında kalarak bir h Nihayet 1809 da İsveç, Finlandayı Ruslara bırakmıys mecbur olmu; tu. Çar Aleksandre 1. bu yeni ülke- yi yarı serbest bir memleket ha- linde idare etmek istiyor ve Rusya Çarı, Finlanda Grandükü unvanını alıyordu. Grandükalığm idare mer. kezi 1821 e kadar Abo idi. Sonra Helsingfors'a nakledildi. Çar Alek- sandr Jİ. zamanında Ruslar Fin. landa siyasetlerini de Şiddetli bir" “Rüsaştıran,, hare. keti başladı. Yeni bir usul tulmuş* lardı: “Herkes için bir kanun, bir ise ve bir din olacâk.,, diyorlar» dı. Finler rusça konuşmuya ve Tuğ- ça öğrenmiye mecbur tutuluyordu. Çar Nikola II. zamanında 1899 dan 1905 e kadar bu tazyik daha ziya. deleştirilmişti. Hele 1903'de ta- yin edilen yeni vali General Bob- Tikov bir diktatör salâhiyeti ile or. m Grip eski Fransız dilinde may. mun iştahlı demek olduğundan grip dediğimiz hastalığa da vak. tile Sovaj adında bir hekim bu adı takmıştı. Sonradan hastalık dilden bile üstün çıkmış olduğundan şimdi grip asık suratlı olmak demektir. Doğrusu, hu hasta kelimenin iki mânası da yakışır. Yakaladığı insanı asık suratlı yapmakla bera ber, bundan başka alâmetleri her hastada başka baska olduğundan, bir taraftan da maymun iştahlı sayı labilir. Her hastalık yakaladığı in- sanın istidadına göre az çok farklı olursa da grip kadar fark gösteren hiç bir hastalık yoktur. Maymun iştahlı olmasından do- layı daha ziyade bayanlara mu- sallat olacağı hatıra gelirse kadın, erkek yahut çocuk, büyük ayırt etmez. Yalnız kırk yaşından daha az yaşlı olanları daha çok sever. Daha yaşlılardan hoşlanma- dığı için onları rahat bırakması ihtimali çok olur. : Bir de her yerde en önce zihin. leri, «inirleri yorgun olanları ya- kalar, Onun bazı yerlerde enilüen- za denilmesine sebep bu olmuştur. İtalyanlar bu hastalığın sinirler ü- zerine çabuk ve çok tesir ettiğine dikkat etmişler ve ona “tesir, de mek olan bu adı vermişlerdir. Pek te çahuk yayılır. Bir sehre geldiği vakit bir çok kimseleri bir- den yakaladığı şöyle dursun. nakil yasıtalarınm az çok hizh gitmesine göre uzak yerlere kadar az cok hizla gider. Beş yüz kilometreye, bin kilometreye kadar yayılmak ©- nun için güç bir iş değildir. Onun korktuğu, üzerinde #samadığı ân. cak duvarlardır, Yüzlerce kilomet. reden gelen grip incecik bir du rin önünde durur kalır. Onun bir şehirde halkın en çoğu hastalı- ğa tutulduğu Jenna m kese açılmıyan yerlerin —mesel hapisanelerin — içindeki Insanlar talığa dehşet saçıyordu. teşkilâtı her tara sok Rus askerleri evleri basıyor. gi güzel tevkifler yapıyor, bir çok kabahatsiz kimseler zindanlara a- ulyor veya Sibiryaya sürülüyor. du. Bu tedhiş siyasetinin aksülâ- meli gecikmemiş, 905de Finlandada Rüslara karşı şiddetli bir isyan kopmuştu. Bu sırada Uzak Şarktla, Japon. larla çetin bir harbe gi hükümeti, Finlanda işmiş olan ki vazi- doğrultmuya n oklu, Di. ) toplattı. Fakat bu da 7oX sür. medi, İstibdat yeniden olanca şid: detile başladı İşte 1914 Je Avrupa Cihan “Harbine girdiği vakit Fin- landa bu vaziyette bulunuyordu. 1917 de Rusyada patlıyan ihtilâller üzerine Çarlığın dağılmasından İs- tifade eden Finler istiklöllerini 1. lân ettiler ve 1919 da toplanan Di- yet meclisi Finlanda için cümhu. riyet şeklini kabul etmiş ve bol. LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLER GRİP HASTALIĞI hastalığa -tutulmaktan kurtulur. lar, Bu da gösterir ki grip insandan | insana bulaşan bir hastalıktır. Bu. laşk hastalıkların pek çoğu gibi öksürükle, aksırıkla, söz söyler ken, ağızdan çıkan fakat göze Bö Tünmiyen su damlacıkları İle ge. çer... Gene bulaşık hastalıkların bir çoğu gibi güneşli yerlerden hoşlanmadığı için, güneş görmiyen sinema, tiyatro salonlarını pek se. ver. Oralarda di daha ziyade sevdiği y iç dır, Salonların içinden dışarıya doğru çıkan sıcak ve rütubetli ha- va cerevanından dolayı insan grip talığına en çek sinema ve ti- yatro kapılarında bulaşır. Grip hastalığı maymun iştahlı olduğunu, geldiği o mevsimlerde bile belli eder. Bir defa İlkbahar. da, başka bir defa Sonbaharda va- hut kış ortasında musallat olur. Fakat Moskova Üniversitesinde Profesör oÇijevski'nin dikkat et- tiği bir nokta grin salgmlarının günesteki lekeler bizim dünyaya karsı geldiği yıllarda daha cok ol. masıdır. Bu profesörün dediğine göre, güneşin lekeleri bizim dünya ya karı gelince bazı yerlerde mü- harebe çıkar, bazılarında zelzele o- Yur, sular taşar, bazılarında da grip salgını olurmus. Bu Yıl güneş leke. si önceki hesaplarda bulunmadığı | halde Ağustosun on besinde Pa: bir çek günes parça lekeler bulunmus, Mosko- valı profesörün, tabii istatistikler üzerine, verdiği kötü haberlerin dörtte Üçü çıkınca hiç olmazsa dördüncüsünden o babersiz bulun- mâmak iyi olur. Zaten haberlerin en hafifi grip hastalığıdır. O, bizi her yıl zi. yaret eden bir misafir olduktan başka, salgı halinde bile olsa, teh. likesi pek azdir. Ondan korunmak için çareler de vârdır. gökyüzü o mütehassısınm | fotoğrafında parcu | Amerikada © | Kadının Yeri şeviklerle yapılan çetin harpler- den sonra imzalanan Dorpat mua- hedesile Finlsnda sulh kavuşmuş- tu MPARATORLUKLAR gelir gi. der, hudutlar ilerler, geriler, yeni'yeni fikirler. ideolojiler ya. ratılır, rejimler kurulur, büsbütün başka bir âlemin doğduğundan ve ya doğacağından bahsedilir, fakat tabiatin zaruretlerine dayanan ba- zi İktisat kanunları vardır ki, bun. lar hiç değişmez. Baltık Deni nun en güzel bir misalidir. İkinci Petro zamanında Rusyayı Baltık kıyılarında uefes alacak bir menfez aramıya sevkeden zaruret ne İdi ise, bugün Sovyetler Rusya- : Baltık üzerindeki penceresine çeveler tâkinak mecbü- riyeti İle karşılaştıran icaplar da odur. Çertijin #liküü üzerine Fin- lshda ile birlikte Baltık memle. ketlerini kaybeden Rusya, Finlan- da körfezinin dibine tıkılmış kal mış bir vaziyete girmişti. Ru tepe penceresinden ona ne hava, ne ışık gelebiliyordu. Bu gedik genişletil. medikçe Sovyet donanması Kronş- tad önünde ebediyen demirli kala- cuktı. Almanyanın Avrupa karışık» Ukları için anlaşma teklifi Sovyet. lere pek zamunında yapılmış olu- yordu. Sovyetler, Polonyadaki emelle- rini tatmin ettikten sonra Baltik meselesini de istediği gibi halledi. verecekti, Almanlar tarafından ter- kedildiklerini anlıyan Baltık mem: leketlerinde panik bâşgösteri Estonin, arkasından Lettonfa ve Li- tuania Sovyetlere kapılarını açtılar, böylece Sovyetler Tallinn önündeki ve Riga körlezi açıklarındaki ada. larda yerleştiler, deniz ve hava üs- leri kurdular, Sırs Finlandaya gelmişti. Sov. yetlerin istediklerini kabul ötmek Finlandanın hâkimiyetine nihayet vermek demekti. İşte buna Finlan- dalılar razı olmuıyarak kendilerini müdafasya hazırlandılar o Mosko- vanın İstekleri arasında en'mü- himmi Aland adaları idi. Sovyet- ler Aland — adalarında yerlöşince Finlandayı nefes alamıyacak bir hale koyabilirlerdi. Bundan başka bu vaziyet İsveçliler için de tehli- keli olacaktı. Şimal memleketleri. nin en kuvvetli yeri sayılan Bo. den kaleleri ehemmiyetten düşe- cek ve bütün İskandinavya Sov - yet ordularına açılacaktı Diğer ci- hetten Moskova Almanyanın İs. veçten aldığı demirin sevkiyat yol- larını da tutmuş olacaklarmdan is. tedikleri zaman Almanyayı da taz. yik edebileceklerdi. Bu halde Bal- tık Denizi tam bir Sovyet gölü olu- yor demekti. Almanya buna nasıl razı oldu, yoksa iki memleket ara- sında Şimal devletleri hakkında verilmiş başka kararlar mi var? İşte'yakın bir atide karşılaşabile. ceğimiz sürprizler buradadır. Yal- niz bir şey bu plâriları altüst ede. bilir; Finlandalıların şiddetli mu. kaverhetleri ve onlara yapılacağını müttefiklerin ilân ettikleri yardı- mın kuvvet ve derecesi, i | Yazan: Belkis Halim ilmem, okuduğum hangi kit: bın, yahut dinlediğim hangi 1 hep kadınların cenneti olaral düşünürdüm. Zannederdim ki, iyor ve kadın artık yalmıl lâtif,, ten ibaret olmaktı kir kuvvetleniyor bile.. İnsan, “ merika, sahiden kadınların imiş,, diyecek kadar g şeylerle karsılaşıyor.. den yabancılığın ve Kanunlar istediklerini yazsınl her şeyi iyi tarafından görmeğe al mış olanlar, istediklerini söylesin! teamülde kadmın yeri ayrı, erkeği ayrı. Yerle, gök kadar birbirinde! uzak.. Gördüğümüz birlik, tıpkı w fukta yerle, göğün birleştiğini g düğümüz gibi, aldatıcı bir görüş. Kimyadan bu sene doktora: yapmış bir iki tanıdığım var, kollejlerde © muallimlik iz niçin lâboratuarlarda, fabrikalard in oralar, daha uygun de gil mi?,, diye sordum. Cevap verdi ler: “Haklısın amı Amerikan hastanelerinde bir âdi var, Herhangi bir şubenin şefi ola doktor cekildi mi, o hastanede en ul zun zaman çalışmış asistan doktol sefliğe yükseltiliyor. İçyüzünü bildi hastanelerden birinde böyle bil i. Onun yerini alması icap ede | asistan kadın olduğu için, derhal det değişti. Kadından sef olmazmı tayin ettiler. Bir gün ecnebi | talebelerden bi hastalanıyor. Oturduğu pansiyonu sahibine, kendisine bir kadın dekte doktora gidin; fakat kendinizi kadı döktora baktırmayin “Bi > in ladıkları yok. Hastayı rine, fena ediyorlar! Amerikada üniversi İleri de halk küt kese açıktır. Oraya gidip, istediğini kitabı okuyabilirsiniz. Yılbaşı tatili ni geçirmek üzere, Boston; tim... Aldığım derslerden biri içit bu müddet zarfında bir rapor hazar lamak İâzimdi. Kullanacağım kitap ları beraber getirmek zahmetine kai) iğim kitapları okurum, dive dü sündüm.. Ve yalnız Bostonun, hatt Amerikanın değil, bütün dünyanı ilim hayatında büyük rolü olan ünl eye gittim. İstediğim bitaplar gi ği tüphaneciye sordum. Mur. kırın et meğe başladı. “Siz, bu kitapların »n maralarını katalordan bulun da biz size getirelim,, dedi, Birkaç kitaba birden ihtiyacım ol duğunu, ansiklonedilere filân bak mam lâzım geldiği yerek, bü tün bunların bulunduğu okuma oda larından birine gidersem, d ie İlacağımı anlattım... Fi erkek talebeye işittirmemek icin m he: eğildi ve yavasca kulağıma: “l odalara kadm giremez de ondan! diye fısıldadı, Amerikanın en büyü Üniversitesinin ilim odasında kadını yeri yok.. Kapıları kadına kapalı... Tanıdığım ruhiyat doktoru bi kız, hocalık arıyor, bir mektehe wii) or: “Bizim hocalarımızd aradığımız ve bugün istediğimiz he sev sizde var. Dereceniz İvi. helisiniz. Okuduğunuz mektepler hi zim derecelerini kabul ettiğimi mektenler. Yalnız hurması” hiliversi nuz erkek mektehidir. Kadın hoca miz voktur. Nisamnamemir Bizi, kâ din hacn almaktan meneder, diy cevan ahıvor, i Muhtelit orta mektemlerde ve İse lerde hocalarm coğu kadındır. Fak müdürler hep erkektir. Maarif mü dürleri muhakkak erkektir. j Yol basında otomobiller durup kalabalıktan ilerliyemedi mi, heme de muhakkak hir kadın sürüyo dur, onun için ilerliyemiyoruz., der ler, “i Lokantalara girersiniz, etrafta #N cak hiç boş yer kalmayınen, bir © keğin kadının, yahut kadının. erki bulunduğu masaya | gittiğini e sünüz. Üniversitelerden hirinin ef"? fındaki lokantalardan erirekler mahsustur. Biri kadınlara. “Bura erkek,, , “Burası kadın. fo diye resmen ayrılmış bir şey Teamül öyle..

Bu sayıdan diğer sayfalar: