8 Şubat 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

8 Şubat 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

8 ŞUBAT 1936 CUMARTESİ Yankılar G irkaç sene önce Romanya gü- zellik kıraliçesi ilân edilmiş olan bir genç kızın Bükreşteki büyük otel- lerden birinde ölü olarak bulundu- iunu haber veren gazeteler: bu sefer de, 1932 Yunanistan güzelinin, bir buçuk yaşındaki çocuğu ile kocasını birakarak, bir. başkasşna kaçtığını yazıyorlar; zavallı güzellik kırı lerit Güzellik kıraliçeliği müsabaka- larının edebiyatı bu. idi: “Her irk, yılda bir kere, kendi beden ve çehre güzelliğinin en tekâmül etmiş tipini görecektir. Müsabakaların iç yüzü şu oldu: her memlekette, gazetelere tirajları- nt yükseltecek büyük bir okur kala- balığı sağlamak ; sarışın, kumral, es- mer, ahu gözlü, kadife tenli cins cins, çeşid çeşid, birçok güzel kızı memleket memleket, şehir şehir do- laştırmak süretile tiyatrolara, - gazi- nolara, türlü eğlence yerlerine geniş kazanç imkânları vermek. Kadın / güzelliğine karşı hangi erkek kayıdsız kalmış, hangi kadın hased duymamıştır! Gazeteler bin- lerce sayı fazla sattılar. zevk yerleri kazançlarını birkas misli kabarttılar. Tek zarar edenler güzellik kıraliçele- rinin kendileri Jorj Senkler. haftalık Pari Susr- da eski kıraliçelerin ne olduklarını a- raştırıyor. Sinema, dansig ve tiyatrolarn yüzlerce liralık mukaveleler vâdet- tikleri Anyes Sure, önce Pariste Fo- cenup Ameri- li Berjer'de ve sonra, ellik kıraliçeleri kasında, Buenus Ayres'de, her ge- ce, inanılmaz i güzelliğini binlerce hayran göze seyrettirdikten sonra i- pekten, elmastan, kürkten ve hele insanların neler neler anlatan bakış larından birakarak ölüp gitti. Robert Küzey, film atölyelerinin #önlaytları altında, eşsiz mavi göz. lerini az kaldı kaybediyordu. Rey- mon Allen. kiraliçelere, küçük ço- cukların perilere inandığı gibi inan- aştı. Bunun içindir ki onların alın yazıları hakkında yazdığı eser uzun ve acı bir itiraf, bundan sonraki kı- raliçeler için hazin bir müdafaadır. Bizdeki güzellik. kıraliçelerinden bir ikisinin yuva kurduklarını biliyo- Ötekiler ne oldu? Onların da bah- tiyar olmuş olduklarını umalım. Ve şunu iyice bilelim ki Cumuriyet Hü- kümeti gibi, genç ve tecrübesiz va- tandaşlarına bu müsabakalara gi #i yasak eden hükümetler en doğru yolu bulmuşlardır. Saadet içinde ihtiyarlamış oldu- unu sandığın, vaktile güzelliği ile meşhur bir kadlın, bir toplantıda, göz- leri kimbilir hangi erişilememiş ga- yelerin hayalın. takılarak: “Kaç gü- zel kadın mesud oldu!” demişti. Kadınların büyük düşmanı gü- zellikleridir. Halbuki güzel kadın o- u en kuvvetli silâhr sanır; onunla kırıp yıkarken - daha güzel olmak i çin - onu ve nihayet kendini yıkar. Yalnız güzelliklerine güvenen ka- dınlara acımalıyız. Nasuhi BAYDAR UZAK ŞARKTA VAZİYET GERGİN Japon askeri —e Won golistan sillir za ilerliyor (Başı I. inci sayfada) Londra, 7 (A.A.) — Resmi mah- filler, japon kat irnın Mançuri ile diş Mogolistan arasındaki sınır üze- rinde harekâtını teyid eden haberler almışlardır. Londrada Bu haberler kaygı uyandırmıştır. Yeni bir hâdise 7 (ALA.) — Mançuri - Şarki sınırında yeni bir hâdi- se olmuştur. Yirmi kadar Mongol ne- keri, bu ayın beşinde B ir gölü yı kınındaki Alahedkada b Mançuri leri mevzüne taarruz etmişlerdir Mançuri kıtaları, mütearrızları püs» kürtmüşlere Mongol Pekin, 7 (ALA.) — Royter ajan- sından: Beş bin mançurili ve mongo- listanlı askerin Suiyuan eyaletini is- a hazırlanmakta oldukları Çi kaynaklarından buraya gelen haber. lerden anlaşılmıştır. ROMEN - SOVYET ANLAŞMASI HAKKINDA: Küçük antant mahfillerinin (Başı 1. inci sayfada) sürette yardım edeceğini natık bir mad. de bulunacak! Almanya tarafından Çekoslovakya'ya karşı bir taarruz yapılması halinde sov. yet kıtaları ile tayyarelerine Romanya topraklarından geçmek izminin verilmesi hakkında yapılan görüşmeler sırasında bir takm güçlükler çıkmıştır, fakat and- laşmanın dayanmakta olduğu milletler cemiyeti paktının on altınecı maddesi- nin tetoliki, bu suretle bir araziden geç- mek için hususi bir madde vücuda geti- rilmesine lüzum göstermemektedir. Öte taraftan, Besarabya —meselesi kat'i su. rette halledilmemiştir. ve gerekirse bu topraklarda sovyet kıtalarının geçmesi. in bir takım hâdis SOVYETLER BİRLİĞİNİN BÜDCESİ Moskova, 7 (A.A.) — Sovyetler bir- vin 1936 büdçesi 68 milyar 500 mil- yon olarak, 1935 yılına nispetle yüzde 23 fazlasiyle tesbit edilmiştir ULUS DİŞ HABERLER. SAYFA PETROL UZMANLARI KOMİTESİNDE: Eksperlerin çalışmaları Cenevre, 7 (AA.) İarr komitesi, dün akşam / toplanmıştır. Komite, petroldan ç.kan maddeler hak- kında tetkikler icrasına memur tali ko mitenin raporunu kabul / etmiştir. Ko mite, her hangi bir memlektin - petrol dan çıkan maddelerin mutad istihlâki 'yekünunu yüzde on beş ilâ yüzde yirmis: ile iktifa edebileceğini müşahade etmiş- Uzmanlar, nakliyat meselesini göz- den geçirmek üzere bugün toplanacak- lardır Petrolün teslimi üzerine konulacak ambargonun harbı durdurmak hususun- da fevkalâde tesirli ve bu tesirin çabuk olacağı söylenmektedir. — Petrol uzman- Ambargo hakkında eksperlerin verdiği rapor Cenevre, 7 (A.A.) — Ekiperlerin muhternel bir petrol ambargonu meselesi hakkındaki raporlarının hülâsası şudur: Ekaperler, İtalya ile milletler cemi- yeti azast olmıyan üç büyük devlete nid sarnıç gemilerinin sayılarını gösterdi ten sonra, İtalyanın istifade edebileceği sının 82 olduğu - nu sanmaktadırlar Gene/ eksperler, İ talyanın başka gemiler de tedarik ede bileceğini tesbit ettikten sonra, İtalyaya olarak petrol nakli yegâne pratik ambargo usulünün muh- ati üzerine konulacak temel ambargoya katılmıyacak — devle; lere sarnıç gemisi satılmasının önüne ge- gilme olacağı neticesine varmaktadır. har. Bir Norve Oslo, 7 KALAI) — Handels gazetesi “Norveç ve zecri tedbirler” - başlığı al- 'tında yazdığı bir makalede diyor ki: Milletler ”- cemiyetini sevkeden İn- giltere ile Fransadır ve Fransa da bazı çekinmelerden sonra İngilterenin lehin- de olarak italyan dostluğunu feda etti. İtalyanın düşmanları için en az masraf. İk vasıta zecri tedbirlerdir. Çünkü bu: 'nun <ararını başka devletler de yüklen mektedri. Bu zeeri tedbirler dar İtalyadan zi Fakat daha vahim bir şeyden bahsediliyor. Petrol ambargosu. Bundan başka petrol taşınması da yasak edi Demek- oluyor ki bunun en ağır yükü Norveç'e yüklenecektir. Çün kü dünyada en ziyade sarnıçlı gemilere malik bulunan Norveçtir ve nakliye si parişleri aramağa mecburdur. alâkadar etmiyen kav. galara karışalım? Bizim ne İtalya ile ne de Habeşistanla bir anlaşmazlık mevzu- umuz yoktur. Ne diye bir takım kavga- Jara karışarak bunun ziyanını çekelim.” Ne için PARİSTE GÖRÜŞME | B. Flanden ingiliz büyük Afgan Dış Bakanını kabul etti Paris, 7 (A.A.) — B. Flanden, bu sabah ingiliz elçisi Sir Gorge Clark ve Afgan dış işleri bakanı Feyz Mohammed hanı kabul etmiş-| tir. Paris, 7 ÇALA.) — Dış bakanı B. Flanden'in bugün İngiltere bü- yük elçisiyle görüşmesinde, Tuna meselesi hakkında elçiye haber verdiği bildirilmektedir. B. Flan- den bu görüşmelerin resmi olmu- yan mahiyetini tekrar etmiş ve bunların Tuna blokunun kuvvet- lendirilmeleri için gelecekte cere- yan etmesi ihtimal lere başlangıç olduğunu söylemiş- tir. Bu görüşmede Cenevre eksper- lerinin petrol ambargosu hakkın- daki görüşmelerinin de bahse ko- nulduğu bildirilmekte ise de iyi haber alan mahfiller bu ambargo- 'nun şu sırada düşünüldüğünü sa- nılmamaktadır. Prens Starhemberg Viyanaya döndü Paris, 7 (A.A.) — Prens Star- hemberg, Pöti parizyen gazetesine beyanatta bulunarak Fransa ile A- vusturya arasındaki münasebetle- bir surettı etmekte / olduğunu - söyle- rin hoşnutluk ven kişaf iyana, 7 (ALA.) — — Prens Starhemberg, dün akşam Paris'ten buraya gelmiştir. Kıral Karol Bulgaristana gidecek Sofya, 7 (A.A.) — Dolaşmak- ta olan bir söze göre Romanya kı- ralı Karol, nisan sonunda Belgrada yapması kararlaşmış olan seyya hatten sonra, mayıs ayının ilk günlerinde Bulgaristan kıralı Bo- isi ziyaret edecekti Bükreş, 7 (A.A.) — Resmen bildirildiğine göre kıral Bükreşe 20 şubatta dönecektir. İngiltere, Akdeniz paktını müsaid karşılamıyor Londra, 7 (A.A.) — Royter ajansı zun aldığı haberlere göre, B. Flanden zon dafa Londrada B. Edenle yaptığı ER DEVAM EDİYOR elçisiyle memleket ile pamıyacağını — bildirmişi Flanden'e bu teklifin italyan - habeş sa> vaşından sanra da daha elverişli bir vu hususta fikri alınmış ve fakat teklifi xo ituk bir surette karşılanmıştır. 6 şubat Pariste 6 şubat hâdisesiz geçti. Paris, 7 (ALA.) — 6 şubat 1934 a-. rışıklıklarının — ikinci yıl dönümü Va hiç bir hâdiseye sebebiyet vermeden geç miştir. Bütün gün, Konkord meydanın. daki çeşme etrafına bir çok/ çeler"'or ve çiçek demetleri konmuştur. Gcc- — R etelde büyük bir seplentı yapımişlardı Eski İspanyol veliahtı ölüm Eski upanyot veliahdı Kont dö Kavadonga Hava, 7 (A.A.) — Eski İspan- nn oğlu eski İspan- * mülâkatta bir nevi Akdeniz lokarnosuna mmuadil bir Akdeniz anlaşması için tel- B. Eden, bu fi li bir surette karşılamamış, İngi terenin mütcarrız - olarak tanınan b veliahdı Kont dö Kovadonga, yapıldıktan biraz sonra süratle sönmeğe yüz tutmuştur.. Prensin tutuldu artmaktadır. u Sentisemi, Kea, B tarafdarları bu meydana yakın bir — bir kan nakli ameliyesi tecrübesi —— Tefrika: No. 8 lâğa ANKARA Yazan: Norbert von BİSCHOFF Türkçeye çeviren: Burhan BELGE Doğudan gelen tanrı mefhumunun — bu temizliği yanında, dünyada kendine din adı- ni veren her inan, bir putperestlikten, bir masaldan, bir dinsizlikten ibaret kalmıştır. Ve Greklerin kültürel ve sıyasal tesiri altıı da Küçükasya'yı kaplamış olan bin yıllık batı cilasının inceliğine ve mukavemetsizli- ğine, hıristiyanlığın, kanlı takiblere ve bas- tırılmalara rağmen Anadoluda ve Suriye- deki yayılışındaki sürat ve yaratıcı kudret kadar susturucu bir delil olamaz. Eğer me- Tet Madolu dinlerinin tarihi bakımından İayik edilirse, görülür ki, İran'dan Anado- " ı kendi yerli din malzemesinden ve es- bi Babil'in tanrı bilgisinden alman - unsur. Jarla meydana getirilmiş olan Mitras kültü, ;lınul.yııılık için Anadolu'da bir hazırlık levresi ve temel teşkil etmiş ve haristi; lık burada eski din hareketlerinin eeei bi- devamı, yerli tanrı duygusunun yüksek bir kemal mertebesine gelmesi olarak vü- cud bulmuştur. Halbuki Anadolunun yakıı larında duran Hellas ile çok daha uzak ka- lan batı diyarında, hiristiyanlık, her şeyi kökünden değiştiren yabancı bir akide ola- rak zuhur etmiştir. Bu itibarla Anadolu'nun gene Suriye ile birlikte, hıristiyanlık resmi din olduktan sonra onun dini akidelerinin işlenmesinde en büyük rolü oynaması tabiidir. Roma'nın yerini Haliç kıyılarında alan İstanbulda de- ğil ama Efes ve Mile'de, Nikca ve Halke- donda ve daha birçok ufak kasabalarda bi yük konsiller toplanmış ve hıristiyanlığın esaslarını tesbit etmiştir. Ve şayanı dik- kattir ki, resim ve tasvirler kavgasında, do- ğudan gelen (bunu göğsümüzü gere gere iddia edebiliriz) temiz ve abstret tanrı mef- humunu daima şiddetle müdafaa ederek pa- gan helenizmaya, şehevi resim düşkünlüğü- ne ve insan vücudunun din kültü içine alın- masına karşı gelenler hep Anadollu episko- Puslar ve imparatorlar olmuştur. İşte bu sıralarda idi ki, Ege'nin doğu kı- yılarmdaki bir çırağ, ışığı ile bütün dünya- yı son defa aydınlatmıştır. Bu esnada ise As- ya karasının bir ıslik boyu ötesinde, arada Boğaziçi'nin incecik şeridi, fonya'lıların es- ki Bizans'ının yerinde Konstantin'in belde- si yükselmektedir; bütün güzelliklerin ve bütün ihtişamların beldesi; servetlerin, şe- hevi arzuların, ahlakdışı huyların - beldesi; dünyayı kendine hayran bırakan; mavi Pro- pontis'i altın parıltılı Haliç'ten ayıran tepe- nin üzerinde, Kayserlerin mermer - sarayını taşıyan; heykellerle süslenmiş - hipodromu ile; tanrının üstün bilgisini barındıran ma- bedin yuvarlak kubbesi ile.. ki bu mabedin burma somakiden direkleri Grek dünyası her taraftaki yapılarından sökülüp - getiril- miştir; altın kakmalı mozayiklerinde ise, tanrısal göklerin kendi öz nurları fışkırmış ve ışıldamış gibidir; içindeki mermelerin ve değer tutan taşların sayısı hadsizdir ve hesabsızdır; Konstantin'in beldesi; - binbir- direkli sarnışları, zevk ve heves - barındıran bahçeleri, senator sarayları ve bir çanağa a- kar gibi içine dünyanın bütün servetleri a. kan limanının kenarma yığılmış kokmuş fu- kara mahalleleri ile; Konstantin'in beldesi; doğu ile batınm, içine, ruhları ile kanlarını, temizlikleri ile kirlerini akıttıkları büyük çanak; bütün bu birikintilerden hasıl olmuş tüyleri ürperten güzel canavar; o yeni ve “büyük orospu ki, bütün dere boylarında telikler gine o etmeği gaları, ve çi re bürünmüş karı ki raklarını, muhafaza edecek surlar yoktu. Herul'lar ile Vareg'ler, Anadolunun çok kere tecavü ze uğrıyan kucağma sarışın tohumlarını ser- piyorlar ve Parth'lar, Ermeniler ve Farslar, Onu Halys'e kadar istila nubtan ise, Muhamimedin atesi gelen arab yığınları imparatorlar beldesinin kapılarma kadar dayanıyordu. karşınıza çıkar. O sırma işlemeli ai cantesie sırtında ve göğsünde — ürlü taşlar ve inciler ışıldar ve elinde tuttu- ğu altın tas cinayetlerle, pisliklerle ve aşli- T ile doludur”. Fakat, ve ne de kadın ki, büyük Grek mirasının beks — çisidir ve onun ölüm soluğu değmiş ve bir. yana düşmüş elinden, Batı'nın bütün genç milletleri, antik medeniyetin engin bilgile- rini ve güzelliklerini almağa geleceklerdir. ın — Bizans imparatorları bu hazineleri bin sene, üç sıra surun arkasından muhafaza tam e çalışmışlardır. Fakat Anadolu top- imalden, doğudan ve cenubdan ediyorlardı. Ce- harekete € taç kav. saray intirikaları, din mücadeleleri yüzünden müdafaasız kalan memlekette. ö- lüm getiren atlılar gene — poydaslanıyorlar defalar tekrarlanmış olon azınlar, bir kere daha tekrarlanıyorlar.'. (Sonu var) a— — T

Bu sayıdan diğer sayfalar: