16 Ekim 1935 Tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 2

16 Ekim 1935 tarihli Türk Dili Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAPETE STT ÇT FUT GA U — SAYFA 2 TÜRKDİILİ fELSEFEDE GÜZELKADIN? YAZAN: SELÂHATTİN BASKAN İlk Teşrin 16 — — _—_ LiİMİZDEN HABERLER || 00000000000000000CCOE Şundan bnunda : L............. eccedi Lüks vagonlara giden ollar Ş Vaktile, Roma impara- Türkdilinin -(Kulak misa. firi) güzellik konusuna do kandı. Ve konuşmasını (Ül. kü edebiyatı) üzerinde du raklaştırdı — Firs t düşerse düşündüklerimizi söyleriz. Yalınız güzellik meselesinin uyandırdığı türlü anlayişler. kadınlıkla “'gilendiği zaman bazan sosyeteye karşı künah işlemiş ağlıyan çocuklara benziyor. Ne yazık... Ne yazık ki bu suçsuz (masum) künah işliyen çocuğa yaşa- İşte kendisine gerekli olan fikirleri vermekten — yalançı bir. utansallık gösteriyoruz. Emil Zola, eğer bugün yaşaımış olsaydı eritğinin (mesleğinin) ne kadat hızlı ilerlediğini ve bununla- be raber bazı uluslarda ne ka dar bayağılaştığını (iptizale düştüğünü) görür ve keder lenirdi. Sırası gelince bu yoldaki düşüncelerimizi de aâyleriz. Bu gün (güzel kadın) kim- dir? Konusunu — inceliyece- ğiz. Güzel kadın deyince güzellik) meselesini, kemi- yeten ve iç yüz ülüği'e (ma- hiyeten) açmağı gerekli bu- uyorum. Göz kelimesile gözel ke limesine dikkat edersek Tü rkçemizde her ikisinin bir kökten geldiğini görürüz. Bu saygile (itibarla) yalnız kelime'erde değil, güzellik anlayışının da gör ve gbr- mek - kelimelerindeki an'a- malara ilgili olduğu meyda- na çıkar, Hattâ eski feylesoflar; güz elliğin açan yüzlerini (kâşif sıfatlarını) atamağa (tayine) söyke (medar) olan ağalım- ızı (havasımızı) göz, kulak burun... Diye ayırt etmişler- dir. Hakikaten içten duyuş larımızın yolları da (vasıta - ları) bu ağalımız (havasımız! olduğuna şüphe yoktur. Fakat güze liğin iç yüzlülü- Bü medir? İşte; bu karışk meseleyi piskoloji de çöze- | | erginlik'ü!küsü (gayel kn âl) memiştlir. Eski z «manlarda güzelliği uygüalük (tanasüp kuvvet, düzgünlük. (intizam). Diye tanıtmış'ar ve hatiâ bü sıf atları staşıyan ilâhlar ulusla rın esatir tarihini meydana Retirmiştir. Feğlesof Riza diyor — ki: “Türkler cenk ve kavga iç inde yaşadıkları için onların yiğitlikleri ve erlikleri © zamanlar gözellik örneği ol muştu. Yenilmiş uluslar Tü rklere tutgun ve hayran ka- hıyorlardı. Hattâ Fars edebi- yatında (Türk) kelimesi (er kek güzeli) anlamına alın- mıştı Lâkin düşünürsek bu an- layışın gerçekliğe (şecniyete) dayandığı ve enfüsi bir değer kazanamadığı me- ydana çıkar Sokrat ve onun en kuv. vetli geniteli (Şarıhı) Eflatun da bu meseleyi şu biçimde çözeliyor. — (Tablil *Bir şeyi güzel gösteren ha let, güzelliğin ona kendili ginden ilgilenmesidir. onda güzel ik iç yüzünün gösteriştdir , diyor. Bu an- Tatmıya göre güzellik ke ndiliğinden vardır. Eşyada kendisini gösteriyor demek - tir. Bu sözler tasavvulta hüs nü mutlak ve cemali 1ıııdıh | urdıyan ediyor) | deyimlerine (sözlerine) yol açmış ve çok uzun karşılaş- malara sebep olmuş ve bu alanda yalmız piskolojik bir mesele olarak düşünülmüştür (mutalea) Bazı Feylesoflarda güzel kelimesini anlayış saygısile (itibari'e) eyi kelimesinden ayırmışlar ve ayrı ayrı göz den geçirmiş'erdir. Meselâ iyi olan şey bizde ona sa- hip olmak arzusunu uyan- dırır. Onu edindiğimiz (te- me'ik) zaman kıymeti Yavaş yavaş azalır. Halbuki; gü zellik, güzel sıfatını kaybet- miyen ve değişmiyen bir değerdir Aristo güzellikte erginlik kemal)i arar ve şeye güzel demerz. iyi şirin — sıfatlarını — alır. Fakat — güzel sıfatı kelimenin anlatıcı sagızile çocuğa veri'mezdi. Çünkü güzellik iç yüz üğü va erki. n'igi saygisile çocuk'a bulu- namaz |1| j Bu görüş noktası şu yön- den doğrudur Zira güzel dediğim şey benim olsa da olmasa da güzeldir. O her zaman kendiliğinden (biza tihi! güzel o'duğu için bende| Bedizel (bedil) heyecan uy andırır. Tenasüli arzularla ilgi'i görülen şeyler güzelliğin an- latımı olamaz. Aristo buna şitdetle — karşı “koymuştur. Çok haklıdır. Fakat unutmı yalım ki; güzellik ahlâk bağlarile de bağlanamaz. Venüsün çıplak heykeline şehvetle sarılan adam hom hayvandan ayırd edilemez ve o adamın — gü. zellik anlayışına da sanat boyun — bükemez. Değil mi? (2) Anı'mış feylesoflardan La yıbniç “güzellik eşya da şuürlanmamış olarak duygu ile ilgilendiğimiz Lir ahenk bir düzgün üktür , Diyor. Krıstiyan Volf de “eşya da ermiyen Birçocuk gördüğümüz zaman onun güzel olduğunu anlarız,, di yor. Hiyuüçsen “güzeliik akıl |ile anlaşılır bir keyfiyet ol. maktan ziyade bir dür. Bu duüyguü anı, sezimle (tehaddüsi)| anlaşılır. Bir şe- duygu | yin ruhumuza ne sebep ve suretle lesir ettiğini anla- imadan birdenbire ona karşı tatgunlük (meftuniyet| du yarak onun güzel olduğunu anlarız. Bilgimiz bu duy gümüzun dışındadır.,, Diyor burada güze'liğin enfüsi ve ızaafı olduğu sonucuna va rılıyor. Şimdi bu okunuşlar ve söy- leyişlerin sonucu: Güzelliğin birbirine sıkı sıkıya -i gili ve denk |tevazun| ve büyü k'ük (ulviyet|) ifade etmesi yani duygularımıza — bütün, çizgi, renk ve âbhenkleri'e bir topluluk (kül) halinde tesir yapması ve sonuçta bizde bedii heyecanlar uy andırması gerektir. Kısaca: bedayi kültürünün temeli olan çoklukta birliğin |kes rette vahdet| tesiridir ki ak (I| halk bu. sıfatları ayı- rt etmez ve fazla ilgilendi ği şeye güzel der geçer, (2) Kulak misafirine Iıık verelim. | ğini koruyan asıl toru Kaligüla'nın olan atı senato üyesi seçil: mişti. Pu seçim yapıldığı za manlar insanlar, arslanlara yem oluyorlardı. Şimdi de atlar servis va gönunda yolculuük - yapıyor- lar. Hindi Ağahan,. Bahram adındaki yarış atını lüks vagonda gezdiriyor. Nasıl gezdirmesinler ki, 8000 İn giliz İlrasına yarış at'arı sa tılıyor. Yunanistanda tütün La Bülgari gazetesine gö re Yunanistanın bu seneki tütün ürünü 50 milyon ki'- ogramdır. Türkiyenin 46 ve Bulgaristanın 14 milyon ki logramla Balkan yarım ad- asının — ürünü 110 mi'yon kilogramı bulmaktadır. Bu ndan başka geçen seneden arta kalmış stok mikdarı da ayni gazeteye göre BB mily- on kilodur. ha karışması |müdaha esi| güzel dediğimiz şeyin münak- kıdi”durumundadır. Güzel liğin zamanla da bağlantısı yoktur. Güzel olduktan son- ra değişmemek suretile her zaman için güzeldir. Eğer böyle olmasaydi güzel dedi- ğimiz eserler — yaşıyamözdı. Güzel olan şey bedayii ile | güzelliğini saklar. Tabiatin üstünde gözellik olamaz. Bunu her duyan de- gerile anlar Fakat unutm- yalım ki: Dağınık ve karışik bir bahçedeki çiçeklerle, düzel - tilmiş sıraya konmuş bir bahçenin çiçekleri arasında çok önemli ayiırtlar vardır Saçları tanzim — edilmemiş yüzü kir, pas içinde bir ka danın güzelliğini anlıyama yız, Yine saçlarını, gözleri ni, dudaklarını boyamış sa çlarının tabii durum ve yu- muşaklığını bozmuş bir ka dın da güzel değildir. Bu âdeta yapma bir çiçek de medine benzer. Güzel kadın tabili güzelli- heyecan Bunu bo göründe uğramaktan lar uyandırandır. zanlar erkeklerin girizi — ilgilere kurtu amazlar. Ah.. Uyandırdıkları bu | anlamayı, ilgiyi yılıındın bilseler, o manikör ondü'e tekımlarını, podra, ruj. sür me gibi güzelliği hırpalıyan vastaları atarlardı. Asil bir kadın tuhu erkek'erin bu v 'astalardan aldıkları duygul. arı nefretle karşılar. Foya- sız dudakların kendine ma hsuz ne büyük bir anlatımı vardır. Tabii her gülümsemesin de ayrı asıl bir olduğunu, un tmayın Asaletinizi, guru runuzu kadınlığınızın yüksek duygularını koruyun. Eldeki vasıtalar sizi küçültmesin. Unutmayın ki; ihtirasla uz- anan eller sizi düşürmek ister. Eldeki makyaj takım ları — ihlirasları körükliyen ve heyecan birer vasıtadırlar. Süsleniniz; bu hakkınız | dır Fakat asıl düygü - tabii zevk, bütün hareket'erinize hakim olsun izelleşe a mak- kabül cihis | gözdesi 'Dün Halkevinde Bir Tonlant İlbayımız Say ödevleri Şehrimizin nüfus sayımı | bazırlıkları tamamen bitmiş | gibidir. Okur yazar hemen | bütün yudtaşlar - bu ulusal işte üzerlerine ödev — âlmış bulunmaktadırlar. Lise ve öğretmen okulu talebesinden başaka dün er- kek orla okulu son sınıf ta lebesine de nüfus işyarlığı verilmiştir. Nüfus sayımında — ödev alan bütün işyarların iştira- ki ile dün Hılkevinde bü yük bir toplantı yapılmıştır. Toplantıya başkanlık eden İl ve Şarbayımız B. Salim Gündoğan Işyarlara nüfus #ayımının önemliliğini, yapıl- acak işleri ve dikkat olunması lâzım ge'en noktalar üzer inde durarak bazır bulun anları aydınlatmışlardır. Daha . sonra nüfus sayımı | talimatnamesi okunmuş, İlbay bu talimnamenin her mad- Hakkında | Bulundular. ıYapıldı. ım Işya rlarına İzahatta Ruam Savaşi devam ediyor. Başlandığını yazdığımız rW” am savaşına devam edilme" ktedir. Dün de Şamlı kamunu me* rkezinde ve şehrimiz met” kezinde bütün tek tırnaklı hayvanların muayenesi yâ” pılmıştir Bu arada malleine tabi tutulan hayvanlar arasında bir ruamlı hayvan — görüle rek öldürülmüştür. Baytar. Direktörü Bandırmıya gitti Baytar direktörü B. Beh” çet ilvride ilimizde yapıla- cak olan inekhane için el" verişli bir. çiftlik seçmek | maksadile dün Bandırmaya Üdapmix . Salim desini ayrı ayrı sorulan suallere sündoğan — | izah etmiş cevaplar vermişlerdir. Toplantı geç vakte kad ar devam etml;tlr gitmiştir. Orada bazı kamun, köy ve çiftliklere uğrıyarak in- celemelerde bulunacaktır. Gelenler Gidenler Yargurtay genel — sava” manlığı — yardımcılarından B. Esat Âdil Mütecaplıoğlu bir ay izinle şehrimize gel miştir. atanan Ahmet Tevfik Tarım bugün gidiyor, Adapazarı orta okulu di: rektörlüğüne atandığını yaz | dığımız erkek orta — okulü direktörü B.Ahmet Tevfik Tar imın ayrılması dolayısiyle dün Necatibey Lise ve öğretmen okulunda bir çay rilmiş: gölende bül lektaşları bulunmuştur. Bugün Kötahya yolu ile öldevi başına gdecek 0'an B. Ahmet Tevfık Tarım dün mühte'if yerlere, bu arada öleni ve ün mes | gazetemize de uğrıiyarak udn | etmiştir. Kendilerine eyi yolculuk- lar dileriz | ' Gökköyden su getirilecek Gökköyden şehrimize ge- tirl'ecek suyun incelemeleri bitmiş ve su yolunun - açıl masına başlanmıştır. Şarba- yımız B Salim Gündoğan evelsi gün bu köye kadar giderek — suyun inşaatı ile yakından ilgilenmiştir Bu suyu getirmek üzere urayca demir boru alınma:- sına karar verilmiştir. Bötün bu işlere hışlını:uklır BUGECE Sağlık Eczahanesi Nöbetçidir yakında | Bazdırmıa Bandırma, 15 (Özel ayt- arımızdan) — Burada bug ünlerde çok bol olarak pa- lamut balığı çıkmakladır ç gün önce — palamutun bir danesi yirmi paraya ka- dar satılmıştır. Fiatların bu kadar düşmesi — yüzünden Bandırma balıkçıları - balık tutmaktan — vazgeçmişlerdi. Adapazar Bandırmada20Paraya Orta okul dırektıırlı'mnne SatılanPalamutlar.. Balıgıh Bbllugu yuzünden fiat- |larçok düştü isede Yunanista- |na ihracat başlayınca yükseldi irkelesi Lâkin iki — gün önce Yunanistendan üç motör g€ lerek balık almağa başla miştir. ve onuün için balık fiyatları birden bire farket- miş, danesi iki kuruşa kâ” dar yükselmiştir. Balıkçılar ne de olsa bu yükselişten memnundurlar. Düğüncüler Köyü İçin Binalar Yaptırılıyor. Koylunun bütün ihtiyecı Kızıl: ay tarafından yapılan yardım- larlu temin edilmektedir. Yangın felâketine uğrıyan Sındırgının Düğüncüler kö yü için yeniden binalar ya | pılmaktadır. Köylü'er şim- dilik muvakkaten yapılan barakalarda ve Kızılay tar afından gönderilen çadırlar - OARARAAAAAAAAN GA 4a oturmaktadır. Köylünün bütün ihtiyacı Kızılay me"” kezi ve etraf dan yapılan yardımlar sayesinde temin edilmektedir. Halkın sıhbi durumu da gözönünde bU lundurularak hastalar hem en tedavi edilmektedir. Köylüler bu yardımdan çok memnundurlar. . S e .-. .-.-.-z—/rrr

Bu sayıdan diğer sayfalar: