29 Nisan 1940 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5

29 Nisan 1940 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

29 NİSAN 940 IAN ABONE BEDELİ Ecnebi 2800 Kr. 1809 posta ittihndına dahil ketler İçin sbone rasiyle 30, 16, 9, ne bedeli peşindir. ek için mektuplara lâvesi Mizımdir. *) ün, kıymetli irfan müessesesi şşalakanın 67 inci yıldö.| - nü $u irfan, fazilet ve şefkat yuvası. bu memlekete yaptığı büyük etler meydandadır. Derüşşafa- hayatta kimsesiz, himayesiz zekâları, işletilmiyen bir maden heba olmaktan kurtarmış ve ha. onlara, onları da memleketleri. kazandırmış olan kurtarıcı mües in adıdır. un kıymetini tarif için: Gİ— Darüşşafaka, bu memlekette müsbet, en lüzumlu, en hayırlı, verimli işlerden birisini başarma. çabalamış olan müessesedir!,, der. hiç kimse tarafından mübalâğa ış sayılamayız. un 67 yaşına bastığı gün, sevindiren en mühim hâdiseler. irisi de, Başvekilimiz Refik damın, yetim kızlarımızın da Da En yakın günde tahakkuk etmesi. dilediğimiz bu vaat, memleketin mühim ihtiyaçlarından U birisini lıyacaktır. Vaktile, bu memlekette “Darüli- ,, Jar vardı. Denilebilit ki, bugün taç olduğumuz o mekteplerin en (Snda, o kabil müesseseler gelir. en varidatlarından mahrum ka. kapanan ve kapatılan o mües. lerin bizler için çok büyük bir hp teşkil ettiği âşikârdır. Temen *deriz ki, Başvekilihizin müjdesi, İnbil miesseselerin ihyası yotunda İniş bir adım olsun: Ve bu şefkat, A irlan müesseseleri; Heride, mem. etin bu sahadaki ihtiyacını karşı. İabilecek miktarda çoğalsın! iki . i Harfli Posta Pulu da posta; : bun üzerindeki pullara bakarken, sür ve hayret duymaktan kendi. lamadık. Çünkü hâlâ kullanıl. ta olan bu “Himayei etfal, pul. mın yazıları, eski harflerle yazıl- işti, Hart inkılâbından on iki yıl son bile, “Himayci etfal, cemiyeti. pullarındaki harfleri değiştirmek | t ve Imkânmı bulamayışı, tecs. it verici bir ihmaldir. Biz, çocukları himaye etmek niye- aştıyan bir müestesenin, mızmm himayesinde hissesine gözifeyi de unutmamış bulun. i'terdik. ki, üzerinde münakaşa İ edemiyeceğimiz bu bâriz, *dk- mânası itibarile — 6»izim bu mevzua bi “ze lüzum bırakıl. | “inkü biz, inka | »hasına olur. yet istiyo. | ir | hiç şüphesiz budur... 5 : Wiz tarafından yazıldığı inubakkak olan © satırların altında da, — İmdi kendisini müdafaa ede- tek Yâtiyette bulunmıyan — çok mafvf bir şairimizin imzasını gör. merizdir. Bu küfürnamenin ne mak satis Olursa olsun, elden ele dolaştı. tılmhsi De kadar çirkin ise, bir sanat Dümnesi imiş gi mektep talebe. lerifin ellerine geçmesi de, o derece İ mârtsızdır. Talebelerin, sahte imza. Ya #MNiYet ederek, bu külürleri bir Yiş sanmaları, zararsız ve hoş yöre- bileceğimiz bir sanat telâkkisi sayi “mg: Sanate ve sanatkâra, hu sui. kşeikimin tarafından yapıldığını iştir. 7. Fakat mektep talebeleri- İyonla,, telâkkilerile, ve emekle İsi ve çat şöhretlerile ulu. or- nin da kimseye ve- inler. | Norveç hükümeti, Alman TAN ilâsına tekaddüm eden hâdiseleri anlatan bir beyaz kitap neşretti. Aşağıdaki yazıda bunun esaslarını bulacaksınız: o o o NorveçinBeyaz | 4 İbir genç anne... Hulâsa, şımıza çıkarak, kolumuzu çeken, y İvaran, ağlıyan insanlar... Kulağımı. 1 hırpafiyan, kalbimizi burgulıyan, kafamızı altüst eden açlığın se: H“ hükümetin beyaz bir kitap çıkarmaktan maksadı, kendi hattı hareke- tinde isabeti tebarüz ettirmek ve vazifesini yaptığını göster- mektir. Norveç hükümeti de ayni şekilde hareket etti ve Alman istilâsının başlangıç- larına âit vesikaları neşretti. Fakat Norveç hükümeti bu vesikaları naşretmekle kendi ni temyize çıkarmış olmuyor, bundan başka beynelmilel münasebetler tarihinde eşine ender tesadüf edilir kuvvetli bir ithamname de nesretmis oluyor. Bu vesikaların nerede toplandı ve nerede basıldığı belli değil Çünkü Norveç hükümeti ne. rede bulunduğunu ifşa etmiyor ve neşrettiği kitabın son fıkrasında Imanların Norveçe karşı açtık. ları barbarca harp, Norveç hükü metinin makarrını gizli tulmasıno sebep olmuştur Kitabın anlatışma göre, Alman. yanın Oslo elçisi, geçen 9 Nisan günü Norveç Hariciye Nazırını zi yaret ederek, müttefiklerin müte mâdiyen taarruz ettikleri bitaraf. ların hukukunu korumak istiyen hükümeti namına bir muhtıra ve. receğini söyledi. Fukat dört saat önceden Osle fiyoruna giren Alman zırhlılarile Norveç müdafaası arasında bir çar pışma vuku bulmuş, bir buçuk sa. Li , iki Trondheim fiyorduna gir: ber verilmiş ve kısa bir zaman ön. ce de Bergen dışlarında bir mu- harebe olmuştu. Verilen muhtırada Alman bükü. metinin İngiltere ile Fransanın bir kaç gün içinde Norveçi işgal ede. ceklerine dair cerhedilmez delâile sahip olduğu söyleniyordu. Fakat malüm olduğu üzere bu delâil ancak dün ileri sürülmüş ve müttefikler tarafından derhal red. dedilm Mühim harekâla sahne olan orveç İiyord'larından bir görünüş Wnan hükümeti, bu reddedil. mez delâile istinat ederek harbin devamı müddetince Norve. çin müdafaasını deruhte edeceğini, müttefiklerin Norveç topraklarını llanmalarına n vermiyeceğini ve Norveç halkının doğrudan - doğruya veya bilvasıta Alm, harbe sürüklenmi oya karşı yapılan rine müsaade OKMAN KİMİN ÖĞÜTLER BALIK NASIL YENİLİR ? Istanbul gibi her tarafı denizle çevrilmiş bir yerde oturup ta, yıl. da adam başına sadece bir kilo ba- lık yemek, doğrusunu İsterseniz, biraz da balığın nasıl yenileceğini | bilememekten ileri gelir... Vaktile, pazar (okayıklarında Göksu âlemleri yapılırken, balık meraklıları kayığın ortasına bir de mangal alırlar ve kendi ellerile tuttukları İstanbul balığını, henüz kıvranırken, mangalın üzerindeki ıskaraya yapıştırırlar ve az, çok kızardıktan sonra taze, taze yer. lerdi. Bunu yapmak mümkün o. lunca, balık yemenin en İyi tarzı Fakat bunu yapabilen eski zamanlarda da za. ten pek az olduğu gibi, şimdi hiç yok denilebilir. Balık yemek için lokantalara gidilince, orada herkes kendi zev. kine göre balığın her hangi türlü- "sünli yiyebilir. Fakat usta bir ahçı bulunmıyan evlerde — demek ki, hemen her evde — hatıra gelen balığı ya ıskarada, veya tavada kı. zartmaktır, Bunlar da haylice u- zun ve eziyetli İşlerdir. Aile biraz kalabalık olunca, herkese yetişe- cek kadar halığı ayıklamak, birer birer — yahut parçaları ayrı ay. rı — kızartmak, bilhassa mani. kürlü eller için kolay kolay taham- mül edilecek İş değildir. Balığın pilâkisini yapmak, yahut parça parça hazırlayıp, tepsiyi fırına gön dermek, getirtmek te gene eziyetli iş.. Ondan dolayı İstanbulda 7a- vallı balıkçılar mallarına müşteri bulmak için başka esnafın hepsin. den daha yüksek sesle haykırdık- ları halde, pek a2 pencereden rağ- bet görürler... Halbuki balığın ko. rme tarzları da vardır. pek ince zevk sahibi için her balık kendine mahsus bir tarz. da pişirilmek ister, Kimisi ıskara. da, kimisi tavada, kimisi haşlama, kimisi mayonezle, kimisi soğanla, kimisi mahsus salçalarla. Bazısı da kâğıt içinde kebap olarak... Fa- kat bunları ayırdedebilmek ğ ilkin balıkların adını bilmek lâ. zımdır. İstanbul Boğazında çıkan altmış bir çeşit balığı adile ve şek. lile ayırdeden tam İstanbulluyu da pek çok bulamazsınız sanırım... Nasreddin Hoca bile o kadar bilgiç olduğu halde: — Kim denizin dibine inmiş te, bunların adını koymuş? Dediğini bilirsiniz... Zaten balı ğın nasıl pişirilceğini bilmek İçin, — balığın adı ne olursa olsun — İ- ki çeşit balık olduğunu bilmek ye- tişir: Biri etleri dolgun ve sertçe olan balıklar, öteki yumuşak etli balıklar.. Birinci çeşitten olan balıklar 1s- karada kızartmıya geldiği gibi, başlamaya da gelir, onları tavada kızartmak ta yazık olur. Balık dol. masi denilen acaip yemeğe taham. mül edehilenler için, onların dol ması da olabilir, İkinci çeşitten olanlar, ıskarada kızartılamaz, parçalanır. Haşla. ması olursa da, balık meraklıkları öyle yumuşak etli balık haşlaması için, içinde iki tarafı kulplu süz. geci bulunan mahsus bir balık ten- ceresini hazır bulundururlar, balık tenceresi gümüşle kaplanmış olur- sa, tabii, daha makbul... Balık ten. cerede ve süzgecin üzerinde haşla ma olduktan sonra, süzgeç iki kul. pundan tutularak — gayet dikkat. le — çıkarılır. ve suyu süzüldük- ten sonra, dağılmasın diye, pek riyade dikkatle uzun kayık tabağa aktarma edilir. Mutfakta böyle mahsus balık tenceresi bulunma. yınta, yumuşak etli balığı — en kolay — biraz una bulayarak ta- vada, zeytinyağı — İsterseniz — tereyağı içinde kızartmakt ır. On. lardan pilâki yahut fırın da yapı har. Bunların hepsi az, çok eziyetli işler sayılınca, en kolayı balık çor. bası yapmaktır. Balık çorbasına her çşit balık girer. Yalnız bütün bütün değil, parça parça. Bir de aldığınız balıkların bir kısmı sert- çe etli, bir kısmı yumuşak etli o. lursa, yumuşak olanları ötekiler. den on dakika sonra tencereye at- mak lâzımdır. İki kilo balığa üç İlitre su, 250 gtam soğan, 3 baş sarmısak, biraz sofra tuzu, tuz ve bibe: terseniz biraz da zeytinyağı. Tabii ilkin ba. lıklardan başkası soğuk su içine konulup, tencere fıkır fıkır kayna. mıya başlaymca, balık parçaları, yumuşak olanlar on dakika sonra. Zaten balıkların hepsi birden konulsa da, bir zarar gelmez. Yu- muşak etli olanlar dağılırlar. Balık çorbası, balık püresi olur, Her hal. de pek lezzetli bir yemek, hem de pek ücuz ve eziyetsiz. Çorba piş. tikten sonra üzerine — tarhana çorbasında olduğu gibi — yağda kızarmış ekmek konulunca, mü- kemmel bir yemek olur, Balıkların çoğunda bol bol bulunan vitamin. lerin de hepsi çorbuda kalacağın. dan emin olacağınızdan, bu çor- hadan enrukları da varmalisiniz etmiyeceğini anlatıyordu. t Alman istilâsı, Berlin hü. kümetinin herhangi suretle müs ade etmiyeceğini bildirdiği bu ne. ticeleri teminden başka bir şey yapmamıştir. Alman sefiri, Norveç Hariciye Nazırı Doktor Koht'a, Alınanların düşman olarak gelmediklerini te. kit ettikten sonra: “Her mukave- metin Alman askerleri tarafından kati surette bertaraf edileceğini” izah ediyor, Alman muhtırasındaki orveçi mutlak bir aciz ordu. taleplerde içinde bıral Gerek Alman sefirinin beyana. tında, gerek Alman muhtırasının rinde müttefiklerin Norveç su. a dökmelerine mukabil Almanyanın harekete geçti latan bir söz yoktu Buna mukabil Doktor Koht, AL man taleplerini hükümete bildir. mek lizumundan bahsetmiş ise de Almanlar Polonyaya ve Çekoslo- vakya Cümbhurreisi Haha'ya yap. tıklarını tekrar ederek taleplerin lan. unu söylemişlerdi. Fakat Norveç Hariciye Nazırı, hüküme. tin, Hariciye Nezaretinde içtima halinde bulunduğunu anlatmış, AL man sefiri de taleplerin hükümet tarafından tetkikine razı olmuş. tu, fakat vakit zayi edilmemesi ü. zerinde israr etmişti. Norveç hükümetinin verdiği ka. rar, kati idi ve hiçbir müstakil hü. kümetin bu gibi talepleri kabul et- miyeceği mealinde idi. iküimetin, bunun üzerine tığı iş kral ile birlikte Oslodai nlmak oldu. K ral ite hükümet, ayni gün Elverum'a vardıkları za. man, Alman sefirinin kral ile gö- rüşmek ve bazı teklifleri müzake. Te etmek istediğine dair Oslodan gönderilen bir telgrafla karşılaştı. lar. Kral, Almanların bulunduğu şe. hire gelmelerindeki tehlikeye rağ- men, Alman sefiriDoktor Brawer'i iş, fakat Alman sefiri, evvelki taleplerin Her Hitleri hoş. nut etmekten uzak olduğunu bil. dirmiş ve ber şeyden evvel Alman. yanın itimat edeceği bir hüküme. tin teşekkül etmesi, binbaşı Guis. ling'in yeni hükümet başında bu. lunması lüzumundan bahsetmişti. Kral, sefire şu şekilde mukabe. le etti: “Bu centilmen, (yâni Çuis- ling) halkın itimadını haiz değildir. Yapılan seçimJer bu- nu isbat etti,, Anlaşmağa imkân yoktu. Fakat Doktor Koht bir teklif daha ileri sürdü. Norveç hükümeti istifa ede. rek yeni bir hükümetin teşekkü. lüne imkân verecek ve yeni hü. kümet Almanya ile anlaşmağa ça. hşacaktı. Alman sefirinin verdiği cevap, Hitlerin Çuisling üzerinde israr et. tiği merkezinde idi. Fakat kral ile hükümet bu teklifi kabul etmedi. ler ve bu suretle bütün anlaşma imkânları da bertaraf oldu. Neve beyaz kitabının anlat. tığı vakaların hulâsası bu. dur. Kitap, başından sonuna kadar mütslâa edildikten sonra varılan netice, Norveçin Almanyayı tah. rik için hiçbir şey yapmadığı buna rağmen İki şık karşısında kaldığı. dır: Birinci şık; Her zillete katlana. rak Almanyaya teslim olmak. İkinei şık: Her neye mal olursa olsun kendini müdafaa etmek, Norveçliler bu son şıkkı ihtiyar ettiler ve şereflerini kurtarmayı terçih ettiler. Dertlerimiz : Bunlar Kimlerdir? Yazan: Şüküfe Nihal onulan yasaklara, verilen ceza- lara rağmen, hâlâ köşe başlı yolumuzu kesen dilenciler v vralar içinde iki büklüm bir İihtiyar.. Bacakları belinden kesik bir ge Küçük bir çocuğun reh- berliğinde yürüyen bir kör.. “A- İçım!,, diye ağlıyan her yaşta çocuk. İlar.. Kollarında süt emen yavrusile sık sık kar- Dilencilik gibi bir ahlâk düşkünlü. ğünü ortadan kaldırmak, buna ceta- ret edenleri kanunca cezalandırmak, şüphesiz, en hayırlı bir iştir; yalnız, bence bu, yeter değildir. Dilenen in- sanın, dilenmesindeki sebebi ciddi 0- ilarak araştırmak lâzımdır. Çalışmıya gücü olanlar dileniyor. sa, onları cezalandırır ve meslekle sa, onları cezalandırır ve silklerin. de devamdan menederiz. Lâkin, ya şu iki büklüm, çalışmaktan kalmış ihtiyar, yeryüzünde kimsesiz ise?.. Ya şu, iki bacağından mahrum, elle. rile sürünerek hayat yolunu geçrme- ğe çalışan solgun gence açılacak bir şefkat kucağı yoksa?.. Ya şu kiçük yavrular anasız, babasız, yersiz, yurtsuz kalmışsa”. Ya şu kucağın- daki süt yavrusile köşe başıma çö- melen bitkin anneyi çocuğile bera. ber hiçbir yer kabul etmiyors Şüphesiz, bunların karşısında ev. velâ yapacağımız şe yasak etmektir. Bizim gibi şerefli bir milletin sokaklarında el açan vatan daşlar bulunamaz. İkinci olarak dü. şüneceğimiz; bunları kaldırım kenar. larından uzaklaştırdıktan sonra, ham. gisinin gerçekten muhtaç, kimsesiz kaldığı için dilendiğini, hangisi: İ çalışabilecek durumda olduğu halde, İtembellikten çalışmadığını, veya çar lışmak istediği halde iş bulamadığını araştırmak, ve yaşlıyı, sakatı, kimse- siz yavruyu, süt veren anneyi cemi. yetin himayesine almak, ötekilere de iş bulmak lâzımdır. Türk milleti şerefli yurdunda va- tandaşlarınm herkese Oel açtığını görmek istemez. Bu çirkin ahlâka düşenleri affetmemekle beraber, on- ların - bu hale gelmesine sebebiyet vermemek te bizim elimizdedir. bi. roz... Düşkünleri en ciddi, en cezri ted. birlerle koruyalım; işsizlere en kısa zamanda İş bulacak bürolar açalım. İş bulununcaya kadar kimseyi aç, çık bırakmıyalım; muvakkat yeler yapalım. Medeniyetle miş her memleket vatandaşlarını böyle korumaktadır. Aksi takdirde, her türlü düşenlerin mesuliyeti bize; zararı yurdumuzadır. Avrupada İlkbahar Temizliği Başladı Avrupa memleketleri Nazi ağanla. rını hudutlarından harice atıyorlar! (Ecnebi Karikatürü)

Bu sayıdan diğer sayfalar: