9 Haziran 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

9 Haziran 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——— 4-6 yu ASONE SEDELİ N Türkiye Semebi |Türkiye Ecnebi İ Ares değiştir. 1400 Kr. 1 sene 2800 Kr! 400 Kr. 8 Ay 800 Kr mek (08) Krş | TED. GAV 100 80 . tAy S9. j < den sonra, ikinci defa olarak he - belki biraz geç - teşebbüsü el- . lerine almış oluyorla; m bi a il Dünyanın Siyasi Manzarası pi eri ni Suriyede Harp” ür Fransız kuvvetleri, In- ii i H tere İmparatorluk kuv - Vetleriyle Beraber, dün sabah $aat dörtte Lübnan toprakları ma girmişlerdir. General Catroux bu hareket İİ memleketi Alman tehlikesinde, «; kurtarmak ve Suriyenin istik - 99” lâlini temin etmek muksudiyle edi Yapıldığını söylemiştir. Ceneral de Gale de Londra- Erda neşretüği beyannamede, bu ai hareketin sebep ve maksadını Mİ Şu suretle izah etmiştir: y hükümetinin Alman- iel larla ai n Yransız müstemlekelerini €tmek üzere bulunduklarına haat getirilince, iki türlü Teket etmek mi ündü: 1 — Ses çıkarmamak ve em- tivakli kabul etmek; 2 — Her tehlikeyi göze ala- Tak Suriyeyi işgal etmek. Biz ikinci hattı hareketi takip ettik, çünkü Fransız müsterle- kelerini Almanlara vermek is- temiyoruz. Maksadımız, islik- Mile İâyik olan Suriyelilere bu- Du temin etmektir,, Iogiltere hükümeti de, Gene- | Tal de Gaulle ile mutabık oldu İunu ve Suriyenin istiklâli için *linden gelen her şeyi yapaca- Bini bildirmiştir. Wilhelinstrasse bu hareketi Monstrucux, kor- kunç ve feci olarak tavsif et - mektedir. Çünkü Suriye hava meydanlarının Almanlar tara- fından işgal edildiği hakkındaki Yayialar, İngilizler tarafından bi” Suriyeyi işgal etmek maksadiy- le uydurulmuştar. o Suriyede Alman askerleri yoktur. Alman ükümeti bu mescie hakkında- Misi ha- e an e. 4 mekte ve şu yeni malümalı ver Mmektedirler; Beyruta iki Alman tahtelba - hiri gelm Bunlar Kıbrs adasının etrafma mayin dökmek tedirler. Rodosta, oSelânikte, Süriyeye nakledilmek (Üzere iyük kuvvetler tahşit edil tir. Fakat bunların, hangi va- Mia ile Suriyeye gönderileceği y, Denüz malüm değildir. Muhtemel Neticele T Suriyenin | işgali ti ile, harbin baslan- Hemdanberi, Izlandanın işgalin LOKMAN © Güneş banyosu yapan esmerler adin olsun, erkek olsun- çabuk rarırlar, Güneşte çabuk karar- Mak iyi bir sıhhat alâmetidi atalar syine kadın olsun, el kek Un“ kararmakta biraz daha ge | ii irler. Sarısın olunca, günes Myosuna daha ziyade ehem İyet vermek lâzımdır. Tabii, saç Sa kendiliğinden sarışın olanlar. aclarını sonradan o boyatunlar, nceki rengin hükmüne tâbi olur Çocuklar da, çocuk olmıyanlar A» önce kararırlar. Bu da iyi bir Ülğmeç yal akat ihtiyarlar güneş banyosu Yaparlarsa kararmakta pek ge- rler, Onlar güneş banyosu #pmak için pek geç kalmıslar va nktir. Günes banvosundan öüçerlerre daha ivi olur. Teni bebi, giimes banyosunun sert iş damarlara ve yüksek tan- na dokunmasıdır. “O zaman meş a MERE DİNİN | Güneş Banyosu Yapamıyacaklar ' aparken kaza kabili, İhtiyar olmudan, tansi- lar vüksek, yirmiden fazla 0- a7 enes banyosuna taham- edemezler, Yüreklerinde de- Böyle bir harekete, bugünkü şartlar içinde doğurması muh - temel büyük tehlikelere rağ men, teşebbüs etmeleri için, | ciddi sebeplerin ve muvaffala - yet ihtimallerinin bulunması i- cabeder. Zu hareketi, mevcut ve Hür Fransız kuvv ve harp vasıtalarının bu işgali muvaffakıyetle netieslendirme ğe kâfi olduğunun bir ifadesi ve Akdenizi ve Mısırı sonuna ka- dar müdafaa hususundaki azim | lerinin bir tezahürü olarak ka- bul edebiliriz, Ingilterenin bu teşehbüsteki muvaffokıyeti; kendi kuvvetle rinin üstünlüğünden başka Ak mapların mukahi tedbirlerin viis , bizzat 8 riye halkından Suri; ve Fransız kuvvetlerinden görecek leri yardımın derecesine ve bilhassa Vichy hükümetinin ve General Weygand'ın ve İspan - yanın alacakları vaziyete bağlı dır. General Deniz, her hangi bir istilâ teşebbüsüne, Almanların da iyle mukabele edece- ğini alenen söylemiştir. Vichy hükümeti ve General Weygand da bu hereketi bir harp vesilesi addedip Almanya ile müştereken İngiltereye kar- şı muhasamata başladığı takdir de; Irakın, Suriyenin, Filisti - nin, Mısırın, Süveyş kanalının, Ingiliz donanmasının ve bütün Akdenizin mukadderatmn ta - ayyün edeceği kat'i ve nihai harp başlamış olacaktır. Bu takdirde Almanların Mı- sırda şiddetle taarruza geçmele eye asker çıkarmaları, ale teşebbüs etmeleri, Süyeyşe ve Iskenderiyeye kar şı kesif ve devamh hava hücüm larında bulunmaları, oCehelita- rıkı zorla: nca, Septe, Bizerta gibi üsleri işgal ve tah- kim etmeleri, Fransız donan - masmın Italyan o donanmasiyle müstereken — İngiliz donanması na taarruz etmeleri gibi | reket ve teşebbüslerin ayni 7a- manda vukua gelmesine intizar etmelidir. Vichy hükümetinin o haşka türlü bir vaziyet alması, Gene ral Weygand'ın Fransız üsleri- ni Almanlara teslim etmemesi, Fransız donanmasının Amiral Darlan'ın emrine itaat etmeme- si, Akdenizde tamamiyle Ingil- tere lehine yeni vaziyet hâsıl e- decektir. Fakat bu ibtimal pek görülmektedir. Işgal altında bulunan, mah. Tumiyet ve stıraplan hayatiye. tini kaybeden Fransız milletinin Vichy hükümetini devirecek kadar bir enerji göstermesi, asıl kendi davpları için daha mües » sir bir surette müdahale edehi- lecekleri zamana İntizer eden Fransız amelesinin bir ihtilâl | hareketine — teşebbüs o etmeleri | beklenemez. Belki hazı münfe-| rit kücük isyan Hareketleri vu- kua gelebilir, Binaenleyh, gayri munlazır hâdireler müdahale etmediği takdirde, Vichy hükümetinin İngiltereye karşı muhasemata başlıyacağına hükmolumabilir. Bu takdirde Tugilizlerin de, ellerinde bulunan Fransız harp gemilerini kullanmalarına ve Garbi Akdenizde, Almanlardan evvei harekete geçerek Tancayı, zaya (Arkası 4 üncü sayfada) vamlı carpmtı olanlar, yüzleri fazla kırmızı, boyunları kısa olgn lar da öyle... Ciltlerinin üzerinde, kanseri Hatırlatacak, devamlı yaralar bu- lunanlar, güneş banyosundan çe- Çünkü kansere istidat güneş onü çabuk mey dana çıkaran sebeplerden biridir. Karaciğeri oyorulmuş olanlar da güneş banyosu yapamazlar. Bu üzvu en ziyade V şey alkol olduğunu da, süphesiz, bilirsiniz. Onun için çokça alkol kullana; lar yahut kullanmış olanlar gi mes banyosundan -zateh deniz banyosundan da. cekinmelidir. Bacaklarda varisler, basur me-| meleri, bir de akciğerlerde verem | hastalığı ateşi yükseltir, nabısı hızlandırırsa güneş banyosuna mani olur. Bayanların o günlerinde güneş banyosuna fasıla vermeleri iyi 0- İur... Kadınlık uzuvlarının in de hastalık bulunur, devamlı dem gelirse güneş banyosundan büs- bütün vazgeçerek daha önce has i | konsöloslar, m Müthiş Bir Teşkilât Kadrosu erkezi Beyrut'ta bulunan Ho - Komiserlik idare kadrosunun bir büyük devlet teş- kilâtından farkı yoktur. Orada devlet reisi -müstebit bir hüküm. dar salâhiyetleriyle- bizzat Ho- Komiserdir. Bu zatın maiyetinde bir umumi kâtip, askeri, sivi politik olmak üzere hususi müsavirler, ayrıca 13 nezaret mevcuttur. Ta- biidir ki ber birisi lüzumsuzca ve vüzlerer memur barındırmak sartiyle... Ordu ve donanma ayrı! Fakat iş bu kadarla da kalmaz: Ho . Komiserin Şam, Halep, Dey- rizor, Hama - Homs, Lâzkiye, Su- eyda ve İskenderundaki birer de- lege veya delege muâviniyle bun- ların maiyetini, kalemlerini, me- murlarını da hesaba katmalıyız. Ama yine mesele bitmez: Suriye- nin muhtelif şehir ve kasabala- rında 27, Aleviyyin hükümeti nezdinde 6, Cebelidürüz'de 3, be- deviler srasında 3 istihbarat za” biti ve maiyeti, yani manda ida resinin hakiki icra kuvveti var- dır ve hepsi de Ho . Komiserliğe bağlıdırlar. Ho - Komiserin €ı ri altında, yalnız intidap teşkil, tana dahil dsirelerin yekünu 73 ü bulur! Bir Fransız muharriri va- zıyor: “Osmanlı devleti zamaı da bü arazi -1914 senesi istatisti- ğine nazaran- sadece (350) me- murla idare edilirdi, Şimdi (4000) kişi ile... ** Serisi er metin, yani Suriye, Lübnan, Aleviyyin, Ce lidürüz ve İskenderun müstal şancağının, yerli idareleri de ba: kadir.. Hattâ Suriye ve Lübnan- da tam, ötekilerde yarım birer devlet mekanizması işlemektedir: Cümhur reisleri, nezaretler, me. busan meclisleri, hattâ; bir aralik minimini Lübnanda âyân azasiy- le! Ayrı ayrı valiler, mutasarrıf” lar, kaymakamlar, nahiye mü- dürleri, devlet şüraları, temyiz mahkemeleri, divanı mühasebat ve sair teferrüatiyle! Ya hudut- lar, birbirini tanımıyan jandar- malar, öteki hükümetlere yan ba. kan, düşman muamelesi yapan emniyet memurları! Fakat bütün bunlar, devlet re- isinden nahiye müdürüne ve or- man bekçisine kadar Manda â- mirlerinin arzusu haricinde'en u- fak bir iş göri salâhiyetinden mahrumdurlar, Misal olarak ele alalım: Suriye verli hükümeti, hem de farzedelim devlet relel- in de iltimasiyle, bir nahiye mü. dürü tayin edecek... Bu muamele alelusul yapılır, dahiliye vezare- ince evrakı hazırlanır. Lâkin tesdike gitmeden önce Ho.- Ko- miresin o devlet nezdindeki dele- #esinin tasvibine arzolunur, Ya- ni deleğelik dairesince namzet ,Çoban İspiro'nun Macerası irili çoban İspirto, sar, Giri ğer yamacında yan gelmiş, memle- ketinin başına gelenleri b bir iç üzüntüsü ile düşün du. İşte memleketlerinin yegâ- ne hür kalan toprağına, Giride de düşman ayâk atmıştı. Her ta rafta kan gövdeyi götürüyordu. Yaşı altmışı geçmiş olan İspi- ro hâlâ eski dinçliğini muhafaza ediyordu; neden ona hiç bir yerde vazife vermediklerini bir türlü kestiremiyordu. Yaşlı ço. ban derin derin ah çekti. Gün geçtikçe elindeki" hay - yanlar da azalıyordu. Sahiple- ri dçlıktan bir çoğunu kesmiş - lerdi, İşte Ispiro bu düşünceler içinde dalmışken, birdenbire ya- kından gelen ayak sesleriyle kendine geldi. Ayağa kalktı ve etrafına baktı, Görünürlerde hiç bir şey yoktu. Bulunduğu yer- den uşağıya inip soldüki döne - meci dönünce bir Ingiliz müf- rezesiyle karşı karşıya geldi. Askerler derhal onun €tTafını sardılar ve sert bir olduğunu sordular, Ispiro evvelâ şaşırmıştı. Fa - kat kendini çabuk topla. Oy- le ya bügünlerde böyle dağ y ârında tek başlarına bul pek hayıra yorulamaz- talığı tedavi ettirmek doğru olur, dı. Her taraf düşman paraşüt“ TAN Refik Yazan: Halid Sona erdiği bugünkü haberlerden anlaşılan manda idaresi altında maziye sit bir sahne: Bir asi kafilesi Şam'a getiriliyor Çölde bir nahiye müdürü hakkında tahki- kat yapılır, gideceği yerin istih- barat zabitinden de sorulur: Fran sız-Mandasına sadık mıdır? Kö- 'ükörüne itaat eder mi? Nasyo- nalist emelleri var midir? Cevap iyi çıkarsa, evrak “muvafık” kay- diyle vezarete iade edilir ve an- cak: o zaman devlet reisi tayin kararını imzalayabilir! *x Emir Kulu Yerli Memurlar D hası da var: Pâraza Halep vilâveti nafia müdürü u- tacık bir $0se projesi hazırlamış” tır; yahut maarif “müdürü dört kelimelik bir talimatname yap- mıştır; yahut da bizzat vali ehem miyetsiz bir karar alacak, beledi- ve reisi iki ağac diktirecekti Bu âmirler, evvelâ, kendi daire- leri nezdine memur edilmiş olan Fransız müsavirinin reyini almak mecburiyetindedirlör, Bu sebep- ledir ki, hepsi de o mevkilerinde| kalmak ve terakki etmek icin © LİR Yaza güleriyle doluydu. Bu sert mu amelelerinden dolayı Ingilizic- re kızmadı. Gayet kolaylıkla onlara paraşütçü olmadığımı is bat etti, Bünâ kanat getirdikten son- Ta İngilizler Jspiroyu serbest bıraktılar, fakat o eline geçmiş fırsatı kaçırmadı. Mademki bir müfrezenin arasına düşmüşlü ne Yapıp yapıp onlarla bitlikte füşmenin yolunu bulacaktı, Onun bu kararında musir oldu Bunu gören kümandan onu da yanlarına aldı, ** İspiro Ateş Altında A“ Ispironun sevincine payan yoktu. Nihayet er zusuna nail olmuştu. O gece bir orman içinde konaklarlar « ken telsizle aldıkları bir haber- de bu müfrezeye şöyle bir e mir verilmişti: 5 Bu emir karşısında kümen - dan evvelâ fena halde şaşır - İl Sevim SERTEL A su dolabı müsavire ve temsil ettiği ecnebi idareye kavuk sallarlar, Kazalar. da nahiyelerde ise nüfuz en haşin, en kat'i şekilde istihbarat zabi- tinin elinde olduğundan kayma- kamlar ve müdürlar emir kulun” dan başka bir şey değildirler. — biidir ki haysiyetli ve Tiyal bir memur bu şartlarla iş ni gelemez; gelse de dikis Luttura- maz. Müşavir ve zabitin insatlı- sına düşmek de nadir bir tali e- seridir. İşte yirmi şu kadar sene inti- dap idaresi altında verli hükü- metler bu halde tutunmuşlerdır. Nafiaya ait icraat hiç mi yapıl- mamıştır? Yapılmıştır: o Askeri bakımdan ehemmiyeti olar yollar pek güzeldir; bazı binalar kurul- muş, hudut üzerindeki yeni kasa- bacıklar da vücude getirilmiştir; süphesiz, ötede beride şöyle böy- İe birer umran manzarasına ras- gelinir. Ama bunlar cok daha ge- niş ve sümüllü olabilirdi; şavet. kendi çıkardığı isyan ve ihtilği- leri bastırmıya memur işgal or- dusuna fakir Suriye bütçesinden her sene 95 milyon frank ayrıl- masaydı! p AN g* mıştı; beş sat içinde 200 kile metre yol almak imkân haz de idi .Bu Işin içinden nasıl çe kacağını düşünürken bir taraf tan'da yanındakilere arâzinin coğrafi vaziyeti hakkında sual- ler soruyordu. Işte bu esnada şimdiye kadar hiç sesi çıkmıyan Ispironun ileriye atıldığını gör- düler, Şimdi 6 heyecanli bir sesle: — Ben, diyordu, gayet teh- likeli olan kestirme bir yol bi- liyorum. Eğer İsterseniz sizi 3 sat içinde gilmek İstediğiniz yere çıkarabilirim. Fakat sim- diden haber vereyim ki burası çobanların bildiği patikalardan biridir ve bir çok yerlerde düş manın elinde bulunan sraziden geçer, Kumandan ufak bir düşünce- den sonra Ispironun teklifini kabul etti. Ve o gece bu küçük müfreze Işpironun kumandası altında yo la çıktı, 'Tam beş defa düsman taarruzuna uğradılar. İkinci i Suriye | İdare Mani “İstihbarat Şebekesi, Skandal albuki Milletler Cemiyeti- nin vaplığı Manda kanunu hükümet- H Fransaya sadece yerli ai Şe rehberlik ve müşavere vazi- fesini veriyor; hattâ bir maddo- sinde sarahaten divor ki: “Mİ- halli hükümetlerin nüfuzunu, halelden masun olarak muhafaza etmek lâzımdır... Diğer taraftan yukarda bahsettiğimiz is zabitleri hakkında matnamede bunlarm “İdare işle- rinde hiç bir Tol ovnamamaları, münhasıran yerli memurların ha- rekâlını uzaktan takip ederek is- tihsal edecekleri malümatı Man- dater devlet delegelerine bildir- a « lüzumu tasrih edilmekte, ir, Suriyenin en esaslı derdini ve felâketini bu zabitler teşkil et- miştir; hattâ Fransanın şeref ve haysiyetini kıran, halk nazerim- da Fransız milletini kaba, mürte- kip, geri kafalı telâkki ettirip Manda idaresine nefret besleten, kıyamlara. ihtilâllere sebebiyet veren de onlardır. Aşağıdaki me- lümat, bu şebeke aleyhinde ga- yet açık ve sert neşriyat yapmiş olan bir Fransız muharririnin ki- tabından, hafifleterek ve kendi- mizden vaka ilâve etmiyerek, hü- lâsa olunmuştur: Bir kaç tane iyisi, vicdanlı ve havsiyetlisi istisna edilirse geri kalanlar bulundukları kazalarda zulüm âleti olmuşlardır; emirle- ri altındaki silâhlı kuvvetleri su- ilstimal vasıtası yapmışlardır; kendilerine birer derebeyi pâyesi vermişler, “senyör” ve “şövalye” tavrı takınmıslardır. Hattâ bazı- ları geçecekleri yollarda ve uğri- yacakları köylerde sevahate cik- mış birer kral gibi karsılanmak derecesinde bu çılgınlığı ileriye götürmüşlerdir. Halka, hiçten ve her vesileyle nakdi cezalar tar- hetmek âdetleridir; meselâ zab tin kedisi kaybolmuş, tavuğu ça- lunmiştır... Haydi, kasaba halkı- na şu kadar bin frank ceza! Her istida ve şifahi talep, yahut mü- racaat için on İrank resim alan- lar da görülmüştür; tabiidir ki bu para hususi kasaya girmekte- dir. Halı, antika esya, mücevher gibi yedöki Osmanlı altını istoku? Simdi bu servet, Amerikadaki Fransiz müstemlekesi Martinik adasında yatmaktadır. *» “T. 0. E,, Ne Demektir? eki, bu derece bozuk seciye- li adamlar nicin Suriyeye gönderiliyor: Sebebi | basittir: Metropol Fransada fena not al- mış, anavatanda durmaları mah- zurlu görülmüş ne kadar zabit| varsa bunlara su emri verirler; “Ordudan ihraç edilmek istemi- yorsan T. O. E. ye gönderilmek için bir istida yaz! sahaları) demektir; (Thââtre des opörations extöri- Gurs)... Fransızcası: (Arkası 4 üncü sayfada) seferinde İspiro kendisi ko - lundan fena bir yara almıştı, U- çüncü hücum şiddetli bir bom- bardımandı ki bunda çok zalyat verdiler. Cesur çoban hâlâ bal- dırından aldığı ikinci bir yara- yâ rağmenen önde gidiyordu. Meydana 50 metre kala bir Su kenarına indikleri zaman burada bir defa daha aleş al tında kaldılar, Ispironun baldırındaki yara çok ağırdı, kolundan bir Yara daha almıştı. Bir aralık artık yürüyemiyeceğini "sandı; ba - caklarında hiç kuvvet kalma - mış gibi idi. Dişini sıktı. Fğer bir kere onları: bu dolambaçlı yoldan düz patikaya çıkarabil- seydi, ötesi kolaydı. Zaten mey- dar oradan gözüküyordu. Ispiro görülmemiş bir gay - retle bu kararını yerine getir- di. Düzlüğe çıktıkları vakit Is- piro birdenbire yere çöktü ve: “Kumandanım, dedi, işte şu uzaktan görünen yer.. Ben de- ha fazla gidemiyeceğim. Sözünü bitiremedi. Or. kılıverdi. Herkes şaşırmıştı, kim se İspironun ağır yaralı oldu - ğunun farkında değildi. bir asker iğilip ona su içirmek istedi, Fakat iş işten geçmiş-| ti. Vatanını kurtarmak uğrun- da akıttığı fazla kan ihtiyar ço- banın hayatına mal olmuştu. Yü zünde mesut olanlara has tuth bir tebessüm vardı. hediyeler de ayrı! Ya Suri-| Şark İle Garp Arasındaki Köprü Sabiha SERTEL sviçrede çıkan “Journal e Göneve” gazetesi neşretti; bir makalede bazı mütalealar leri sürüyor. Bu gazeleye göl Türki: ortaşark ari “Gerek Be lin, gerek Londranın elde etme istedikleri bu köprünün anahta İsmet İnö'nün elindedir... Türki ye kendi menfaatlerine az tehl İngiltere ile ittifa etti. Fakat “Şarka doğru Alma genişlemesi Atatürk'ün vatanı dan gecmektedir., Aln karşı şimdiye kadar hiç hir mem leketin matbuatı muhalefette b kadar ileri gitmemiştir. Türkiy coğrafi sebepler dolayısiyle Sow yetlere hağlıdır. Türkiye Poloi ya vaziyetine düşmemek İçi Sovyet Rusya ile dost gecinme ister. Bu mütalealara ilâve olara da, İsmet İnönü'nün vatandaşla rını düşündüren daha bir sey vat dır, Alman zaferi karsısında hat betmek ini, yoksa yaziyetin †tehlikelerini mütalea ederek ki rılmamak eğilmek mi? Diyo) Yazan: ve bize ikinci sıkkı tavsiye ede bir edâ takınıyor. Simdiye kadar Alman siyasiler tarafından Türkiyeye söylene ki tamamiyetine ek enmiya merkezindedir, Gazetenin husüt mütalealarıma göre Londra di Berlin de bu köprüyü elde et Londanui i mek arzusundadırlar. bu köprüden geçmediği İngiliz ittifakı muhtemel hir te yapılmış bir ittifak i hiç bir gayesi olma ki, bugüne kada yi harbin dısında bıraktı Türkiye de Balkan devletleri gi bi toprak kavgaları pesinde koş ydı, buzün harbin içindeydi 'Türkiyenin bu. bitarallığı, Den dranın da, Berlinin de menfaati ne uygundur. Fakat, Cenevre ga yetesi İsmet İl nden bn köp rünün anahtarını ne maksatle is tiyor? “Alman genişlemesi Ata türk'ün vatanından geçer... diyor İste o zaman, bu köprü, bir mil Jetin istiklâlini berhava etmek i ucurulmale İstenet ahır. Türk matbuatının tecavüzi hareketleri karşı duyduğu isyanın manası di budur. 1914 te paramparca edi len, 1920 » 23 de cetin mücadele lerle kurtarılan bu istiklâli, ko rumak içindir ki hepimiz bt anahtarları köprünün üstünde, medet İnönü'nün arkasında nöbet beki liyoruz. Türkiyenin coğrafi sebepler Sovyetlere bağlı olduğu kanaati- irak ederiz. Yalnız “Tour neve” bu mukadderati nal de beraberliğinden bahsederken, kı garbe bağlıyan bu köprüd. geçecek mütecaviz ordulara mukadderatı beraber olan Sov yetlerin lâkayt o kalamıyaca; hesap etmiyor, Sonunu kadar do-| lu olan bardağı bir demln tası*) rabilir. Belki de son damla, bul | köprünün üzerinden geçmek isti-| bir düşman neferi olacaktır. tün müskülâtı ker ün ve Türk mille" | tinin vi ir karar vardır: Kır rılmamak icin eğilmemek, Bu ka) rarın değiştiğini gösterecek or İ tada hiç bir alâmet vektur. San tklüline hağlıyan köprüdür. Çay İstihsal İnkişaf Ediyor | | Ankara, 8 (TAN) — Her bir buçuk. milyon liralık bir dö- vizin harice çıkmasına sebep lan çay istihsalâtını azalımak mak sadiyle hükümetçe Rizede yapi-| lan çay zer'iyatına önümüzdeki sene yeni inkişaf imkânları veri: lecektir. Bu mıntakada vâpil y istihsalâtı simdiden in üçte biri: kai miktara geli olmakla berabe, daha 18 bin dekar arazinin çay fidanlığına tahsisi lâzımgelmek tedir. ta olan tedb nunun 942 de 150 bi Tacağını ve Bi ra du memleketin csv nı dahilden karşılamak mi en kün olacağını bildirmektedirler, Çanakkalede Bir Sergi Çanakkale, (TAN) — Biçki gi. kiş Işık yurdundan bu sene sez kiz talebe diploma almıştır. Talebe bir sene zarfında öğ dikleri işleri gösterir bir mişlardır, ören. | sergi

Bu sayıdan diğer sayfalar: