10 Ocak 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

10 Ocak 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

. Mut K Urer a varem — SAYIFA 2 rim. Bu kelime Arapçaya - büyük su anlamında geçmiştir. “elgadir” sel ve büyük su demektir. “Elga- dir” diye yer adı da vardır. Güneş - Dil teorisi bize Gediz has isminin de bu analizle ortak olduğunu gösterir: a) () () Gediz — eğ b ed 4 iz Bu kelime etimolojisinde fark sonuncu unsurdur. İğdir de - son 'ek ir olduğu halde Gediz'de son -) dir. (V. &- Z) anlamın ob- ile oldukça geniş bir sahadaki de de su Bİlün çek kavvetli ve daha'çok ha reektlidir. Orada göl ve deniz yılarında olduğu gibi istikrar yok- tur. — (Ud), u, (ad), at kelimelerinin sonda ve ortada gelmek süretiyle yaptıkları has isimlerin sayısı pek goktur. Bunlardan bazı den geçirelim: O Müt, mütki, kadamut / ve arap adasında Hadramut. Bu ke- - 'den, Mut türkçemizde baht, dalih ifade eder. Sümercede de feyz ve saadet ımıı Tanrının etimolojik şekli şu olur: () () () uğ H um ut (1) Uğ — köktür,asıl, esas, ifa — deeder — (2)Um — ektir.En yakın sa- “hayu taayyün sahasını, egoyu tem- eder. Şu halde uğ * um (um) asıl ve 'esasın yani yaratanın (ilk anlayı- ga göre güneş) in kendisini, bi / kâinatın 'esas mefhumunun en ya- kan bir sahada tayyününü göste rir. Daha umumi bir anlatışla ya- / yatan, vâlit, esas, ana, menşe, mef- “merliler bu kelimeyi inim biçit kullanmışlardı: — İnimdingir şamas “şamas tanrı- adı” | ULUS 10 SONKANUN 1936 CUMA için tetkikini gerekli buldum: Umun — efendi, sahip (Autran $.87). Umuş, uş — zekâ, istidat, kulak. Um ili — bayram, mukaddes gü- nü ÇE. H. das trans op - fer S. 41). Bunlara karşı has isim olarak şu köy isimleri vardır: Um-ah — Çorum, Osmaniye köy Um-aranli — Sıvas Kangal — ,, Um-ba — Kastamoni, İnebolu ,, Üm-niye — Kocaeli — ,, Um-urbay — Tekirdağ, Hayre- bolu köy Um-urca — Tekirdağı Hayre- bolu Umur köy Umur-lu Bu köylerin isimlerini tahlil et- meden evvel Sümercelerin mana- larını Güneş - Dil teorimize tatbik ederek tayin etmeğe çalışalım, her üç kelimenin etimolojik - şekilleri şunlardır: a) (2) () 1(um-un) —um 4 ug H un 2 (un- uş) — um * ug & uş A eee A bi Fam Bunlardan birir in i- kinci unsuru olan uğ; um anlamı- ni temsil eden ektir. Üçüncü un- sur ise o anlamın süjenin muhiti de ve bitişiğinde olduğunu göste- rir umugün yani umun iyüklük gösteren bir sü- ınsuru olan ug burada da vm anlamını temsil eder. Üçüncü unsur olan uş ise (. 4 n) den da- ha geniş bir mıntakaya — mana şümulünü gösterdiğine göre on- dan daha yüksek manaya işaret eder. Filhakika unuş zekâdır. Ze kâ bittabi ne kendi içinde ne ya- kın muhitinde durur o uzak saha- lara taşar. İşte (. $ $) önun gayet vazıh işaretidir. Üçüncü kelimeye gelince onda brinci unsur yukardaki kelimele- rin aynıdır. İkinci unsur (V. - 1) ektir. Bu unsur her sahada bulu- Cazr etmek, bel bağlamak gibi İxılıılı istiklâl almış bir ke- Mut ;ruııı şeklindeki manasiyle irkün en büyük sandığı varlık, t - ki) den başka bir kelime gildir. (hi) Sümercede (yer ve ü — Mut 4 ik 4 — (8)iğ — bu radikal ekte teces- ve tecelli eden manayı tayin “eden ektir (1). / Böylece (mutki) nin mut doğan '“ve mut parlıyan bir yer olduğunu anlamış oluyoruz. Bitlis vilâyeti. mizin Mutki lnuıııılı mitoloji ve sırlarla dolu kaj — Biraz önce (uğum) um kelime “ginin asıl, esas yani ezelin en ya- — kan bir sahada tayyün ve daha u- “mumi bir ifade ile yapıcının adı ve işareti olduğunu / söylemiştik. de bu bazı has isimle- yakından ilgili oldukları DA) Etimoloji, Mortoloji ve Fo- l bakçaından Türk Dili ekler 'nan belli ve şahsi olmuyan uzak büyük, müteaddit bir mahiyet ifa- 'de eden önemli bir eki Üçüncü unsur olan İimenin manasını isimlendirir şu hale göre umilig (umili) herkesi şamil, umumi ve gayrı şahsi bir manevi ismin veya remzin geniş bir sahada vukuu - demek ol ve mukaddes bayram diye kullan- dığı kelimenin tam kendisi ve ger- çek anlamı bizim analizimiz ile tü- jmüne alana çıkmış olur. Bu incelk liz etmeğe hı: izum kal- maz sanırım. (Arkası var) İÇ HABERLER İSTANBUL TELEFONLARI Şark demiryolla - rının - vaziy Lutanbul, 8 CAA.) — Şark demir. yollarında tetkikat yapan heyet işini bi- tirdi. Alınan haberlere göre şirket 1935 yılının yedinci ayına kadar 400.000 kira zarar etmiş, yedinci aydân sonra aynı içinde bu açığı kapatarak fazla ge- 2150000 liradır. Direktör Paskal - Ba- yındırlık Bakanlığiyle konuşmak üzere “Ankara'ya gitmiştir. Belediyenin bir arsası- nın sahibi çıktı. İstanbul, 9 — Belediyenin Maslak- taki garaj arsasının sahibi çıktı ve mah- kemeden arsa üzerindeki garajın yıktı ldı. İera, - belediyenin üzerine tehir edildi rılması kararını uyuşma tekli Cezalandırılan talebeler İstanbul, 9 — Şehzadebaşı kahvele. “de yakalanan 45 talebeye mektebleri nin inzıbat meclisleri ihtar. tekdir ve muvakkat tard cezaları verdiler ve ka gönderdiler. — Hukuk - Fakültesi sömestr tatili için bir Romanya seyaha- ti hazırlamıştır. * İstanbul 9 CEHP. Bakırkö- * İstanbul, 9 — Üniversite fen fa - kültesi talebeleri memleketin tabü ser vetlerini yerinde görmek için Profesör * İstanbul © — Berlin 1936 olimpi - yadları için İstanbuldaki alman kulübü türkçe - almanca bir filim gösterecektir. İstanbul, 9 — Buğün Sovyet ticarct yazı kursu açıldı. Kursta izel yazı yazmasını öğre - Liman dairesi hakkında- ki kanun projesi Liman idareleri hâkkındaki kanun projesini tetkik eden komisyon dün- kü toplantısında / çalışmasını bitir memiştir. Komisyon önümüzdeki ta içinde tekrar toplanarak tetkikleri- 'ne devam edecektir. İSMET İNÖNÜ n.u., elince: bu has isimde | Pars Ajansının A.A. ile anlaşması dolayısiyle beııaııatta bulundu (Başı 1. inci sayfada) rebilecekleri haberler günde 1000 ke- P. T.T. idaresiyle yaptığı anlaşma Bakanlar heyetince tasdik — olunmuş ve dünden itibaren tatbik mevi geçmiştir. Bu münasebetle Anadolü ajansı seltmeyi bir vazife bilir. Ankara, 9 ÇALA.) — Anadolu ve Pars ajansları arasın. da başlayan tehiz telgrafla haber ervisi dolayısiyle Başbakan İsmet I. nönü Pars ajansına — aşağıdaki beya- 'natı vermeye Anadolu / ajansını me- /mur etmişlerdir. Bu beyanat dün ak- şam telsizle Tahrar “— Pars ve Anadolu ajanslarını iki memleketi yeni bir rabıta ile baj ladıktarı bugün, benim için hakiki jrevinç günüdür. ; Benim gibi, iki memleketin ciddiğ dostlük bi İbiribirine daha çok yaklaşmalarmı verilmi 've sami hergün dışmasından çok hizmet ve fayda u- macaklardır. Yüksek ve derin evsafını yakı tanımakla mübahi olduğumuz büyük ve muzaffer bir hükümdarın rehber: 4i le hergün yeni bir terakki ham- teren büyük İran — milleti yaşayışına aid malümatı almak, türk milleti için bahtiyarlık olacaktır. Pars ajansına, ilk irtibat gününde olan bu sözlerim, İran milletine Tür- kiyenin muhabbetlerini ve selamları: ni ulaştıracaktn Konya halkevi , çalışımaları Konya, 9 (ALA.) — Halkevi çalış- Sıksik kış konferansları verilmektedir. Almanca, fransızca dil kurslarına - büyük önem malarına devam etmektedir. bu kurslara devam etmekte ve sayı- ları gittikeç çoğalmaktadır. temin edebilmiştir. Geçen yılki hasılat GİLP. Genyönkurulunun dünkü toplaritısı €. H. P. Genyönkurul başkan- ndan: C.H. P. Genyönkurulu bugün kü haftalık toplantısında partinin iç ve teftiş işleri üzerinde çalıştı. a Tuzlu su politikası (Başı 1. inci sayfada) Lafından tutturularak, bir sürü peyke mantığı yapılabilir. “— Di namik de ne demektir?” diye, devletin nasıl altından kalkacağı bilinmiyen, dehşetli bir sual soru- lur. Bu medrese tebdili gazete ida- resinden başını soku; Softa olmamak demektir, hocam, mekten kendinizi güç tutarsu Bu sırada hükümet deniz nakli- ye davasını esasından düezltmeğe teşebbüs eder. Bu işte demagoji- 'nin nasıl avlanacağında siz tered- düd edersiniz. Fakat bir de O'nun mantıkı içine giriniz: Celal Bayar, küçücük teknelerle, Karadenizin azgın fırtınalarına göğüs gererek, savaşa çıkan türk denizcilerinin gemicilik kabiliyetlerini nasıl in- kâr etmeğe kalkışıyor? İhtilal ta- rihinin taka destanlarını nasıl unu- tabiliyor? Başındakiler - arasıra kazanç hırsına kapılarak, halkı rahatsız ediyorlarsa da, Şirketi- hayriye de türk denizcilik kabili- yetinin bir eseri değil midir ? Türklerde büyük sermaye olmadı- ğt için, şimendiferciliği devlet yapmalıdır: Fakat şu, düz hat o- larak, 2500, girinti çıkıntıları ile 6000 mil kadar kesab olunan en metinin ne ehemiyeti olabilir? Yu- nanlılara bakınız: Devlet malı bir gemi var mıdır? Türklerde yunan- Tılardan daha az mı kabiliyet gö- rüyoruz? Tenkid kıymetinde olsa, bu razda verecek bir sürü cevab bu- turduk: Deniz vasıta ve yollarının, ekonomi hayatımız bakımından, “ehemiyeti ne olduğundan, kendi: 'ne, ekonomi hayatını ve cihazları- nt baştanbaşa kontrol ederek, bü tün faaliyetleri halk menfaatı ahenkleştirmek mesuliyetini verdi- #imiz hükümet makamına, en baş- işleri üzerinde salâhiyet imgeleceğinden, deniz ri, dışarısı ve içeriz için, istediğimiz gibi tanzim mek ancak haznenin dayanabile- i yüksek masraflara - bağlı ol- duğundan, nakil vasıtaları rde mübadele ve dışariya ihraç meselelerinin sıkı münasebetinden bahsederdik. Hattâ kısaca, gemileri satın alınan vapurculuk şirketinin yüzde 70 hisselisi Sadık zadelerin dünkü gazetemizin ilk sayıfasında okuduğunuz sözlerini tekrar eder, geçerdik. Fakat bu itirazlar politika oyu- nundan başka bir şey olmadığı için, başka türlü cevab ister. Ce- lal Bayar, savaşta türk kabiliyeti- 'min ne olduğunu çok eskiden ve ateş cephelerinden bilir. Denizci- likte bu kabiliyetin ne olduğunu ise, ancak ve yalnız türklerin ida- re etmekte olduğu ve edeceği de- niz nakliye işlerinin mesuliyetini *erah gönülle beni: termektedir. Türk geneli; bankacı nesli üreten, türk kal yetine güvenerek, on milyonlarca hiralık devlet endüstri cihazlarını kurup işleten o değil midir? İnsa- nın aynı silahı sahibine çevirerek şunu soracağı geliyor: Ya siz türk- lerin Zonguldak Kömür madenle- rini idare etmek kabiliyetinden mahrum olduğunu ne hakla iddia ediyorsunuz? A efendi, bu devle- ti işleten ne işletmez? Beş yılda Anadolunun birçok yerlerinde en modern fabrikaların bacasını tüt- Moskovadaki Türk resim sergisi Hakkında bir Sovyet devam ediyorlar. Mil miserliğinin organı olan Krasnaya Zevzda gazetesi diyor ki: . Sergideki en büyük eserler milli mücadelenin harf groi mevzuları dan başkı Türkiyede üç sanat neslinin mevcut olduğunu gö termektedir. Bu nesillere mensup ar- yeni tistlerin eser barile - bir artistlerin birçok eserleri lel modern ressamlığın en mükemmel ererlerile kıyas edilebilecek derecede mükemmeldir. Kratnaya Zvezda gazetesinin yaz. dığına göre türk resim sergisi büyük bir muvaffakiyet elde etmiştir. Mos- kova garnizonlarının - kumandan ve askerleri sergiyi büyük bir - alâka ile zeziyorlar. Borçlarını serbest dö- vizle ödemiyenlere karşı Navlun, sigorta, komisyon ve saıre Kibi bir hizmet / mukabilinde verilen ücretleri serbest dövizle tesviye etmi- yen devletler Nn süretle mü- kabele olunabilmesi için Finans Bakan. Jığr türk parasının küymetini - korama hakkındaki / kararnameye - bir fıkra eklenmesini kararlaştırmış ve bu hu- bir kararname projesi hazır. İş kanunu projesi Kamutay iş kanunu muvakkat en- cümeni haftada üç gün toplanmak süretile iş kanun lüyihası üzerindekl tetkiklerine devam etmektedir. Encü- menlâyihanın 23 üncü maddesine kadar olan kısmın tetkikini bitirmiş- tir. İstanbul gümrük yar direktörlüğü İstanbul gümrük baş .—ı.uı.ıe. mu- avinliğine gümrükler genel direktöre düğü tetkik direktör muavini B. Rüşe tü tayin edilmiştir. Muğlada kızıl var Muğla, 9 (A-A.) — Şehrimizde kı- ai hastalığı vardır. Şimdiye kadar 13 kişi tutulmuştur. Halka / bu hastalıkıe tan korunma çarelerini göstermek maksadiyle halkevi tarafından hakkında bir. konferanz verili Kalabalık bir dinleyici karşısında Dr. Tahtin hastalığın ârâzını, yayılması. u, vasıtalarını anlatmıştır. türen kuvvet, türk kabiliyeti de- #il de nedir? Devletçiliğin, türk kabiliyetinin elverişli olmadığı iş- leri bükümet — yapsın demek olduğunu size kim haber ver di? Bu devletin özünde türk ma- yasından gayri ne var? Fakat, sağı solu kollıyarak, or> talama muvazeneleri politika pe- rendesi atanların, yeniden temel- vatanın, maddi leri kurulmuş bi manevi bütün yetini üstüne almış olanlarla ne suallerde ne de cevablarda birle- şecek tarafları yoktur. “Akdenizde denizaltı gemile- rinden korkmayız. Çünkü bu de- derin niz berraktır. ve suları da değildir!,, diyordu. Türk sul: 'en büyük vakaihayriye olan softa- lığın ilgasından beri hiç bulanmaz olduklarından, her çeşid fesad ba- dıklarının avlanmasına elverişsiz. dirler. ver

Bu sayıdan diğer sayfalar: