13 Mayıs 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

13 Mayıs 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

———> 10.5.1941 m TAN... Adres değiştir. mek 125) Keş OTM, B Ay v Dünyanın Siyasi Manzarası 1 — Son günlerde İndliz ve Ak mon kava kuvvetleri Almanya ve İnei ddetli ha- va ve tüyler ürp e tahriba- Almanlar, m gelen harp Balzemesinin çıktığı / ilmanlarda müessir tahribat yapmaya müvaf- lmuştur. Londrada henüz i- yen birçok mü- 2 — General Franko, Alman kuv« vetl Cebe üzere İspanyadan geçi saade etmiştir. Mer cephesindeki muvakkat hazır « lıklar yaptığını göst Süveyşle Cebelitarığa — karsı eyni zamanda hsrekete geçeceği tahmin edile- bilir, Hava Harpleri: on günlerde Ingiliz ve Al- man hava kuvvetleri, Al manya ve Ingiltere üzerinde çok şiddetli hava hücumlarında bu- İunmakta ve tüyler örpertici za- yiat ve tahribata sebep olmakta- dırlar. Mösyö Hitler, son nutkunda, Berlin üzerine atılacak her bom- baya mukabil Londra üzerine Yüz bomba atılacağım söyle - mişti, Cumartesi gecesi Lon - draya karşı yapılan müthiş ha- va taarruzu, İnsanca pek çok lefata ve büyük maddi hasar. sebep olmuştur, Avam ve Lordlar Kamaralarmın binala - ba ara - isimleri bildi - Tilmiyen birçok mühim şahsi - yetlerin bu taarruzlarm kur - hanları arasında bulunduğu da İngiliz kaynakları tarafından haber verilmektedir » Cumartesi akşamı yapılan bu misli görülmemiş bombardı - Mmandan bahseden Londra rad- Yosu, Alman tayyarelerinin tev Mit ettikleri alev cehennemi #âyesinde, Ingiliz tayyareleri - min düşman tayyarelerini gör - mümkün olduğunu ingilizlerin 300 tayyarelik büyük bir filo ile Berline yap - tıkları tasrruzun, büyük hasar- lara sebebiyet verdiğini Alman kaynakları teslim etmektedir - ler, Ingiliz matbuatı ve efkârı w- Mmumiyesi son günlerde tayya- Te hücumlariyle fazla meşgul olmakta ve Almanların bilhassa Amerikadan gelen harp malze- mesinin çıktığı limanlarda mü- *ssir tahribat yapmıya muvaf- fak olduklarını tasdik etmek - tedirler. Mütehassıslar, hava taarruz- larına karşı daha büyük bir mu vaffakıyetle | karşı o koymanın iki suretle mümkün olacağını; bunlardan Hiklal, RR LOKMAN? NEREYE Sayın okuyucularımızdan Sü- leyman adlı ve akıllı olduğunu sizin de şüphesiz tasdik edeceği. hiz bir zat gazeteye mektup gön- Keme İstanbulda bir işi gücü lmadığından o burada kalabalık Kianek için başka bir yere git- mek istiyormuş. Fakat şimdiye kadar buradan hiç çıkmamış ha- lis bir İstanbullu olduğundan ne- Teye gideceğini kendisi kestire- © memis, bunu gazeteden soruyor... Bence, hu sayın okuyucumuzun ve onun gihi, bu sene biraz üzak- larda hava tebdiline gitenek isti- yenlerin tercih edecekleri yer si- nirlerinin haline göredir, Her gün radyoda dinledikleri yahut gazetelerde okudukları 2 jans haberlerinden sinirleri faz- İaca gerilmiş bulunuyorsa, dağ- ık bir iklim seçmelidir. Fakat pek de yüksek değil, nihayet bin imetre yüksekliğine kadar... Böyle bir iklim yaz mevsiminde cok güneş almakla beraber pek sicak olmaz. İştihayı açar, vücut di İyi beslenir, sinirler de orada kinleşir. Böyle iklimde rüzgâr, fırtına az olur. Ancuk bu zamanda bazılarının #inirleri gerginlik devrini de ge ABONE BEDELİ 1400 Kır. 1 sene 28D0 Kr, Ecnebi | Türkiye 400 Kr. 8 Ay 8. VAy Ecnebi 800 Kı 10 . Amerikadan Grocnland ve Iz - landa yolu ile gelmelerini te - min etmek - ki birkaç zaman - danheri bu yol ile İngiltereye günde beş altı tayyare gelmek- tedir. Diğeri de gece bombar - dımanlarına karşı yeni tipte hü cum tayyareleri kullanmak ol- duğunu söylemektedirler, Ingiltere hava nezareti, 4 - limleri ve mütehassısları, | ge- €e karanlığında düşman tayya- relerini göremiyen ve kendi motörlerinden başka bir ses işit miyen avcı tayyarelerine göz ve kulak temin etmek için a- Traştırmalara sevketmişti, Cumartesi gecesi Londra ü - zerinde 33 Alman tayyaresi - nin düşürülmesi, hu araştırma - ların muvaffakıyetle neticelen * diği zanmını hâsıl etmektedir. Ingiltere üzerinde, kânunu - saniden mayısa kadar sade 50 tayyare düşürüldüğü halde yal- Bız mayıs içinde on gün zarfın- 1500 vermektedir. İspanyada: ngiliz kaynaklarından ge - len haberlere göre. Gene - ral Franko, Mösyö Hitlerin Is- panyaya yiyecek maddeleri ver mek hakkındaki teminatı üze- rine, Alman kuvvetlerinin Ce - belitarıka yürümelerine müsaa- de etmiş ve bu karar, Fransa- nın Madrit sefiri tarafından Mareşal Petain'e tebliğ edi tir. Almanya Fransanın - Al - sas Loren hariç olmak üzere - mülki tamamlığım garanti et - mesine mukabil Fransız demi yollarından istifade etmeyi ve Suriyeyi üs olarak kullanmayı istemiştir. Amiral Darlanın müu- vafakat ettiği bu teklife, müta- reke ahkâmına sadık kalmak azminde olan Mareşal Petain muvafakat etmemiştir. Yine Londradan gelen haber- lere göre; ekonomik harp ma- zırı Dalton, bir şubatla 16 ni- San arasında İspanyaya 110,000 ton hububat gönderildiğini ve ayrıca 250,000 tonluk bir parti için de müsaade verildiğini be- yan etmiştir. Ispanyanın içinde bulunduğu İcci vaziyete rağmen - zamanı gelince Almanya İle işbirliği Ya. pacağı muhakkak gibidir. Taşe sıkıntısı gittikçe çoğalan Fransanın vaziyetinde ise hâlâ bir vuzuhsuzluk ve tereddü - dün devam ettiği sezilmekte - dir. Mareşal Petain'in, Amiral Darlan'ın teşvik ve tazyikine rağmen, Amerikanın, az dahi olsa, bugünkü vaziyette çok kıymetli olan yardımından mah rum kalmıya ve memleketi ye- niden harp sahnesi yapmıya Ta- za olamadığı hissedilmektedir, Afrikada: Me ısır harp cephesinde e - peyce zamandanberi mü him askeri hareketler vukubul- mamaktadır, Bu nisbi muvak - kat süküta rağmen Almanyanın Mısıra karşı esaslı taarruza geç- mek için büyük kuvvetler top- ladığı ve hazırlıklar yaptığı, bu iş bittikten sonra hem Süveyş hem de Cebelitarık istikametin- de ayni zamanda harekete ge - gerek bir şaşırtma hareketi ile (Sonu 5 inci sayfada) HEKİMİN Ziğ AN GİTMEL i ? ukluk haline gelmiş olunca, az yük- ikli da vermez, Sinirleri biraz tenbih (edecek, kuvvetlendirecek iklim lâzım 0- lur. Bunu bin metreden daha yük sek dağlık yerler temin eder. Şu kadar ki, bin metrelen yüksök ve barınılacak yerler pek de çok ©- lamıyacağından, denize yakın fa- kat deniz kenarında değil de bi- raz içeride bir iklim bulmalıdır. Deniz kenarı olunca sinirleri büs- bütün ayaklandırırlar, denize ya” kın fakat biraz içerde olan yerler, aksine, sinirleri kuvvetlendirerek sakinleştirir. Şükürler olsun pek geniş olan yurdumuzun bu söylediğim şart- larda yerlerinin hepsini burada saymak ve onlardan birinin inti- habımı sayın okuyucumuzun re- yine bırakmak mümkün olamadı. jından, ben onun yerinde olsay- dım, doğruca Kastamonuya gider ve orada hem sinirlerinin haline uyacak, hem de keyfine gelecek yeri tahkik ederdim... Gerrin sinirleri sakinleştirecek bir şey de iklimin gürel olması. girmiş, dır, Kastamonu tarafında güzel iklimler de pek çoktur. çi Harp Dünya Ticaretine Ne Tesirler Yaptı Gi harbin husüsiyeti, teşekkül eden cepheler- de anudane bir surette mevzii muharebelerin devam etmesiy- di. Cephenin muayyen yerlerde teşekkülü, harbi muayyen mın- takılara inhisar ettirmişti. Bu yüzden, harpten evvelki normal ticaret yolları yerine daha baska ticaret yolları kaim olmus, bü yollar harbin devam ettiği müd- det zarfında mevcudiyetini mu- i. İkinel dünya harbinde, mo- Yörlü vasıtaların genis mikyas- ta barp sahasında kullanılması, mevzii muharebelerin uzun müd det devam etmesine mani ol- mus, tetssüs eden bir cephe kı- $a bir zamanda tasfiyeye uğra- miştir, Bunun neticesi olarak. harbin sahası genişlemiş, hiç ümit e- dilmiyecek yerlerde cepheler teeasüş etmiştir. Pek tabii bir şekilde buna muvazi olarak, ti- care yolları da sık sık değişmi- ye mahküm olmuştur. Ticaret yollarının harp saha- sına dahil olması, veyahut ol- mak ihtimali beynelmilel satış- lardaki usul ve tewmüllerin d Hişmesine sebebiyet vermişti ** gisi. Avrupalı bir fabrika. tör malını satacağı 7a- man akreditif istemektedir. Ya. ni malın beleli, fabrikatörün bu- lunduğu şehirdeki bir bankaya yatırılacak, fabrikatör veyahut herhangi bir satış müessesesi, bu paravı bankadan şlacak, son- ra malın satılmasına razı ola- cak, mal yola çıktıktan sonra vapur batarsa, bundan dolayı satış müessesesi hiç bir mesuli- yet kabul etmiyecektir. Bu u- $ul harbin ilk günlerinde tat- bik edilmiye başlanmıştı. Maa- mi ilk zamanlarda mal, “va- Burda teslim şartiyle” verilmek teydi. Fakat hava hücumları karşısında, limanlar, rıhtımlar en tehlikeli bir yer olduğu için, teslim şartları daha cetin bir mevzu olmustur. Şimdi fabri- kalör akreditifle peşin parayı aldıktan sonra, malini “vagon- da teslim” şartiyle vermekte- dir. Vazondan maksat, malı fab rikanın yanı başındaki vazonda teslim etmektir. Son ticari. tekliflerde, malı depoda teslim edenler de var- dır, 2000 Şişe ve 20.000 Can - iri dolaşmakta olan bir muhbirin not defte- rinden: “Bu gireceğimiz odada 20,000 yaralının hayatını kurtaracak 2.000 şişe vardır. 2.000 şişe ki bunların mevcudiyetleri sayesin de 20,000 can yaşıyacaktır, “Girdiğimiz ufak odanın içine tepesine kadar pembe bir mayi doldurulmuş gazoz şişeleri istif edilmişti. Yanımda bana bu iza- hatı veren zat meşhur Bakteri- olog yüzbaşı Witby idi. Bu adam 1938 senesinde keşfettiği MB. 693 ismindeki ilâç sayesinde binlerce kişinin hayatını kurtar. müşta, iğ “Bugün yüzbaşı Witby bütün Britanya ordusuna lâzrm olan kanı temin etmpk vazifesini ü- zerine almıştır. Kurduğu muz. zam mücssesede bu kanı elde et. mekte ve tetkik ederek muhte. Jif sınıflara ayırmaktadır. Onun- Ja birlikte 100.000 inden fazla kadın, erkek bir gönüllü kütle- $i çalışmaktadır. Bunların yaş- ları 18-80 arasındadır. Bunlar memleketin dört bir bucağından Sırf bu maksatla gelmişlerdir. Bu azaların hepsi isim ve kanla- rının nevi sirasiyle tasnif edil. mişlerdir, Her birine kan ver- mek sirası üç ayda bir gelir. “Fakat buradaki gönüllü aza. Jarın vazifeleri sadece bir değil. dir. Bu büyük müessesede, kanı tahlil etme, şişeleri hazırlama ve sipariş alma, muhavere vesa.. ir bir çok şubeler vardır ki her birinde yüzlerce kişi çalışır. “Gece gündüz durmadan çalı. şan bu gönüllü alayı burada âdeta boğaz tokluğuna cahşır- Jar ve memleketleri uğrunda yaptıkları bu vazifede aldıkları ücret sonderece cüz'idir.,.. TAN ( BUHRANIN DOĞURDUĞU USULLER | Harp, beynelmilel ticaret üzerinde ne gibi tesirler yapı- yor? Bir taraftan pike tayyareleri şehirlere bombalar a- tarken, bir ticarethane bir müşterisine hangi şartlarla bir teklif mektubu yazıyor? Her hafta binlerce tonilâto hacminde vapurlar battığı halde, mal satmak için, fabri- katörler ve tacirler biribirlerile nasıl müzakereler yapı- yorlar? Bütün bu tehlikelere rağmen, ikinci dünya har- binin içinde, ticari manzaranın en karakteristik şekil- rini aşağıdaki yazıda tesbit ediyoruz. .. Yazan: Hüseyin Avni Görülüyor ki, hava hücumla- Tın tesiri altında, satıcılar, mü temadiyen riski alıcıların üzeri- ne yükletmektedirler. Her hal- de, malı fabrikanın deposunda teslim etmek, teslim sartlarının en son hudududur. Bundan da- ha ağır bir teslim şartı ne ola- bilir? Demek oluyor ki, hava hücumları, ticari satışları bu hale kadar getirmiştir. ** Hv. Hcaret yollarını o ka- dar değiştirmistir ki, bir mal, menseinden satış yerine gidinceye kadar aşağı yukarı devri âlem seyahati yapmak- tadır. Meselâ: Bir Amerikan otomobili, Türkiyeye gelmek için, Atlantik denizini geçecek, Ümit burnunu dolaşacak, Bas- ra körfezine gidecek, oradan, Bağdada, dar hatla rakloluna- çak, sonra geniş hatta aktarma olacak, nihayet Türkive toprak- larına geçecek... Halbuki harp- ten evvel bir otomobil Amerika- dan buraya bu kadar dolam- baçlı yollardan gelseydi, bu müddet zarfında otomobil mo- delleri bile değişebilirdi. İraktaki askeri hadiseler yü- zünden, şimdi, bir Amerikan 0- tomobilinin daha dolambaclı bir yol katederek, memleketimize gelmesi lâzımdır. Alâkadar bir tâcir, aylarca evvel Amerikaya sipariş ettiği otomobilini Bas- radan buraya getirmek için, İ- randan gecirmeyi düşünmek dir. Yani Busradan bir İran Ji- manına nakletmek, oradan İran e Tebrize ge- tirmek, sonra Tebriz - Trabzon yolu vasıtasiyle mala kavuş mak... rw Mösüüit. yalnız. yolların uzunluğundan ibaret de- Kildir. Muharip memleketler, birbirlerine karsı müthis bir ab. loka #iyaseti kullanmaktadırlar, Bir malın İngiliz nüfuzu altın- daki bir memleketten bitaraf bir memlekete geçmesi için, u- zun boylu tahkikat yanılmakta. dır. Ya, bu mal Almanyava sa- tlırsa?.., Mah alacak olan tüc- car, bü malın Almanyaya satılk acağma, o memleket dahi- linde sarfedileceğine dair, kon- torl makamlarına bin bir sekil- de taahhütlerde bulunmaktadır. Kontrol makamları da çoktur. Bunlar da bir mala sevk müsâa- desi vermeden evvel, kendile. rinden daha üstün olan makam- lardan emir almıya mecburdur- lar. Acaba, kontrol makamları. hin bu kadar müskülpesent ol- masındaki sebep nedir? Gecen harbin içyüzüne dair bir cok vesikalar, hatıralar, ifsaat or- taya çıktığı zaman, cok garip mevzularâ *“tesddüf isti. Holanda tâcirleri. İngilizlerden pamuk satın alarak Almanyaya satmıslardı. Holandanin İngil- tereden istediği kadar pamuk alması beynelmilel mevzuata muhalif değildi. Böyle olduğu- na göre, Holandava satılan pa” muklara müdahale etmek icap etmezdi. Böyle bir müdahale devletler arası hukukuna da mu- gavirdir. İkinei dünya harbinde İngi- İz kontrol makamları, bevnel- milel hukuka riayet etmekle be. İNŞ Yazan: Sevim SERTEL Cardita'nın Macerası ardita” bir Konvoy hi- mayesinde Atlantiği geçmekte olan İn- giliz yük vapurla. rmdan bir tane- siydi. Ansizın cu kan bir fırtına bu küçük geminin di- Rerlerinden ayrılmasma sebep olmuştu, Hani, sürüden ayrılan kuzuyu kurt kapar, derler, iste o hesap- tan Cardita yalnız başına kal- dığından yarım saat sonra bir düşman denizaltısıyla karşılaş- mıştır, Gemi kaptanı Bruce birden. bire çok yakında denizaltının priskopunu görmüş. üç dakika sonra da hücuma uğramışlardı. Fakat gemi harekette olduğu icin şarapneller geriye düşüyor, İsabet etmiyordu. Bunun üzerine denizaltı dalı- yor ve az sonra geminin çok w- zağında meydana cikiyor. Deni- zaltının bir torpito atmak icin hazırlandığı bellivdi. Denizaltı bulunduğu yerden Yavaş yavaş onlara yaklaşıyordu. “Cardita” ya torpito isabet etmedi. Fakat denizaltı kâfi de- recede yakına geldiği bir sırada geminin topları ona üç defa ateş ettiler, Tesadüfen bunlardan birisi denizaltıya isabet etti. Birden. bire denizaltının daldığını gör- düler ve bu azgın gemiyi bir daha görmediler, Cardita ve mü. rettebatı bundan sonra hiç bir ârızasız yollarına devam ettiler. Muhakkak ki denizaltı gemisini fena halde sindirmişler ve tek başlarina yollarına devamla mengillerine varmışlardır. * Hasta Bakıcı Prenses ye muteber hastaha» nelerinden birinde en çok sevilen hasta bakicı siyah saçlı, siyah gözlü esmer bir genç kız- dır. Henüz 22 yaşında olan bü genç kız, cocukların, fhtiyarla- rın, orta vaslıların, kadınların ve erkeklerin ayrı ayrı dostu- dur. Onu hem tatlı dili, hem de güler yüzü için severler. Bombardımanlarda yaralanan halka, yaralı askerlere #onsuz sndaki prensesin arkasında bir muhabbetle bakan bu 22 var imparator bir baba, bes sene den beri devam eden bir menfa hayatı vardır, Onun kalbindeki yarayı da, yaralarımı sardığı giliz askerlerinin dövüştüğü ay- ni düşman açmıştır. Daha 22 yasında müstait bir hasta bakıcı olarak temayüz €- den bu genç kız, Habeşistan imparatoru oHaile Selâsiyenin kızı perenses Tsahi'dir. Habes kraliçesinin kücükten. beri hasta bakıcılığa hevesi ve istidadı vardı. İngilterede bulunduğu bu son beş sene zarfında da bu mesleği tabsil etmiştir. Son hadiseler dolayısiyle - | tiran etmistir. reber, su noktaya müdahale et. mislerdir; Acaba, bu malı satın alan bir memleket, norma) zamanlar da da, bu malı ayni nisbetle istihlâk ediyor muydu? Kontrol makamlarının tahkik ettiği nokta burasıdır. Bunun için, her memleketin. ihtivacla-| r: tesbit edilmiştir. Bu ihtiyaç- tan fazla mal almıya müsaade | edilmemektedir. Bütün bu sr kı tahdidata rağmen Almanyaya mal satanlar olursa bunun için, kara listeler hazırlanmaktadır. Ablokava rağmen o Almanyaya mal satan bir tâcir, derhal İn- gilizlerin kara listesine girmek- tedir. Kara listeye' giren bir tâcirin İngiliz nüfuzu altındaki memleketlerde, beynelmilel sa. hada ticaret yapmasına imkân yoktur. x* * Imanyanın nüfuzu altm. daki memleketlere ge- İince, bundan uzun uzadıya bah- setmiye lüzum görmüyoruz Çünkü hergün ajans ve radyo haberleri, buğday memleketi 0- lan Romanyada bile yiyecek buhram olduğunu haber veri- yor. Her gün Almanya isgali al- tındaki memleketlere dair çesit haberleri duyuyoruz... Bu itibarla bu memleketlerden tek. rar bahsetmeyi faydalı bulmu- yoruz. YENI NEŞRİYAT: İslâm Ansiklopedisi Üçüncü Fasikülü Maarif Vekilliğinee neşredilmekte ölen İslâm Ansiklopedisinin üçüncü fasikülü çıkmıştır. Türk Kültür âle- mini pek yakmdan slikadar eden mevzolar üzerinde değerli âlimleri mizin bâyük bir mesai mahsulü olan bu, araştırmalarını derip zeasiyle ka Ahmet 1. Ahmet TI, Köra Ahmet Paşa, Bonnevni Ahmet Pasa, Ah- met B, Hasan Pağa (31. Cavit Bay- sun), Ahmet TII (Enver Ziş Ahmet Hikmet, Ahmet (Ahmet Hamdi Tanpınar). Mithat, Ahmet Rasim (Sabi Ysşt Si- yavuşgil), Şair Akmet Peşa, Ahmet Yesevi, Ahmedi (4. Funt Gedik Ahmet Paşa (Mükrü Mi Yınanc). Ahsa, Akdeni, o Akhisar (Besim Darkot), Akund (Zeki Veli- di Tagon) ve Akçe, Akmcı (İsmail Hakkı Uzunçarşılı), kendisiyle görüşmek istiyen bir Aazeteciye perenses, hastahane. de diğer hasta bakıcılarla birlik. te yemekhanede tahta iskemle. ler üzerinde gayet mütevazi bir yemek yerken bulmuslardır. Bu gazetecinin söylediğine göre, prenses beş senedenberi| hasret kaldığı memleketine vek | Yakında dönmek ümidindedir. Bir plâna göre, kendisi Habe. | şistana Avustralyalı bir askeri doktorun kumandasında hare- ket edecek olan kızılhaç ekibi ile gidecektir. Londra hastahanesinin bu mü tevazi hasta bakıcısı: '— Bir gün gelipde yine memleketime O döneceğimeden hiç ümidimi kesmemiştim. Bu- rada hasta bakıcılık okuduğum vakitler hep memleketimin ih- tiyaelarını düşünüyor, bu öğ rendiklerimi kendi vatandasları- ma tatbik «Jeceğim günün a- tesivle yanıyordum. İşte benim de arzum artik bir hakikat ol. mak üzeredir... “Demiştir. Kaymakamlar Arasında Yeni Nakil ve Tayinler | Ankara, 12 (TAN) — Kayma kamlar arasında yapılan tayin ve nakil listesi yüksek tasdike Ik. Anadoluhisarı nahiyesi müdü- rü Arif Ova Meriç kaymakamlı- ğına, Sökeden Rüştü Öner. Kadir- liye, Kadirliden Kadri Özkazanç Sökeye, Dörtyoldan Sevket Te- ker Merzifona, Merzifondan Ham di Kiper Dörtyola, Sevhandan Suphi Amotav Safranboluya, Saf ranboludan Sadi Celâl Seyhana, Ciçek dağından Fuat Armo Ba- yındıra, Tigrboludan Mithat Nu. ral, Ciçek dağına, Elbistandan Baki Kılıç Hayreboluya, Hayre- boludan Kâmüran Tuğman Tar- susa, İznikien Fahri Ünal Ayan- İLİ İN Büzürcmihr'in Sözleri İranın en büyük hükümdarla- rından Nüşirevan'ın veziri Büzüremihr, büyük bir hakim ol. mak üzere de tanınmıstır. Bir gün kendisine bazı sualler sor. muşlar, Hakimin bin bes yüz se- ne evvel verdiği cevanları tarih bir hakikat mecellesi gibi kayde- diyer. Susl ve cevaplar şunlardır: İnsan ne istemelidir ki on- da kendisine faydalı menfaatler bulunan? — Servet ve sıhhat, — İsimizden emin olmak icin onu nasıl bir adama havale ede- tim? — İşini, kendini bilen adama havale et, — İnsan kimden emin olmalı” dar? — Hasetsiz dosttan, — Halk indinde -doğru da ol. sa- fena görünen şey nedir? — Kendini methetmek, — Büyüklüğe hakkiyle kim lâ- viktir? iyi fenadan farkederek i- birakan, — Kimden cekinmeli? — Müdahaneciren ve sonradan zengin olmus esafilden. — Cömert kimdir? irine bir sey verdiği vakit neşelenen adamdır. — Mürüvveti heba eden ş€y nedi j — Büyüklerde hasislik, din- darlarda riya, kadınlarda kabalık, erkeklerde valan söylemek, —Dünyada en hetbaht adam kimdir? — Kibirli fakir, — Âkil kimdir? — Cok » az söylivem, — Âkile pişmanlık nereden g€- bir? — Bir iste acele etmekten. — Hamiyeti izale eden şey ne- dir? y — Tama? — İlimde öfet nedir? ğ — İstemiyenlere, lâvik olmi- vanlara ve anlamıyanlara hoca” tk etmek. zararı olan sey nedir? — Haksız yere tetbih efllmek, azer işitmek, fakre müptelâ ol: mak. Dünyada en büyük felâket nedir? — Nömerde muhtac olmak! Takvimci PİYASADA Kuzu Etine de Narh Konulacak Fiyatları mürakabe komisyonu dünkü toplantısında kuzu etle. . rine de fiyat konmasına karar vermiştir. Komisyon Perşembe günü kuzu etlerinin fiyatlarını tesbit edecektir, Mal Saklıyanlar — Son gün- lerde Anadoludan gelen bazı tâ- cirler manifatura ve tuhafiye es YAsı satın almak hususunda müş- külâta tesadüf etmektedirler, Ma. Gaza sahipleri mallarının olmadı ğını iddia ederek, Anadolu tâcir- lerine mal» vermemektedir. Fi- yatları mürakabe bürosu kontrol memurları bu gibi mağazalar hak kında tahkikat yapmaktadırlar. Dün bir mağazada cürmü meşhut yapılmıştır. Mantar Ayakkabılar — Yeni modada, yazlık kadın iskarpinle- rinin alt mantardan yapılmakta. dır. Bu moda yüzünden. mantar fiyatları artmıştır, Fiyatları mü. rakabe bürosu pahah olarak satı- Ek a a İŞ E lan bu tip ayakkabılar hakkında tetkikler yanmaktalır. Evvelce mürakabe bürosu ta- rafından tesbit edilen halk tipi © ayakkabılar Ticaret Vekâleti ta- rafından kabul edildiği takdirde. altı mantar ayakkabı imalâtı a zalacaktır. Naltalin Geliyor — Piyasada İ naftalin fiystları yükselmektedir. Yakında Karabük fabrikasından piyasaya naftalin getirilmesi te. min edileceği için. fiyatların daha ziyade arlmasına imkân görülme mektedir, Dünkü İhracat — Dün mubte- lif memleketlere 417 bin Hiralık ihracat yapılmıştır, En ziyade Al manyaya deri, Yal tohumlar, hububat gönderilmistir. cığa, Ayancıktan Necati Özlü El bistana, Mackadan Reşat Yücel Tireboluya. Nusaybinden Mazha* Onur Mackaya. Mayvar nahiyesi müdürü Hakkı Gencoğlu Nusay- bine, İstanbul vali umavinlerim * den Rasit Demirtas İzniğe, Es kaymakamlardan OKâzm Deni Kırşehir kaymakamlığına tayin edilmiştir. 9

Bu sayıdan diğer sayfalar: