27 Mart 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

27 Mart 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

e T AAT TT ŞA CPT T K e çO M -TT D Berlin konuşmaları Londra, 26 (A.A.) — Sir Con Saymen ve B. Eden, bu sabah, ingiliz elçiliğine yaptıkları kasa bir ziyaretten — sonra, Başbakanlık dairesine gitmişler ve ora. (da, Londra'da 3 şubat tarihinde neşre. dilmiş olan beyannamede yazılı mese. beler hakkında B. Hitler ile konuşmaya devam eylemişlerdir. Dünkü konuşmalar 7,5 saat sürmüş. tür, Dün, bu konuşmaların bitiminde neş. redilen resmi tebliğde, münakaşaların mevzuu hakkında hiç bir şey söylenme mektedir. Bununla beraber, konuşmaların u . mumi bir zemin uzerinde cereyan etti » Hi ve her iki taraftaki anlaşamamazlık. ları izaleye matuf olduğu tahmin edil « mektedir. Umumi duruma vsid bu uzun fikir te. sında, günün meseleleri hakkındaki al . » man tekliflerinin daha mufassal bir tarz 'da tetkikine yol açtığı umud edilmekte- İir. Berlin, 26 (A.A.) — Royter a- jansının istihbarına göre bu sa- bah B. Hitler ile Sir Con Saymen ve B. Eden arasında başlamış ©- lan konuşmaların başlıca mevzuu- nu teslihat meselesi teşkil edecek- tir. Zannolunduğuna göre evvela B. Hitler Almanyanın bu mesele- deki noktai nazarını izah edecek- tir. Almanya Dışarrişler Bakanının ziyafeti Berlin, 26 (A.A.) — Alman Dı- şartişler bakanı bu akşam ingiliz rı şerefine bir ziyafet ver- miştir. İngiliz bakanları akımsar Londra, 26 (A.A.) — Vard Pric Berlin'den Deyli Meyl gazetesine bildiriyor: İngiliz bakanları, Bay Hitler, Fon Nöyrat ve Fon Rib- bentrop yaptıkları yedi saat te- mastan sonra bir şeyi tamamen anlamışlardır. Oda, Berline gele- rek B. Hitler ile karşı karşıya ko- nuşmakla iyi yapmış olduklarıdır. Her iki tarafta konuşmalarda bü- yük bir samimiyet göstermişler, çok açık bir lisan kullanmışlardır. Deyli Meyl Rus - İngliz anlaşmasını istemiyor! Berlin, 26 (A.A.) — Alman is- tihbarat bürosundan: Deyli Meyl gazetesi bir yazısında, Londra ile Moskova arasında herhangi bir andlaşma yapılması fikrine etmekte ve bazı yerlerde dü; düğü şekilde bir muhasara sıyasa- sınım Âvrupa'ya hiç bir güven ka- kandırmıyacağını bildirmektedir. B. Hitler İngiliz Bakan - larına alman siyasasını anlattı Londra, 26 (A.A) — Royter a- jansı bildiriyor: — B. Hitler, dün Almanyanın dışarı sıyasası hak - kında ve bilhassa doğu andlaşma- sı ile Tuna andlaşması ve Alman- yanın acun barışına yardımı me- seleleri hakkında izahat vermiştir. İngiliz resmi mahfillerinin müta- lea ve düşünceleri nikbinanedir. Almanlara gelince, B. Hitlerin başlıca düşüncesinin ingiliz ba « kanlarına Almanyanın dışarı sı - yasasını anlatmak ve hele Alman- * yanın Sovyet Rusyadan kuşkulan- makta olduğunu bildirmek olduğu söylenmektedir. Royter ajansı, dünkü görüş - melerin B. Hitler tarafından Tu - na andlaşmasına karşı Almanya - nın takib etmek tasavvurunda ol - duğu hattı hareketin izahına in - hisar etmiş olduğunu bildirmek - tedir. Görüşmeler devam edecek Berlin, 26 (A.A) — İngiliz ba- kanlariyle alman devlet adamları arasında yapılmış olan görüşme - ler hakkındaki bir bildirimde, bu görüşmelerin 3 şubat tarihli ingi- liz — fransız bildiriminde yazılı bazı meseleler hakkında cereyan etmiş olduğu anlatılmaktadır. Bu görüşmelere yarın da devam edi- lecektir. Berlin, 26 (A.A.) — İngiliz ve alman konuşmaları bu sabah saat ön buçukta yeniden başlamıştır. Konuşmaya Almanya adına B. Hit- ler, Baron Fon Nöyrat ve B. Fon Ribbentorp, İngiltere adma B. Saymen, B. Eden ve İngilterenin Berlin Büyük Elçisi iştirak etmek- tedir. Almanyanın Cenevreye dönmesi Paris, 26 (A.A.) — Alman is- tihbarat bürosu bildiriyor: Havas ajansının Berlin'den aldığı duyuğa göre, ingiliz ve alman konuşmala- rı arasında Almanyanın Cenevre- ye dönmesi hususunda çıkan zor- huklar, Fransa'nın protestosundan doğmaktadır. A .. Resmi tebliğ İngiliz - alman görüşmeleri bittı Berlin, 26 (A.A.) — D.N. B. alman ajansı bildiriyor: İngiliz Dışarı İşler Bakanı - Sir Con Saymen ile Mührühas Lordu B. Eden, B. Hitler ve alman Dışa- rı İşler Bakanı Baron Fon Nöyrat, son iki gün zarfında ingiliz sefiri Sir Eric Philipps ve tahdidi tesli- hat İşleri mütehassısı B. Fon Rib- bentrop hazır oldukları halde ya- pılan görüşmeler, bu akşam hita- ma ermiştir. 3 şubat tarihli tebliğde münde- riç meseleler tetkik edilmiştir. Bu görüşmeler, tamamiyle dos- tane ve açık bir lisan ile yapılmış ve her iki tarafın noktai nazarının aydınlatılmasına medar olmuştur. Her iki hükümetin takibetmekte oldukları sıyasa ile uluslararası teşriki mesaiyi ıslah etmek sure- tiyle Avrupa barışını temin ve tarsin gayesini gözetmekte olduk- ları anlaşılmıştır. İngiliz ve alman bakanları, doğ- rudan doğruya yapılmış ve hilta- ma ermiş olan müzakerelerin se- mere vermiş oldukları kanaatin- dedirler. Sir Con Saymen, hava tarikiyle yarın Londra'ya gidecek, B. Eden, mukarrer olduğu veçhile Mosko- va, Varşova ve Prag seyahatlerine devam edecektir. Avusturya da hukuk müsavatı istiyor Viyana, 26 (A.A.) — Başbakan B. Şuşnig, dün söylediği bir söy- levde Avusturya için hukuk mü- savatı istemiştir. DiŞARDAN GELEN SON DUYUKLAR Belgrad'da bir patlamâ Belgrad, 26 (ALA.) — Krago* yeviç yakınmında bir silah deposu* nda obüs nakliyesi sırasında yapit lan bir ihtiyatsızlık patlamaya $6* beb olmuştur. Yari resimi bir bilt diriğe göre iki amele ölmüş ve Üf amele ağır surette yaralanmıştı!: Kraliçe Mari Titülesko * yu kabul etti Belgrad, 26 (A.A.) — Valida Kıraliçe Marie öğle vakti Madami Titulesko ile zevci Romanya Dışâ4 rı İşler Bakanını kabul etmiştir. Saltanat Naibi Prens Pol da sas at 13 de Madam Titülesko ve zevs cini kabul etmiş ve onları öğle ye* meğine alıkoymuştur. Bu ziyafet« te Madam Yevtiç ile, Yugoslavya Başbakanı ve Dışarı İşler Bakanit da bulunmuşlardır. Titüleskonun beyanatı Belgrad, 26 (A.A.) — Roman- ya Dışarı İşler Bakanı B. Titulese ko, matbuat mümessillerini ka! ederek onlara aşağıdaki beyanat- ta bulunmuştur: *“— Küçük anlaşma ile balkan anlaşmasının rolü mühim ve ba- rışın tensik ve muhafazası bahsim« deki mesuliyetleri çok büyüktür. Binaenaleyh her iki organizmin reisi sıfatiyle balihazırdaki bey- nelmilel vahim hâdiseleri öğren- memezlik edemem ve menfaatle- rimizin ne gibi şeyleri kabul etme- mize müsaid olduğunu ve ne gibi şeylere asla müsamaha edemiyece- ğimizi açıkça söylemekten kendi- mi menedemem. (Bu duyuklara aid diğer yazı lar beşinci sayıfadadır.) — AŞT Atıl — Toenbel, üşengen, üşengeç — (Pr.) Parca. seux, indolent, inactif Atebe (bak: asitan) « Eşik — (Fr.) Seuil Ateh Bunaklık — (Fr,) Döümence Ateh getirmek — Bunamak — ötre döment Aleş, hararet — Ateş (ot, otaştan) — (Fr.) Feu, Fiğvre Örnek: Hastatın ateşi arttı. Ateşgede — Ateşget (1) — (Pr.) Temple du feu Ateşin — Ateşten — (Pr.) De feu Örnek; Yangın mahalleyi ateşten bir çenber #çine aldı «« L'incendie a entourd Ja guar. tler d'un cerele de feu, Ateşin — Ateşli — plein de feu Örnek; Ateşli sözler «« Paroles ardentes O, ateşli bir yazardır. — il est un plein d'ardeur. O, ateşli bit eykaçtır — il est un oratcur plein de feu. (Pr.) Ardent, plein d'ardeur, Ecrivain Ateşpare —- Ateş parçası — (Pr.) Foudre de guer- 're, foudre d'öloguence, de feu et du flamme Örnek: Şu teğmen savaşta bir ateş parçası kesildi — Ce Hewtenant devint vn foudre de Kuerre dans la bataille, O, bir ateş parçasıdır. —« İ) est de eu et de flamme, Atfetmek — Üstüne atmak, Attribuer Örnek: ! — Bunu ben yapmadım, benim üstü- me attılar — Bunu ben yüpmüdrm, bana atfetti. der, yastamak — (Fr.) 2 — Bana yastanan sözleri ben söylemedim — Bana atfedilen sözleri ben söylemedim. Ati (bak: istikbal) — Gelecek, atı, ileri Örnek: Bu adam ilerisini (atısını) düşünmez Atiyen — İlerideğgya (Fr,) & Vavenir, plus tard Berveçhiati, berveçhizir me il suit Aşağıda -« (Fr.) Com- Atik — Eski — (Fr.) Ancien (1) Çıkacak olan “Ekler Dergisi,, nde “get., ekine Bakımız. Atş — Susamışlık, susuzluk — (Pr.) Solf Örnek: ! — İlme karşı büyük bir gışı vardır - Bilime karşı öüyük bir susamışlığı vardır. 2 — Atş içinde çırpınan mecrerh — Susuzluk içinde çırprnan yaralı Atşan —— Susamış (Fr.) Assoitfe Avam — Karal — (Fr.) Pitbe, populace Örnek: Eski tarihler Avam ve Havas mücadele- deriyle doludur — Eski tarihler karallar ve &- galların çarpışmalariyle doludur. Avampesond — Karalak — (Pr.) Demagogut Örnek: O, avampesendâne hateketlerde bulunu. yer — O, karalakça bareketlerde bulunuyar, Avanproje —« Öntasar — (proje — tasar) Örnek: Bu binanın avan projesi yapıldı — Bu yapımın öatasarı yapıldı. Avare — Böşgezen Av'ave < Havlama — (Pr.) Abolement Avaz (savt, sada) — Ses Örnek: Sesi çıktığı kadar & Ayası çıktığı kadar Avaz avaz — Baş bar, bangır bangır Örnek: Bar bar bağıtdı, bangır bangız ba- ğırdi. Avdet — Dönme, dönüş <« (Fr.) Retour Avdette — Dönüşün Örnek: Avdette size uğrarım — Dönüşün size uğrarım. Avene — Yardak, yardakçı — (Pr.) Aide, auxili- aire, acolyte Örnek: Bu #siyi avenesile beraber derdest etti- ler — Bu azıyanı yardaklâriyle (yardakçıla. riyle) birlikte yakaladılar Avenk — Salkım, hevenk — (Fr.) Grappe « Getirici, getiren Örnek: Melâlâver — Usanç getiren, « âver usanç ge. tirici. Avn — Yardım —« (Fr,) Aide, secoure Avihte — Asılı, asılmış — penda (Fr.) Pendante, suş. Avize — Asman — (Fr.) Lustre Ayâ (bakı acaba) -« Acaba — (BPr.) Esi-ce gue, serait.ce? Ayan — Açık, apaçık, belli, besbelli — (Fr.) Clair, apparent, övident Örnek: Bu İşteki maksad pek ayandır — Bu iş- teki vargr spaçıktır (besbellidir) Ayân — Bayarlar — (Pr.) Notables Ayân ve eşraf — İlerigelenler — (Fr.) Les no - tables, les notabiliris Örnek; Memleketin âyünı — Ülkenin bayarları Ayar — Ayar (ayımraktan) «« (Fr.) Reglage Miyar »« Ayıraç Örnek: Hüsn ve kubhun miyarı «« İyilikle kö- tülüğün ayıracı, Ayb — Ayıp - ayende — Gelen, gelici Örnek: Hoş âyende — Hoş gelen Ayin (Şamanlarda “oyun,, âyin anlamımdadır. Halk arasında “ayın oyun,, sözü vardır.) & Aym « (Pr.) Ceremenie Âynen <« Aymiyle (yakutça aynı'dan) — (Fr.) İdentiguement Ayniyet »» Aynılık (T. Kö.), identite (T. Kö.) «« (Er.) İndentitde Ayni — Aymnı, identik —« (Fr.) İndentigue Ayyar — Dekçi — (Fr.) Fourbe Örnek: O pek ayyar bir adamdır — O pek dek. çi bir adamdır. Ayyaş — İçken — (Fr.) İvrogne, grand buveur, soulard Âzâ (Meclis âzâsı anlamına) «« Üye «« (Fr.) Mem- bre Örnek; Türk Dili Tetkik Cemiyeti Umumi Merkez Heyeti Âzâsından « Türk Dili Araş: tırma kurumu Genel Özeği Üyelerinden. Âzâ (uzuv anlamına) —« Örge — (Pr.) Örgane Örnek: ÂAzâyi vücuttan her birinim bir vazifesi vardır — Beden örgelerimden her birinin bir işi vardır. Âzâd — Azat (Lehçet-ül-Hgat'ta ve — Radlof lü- gatinde türkçe olarak gösterilmiştir.) — (Fr.) Con. gö, liberation Azamet — Ululuk — (Fr.) Grandeur Örnek: Önümüzdeki meselenin azameti zâbir- dir — Önümüzdeki sorumun ululuğu bellidir. Azametli «« Ule — (Pr.) Grandiose, Majestucir Azâmet — Çalım, kurum — — (Pr.). Ostentatlön, Orguell Azametfüruş — Çalım satan, kurüm satan —< (FAĞ Poseur Örnek: O, azametfuruşluktan bir türlü vaz B& çemer — O, kurum — satıcılıktan bir - türlü geçemez. Azametli « Kurumlu — (Pr.) Poseur Azamet satmak — Çalım satmak, böbürlenmek Azami -— Çoğay , olanca, en büyük — (Fr.) Mazff muüm Ü Örnek: Azaml gayretini sarletii & Olanca $8 Tışmasını kullandı. Azap — Ezinç * (Fr.) Peine, tourmenı Örnek: Azab içinde geçen Bir gece içinde geçen bir gece Azkir — Azar (T. Kö.) — (Fr.) Gronderic, riptlt mande Azimet ve avdet «« Gidip gelme — (Pr.) Allef 8 retour Örnek: Ankara'dan Istanbula azimet ve »xwdi için yatak tuttum — Ankaradan İstanbula gidi gelme yatak tuttum, Aziz (cizze anlamına) — Eren —« (Fr.) Saint Örnek: Hıristiyan erenlerinden (azizlerindi her biri için bir yortu günü özgülenmiştir. Aziz, muszzez —— Sevgili — (Rr.) Cher, Chöri Azletmek — Kaldırmak, yol vermek, işinden çıksifi mak — (Fr.) Destituer, congödier Azm — Dölen Örnek: Yumnanistandaki son azı harcketi « * rasında baştakiler büyük bir dölen ve kanlılık (azm ve İtidali dem) gösterdiler. Azmetmek — Dölenmek Örnek: Başarmağa dölenmek (azmetmeij yarı başarmak demektir Azvetmek (Bak: atfetmek) — Üstüne atmak, yâfl tamak . Azürde — Tncinmi, .. (Fr.) Froiss&, blessi DÜZELTME Dünkü Kılavuzda iki küçük dizi yanlışt olmuştur. Okurlarımızdan bağış dilc’al. bunları aşağıda düzeltiyoruz: 1 — Birinci sayıfanın üj m.'ö.ıilfımıındlı 21 inci satırda (ilgi) sözünün yanına (Bak münasebet) denilecek iken (ilgi, münase* bet anlamına) denilmiştir. 2 — Birinci sayıfanın dördüncü sütunuf” da 16 ıncı satırda ( Alelacayip) sözünün yanına (garib) yazilacak ihen yınlqlıh“ (garaib) dizilmiştir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: