ÖN BEŞİNCİ YIL. No: 4797 İ y - a ULUS Adımız andımızdır zÜT ” P u ı", 1 İLKKANUN 1934 Cumartesi Soyadlarınızı alırken - titiz davranınız. Adınızın öz türkçe olmasına, kimsenin udına benzememesine özeniniz. En güzel adlar tek olanlardır. dŞ ZöL ) i ada di . Her yerde 5 kuruş Gündelik TAŞLI PAMUK oı*Onomi Bakanlığının dünkü | “2etemizde çıkan yazısını oku- ar, yüreklerinin sızladığını d'f"mxşlardır: Mersin'de iki ko- « *Yoncunun yapağı — denkleri inden taşla kum çıkmış! ir yandan, ekim ürünlerimizi, de, arıtıp soysuzluktan kurtar- » sonra, istandard yolu ile, dı- Piyasalarda eskidenberi kök- Iekh güvensizliği kaldırmağa uğ- | , Voruz. Bir yandan da İzmir"- ğ “türk incirinin, Adana'da türk | ğısının değeri üstünde oynı- | ;.Mll'la didişip duruyoruz. Çı- “ıı?d'ğlmız malları niçin sıkı bir îı_ı'll altına alarak kontrol etme- Simizi soracaksınız. Ancak kon- ttoı sözü daha ağzınızda iken, ge- | “ülerini bu çeşid kazancta ara- olanların: — Monopol istemeyiz, diye B.ğ"'!tlklarmı işideceksiniz. - hrAıl!verişte doğruluğun yalnız _ hı:nur_ değil, sağlam bir kazanç İ İr olduğunu istediğiniz kadar , *yiniz: Gündelik piyasa vur- ’iğüılrma alışmış olanlar, böyle İ dleri kanıksamışlardır. Firma Ygusunda değildirler; yaptıkla- » toprak emekcisinin alınteri- ' . Sarşsı ağır bir suç olduğunu dü- ıilndükleı'i de yoktur. ş satışından türk köylüsünün Yüzü gülmeğe başladığı sırada, is- ülasyon huyundan vaz geçmi- aracıların, yeni yeni tuttuğu- | :: Piyasalarda türk ürünlerine T eski güvensizliği uyandır- —.'l'—"tl'uı göz yumamayız. ü Sovyet-Japon gerginliği Sovyetlere göre japonlar sata-malarını artırıyor- lar, öteyandan Japonya Hari-iye Bakanı dost- luktan ve barıştan ba'ısediyor. Moskova, 30 (A.A.) — Tas ajansı bildiriyor: Harbin'den Kabarovsk'a ge- len haberler jap ın artık hunhuzlar- la münasebetlerini gizlemeğe bile ge- reklik görmediklerini bildirmektedir. Çin şark demiryollarının şark kısmı üzerindeki japon kumandanlığı bir hun- huz çetesile iş birliği için anlaşmıştır. Çetenin başkanları japon L danlığ nın müsaadesiyle Şituhet'de ve çetenin 250 üyesi de komşu dağlara yerleştiril « Miştir. Başka birçok yerlerde de japon ku- danlığı buna b l lar yap mış ve hunhuz'ların faaliyetini idare et- miştir. Moskova, 30 (AA.) — Tas ajansı bildiriyor: Gazeteler, son eylül ayı için- de Mançuri'de “zorbalık,, vakaları hak « kmda Harbin'den aldıkları rakamları neşrediyorlar. Mançuri ve japon matbuatında intişar eden bu rakamlara göre, yalnız Mukden, Kirin, Heylongsiyang ve Heyhey eyalet ' lerinde 1706 harekette bulunan 38.000 zorba sayılıyordu. Bu hareketler esna - sında 1.188 zorba ve 137 asker ölmüştür. Aba Ne güzel bir kelime diye- ceksiniz. Fakat bu da öz bir türk sözüdür. Abay Dikkat demektir. Dikkat etmek anlamında olan Matbuat, japon ve Mançuri gazetele- vYinin japon - mançuri güçlerine karşı Japonya Hariciye Bakanı M. Hirota silâhlı her hareketi “zorbalık,, adiyle andıklarını hatırlatmaktadır. Japon hariciye bakanı dostluk- tan ve barıştan demvuruyor. Tokyo, 30 (A.A) — Hariciye baka- nı M. Hirota, diyet meclisinde dış sr- yasal durumunu üzün uzadıya anlat - mıştır. M. Hirota demistir ki: (San;ı 2 inci sayıfadâ) ; İngiltere Türkiye ticaret anlaşması için Londra, 30 (A.A.) — M. Runciman, Bir Fransız - Alman görüşmesi mi? Esen, 30 (A.A.) — Havas bildiriyor: Führer'in muavini ve bakan M. Hes Ru- dolf'un yakında Paris'e gideceği hakkın daki haber Berlinden National Zeitung gazetesine teyit edilmektedir. M. Hes eski savaşanlar fikrinden mülhem olarak fransız - alman yaklaş - kânları hakkında A odi necektir. M. Hes'in yanında, silâhsızlan- ma meselelerinde hakiki bir fevkalâde el çi rolü ile M. Hitler'in murahhası bulu - nan Fon Ribbentrop bulunacaktır. Alman istihbarat bürosu, bu düşün- ceyi tekzib etmemekle beraber resmen salâhiyetli mehafilin bundan haberi ol - madığını bildiriyor. Dönen şayialara göre Fon Ribbentrop, M. Hes'in fransız şahsiyetleriyle görüş - mesine yol hazırlamak için şimdi Paris « de bulunmaktadır, Bu teşebbüsün M. Hitler tarafından il ham edildiği anlaşılmaktadır. M. Hitler, Hariciye Bakanı aktif bir rol oynamak- sızın temaslar yapılmasına güveni olan iğe A FERR ını Mısır meeclisi dağıtıldı Kahire, 30 (A.A.) — Kıral Fuad, teş kilâtı iye | kaldı ve mec lisi dağıtan kararı bugün imza etmiştir. Kendi radyomuzla duyduklarımız — İtalya âyan üyesi Marko- - ni, telsizcilikte yeni bir ihtira Soyadları alınırken Yeni soyadları ararken yurddaşlardan bir takımının şaşırıp kaldıkları görülü- yor; bir çokları gene hep bir adı ala- cak, adlar, gene karışacak, deniliyor. Güzel, uygun ad, pek az; ne yapma- l1? diyenler de var.. Başka uluslarda soyadlarının birbir- lerine benzerleri olduğu gibi hiç anlamr olmryanlar da az değildir. Ben, kendimizi tanıtacak, gelecek ço- cuklarımıza da iyi bir andaç olacak gü zel, anlamlı adları bulmak için üzülme- ye, güçlük çekmeye hiç de yer görmü- yorum. Türk dili, yurdun bütün soy« larmna ayrrayrı ad verebilecek ucsuz bu caksız bir denizdir. —Hepimiz, ondan kendimiz için birbirine hiç benzemez sözler bulabiliriz. Soyadları ortadaki karışıklığı kaldır: mak işini görecekti; bir ad,gene 'birçok: larınca alınarak yeni karışıklıklara yol açılmamalıdır. Bir de adları alırken ö- : zenle aramalı, gelişigüzel sözlere baği lanmamalıyız. Eski atalarımızın adlarından bir ço. ğunda eski inanışlarının, duyuşlatının derin izlerini görüyoruz. Bizim bugün soyumuza bağlayacağımız yeni adlarda da yeni değişimlerimizin, yeni inanları« mızın özleri saklı kalmalı; bunlar, to- runlarımıza içlerimizi, iralarımızı (kae rakter) duyuracak sözler olmalıdır, Bizim gibi yarının yavrularına da varlık belgesi olacak soyadlarile en kı« sa, dile kolay gelir sözlerden en güzel öğüdler de verilebilir, Tek ücüklü (heceli) iki sözle birleş- miş öyle sevimli adlar bulunabilir ki bunlarla da söylenmesi kısa, kolay; an« lamı geniş, özlü sayısız sözler üretebi- liriz. Bu gibilerden pek çoğunu her gün lakırdılarımız arasında da kullanıp du« yapmıştır. Telsizle ışık gön- derme usulü olan bu yeniliğin denemeleri Roma civarında yapılacaktır. — Triyeste ve yakınlarında çok kuvvetli bir yer sarsıntısı olmuştur. Sarsıntının şiddetin- den rasat evindeki aletler yer- lerinden fırlamışlardır. — Dolamit dağlarında bir demiryolu kazası olmuş ve servis vagonu yoldan çıkarak yuvarlanmıştır. Bir ölü beş a- ğır yaralı vardır. — Uruguvay Reisicümhuru " kargaşalıklarda esir alınarak rüyoruz. k Örneği (meselâ): Öğülmüş, ünalmış, güngörmüş, duyar, anlar, duygulu, ö- zenli, görgülü, güvenli, alnıak, atıöz, yoludüz, işisağ, gözütok, özüdoğru, ile« bağlı; Yurdsever, yüzügüler, saygıtağır, işk bilir, büyüktanır, güçbilmez, albilmez; Arıkal, gönülal, erol, doğruol, ün- ver, özenver, Ülkütaşı, umacaer, sakdur; işbaşar, özünegüven, gerikalma, g içsav, aşyılma, bilsavaş.. İşte kökleri tek, düz adlır'gihi böyle birleşik sayısız sözlerle de soyumuzu ü ı"'-, | Bu yıl türk mallarının niçin ka- ! w olduğunu biliyoruz. A- '*lıı mız arasında bir takım is- ti ler bulunsa bile, biz, düz- Lq bir satış sıyasası ile, onları haa'dan sonrası için de kendimize Iyabiliriz. | k“konomi Bakanlığımızın ağır Yük altında bulunduğunu unut- N. işini güçleştirmek - değil &:Lden gelen yardımı esirge- gerektir. Hele dış satışı ile yurddaşlarımız bu elbirli- k i'i'*de en küçük suçlarının ba- M eyi bilmelidir- Abaylamak avam kamarasında Türkiye ile bir tica- : H ret hed yapılıp yapılmıyacağ ed%:?z.gehr' Bir daha tekrar hakkında kendisine sorulan sorguya ce- A iştir ki: — Abay çocuklar! vab vererek demıîhr Ka Dilinizi alıştırınız. Yazı- “— Türk lıı.ıkııı.netınındlfıııB kır=c nız, söyleyiniz. teklifleri tetkik edilmektedir. Bu teklif- — Ya Özen sözünü ne ya- ler derin ve teferruatlı blf:ı:“: :::::I geĞ SAaf Düçe voETE NŞK ,î.ıîknı:. Görüşmelerin Özen itina demektir. çiye talimat veril e ao — mümkün olduğu hdır_ll “REzeE ü ZT G MCER Nİ DA KAEE YY bir neticeye varması için bütün gayret - ler harcanacaktır. p | Dünkü spor günü bir kışlaya kapatılmıştır. adlandırabiliriz; hem bunlar yarını ya- tacak kl ileride bir ata-« Pa nncm v hai Fenerbahçe Galatasaray| —a |i nn 'nentc e onlar için güzel bir gidiş yordamı da olacaktır. “Bir adama kırk gün, deli! de, deli olur.,, derler, Bunu boş bir söz sayma- malıyız. Ulus çocukları içinde bir kaç örneğini yukarda gösterdiğim sözlerle adlananların bir araya gelmesini bir dü. şünelim; bunların böyle güzel adlarla konuşmalarındaki soysal tada doyum olur mu? | k,. ' ÂArpaya toprak — karıştıran- | _kulandıran kontrol sözü, an.e'_"!te doğruluktan — ayrılmı- T f"ma kurmak, ad yerleştir- için didinen işadamlarımızı » Sevindirebilir. Bunlar da *rin çilesini çekmektedirler. “l, &'leke, suçlunun üstünde de- Yaç, YR damgasının üstünde kalı- ile dün berabere kaldı — — —— Ankara'daki maçlarda Çankaya Demirsporu ve Gencler Birliği Muhafız Gücünü yendiler. EZ hik yüzünden alım satım pi- arasındaki bağların kıl- daha inceleştiğini görmek Vuz istemez. Gümrük ka- İ Ve a ürün istokları boğazlaş- | I.H.'"- Bu kavgada küçük o- değil, büyük, geniş bir | sıyasası ile kazanabiliriz. Söz olarak, ulusal dirlik mda bozgunculuk etme- h ık:ı:::îanlarm nasıl bir çıkma- $ olduklarını göstermek | “Ünvere söyledim. Umacaerle İşba« şar da gelecekler, güzel bir eğlenti ya- pacağız. Güçsav'la İlebağlı'nın — işleri , varmış, bağışlama diliyorlar...,, ne güze) değil mi? Eskiden yabancı kültürlerin kör do- yuruşlarına kapılmışız, ne demek oldu- ğunu bilmediğimiz yad adlar almışız; bundan sonra olsun geleceklere. andaç a:;eğıf Ü . y İ olacak adlarımız, dilimizin arı sözleri. , ı i özlüğümüzün görgüleri olsun. Ü Seldiğini de söyliyelim. eg . .AA ':W ŞUT Dil Cemiyeti üyelerinden Diyar- j j %E:mzm e'kf:'î" :;'zı::î bekir Saylavı Bay Ahmed Cevad'- : ,Parçayı nası gösteren bir örneği amızın birinci sütu- Tn 3 Sayaf, — “Böreceksiniz. ın Verter'den öz türkçeye _bı'r çe- virmesini üçüncü sayıfamızın son sütununda okuyunuz. Atlı Spor binicileri Mamaktan geçerlerken - a )EŞ»ui