8 Temmuz 1941 Tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2

8 Temmuz 1941 tarihli Tan Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

AM ge ve doğru öğrenmeli, ostum bana bu izahati ve- tirken gündüz sekreteri We muhbirleri çoktan ortadan Bok olmuşlardır. Büyük salona döndüğümüz zaman burasını bir #ri kovanı gibi işliyor buluvo- fum, Yazı makineleri vızlıyor, te- ##fonlar çalıyor. Tekrar şehir sek. Yeterinin masası önüne geldiği- iniz zaman artik morgtan ve istik Bs) dosyalarından toplanan malü. Mat alınmış, tasnif edilmiş, muh. Birlere vazifeleri bildirilmiş ve Bir çoğu işlerine yollanmıştır. Bü Bün bunlar yarım saat içinde ol- Mustur. Derken telefon çahyor. Bu işi- hi bitiren bir muhbirdir. Sehir #ekreteri verilen havadisi dinli- Yor, sonra muhbire. — Bu havadis güzel, diyor. Şimdi sana Jâck'rveriyorum, Sen Bavadisi ona ver sonra senin bu- induğun yerden on-dakika me- Befedeki Grand Otel'e git. Orada Bsrsonlar isyan etmiş! Şimdi telefonu tıknaz bir de- kanlı alıyor. Ötekilerinin söyle. Biklerini not ediyor. Arkadaşım yavaş sesle: — Bunlara “ikinci yazıcı” der. fer, diyor. Bunlar sayesinde hem Bara, hem vakit kazanıyoruz, Şimdi bir düşünün; telefon eden Mmuhbirin bulunduğu yerin civa- nda diğer bir hadise Var. Oraya herkesten evvel o varabilir, Hal ii KK lar ondan teferrüat ve vakayı jörenip de yazınca, bu il 8 buraya gelmesine ihtiyaç kal- haz. Görüyorsunuz Ya, Yiden muhbirler, telefon telleriy. #8 yine sehir sekreterine bağlıdır #r ve bütün direktifler ondan dikar. Önümdeki işin azametini ilk Hela - hissediyorum. Hakikaten © nübarekler örümcek gibi şehrin ğör tarafımda ağ kurmuşlar. M.O devam ediyor; — Bazan hadise o kadar mü Mğimdir ki, bir düzine fotoğrafçı Me muhbir hep ayni yere gönde- #ilir. Tabii şehir dahilinde olan #akslara otomobille koşarız. Son fa şakacı bir tavırla ilâve edi. meli gor: — Amerikalı muhbir için, aya- İli yere basmaz diyebilirsiniz. Zi- a İS bizim için en mühim mesele Sf ttir, Her havadisi ilk ve doğ- ir öğrenmeliyiz. /©8€ Şehir haricinde mühim bir şey İ$lursa 0 zaman en işimize yarı: © fan vasıta tavyaredir. Muhabir- İsrimizi tayyare ile derhal vaka Minahalline uçururuz. Gazetemi- i #iğin tam 300 tane muhbiri vardır. MX Bu muazzam müessesenin mu Mazzam teşkilâtı hakkında veri- Yen malümatı hayretle dinlerken, İri yazı bir adam bana hızla çar- 1ğ08ın geçiyor. oğüü Arkadaşım onün namına özür diliyor: T li karanlık odada filimle- Bfini devolope etmiye kosan bir) «ji Gazete için en mühim mesele sürattir. Her havadis Şehir haricinde mühim bir şey olursa o zaman en işimize yarıyan vasıta tayyaredir. Yazan: SEVİM SERTEL e | niiletoğrafçıdır, diyr. Filimleri tes- ıgilim etmek vakti yaklaştığı icin acele pe imdi kendi kendine işleyen bir yazı makinesinin önün Meyiz. “Teletyp” denilen bu ma- kineye telgraf telleri bağlıdır. Gelen nokta ve çizgileri bir tel Üğraf operatörü kâğrt üzerine *sa- Tet edeceğine bu makine doğru- an doğruya yazıyor. Londradan, Öğerlinden, Moskovadan, Tahran- dan dünyanın her bir bucağından İğjans havadislerini veriyor. İÜ Müleharrik bir silindir üzerine # konmuş olan kâğıt bir yıldırım #ğüratiyle akıyor, Temiz gelen kâ- dl " yi ığ 1 & or, cümleler meydana cıkıyor. Birden İstanbul kelimesi gözüme İilisivor. Arkasını merakla bekli- Wyorum. Kelimeler birer birer di- Üziliyor, okuyorum: “Türkiye Cümhurreisi Musta- İn Kemal Atatürk bu sabah dokuzu on geçe vefat etmiş- tir., Birden ayaklarımın altından kesilir gibi oluyor. Memleke- imin bu en acıklı haberini bin İsme ecnebiyle dolu, arı gibi işli İyen bu salonda, havadisin hava- in olmaktan başka kıymeti ol TAN ERİKADA Büyük Bir. Gazete Idarehanesinde 24 Beyerma, Diğeri Saat Nasil Geçer? m miyan bu gazete idarehanesinde; kalpsiz ve hissiz bir makineden mi öğrenecektim? Bu ne tuhaf ve acı bir tesadüf... Benim sarardığımı gören arka- daşım, derhal beni oracıkta at nalı şeklinde bir masanın önünde boş duran bir iskemleye oturtu- yor. Bu masanin iç tarafında, kır mızı suratlı bir adam var. “Te- letyp” den çıkardıkları kâğıtları onun önüne yığıyorlar. Bu bunla. ra göz atıp masanın dış tarafın- da oturan muhbirlere dağıtıyor. Biraz evvel ortadan kaybolan arkadaşım, elinde iki fincan kah- ve, birer de sandoviçle yanımda beliriyor. — Yemek vakti, diyor. Şunları yiyiverelim. Zira lokantaya git- meye vaktimiz yok. Hakikaten bakıyorum, burada herkes öğle yemeğini masaları başlarnda yedikleri birer sando- vide geciriyor" Simdi bu at nalı masanın etrafında çalışanla- rin kim olduğunu öğreniyorum: — Bunlar, diyor, arkadaşim, müsahhihlerdir. Bunlar tashih- leri yaptıkları gibi, serlâvhaları yazarlar, verilen isimlerin, hava- dislerin, adreslerin, doğru olup olmadığını tetkik ederler. Bunla- rm ufak bir hataları bir çok be- lâlara sebep olabilir. Geçenlerde Washington 12 ad. resinde oturan Jon Hall isminde bir kalpazan yakaladılar. Muhbir adresi 12 yerine 72 numara diye alıyor. Musahhih de-bunü tashih etmiyor. Havadis o gazetede 72 numarada Jo Hall diye, çıkıyor. Tesadüfen bu adreste de bir:dok. tor Jon Hall varmış. Bütün ta- mıdıkları tabiatiyle yakalananın o olduğunu sanıyorlar. Gayet aca İp bir vaziyet oluyor, Doktor ga- zete aleyhine dava açtı. Muha- kemeyi kaybedersek - tam 1000 dolar tazminat vermemiz icap €- decek. Ufak bir hataları için mahke- melere düşen Amerikan musah- hihlere dikkatle bakıyorum. Hep- sinin önünde bizim Anadolu 2- iansına mukabil olan beş ajans- larından ve hususi muhbirlerin- den gelen kâğıtlar yığılmıs. Gidi. yorlar, geliyorlar, telefon ediyor. lar, lüğatlere İki ire enim biraz toplandığımı gö- ren srkadaşım: — Saat üç oldu, diyor, biraz başka yerlere gitsek! Şimdi ikinci bir at nalı masa- nın önündeyiz. İç tarafta oturan ve önü dünyanın dört bir büca- gındaki hususi muhabirelri tara» fından gelen şifreli telgraflarla dolu olan bu adam harici hava- disler sekreteridir. Bu kâğıtlara !Arkası 4 üncü sayfada) İbsiyar kadın. söminenin yanma bir şetlongun üzerine uzan- maş, torununun misafirlerini bekli- yordu, O, misafir kabul etmesini © kadar severdi ki,, Eskiden meşhur kabul salonunda ne perestişkârları vardı. Çok nüfuz sahibiydi, Hatırla. dağı maarif nazırları, generaller, ve - killer, sefirlerden pek nankör olm. yan, iki üç düzüne ihtiyar, bazı bazı hâlâ hürmetlerini sunmıya, sertleş- miş elini, kurumuş dudakları ile öp- miye gelirlerdi. Saat dörtte ilk ziyaretçiler gelmiş, saat yedide kırk kadarı erkek olan misafirler yözü bulmuştu, Herkes gü- Yiyor, konuşuyordu. Konuşanlardan biri bir plâj ismi söyledi: Gudthary, Bu ismi duyar duymaz, Ihtiyar kâ- dm derin bir iç çekti” — Ah Gudthary... — Hanenefendiciğim orasını bili - yor musunuz- diye yanıbaşında olu- ran ihtiyar düşünceli bir tavırla sor- dul, — Pek tabii, orada ilk defa sevdim; Buna sevgiden ziyade sevgicik diye- cektim, Ve işte bu parlak, bu güzel keli - me, kufu * dudaklarından “ iki”takta yongası yuvarlanıyor” gibi, dinliyen- lerin üzerinde tudaf bir tesir husule getiriyordu. — Sirin sik aşkinız mı? diye sor- duk. Anlatınız Allah aşkıma, İhtiyar kadın farla narlarmadan anlattı, Yaş flerledikçe mevcudiye - #inl isbat etmek için, gençliklerinden babaçimek Insana öyle zevk verir ki. Belediyenin o“ Yaptıracağı Şark Kahvesi Bunlardan Biri Çamlıcada Olacak Belediye Beyazıt ve Çamlicada birerişark kahvesi vücude getir- miye karar vermiştir. .Beyazıtta yapılacak kahve Inkılâp müzesi köşesinde istimlâk edilen sahada, diğeri de Çamlıca tepesinde Istan bulu, Marmara ve Boğaziçini ku- caklıyan bir yerde yapılağaktır. | Beyazıttaki kahvenin ayni zaman! da bir de lokanta kısmını ibtiva| etmesi esas itibariyle muvafık gö| rülmüş ve bu esase göre maket'i| hazırlanmıştır. Bu kahvenin stil bakımından beyazıt civarının mi -| mari havasını bozmıyacak ve ora- deki tarihi binalarla ahenkli be- raberlik teşkil edecek üslüpta ol- masına ehemmiyet verilecektir. 'Çamlıcada yapılması kararlaştı rılan kahvenin inşaatında İse ta- mameön €ski Türk kahvesinin ih- yasına çalışılacaktır. Beyazıt meydanı ve Koska cad desinin tanzimi ile tretuar inşası dün 32 bin liraya ihale edilmiştir. Inşaat ve faaliyete yakında baş- lanacaktır. İlk Parti Kahve Tevziatı Sona Erdi | Vilâyet emrine verilen 1300 çu val kahvenin ilk 500 çuvalinm kavrulup çekilerek halka tevzii 'dün sona ermiştir. Önümüzdeki günlerde 400 çuval kahve daha tevzi edilecektir. Bu tevziatta kupon alamamış ailelerin ihtiyaç ları karşılanacak ve memurların hem evlere dağıtılan kuponlardan hemde memul apılan tevzi- attan ayrı ayrı istifade etmeme - leri için tertibat alınacaktır. Belediye müfettişleri ve kay - makamlar kendi mıntakalarında dağıtılmış kahvelerden birçok nümudeler almışlar ve belediye kimyahanesine göndermişlerdir. Tahliller neticesinde kahveler ka | çıkarsa © kahveyi dağıtan kuru kahveci teeziye edilecektir. Çanakkaledeki Gümüşlü Altın Madeni İşletilecek Çanakkalenin Kartalkaya ve Ortacaköyü mevkilerinde bulu - nan ve bundan otuz sene evvel Padişah beşinci Mehmet tarafın- dan işletme imtiyazı iki ecnebiye verilmiş olan simli alın madeni- nin imtiyazları feshedilecektir. Iktısat Vekâleti imtiyazların fes hi ve o zamandanberi işletilme - miş olan bu iki madenin Elfbank tarafından işletilmesi için Baş vekâlete müracaat etmiştir. Her iki madenin de zengin bir cev - bere mâlik olduğu ânlaşılmakta- dır, ) an Muğlada Zelzek f Muğla, 7 (A. A.) — Dün öğ- leden sonra burada ikisi hafif ve biri şiddetli olmak üzere üç yer sarsıntısı olmuştur. . HIKAYE KUMLARIN ÜZERİNDE Yazan: Jean Rameau Nakleden: Tune usssivxxx MÖ» ben on ali yaşlarında Guethary'de denize giriyor- dum. Tasdik edelim ki, zeriftim, Bir sün yapyalnız pilja yatmış hayal kürüyort bir elimle de kumları 8- vuçlayıp— parmaklarımın — arasından kaymasını hlssederek © eğleniyordum. Parmakların arasmdan (o kumların kayması çok hoştur, Sanki avuçları- niza ufak büseler yağdırıldığını san- nedersiniz, Bunu ben çok seviyor « dum, Kumların kaymasından tattığım bu zevki bütün kolumda hissetmek için elimi kaldırşbildiğim kadar kal drryardum. O zapppm, pu © beyazla. yor md, ÜYİR emandiyn - rum Gi, güzel ellerim vardı, bende orlarâ ihtimam ediyordum. Ailemin yanma gitmek için kalk- tığım zaman karşında, hemen hemen ayni yaşta bir çapkınm durduğunu farkına vardım, Tuhaf nazarlarla ba- kıyor, önünde açık duran mektep ki- tabı okuyor hissini vermek İstiyor. du,. Her balde tatil vazifelerini ha- zelıyan bir liseliydi, fakat hakikatte kitabını değil, beni okuyordu. Ben uzaktaştıkiam sonra na yapı bilir misiniz? Elmle karıştırdığım kum yığınının yanına yaklaşıp (işüyakla GÜNÜN R ESİMLERİ | Refah vapurunda şehit düsen dnizci ve havacı Türk çocukları icin dün yapılan ihtifalden bir görünüş Milli Piyango Dünkü Çekilişte Birinci İkramiyeyi 161619 Numaralı Mili Piyangonun 6 he tertipi 3 üncü keşidesi dün Eskişehir stadyomunda saat 17,30 da çekil miştir. Bu çekilişte kazanan numara - İarı aşağıya yazıyoruz: 40.000 Lira kazanan No.lar 161619 10.000 Lira kazanan No, lar 5369, 119691, 227469, 249939 5.000 Lira kazanan No. lar 9262, 30781, 72346, 103660 159861, 102831, 208511, 264999 2.000 Lira kazanan No. lar Sonu 6674 ve 7655 ile biten ©- tuzar bilet. 1.000 Lira kazanan No. lar Sonu 1727, 9228, 9202 ve 9678 ile biten otuzar bilet. 500 Lira kazanan No. lar Sonu 0589, 5337, 1911, 9778 ve 3892 ile biten otuzar bilet. 250 Lira kazanan No. lar Sonu 0525, 6803, 3192, 7852 6505 ve 8575 ile biten otuzar bilet 100 Lira kazanan No. lar Sonu 484 ve 554 ile biten üç- yüzer bilet, 50 Lira kazanan No. lar Sonu 155 ve 453 ile biten yüzer bilet. 10 Lira kazanan No. lar Sonu 89 ile biten 3000 bilet 4 Lira kazanan No. lar Sonu 5 ile biten 30,000 bilet. üç koklayıp ceplerin: avuç ayuç doldur- maya başları, Hu benim çok hoşuma gitmişti. Sevgisini bu tersda söyle - mek, sahici, çekingen aşktı. Daha sonra öğrendim ki, en büyük aşkler en çekihgen aşklardır, Bundan çok #urur, çok sandet duyuyordum. “Ah ellerimi mi seviyor? diye düşüni yar, bekle biraz onun kadar sevece- ğin başka şeyler de vardır diyor - dum. Bakın sonra ne yaptım.. Yanakin. rumda hâlâ biraz kan olsa, yine kı- zarırm, Biliyor musunuz on altı ya- oluyor!,, Ertesi günü uyumak baha- nesiyle, yapyalnız deniz o kenarında, bütün izleri muhafaza eden wlak kumların üzerine uzandım. Göğeümü vücudumun bütün ağerlığiyle kum- ların üzerine bastım. Orada yuvarlak bir çukurluk hasıl olmuş, göğsümün mükemmel bir kalıbı çıkmıştı, Sonra, syağa kalkmış, eleklerimi elikeleyip banyo dairelerinin birinin ürkasma girerek onu gözetlemek su- retiyle pusu kurmuştum. Evvelden tahmin ettiğim gfbf, sev- gilim meydana çıkmakta gecikmeli Yatlığım, yere yetip, kimsenin gör“ 1 Bilet Kazandı Yazanan talililer 40,000 liranın bir parçası Ada- na, bir parçası İstanbulda satıl - mıştır. 10,000 liralar Mardin, Kahta, Düzce ve İstanbul mıştır. Ve Kayseride salı 20,000 Tiralar 13 tanesi Anka- ra, 19'tanesi Tstanbül, 9 tanesi Tz' mir, 4 tanesi Adana, 5 tanesi Mer sin, 2 tanesi Eskişehir, 2 tanesi birer parçası da Ordu, Akçaabat, Tarsus, Kayseri, Artvin, Edirne, İskenderim, Kastümoni, Basra Yolu . Nakliyata Açıldı İlk Olarak Ziraat Âletleri Getirtiliyor Basra yolunda normal nakliyat başlamışüır. Ilk olarak Basrada bu lunan ve Ziraat Vekâletine alt o- lan ziraat makinelerinin sevkine bağlanmıştır. Bundan sonra tüc- cara git malların nakline başlana caktır. Memleketimize seykedil - mek üzere Basra ve Bağdat'a bu lunan malların yekün 4000 ton- dur. Bunların arasında 300 ton bam deri, L1 bin sandık çay bu * lunmaktadır, Basra yolunun tekrar açılma - si, Amerikayla aramızdaki ticari münasebetletin inkişafın da te - min edecektir, Amerikan vapur - ları haftada iki defa Basraya sefer yaptığı için Amerikaya siparişler yapmak ta kabil olacaktır. Nite - kim piyasada birçok ithalât tacir- leri, yolun açılması münasebetiy- Je Amerikaya siparişler vermişler dir. Bağdat ticaret ataşemizin Bağdat ticaret ataşemiz Baha, dün mıntaka ticaret müdürlüğü» nü ve ticaret odasını ziyaret et - miş, bu arada Basrayla yapılan nakliyat hakkında ticaret odasın- dan izahat almıştır. Ticaret ata - şemiz dün Ankaraya hereket et - miştir. Oradan da Ivana gidecek, Iranla aramızdaki ticari müna - sebetlerin İnkişafına çalışacaklır, — — Asker Aileleri İçin Kanun Hazırlanıyor Dahiliye Vekâleti muhtaç as - ker ailelerine yardım için yeni bir kanun lâyihası hazırlamakta- dır. Bu lâyiha kanuniyet kesbe - dinciye kadar belediye muhtaç asker ailelerinin temmuz ve öğus tos aylıklarını ödemek için sarfı »İicabeden parayı yine eski usulle zengin vatandaşlara mükellefi - Yet tahmil suretiyle temin ede- cektir. Belediye askör ailelerine yar - Sıtalarının birinci mevkilerine ve duhuliye ile girilen yerlerdeki bi Mide Fesadı Ve Vichy Suyu! Yazan: Naci Sadullak nadolu Ağjarisı, dün, Lyon mahreçli bir telgraf meş « retti. Ajansımızın neşrettiği bu telgraf, “Muurice Pernot,, nun “Le Temps,, güzetesine yazdığı İ makalenin hülâsasıdır. Bu maka- le, şu cümleyle sona ermektedir; “ — Kafkasya, Rus - Türk men faatlerinin karma karışık olduğu bir yerdir. Ve bu karışıklık, esa- sen girift olan vaziyeti hiç te ko- laylaştıracak mahivette değil Durup dururken, Türkiyeyi bu harbe karıştırabilecek sebepler i- cadma çalıştığı âşikâr olan bu sa- tırlar, hele, “Maurice Pernot,, im zasım da taşırsa, suiniyeti üzeri- ne biriken şüphelerimizin çoğak maması mümkün değildir. Elindeki sabıkalı kalemi, hays Taz ve sinsi bir çocuk çomağı gi- bi kullanarak suyu bulandırmı « ya yeltenen bu “Maurice Per» İ not,, kimdir? Diyeceksiniz Bunun içindir ki, ben mütare- ke yıllarının acı hatıraları ara « sından bu mukadder süualin ce- vabını çıkarmayı bir vazife bili. yorum. Dünkü gazetelerde tercümesi « ni okuduğum makulesinde, 1916 ında bir “Ankara hükümeti, nin mevcudiyetinden bahsedecek derecede muazzam bir tarihi da « lalet içinde sayıklıyan “Maurice Pernot,, mütareke yıllarında Is « tanbula da gelmişti. O saman, | “La revue de dewx mondes,, mec | muası hesabıma bir şark seyahati yaptığını söyliyen bu zatın haki- ki vazifesi, Türkiyede mevcut iki likleri, Türk milleti aleyhine tak viyeye çabalamaktı, Nitekim, bu maksatla becerdiği ilk marifet, Darülfünunun Anadolu harekâ « katlar yapmak oldu. Aralarında, ermeni vatandaşlar da bulunan o maruf profesörler- den birisi, Türk düşmanı “Mau - rice Pernet,; ya söylediği sözlere, şu cevheri yumurtlamakla başlı Gazlantep, 2 tanesi Akhisar ve| dim masrafını temin için nakil Vâ| yordu; «.— Türkler, kubbei medeniye Bartın, | letlere birer kuruş zam yapmayı| te, bir habbel” medeniyet ilâve Muğla, Çanakkale, Niğde, Antak) kararlaştırmış ve hazırlıklara baş| etmemiştir” ya, Havza, Demirci; İzmir Pınar) İamıştı. Bu karara itirazlar ya- başı, Milâs, Samsun, MalkarağSef | pılmış ve bunun üzerinedir ki, ranbolu, Kangal, Cebelibereket, | Dahiliye Vekâleti yeni kanun lâ - Trabzon, Malatyada Satılmıştır.) yihasını hazırlamıya karar vermiş Diğer ikramiye kazanan biletler tir. Fakat belediye nakil vastala de yurdun muhtelif yerlerinde) tına birer kuruş zam kabul eden satılmıştır. kararının tasdik edileceğini um - Eğer bu cümle, Türk gençliği- nin hissiyatında korkunç bir şah lanış yaratmasaydı, — “Maurice Pernot,, , Türkiyedeki hainane maksatlarına belki daha bir hay- li zaman hizmet edebilecekti, Fa- duğu için muhtaç asker aileleri- kat başlarında, şimdiki Maarif Al di in son aylıklarını Sdemek mak -| Vekilimiz: Ha: i Yücelin, ta- Sarfedlen Hububat İçin | Sağiyle iöamvay idaresinden 200) rihçi Emin Alinin, ve Halil Ve - Bir İstatistik bin İira avans almış ve mükellef | dağın da bulunduğunu hatırladı- Ankara, 7 (TAN) —Yapılan bir |lerden yaptığı 500 bin lira tah -İğim Darülfünun gençleri, buna ahkete göre, 1938 yılında orta A-| silâtla beraber bu parayı sarfa baş |imkân bırakmıyarak ayaklandı » nadoluda adam başına 288,5 kilo | lartıştır. Tasdik edileceki umu -|lar. ve “Maurice Pernot,, nun ha- hububat sarfedilmistir. Bu mik-|lan karar itiraza uğrayınca bele-| ince maksatlarına âlet olan pro » dar Ege mıntakasında bundan 1,7) diye tramvay idaresine 200 bin| fesörlerin derslerine giremiye « gram.Karadeniz havalisinde 2,71| liralık avansı kapatmak, hem de) ceklerini bildirdiler. Bu hareket, kilo ve Akdeniz havzasında işe| temmuz ve ağustos aylarında sar| Edebiyat Fakültesinden Hukuk, 4,60 kilo. fazladır. Trakya ve Marmarada 328,80 kilo sarfedil- mek üzere en cok hububat bu mıntakada yenilmiştir. Bu mikdarlar, diğer yabancı memleketlerde sarfedilen hubu- bat mikdarndan yüksektir, Gi miyeceğine em! nolarak yuvarlak ni- fı lâzım gelen parayı karşılamak için yeni tedbirler almaktadır. imei emekleme İkdam Kapatıldı Ikdam refikimiz bugünden iti- baren Heyeti Vekile karariyle muvakkaten tatil edilmiştir. — Sonu yok Beyefendi, Ertesi günü, ordan geçtiğimi zaman, yüzüğü aradım, orada değildi. Tati- lin sonu ili, Gudthary'yi terketmiş olmalı, Yüzüğümü de beraber mi gö- türmüşlü? Bilmiyorum. Gelen geçen- den:biri si aldı? Bunu da bilmiyo. tum ve âsin bilmiyeceğim, Bunu (söyledikten sonra tekrar a dudaklarımı yaklaştırıp öptü.) mendilini yüzünde gezdirdi, bu sefer banyo dairesinin arkasında) bei silmek. için değildi., söklr olduğumu bilmiyordu. Hazdan( yerimde sıçrarken her halde görülü ettim, O, başmı eğip bir hırsız gibi kaçtı, “Bu küçük beni seviyor, diye bağırmak istedim. Evet, çünkü ben de onu sevmiye başlamıştım. Bu ka- dar İnce bir ilânr aşk, şüphesiz bütün dünya şiirlerinden güzeldi, Bir keli- mesini bile duymamıştım: Ne.lâzım gelir? Bu küçüğün ismini bile bilmi- yordum? Ne zararı var? Mademki 0- nu taparcasına seviyordum... Ayni gece Dlâj tenhalaşınca, göğ- sümün şeklini muhafaza eden oyuğa yaklaştım. Hâlâ çukurluk borulma- muştı. Dört yapraki: bir yoncanın Üzerinde dört sahte inei bulunan, bir tanecik yüzüğümü alıp; kumu kaza - rak çukurun dibine sakladım, Benim bayalimde yürük adi gümüş yüzük deği, altın bir halka olan nikâh yü- rüğümüzdü. Ertesi görü yüzüğü bu- lacak ve onunla evlenmek İstediğimi süphesiz anlıyacaktı, Ah, benim ilk sevgilim! — Eh, sonu? diye dinliyçnlerden biri sordu, 4 * Bunu anlattığının ertesi günü, 2 ihtiyar kadm pastadan mavi kâğmda sarılı ufak bir kutu aldı. Bu küçük kutunun içinde dört yonca yaprağının üzerinde dört sahte inci” siyle gümüş yüzüğü buldu, Guâthery'deki yüzüğünü tanmıştr “Kim yolluyor #csba? diye düşündü. Üzerinde ne bir kart, ne bir isim vari, in İhtiyar kadın sorduz torununu — çağırıp Fen, ve Tıp Fukültelerine kadar, İmilli bir heyecan dalgası gibi der İhal yayıldı, Ve Anadolu hareketi lehinde geniş bir tezahürat ma - hiyetini' aldı. O kadar ki, “Hür - riyet ve Itilâf,, polisi olanca gay- retine rağmen bu hareketi bas- İtaramadı. Neticede, Darültünu - nun, Yahya Kemal gibi, Baltacı oğlu Ismail Hakkı gibi ileri telâk kili profesörlerinin delâleti, ve rülfümun divanının karariyle, wrice Pernot,, ya Türk mede niyeti aleyhinde beyanat veren hocalar, kürsülerinden kovuldu - lar, Bu suretle de “Maurice Per- not, ile yerli ületlerinin sinsi Başları üzerinde, şurulu Türk gençliğinin ezici şamarı tam Za » manında şaklamış oldu. Işte şimdi, kalemini, Türk va - tanının hudutları üzerinde müp- hem niyetlerle dolaştırır gibi, “Maufice Pernot,, budur, « Ve bunun içindir ki, onun kale münden çıkan, herhangi bir şekil- de Türk vatanından, Türk mil - letinden, Türk siyasetinden bah- Seden satırlara şüpheyle bakmamak, asla elimizden gele- mez, Yalnız onun yazısına karşi duy — Küçüğüm, dün buraya kimlerin | duğumuz şüphenin içinde, endi- geldiğini söyler misin? le, yalnız ihtiyarların... Küçük kir, işten çekilmiş, yakm eski sefirler, eski valiler, eski oturun Bana kabulİ şenin asla yeri yoktur: Çünkü ettiğimiz ihtiyar beylerin ismini söy- | “(Maurice Pernot,, , Cümhuriyet Uhiyersitesinde, tahriklerine ve- ya telkinlerine kapılacak tek ga- Hİ profesör, ve tek gafil delikan: generaller saydı, Paket bu kadar i- | 9 bulamaz: Bu itibarla, ona fav- sim ari ki sevgilisini ceştedemedi. Mademki dün gece onlara geldi ve bu küçük) zararlı fesadı temizleme! iyar kadın mazide. | silye ederim: Sakat midesinden kindar basma vuran bu &ski ve isti - hikâyeyi duydu, dömek ki hâli se-| yorsa, bir bardak halis Visi suvu siyer. yuvarlasun rünen kıdemli Türk düşman kn |

Bu sayıdan diğer sayfalar: