24 Ocak 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

24 Ocak 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

SAYIFA 4 LUs 24 SONKÂNUN KOMPLOCULARIN MUHAKEM Yabancı gazetelerde okuduklarımız ALMANYA VE LOKARNO Müddeiumumi tetkike devam için evrakı tekrar istedi Muhakeme ayın otuz birine kaldı 18 sonkânun tarihli Tan gazetesi- | niyetinde olmadığını” ve gazelelerin | masının alman - fransız ve alman - nin başyazısıdır. Teksrno paktiyle - askersizleştirilmiş | belçika unırları hakkındaki hüküm. ö Gnir gelince Venlarla desüüüt- | — Börün'den gelan haberler; Finase | “Reo bölgesi istetüsinü takrar hei | leriyle selerdeleğmiş. Ran Ylleed öni »d Hamdi, ldeis.va | Giğei B Fresçile Pomorun geşe İ süle Yaptaya çekşesi meşriyatan G| hekkaaki MA ĞÜŞ Rialya İsanın yanına gelirse onları polise ha- ber vermek vermek için lâzımgelen tedbirlerin » İmacağını söylemiş olduğu da ilave ediliyor. pazartesi günü Vilhemştrase'ye gide- rek diş işleri müsteşarı Fon Bülow ile, bir müddettenberi nasyonal sosyalist tarafından kendi arzusiyle ve parlak l ellül yaplkenediü bir surette teyid edilmesidir. İkinci madde diyor ki: “Almanya ile Belçika, ve gene Almanya — ile Fransa, biribirlerine karşı hiç bir hü- cum ve istilada bulunmamayı ve hiç fadeye karşı ne dediği soru dan İdris, alay kâtibi. Abdülkadirin kardeşile çeltik ortağı olduğunu ve laya müfettiş geldikçe kendilerinden 4-5 yüz lira ödünç - /p. on beş, yirmi gün sonra getirdi Bu haberlerin, hiç olmazsa heyeti döğrü olduklarını sa- bundan, alman hükü. gazetelerin bir kısmında Lokarno an- laşma cumlar hakkında görüşmüş olduğunu aırasında bu işe temas eden bir delil nnediyorduk. Halbuki )lmayan bir vazi: stedi. umumiyesiyle, nuyoruz. Fakı metinin, fransız leyhine yapılmakta olan hü bu adamın bir zaman harb vasıtasına başvurma- mayı harşılıklı olarak teahhüd eder rüs pakt bildiriyor. B. François - Poncet böyle- € B. Hitlerle yapmış olduğu müla. | ** fransız kurmayları arasında yapı ler”, Bi ali, Ha ü KAL LA açi a. | lezoalakalln Lk aAi eee e lll e İaarm ö D eee YA hu mektubun. yegüne bir. de - | oğlundan tekrar para istemiş olduğu: | ÇSUN DUlaütar. Faanaz Ras aalaa aç lduğuna iyice kani oldüğune. | Kının, yani harb etmemek teahhüdü. Ki olmadı e | u, onlar da vermeyince kendisine bu l N ticesi çıkarılamaz. Bu hususta bir ka | ne karşı yapılacak herhangi bir te- 'eden bir nokta yoktur, İngiltereyle yapılmakta olan görüşmelerde, an- cak, habeş harbı dolayısiyle İtalyaya karşı alınmış olan zecri tedbirlerin bu. zünkü vaziyetinde Milletler Cemiyeti paktının 16 mer mühtemel kollektif teahhüdler etra- tında yapılmaktadır ve bu itibarla Lo karno andlaşmasına nazaran yeni bir hâdise teşkil edemez. Versay andlaşmasının 42 ve 43 üncü maddelerine” muhalif olarak silahlı kuvvetlerin Ren bölge- sinde toplanmasına koymak hakkının icrasına şümulü olmadığı çıklanmış maddenin hüküm. leri, Milletler Cemiyet maddesi gereğince gi sftirayı yaptığını ve oğlundan alıp he- yeti hâkimeye verdiği mektuptan da Abdülkadirin kah- vede "Ben İdrisin başına ne işler get cavüze veya İŞAK ve vaziyeli takviye rarsızlığın devam etmesi, umumi ha: olduğunu, binaenaleyh bu hususun in: “eelenmesinin faydalı olacağını - ileri gürdü. Ali Saib kalktı, filvaki Ata: türk tarafından kabul edildiğini ve hattâ huzurunda 'Saffet Arıkan, Ge- meral Ali Hikmet, Nuri Conker bu- hunduğunu ve Atatürkün kendisine rekâtında işine yarıyabileceği için hoşuna ilüyor; fakat açılacak bu "*tte herhangi bir mücadelenin anlaşılacağı Yman hükümetinin ihtimall karşı veceğim.,, dex ni, bunun üzerine oğ- Alman dış işleri müsteşarının, AL | aadlaşmasmın zihniyet ve metnine tai ibim Çerkes Etemle birleşmesine im- manyanın Lokarno paktını bozmak | mamiyle sadık kaldığı gibi, Lokarno Kü gel dediğiliye aZ 8e Ürzeetan — F | Haa lli düzar Tei Örelaelee masrren bir aet buna mukabil "Yahyayı Andirinde i- taleb olup olmadığının tetkiki kaydı | '3t bir ingiliz - fransız çi takasında müşterek emniyeti garanti ken bana teslim etmiş olsalardı, bu ile iddi aç d | snası'da yoktur. etmek için yapılmış olan anlaşmalı gi bir zabıta memuru gibi hareket Heplü öakişe'meniyeti Göüeel | Y bi ğ Cenevre paktının 16 ınci maddesi- |. vın en elastikisi olan Lokarno paktı- nn başlıca / ese bunlardır. Bu pakt, bütün uzlaşma ve hakem usul- lerini önceden tayin eden ve Almanya derek meydana - çıkartal a söylediğini beyan etti. Bilâhare avukat Hamid Şevket kalkarak: Din tatbik mevkiine konulması dola- yoiyle Paris'le Londra arasında baş Tamış olan müzakerelerin, Avrupa 'üzere müzakereye çekildi ve yarım | *yle bir hafta müddet tayin olunmuş saat kadar süren bir görüşmeden son- | olmasına göre, hukuku âmme davası: a reis şu kararı tebliğ ettir. 'aa kendilerinden ziyade hâkim oldu- B ğ e G K eç b a aa AD lli Sükaon Seba ae | e Bam aa eai DU B ue ae | CZ Saina Kd nn | G bi halata öt dirda — AMer Kerik el | eti ge YK D G hi iraf ediyor, artk incelenecek bir | yamından evelahir irad edilecek de - | abul edilmemesini ve aksi takdirde | 1 tetmil edilmiş olduğu doğru değil- | zayıflatacağı her manasiyle tam bir “gey kalmamıştır.,, dedi. Müddei umumi ise buna cevab o- “arak, net hâdiselerin istifham kıv- saldırmazlık anlaşmasıdır. Mantıl olarak, temenni edilmesi lâzımgelen tesbit ve tarif edilmiş - İngiliz konuşmal susi mevzularını meselâ yarın gibi kısa bir mühlet ve- rilmesini istedi. liller vesika olduğu surette tetkik i- çin mahkemeye tevdi edilmek ve şa hidse malümatının teallük ettiği hu- susu tesbitle beraber isimleri/ bildiri. lerek şahid sıfatile - davetleri isten mek süulen muktazi bulunduğuna gö Fe vali Nevzad Tando; vnrr gönderildiği beyaniyle müddei umu- Buna cevab veren cumuriyet müd- dei umumisi Baha Arıkan müddei u- muminin vazifesinin mazaun alk deki delilleri olduğu gibi, reğince bütün milletlerin - borçlu ol- dukları karşılıklı yardım mevzuunun çei den almaktadır. Bugün Fransa ile İr Bundan sonra B. Ali Saibin Ada- giftliği arandığı zaman Atatür. 've Dahiliye vekili B. Şükrü Kaya- ni tarafından bu kere mahkemeye ib- raz olunan mektub bu esası kanuni dahilinde bir hususu ihtiva etmedi; cihetle incelenmesi dileğiyle memuri- yete müzekkere yazılmasına - dair o- Jarak sebkeden taleb kanunen kabu- le şayan bulunmadığından reddine ve tevsii tahkikat zunnında başka bir id- dia olup olmadığının sorulması lüzu- muna ve suçlulardan İdris tarafından müdafaa delilleri gösterilmediği <i hetle halen bu hususta bir şey dinle- “meğe mahal olmadığına söz birliğiy- Kısa bir müzakereden sonra- rei B. Osman Talât İltekin heyeti - hâl menin sebkeden talebe zamimeten aynı zamanda makama tevdüne ve günleriniz hakeme ile dolu bulunmasına binaen durüşmanın 31 şembe gününe talik edildi; Kaloriferli - Konforlu Kolayca yolunu şaşıran - zihinleri hakikate çekmek için Lokarno anla; masının başlıca metinlerini - hatırlat. mak belki faydasız olmuyacaktır. 16 ilkteşrin 1925 de Almanya, Belçika, Fransa, İngiltere ve İtalya arasında aktedi n andlaşma, ilk madde- sinde aynen şöyle diyor: “Yüksek & kid taraflar, aşağıdaki maddelerde Kibi, 28 haziran 1919 'da Versay'da imzalanan andlaşmı veya bunun tatbiki neticesinde tesbit Biltere arasında - Milletler paktının 16 ıncı maddesinin tatbikin- den çıkan meselenin dışında bir mü- zakere yoktur; fakat akı dı ve müzakereler, ortaya Cemiyeti tüyle, bunu imzalryan devletler arz rında bazı kar deri almışlardır ve muayyen hâdiseler iliklı yardım teahhüd- gektiği telgraflarla aldığı cevablar 'da konuşmak en tabii haklarıdır. Lo- karno andlaşması mutlak bir müsavi- zihniyeti içinde aktedilmiş oldu. Kirahk dai Yenişehir, Yugoslavya Sefare ti yanında, 3 odalı KONFORLU, KALORİFERLİ, MANZARALI daire kiralıktır. niden mühlet istedi. p Müdafaa vekili Hamid Şevket ce- 28 muhakemeleri usulü kanununun e- edilmezliğinden husule gelen arazi tatükosunun muhafazası ile mezkür fandlaşmanın askersiz mıntaka - hak- ğw için, bu hak Almanya gibi, diğer imzalıyan devletler için de mevcud- saslarından biri duruşmaya ara ve- Telefon: 2250 — Hayri kındaki 42 ve 43 üncü maddelerinde- | dur. Yalnız bu bile, bazı alman gaze- rilmeksizin devam —etmek olması —200 ki hükümlere riayet edilmesini fer- | telerinin Lokarno paktı aleyhindeki 'a ve tahkikat dosyasını bu maksad- den ve müştereken taahhüd ederler”. | hücumlarının yersiz olduğunu göster- la yani tahkikatın tevsii zımnında andlas: | miye ke Görüldüğü gibi, bu, Versay Rekabeti elden bırakmak istemedikleri hal- de, harb düşüncesini en çok reddedenlerin, ticaret işi ile oğraşan mahfiller olduğu kana- atindeyim. Öyle ise, hangi gaye peşinde harb ederiz? Yoksa istilâ hareketlerine mi girişeceğiz? Biz, toprak istilâ etmek istemi: yoruz. Artık Almanyada, hemen hemen hiç kimse hicret etmiyor. Pazarlarımız olsun; fakat, halkımızı memleketimizde alıkoymak istiyoruz. Zaten onlar da hicret etmek iste miyorlarki. Öyle ise neresini istilâ edece; Kanada'yı mı? Günün birinde Britanya im- paratorluğu çökerde, Kanadanın herhangi bir kimseye verilmesi lâzım gelirse, bu pay, Birleşik Amerika hükümetlerine düşer. Hin- distan mı? Hindistan Rusyaya geçer ve ya- hut da, anarşiye yuvarlanır. Avusturalyayı mı? Hiç bir alman Avusturalyayı istilâ et- Metternich — (Her iki elini kaldırarak) teessürle başını salladı). Evet, biliyorum. Fakat o günler, bu işe elverişli gelmiyordu. — İngiltere, önceleri Almanyada sevilmiyordu. /“Almanlar, ingilizlerin soğuk ve mağrur in- sanlar oldukları telakkisinde idiler. Çok ka- yıtsız davrandınız; büyük mücadelelerimiz başladığı zaman, İngiltere, soğuk bir tavur takınarak, bitaraf kaldı. Onun bu hareketi hoşumuza gitmedi. Almanlar sanıyorlardı ki, İngiltere... Metternich, burada duraklıyarak kelime arıyordu. Ne demek istediğini anladım. O, “menfaat” ve “riziko” yu söylemek istiyor- du. Fakat, cümleyi istediği gibi tertib ede- ÇEMBERLEYNİN HATIRALARI Türkçeye çeviren: Hikmet TUNA Numara: 12 istemesinden, kısmen de, iki büyük liberal devlet arasında, herhangi bir başka devletle olduğundan daha sıkı mesai teşriki mevcud olduğu kanaatile yaşadığından ileri geliyor. Metternich — Evet, fakat.... Chamberlain — Müsaade buyurunuz, ben, bu iştirakin, halkın sandığı kadar sıkı ol- duğunu iddia etmiyorum. Belki Antant'ın e- sası bu bakımdan sun'idir ve fiiliyattan ziya- de, gösteriye dayanmaktadır. Fakat ne de ol- sa, bu his mevcuddur. Fransa ile olan iyi mü- nasibetten ötürü duyulan umumi memnuni yet, hiç de bir gösteriş deği Size karşı saygı ve sempati beslemeğe baş- ladık. Düşününüz ki, Fransa ile olan dost- luğunuz yapmacıktır. Halbuki, ingilizler her hususta fransızlardan ziyade almanlara kar- şı bir temayül duygusu taşırlar, sanıyorum. Chamberlain — İtilâf devletleri hakkın- da beslediğiniz düşüncede yanılıyorsunuz. Bu itilâf sun'i bir şey deği düşünce ile yapılmış ouduğu gibi, çok popü- derdir. Metternich — Şimdilik, belki. Fakat, de- rinlere kök salmamıştır. Chamberlain — Biribirimizle açık görü- şekli Chamberlnin — Siz sanıyordünüz, ki İn: giltere, bahçede hırsızlık yapmak riziko'su- Nu üzerine almadan, elmaları paylaşmak is- Şüyoruz ve zaten bu görüşmenin kıymeti de ei mek gibi; çılgınca bir düşünce taşımıyor. tedi; değil mi? SAT orada. Onun için, ben de açık olmak istiyo- ÖNÜNE GEÇİLEMEYEN Cenubi Afrikayı mı? Sizin yaptığınız harb da Metternich — Evet. Ondan sonra Boer Tüm. ANLAŞMAZLIK ispat etti ki, birleşik olduğu zaman, hiç kim- harbı oldu. Bütün dünya, haklı veya haksız, zayıfın yanını tuttu. Hırs, belki Fransa'da, — her taraftan fazla idi. Lakin bu, her yana ya: yılmıştı, Çok sert sözler harcandı. Fakat gi nün birinde, etraf teskin edildi ve biz de, si- zi saymağa başladık. Almanyada dendiği gi- bi. adalelerin vaz hağlamadığını” anladık. Politikayı öğrendiğim gündenberi, yani, 1880 in ilk yıllarındanberi, milletimiz, Fran- sa ile iyi geçinip anlaşmağı içten gelen bir arzu halinde taşımaktadır. Belki bu da, kıs- men, yirmi mil tutan bir deniz ile biribirin- den ayrılmış olan iki büyük milletin, asırlar- ca sürüp giden rekabetini sona ermis görmek Metternich — Bunun çok yanlış bir dü- şünce olduğu kanaatindeyim. Ben öyle sanı- yorum ki, aramızdaki sempati, Fransa ile a- ranızdaki sempatiden, her bakımdan daha büyüktür. Sizinle hiç çatışmak istemiyoruz. Ve zaten ne için çalışacağız? Ticaret rekabe- ti vardır; Bunu, ben de teslim ediyorum. se Cenubi Afrikayı zaptedemez. Hattâ siz bi- le, bu işi başaramadınız. Geriye ne kalıyor? Kıyıda bucakta kalmış olan birkaç ada değil mi? Büyük devletler, bu gibi vesilelerle har- ba girişmezler. Böyle bir şeyi Almanyada hiç kimse temenni etmiyor. — (Sonu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: