18 Temmuz 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

18 Temmuz 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 Bibliyografjya Samimi saadet Rus kiasik edebiyatının en ünlü çeh- rselerinden biri olan Tolstoy memleke - timizde de bazı eserleriyle tanınmıştıt. Fakat itiraf edetim ki, şimdiye kadar yapılaış olaa çevizmeler bu büyük ede biyat durumuna Jayık olacak önemde değildir. Telstoy öyle bir kıymettir ki onun bütün eserleri, we en değerli ka - lemlerle türkçemize şimdiye kadar çev- rilmiş bulunmatıydı. Bay Alişanzade İsmeil Hakkı, Tols- toyun «Samimi saadet> isimli escrini dilimize çevirmiş ve (Dün ve yarın) gerisinin 16 mer eseri olarak neşretmiş- fir. Yazarın en büyük eserlerinden ol: mamakla beraber küçük eserleri &rasın da iyi bir yere sahib olan bu kitab türk okurlarını ilgiliyecektir. 142 xayıfalık eser S0 kuruş fiatlâ satılmaktadır Aile çemberi Andre Morova bogünkü framsız ede- biyatının memleketimirde en tanılmış we ea çok eseri çevrilmiş — ediblerinden biri ve belki birincisidir. Yazarın en bü- yük bir başarı kazzcemş vemanlarından olan «ÂAile çemberi» Bay Alişanzade Te mail Hakkı tarafından dilimize çevtile- rek dün ve yarın serisinin ikinci eseri olarak neşredilmiştir. 9856 sayıfa, 100 kuruştur. VARLIK 'On beş günde bir çıkan bu sanat ve fikir dergisinin 15 temmuz — tarihli 49 uncu sayısı çıkmıştır. Bu sayıda Sabri Bant, Yaşar Nebi, Vasfi Mahir, Cuhit Sıtkı, Halit Fabri, Abdülhak Şinasi, Kenan Hulüsi, Sadri Ertem, Bürban #mid, Samet uğa oğlunun yazıları var- dır. Vedat Nedirmin “Kür,, üsimli piye- »inin tefrikası da devam etmektedir. Tenesi 15 kuruş. yıllığı 3 liradır. İstiklal Postası İstanbul İstiklâl lsesi yıllık çalış. ma dergisini çıkarmıştır. Çok güzel ha- zırlanmış ve birçok resimlerle süslü o- Jarak basılmış olan bu dergide okulun çalışma şekilleri; öğretmenleci, iç ve talebe örgütleri gösterilmekte, ayrıca son sinif talebelerinin yazdıkları bir- çok yazılar verilmektedir. Mektebin de- gerli çalışmalarını gösteren bu eser her bakımdan enteresandır Poliklinik Bu aylık tıp dergisinin haziran ta- Tihli 24 Üncü seyısı çıkmıştır. Bu sayı- da Dr. Selim Sabri “Petadda mayi di- maği şevki borukluğu, Dr. A. Hafi Ya ga “Sinir karışıklıklarının hormonlı te- davisi,, » Dr. Münür Ahmed: "Kalmm barsak kanserinin taksim ve marazı teş- hisi, Dr. Nami Özmen “Kdebiyatı tıb biyede ismi geçen sendromlar,, Dr. |. H. “Pratik hekimlik, , Dr. Osman Şev- ki Uludağ ”Hekimliğimiz, nasıl yük- seldi, Dr. Şerefettin “Doktor Mazafter Bacım,, ve birçok hâberler, kanferanı- har va. vardır. Taneti 10 kuruştur. Fikirler İzmürde çıkan bu fikir ve eğitim der gisinin 131 inci sayısı çıkmıştır. Bu sayı- da Rehmi Balaban'ın cen li bir işe Ahmet Fuatın <hayat hi kanutar E. Hamdi Akman eserbest çalışmalar> Fahriye 1934 olcul sergöleri münesebet- ler F. Dolsar «çocuk ve karnes Rahmi Balaban «Niçer Kemal Üstün «Mene menden İzmire> A. Cenyi terde yol âsleri» bundan baxka #öirlerin bu savısı na 18 sayıfalık bir Vasıf Ornar broşürü ilâve olarak verilmiştir. Bu broşürde ölümü dolavısiyle vazılmış olan — bütün değerli yazılar tonlanmıştır. ——— Silah altında bulunan askerler için Silâh altında bulunan erlerin her zamanki islerine, şahsiğ ala - caklarına veya kendilerinin üzer lerinde olan taşıtsız mallara yapı Tacak arsımanın yasak — edilmesi ve'buna benzer durumlar hakkır da ilgili orunlara verilmek üze: süel orunlara verdikleri dilekçele re Pul yapıştırılmaması kararlaş btartır, Yabancı gazetelerde okuduklarımız, Sir Samuel Horun diyevi etrafında İngiliz Dış Bakanı Sir Samuti Hor'un, teigraf haberi olarak yazdığımız diyevi, İn- gilterenin türlü arsıulusa! meselelerdeki durumunu açık ve ke sin olarak saptadığı için bü- tün Avrupa gazetelerinde derin yankılara yol açınıştır. Aşağ ıdaki yazılar, bu diyev hak- kında iki büyük ingilir gar etesile bir Avusturya garetesinin düşüncelerini anlatmaktadır. İngilterenin dış sıyasası Bir Samesl Hor dün evam kamara- sanda İngilterenin dış Üİgiteri hakkın- da çok gürel bir diyevde bulundu. Son zamanlarda dış bakanları — saylavların sorduğu torulara cevab olarak — parla- mentoda birçok diyevler, söylevler ver- müşlerdir. Pakat ilk defa olarak Sir $. Hor' G:ş sıyasamızı her tarafından an- datan derli toplu bir diyevde bulundu. Dış bafkcanı, bu sözlerinde artık her« kesi bikıp usandıran klişeleri, kelime oyunlarını kullanmaktan da kaçınmışı tır Bakan, bu söylerinde barış ve düri İuk için kollektif. güvenlik sisteminin gerekli olduğunu ve bunun de uluslar i makinası ile işliyeceğimi söy İemiştir. Sir 8. Hor, bu sistemin ve Uluslar Sosyetesine bağlılığın da yalnız bir tek hükümet taralından yapılırsa işe yara- muyacağını anlatmıştır. Bi memleket, bütüm bu maddeleri yeritmek öderini üzerine alamaz.,. Dış bakanı bundan sonra — atılacak adımın hava paktını yapmak ve bunu yeritmek olacağını ve bunun kollektif $istem için güzel bir Öratk olacağını söylemiş, gelmesi ihtimali olan tehlike ye karşı koymak için en sağlam nin kuvvetli ve birge bir yöney kuzmak olduğunu bildirmiştir. Bakan bundan sonra hava paktı ko- nuşmalarının göründüğü kadar — kolay olamıyacağını da anlatmıştır Bu, Framwsa öle #e öteki il letlerle bir değe pektını yapmağa da bağlıdır. Eğer ayrı olarak bir hava paktı ko- sraşulacak ve yapılacak olursa o zaman bir takım uluslar, ingilizler kendi ev- gin ihtiyaçlarımı yerine getirdikleri için artık barış için çok Hüzumln ulan öteki paktlarla fazla uğraşmıyacaklar ü dev- dır diye korkuyor ve kuşkulanıyorlar Dış bakamı herhaide doğu paktı ve Avusturyanın — toprak — bütünlüğünün İngütereyi doğrudan doğraya ilgilen dirmediğini örimekie beraber, barış bö Jünmer bir bütün olduğu için, böyle bir söylerde bu meseleleri toptan anlatma gı ve aydınlatmağı gerekli bulmaştur. 1919 danberi yapılan harblarda B. Litvinof'an bu sözü gerçeklenmiş de- gildir ve elan, bir ulusun kendi asığı kendisini sürüklemedikçe bir harba a- tıldığı görülmemektedir. Ne de olsa, Sir S. Hort, barışın 'bö- lünmez bir bütüm olması, İngiltereyi dünyanın her tarafında harekete geçi- seceğini söylemek istememiştir. Avusturyanın toprak bütünlüğü bah sinde dış bakanı, bu memleket halkmın erkinlik we ilerleyiş yolunda gösterdi- deniyet getiyor! «Deyli Heralddan> ği çabalamaların ingilizlerce İe karşılandığını söylemiş, nin Tuna paktı, ile orta Avrupada sal ve arsımazlık sempati Tagiltere dırmazlık paktlarının yapılmasını dilediğini söylemiştir. İngiltere, bir doğu paktının bitiril- mesini de boşnudlukla karşılıyacaktır. Alman Önderi bir takım saldırımaz- ik paktları yapmağa ve komşularile an- laşmağa hazır bulunmaktadır. Böylece bölgesel anlaşınalar yapma- a yanaşmak bölümmez barış ve Böl mer harb düyününe karşın saytlabilir. *Fakat Bay Hitler, öteki imralayanlar, aralarmda karşılı paktlar da yaptalar, doğu pktma girebileceğini Stresa'ya bildirmiş bulumuyor. Bu suretle, eğer tek başına — kalmış küçük bir memleketle, eğer bu memle- ket, paktı imzalayanlar arasında ixe, uğ- raşmağa bırakılmıyacaktır. . Her halde dış bakanının döğu pak- tını tez elden bir sonuca eriştirmek için acele edilmesine Tüzum görmediği gö- rülüyor ki bu bizi hoşmud edecek bir ok okuzlar, Sir S. Hor'un söyle- biati He Habeşistan anlaşmaz kında neler söylediğini görüp okumak istemişlerdir. Fakat berhalde bugünkü nazik zamanda ingiliz dış ba- kanının bu mesele üzerine söyliyeceği sözlerin pek saknılı olacağı tabiiğ idi © da bu sebeple, biz herhangi bir buh: Tanın önüne geçmek için çalışmak yü- kümündeyiz., dedi Bizim bir atalar sözümüz vardır : Bir hastahığın önceden önüne geçmek son- radam onu iyi etmekten yeğdir.. Bu sör Bibi dış baka Mun da olsa birler almaktanta yeğdir., mın sözünden çıkan ar Zorlu ted- yapmak şu olacak : diplo Dış bakanı italyarı durumunu tam ve hattâ sempatik bir anlayışla anladığını Böstermişt. u Şu sözlerinde bu noktalar göze çar Ayor “İtalyaplarsa genişlemet ibti-acın- da olduklarımı kabul ederiz.,, *Habeş hükümetine karğı yapılmak ta olan bir takım tenkidler ğanu kabul ederizr... Yalnız bunlara şöyle bir katıyor. “Geçmişte bir takam — ayrılıkların, anlaşmazlıkların harb çaresine baş vur. maksızın kotarılmasına imkân balundu. ğunu görmüşüzdür.n Derdin başı şaradadır ki İtalyanın neden sızlandığını, neler dilediğini İtal- ya dışında kimse olduğu — Zibi bilemi- yor. Bunları öğremip anlatabilmek bü. yük bir diplomasi kazancı olacaktır. Dış bakanının söylevine göre, ingi: liz hükümeti hâlâ, bu işin ya 1906 an. dağrulu- cümle de laşmasına, yabud uluslar sosyetesi pak- tıma, yahud da her ikisine birden yanla- narak kotarılabileceği amudumu besle- mektedir. Bu söylevde dış bakanı ingiliz - a- man denir anlaşmasından, Rusyadan, Amerikadan ve “bizim — ewki ve içtem dostumuz Pransadan,, da babsetmiş ve bu çetin ramanlarda framsız ulusunun sağdıryusuna akıllıca aytamak imkânmı bulmaştur. Bu cömert ve geniş yürekli ulusun az buçuk kapılganlık huyu onü bazı hâdiselerde siniriyle —hareket etmeğe sürüklemektedir. Halbuki bütün alus- ların felâket ve buhbrundan kurtulabil- mesi için daha kurucu ve umud verici bir ruhla harekete —geçmek gerekliği vardır. Tayms, Londra - 12. 7. 935 Samuel Haerun söylevi ve Avam kamarasındaki catışmalar iHor'un söylevi üzerine parlamcnto- Ga söz alanlar arasımda Hberal ayrış ön- deri Herbert Samuti, ilkönce bütün paktlarm aynı zamanda yapılması prem vipine çattı ve dedi ki: “Avrapa kıta- srmdaki düşünceyi hesaba katarak bü- tün meselelerin aynı zamanda düzeltil- mesini beklemeğe Hüzum yoktur. Yapı- Tabilecek 'her pakt imzalanabilir. Hor- n Kalyaya karşı çıkardığı ağır atsak ses yerinde değildir. Dış işler bakanı, İngilterenin harba — Tazı olmryatağımı açıkça söylemelidir.., Herbert Samuel'den sonra söz alan Çörçil: “Hor'un verdiği söylev diniz- Kin bir etki yapacaktır. Pratik yeni ger çelzm'in Tİk gösterisi olan donanm: andlaşması bizi Pransa'dan uzaklaştır. dı. Halbuki Fransanın dostli için hayatiğ bir meseledir; hele Alman- yanın Üstün bir durumda bulunduğu hava küvyetlerimizin zayıllığı karşısında u bizim bugün bu dostluk bizim için daha çok önmelidir. Habeşistana gelince, yapıl- miş olan donanma andlaşması ile, İn- gilterenin, Uluslar Sosyetesine takındığı yabancılığa acı bir karşılık- T İtatyanların sözlerine bakrlır- karşı sa, yağmur mevsimi geçince harb baş- hıyacaktır., B. Çörçil, sözü yenidea donanma and- laşmasma getirerek, ben bu andlaşmı- faydalı olacağını sanmıyorum, de- di Loyd Corc, Habeşistan anlaşmazlı- ğına İngiltere yalnız başına arsımada bulunamıyacağını söyledi ve sözüne Şöyle devam etti: “Peki ama, neden daş işler bakanı, İngilterenin, öbür ulur larla birlikte İtalyaya karşı barekele grçeceğinden, ceza tedbirleri alınaca ğından bahsetmedi? Bir yalnız Ulus- lar Sosyetesi paktı ile değil, andlaşma- ları bozanlar hakkında uluslar sosyete- sinin son karariyle de ileride andlaş- maları bozacaklara cera tedbirleri 1l- mak yükümünü üzetimize almış bulu nuyoruz. Eğer — İtalyanın — tasarla - diklı an — vaz geçirilmesi — iste - niyorsa, — kalkıp da, —daha — başlan - gaçta - böyle, hiç bit şey yapı » Imıyacağını söylemek kötü bir taktik tir. B. Musolini eğet daba bügünden. hiç bir şeyin değişemiyeceği kanağatını taşıyorsa, barışım korimabileceğine ar- tık umud kalmamış, demektir, Habeşis- tan anlaşmazlığı bugünden — düzeltile- mezse, uluslar sösyetesinin bir lokma kalmış olan son otoritesi de — devrilip gideçektir. Bundan iki yıl önce deniz- de, karada, havada yapılacak olan ge- nel bir silaherzlanmadan hahsediliyor- da. Bugün ise — silahlanma yarışının en çok hrr almış bir noktasında bulu muyoruz. Biz, Versay — andlaşmasında verdiğimiz &özü tutmadık. Eğer artık her şey yıkılıp devrildiyse, hükümet, ikorkunç bir harbın önüne geçebilecek başka çareler düşünmelidir. ddi 18 TEMMUZ 1935 PERŞEMBE Loyd Core'la Östen Çember- dayn'ın çatışması Bunun üzcine söz alân Östen Çem- berlayn Loyd Corc'a çatmığ ve araların. da sert bir söz dücllosu başlamıştır : Çemberlayn — Yabancı hükümetle ve ders vermeğe kalkmakla barışa yar- dımımaz ı dokunacaktır. sarıyorsunuz ? Loyd Core — Herhalde ben, işi hiç bir zaman bu dereceye getirmezdim. Çem. — Bari, Almanyanın silahlan- Gdiğr haber alınmca, böyle bir önergede bulunmayon Pronsa'ya, Almanyaya us- ker göndermesini ileri süre idimiz daha iyi etmer miydiniz? Çemberlayn, bundan soara ekonomik ceza tedbirlerinden bahsetti. L. C. — Bundan ne anlıyorsunuz? Çem. — Her ikimizin de harbta ğ rendiğimiz gibi, bir harb hareketinden başka bir şey olmıyan ablokaya belkıç- mak. L. C. — Yanlış — düşünüyonamuz, bu da gösteriyor ki, bu işten hiç bir şey anlamıyorsunuz. Çem. — Sayın dostumun bu narik sözlerine teşekkür ederim. İşi tadın- da bırakmak isterim. Loyd Corc yerinden fırlıyarak — B ğer benim sayın dostum sözlerimde saygısızlık hissediyorsa, daha şimdidet beni bağışlamasını dilerim. Günün bi- rinde saygısızlık edecek olursam o bun Yarmm en sonuncusu olacaktır. Çom. — Çok teşekkür ederim . Çernberlayn bundan sonra Habeşis- tan anlaşmazlığından söz açtı ve dedi- ki: “Bugün burada görüşülen mesele- nin, sadece Habeşistan ile İtalya ara- sındaki bir anlaşmazlık meselesi oldü- #unu söylemek çok boş bir şeydir. Bü- tün birge güvenlik tehlikeye düşmüş- tür. Onu kurtarmak için bir çare bula- massak, param parça olacaktır.. Noye Praye Prese, Viyana - 12. 1. 933 Uluslur Sosyetesine bağlılık Sir Samuel Hor bir dış bakanı ağe zından, hükümetin Uluslar Sosyetesine ve onun prensiplerine bağlı ve bayrı olduğunu söyledi. Dış bakanımız, gayet doğru ve hak- hh olarak ortada bir uluslar sosyetesi sistemi, bir de eskimiş birleşiklikler ve onların dalavereleri bulunduğunu, bu ikisinden birisini seçmek gerekliği karı şısında kalındığını bildirdi. Bu sözler arasında şu vardır: “Ortada etkili bir uluslar sosyetesi ve köllektif güvenlik sistemi bulunduk- ça biz, kendi payımıza düşen kollektif Soravı istiye istiye yüklenmeğe devam edeceğiz.., Bu pek beğenilecek bir deyiştir. Bir işçi partisi dış bakanı da bundan baş- ka türlüsünü söyliyemezdi. Bu diyev, prensip olarak ulusun ço- ğgenunun oyuna uygun gelmektedir. Fakat asıl can alacak nokta, hükü- metin söz olarak ortaya attıkları de- Kll, iş olarak yerittikleridir. . Lafla peynir gemisi yürümez ve du- daktan çıkan her şey de gerçeğin ve bayrılığın ta kendisi değildir. Rugün Ttalya üle Habeşistan ara- gında barışı muhafaza edebilmek gibi önemli bir iş ve ödev karştemda bulu- nuyoruz. Her gün geçtikçe biraz daha açık bir gerçek halin” almaktadır ki barışı muhafaza etmenin tek uluslar sosytesinin yetkisini küvvetli bir su- Tette anlatabilmektir. Bunün bir tek elle başarılamı ğmmr biliyoruz. Köllektil güvenli esast da kollektif harekettir. Öyleyse hükümet, öteki devletleri bu kollektif sisteme eğiltmek için na yapınıştır? Hiç bir şey. Bundan başka dış baka- ni İtalyantn genişlemek sıyasasını Hoş ir yollu sözler de söylemiş ve Ha- besistanın ekonamik etkerlik bölgeleri. ne ayrılmasını İstiyen 1908 andisema- sından da dem vurmuştur, Geçen hafte da görüp mız, bize bazışa ulaşır bir yol göster. bu, harbı polpolluyan — bir anladıklart- miyor; yoldur. Barışı koruyup kürtaracak * yol Uluslar sasyetesine tağlılıktar : kat sözle değil, işle. Deyli Meyl, Londro

Bu sayıdan diğer sayfalar: