3 Aralık 1934 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

3 Aralık 1934 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

3İLKKANUN 1934 PAZARTESİ V. Dumerg ile bir Ko: uşma M. Dumerg'in Turniöy'e döndüğü RBündenberi her taraf bir bayram havası inde yaşr Übülden itik ©T tarafta, üç M. Dümerg'in evi, ves- fmış kocaman çiçek Kiyordu. Bekleme salonunun Ş biraz İüce M, Dümerg'in dış li - Sihdaki bürosunun bekl alonunu Golduran ziyaretcilerden İctur. Maflam Düumerg çok büyük bit ne Süketle, beklemekt Yöketmeğe © *mek bir zevk * İanıdığı veya tanır bitlerine tanışdır NM Dü kilmesinden sıkmtıyı e, bek- Kacasının İttile çok çabuk a Madara Dümerg bana dör Câsı hakkında 1933 de çıkardı fabda önun yeniden iş başına gele Yazdığımı bana hatırlattı: rken, onun sıyasal ha- n en güzel sayıfalarının daha ya- filmamış olduğunu ve onun böyle şan Ve şerefle çekileceğini düşünmüş mü Kiniz? Nedi Cevabımı hentiz bitirmişken M. Du- lerledi ve elini uzat- H ikimiz de çiçeklerle dolu olan iş oda- Sna girdik. Birkaç günden beri bu oda- Ya kimbilir kaç kişi onun yanr başında, Bencerenin yanındaki — koltukta - otür- Mustu.. Merg bana doğru son haftala- Fakat M. Dümerg'in yüzün Tn ver Bakışt; İâreketleri her zamankinden daha çevik Ve cevabları her zamankinden daha Gdokunakir idi, Bakışlarımdan, aklımdan Üeçenleri anladı ve söze başladı: yecanın izleri vardı. er zamankinden daha canlı, — Evet, dedi, biran evel işden çekil- Tmeği çok verici bir hayat geçirdiğimi söyliye- e. Çok işim vardı. Okumağı çok sev- iğim halde 8 şubattanberi bir tek kitab ile okuyamadım. Ancak gazetelere bir Röz atmağa vakit bulabiliyordum. Beni len ziyade daima bir yalan ve ihanet Yası içinde yaşamak hissi çok yordu. Vazifeme hayale kapılmadan, şevk- gayretle başlamıştım ve bunu sonur Ât kadar yapmak istiyordum. Uzun Tülddet iş başında kalmak niyetinde de fildim, bilâkis çabuk çekilmek istiyor İüm, Benim yaşımda olanlar için dalmi dum. Doküz ayı | bir sinir gerginliği çok zahmet verici- dir. Çünkü çalışmak ( için her delasında İ yeni bir irade kuv- veti sarfetmek gerek tir; Onun için, dev- let ıslahatını ve Sat işini bitirdikten son yi için bunu takip et- niyetindeyim, ıdan Bu işe şimdi kâfi derecede dikkat olun- mamasından Çekilirken klere şunu di- alet eçkiniyorum. hırakıyorum. mak size düşer. Bana pas verdiler, Ren izde işleme- seriyorum.,, Rünü kendim karar imakla beraber, tekrar edi başladığ i, ulusun bana yük- istiyordum : Bunlar da itibarı yeniden kurmak, hükü- mete otoritegini gerl vermek, her - şeyi ve herkesi yerliyerine koymaktı. Ren cevab verdim — Maamafih şimdi iş başında olan lar da hötün bunların elde edilmesi yo- unda ilerliyorlar. Siz bu hareketi hazıt- ladığınıza göre, sonradan gelenler de sizin çizdiğiniz yolda yürümeğe burdurlar M. Dümerg: — Evet, dedi, ben de seleflerime hükümeti ıslah işinden kurtulamıyacak. larını söyledim. İdar? bakımdan yapıla- cak het hükâmetin — ıslahı mdi herkes anla- afında bir nevi efsa- ne doğmuştur. Tabit şimdiki vaziyetten fayda görenler sonuna kadar dayana - caklar. İşin en fenası, yani benim kar- şılaşdığım en büyük güçlük, mebusla- rın iktıdarsızlığıydı. Ayanda da, parla- mentoda da seviye çok düşmüştür. İn- xanın bu hali, bütün bir neslin zayıfla. ması gibi telakki edeceği geliyor. Şim- di hükümeti ellerine almak istiyen gencler, sanatda, edebiyatda ve sıyasa- da olduğu gibi bütün öteki alanlarda da çok aşağı olduklarını gösterdiler. Onlardan sonra gelenler, yani onları öne sürenler, onlara göre galiba çok da- ha iyi olacaklar. Ben buna inanıryorum. Her halde şunu söylemeliyim ki, bugün yeniden yirmi bakan bularak bir kabi- ne kurmak gerekse, ben bunu yar leceğim vazifeyi met - işin & $ CA Ci ç "7 Aytık başbakanlıktan sonra M. Dümerg gene Türnföy'deki — bahçe- sine böy lece döndü. M Dümerg Paris'e böyle gelmişti. mam. Çünkü bugün parlamentoda yir- mi dane değerli adam bulmak imkân- sızdır. Ferdlerin seviyelerinin bu dü- şüşü, seçicilerin düşünüp çare bulmala- ti gereken endişe vertel bir İşarettir. Mebusların hiç birinde düşünce yük - sekliği, umum? fikirler yok. Ben ufak menfaatler karşısında yenildim. Şimdi. ki mebuslar kendilerini birer memur Addediyorlar. Bunlardan birisi bana: 'ben mebus çıkalı iki yıl oldu. Eğer meclis dağdır ve ben de yeniden seçil - GDN EĞNETE İğeemi ppeya3 *adaTOtU olmıyacak.,, demişti. Başkaları da, ge- ne meclisin dağıtılması ihtimalı karşı » sında “yeni seçime girebilmek propa - gandamı yapabilmek için otuz bin fran- gem yok. Ben seçilirken dört yıl tahat mi sanmıştım,,, diyorlardı. Meclisin dağıtılmamı teklifine karşt ileri sürdükleri deliller bundan ibaret » ti Esasen onlar da benim yapacağım ıslabatın sahiden “şahat idare,, yi do- Ruracağına İnanmıyorlardı. Korkuları, anlatdığım gibi, başka şeylerden geli - yordu. Benim yaptığım programda şimdilik en gerekli olan şeyler vardı. Bu programm yapacağı değişiklikler mühim olmakla beraber, program tama- men ihtilâlci bir mahiyette değildi. İc - raf küvveti kurumlandırmağı, başba - kanın malyetine ön iki yardımcı koy- Mağı düşünmüştüm. Bu on iki kişi, dar düşünceli mütehassıslar olmakdan ziya- de anlayışir ve bilgili, işleri yukardan gören, birçok meseleleri biribirine bağ- lıyan derin bağları bulabilecek, çok Küzümlu olan — “kurumlandırma,, — işini başarabilecek ve böylece hükümet rei- sine bütün bilmediklerini öğreterek bü- tün hükümet bünyesini canlandıracak kimseler olacaklardı. Bundan başka, deraf kuvveti, kanun! kuüvvetin - onun Üzerinde yapdığı tazyiklerden ve gün - delik şantajlardan kurtarmak — istiyor- dum. Bu da hükümet şubelerini düzelte- bilmek için en gerekli bir şarttı. Eeki büyük valilerimiz, eski - büyük müdürlerimiz kalmadı. Neden? Çünkü şimdi onların yerinde, küçük mebusla- rın küçük adamları var. Burada M. Dumerg'in sesi, içten ge- len bir heyecanla titredi ve biraz bo- Yük bir sesle devam etti: — Elkârı umumiyenin vaziyetini cak kısmen biliyordum. İşim o kadar çoktu ki etrafını dinlemeğe vakit bu- lamryordum. Radyoda yaptığım — mü- sahabelerin halk Üzerinde, - bilhassa kendim bir köylü olduğum ve köylülerle nasıl! konuşulacağını - bildiğim için - köylüler üzerinde tetir yapdığinı bana söyliyenler oldu. — Mesclâ Ardeş'de, radyosu olmıyan uzak bir nahiye harie olmak Üzere, nahiye seçimlerinde bü - tün vaziyetlerin değiştiğini bana söyle- diler ben de efkârı umumiyenin yavaş yavaş değişmeğe başladığını görüyor - dum. Fakat efkârı umumiyenin bütün bütün değiştiğini ancak İş başından ço- kildiğim gün, yani 11 sonteşrin'de anlı- yabildim. Pencerelerimin önünde gayet disip- Hinli bir hâlde kaynaşan, Marseyyez'i yürekden söyliyen halkı gördüğüm za- man neler duydum, bilseniz! heyecanla olduğu kadar endişe ile de dolu hi gün geçirdim. Eğer halk arasından kişi aleyhimde söz söyleseydi büyük bir kavga kopacaktı. Tecesüflerini ve umut larını söylemeğe gelen, heyecanla tit - riyen bu sinirli halk kütlesi arasından hemen bir kıvılerm çıkacak gibi idi. Bir kaç gündenberi yüzlerce mektup alıyorum. Vaktim olursa, psikolojik de- ğeleri çok büyük olan bu mektupları tasnif etmek tiyetindeyin.. Bu mektupların en sadelerinden tu- Bitikler arasında: M.Heryor.un veni bitiği “Bu yazı çevrilmiştir.,, M. Heryo'nun “Paris'ten doğuya doğru,, &dlr bitiğinin Filis Megroz yö- nünden ingiliz diline çevrilmesi ve bu iğin Londra'da Basılması dolayısiyle Mançester Gardyen güzetesimle yazı - lan M. P. A. çekli bir söy gözümüze ilişti. Bu söyde deniliyot ki: ingilizceden özdile Heryo, bugünkü rus - fransız yak- laşmasının babasıdır. 1932 yılında vus- larla bir saldırmayış anlaşiması yapan, böylece bugünkü fransız rus sıyasası - mın temelini atmış olan odur. Bu fransız sıyasa adamı geçen yaz, Rusya'ya sovyet törüsünün bir konuğu olarak gitmişti. Şimdi ingilizceye çevri- len bu bitik, işte o gezintiden toplanmış olan duyguların ve bunlar üzerinde yü- rütülmüş düşüncelerin bir yığmağıdır. M Heryo'nun Rusya'da bulunduğu «- ralarda fransız kalık bakanı M. Piyer Ko da Rusya'da bulunmuştu; ancak bu bulunuş, “teknik,, bir güt taşıyordu SAYIFA 5 *ve elbirliği etmeleri gerekiyordu.. M. Heryo'nun gerekli bulduğu bu sıyasa, sonradan Rusya'yı uluslar — der neğine getiren M. Bartu yönünden gü - üldüğü gibi, yeni dış işleri bakanı yö- nünden de, anladığımıza göre güdüle- cektir. Ancak, bu yaklaşmayı yeter - bulmu- yan M. Heryo, iki ülke arasında eskiden varolan kültür bağlarını da yeniden di- riltmek dileğindedir. üle bir fransız değil, bir yön den de büyük bir avrupalı olân Heryo, Avrupa obasının içinde - Sotyot bile olsa - Rusya'nın da bir üye olmasını is- tiyordu. Bitiğin büyük bir bölüğünde M. Her- yo, tatlı konuşmasiyle bize rus tarihimi, kültürünü, oranımı anletmaktadır. Yazı- gnn orana olan düşkünlüğü © kerte - dedir ki bir takım eski rus burkatlarını bile bu bakımdan öğmektedir. Şuradan anlaşılıyor ki M Heryo, Rusya'yı 1917 yılında başlamış saymıyor. Rus yazıcılığı üzerinde engin bilgile- M, Eryo, Ankaraya geldiği saman ünlü piposu ağzında Orman Çiltliğinde. sünde üye bulunmryordu; yalnız fransız sıyasacılarının ileri gelenlerinden — biri olarak ruslarla ezelden bir anlaşına ge- rekliğini kafasına koymuştu. İşte bu ye ni bitiğin açarını bu düşüncelerde ara - mak gerektir. Siyasa bakımından iki törünün dost- huğu, ikisinin de savaşının önüne geçme ğe ve barışa ulaşmağa olan İsteklerin - den doğuyar, İkisinin de toprakca geniş lemek gibi bir yelenleri yoktur; Si de yeniden dirilmeğe ve süce güçlenme ğe savaşan Almanya'nın sınırlarını en- ginleştirmek yolundaki yeleninden, bir- Kik olarak, kurkulanamktadırlar. Bundan dolayı Rasya ile Fransa'nın, Avru le birlkte harışı kurumlandırma a'nan Öteki savaşa karşı uluslariy- işinde ri olan yazıcı Tolotoy'u ve köydeki evin de kendisini görmeğe gittiği — Gorki'yi, ondan başka bir uza önce Paris'te pek iyi bilinen vus yazıcılarından Türgen - yef'i, Heczen'i, Bakanin'i uzun uzrun öğüyor. M. Heryo, bitiğinin e göze çarpan bölüğünü beş yıllık plâna vermiştir. Öyle görülüyor ki bu sepler, bir kmak işlenmesin diye yazılmıstır. Bitikte gençliğin taşkın oruncu, u- cak bir dille anlatıyor. Baş seplerde bul: g 'dan ve türkiye'den sıcak — bir dille söz geçmekte ise de kongu Rusya- ya geçtikten sonra artık bu ülkelere dö- nülmemiştir. Bitiğin, en aşağı, dört beş yerinde ——— tunuz da, münevverler tarafından yarıl mış olan en iyilerine kadar hepsi ayar şeyi söylüyorlar Meselâ Lyon'lu bir ka- d, radyo ahizesi eski olduğu için, be- nim müsahabe yapacağım günden - bir gün önce akkümülâtörlerini doldurttu- ğunu bildiriyordu. Bu zanların hepsi b tediğim d mektupları ya dan, yapmak is- liklerin teğerini anla dıklarını gösteriyorlardı. — Bu da proğrammız etrafında büyük bir birlik yapılmıştır. Hattâ daha ileti — giderek diyeceğim ki bizde bir kalk efkârı umu miyesi teşekküle bastamıştır gösteriyor ki adınız. ve M. Dümerg başını sallıyarak bu söz lerimi tasdik etti: — Bu lâzımdır. dedi, çünkü ancak bu sayede benim yap.cağım İş faydalı olabilirdi. Hepsi ço müteheyyic ve muayyen bir düşünce veya bir pren sibin peşinde koşan uluslar - karşısında Frânsa'nın parçalanması, kendini — ko- yüvermesi, hiç bir şeyde müşterek - bir olan noktai nazar sahibi olmaması ne hüyük bir zaaftır. Eğer rad yaptığım müsahahe- rdularsa, bu müsa- yorgunluk iyscağım. İlk müsae- ler bu metice soğukca yapdığımı sanı- yavaş - konuşma ki halk. sözterimden, işi: hammülü olmadığır di beklemeğe ta. ve benim konuşurken duyduğum heyecanın farkr na vardı. İsin tuhaf tarafı nedir, biliyot musunuz — Yalnız başıma mikrofonun önünde söz söylerken önümde beni dine liyen halkr sahihden görür gibi oluyar- dum, Pransa'nın en uzak - yerlerinden gelmiş birçok kadın ve erkeklerin etra- fımda toplandıklarını düyuyordum. İç » lerinden birinin evinde toplanarak ses çıkarmadan ağıt bir tavurla başlarını önlerine eğib beni dinliyen köylüleri düşünüyordüm, Bana öyle geliyordu ki bütün yürd beni dinleyor ve bana ce vab veriyor.... M. Dumerg, radyoda sesine çok ik na edici bir kuvvet veren heyecanla sarsılmağa devam ederek ayağa kalktı Yüzüme bakarak elini omuzuma koydu ve biraz mahcub bir tavurla sözlerini şöyle bitirdi — Cesa edebilseydim bütün mu harrirlere, bütün gazetecilere şu nasiha- ti cirdim: Ben nasıl müsahabelerim - “ yurd,, kelimelerini rarladıysam, “sirz de bu kelimeleri sık sık tekrarlayın. Herkes bu kelime- leri aşağı yukarı unutmuştu. Bunların elliğini ulusumuza yeniden öğret- mek gerektir. Gazetenizde bu sözlerimi tatbik edeceğinizden şüphe etmiyorum. Buna devam cdiniz, dostlarınızı, arkadaş larınızı benim gösterdiğim yola soku - auz. B çok gereklidir. Ulusal ruh, fransız yürdseverliği böylelikle doğacak Popris'te çıkan “1934,, gazetesinden e “Pransa,, ve

Bu sayıdan diğer sayfalar: