11 Haziran 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3

11 Haziran 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

# 6 & ç i j a ir a, Kehi , RA EMİ RİR İŞİ | İz? 11-6-941 TAN :-. Aires değiştir. mek (#5) Kep o 780 SAY Dünyanın !Siyasi anzarası ——————— 1 Suriye Man mahafilinin ve 5 © Vöziyetleri çok şayarı *dükkattir, Sebep ne olursa olsun vâki, AL anların bugüne kadar Suriye ha- Tekâtma askeri müdahalede bulun- ürmış olmalarıdır 4 — Almanya Fransız donanması» Bin Suriye harekâtına iştirak etme- “ mukabilinde Frunsaya sullı teklif etmiştir. 3— Avam Kamarazında Gi M hakkmda o münüküşalar Mastır, 4 — Bir Amerikan gemli Alman denizaltı taraf rılması yüzünden bu iki devlet a- Tesında harp çıkacağı hakinda bü- kitim vermek acele olur. Suriye'de u riyede mütefik kuvvetle rin pazar sabahı basla” dikları taarruz, gelen haberle" *e göre, normal bir surette mu- Yaffakıyetle inkişaf etmektedir. 'enuptan ve sahilden ilerliyen wvetlerin Beyruta yaklaştık - ları bildirilmektedir. Diğer ci- tten mühim miktarda Fran 9x subaylarının müttefik kuv- Yetlere iltihak ettikleri ve di- bir çoğunun da döğüşmek- vazgeçtikleri haber veril- mektedir. Suriye hâdisesi | karsısnda Alman mahafilinin ve matbua- ziyetleri çok şayan Mükattir. Yarı zermi © Alman kaynakları, Suriyede Alman kıtalarının bulunmadığını ve isin münhasıran İngiltere ile Yransayı alâkadar ettiğini be Tan » eylemektedirler. Ayni kaynaklara göre; İngi- yer, Fransızlardan çok daha 'üksek vasıtalarla Fransız top ma taarruz etmekle Gi- Tit mağlübiyetini elişi zahısıyorlaı lerinin / hilâfına olarak ta- Aarruz, Fransızlardan ziyade İn- Biliz kıtaları tarafından yapıl - Maktadır. Almanların kendilerini her balde gidaletle alâkadar eden meseleye heniz müdahale #tnemeleri, Suriyeye, Balkan- rda olduğu gibi, yavas yavas Büfuz ederek hazırlanmak im- kin ve zamanını bulamamala Tiyle izah edilebilir. İn yüzde doksan doküz hazır- ve muvaffakıyetten emin aksızın harekete başlama - larmı da bir cok hâdiseler Solayisiyle öğrenmiş bulunu * Yotuz, Kabildir ki Almanlar, zaman geç kalan ve vak- ünde hareket edemiyen İngi - lerin bu sefer de ayni suretle v hareket © edeceklerini, yahut pe sanın. kendilerine karsı har x€ Rirmesinden korkarak | Su- iyeye müdahale etmiyecekle - i sanmış olsunlar. bep ne olursa olsun vakı nların bugüne kadar iye harekâtına askeri müd balede bulunmamış olmasıdır. bataz Vichy hükümeti ise, - bil Amerikanın tesiriyle : Su EET zi gi WEE KADİFE Kadıfe hacıları getiren gemi: | cutlerini gölgede tutan bir şem- sive altında gizliyarmuş gibi o- arlar, coktanberi gelmez oldularsa kaj #kiden gelmiş olanlardan Yetiş yahut onların soyundan iş olanlar hâlâ bulunur. me, “lerini ve kollarını okşa” Mi elbette ihmal etmezsiniz. fakta yemek pisirenlerin ve ların elleri sert- kolları ve bulaşık Yüm, as etmiyen yerleri İ haç, şacık olur. Onlara kadife | beniz ilmesinin sebebi, şüp- © bacıların ciltlerinin böyle olmasına sebep Be olsa| Bizim © memleketimizde | icok gezenlerin ciltleri sertleşir. O halde kadife Beden yumusak olurlar? rın yumusacik olmalarına kara olmalarıdır. Karalık Yücude verdiği boyala- ikmesi demektir, Fakat r.kere vücudü karartın- az tesir eder. O" nı kadife bacılar günes ikleri zaman, bütün vü- ; İ ie a ASONE 1400 Kir. 1 gene 2800 Ki 1800 Almanya Avam Kamarasında: | Amerikada : GEMIE in mizde güneş vücudü ne kadar kararisa, kara hacıların memleketlerindeki kadar siddet- li olmadığından, bizim vücutle- rimizi onlsrinki kadar kararta- maz, Ondan dolayı bizim mem- leketlerimizde vücutlerimizi bir taraftan az karartmakla beraber bi mında olduğunun bir alâmeti gildin sert olmamasıdır. hanyosu vücudü karartmakla be- İ zaber sertlestirmemelidir. Onun İcin, cünes banyolarına devam eder * ken, bir taraftan da her gün cil dinizi yeklamalısınız, Cildin bir parçası iki parmak arasında bi raz yukarı çekilerek yoklanmeca ince ve yumuşak ra olmıya başlayınca, güneş ban yosundan, aman, vazgeciniz... 400 Kr. 8 Ay - 1460 . $ Ay $ı bir harp vesilesi addetmeğe henüz mütemayil görünmemek tedir. Vichy'nin bu vaziyetinin Al manyada iyi karşılanmaması ga- yet tabiidir. Fransa : Gön selen bir habere gö re Almanya Fransa; derhal bir sulh akdi için kat i © bulunmustur. Bu) Fransa donanma- den cikarmak İ- cin kullanmağı kabul ett takdirde, Fransadan müsade! edilmiş olan bütün harp malze- bilhassa tayyareler o ve toplar Fransaya iade edilecek” tir. Görülüyor ki Almanya, neti- cesinden emin olmadığı bir ha| rekete istirak etmemekle bera” | ber, Fransayı İngiltereye kar- sı harbe mecbur etmek icin bü tün gayretleri sarfetmektedir. Fukat bundan, Almanyanın. müsait bulduğu zamandı, $ yeye müdahale etmiyeceği mü- nasını da çıkarmamak lâzımdır. ntekot yortusundan son- ra mesaisine başlıyan A vam kamarasının bugünkü timamda, Orta Şark vaziyeti ve Girit mağlüâbiyeti hakkında bir cok hatipler tarafından hü- kümete sualler sorulmuş o ve tenkitler yapılmıstır. Mister Churehill, mağlâbiye- tin sebeplerini ve neticelerini anlatarak, Giridin. Yakın Sark- taki harbin bir safhası olduğu Bu ve bunun mağlöbiyetle ne-| ticelendiğini, fakat asıl büyük harbin Atlantik harbi olduğ! nu ve bunun devam ettiğini be- yan etmiştir. Avam Kamarasında haslıyan bu hararetli müzakere ve müs| nakaşalar hakkında tefsirlerde bulunabilmek söylenen nu tukların ve yapılan tenkitlerin metlerini o beklemeğe EŞ vaz . İtalyanın harbe girişinin bi- rinci yıl dönümü olmak müna- sebetiyle bugün bütün İtalyan gazeteleri, bu harbin muhtelif safhaları hakkında uzun tafsi- lât vermislerdir. Sinyor Mus- solini de bir nutuk söyliyerek, harbin siyasi ve askeri safhı larını izah ete»? ve bilhassa, bü- tün Yunank&nn isgaline manyanın muvafakat ettiğini bildirmiştir. ünün mühim hâdiselerin- den biri de, Cenubi Af- rikaya eşya taşıyan ve icinde bir cek Amerikan yolcular bu- lunan bir Amerikan ticaret ge- misinin Cenubi Atlantikte bir Alman denizaltısı tarafından batırılmasıdır. Hatırlardadır ki, haber veril- meksizin bir geminin hatırılma- sin devletler hukukuna aykı-! ri sayân ; Amerika (gecen) harpte böyle bir hâdise yüzün- den harbe sürüklenmişti. Bu hâdise hakkında Ameri- kanın salâhiyettar resmi ma kamları henüz bir sey söyleme | dikleri için, oOAmerika (ile Almanya arasında ciddi bir ih* tilâf çıkacağı hakknda bir hü- küm vermek mevsimsiz olur, kanaatindeyiz. YAR ali EN BAĞCI»... Halbuki bizim memleketleri- kendi taraftan da sertlestirir... Güneş banyosunun. kıva: Güneş cildi kalımlastırmamalı, olmalıdır. G rünüşü de parlak ve sökyüzü mavisine yakın bir renktte... Cilt sertleşmeğe ve pek ka- Müüetinizde ekmek çe- sitlerl, muhtelif min Mü mahsülün o vaziye- #ne, mahalli teamüllere ve istiklâk tarzına göre değis- mektedir. Vaktiyle Ankara Zi- rast enstitüleri profesörlerin - den birl, bu mevzua o merak etmis, Türkiyede 22 cesit ek- mek tipi olduğunu yazmıştı. Profesörün anlattıklarına göre francala, pide gibi buğdaydan yapılan ekmek şekileri de, yir- mi iki ceşide dahildir. Bundan baska profesör, çavdar, arpa, mısırdan yapılan ekmek şekil- lerini izah etmektedir, Bunla- rin içinde profesörün bilmediği öyle mahalli ekmek çeşitleri de vardır ki, bunları da birer birer yazacak olursak, çeşitle- rin yirmi ikiyi geçtiğine süp- hemiz kalmaz. Meselâ mısır- dan yapılan &kmek çeritlerin - den başlıyalm: Mısır ekmeği en ziyade Ka- radeniz vilâyetlerinde, bilha: sa Samsun ile Hopr arasindaki sahil vilâyetlerinde taammüm etmiştir. Bu nevi ekmek en zi- yade ev İrınlarnda yapılır. Bi- rinci şekli, şudur: Mısır ekmeğini doğrudan doğ ruya fırma vermek. Bu nevi ekmekler daha kokolu ve daha pişkindir,. Köy zenginleri ve büyük toprak sahiperi . bile, fırında yapılan misir ekmeği” ni tercih ederler, Fakat bumı- sarın unu, firinda kurutulan hu- susi bir mısırdan yapılır. Ba zan bu mısir ekmeğinin İçine, paskalya çöreğinde olduğu gibi yumurta konulur. İkinci mısır ekmeği sekline ! de, fakir köylülerin evlerinde tesadüf ederiz. Çünkü köyler- de her ailenin bir fırını yok” tur. Hattâ fırını olmıyanlar, mu kabilinde ekmek vermek süre- tiyle, ekmeklerini zengin bir ailenin fırınında pişirmeğe mec burdurlar. Fakir aileler, mı- sır ekmeğini saç bir tepsi üze- rinde pide halinde pişirir. Rize vilâyeti dahilinde! lerde de mısır ekmeği “ilâ denilen taş bir kabın içinde pi- şitilir. Hamur bu kabın hacmi- ne göre bir şekil alır, üzeri kı- vilcimli küllerle kapanır, niha- yet mısır hamuru, bu tas ka- bin içinde ekmek haline gele- « bilir. Alyon. k Fişekleri pe emellerin en çok arttığı bir devirde yaşıyoruz. Emperyalist dev- letlerin isülâ ettikleri yer- lerde (kullandıkları o metodlar müteaddittir. Bu arada val- nız top, tüfek gibi mühimmat tan değil fakat akla gelmiyen daha bir çok vasıtalardan da is- tifade edilmektedir. İşte size bir misall. Çin - Japon harbi başlıyalı dört s- neyi bulmuştur. 3 senedenberi Japon isgali altnda bulunan Çi- mn Sulyuan eyaletinde herkes tarlasında afyon ekmiye mec- bur edilmiştir, Bir tahmine gö- re, hugün bu eyalette afyon ekilen arazi 2,500,000 hektarı bulmaktadır. Bu afyondan Ja- yonlar iki türlü istifade etmek- tedirler. Suiyuanda uyuşturu- cu içkilerie mesgul olmak is- tiyenler evvelâ hususi Japon a- #anlarından yüksek bir ücret mukabilinde bir izin tezkeresi alırlar. Bu vesikanın üzerine bu şahsım resmi konur ve bu- rada kendisinin afyon ekebile- ceği bildirilir. Suiyuanda istihsal edilen bu afyonlar uyuşturucu içkiler ya- pılmak üzere Tienstin veya Pe- ipinge gönderilmeden (evvel mutlaka eyalet merkezi olan Kweihvaya yollanmalıdır. Bu- rada Japonlara ancak ağir bir ihrâcat vergisi aldıktan sonra malın Çine sevkine müsaade ©- derler, Sonra Çinde yapılan uyuşturucu madde tekrar sa- tılmak üzere Sulyuana geri yollanır. İyi gelir getirdiği için şehir- lerde bu uyuşturucu maddeler işine girenler pek çoktur. Bu gibi maddeleri satan mağazala- ri açmak İcin vapılması icabe- den sey güç değildir. Evvelâ dükkân ruhsabiyesi almak için Japonlara vüksek bir nara ver TAN iktisadi Tetkikler | mağ Türkiyede Kaç eğik Ekmek Tipi Vardır? “ ; * Bir kaç gündenberi yeni bir ekmek yiyoruz. Hasat mevsimine kadar bu ekmek tipinin devam etmesi za- ruridir. Maamafih son yağan yağmurlar, Orta Ana- doludaki köylünün yüzünü güldürmüştür. Her taraf- tan, feyizli yağmurların tesirleri hakkında telgraf. lar gelmektedir. Yine bereketli bir hasat mevsimi id- rak edeceğimize şüphe yoktur. Biz bu yazımızda, yeni ekmek tipi vesilesiyle memleketimizin muhtelif mın- takalarında kaç çeşit ekmek istiklâk edildiğini, ve a. Yazan: Hüseyin Avni lelümum ekmek mevzuunu anlalacağız. Misir ekmeğinin içine muhte- 1if maddeler de karıstırılır.. Bi vu da hesaba katarsak, mu ekmeği çesitlerinin arttığını id- dia edebiliriz. Meselâ: bir tensi icinde pişirilen mısır ekmeği” ne, kabak da konulabilir. Bu tip pisirilen misir ekmeği, en ziyade Sürmene köylerinde ya” yılır. Kabak ezmesiyle, mısır unundan yapılan bu ekmeğin a” dı Hacatur ekmeğidir. Bilhas- sa Sürmenenin Hacstur ekme- Bi. büyük bir şöhret almıştr. Hattâ Sürmene köylüleri, $e- hir ve kasabalardaki tanıdıkla- rına bu ekmeği hediye olarak takdim eder. Mısır ekmeği, yalnız köyler» de değil, sahil şehirlerinde a- ranılan bir ekmektir. Sahil şe- hirlerindeki fırınlarda, buğday ekmeğinin yarıbasında (mısır ekmeği satıldığı çok vakidir, Zonguldak kömür havzasın - da, ekseri işçiler, sahil çocukları olduğu için, Zonguldakta mı- str istihlâki artmiştir. Bundan başka Adapazarı, Düzce, Hen- dek taraflarına yerleştn Ka- radeniz köylüleri, buralarda mısır zirgatini tamim etmiş - lerdir.. Ayni zamanda mısır ek- meğini vi geri yapılan ekmek- lerin de muhtelif şekil- leri vardır. Şehirlerde satılan buğday ekmeklerinden baska, köylerde tandırlarda yapılan ekmek. çeşitleri üzerinde odu- ralım. Şark vilâyetlerinde tan- dırlarda, muhtelif pideler yapı- hır. Bilhassa Erzurüm ve civa rında lâvaş denilen ince bir pi- de vardır. Tandir sahibi bu pi- deleri bol miktarda yapar. Bir kaç günlük ekmeğini temin e- der. Bu tip ekmekler, en aşağı bir hafta, daha ziyade dayana- bilecek bir kabiliyettedir. Bu suretle ekmek yapmak icin, sık sik tandır yakmağa İhtiyaç da kalmaz. Köy zenginlerinin fırınların- da da muhtelif şekillerde, pi- deler ve buğday ekmekleri ya- pılır. Fakat bu ekmeklerin un- ları, köy değirmeninde, veyabut ev değirmeninde öğütüldüğü i- cin rengi esmerdir, Ve kerdi- sine mahsus ayrı bir lezzeti v dır. İçinde kepek mikları da fazladır. Sark vilâyetlerinde, arpa ek- meği de taammüm etmiştir. Bil- hassa taze arpadan yapılan ek- mekler daha lezzetlidir. Bur- Tardan başka, cavdar ve arpay- la karışık buğday ekmekleri çoktur, Netice itibariyle, Anadoluda köylerin hepsinde, bazı sehir ve kasabalarda da ekmeğin ren- gi esmerdir. Beyaz ekmek tipi, büyük şehirlere müyesser ol- muştur. mek lâzımdır. İkincisi de satı- lan her 25 kiloluk uyusturucu madde için muayyen bir vergi vermek icabeder. Sözde Japon makamları u- yuşturucu maddeler kullanma” Yı kontrol altına almıştır. Fa- kat hakikatte bu iş gayet gev- şek bırakılmıştır. Suyuanda ol- duğu gibi işgal altında olan di- bir vatandas olabilmek için u- yuşturucu bir madde kullan - ğer şehir ve eyaletlerde de İyi mak esas addedilmektedir. Bir vatandaş uyuşturucu bir madde kullanmak istediği tak- dirde evvelâ hususi Janon me- murlarından bir müsaade vesi- kası almalıdır, Buona her is- tediği yerde, arzu ettiği uyustu- rucu maddeyi kullanmak ;salâ- hiyetini verir. Fakat bir insan bir defa içmiye baslamasın, 2i- ra artık bundan sonra istese de bir daha bu maddeleri kul- lanmamasına müsaade edilmez. * Esrarkeş Yetiştiren Hastaneler ehrin içinde yaptıkları do- laşmalarında hususi Ja- pon ajanları her uyusturucu madde kullanan şahsın ber gün bu zehirden biraz daha fazla temin ederler, E- Mer parası kâfi gelmiyorsa ona borç vermekten çekinmezler. Zi ra nasil olsa bir gün bütün bun- 2 fazlasiyle ona ödetecekler- ir. Ve en nihayet o gün de ge- Kir Trusturnen maddevi kel- Lİ Yazan: Sevim SERTEL lanan şahsın artik bir afyonman ol na. onsuz yaşiyamiya- cağına kanaat getirdikleri gün artık mesele yoktur. Bu adam- cağıza bol bol uyuşturucu mad- de vererek kafasını daima bu- lanık tutarlar ve onu casus 0- larak kullanırlar. Japonların elinde olan Kai- feng, Honan gibi şehirlerde Ja- ponlar tarafından isletilen alt- mişa yakın uyuşturucu madde yatağı vardır ve bu sehirler halkınm yüzde yetmişi afyon- mandır, Nanchang ve Kiangsi- de de vaziyet aynidir. Buralar- da eğlence yerlerinde esrarkeş- lere, onları tesvik etmek mak- sadiyle Japonyalı ve Koralı kadmlar hizmet eder. Bu vaziyet Cenubi Shanside 1,000,000 ha yakın Çinlinin ha yatına mal olmak üzeredir. Bu- rada her çiftçi tarlasına af- yon ekmek mecburiyetindedir. Bir teşvik mahiyetinde olarak bu afyonların tohumlarını Ja - ponlar onlara bedava olarak verirler, Bu kaideye aykiri ba- röket edenler Japon askeri ka” m mucibince cezalandırı- rl Bu "içinden uvusturma,, $İ- yasetlerini yüzde vüz a” kıyetle elde etmek icin Japon- lar bir çok eyaletlerde hastaha” neler açmışlardır. Görünüşte Çinlileri tedavi etmek için açı- lan bu müesseseler aslında on- ları mahvetmek icindir. Zira birisinin hasfa olduğu öğrenildi mi derdi ne isterse ol- sun derhal Japonlar tarafından hastahaneye elde v. Esmer ekmeğe alışanlar için, bir francala veyahut beyaz bir ekmek tatsız bir ekmek ceşidi- dir. Maamafih her yerde mo- dern değirmenler kurulduğu i- cin, Anadolunun ekseri verle- rinde ekmek çeşidi değismekte- dir. Çünkü modern değirmen- ler, un fabrikaları, daha ince un yaptıkları icin unda kepek gi bi yabancı maddeler kalmamak” tadır. Son on beş sene icinde, Anadolunun bir çok sehir ve ka- sabalarında yeni yeni un fab- rikaları açıldığı icin. un nevi de değişmektedir. Esmer ve kepekli un ancak köy değirmen- leri tarafından yapılmaktadır.) i Bir zaman, bu nevi esmer un- lar kece çuvallar icinde kağnı arabalariyle köylerden sehre nakledilirdi. Simdi saneviin ve Pancar ziraatinin alelümum ç8- şitli ziraatin inkişaf ettiği ve gittikce nüfusu artan büyük köylerde, şehirlerde kurulan un fabrikalarından un tasın - maktadır. Trakyada nüfusu ka Jabalık bazi pancar köylerinde, ekmek tipi, şehirlerdeki ekmek tipinden farksızdır. Görülüyor ki bazı yerler - de nüfus kesaleti arttıkça s8- hir ve kasabalardaki müteşebbis sermayedarlar un fabrikaları kurdukça, ekmek çeşidi de a- zalmaktadır. Ekmek çeşitlerinin azalması, ün fabrikalarının co- ğalması iktisadi bir inkişafa delâlet eden hâdiselerdir. *» Bsükü ekmek tipi, bugü” nün icaplarına göre t03- bit edilen bir ekmek tipi ola- rak kalmamalıdır. Mümkün ol-| duğu kadar yurdun her tara- #inda, bütün vatandaşların ay- ni tip ekmeği istihlâk etmesi- ni temin etmek lâzımdır. Bu- nun için de gıda sanayli plân- Jarı hazırlamak, ilk iş olarak un fabrikalarının ve ekmek fab- rikalarının, yahut kombina sek- indeki fabrikaların miktarını arttırmak icabeder. Bu fabri* Kalar vasıtasiyle köylüyü, ma- yasız hamur gibi tandır; tep- si ekmeklerinden kurtarmak yollarmı aramak için bugünün şartları dahilinde bile bir prog Tam tatbik etmek kabildir. orada kendisine afyon çektiril. mektedir, Eğer elde edilen şa” his fakir ise onu hastahaneye bedava kabul ederler ve bu za- valli az bir müddet sonra bir €srarkeş olarak hastahaneden ar, “tlence yerlerinde bu mak- satla kullanılan kadınlar müşte- rilere içlerine gizlice uyuşturu- cu maddeler könmuş şeker ve sigaralar ikram ederler, Ve iş- te böylece Japonya isgali al- tında olan Çin eyaletlerindeki halkı topla tüfekle değil, fakat 0 fişekleriyle elde etmekte- ir. İş Mi harbi devrinde ya- şadığımıza göre makine- lerin kıymeti de ona göre artmış bakacak hastaların olduğu gi- bi, bir çok yerlerde harp ma- Jülü makineler için de hastaha- neler açılmıştır. Her hangi bir şekilde hasara | Uğrıyan bütün ordu makineli malzemeleri bu hastahanelere getirilmektedir. Ilk önce bu hastalar sıralarını bekliyerek bi rer birer yaralarını teşhis eden mütehassislar tarafından mu- ayene olunurlar. Nereden bo- Bir Müşuhede: Halkçı Memur Tipi — Bir dakika bayan! Bu ma kine bozuktur. di sizi diğe makine ile konuşturacağı, Camlı , kapısı ardına kadar 8 çık duran telefon kabininin için: den dışarıya doğru çıkarken be sözleri m sat, “şekili arası,, mükâlemelerine mahsu kabine doğru gidiyor" ve, “hs deme, makinist veya memur © lan diğerlerine hağırıyorduz — Çabuk! Söyleyiniz! Buray. 32 numaralı makineyi getirsin ler, Bunuda çabuk tamire ver sinler... Sehirler arası telefon kabini ne girmişti, Açık duran ka bin kapısı önünde bir bayan ben ve benden sonra erkek dın bir kaç kişi sıra bekliyor. duk. Şehirler arası ka ndeki te lefon makinesi, tabii, otometil değildir. İstenen numarayı an cak dahili merkez vasıtasiy! elde etmek mümkündür. Cs | buk, çevik ve enerjik hareket idaresiniz lerinden © telefon “genç,, denecek fettişlerinden timal le türkçe kekeliyebildiği telefon numarasını merkeze | söylerkes bir taraftan da kabin içinden bi ze dönerek: — Bu ani bozukluk cok aks zamana rastladı. Sizi bekletmi olduk. Affınızı rica ederim. Sim di, sıra ile, ben sizi çabucak be telefonla görüştürürüm... Halka üzami derecede olayi lık ve sürat göstermeğe, halki karsı âzami derecede nazik dat ranmayı memurlarına İlk ve er mühim vazife sartı diye göste - ren büyük Amerika şirketler servislerinde bile nadiren tesa * | düf edilecek derecede samimi vi güzel olan bu hareketin resm bir memurumuz tarafından gö terilmesinden duyduğum guru ve sevinci nasıl izhar edebilece" &imi düşünürken, galiba telefor santralının geç cevap vermesin den hiddetlenen ayni zat, santra bn dikkatini eelbetmek içi makineye siddetlice bir kaç dar İbe verdikten sonra: — Size, şehir içi mükâlemesi: ne mahsus otomatik telefen bo: zuldu, diyorum... sehi mükâlemesini buradan verece © ale “koltuğunu, sını, evrakını, kırtasiyesini... hep sini bırakarak halkın isini ya kından görmek için halk ar-sını karışan modern zihniyetli bir. müdür!,. ü Ehemmiyetsiz bir vakayı izan. mı ediyorum? Hayır. Bilâkis. O anda duyduğum sevinci ve 6 radaki Türl yabancı halkın takdirkâr hayreti anlatamadım. Fakat bu akay zihnimde çoğalttım... Yalnız latasaray postahanesi gibi şehri; mizin bir noktasında değil, mew leketin her tarafında, her gün. | pek tabii olarak, vukubuluyor diye tasavvur ettim. Bu bare ket tarzının böyle müdürlerden memurlara sirayet ettiğini #hay vül ettim. Gözümün önünde halkçı Türkiyenin vakur, terbir yeli, ciddi, mütebessim, ilk en mühim vazifesinin halka hiz: met olduğunu müdrik, hakiki halkcı zihniyetli, müstakbel me İ mur tipi belirdi, Göğsüm fahir- le, gururla kabardı. O kadar ki bunu sizlere anlatmak ihtiyacı na mukavemet edemedim. “ V. Birson Ziraat Vekilinin Edirnede Tet “ Edirne, 10 (TAN Muhabirin # den) — Ziraat Vekili Muh! Erkmen büzun öğleden evve sehrimize gelmis ve zirai tetkik; ierde bulunmuştur. : Umumi Müfettiş General Kâ zım Dirik tarafından Alpullud: karsılanan Vekile Edirne hudu dunda baş müşavir ve veli mü: lâki olmustur. Doğruca fidanlığı. gidilmiş ve öğle yemeği umum müfettişlik konağında yenilmi ve daha sonra da Kıyık bağları zuk oldukları anlaşıldıktan son- ra icabeden daireye tamire yol- lanırlar. Burada ber makinenin. ayrı bir doktoru - tamircisi - vardır. Her makine burada lü- zum olan müddetçe tamirde nın kuruması, kimisinin içine| kanın Turan nahi konan bir maddenin erimesi, İ-| caklarında bir kaza olmus zülmistir. Memleketin ziraat isti salât islerini gözden geciren Ve kil maiyetiyle birlikte saat 18 di şehrimizden ayrılmıştır. ——— Toprak Altında Kalan Amele İzmir, 10 (TAN) — Karsıya iyesinde tas 6 tep lâh. beklenir. Ve en son dok: rak altında kalan Erzurumlu tor muayenesinden kinenin iyileştiğine dair rapor| Bozkırlı Ahmetle arğ*ie Musta sonra © Ma| mele Akif ölmüs, amele cavus verilir, ini İa ağır yaralı olarak kürtarılm” riye orduda düzdikiiki Mimi yle yi f

Bu sayıdan diğer sayfalar: