17 Şubat 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4

17 Şubat 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

yedi TİYATRO: HÂLÂ O MEKTUP... e gazetelerden birinin ilk sayfasında, itina “dizilmiş çerçeveler içinde bir ilân gördüm:| #Selâmi İzzet Sedes Tan gazetesine Çevap ver.yor — oğlum İzzet Sedese mektup... Ondan sonra bir 5. Sedes daha. “Eyvah! Dedim bütün Sedes kabilesi silâh altında!,, İç sayfayı ce- irince aklım başıma geldi. Biraz fe- #ahlandım. Muhterem meslekdaşım bana söylemek istediği şeyleri oğlu. pa hıtap suretiyle söylüyor. Eski e. debiyatta bunun şimdi hatırıma gel ir adı vardır. Avam aresında ızım sana söylüyorum geli. pim sen anla!,, derler. Fakat çok ya- Zık ki benim böyle hrtap edecek ev- lâdım yok. (Ulunay) kabilesinin ku. rumuş bir dalıdır. Bir yeğenim Gül deren Mazal var; onun da hiç bir za- man küçük İzzet Sedes kadar taham. mülü yok. Lâfım da esirgemez: Yı sen bunamışsın. Bunları birak ta Şu vazifemi tashih et. Dikteden iyi Buara alayım. diyecek, bozulacs- dım. Düşündüm, taşındım, ben de Muhterem muarızımın oğluna hitap ederim, dedim. Babasını kızdırdımsa Oğlu ilede aram açılmadı ya. İşte Mektubum: Küçük İzzet Sedese Mektup “Yavrum, “Seninle daha tanışmadım. Fakat Sevgili babacığının mektubunun “bu. gün sana duru edebiyattan bahsede. cek değilim,, cümlesiyle başladığını görünce bu nevi. ekzersize alışık ol- duğunu tahmin ederek su mektubu “a yazıyorum. Ne şekilde, ne kıb: talduğunu da bilmiyorum. Belki düşüDür topu gibi yumuk yumuk pun; fakat ne şaşılacak bi- çi > e Şilere destan olerk , Jett var yavrum. De- “âyle sütun sütun “ün ömürle. ürarak riya. <weTi bu sabir ve sw görseler şimdiden $a- «alay Lama) gibi tarikatlerinin an vüksek pâyesini verirler. Hele ba. banın tavır ve hareketini hiç be. ğenmedim. Senin gibi zekâsının in- kişafı tamamen tabiate terkedilmesi Tâzım #elen bir cocuğa karsı bu dere. çe insafsızlık olur mu? Ona baka! san benim harektim de doğru değil. Zira hergün kıymetli bahacığından dinlediğin parlak fikirler kâfi değil- is gibi bir de minlmini “başına ben olacağım. Fakat emin ol. Bü ilk Ye ön mektubumdur. Bu kadar şeye İahemmül ettin, buna da tahammül 8 Şimdi yavrum evvelâ sana ufak ir müaseret dersi verev *1 — Birisi ile kalen, kalemen mü, skasa edersen sakın hiddetlenme lhakika “Ölke böldin tatlıdır. e fakat bünü nak#nden “hiddet e kalkan zararla oturur, sözü de ardır. Unutma. © “2 — Öfkelendiğin zaman fena! özler söyleme. Küfür, sezin silâhı- dır, mağlübiyet alâmetidir. Mantığın karşısında acizlerini hissedenler mu- hataplarını tahkir ile surturmak is. terler. Benden ibret al Babacığına karşı hiç bir zaman fena lâf söylemi dim, dalma adına hürmetli bir kel me ilâve eyledim. Zira atalarımız; “Kem söz sahibine döner, demişler. “3 — Bilmediğin bir meselede inat Çünkü sonra kimsa seninle mış. Böyle bir muarız ile ne yapsbi- lirsin? Hiç | “4 — Şayet senden biraz daha fazla Bilgisi ve teerilbesi olan birine tesa. düf edersen onun İkazından mütees. sir olma. “Vay. O kim oluyor?.. De- me. İhtarını güzel telâkkı et. Ondan istifade et. Hattâ feyiz almıya çalış, ayıp değildir. Bahusus ilim bahsin. de: “FI elden üstündür, arşa varın- cayadek,, derler. “3 — Kimseyi kıskanma ve ken- din! büyük görme. Eskiler: “Hâk ol ki Hüda mertebeni eyliye âli, de.| mişler, Babacığın maalesef bu hata. lara düştü, Kendisine bir (Sarsey) süsü vereyim derken tivatrolarn muvazzaf alkıscısı veya ıslıkçısı va. ziyetine indi. İstivorki kendisi issreti verince herkes ellerini çırpsm. Olur u ya? — Tiyatro pek geniş ve derin- dir. Tetk'k ister, görgü ister, Pari Suvar ile Dimans İllüstre'den #'yat- ro öğrenilmez. Gitmeli, görmeli, u. zun müddet kalmalı, “7 — Bir münakasada hek kaza. nabilmek için fihristlerden kitap ve mecmma ismi kopya etmekle iktifa eyleme. Oku ve bilhassa gör. “8 — Hele bu sekizinei nasihatimi kulağına küpe vap: Şayet bir gün ge. lir de Allah saklasın sen de gazeteci olursan ve yine Allah saklasın sev- gili babacığın . gibi bir tivateo mü- nekkidi olursan sakın evlâdım “On Gördüncü Lül Asrı, na “Kahkaha Asrı, deme. Sonra bütün dünyayı! hkahalara boğar, baban gibi sen de Yirminci Asrı: “Kahkaha Asrı, Yaparsı | “9 — Emekdar art'stlere hürmet et, Bu artist Poruz Hanım dahi olsa, | Zira bütün Pariste her münasebetle hakkında sitayişler yapılan İvet Gil ber Fransızların Peruz Hanımından baska bir sey değildir. “10 — Dediğim gibi savet tiyatro. yu seversen bilhassa Melyer' cok tetkik et. Onu, yalnız halki göldür. mek icin eser yazan bir müelliften baska bir nazarla gör. Molyeri sana daha ziyade tanıtmak icin ayrıca bir isale yazmak isterim. Doum günü- nü bilsem bu ufak hediyemi o gün için hazırlardım. * “İste yavrum Bü nasihatletimle iait olan seyahat masraflarını gönder. | SPOR TAN Kupası Maçlarına Bugün || Devam Edilecek i Tan kupası mektepliler futbol! İşampiyonasına bugün Şeref ve Tak-| sim stadlarında devam edilecektir. İn | Taksim stadında saat 14 de Yüce İÜlkü - Şişli Terakki, 15,10 da Ga. latasaray » Hayriye, Şeref stadında da saat 1$ de Pertevniyal - Erkek Muallim, 15.10 da Vefa , İstanbul isesi karşılaşacaklardır. Beyoğlu Halkevi salonunda da mektepliler voleybol şampiyonasına devam edi- lcek ve Darüsşafaka . Işık. İstiklâl. Kabataş, Sanat - Taksim oynıyacak- ar. Balkan Kros müsabakası 24 martta Heybelide yapılacak 0- lan birinci Balkan kros müsabaka. Jarma iştirak edeceklerini Bulgaris- tan, Yunanistan ve Yugoslavya fe. derasyonları federasyonumuza bil dirmişlerdir. Romanyanın da bu mü-| sabakaya iştirak edeceği şüphesiz! &ddedilmektedir. Evvelce de yazdi. ğımiz veçhile bu yarışa her millet dört müsabık sokabilecek, fakat bun. lardan yalnız üç ilk gelenleri, sayı hesabına idhal edilecektir. Balkan güreşleri 3 Martta İstanbulda yapılması ka- rsrlaşmış olan altinci Balkan güreş şampiyonasına Yugoslavya, Roman. ya ve Yunanisten güreşçileri istirak We edeceklerdir. Ancak bu güreşçilerin) müsabakayı tertip eden federasyona | YARIN : A mek için serbest döviz müsaadesi alınamamıştır. Eğer federasyonlar, memleketlerinde harcadıkları parâ- yı burada ksndilerine ödememizi ka. bul ederlerse müsabakalar ae tecektir. Evveles iştiraklerini bildirmiş &| lan Yugoslav takimı seyahat müsa.' adesi alamadığını bildirdiğinden ie. derssyonumuz bu hususta da teşeb- büsata geçmiştir. Asbaşkan geldi Genel direktörlükle temas etmek üzere Ankaraya giden İstanbul böl. gesi Asbaşkanı Ferklun dün İstanbu. kızdırdım, bunun: farkındayım. Fa. kat ne yapavım? Senin kadar taham. mül edemedim. nız bu £ sümun ne günahı var? Öfkenin yıldı rımlarınm bana teveccüh etmesi l&. zım gelirken arada senin saikalara siper olmanı anlamıyorum. “Aranızdaki sahneyi şöyle: tasav. vur ediyorum: “Çalışkan babacığım o makalesini vazmış; mektup sana hıtap edildiği cihetle: '— İzzeti getirin! Diyor. “Seni getiriyorlar, delikli iskemle. ne oturtuyorlar. Bulamaç kaşığın inde. O, gayet ciddi: — Dinle! Diyor ve başlıyor. Sen arada tasvip eder gibi bağırıyorsun; “.. Baba... Lâpa... “Fakat bu böyle hergün devam e- Amil olursan hayatta herkesin hür. | “ metini, eslbedersin. Ben baban feno . İbeden terbiyesine verilen Gürpagopiği İ görünün bir arkndanımıza. ya bütçe projesini . götürmek üzere gittiğini ve projevi genel direktör. lüğe verdiğini, belediye tarafından nezarlığındak! palı salonun inşaat masrafların büt- ve nisbetinde beden terbiyesinin ve. receğini söylemiştir. DOKTOR ŞEFİK HÜSNÜ Evvelce Haseki hastanesi dahiliye has- | talıklar kısmı seriğinde bulunmuş olan #öktor Şefik Hüsnü, uzun seneler Berlin ve Pariste. çalıştıktan sonra geçenlerde memlekete geri dönmüştü. Hazık hekimi mizin Nişantaşında Varda apartımanında hasta kabulüne başladığını okuyucuları” miza tebşir ederiz. Telefon : 1257 Baş rolde; ERTUĞRUL MUHSİN Seans saatlerine dikkat : BUGÜN her iki sinemada Mevzuu Harikulâde . . Temsil Harikulâde ... Artistler Harikulâde ..: Dublâj, Harikulâde Bütün dünyayı dehşetle titret. İ miş ve İsmi cihana şöhret salmış GM; ŞERLOK HOLMES || BASKERVİL 'in KÖPEĞİ Türkçe Sözlü Korkunç ve Zerareagiz Cinayet ALEMDAR - Mİ MİLLİ Bütün sikela yeri yerinden oynattı DİKKAT: Bu Program uzatılmıyacağı 'çin son günlerinden istifade ediniz Ayrıca : Yirminci asrın en büyük hailesi SONSUZ AŞK Pp ! itibaren: İ : CEBELÜTTARIK CASUSU | u Çarşambadan Tamara a İ Bugün MELEK ve İPEK Sinemalarında Rirden le ii "TURKİYENİN en buyuk ARTISII at: 2 12. — —2. — 415 —630 ve 9da —415 —630 ve 9da MELEK'te sast 11. — 2. — 4.15 — 6.30 ve 9da Önümüzdeki Pazartesi Akşamından itibaren SARAY SİNEMASI Alevler içinde bulunan bir şehrin velvelesi arasında müthiş bir aşk Romanını tasvir eden ve DOROTHY LAMOUR!un Bütün güzelliğini parlatan ve LEW AYRES ve LİONEL ATWILE İle beraber yaratılan Fransızca sözlü K FIRTINASI Filmini takdim edecektir. Yaşanmış bir Dram olan ve büyük Mi. zanseni bulunan bu filimde : ihtiraslarını gözleriniz önünde canlanacaktır. Bir kadının en feci saatlerini Müthiş y ÖLÜM Fincancılarda Mahmudiye hanın. da sabık Vasfi Ramiz gömlek fabri. kası şirketinden ve Münakalât Ve. kâleti Baş müfettişi Behçet Yalçın. dağın kardeşi ve Dilber Kardeşler ticarethanesinde memur Mehmet ve Mustafa Ramizin babaları Ömer Ramiz Başer 18 «2. 940 tarihinde ansızın ve. fat etmiştir. Cenazesi bugüMkw”cu: İda Teşvikiye karakolu civarında Kuyulubostan sokağında 21 numa. rada Sirmen apartımanından kaldı. rilarak Üsküda: defnedilecektir. Ahmet Tevfik Birken'in kızı bahri. ye mirilivalarından merhum Ârit Paşa oğlu Yüzbaşı Ârif Süyaranın eşi Gülhane muallim muavinlerin. den doktor Saip Birkenle Macit Bir. ken, Ehad Birken ve öğretmen Va. | hide Birken'in hemşireleri Muallâ | Süyâfan, genç yaşında kısâ bir has. talıklar sonra rahmeti'rahmana ka. vuşmuştur. Cenazesi Feriköy kabs ristanına defnedilmiştir. Mevlâ rahmet e: # AŞKIN ÖLÜMÜ martesi günü saat ikide Nişantaşın. | ANKARA RADYOSU Türkiye (o Radyodilüzvon © Postaları Türkiye Radvosn Ankara Radyosu Dalga Uzunluğu 317 m MES Ken 20 Ku #848 m. OORZ Ker v2 Kal Cumartesi, 17. 2. 1940 13.30 Program ve Memleket saat ayarı, 18.35 Ajans ve Meteoroloji haberleri. 13.50 Türk Müziği. Çalanlar: Fahire Fer“ san, Vecihe, Refik Fersan. Okuyan: Mü” zeyyen Sunar. | — Baysti Araban peşres vi, 2 — Rahmi Bay - Bayati Araban şar“ ks (Bena ne oldu değişti şimdi halimle 3 — Lemi - Bayati Aroban sarj sz hllmlin güvenme onina), 4 — Srdektin Kaynak - Rayst! Araban şarkı: (Ömrü mün neşesi? gecli baharı), 5 — Bayatf Araban türkü: (Ey serenler, serenler). 6 — Fahire Fersan: Kemence taksimi, İT —öLemi » Uşsek şarkı: (Ruhumda bulr dum vecd! visali), 8 — Şevki Bey - Uş” şâk sarkı: (Kimseler gelmem), 9 — Sup- Dİ Ziya - Uşşak şarkı: (Dökülmüş zam bak gibi). 1430 Müzik: Riyaseticümhur Bandosu (Şef: İhsan Künçeri, İ — C. Weltsehaekz Marş, 2 — Francis Popy: Şark Sultt, 3 — Alexandre Georges; Tarass - Boulba, 4 — Paul Lincke: Kukokama - Estapa (Enters mezzo). 15.15 - 1530 Konuşma (Kadın saati), 18.00 Program ve Memleket sent ayarı, İ 18.05 Müzik: Radyo caz orkestrası, 1840 Kömuşma (Yurt bilgisi ve sevgisi). 18.59 Serbest saat, 1010 Memleket saat ayarı, Ajans “va “Meteoroloji haberleri, 1030 Türk MüziGitsnisr. Hakkı Derman, Şerit İçli, Hasan Öne, HaridıTokay, | — Okuyan: Safiye Tökay, 1 — Refik Fersan - Hicaz şir (Gö- zel sana gönül verdim), 3 — Hamdi To- kay - Hicaz şarkı: (Şu dağlar ulu dağ- lar), 3 — Nasibin ; Mehmet - Hicarkâr şarkı: (Görmezsem eğer sevdiceğim), 4 — Surintik çarkı: (Ey nlcn dağlar başımda). 20.10 Konuşma o (Günün meseleleri), 2025 Türk Müziği: Fasıl heyeti, 2115 Müzil: Küclk orkestra (Şef Necip Aş- kin), 1 — Ciernik: Gürel sanatlar töreni (Uvertür), 2 — Rust Sihirli Çanlar, 3 — Herms Niel: Erika (Bars), 4 — Gustav Lindner: Bagatel, 5 — Farrarir Çigan sevgisi, 6 — Giovanni Geriye Dülsneye serenari, 7 »- Joh. S'ravss: Vale, 8 — Böh- hel: Bin güzel efsne, 9 — Künneke Dans sultinden Entermezzo. 32.15 Memleket saat ayarı, Ajans haber- leri, Ziraat, Esham - Tahvilâ, Kambiyo» Nukut Borsası (Fiyat). 2230 Konuşma (Ecnebi dillefde - Yalnız Kisa - Dalga postasile), 2230 Müzlk Cazband (PL) (Sant 1300'e kadar yalnız Uzun - Dalga | postasile), 23.25 - 22.30 Yarınki program © be 22 ŞAN TİYATROLAR Şehir Tiyatrosu Dram Kısmında 6 O KADIN Ş Kemedi Kısmında g OĞLUMUZ © TAP KONSERVATUAR ORKESTRASI ŞeP SEYFETTİN ASAL — Selirt İHSAN BALKIR — 20 Subat akşamı 21 de FRANSIZ o TİYATRI a Bugün SA KA RYA Sinemasında İki büyük ve Görülmemiş Film birden POLİS HAZIR OL nı kapa... Diye bağıracaksın. decek olursa o pamuk yüzün bu ka- “Bunu bir an evvel yap yavrum. münakaşa etmez. İnatçının biri bı. çağa makas demiş: suya batırmışlar. lurken elini sudan çıkararak iklariyle makas isareti yap- dar traşa tahammül edemiyecek. ni. hayet bir gün beşikte konuşan Haz. de, bütün okuyucular da hep kurtu. vet İsa gibi birden dile gelerek: — Baba... Lüpa... Yapma... Ağar. Şu mucizeyi göster de; sen de, ben lalım.,, ULUNAY | Kongreye Davet Kızılay Cemiyeti Beşiktaş Kaza İdare Heyetinden: Kaza ve kazamiza bağlı şü- Belere kayıtlı bütün Azanın 17 şubat cu- martesi günü saat 18 te toplanacak olan kaza kongresinde bulunmaları rica olu- nur. 1srarlarına ve ricalarına rağmen onu bır saniye bile hastanın odasına sokmadı. Ben her gün gidiyor, Meh- medi görüp ona haber getiriyordum. Bir gün Müni. renin ricalarına dayanamıyarak dayına onun iki da. kika için Mehmedin yanına girmesine müsaade et. mesi için yalvaracak oldum: — Ne olur Arif, bir dakikacık onu görsün! de. dim. Arifin o günkü yüzünü ve gözlerini ömrüm ok dukça unutmıyacağım. Sesi ıslık çalarak bağırdı: -— Siz hâl3 bu facianin vahametini anlayamıyar. sunuz galiba.. Yirmi yaşında bir genç olan Mekme. lin duyguları çok olgun bir adamınkılerden daha de. rin.. Ona İşkence etmekten korkmuyor musunuz? Anlamıyor musunuz ki, bu çocuk Münirey. yaşo. maktap da çok seviyor ve ömrü oldukça vü acıvı göğsünde taşıyacak, ömrü oldukça şifa ve teselli bu. lamiyacak.. Bunu an'amıyor musunuz sız? ayı? ne bugün ne de bundan sonra artık Münire ile Mehmet karşı karşıya gelmiyecekler, biribirlerini o görmiye. ceklerdir. Boş yere bu bususta ne kendinizi ne de ber ni üzmeyiniz. Anlaşıldı mi? Bu sözleri söylerken dayının yüzünün almıyı mâna çek korkunçtu. Kim bilir, yalnız kaldıkları bu üzür, gecelerde Mehmet ona neler söylemiş, neler an- tatmış, ona his ve düşüncelerinden nasıl bir fisanla bahsetmişti. Dayın gibi ciddi ve ağır başlı, hattâ bi. raz ga başkalarına karşı lâkaytçe bir adamın kendi. sinden bir kaç yaş genç olan bir arkadaşının bu ma. cerasinı bu derece ehemmiyetle telâkki etmesi ve yalniz o günler için değil, istikbal için bile onun bu duygusunun ciddiyetinden emin olarak bahsetmesi, bu söylediği sözlere kendisinin samimi surette inan. ri ün in iş üm ven m m İİ öde Yazan MUAZZEZ TAHSİN BERKAND makta olduğuna delâlet ediyordu. içimi büyük bir korku kaplamıştı. Hem annen, bem de Mehmet için telâş ediyordum. Fakat bu kor- kularım yersizmiş; çünkü on beş gün ölümle dirim arasında pençeleştikten sonra Mehmedin hastalığı yavaş yavaş nekahat devresine girmiye »aşladı ve bir ay sonra da babası onu tebdili hava için Isviçreye yolladı. Adamcağızın o kadar canı yanmış, bir tanecik yavrusunu kaybetmek korkusu o kadar içine geçmiş ki, oğlunu bu tehlikeli mıntakadan uzaklaştırır uzak. laştırmaz, Feneryolundaki köşkli de satıp ailesini A. danaya nakletti ve bu suretle de Mustafa Beylerle aramızdaki münasebet büsbütün kesilmiş oldu. Yal, nız Arifle Mehmet evvelâ sık sık, sonra da fasılslı bir surette mektuplaşmakta devam ediyorlardı Fa. kat Arif, arkadaşının hususi hayatma dair kimseye bir sey söylememekte ısrar ediyor, benim büyük bir alâka ve tecessüsle sorduğum sualleri bile cevapsız bırakıyordu. Mehmet, onun için, mukaddes bir mew zu olmuştu. Ona kimsenin yaklaşmasını istemiyordu. Aradan bir sene geçtikten sonra Mehmedin ta. marnile iyileştiğini ve mühendislik tahsili için İngi'. tereye gittiğin öğrendik. Birkaç yıl sonra da hususi bir yatla seyahat etmekte olduğu haberi geldi. Ya. vaş yavaş onun etrafındaki alâka çerçevesi gevşiyor, açılıyordu. Annen de ben de kendi hayatımıza, kendi serdetimize dalmış, bir kaç ay bizi hirpalayan bu fe. ci vakayı unutmıya başlamıştık. Hattâ dayın bile on- dan seyrek haberler alıyor, onun adını nadiren ans. yordu. Hayatın tabil kaide ve kanunları hükmünü yapıyor, her gün bizi biraz daha maziden uzaklaştı. rıyoruu. Yalnız Feneryolundan, çocukluğumuzdan bahsederken üçümüzün de yüzümüz acılaşıyor göz. lerimizden bir bulut geçiyordu; fakat hiçbirimiz ağ. rımız açip o vakaya alt bir tek kelime söyle.niye ce- saret edemiyorduk. Bundan on beş sene evvel babam bir iş için A. danaya gittiği vakit eski komşusu ve dostu Mustafa Beyi görmüş. ondan Mehmedin mühendislik “iple. masm, aldığını ve denizlerde kendi malı olan bir va. pura kaptanlık ettiğini ve hâlâ evlenmediğini öğren. Diğ... Ondan sonra da seni İsviçreye götürüp avdette Viyanadan geçen dayın bir akşam büyük bir gazino- da onunla karşılaşmış, sarışmışlar, öpüşmşler! Meh. Paris Operasında bütün baletlerinin iştirakile çevrilmiş bir film. Bugün saat 1 ve 2.30 da tenzilâtlı matineler Hissi müessir büyük bir macera ve zabıta filmi. i #. met eski samimiyet ve dostluğu ile hepimizi sormuş. Annenin ve babanın arka arkaya ölümleri ona pek dokunmuş, dayınla birlikte bu büyük felâkete ağia. mış'a ve iki gün Viyanada beraber kalarak eskileri konuşmuşlar; hattâ Mehmet bazı İşiscinde dayına büyük yardımlar etmiş, onu bir çok müesseselere takdim etmiş ve âdeta istemiyerek biribirlerinden ayrumışlar.. O günden sonra da ondan haber alama. #mıştık. Nerede olduğunu, ne yaptığını bilmiyorduk. Bir gün çıka geldi.. Sonrasını sen de benimi kadar bi. liyorsun Ayşe... Kurşuni bir karanlık bahçenin dört köşesini sarmıştı Yengemi artık yanımda bir karaltı gibi gö- rüyordum. Ö bu acı aşk masalını kendisine mahsus biraz mübalâğalı ve lüzumundan fazla trajik sözler. le üzen uzun anlatırken gözlerimi ondan ayırmadan, bir hareket yapmadan, bir tek Kelime söy'emezlen o. nu dinlemiştim. Fakat hikâyenin sonlarına doğru varlığımın bilmediğim gizli derinliklerinden âşütücü bir sıraklığın yükselerek beni sarmak, beni boğmak istediğini duyuyordum. Yengemin hikâyesi bir saat kadar sürmüştü. Bu bir saat icinde dünva amamile değişmiş Ben başka. bambaşka bir *nsan oluvermiş. tim. Henüz elddiyetini ve derinliğin ölçemediğin bir takım karışık hislerin yavas vavaş beni ihata et. tiğin: bu hislerin bana çok ıstıran vererek mahiyette olduklarını anlıyor. fakat bunları hagüz «ati sekilde tahlil edemiyordum Acaip bir buhranla altüsttüm. Birkaç dakikadanberi yengem sustuğu halde ona ce- vap vereğek kuvveti bulamadan başımı, onun dizle. rine dayamış, yüzümü elbisesinin uvrmleri arasına saklamıştır. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: