16 Şubat 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

16 Şubat 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

| | | ——— 16.2.94 16 ŞUBAT 1949 TAN ABONE BEberj Türki, ez - Ecnebi 1400 Kp 79 » “0 189 » 1 Ben 8 ay $Ay 1 Ay Mühetlararan posta itlihsdma dabi) iyan * memleketler için abo bedeli tnfidığeş se 0. 2000 Kr. we » wo » 80 * Türk Hava Kurumunun 16 nci Yıldönümü B er Türk Hava Kurumu, on al Yaşına basmış bulunmak. ae li Hava Kurumu, kanatlı daki «5 süratle teşekkülü yolu: aki tedbir ve faali medi tesislerinden tkkuşu vasıtasile üç dört toşaığ isine kadar, ancak askeri e ta mahsus olan havacılık bil. sınıfı, < “EİSİ, memleketin münevver ei arasında yayılmış, ve sivil vecılığa vücut verilmiştir. Taği 9 büyük vilâyetimizde, a teşkilâtı vardır. İnönün. de, tam techizatlı modern bir hava. clık gehri lama. Ankarada, i otörlü bir tayyare kersa vardır. Fabrikaların ve atöl. Eş fm da, hepimize emni. ratl, © (har duyurabilecek bir sü. - Türk Hava Ku. Fumunun mil mildafaamıza yaptı. | ğı hizmetler de, ayni derecede hü. ni Kurumun, yetiştirdiği mo. Pi tayyare pilotlarının sayısı 5 Dile cok yakımdır. Motörlü tayyare > da, 150 den fazladır, unun içindir ki, faaliyetinin Müsbet semerelerini, her sahada if- tihar ve sevinçle takip etmekte oldu. #vmuz Türk Hava Kurumunun on altıncı yaşına girmesini mesut bir hâdise sayar ve Türk Hava Kurumu. #a, şerefli mazisinden daha parlak istikbal dileriz. İ ii * İN ZN Alrodiler: ipi vatandaş, gazetelerde, “Afro. iz adındaki eserin piyasaya çikti. | okum. â ü | Sn ma Bu İlânda, şu cümle de Pı dim Memlekette büylük yu can uyandıran kitaj İ Hakat bir kitapçıdan aldığı bu e- mışlırınca ahlamış ki, kendi. oi ş ki, api ç9 Kuruşa mal olan bu “Afro. we hı, enlekette büyük bir alâka di Aa uyandıran eser” arasin. ili 'çbir münasebet yoktur. Bunu tan kip» Kitabı, onu kendisine sa. kat Si) inde etmek iste, (a. Yine, PS Sattığı kitab geri alma. Yüzünder ında çıkan münakaşa Mmeşhugg KİSİ de ar kalsın “cürmü luk, oluyorlarmış Di le ge, P! vakayı, hayret ve teessür. sa; alâka di v. inledik. Ve hatırladık ki, son günlerde “Afrodi i karl erde “Afrodit,, ismile (dn almayin sayısı galiba dör. ir Zodit, yp” Yazmak ve bu esere “AL » vermek, ki bir cü. ÜMİNE , kanunen bir e ma; etildir. Fakat, bu eserin ilânı. “öi Gi Memlekette büyük bir alâka sini ya, Uyandıran kitap” cümle. ik halkın yanılmasını ve ee Pierre Louys”'in meşhur Marmak, , ,, <e5metmesini kolaylaş. Miyim Yine kanunen bir cürüm Bilecezi ekin beraber . doğru bula. | daki bi eğildir. Ni. gazetelere | konul. ya benziyen ya başladık. Vâ. meler, minakaşalar, müh. niş bi, 07 Yüzünden etrafında ge is ie uyandırmış bir eserin sayılahilg, srken, suiniyet alâmeti dai kime mahiyette reklâmlar. tarmiyekia son derece itina gös. | Yaniltiri er, dikkatsiz vatandaşları Bülacek e kanunen cürüm sayıla. #t yapmış sayıla. » Yanılacak olan vatan, ar hakkında ri " verebile. Paya — bir mahkemenin ce. müm dçkadi aha ar acı değildir. Bu. yi ? Afrodit, ismile eser rim hevesine kapılarak başka İlet varsa, onlara, bu htiküm. korunman; ' Fun tavsiye'e Sl ei almala. Ba ML e aa B ugünkü Bulgaristan ik- tidarını elinde tutan Ekselâns Köseivanofla ilk karşılaşmada hiç bir zorluk çekmedim. Ondan sonra bir çok karşılaşmalarımda da da- ima eski bir dostla konuştu- ğum hissini duydum, Harp sonu diplomasisinde acı) kalble hareket etmenin ilk ve bü. yük örneğini vermiştir. Bu usul taammüm ederse sanırım ki, Avrupa işleri daha kolaylıkla birer neticeye varabilir. Bulgaristanın iki eski diplomat ve Başvekilile de böyle oldu. En w- fak bir zorluk ve endişe sezmeksi. zin ikisi İle de açık eçik ve uzun uzadıya konuşmak zevkine erdim. İkisi de aktücl rakipleri nuhterem Köseivanof kadar açık özlü ve sa. mimi sözlü. Önce Profesör Çankaf tarafından evinde kahul olundum. İlimde, si. yasette ve halkçılıkta büyük bir o- toritesi olan bir profesörün odası nasıl sade, kibar ve ağır ise öyle bir oda. Yalnız havası ve hende: tam Bulgar olan bir oda, Zaten bu kaşeyi her Bulgar ricalin'in ve her ferdin evinde bulabilirsiniz. Şu mevzular üzerinde konuşmak #stediğimi söyledim: Balkan asitantının Belgrat kon- feransından sonra aldığı veni va- riyetle, Bulgar'stan arasındaki mü- nasebet, Türkiye - Bulgaristan m B i " sonra ,vaziyetleri hakkında dü- şünceler. Yakında açılacak olan Bulgar Millet Meclisinde muhalif mebus sıfatile alacağı tavır. nasebetleri pr“ Başvekil Profesör Çan. Sofyanın karakteristik bir tarafı siyasi çarpışmaların kaynağı olma. sı dolayısile elli, altmış seneden. beri muhalif mebus yetirtirmesin. dedir, Kırk eli sene önce de Sofya demek, muhalefet merkezi ve mu. halif mebus seçilen yer demekli Bu seferki 160, 170 hükümetçi « hükümet partisi değil, çünkü Kö. söivanof ta kendine hiçbir parti yapmamıştır - mebusa karşı çıkan 25 muhaliften Bay Muşanof gibi, Profesör Çankof taön safta geli. yor. Kolay, açık ve tereddütsüz konuşuyor: — Önce size Balkan paktınn başlangıcına ait bir hulâsa yapa. yım: O vakit Hariciye Nezaretinde Muşanof vardı. Bu antanta bizi de davet ettiler. Tabli yanaşmadık. Çünkü bu antantın ne olduğunu ve neyi istihdaf ettiğini biliyorduk. Eğer müzakereye girerek böyle bir paktı imza etmiş olsaydık Bul. garistanın milli zararlarına yapıları Nöyi muahedesini, ikinci defa ka- bul ve imza ederek hükümlerini kendi elimizle teyit etmiş olacak. tık. Bulgaristanda bunu yapabile. cek hiçbir hükümet tasavvur edi. lemezdi. Bu mesele üzerinde biri. birinden ayrı düşüncelerde olsn bütün Bulgar siyasi partileri der- hal birleştiler. Böyle bir teklifin kabul olunmamasına itetfakla ka. rar verdiler. Fakat biz itilâlgiriz bir politika takip etmeyi İsiiyor. duk. Bunun için Bulgaristenm her Balkanlı devletle ayzı ayrı birer dostluk paktı imzalamasına karar verdik. Nitekim buna önce Türk. lerle, sonra Yugoslavlarla yaptık Bu suretle bize yaplan haksızlık- ların adalet yoluyla düzeltileceğini ümit ediyorduk ve yine bu ümidi. mizde devam ediyoruz. Harpten sonra Bulgaristanm ye. ni bir politikası vardı: Komşularile teker teker ve yavaş yavaş anlaş. mak, İstanboliski Sırplara ilke. dım: atmak istedi. Nedense geri kaldı, 925 te ben Başvekâlette ve Kalkof hariciyede iken bu fikri Ankarada güdmiye kararlaş- tırdık. Sefirimiz Simon Radef, sonra onu İstihlâf eden Todor Pav. TAN Arkadaşımız Aka Gündüzün Bulgaristanın En Maruf Şahsiyetlerinden Eski Baş- vekil Muşanof ve Profesör Çankofla Yaptığı Mülâkatı Aşağıda Okuyacaksınız: mulakat Türk — Bulgar anlaşmalarını yapan ve Gazan Anfanlı kurulduğu sırada Başvekâlette bulunan Gospodin Muşanof Ankara ziyareti sırasında.. ile , neticelendir. Bundari #orirüâ Romanya “e “ii. laşmak istedik, Fakat Dobriceden başka bir takım gayri menkul işle. ri, mektepler meselesi gibi zorluk” lar ortaya çıktı. Yugosl hi epeyce mütereddit ve çekingen madı. Fakat bu iyi fikrin peşini bırak. vaadık: Başvekil ve Hariciye Mazı, rı Gimen Görgiyef devam etti, Yu- goslavya üzerinde çok mesai sar. fetti. İş yoluna giriyordu ve bir gün konuşmıya başladı. Nihayet şimdiki Başvekil Köselvanolun me LOKMAN'HEKİMİN “YENİ Geçen seferki Büyük Harpte, Almanyada o mevcudu kalmıyan bir madde yerine onun işini gö bilecek başka bir madde kullami- | dığı vakit, buna “erzast,, denilirdi. O harp içerisinde Almanyadan bu- İ raya gönderilen otomobillerin te- İ kerleklerine lâstik yerine içerisi kı- tık dolu meşin takıldığını, bir de, harpten biraz sonra gelen vapurla- rın salonlarındaki döşemelerin de- Ti yerine kalın kâğıtlan yapıldığını görünce erzast'ın ne demek oldu- ğanu biz de anlamıştık... Bu seferki harpte Almanyada erzak hakımından sikinti çekildi- inden, cinsleri azalan yahut hiç kalmayan yemeklerin yerine, AL manyada mevcudu daha bol maddelerden yemekler tertip et- işler. Bunlara da, erzast demek Alman dilinde belki doğru olamı. yacağından, adını yeni yemekler koymuşlar. © Yeni yemeklerden hiri, Alman. yada her yemeğin temeli olan etin yerini tutacak, kızarmış költeymiş. Ancak, eften büsbütün vaz gec mek mümkün olamadığından, bu köftelere üçte bir nisbette et ko- nuluyor, üst tarafı da nebattan çi- 'karılen alhilminle tamamlamıyor- mus. Yiyenlerin rivayetine göre. bu köftelerin et kızartması kadar lezzetli olduğu anlaşılıyor. Fakat insan, her öğünde küfte | yemekten bıkacağı için, değişiklik | olmak üzere, yeni bir sucuk icat edilmiş: Buna sucuk denilebilmek İ için, terkibinde biraz kurutulmuş et varsa da, albümin, yağ, hem de yitamin hesaplarmı tamamlamak üzere domuz yağı, başka türlü yağlar, şeker olacak maddeler, ku- ru yemişler, kesilmiş süt suyu, do. mates bulâsası, bira mayası, yeşil biber, yaban merini, hem de İesi- tin ilâye etmişler. Almanyada öğle yemeğinde çor« ba baş yemek olduğu için, çavdar- dan yapılmış bulgurla, sütten ve ku. ANİ YEMEKLER, mabut soya fasulyesinden çikarıl. miş albiminden, patates unundan, yağdan, karışık bir çorba konser. vesi yapmışlar, Kakao ile kola ilâ- tından karışık şekerli yiyeceğe de $okakola adını vermişler. Bundan başka bir de, şekerden ve yağla albüminde ve “meyva kokusun. dan,, mürekkep bir tatlı var. Bu da hoşaf yapmak İçin olacak... Li. mon tuzu adı v. bir tuzdan beş gram yarım litre suya konu- lunca, ipsanın vücudünden ka; bettiği madenlerin yerini tamam. yormuş. Fakat bu yeni yemeklerden en mühimmi, kurutulmuş sebze oldu- ğu anlaşılıyor. Kuş konmazdan başka, her türlü sebzeler kurut. larak, yapılmış olan bu konserve. ler, büyük bir tazyik altında kü- gültüldüğünden, bir öğünde otuz bin kişiye yetecek kadar sebze an- cak bir metre mikâbı yer tutuyor. muş. Şu kadar ki; bu sehze kon- bi katı olacağından, pişirmeden önce saatlerce su için. de yumuşatılması zaruri olduğu şüphesizdir. Gene yiyenlerin riva. yetine göre, bu sebze konservesi- Bin lezzeti, taze lahna ile yeni ve. tişmiş mini mini patateslerin lez- zetinden farkedilemiyormuş.. Bu sebze konservesi bana geçen Büyük Harpte, pek sıcak bir iklim- de, et lokmasından mahrum kaldı- ğımız uzun uzun haftalarda yedi. ğimiz pastırma kurusunu hatırlat. tı, Biz de sıcaktan kayış kadar sert saatlerce su için- çalışırdık. Fakat ne de olsa, sudan çıkmış pastırma. yı öylece yemek kabil olmadığın. dan, elimizde un varsa, pastırma- dan kıyma çektirerek, puf böreği yaptırırdık. Almanlar muharebeye hazırin. mırken, ineklerinden pastırma yap. mayı akıl etmiş olsalardı, yeni ye- mekler icat etmek için bu kadar zahmet çekmezlerdi. 2 Eski Başvekil, 2 Yeni Muhalif VMebusla2Siya saisile bilinen ebedi dostluk anlaş. ması meydana geldi. Hüsnü niyetle devam eden bu İş. lerin bir neticesi ve bilhassa Türki. yenin yardımile Selânikte malüm olan muahedeyi y Bundan memnun olduk. Çünkü o zamana kadar bize mağlüp devlet muame- lesi yapılırken ondan sonra müsa- vi devlet muamelesi yapıldı ki, hep beraber ilerlememizin, acılarımızın beraberce teskinine | çalışmamızın esaslı bir adımı atılmış demekti. Size daima tekrarlanması lâzım gelen açık bir hakikati bir defa da- ha söyliyeyim: Balkan devletleri, | siyasi, coğrafi ve iktisadi bir çok sebeplerden biribirine öyle bağlı. dırlar ki, bunların her biri mukad- deratımız üzerinde müessirdirler. Biz veya siz, yahut herhangi bir başka Balkan devleti olmayınca antant olmaz. Birimiz hepi hepimiz birimizden mü*eessir olur bir vaziyetteyiz. pr> istediklerimizi biliyor. sunuz. Bulgaristanda hiçbir hükümet tasavvur edilemez ki; halkın mil- 1i, siyasi arzuları hilâfına hareket edebilsin. Hiçbir hükümet milleti bu esaslar hakkında başkaların- dan alacağı şifahi, veya tahriri va. atlerle avutamaz, avutmanın im- kânı yoktur. Millet maddi eser görmek istiyor ve başına gelen hü- kümetlerden bunu bekliyor. Ben reslist bir politisyenim. Bal kanlar bizi bilir. Onların müşkül. lerini de biz anlarız. Onun içindir ki, sak u bir yeti aldık. Fakat bu larımızdan vaz geçtiğimizi ifade et. memeli. Davalsrımızdan vaz geç- medik. Başvektletim zamanında birkaç fırsat düştü. Muhterem İnönü ile Rüştü Aras geldiler. Onlara de. miştim kiz “Türklerle Bulgarlar arasında dost yaşamanın şartları çoktur ve çok iyidir. Bizim Türklerle bir a. Tacağımız, vereceğimiz yoktur. Ön- ce birbirimizle, sonra yanyana harp ettik. İkimiz de bir şey ka- zanmadık. Aramızda İyi bir dost. luk muvazenesi var. Türklerin va. ziyeti sağlamdır ve müsaittir. Ö- teki Balkan devletlerine karşı mu. tavassıt bir rol alması kabildir. Çünkü arası hepsi ile iyidir. Kon- seyin rolü sizdedir. Diğerleri de bizi anlamalıdırlar.,, Evet, biz bugüne kadar nası) bir aklı selim ile ve sulhperverane ba. reket ettiysek; bu hareketimizde, şimdiden sonrası için de devam €- deceğiz. Davalarımızı sulh yolile halledeceğimize ümidimiz vardır. Onlar da bunu takdir ediyorlar. Biz, ufak bir milletiz. Avuç içi ka- dar bir Dobrice, başkalarına pek ehmmiyetsiz görünebilir, fakat bi. ze hayati bakımdan lâzimdir. Noy- yi muahedesinin de vaadettiği veç. hile, denize çıkmak hakkımızdır. Bu vandin yerine gelmesini yaşa. mak için bekliyoruz. Tam bir Balkan antantı yapa- bilmek için, vaziyeti hazıra müsait değildir. Öyle bir Avrupadayız ki, kendi işlerimizi kendimiz konuşup, halletmeğe meydan bulamıyoruz. Çünkü her devlet kendi hesapları bakımından her birimizi bir ta İa çekip; sürüklemek istiyor. Bizi rahat bırakmıyorlar ve bu yüzden rahat konuşamiyoruz. pus bence, ne kadar geç 0- lursa olsun, bu işi Balkan- hların müşterek menfaatleri na. mina yapmalıyız. Çünkü hayat ve mukadderatımız, birbirine öyle bağlıdır ki, bir Balkan milleti ken disinin ne kadar şu taraftan, veya bu taraftan olduğunu zannetse; yanlıştır. Balkan, ancak Balkanlı. lardan, kendisinin tarafından olur, Eğer harp yarın bizi bugünkü va- ziyette bulursa eyvah! Fakat or. ganize bulursa, işte o zaman ken. dimizi muhafaza ederiz. Onun i- çin aradaki küçük meseleleri d zeltelim ki, bu birlik ve organizas. yon vücude gelsin. Birleşirken, si- yasi ve askeri büyük, gayri kabili (Devamı 6 erda) GÖPÜŞLEP Siyasi Müşahitler Yazan: Sabiha Zekeriya Sertel ti 939 harbinin ilk getirdiği yeni tâbir, siyasi müşahitlik ve yeni zümre de siyasi müsahitlerdir. Bun. lar kimlerdir yasi hüvviyetleri kültür kabiliyetleri nedir? Gazete- lerde isim ve şöhretleri yoktur. Ms viz gazetelerde bu siyasi müşahitle- SI rin kamaatlerine güre bir sürü malü- İmat neşredilir. İ Bir siyasi müşahit, size kat'iyetle İlddia eder: Garp cephesinde harp olmıyacaktır. Majine ve Zizfrid hat. tmda milyonlarca insan kaybetme. den kat'i bir zafere ulaşmanın imkâ. nı yoktur. Bundan başka Almanya artık taarruza o geçmiyecektir, iste. diklerini almıştır, Şimdiden sonra İyalnız İngiltere hükümetini denizden ve havadan işgal edecektir. Bu harp şarkta İngiltere ve Rusya arasında cereyan edecektir. İngilterenin en büyük hedefi Rusyayı vurmaktır, si mülşahit, şarkta harp olmıyacağını, İngilterenin ikti- sadi pazarlarda bir rakip olarak kar. şısına çıkacak Almanyayı, Bahrisefit- te yolunu kesen İtalyayı bir kenara Jatıp Rusya ile uğraşmıyacağını, bu- nu ancak Merkezi Avrupa ve Akde- niz tehlikesi bertaraf olduktan son. ra yapacağını söyler. Bir ü cü siyasi müşahit Al- İmanyanın uzun zaman bu iktisadi ablokaya tahammül edemiyeceğini, ne pahasına olursa olsun taarruza ge İçeteğini ve bu taarruzunBalkanlarda / olacağını isbata çalışır. Bir dördün” Balkanlarm o Almanya icin bir zahire ambarı olduğunu, burada bir harp çıkarmanın yiyecek ambarı. dan onu mahrum edeceği için, harbin İHolanda, Belçika ve Danimarka hu- ağını söyler, Bir beşincisi harbin, şimalde, bir tarafin Rusya Almanya, diğer taraf. ia İngiltere, Fransa, İskandinav devletleri, Amerika ve bütün bitaraf,. ların iltihakile bir cihat şeklinde o- lacağını, zıd kuvvetlerin bursda kar. şılaşacağını söyler, Bir altincisi Rus“ yanın Hindistana ineceğini, boğuzla. rı, Balkanları işgal edeceğini, bir di. Zeri de Rusyanın kendine lâzım olan müdafaa üsle ldıktan sonra, ge. lecek hücuinları bekliyeceğini, Ak manya ile askeri bir “anlaşma Yüp- mıyacağını söyler... Bu siyasi müşahitlerin kanaatleri- ne biz de inanırsak, harp ne şarkta, ne garpia, ne şimalde, ne cenupta acaktır. Peki, bu harp nerede olacak?. Gazete nüshalarmda her gün çikan havadisler, bir gün övvelkini tekzip eder. Radyolarm, propaganda ajanla. rinin neşrettiği havadislerle, siyasi müşahedeleri de karşılaştırırsanız bir birine arap saçı gibi karışan hadi. selerle beraber, muhakemenizin de karma karışık olmamasına imkân İ yoktur. iz Siyasi müşahitler, belki çok büyük adamlardır. dilik - büvviyetleri meçhul olduğu için kendilerine lâ- İzım olan hürmet vazifesini yapami. yacağız. Yalnız her propaganda 8“ İjansının kiraladığı bu siyosi müşa. İhitleri, kendi yüksek kunaatlerile baş İbaşa bırakıp, hadiseleri kendi gözü. İmüzle gürmeğe çalışalım. Buzün önü İmüze serilen hadiseler ne kadar s8- yırlıcı olursa olsun, bu harbi doğu- ran sebepler, bugünkü hadiselerin ©“ İseri değil, uzum bir tarihe dayanan müteselsil mücadelelerin bir sonu. dur. Veya hesap görme devcesidir. Devletlerin birbirlerile olan iktisadi çarpışmaları neticesi doğan, on do- kuzuncu asrın ortasından bugüne ka- dar devam edip gelen harpler, bu ik- tısadi çarpışmanın ve o paylaşmanın doğurduğu harplerdir. Harp nerede 8 İlursa olsun, kim galip veya kim mağ. lüp çıkarsa çıksın, milletlerin mukad deratımı harp tayin etmiyeesktir. E- sarette yaşayan, ve esarete düşecek olan milletlerin yapacakları kurtuluş kavgaları harbe son verecektir. (Bİ- zim istiklâl harbimizde olduğu gibi). Şimdi siyasi müşahitler efkâri & mumiyeleri şaşırtmak için şellerinden geleni arda koymasınlar... Yalnız tâ» min olsunlar... larile, sebepleri ve neticelerile kos kocn bir tarih yatıyor. m Salih Sait Tekaüt Edildi Dün Gureba hastanesinde tekgö- de sevkedilen göz doktoru Salih Sal$ için merasim yapılmıştır. Vali ve belediye reisi Lütfi Kırdsr da merasimde bulunmustur. Belediye rersi den döndükten sonra, Taksime gide” rek, oradaki yol inşaatını gözden gts içirmiştir. 16.27.42 Önümüzde, iktisadi, siyasi kavga. ureba hortanesine © 5 rihin seyrini şaşırlamıyacaklarına 6 ©

Bu sayıdan diğer sayfalar: