19 Temmuz 1935 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

19 Temmuz 1935 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YAK 19 TEMMUZ 1935 CUMA Ferih bahisleri Kadeş önlerinde Hitit ordusu Emekli kurmay subaylarından — ve 4Türk Hava Kurumu Asbaşkanı Feridun Dirimtekin (Kadeş meydan muhacebesi) adiyle çok değerli bir eser çıkardı. Bü- yük Kurmayın neşriyatından olan bu eserİsanın doğumundan on üç asır ön - ce Mısır ve Hitit orduları arasında gü- nay Suriyede, Kadeşte yapılan meydan harbini, süzl bakımdan etüd eden bir eseridir. Yirmi yodi (18, 5x26) sayfa metinle dokuz krokiden meydana gel- miş olan bu eser yalnız süel bakım- dan değil tarih bakımından da büyük ir boşluğu doldurmaktadır. — Feridun irimtekinin bu eseri yazmak İçin bir çok fransızca, almanca ve - ingilizce kaynaklara başvurmuş olduğu — eserin Başındaki bibliyografyadan — ve eserin okunmasından — anlaşılıyor. — Birçok kaynaklardaki bilğileri toplamanın ve Binlerce yıl önce yapılmış bir savaşıti gebeblerini ve sonunçlarını - bulmmanın me kadar güç olduğunu ilimle uğraşan- lar bildiği için, böyle eserlerin ne bü- yük emeklerle meydana geldiğini an- karlar. Eserin başında (Harbin sebebleri) başlığı altında yazılan bölüm çok fay- dalıdır. Burada o devirlerdeki Misır ve Hitit sıyasal hayatının ve varlığının ganlı noktalarını bir çırpıda kavramak mümkün oluyor. Hititlerin Suriyede cide extikleri topraklar insanlık tarihinde — önemli bir rol oynar. İskenderon yakınlarında tabiatın çizdiğ üç yol birleşiyordu ki bu yollar bütün Akdenize komçu olan ulusların tarihinde derin izler bırak- mıiştir.Bu yollardan birisi Anadoluya; biri Soriye, Filistin ve Arabiştana; tiçüncüsü de Oronte büğünkü (Asi) mehirile Frattan geçerek Mezopotamya- ya gidiyordu. Bu yolları elde etmek © zaman için büyük bir işti. Hitit ege- menliğinin Anadoluda hüküm sürdüğü devirlerde bu yolların önemi yalnız üstünlük davasından, üç ülkeyi birbri- me bağlamasından değil, göçler, mede- miyetler ve dinler içinde buranın biricik bir geçit yolu olmasından ileri geli- yordu. Şubbiluliuma (1346 - 1380) Ha- tide kral olduktan sonra Hititlerin Sıyasal etgerliği Torosları, Amanusları aamış, Kargamışta yeni — bir temelleri atılmıştı. Doğumdan önce 12 - 15 inci asırla- ra kadar her zaman üç büyük kuvvetin karşı karşıya bulunduğu görülür: Asur, Mısir ve Hititliler. Bu devirde Suriye ve Filistindeki bir çok küçük hükümetler bu üç büyük devletin etğerliği altında bulunuyordu. Hitit etğerliği ve eğemenliğinin berk- leşmesi — Mezopotamyalılarla — birlikte Mısırlıları da büyük düşüncelere sak- Guştı. Misırda Hiksos yönetiminin sonu o- lan 1580 tarihinden sonra Suriye İle Anadolu yönetim bakımından ikiye ay- zılmış bulunüyordu: — Kapadokya iİle yukarı, Suriye, Suriye ile Filistin. İşte bu hal ve geçit noktaları Müsir, lılarla Hititler arasında üalü kavganın Kadeş meydan harbinin çıkmasında en büyük rol oynamıştır. Kadeş meydan harbinin askerlik yönünden tenkidini Orjentaliscbe Li- teratür Zeitung'da yapan Gütze bu harbin sebeblerini anlatırken bu devir. deki bütün sıyasal durumlarını de Pek gürel bir şekilde çözeler. Feridun Dirimtekin de harbin se - beblerini araşdırırken kuzay #uriyesi' nin eğemenlik ve durumuna büyük bir değer vermektedir. Kitabı yazan, sücl durumlara daha çok yer verdiği için tarihscl sonunçlar üzerinde fazla durmak istememiştir ki bunda birar da haklı- dırlar, Mısir ordusu o devirde dünyanın en kuvetli ordularından — sayılıyordu. devletin yamandı. Hitit askerleri, başlarında Miğlerler — taşıyorlar, kılıç, mizrak veya kısa ağızlı, uzun dar, üstü geniş kama taşıyorlar toplu bir halde harb ediyorlardı. Sağlam yapılı Hitit ae- kerleri, dağlarda yaşayan bu güçlü adamlat yorgunluk nedir bilmiyorlardı. Zenginler ve aristokratlar harb &raba- Yarımı kullanıyorlardı. Harb arabaları Misırlılarıtıkinden daha ağır ve yan taraf ları pervazlı idâi, Arabaları bakırdan ve- ya tunçdan çubullarla sağlamlaştırıl- maiş bulunuyordu. Her arabada Üç asker bulanur, biri arabayı, biri kalkanı kullanır, üçüncüsü de mızrak veya kilıç kullanırdı. Mısır ordusü hatırı kayıla- cak derecede kuvvetliydi. İki ordunun Kadeşte yaptığı kanlı meydan hableri kesin bir sonuç vermedi. Kadeş meydan harbinin — esasları hakkında — Misir kaynaklarında birçok — bilğilere rasta. lanır. Harbtea sonra iki ulus arasında yapılan andlaşma eski doğunun en bü- yük andlaşması olmuştur. Bu meydan harbini birçok mısır ve Hitit —ilimlerile —uğraşan — ilmenler Tsanım doğumundan —önce 1294 de ol- muş gösterirler. Nitekim Feridun Di- rimtekin de bunu böyle kabul etmiştir. Dr. Contenau da “La Civilisation des Hitites,, adlı güzel eterinde bu taribi €sas tutmuştur. Fakat bu harbin 1288 yılında olduğunu yazanlar — da' vardır. Vaktile Laypzig de meşredilmiş olan (Der âlte Orient Beki doğu) derğisin- de Max Burchard'ın. (Die Sehlacht bel Kadesch - Kadeş - yanında meydan harbi) adlı betkesinde bu harbin 5 mnisan 1288 tarihinde olduğu gösterilmektedir. Musrlıların bu harbta 20 bin, Hitit, Hilerin ise 12 bin asker ve 5 bin harb arabası vardı. Feridun Dirimtekin — başvurduğu eserler arasında buna ve bir de (tarihi Suriye) diye arabça kıymetli bir eser yazan (Yusuluddibsi) ye, (ahdi atik- lere) cekiliğine göre gene değeri çok olan Jean Yanosky ilc Jules Davidin 1848 de Pariste neşr etmiş oldukları Syrie Anelenne et modermnc) adlı kita - bına başvurmuş olsalardı çok daha iyi olacaktı. Yusufuddibsi — kitabının 135 inci sayıfasında Kadeş hakkında bir gok orijinal bilgiler verir ve göyle der: Musa Valavaç beni israili Kadeşe gö türerek uzun yıllar oturtmuştur. — Kiz kardeşi ve Ümranın kızı Meryem ora- da öldü. Musa Kadeşde deyneğini bir taşa vurdu ve oradan su çıkardı, Kadeş- te bir çok harpler oldu. (Yahudi ta . rihi cilt 4, sayıfa ). Kadeş hatbinden sonra her iki dev- Tet aralarında bir dostluk andlaşması yap mışlardır. Bu andlaşma eski tarihlerin kaydettiği en geniş ve güzel bir andlaş- madır. Fesidun Dirimtekin harp sonuç- larını yazarken bu andlaşma esaslarına da pok az yer vermişler, eserlerinde yalnız söe) bir esası gözetmiş oldukları için bu noktalar üzerinde fazla durmak istememişlerdir. Halbuki bu dosluk andlaşması insanlık tarihi için önemli bir belgedir. Bu andlaşmanın pişmiş toprak üzerine yazılmış bir parçası İstanbul Eski Doğu Esşerleri müzesinde bulunmaktadır. Bu andlaşmada, iki dev- let arasında ilğilerin yeniden kurul- ması, — andlaşmaların — ilâmı, toprağın dokunulmazlığı, azıyanlara ve suçlu - lara kargı yapılacak hareketin sap- tanınsı, tedaflli bir birlik — kurulması, andlaşma hükümlerini bozanlara kar- $t yapılacak işlerin belitilmesi ve daha başkaca esaslar vardır. Mrurda gümüş bir lavha üzerine yazılmış olan and. daşma bugün ortada yoktur. Bu andlaşma sonucu olarak Ram - ves (l Hitit kıralı Hattuşil III ün kızı ile evlenmiş, bu suretle Hitit ve Masır- hir arasındaki dostluk bir kat daha sağlamlaşmıştır. — İsanın doğumundan önce 1266 yılıma doğru yapılmış olan bu evlenmeyi biz ancak Mısır kaynak- Jarından öğrenebiliyoruz. — Karnaktaki yazıtta bu evlenmenin bütün tören leri görülür. 1266 da Ramscs T! nin karısı Nap- tera, Hitit kraliçesi Puduhepa'ye yaz- dığı bir mektubta ona “kardeşim” diye bitab ediyordu. E. Forrer'in (Boğazköy metinleri) adlı kitabındaki kral listelerinden Hat- tuşil TIT ün İsanın doğumundan önce 1260 » tarihine kodar hükümderlik- te kaldığı ve kraliçenin de İM olduğu yazılıdır Babası — Murgilis 1T ULUS Gündelik GÜLÜNÇ BİR DÜŞÜNCE (Başı 1. ci sayılada) ginden ve Roma'dan gönderilen misyonerlerin türkçe öğrenmeleri lüzumuna dair papanın Selanik vekilinin yazdığı ve bugün Roma Arsivlerinde saklı olan mektub - lardan acaba muarızlarımızın ha- beri var mıdır? Bütün bunlara ne hacet balkanlarda Slavlar, romen- ler kadar eski olan gagauzların türk olduğu da yadısanamaz ya! Türklerin Avrupada herhangi av rupalı bir ulus kadar eski olduğu, artık riyaziğ bir şaşmazlıkla anla- şılmış bir hakikattir. Uluslar ara - sında karşılıklı sevgi ve saygı ya ratmak için bütün uluslar biribirle rinin tarihlerini sosyal anlamları- nı, psikolojik yöndemlerini bilme- Hdirler. Biz. — dostlarımızdan bir kere daha rica ederiz ki genc Türkiye inden bahseder- lerken zamanına özgü ©- lan şekilde konuşmasınlar ve bize osmanlı göziyle bakmasınlar. Ye- mi Türkiye'nin yeni bir anlamı ol- duğunu anlamak lâzımdır. Yeni enstitü için kira - lanan yer “Evkaf,, apartımanında coğ - rafya ve tarih yüksek enstitüsi :- ayrılan dört dayrenin bir yıllığı 5000 lira üzerinden — kontratosu dün Kültür Bakanlığı tarafından imzalanmıştır. Bir kızcağız kazana düsün boğuldu Yenışehırde Maltepede oturan odun ve kömür üstencisi B. Hüse- yinin bir yaşındaki kızı Gönül e- vin mutfağında oynarken kazana düşerek boğulmu.ztur. olan Hattuşil, yerine oğlu Tudheliyas IV i bükümder bırakmıştır. Hakat bu hükümder Hattinin şercf ve vaclığını babası kadar bu hükümdar için Boğazköyde esaslı belgğeler bulunmamıştır. Bti ve, Mısır tanrılerının korumakta olduğu bu and- laşma, diyebiliriz ki, Hatti devletinin deniz ulusları tarafından ortadan kaldı- rılması taribi olan 1190 yılıma kadar sürmüştür. Eski doğunun genel hayatı ve sIya- sal varlığı üzerinde çok önemli izler bırakmış olan Kadeş harbi ve bu savaş- dan doğan sonunca Asuri yazıtları da büyük bir değer verir. Ramses ve Hat- tuşilin hükümdar — oldukları — yıllarda Asurda Salma Nasar 1 hükümdar bu- lunuyordu. Bu devir aşağı yukarı Asur devletinin de kuvvetli zamanlarından biridir. Arkeolog Pizard 1921 yılında Humus — gölünün — güneyindeki tell Nebi - Mend de yaptığı kazılarlaki eski Kadeşin bulunduğu yerdir. Çok değerli eserler elde etmiştir. Kadeş Hi- tit tarihinde genel ve ayram bir yer kaplar. Bütün bu yazılar bize Kadeş meydan harbinin İsanın — doğumundan üçyüz yıl önce hanği sıyasal ve sosyal sebebler altında yapılmış - olduğunu göstermeğe elverir. Tlim alanımızda bir boşluk dolduran böyle değerli bir eseri ortaya koydu- gundan ötürü Feridun Dirimtekini kutlamayı bir borç biliriz. koruyamamıştır. Çünki” İstanbul yerli mallar sergisi açıldı (Başı 1. ci sayıfada) da Kamutay asbaşkanı B. Nuri Conktı, İlbay B. Muhiddin Üstündağ ve bir çok saylavlar bulunuyorlardı. Saat tam 17 de törene erkinlik mar. $1 ile başlandı. Ondan tonra kürsüye ge- len Endüstri Birliği başkanı B. Vasıf alkıştanan bir söylev verdi. B. Vasıftan sonra Kürsüye çıkan Kamutay asbaşkanı B. Nuri Conker de şu söylevi verdi: « — Bugün, dünyada, ulusların en sağlam hayat temelleri hiç şüphe yok ki, ekonomidir. Ekonomide başarığdır. Ulusumuz, bu sahada asırlardanberi geri bırakıldığı endüstri ve tecim alan- larında da yer ve yetge sahibi olmaya başlamıştır. Bunun canlı örneği, işte, bugün açılan ulusal endüstri sergisidir. Bu sergiyi açarken, ulusumuzun bu yönde hiç durmadan — ilerlemesini ve kültür tarihinde kendine yaraşık dere - ceye yükselmesini ve aynı zamanda da türk endüstriyellerine işlerinde başarı- lar dilerim. Bugünkü finansal — şartlar altında türk endüstriyellerinin yükümü az ağır olmadığı bellidir. Vakat onların zorluk- ları göğüslemedeki yüksek kapasitele - ridir ki, bugünkü başarığı sağlamıştır. Yurddaşlar, Bugüf bu sergide hükümet girişim- deri ile meydana gelmiş olan endüstri eserleri de görülecektir. Yuri &- zel girişimleri ile başarılamryacak olan endüstri işlerini ilerletmekte hüküme- timiz ulusun ciddiğ teşekkürünü kaza. macak başarığlar elde etmiştir ve elde etmektedir.» Kamutay ssbaşkanı, serginin büyük kapısını bağlıyan kurdelayı — kesti ve çağırıldar hep beraber pavyonları gez - meye başladılar. Yedinci yerli mallar sergisi, düzen bakımından, bundan önceki sergilerden füstün görünüyordu. Birçok endüstri firmalarsinız çok güzel pavyonlar hazır- Yamışlardır. Kamutay asbaşkanı bütün pavyonları dikkatle gözden geçirdi ve izahlar aldı bu pavyonların içinde en Çok tekitler yönetgesinin, süngercilerin,- ulusal endüstri birliğinin, balkevi ve kızılay pavyonları göze çarpıyordu . Sergi yarından başlayarak halka a- çık bulundurulacaktır. Yakalanan bir kabadayı İki gece evel ankaralı halil a- dında biri Fevzipaşa uramında mücurlu Atiyenin evine saldırmış ve buna karşı koymak istiyen Ati- yenin kocası Hasanı kulağından hafifce yaralamıştır. Halil polisin elinden yakasını kurtaramamış ve bıçağı ile beraber genel savaman- lığa verilmiştir. Çumrada fidanlık kurulacak Tarımn genel direktörü B. A- bidin yakında Konya sulama yö- netgesi merkezinin bulunduğu Çumra ilçesine gidecektir. Tarım bakanlığı Çumrada bir fidanlık kurmak dileğindedir. Genel direk- tör bu fidanlığın yerini belitecek- Hikmet Turhan Daglıoglu tir. SAYIFA 5 SU MESELESİ (Başı 1, ci“sayılada) “gesviyci türabiyesi,, ve temel kazması bitirilmiştir. Diğer işlerde de prog. 3a uygun olarak devam edilmektedir ve ens- talasyonun kaba işleri kıştan önce ek - siksiz olarak bitmiş olacaktır. Filitre enstalasyonunun — montajına ikinci kânın ayr içinde başlanabilecek- tir. Ayni zamanda yükseltme tulumba- larının da takılması işi başlamış olacak- tır. Suyu, süzgeçlerden depoya yüksel. tecek enstalasyon bugünlerde yerine konacaktır. Şehrin su ihtiyacını düzenli bir bale koymak için yapılmış hisarda ve Atpa- zarındaki depoların alacağı su mikdarı 6100 metre mikâbıdır. İçlerinde süzül- müş su bulunacak olan bu depolar su- yun plânlı olarak şehre — dağıtılmasını sağlamaktadır. Çubuktan alınacak su saniyede 366 litredir. Bunun 216 litresi süzülecek, ar: tan 150 litcesi ise istasyon yolu üzerin. de Gençlik parkı ortasında yapılacak haruza akıtılacaktır. Gelecek yıl bugün- lerde Ankaranın su işini eksiksiz ola- rak kotarılmış görebilmemiz için hazır lanmış olan plân düzenli bir şekilde ye- ritilmektedir. Eskiden tasınlanıldığı gi- bi, Çubuk barajından gelip filitreden ge gecek suyun, 1S0 bin nüfuslu Ankaraya diğer kaynaklardan — faydalanmaksızın yeteceği anlaşılmaktadır. Süzgeç kurağının deneçlerine ilk baharda başlanılacak ve iş ptogramı ge- Tekince, ağustos 916 yılında süzgeçten şehre su verme işi başlamış olacaktır, v Malüllerin terfih zamları İğcillere (malüllere) verilmek- te olan “terfih zamlarının,, hesa- bında yapılan yanlışlıklar üzerine sağışkurca yeni bir karar veril- miştir. 551 sayılı kanuna göre iğ- ciller iki senede bir bakıya sevke- dilerek iğcillik derecesi saptan- maktadır. Halbuki 1689 numaralı sücl emekli kanunu bu bakının üç yılda bir yapılabileceğini yazmak- tadır. Sağışkurun kararı, bu iki hük- mü kamutaydan yeni bir karar a- lıncaya kadar iğcillerden yana o- larak bağdamaktır. Finans ba- kanlığı kararı bu yolda iş görül. mesi için Igili yerlere yazmıştır. RADYOLAR ANKARA 19.30 — Çocuk saati 1940 — Musiki: Francocur Aria et Paatorale Haendel Allegro Keman: Necdet Remzi Piyano: Ulvi Cemal 20. — Ev kadınıma öğütler 20.10 — Musiki: Tehaikowsky'den parçalar 20.30 — Dans musikisi 20,50 — Haberler İSTANBUL Dans musikisi (plak) Hafif musiki (plak) Ege caz türkçe'sözlü eserler. Konferans Stüdyo orkestrası Radyo caz ve tango orkestrası ve Bayan Beybi. (Şan) 21.30 Sonhaberler - borsalar 22.40 Bayan Alexandre Mayler, Ma- car halk havaları. örkestra ile birlikte 2250 Plak neşriyatı. — 1830 19.10 19,45 20,15 20.30 2l— RESİM SERGİSİ Necatibey okulu resim öğretmeni B. Sıztı Samer sergi evinde kendi eserlerini sergemektedir. !:etg_ sayısı yetmiş kadardır. Resmimiz, tablolardan üç tanesini gösteriyor.

Bu sayıdan diğer sayfalar: