19 Mart 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

19 Mart 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 1.2. 949 | tan mernleketler için abone İİ ke iddet sarasiyle 30, 16, 9, l liradır. Abone bedeli peşindir. İİ G0 değiştirmek 25 kuruştur. İİ Ş ($P için mektuplara 10 kuruşluk | Bİ ilâveni 1özmdr. ATIM MET İfrodit Meselesinden | “Yan Davalar EN Masebetiyle Mülâhaza | Göreteterde, “Afrodit, isimli e Ser hakkındaki ilk raporu ve- İç, İbrahim Hakkı O Konyalımın, ış huriyet,, gazetesi aleyhine aç. İli, “Avanın yeni celsesine müteal. İl silât vardı. “Cumhuriyet,, ga- Hik, “in iddiasına göre, İbrahim a Yaktile, bir hatıra defteri lüzumunu duymuş, bu defte. ME sabah ihtisas” ve intibalarını 18. Ve İstanbul şehrinin istilâya ağ! gün de, İbrahim Konyalı, ik hatıra defterine, ebedi şah. kay, aleyhinde bazı satırlar kara. İh, SUmhuriyet, gazetesi, kimbilir *n eline geçirdiği bu satırları, hiye eselede “muhatap, saydığı İb- Konyalıyı yere vurmak mak. İN, © sütunlarına geçirmiş. İbrahim Yalı da, bu hareketi, bir hakaret €derek, mahkemeye baş vur. Sa devam etmekte olan bu da. Yerindeki kanaatimizi söylemi. a, > Günkü, mevcut bulunan bir bi, © maddesi, bizi, bu kanantimi. napj VU dava hakkında verilecek kararının katiyet kesbede. bur ne kadar — gizlemek mec. “ihde bırakıyor, cak, Yazımızın haşında mevzüü “İygetiğimiz mahkeme tafsilâtını gg DE mk meki “manzara tümizi çekti; ki yada söz alan avukatlardan bi. tejihrahim Hakkı Konyalının ka. atayan çıktığı iddia olunan mahut « Ardan bahsederken: aya Onlar buzün, tarihe mal oL “ügPirer vesikadır; yani tarihi ve. İsge» diyor, ve bu iddia üzerin. a tüyo. X İse, — İbrahim Hakkı tarafın. Yüyyç Azalmış olsun, veya olmasın — aeşilkinin asaletini, bu kabil ti, ço»ları vesika saymakta ten. yek İsteriz, müyüz milletinin hayatı ve şerefi “üye al€, İbrahim Konyalı da kim “ag £ Kİ; onun husus hatıra defte- xi, Karaladığı satırlar, Türk tarihi. w yenimseyebileceği — müsbet, a! — “Sılay zaf kıymeti — birer vesika İlay ile, o sayın avukata ha. Min «çak İstiyoruz ki, Türk tarihi, *sika,, olarak benimsediği me. “ede Kendi aleyhinde de, lehin. mutlaka, kendi heybet ha Saletile mütenasiptir. İ Molanda İle Yeni Ticari Müzakereler Başlıyor Yanda ile sramızdaki mevcut ti. aşmasının müddeti bittiğin. tap, Ye yeni bir anlaşma yapı © Anlaşma O müzakerelerine miz rİyaset edecektir. Mü- mütehassıs sıfatile Ticaret ini çe iŞ ticaret dairesi reisi mua. | dan fani Con ile Merkez Bankasın. İ ediz, e yunlu iştirak edecek- | Shdaya ütehassıslar dün akşam Ho- 4 hâreket etmişlerdir. Pimi Yüz bin Yiralık ihracat ya. | tör, , talyaya 70 bin lirabk pa. | Manaz, dasulya, halı ve kuş yemi, Maça tütün, İngiltereye kendir, itü, na keten, kendir tohumu, Tütü A da halı gönderil k Temaları Paraları Veriliyor Bkaypnsi Bisanındanberi Emlâk | yem araba, rilen htm hamalla. ta rayı, cılardan alacakları 16 bin iletin moni Münakalit Ve m inlerde gelmesi bek. eğ pirle hamallara tevzi e- | ğı iha, Mallar arasında taavün 5 Mama çin beklenilen bu pa- N den cak, Vağğata Dünyaya Nasıl Yayılır ? pen yıl önce Aix-la.Cha. pelle'deki küçük bir eve her gün bir yığın güvercin konu- yor, genç bir banka kâtibi olan Jullus Reuter de bunlarin ayakla. rına bağlı olan kâğıtlardan, Brük. seldeki piyasa haberlerini öğrene- rek Alman telgraf sistemi ile Al man şehirlerine ve batikalarına bil. diriyordu. Onun Brükselden aldığı piyasa haberleri, Paristen Bürkse. le gönderiliyor, güvercinler vi tasile Aix-la.Chapelle'e geliyor ve buradan her tarafa tevzi ediliyor. du. Bu haberleri yaymak için kul- lanılan bu usul, o zaman hesabına ileri bir hareketti, Birkaç gün evvel de İngiltere. nin matbuat merkezi olan Flect Street'de modern bir sarayı ziya- ret etmiştim. Önümde İsveçe ait bir geminin batırıldığına dair bir haber vardı. Bu habere kırmızı bir damga vurulmuştu. Bunun mâ. nası, haberin müstacel olduğu idi. Sansür memuru haberi beş saniye içinde tetkik etmişti. Bu havadis, 30 saniye sonra telsizle bütün Av- rupa merkezlerine gönderilmiş bu- Tunuyordu. Birkaç dakika sonra Stokholmde vesair yerlerde çıkan gazeteler son tabılarında bu haberi vermişlerdi. euter'in doksan sene içinde geçirdiği ilerleme, bu mahi- yettedir ve bu yüzden Reuter, dün- yanın toptari havadis satan en bü- yük müessesesi olmuştur. Doksan sene evvele göre cephe servisi yaptıran genç Reuter'in mü. essesini kaça İşlettiğine dair eli- mizde hiçbr r. bulunmuyor. Fikat Büzünkü Beter, senedi milyon sterlin sarfederek bütün dünya haberlerini toplamaktadır. Bu rakam şüphe yok ki, Baron Reuter'i hayret içinde bırakmıya kâfi idi. Kendisi ölümünden evvel İngiliz tabiiyetine geçmiş ve kum. panyası da yüzde yüz İngiliz ser- mayesile teşekkül etmişti. Bügün, bu'kumpanya Sir Roderick Jones'.. in riyaseti altında çalışıyor. Almanların nefret ettikleri mü- ©sseselerden biri de budur. Geçen harp sirasında bütün Alman gaze. teleri ona mütemadiyen hücum €- diyorlardı. Fakat bu defa Reuter, Almanya aleyhinde çalışmıyor ve havadis servisine eskisi gibi pro. paganda kKarıştırmıyor. Reuter'in vazifesi, her vaka hakkında her taraftan öğrendiğini “bildirmektir ve bu yüzden onun havadis servi- si, bıtaraflar nezdinde de itibar görmekte ve onların gazeteleri ta. rafından da neşrolunmaktadır. İngilter& hükümetinin Reuter ile bir alâkası yoktur. Fakat Fransa- nın Havas'ı böyle değildir ve hü. kümetle alâkası vardır. Almanya- nin D. N. B, si kâmilen hükümetin kontrolüne tâbidir. Şimdiki harbin başlaması üze. rine Reuter de yeni tedbirler al- mak mecburiyetinde kalmış, dün- yanın her tarafındaki mubabirleri- ni yeni sahalara nakletmiş, yeni merkezler tesis etmiş ve eski mer. kezlerini kuvvetlendirmiştir. Harp dolayısile Stokholm, Amsterdam, Zürih, Oslo, Bükreş, Peşte, Mosko- va, Brüksel gibi Almanyayı çevre. Jiyen yerler hususi bir ehemmiyet kazanmış, ve harbe dair azami ge- nişlikte haberler verilmesine ehem. miyet verilmiştir. süter'in harp haberlerile a Iâkadar olan muhabirlerinin isimleri hiçbir gazetede görünmü. yorsa da bunların biri Skene Cat- ling'dir ve İngilterenin Fransadaki seferi kuvveti ile beraberdir. Diğe. ri. R.N. Walling'tir ve Fransadaki LOKMAN HEKİMİN ÖĞÜTLERİ Yaşlı Olmıyanlarda Gangren Hastalığı Neden ve Nasıl Olur? Gangren hastalığı yaşlı olmıyan. lara da gelebilir. Bu türlüsü şim. diye kadar en ziyade İsrail oğulla. rında, onların da Orta Avrupada bulunanlarında görülmüştür. Bu da, gene kırmızı kan damarlarm- da müzmin bir ilühap neticesiyle damarın kapanarak gittiği yerdeki nesiçleri besliyememesinden ileri geldiği için, o müzmin iltihaba se. bep olarak Orta Avrupada bulu. nan ve İsrail oğullarının daha zi- yade müstalt oldukları bir mikrop- lu hastalık bulunduğunu kabul e. derler. Büna göre, yaşlı olmadan angrene tutulmak ta Orta Avru- İnki İsrail oğullarının maruz ol. türlü türlü felâketlerden dul biridir... Bununla beraber o yaşlanmadan gangrene tutulanlar Orta Avrupa- dan başka yerlerde ve İsrail oğul. larından başka kimseler arasında da vardır. Bazılarında, soğuktan bir tarafın donması müzmin da. mar iltihabına sebep olur, fakat en ziyade frengi hastalığı buna sebep. tir, Yaşlanmadan önce gelen gangre- nin yaşlılıkta gelen gangrenden epeyee -—hem de gençliğin ehi- ne farkları vardır. Bir kere, gangrenin pek geniş olması müs. tesna denilecek kadar nadirdir. Gangrenin sulu ve ağır şekli de pek az görülür. Gangren, ziy yağın baş parmağında olur, sonra bir parmak daha tutulur. Fakat —yaşlılıkta gangren bir tarafta, tekmil bacakta olduğu halde— yaş- hı olmıyanlarda iki ayağın birer parmağında olduğu daha çoktur. Gangren meydana çıkmadan ön. ce, müzmin damar iltihabı da —yaşlı olmıyanlarda— pek uyun dır... başladıktan sonra çabuk yayılmaz, fakat pek zi. yade sancı verir. İnsan, bilhassa geceleri, ayağındaki baş parmağın verdiği sancıdan uyuyamaz. Kal kar yatakta oturur, ağriyan par- mağı altına alır. Yahut, sancı ve. ren ayağı yorgandan dışarı çıkarır. Böyle şiddetli ağrı uzun sürmek. le beraber, onu hayırlı bir alâmet saymak lâzımdır. Çünkü ağrılar devam ederken hekime müracaat edilirse tedavi ile gangrenin önünü almak ihtimali çok olur. Ağrı ke- sildikten ve gangrenin hududu bel li olduktan sonra parmağı kesmek. ten başka çare kalmaz... Bir de kalb hastalığında yahut "büyük bir damar iltihabında kan- da hasıl büyücek bir pıhtının daha küçük damarları tıkamasın. dan dolayı gangren vardır. O za. ınman gangrenin geleceğini, birden. bire meydana çıkan şiddetli bir sancı haber verir. Sanerdan sonra bütün bir bacak renksiz, soluk ka- lir. Üzerine dokunulduğu vakit hararetsiz, duygusuz. Hareket te mümkün olmaz. Bir kaç gün için. m uyuşuk, buz gibi soğuk Daha sonra ayağın üzerinde, morumtırak lekelerle gangren ken dini gösterir, pek te yavaş yavaş oL. madan, ayağın bileğind: ğın yukarısına doğru çıkar. Bu türlü. sünde de şiddetli sancıdan biraz memnun olmak lâzımdır. Çünkü 0- peratör hemen bir kaç saat içinde: yetişirse belki damarı tıkıyan kan pahtılarının yerini bulur da, ona çıkararak bacağı kesilmekten kur. tarır. Eski hekimler, hastalıkta sancı hastalığa karşı müdafaa vasıtası. dır, derlerdi. Sancı insanı has. talıktan kurtarmasa bile iyi bir ak dan : İngiliz hava kuvvetlerine refakat ediyor. Mister Bovyton, Fransız ör- dusu nezdindedir. Bü son iki mu. habir henüz otuz yaşlarmdadırlar. Rewter'in Finlanda muhabiri ise meşhur bir futboleü ve koşucudur. İsmi Vernon Morgan'dır. İngiltere dahilinde Reuter'in ha- vadisi, milyonlar tarafından okun. duğu gibi, dünyanın her tarafında binlerce gazete de Reuter'den is- tifade etmektedir. Bunlardan bir. arkada 144, Finlandada 89, İtalyada 70, Çinde elli, Japonyada 225, Hindistan, Bermanya ve Seylânda 50, Polon- yada 89 gazete, Reuter'den hovs- dis alıyorlar. Polonya gateteleri- nin istilâ yüzünden bu havadis kaynağından istifade edemedikleri. ni söylemiye hacet yoktur. Sent Elen adasında dahi Renter'in ho- vadisinden İstifade ediliyor. Reuter, müessesesi, her gün 24 saat çalışır, ve bütün gün, bütün gece dünyanın her tarafından ha. vadis alır ve anlaşılmaz sesleri harflere çeviren Heli makineleri mütemadiyen çalışır. Reuter'in bü makinesi, mütema- diyen çalıştığı gibi, daha başka va. sıtalar da ona mütemadiyen hava- dis yetiştirirler. Reuter'in nasıl çalıştığını göster. mek için şöyle bir misal göstere- Jim; lüyor. Onun nutkunt bitirip ötür. masından evvel nutkun dörtte ü- çü tâ Şanghaya ve daha başka yer. lere varmıştır. Çünkü nutkun her fıkrası, mer- kezlere ya telefon veya telsizle ve. Möümdnr ki İkinel ve üçüncü çocukluk iki yaşından başlı- yarak aşağı yukarı on bir yaşına kadar imtidat eder. Bu müddet zarfında çocuklarda bedeni neşvü. nema o kadar faaliyet göstermez, âdeta bir durgunluk devri geçirilir. Fakat on bir yaşından itibaren iş birdenbire vüsat kesbeder. Boy uzar bu uzama bilhassa belden a- şağı kısmında büyük ve bariz bir vasıf arzeder. O kadar ki bazı ço. cuklarda havsaladan aşağı vukua gelen bu ani büyüklük âdeta gay- ritabif bir garabet gösterir. İşte bu dakikadan itibaren şebabete ta. kaddim eden yaşa girilmiş demek- tir. Fakat unutmamalıdır ki bu büyüme ve uzama bazan senede on on beş santimetreye kadar varır, Halbuki, üçüncü ve dördüncü yaş. larda bu büyüme senede ancak dört beş santimetre kadardır. İşte bü kadar ani uzama bazon amudu fıkaride eğrilik ve uzviyette umu- mi bir müvazenesizlik meydana getirebilir. Bu büyük bilyüme faa. liyeti esnasında vücut kendi derin. liklerinde müterakim bulunan fos. fokalsik madeni emlâh stokların. dan istiane eder. Bu ihtiyat stok. lar başlıca cümlei asabiye ile akci- gerlerimizde depoze edilmiştir. İş. te bu znyiat ve sarfiyat dolayısiyle bu yaştaki çocuklarda (astheni) de- nilen umumi düşkünlük maddi ve ruhi İnhitat alâmetleri çok görü. lür. Yüzde ve vücudün diğer kı- sımlarında bazı tikler, çocukta ga. rip İtaatsizlik, kararsızlık ve se- batsızlık halleri görülür ki mual. min ve mürebbilerin nazari dik- katini celbeder. Hattâ bu yaştaki çocuklarda “boylarının uzamasının tamamen rilir ve bu suretle nutuk, dünya- pin ber tarafında okunur. X eni harbin başlaması Üzer. ne radyolardan da istifade ediliyor ve İngilterede bütün dün- ya radyoları dinleniyor. Bu müte. hassıs dinleyiciler, kendilerine mahsus bir istasyondan geceli gün- düzlü çalışarak dinledikleri her. şeyi kaydediyorlar ve bu suretle de birçok havadis toplan:yor. Bu ha- vadise karışan propagandalar ber. *araf ediliyor, ve geride kalan ha- berler tetkik olunuyor. İngiliz radyosu ise, yalnız ingi. lizce ile değil, 19 Usanla havadis vermektedir. Bunlar, portekizce, sırpça, hirvatça, almanca, yunan- ca, rumence, macarca, srapça, türk. çe, İspanyolca, fransızca, afriken- ce, italyanca, lehçe, çekçe, bulgar. ca, İelemenkçe ve fincedir. 1938 de yalnız arapça ile yapılan bu neşriyat bugün bu derece tekem- mül etmiştir. Bugün İngiliz-radyo. su, her yirmi dört saatte elli hava- dis bülteni vermektedir. İngiliz radyosunun mütehassıs dinleyicileri İse, hergün 150 is. tasyonu dinlemekte ve yevmiye 250 bin kelimelik bir bülten ha- Zirlamaktadır. Bu bülten hulâsa e. dilerek 30 bin kelimeye indiriliyor we muhtelif hükümet dairelerine gönderiliyor. Ayni hulâsa, her gün gazetelere de verilmektedir. İngiliz radyosu, Polonyada akrabalarını kaybedenlerden 3500 mektup al- mış ve bu mektuplarda bahis mev. zuu olag kayıpların 22 bing-vardık» rını görmüştür. yor. İngiliz havadis servislerinin bu faaliyeti Almanyayı son derece ra- hatsız etmekte ve Alman radyoları bu memnuniyetsizliği en ağır ke. limelerle İfade etmektedir. (Maslim ve Mürebbiler ve Aile Reislerine| ERGİNLİK (ŞEBABET) YAŞININ BİOLOJİK GÖRÜNÜŞLERİ.. Yazan : Dr. İbrahim Zati ÖĞET liyetlerinin ve notlarmın gitgide düştüğü görülüyor, böyle niceleri. ni tanıyoruz ki, on iki on üç yasla- rında boyunun birdenbire hariku- lâde uzamasına mukabil mektepte pek gözde ve birinci derecede bir talebe iken sınıfta derhal arka sıra- lâra atılmıştır. Bir kaç haftalık ya- takta istirahat ve tebdilihava gibi tedbirlerle yine sz hir zaman zar- fında ayni çocuğun halinde umu. mi ve büyük bir salâh görülmüş ise de artık bir daha eski kudretini bulamamaktadır. Bu yaştaki ço- cuklarda görlilen tembellik JTilber Robenin tâbiriyle âdeta bir nevi hastalıktır ki Oo metabolizmalarda vuku bulan ihtilâlât cümlei asahi. yeli merkeziyemizin bu tarzda va- zifevi bozukluklarını intaç etmek tedir. İşte bu fizyolojik tagayyü. rat; çocukların dimaği faaliyetle. ri üzerine menfi bir tesir lcra ede. rek bu yaştaki tembel çocuk tipi meydana geliyor. O halde mürebbi ve muallimden evvel bu gibi vazi- yetlerde tedaviye koşacak unsur, doktorlardır. Doktorların bu hu- sustaki o yardımları omuallimleri li müşkülâtlan kurtarmıya kâ- fidir. Bu devrede boyun fevkalâde u. zaması yalnız dimağ ve âsübı sars- maz, diğer cihazlarımız üzerinde de müessir olur, bilhassa akciğerler bu vadide başta gelir. Birdenbire infi- lâk eden verem mektep, ders ve sporlar sebebiyle beden ve dimağ yorgunlukları ile çok sarsılmış ve bitkin bir halde bulunan bu kü- çük delikanlılarda çok hâd. seri ve tehlikeli bir seyir takip ediyor. Münlesef bütün pratisvenler gibi bizim de oldukça sebatlı pratik ha- yatımizda bu devirdeki beyin “ünden çocuk kudurmuştur. Konya kus, “duz evi mütehassıslığınez görülen lüzum, “üzerine çocuğun meklep arkadaşların-,, “dün altmışı tle alleleri ve öğretmenleri, “Konyaya getirilmiş ve tedavi altına &“y “liralar 44.3 49 ——— TAN Sama a > ş ee İp 1 MART O Bu yazı, dünyanın en büyük havadis ajanslarından biri olan "Reuter” j 1 AN Müessesesinin nasıl çalıştığı hakkında size bir fikir vermiye yarayacaktır. eo Aİ İ pir Ecnebi G o o Kuduran Çocuk | m rai Yazan: Sabiha Zekeriya Serel e ayari ape pa ni, küs Hz Meyil MERİ Dİ i — —- Haberler Nasıl Toplanır Ve #555 ünferit bir hâdise... Fakat şümulü en aşağı 250 kişiyi içine almıştır. Altmış çocuğun ailelerini üçer kişiden “hesap etsek, çocuklarla beraber 20 de öğretmen ilâve edersek, bu yekünun herhalde 200 den aşağı olmadığını görlirüz. Bu hâdisede tedaviyi geçirten tapu odacısı mı, yaşadığı kasabanın im. kânsızlığı mı, memurların alâkasız- lığı mı bilmiyoruz. Mesuliyet kime ait olursa olsun, ortada sırıtan sİmsi.. yah bir cehalet var, kapıcının çocu- Zu bu cehaletin kurbanı, tedavi İçin muhacir kafileleri gibi Konya yolu- nu tutan çocuklar, aileler, öğretmen. ler bu cehaletin kazazedeleridirler, Bunun içindir ki münferit hâdise de- yip geçemeyiz. * Cemiyetin içinde meydana gelen hâdiseleri, içtimai seyirden, içtimai delerminizmden ayırıp mücerret o- larak mütalâaya imkân var mıdır?.. Her hâdisenin bir saiki, her saike karşı fertlerin ve kütlelerin içtimai mukavemeti, münasebeti olduğu gör jönünde tutulursa, bütün bu hâdise. lerin biribirine bağlı sebepler ve sa- ikler tahtında meydana geldiğini gö. rürüz.. Kudurmuş çocuk vakasında, bu hâdiselerin bir halkasından, zin. cirin bütün halkalarına geçmek müm kündür. Oda kapıcısının çocuğunu kuduz köpek ısırdığı zaman odacı Azmi ne Pasteur'ün ismini, ne kuduz serumunu, ne de Konyada bir teda- vi evi olduğunu bilmiyebilir. Bu ba. İbanın gözlerine mil gibi çekilen ce- İhaletin perdesi herhalde pek mücer. ret değildir. Bu,ışımma vakası dağ başında, veya in ve cin bulunmıyan, kervan geçmiyen bir sahrada geçmiş değildir. Köpeğin ve çocuğun veya. dığı muhitteki insanları, bunu duyup i bilenleri, görenleri de hesaba katar. sak, bu münferit hâdisenin kaç tane bilgi şeriki olduğunu görürüz, Bütün bu muhitteki insanların gözüne de i cehalet milinin geçtiğini farzedelim, köpeğin ısırdığı bu çocuk bir eczacı. nın, bir doktorunda mı eline düş- medi?... Devlet memurlarından hiç kimse de mi haberdar olmadı? £. Zer bu hâdise hakikaten kuduz kö. pekle, kapıcı ve kapıcının çocuğu a- rasında geçmiş bu kadar münferit ve i gözlerden nihan kalmış bir hâdise ise, bu kör cehaletin alnına kırmızı mumla bir çizgi çizelim, ve Üzerinde duralım... Madem ki Pasteur dünya- lozları oldukça gördük. Biolojiye ve çocuk tababetine ve çocuk ruhiyatına bihakkin vâkıf olan doktorların ders adedi ve 88. atleri tesbit edilirken çocukların fizyolojik kabiliyet ve imkânlarını göz önünde tutarak ona göre mek. tep programlarının tanzimine işti. rak ettirilmeleri pek ziyade arzu e- dilir bir idealdir. Nihayet on üç, on dört yaşlarına varan gençlerde evvelâ kızlarda bilâhare erkek çocuklarda hakiki şebabet yaşı başlar ve bu devirde de gerek doktorlar ve gerekse mu- alimler yeni yeni problemler kar. şısında kalırlar. Şebabet devresi herşeyden evvel ifrazatı dahiliye guddelerinin şiddetle faaliyete gir. mesiyle alâkadardır. Bu güddeler doğumdanberi tam bir uyku ve 8- talet halinde olmayıp şebahet dev. resinde birden büyük bir hız al mak üzre zahiri bir sükün içinde hazırlanmışlardır. Fakat bu faaliyet o kadar fizyo- lojiktir ve o kadar hayati maksat. ları istihdaf eder ki bu vazifelerini İfaya mâni her türlü msrazi tesir. lerden uzak bulunmaları çok esas. kı bir şarttır. Çocuk ifrazatı dahili. ye guddelerinden herhangi hir ge- rilik ve kusur olmadığı takdirde şebabeti tam olârak vâki olur ve bu guddelerin faaliyete geçtikleri- ne dair ilk alâmetler belirir: Şeba. betin birinci alâmeti iki cins ara. sında bedeni teşekküle ait farklar ve ruhi hususivetlerdir. Denilehilir ki artık kadınlık ve erkeklik mef. humu küçük delikanlının ve genç kızın ruhlarını delmişler ve oraya v ezdi â

Bu sayıdan diğer sayfalar: