8 Şubat 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

8 Şubat 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

&8 ŞUBAT 1936 CUMARTESİ Milletler cemiyeti yeni binasına taşınıyor Genevre, 7 (A-A.) — Milletler cemi- yeti, 1920 senesindenberi işçi akduğu binayı bu ayın on yedisinde bı- sekarak Ariana sarayına geçecektir. Eşya nakli ile iştigal eden altı büyük heviçre'li şirket, Gşyasının taşınmasına iştirak edecek ve etmekte milletler“cemiyetinin Bu eşyanın taşınması bir hafta sürecek- Bu şirketler, yeni saraya on beş se- medenberi toplanmış olan mühim mak. ——LRG————— Deniz konferansında Komitelerin aldıkları yeni dık bahanesile Alaskada | Yacaktır. Köylerimizin çoğu, henüz, kararlar casusluk yapıyorlarmış. SAA e K Londra, 7 (ALA.) — — Deniz | — Vaşington, 7 (A.A.) — Saylavlar | okuma yazma, için, — yal eee eözce Ki konferansının Ş:knik)ı komitesi | kurulmun deniz encümeni toplantısında | zevk değil, ve yukardan zorlama | SÜ" sorguya çekilirk: tarafından tayin edilen küçük ko- işini bitirmiş ve harb gemi- n muhtelif sınıflarının tari- , bunların hizmet müdde- ti hadlerini ve - standart tonilato mikdarlarını yeniden tesbit eyle- miştir. Sınıflar ve tonilatolar hakkında bu kerre alınan . kararlarda, Va gingion ve Londra andlaşmaların- da yazılı kararlarla hiç bir ayrı- hık yoktur. Hizmet müddeti hadle- vi bakkındaki kararlarda ise bir | 4 tek deği vardır ki o Ca kru- yazörlerin hizmet müddetlerinin 20 yıldan 26 yıla çıkarılmasıdır. gözden — geçirmeye ikta bir dördüncü devleti ih- zu ve ülküleri - diğerlerinin iyaç, aynı olan Afganistanı kazanmak ge. fakiyetten dolayı türk hükümetine te- —e gekkür etmek için Ankaraya gelmiş Dir Bakanı Feyz Moham- mecd Ha doğürdü. Bu, Türkiye için, Balkan anlaşma. » devletleri arasında olduğu gibi, ya: | bi, kanlaşmasını zerçekleştirdi vi takdir ve sevei kazandıran ye- mi bir muvaffakıyet oldu. Cenevre kazanılan hatır- latmaya sevkediyor. Türkiyenin, ilk önceleri, Cenevre eserine karşı emni- da rızasiyle, yavaş yavaş - Milletler Comiyetine yakınlaştığı ve günün önkar edemiyeceği öncülük etti. yönelerek âdeta onun önünde Milletler Cemiy: çalı me iştiraki esnasındadır ki Türkiye, Balkan anlaşmasının ine getirecek olan hareket unsurlarını buldu. Avrupada vazifesi mihayet bulunca, Tür 'aşınma işi bir - hafta darda evrak ve dosyayı taşıyacaklardır. İki yüz ler cemiyeti kütüpanesi, ancak ilkbah da yerleştirilecektir. Silâhları berakıma konferansı için 1931 senesinde ilâveten danlmış elen bina da © maman taar zim olunacaktır. Geki sarayı immagına sekın slraaş olan İevişre kanfe. derasyonu, ihtimal onu Cenevre'de da dömek halde bulunan hüyük beymelmilet öairaden töebreellir demokrat Suvich, demiştir ki: * — Bir takım japon gemileri, görü- nüşte balık avlamak için fakat hakikat- te askı zere A lerde bulunmaktadırlar. Bunlar sondaj- lar yapmakta, / kıyıların . fatograflarını almakta ve tayyare karargâhı ve deniz- altı gemileri yerler fi bir harb olursa Alaska' mek ve buradan askerleriniz | tedarik eylemektir. Bil onlar, çok ni müslüman şarka çevir: Türkiye tarafındı yada başarılmış olan eserden kıymet- Ki bir ders çıkmaktadır. uzlaştırdıktan sonra bütün unsurları bir tek hedef olan sulh - fikirleriyle blokun tesisine ön ayak olmakla hiyet sahasını genişletti ve Avrupaya güzel bir Bu anlaşma yalnız onu teşkil eden devletler sıklaştırmakla kalmıyacak, aynı za. manda, oaları, Milletler Cemi azaları mfatiyle, milletlerarası mese- lelerde yapılacak bütün sebbi dektif harekette bulunmaya teşvik e- decektir. recek in cild kitaplık olan millet- dört milyon İsviçre betir Japon gemileri iaponlar hakkında | eseri değil, bir ymel bir ithamda - bulunmuş ve mahiyette tetkikler yapmak ü- yska kıyıları açıklarında harek: © günkü kuvvet bildi. Avrupa ve As- | — Garmiş Şattelarab olan İranla Irakı | tar ine bağlanacak olan yeni/ bir | — | isal verdi. dal arasındaki — münasebetleri Letonya zanmıştır. Bütün sulhçu te- der lehinde dayanışmalı ve kol- Mevlüt Mühendishanci berri ve hendesei mülkiye kitabet muallimi müteveffa dır. Teşkilât kor yarışacaklar Başbetke YÜZDE (Başı I. inci sayfada) milletin umumi hayatında tefek- kür başlıca kıymet olmadıkçı memleket garb medeniyetinden sayılamaz. İmparatorlukta garb te- fekkürü yalnız az değildi; sahibi için bir suçtu. Vılmı kuru cahillik değil, tab sürünür, düşürür ve gizlenirdi. Osmanlı imparatorluğu kıyasları, 'ne kadar lehimizde de olsa, bir lik ölçüsü sayılamaz. Bizi için kaydettiğimiz okuma yazma nis- Avrupanın endüstrileşmemiş ülkeleri ile yarıştırabiliriz. başka, bu . nisbet, ancak ekonominin gelişimi ile bu- menfaat olmalıdır. Bütün meslek ve işlerde okuyup yazma maddi hayat zarure- ti olduğu kadar, nisbetinin de arttı - görmekteyiz. Cumuriyet, iyi toprağa, arı to - humla ekilmiştir: biz farketmeksi- in ve görmeksizin boy Şim- di bu nesillere mekteb, kitab, ve bil- hassa sayısız tercümeler yetiştirmek lözım. Bütün usullerimizde ve ka - nunlarımızda, hakiki ilerleme esası - liyakat, liyakatı olarak tesbit etmek, bütün kuvvetlerin, zekâ değerini, bütün değerlerin almak, ve bütün kültür hareketleri ni gelişi güzellikten tamamiyle kur- tarp, nizamlaştırmak lâzım. devam ediyor Portenl Kış sporları olimpiyad — müsaba- kalarma bugün de devam Buz üzerinde hokey Dün akşam yapılan bu maçta İs. kamı japon takımını sıfıra kar- 48 iki sayı ile yenmiştir Belçika ile Çeko; maçta, Çekoslovakya İaviçre arasındaki maçı Amerika; İngiltere ile İsveç arasındaki maçı İn- iltere; Macaristanla Fransa arasın- laki maçı Macaristar bu maçlar çok harars çmiş ve seyirciler ara bir alâka uyandırmıştır. Kayak yarışları: Kadınlar arasındaki yarışı norveç. li Sumbsen, erkekler arasındaki yarı- 41 da morveçli Bürger Bobaley yarışları tesi bobsley yarışla- yını geri bırakmıştır. 2 ki zar ve pazartesi, lar da çarşamba ve perşembe günleri 618 Mahkeme, Mar: Eksanprovans, 7 (A şiler davasının dün öğleden celsesinde müttehimlerden sorguya çekilmiştir. Suçlu, mahkeme reisinin çınmış ve şöyle demişt di | T A a nti Ankara 5 man söyliyeceğim.,, Reis, soracağı suallerin Bundan yüksek — haddini l bunlar 'yen cebab vermemiştir. da miş ve kendisini tazyik etmel büsünde ve bunun taşilerin —e mek üzere İtalyaş de bulunmuş olduğunu iddia dir. Pospiş ikinci günü gene Polisin de aynı tazyikte bi olduğunu beyan etmiştir. Suçlu, bundan — sonra ve fi istüne süküt muhafaza eylemiştir. Uzlaştırma işinde uzman sıfatiyle, F.R. ATAY Türkiye, uzun zaman Afganistanla |- ranı biribirinden ayırmış olan ihtilaf. | SPOR. dilmiştir. ta her iki memlekete münasib bir for. S O Eksanprovans, 7 ÇALA.) — Mar- mül kabul ettirmesini ve onları dost | Garmiş müsabakaları — | siya suikastı davasında bu sabah şa: hitler inlenmiştir. hen, 7 (ALA.) | sında kıralın arabasını olunmuş. tir ki: — Hemen katilin üzerine çok kurşun yiyerek kendimi tim ve yere yuvarlandım.,, akya — arasın. Amerika cevaben, aldığı beş ay büyük ıstırablar lemiştir. Eksanprovans, 7 (ALA.) N Jorj, silâhini ustalıkla kanlılıkla kullanan bir cani ında büyük 'dam oldğunu ilâ hâdise esnasında Marsilyada « ni söylemekle iktit kazanmışlar- besi dürmüş olduğunu iz: dört kişili 'na refakat etmiş -lanlardan Viguri dinlenmiştir. Ustaşiler davası devam ediyor ” lanan General Jorju dinledi ) — vedel gözü olduğu suallere cevab vermekten ka- mama izin verecek olursanız Bundan sonra reis, suçluya beya. dımda viyanalı bir sırb ajanının gel- 'da sorguya çekilirken bir yugoslav Fra yaptığı yolculuğun sebeblerini anlat- kendisinin Ustaşi teşkilâtının Suçlu bu sözler dışında mutlak bir İlk dinlenilen şahit suikast esna- ve karşi ta- rafta oturan general Jorj olmuştur. General vakayı anlatmış ve demiş- fakat göğsüme ve yan tarafıma bir. Suçlular hiç renk vermeden — din- lemişlerdir. Yalnız Kralj biraz he- yecan alametleri göstermiştir. General Jorj, reisin bir sualine Bundan sonra kıralın otomobilinin onünden giden albay Priyole dinlen- miştir. Mumaileyh, katili iki kılıç dar. 'ne süretle yere yıkmış ve öl. Bundan sonra gene kıralın alayı Onun arkasından almış olduğu yı sunda Iya kompl sonu mazbut ifadesı okunmuştur. Pospil Şimdi hi mine memur olamar dinlenilmekt sormuş | dir. Bunların hepsi ” de komple Çok seri bir sureve yapılmış ol 'nda israr eylemektedirler. Öğleden muhakcı Belgrad emniyet direktörü ve lm Fransa / yolculuğunda sonraki histesini ra kati- Semonoviç, Yugoslavyada biri bir — köprüye ve öteki bir trene karşı pilan iki komployu — hatırlatmış, k teşeb. lunduğu, Pospişilin iki polis mem nu öldürerek kaçtığını, taşi, Persevinç ve Paveliçin hizm Anmı yucu bir gülümseyişle dinlemiştir. ulunmuş saya Almanyanın sömürgeleri hakkında bir konuşma (Başı 1. inci sayfada) söylemiştir. B. Ribbentrop cesi olduğunu ilâve etmişt Hususi bir kaynaktan öi 'e göre eski alman sömürgeleri selesi diplomasi yolu ile müzakere e. atıldım, kaybet- te bulunacağını ilâve / eylemel der. tarafın. dan vurulmuş olduğunu söylemişt General, bu adamın bu gibi B. Musolini B. Grandi görüştü Roma, 7 (A.A.) — Büyük şist meclisinin toplantısında muş olan İtalya'nın Londra Elçisi Grandi hareket etmezden ör ce Musolini tarafından kabul edil atış ip Raiç, olmadı. sinbaşı farın hediye ettikleri 1-150.000. kiymetindeki altın eşyayı Tefri ULU Ş'un romanı: Kırmızı Zanbak (Sonu var) Yazan: Anatol FRANS Türkçeye çeviren; Nasuhi BAYDAR 107 zel'e gitmeği unutmayını Bilirsiniz pek alıngandır. Terez cevab vermedi. Mösyö Marten, sa- rarmış parmaklarını su dolu kâsede ıslatır. ken başını kaldırdı ve Terez'i öyle harab, öyle berbad bir halde buldu ki artık bir ke- lime bile söylemeğe cesaret edemedi. Öğrenmek istemediği bir sır, tek kelime- dedi. A nin deşebileceği bir iç acısı karşısında idi. Evinde, mabeyn odasında, bir buket ver- — Bu halden tatçi karla e Bdçla Tar çeoki mek üzere kendisini beklemekte olan hal — saygı duydu. kadınlariyle karşılaştı. Kocasının nazır oldu- * Beçesini attı. Kunurhatırladı. Kendisi için paket paket te- — —— Beni mazur görünüz, dedi. graflar, kartlar ve mektublar. tebrikler ve —— Ve çıktı. vilekler verdi, Madam Marme, / yazdığı bir — Terez yemek yemek istedi. Boğazından mektubta yeğenini general Larivyer'e tavsi- Jokmaları geçmiyordu. Her şey kendisine ye etmesini rica ediyordu. dayanılmaz bir tiksinti veriyordu. de Meçmek salonuna girdi ve bitkin bir ha — — Saat ikiye doğru gene Tern'deki küçük $e kendini bir sandalyeye attı. Mösyö Mar- eve döndü. Jakı odasında buldu. Bir ağaç Hem ellem yemekten kalkmak üzere idi. - pipo içiyordu. Hemen hemen boşalmış bir 'n kabine toplantısına ve hem de bir zi- fincan kahve masanın üstünde duruyordu. yaret borçlu olduğu eski maliye nazırına git- - Jak Terez'i buz gibi donduran gözlerle bak- memanda idi. Memurların ihtiyatlıca te- u, Terez, bütün söyliyeceklerinin Jak'ı si- mellakları onu daha şimdiden hoşlandırmış, nirlendirip kızdıracağını ve sessiz ” sadası aygılandırmış ve bıktırmıştı. durduğu, hattâ sadece yüzünü gösterdiği Aziz dostum, Madam / Bertiye d'Ey- — zaman bile hiddetini canlandırmaktan baş- ka bir şey yapmadığını hissetti. -Jak onun geri geleceğini biliyordu. Onu kine mahsus sabırsızlıkla, eskiden via Alfieri köşkünde beklediği zamanki ıstırablı kalbiyle bekle- mişti. Terez'in zihninde birdenbire bir ışık belirdi ve gelmekle hata etmiş olduğunu, o- rada bulunmasaydı kendisini arzulıyacağı- nı, istiyeceğini, belki de çağıracağını anladı. Fakat artık olan olmuştu; ve, zaten, kurnaz davranmak niyetinde de değildi. Terez: — Görüyorsunuz ki gene geldim; başka türlü hareket edemedim. Esasen bu da pek tabii idi, çünkü seni seviyorum. Sen de bu- nu biliyorsun. Terez, böyle derken, aynı zamanda, söz- lerinin Jak'ı sadece hiddetlendireceğini his- sediyordu. Jak, Spontini sokağında da böyle konuşup konuşmadığını sordu. Terez, derin bir kederle ona baktı —£ Jak, siz bana, içinizde kin duyduğunuzu kaç kere söyledinizdi ıstırab vermekten zevk düy iyice anlıyorum. Sonra, sonsuz bir sabırla, uzun uzadıya, ona bütün rin keli ve hiddet Bana lerini ve kendisine sahib olduğundan nasıl ancak onun varlığiyle, onun y yaşıyabildiğini anlattı. Sözleri de bakışları gibi, tertemiz, akı- yordu. Jak'ın yanına oturmuştu. Ona, keşfetmiş parmakları ve çok sıcak nefesi il zaman zaman, temas ediyordu. Jak onu kötü bir merakla dinliyordu. Kendi kendisit karşı da zülmederek her şeyi öğrenmek is- 'tedi: öteki ile son randevuları da, , da.. Terez, Floransa'da, İngiltere 'otelinde geçen hâdiseyi - kapalı bir odada ötekiyle — başbaşa bulunmuş olmanın Jak'ı büsbi kızdıracağını düşünerek - dışarıya, Kasin'- lerdeki gölgeli yollara nakletmek suretiyle, olduğu gibi, hiç bir şey değiştirmeksizin anlattı. Sonra, istasyondaki randevuyı etti. Hiddetli ve muztarib bir adamı ümü sizliğe düşürmekten çekinmişti. O dan beri, Mak Mahon caddesinde vtığı zamana kadar ondan hiç bir haber mışı. Daha ertesi gün, operada, locasındı #onu görmüştü. Tabiidir ki onu oraya kenc si çağırmamıştı. Hakikat bu idi. (Sonu var) Ka — —— T —U

Bu sayıdan diğer sayfalar: