12 Şubat 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2

12 Şubat 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yarı - Sıyasal Yeni Dünya: Savaş öncesinin en ileri devlet Hipi kiberal ve sınıfçı devlet idi. Bir iddiaya göre, bu devlet, ekonomik işlere hiç karışmaz, bütün ödevini, amme hukukunun malüm mevzuat dahilinde korunmasında — görürdü. — Ve gerçekten, ileri bir memleketin yatandaşı, kendi devletine hayatın - da çokluk raslamazdı. Vatandaşı en 'az rahatsız eden, onun kapısmı en — azçalan devlet, bütün savasöncesi - — nin en ideal devletidir. Fakat bu, yalnız görünürde böy- ledir. Çünkü İiberal mahiyetlerini “bugüne kadar bile muhafaza etmiş olan ingiliz ve fransız devletlerini — alalım. Eğer bu devletlerin ekono - — mik işlere karışmadıklarını frazeder- sek, bunların elindeki imparatorluk- lar nasıl vücud bulmuştur? Bu im - paratorlukları da onların serbest va tandaşları tedarik etmemişlerdir ya.. Hayır, “liberal devlet, ekonomik “ işlere karışmaz. O bir memleketin jandarmalığını yahud. gece yapar,, demek, bir ifade BÜ büğüm bür vüy değildir. Bun daki maksad, “liberal devlet” in “ekonomik teşebbüslere filen giriş - /mediğini söylemektir. Yoksa İiberal / devlet ile o devletin ekonomik ve “mali teşkilâtı arasmda, ilk günün - denberi, yakm ve âhenkli bir çalış - mma birliği olduğu muhakkaktır. ” Liberal devlet”, ekonomik ha- — yatta, yapıcı değil, ehınwımııı sa bu, görünürde biribirinden ayrı du- 'ran kuvvetler, savaşör bü- kapitalist ve emperyalist devlet- i meydana getirmiş olan kuvvet- — Savaşsonrasında İiberalizmin bü- tün esaslarma karşı olduğu gibi dev- karşı da genel bir reaksyonu Şd çürik Tnlamde ” Liberalizm tasfiye edilirse, her ) Liberel bukuku / tedil odi hasıl olacaktır. Politik hayz anarşi mi hâkimdir? Liberal dev- ti tedavi ediniz, her şey yoluna gi- Faşizmin böylece cepheden hü- maruz kalan lberalizm hal- ki. bir sosyal ve ekonomik. e: » kendisi değil bir tatbik. şeklidir. bu tatbik şeklinden ayıran ise, Hberalizmin haddizatında olması değil, faşizm yapmak iyetinde olan memlekette uğramasıdır. ivrupa'nın azçok faşist bir çer- içinde idare olunan memleket- arasında, meselâ — Almanya'yı Almanya, savaşöncesinde, dün * bütün pazarlarında mal sata- bir takım sömürgelere malik , bundan başka da bizzat ser - aye imal ve ihraç eden bir memle- Faşizme geçtiği sıralarda ise, Al- /— Manya'yı, dünya pazarlarının her - “kese karşı olduğu gibi kendisine kar- gt da birer birer kapanması karşısın- da işsizleri durmadan artan bir mem- “ İeket, bundan başka da (sömürgele- elden kaptırmış olması bir tara- ) sermaye teraküm - ettiremiyen politik borçlarmı ödeyebilmek l eden bir memle - o a “lizm, sınıflar arasında kârın taksimi — Mevzuu bahsoldukça pek güzel yü- Tümüştür. Ne zaman ki, kârın de - il, zararın sınıflar arasında 'taksimi Tüzmmgelmiş ve bunun ödeta kronik V. Devlet işte © zaman İiberalizme karşı olan bücum başlamıştır. Demek oluyor ki, “liberal dev - let” € karşı faşizmler tarafından ya- pılar hücumun sebebi, biribirleriyle, zarar hesabları üzerinde ve sokak larda çarpışan ve boğazlaşan sınıf - lara söz dinletememiş olması yü zündendir. - Nitekim, İngiltere ve Fransa gibi memleketlerin elinden bugün sermaye ve imparatorluk re- zervelerini alınız, yarm oralarda da faşizmin zuhuruna şahid olursunuz, " Liberal devlet,, e karşı yapılanı diğer belli başlı reaksyon, solların ka- rargâhından gelendir. Fakat bu, re - aksyona göre, kusurlu ve tasfiyesi lâzım olan şey, iberalizm değil, libe- ralizmi kendine bir platform gibi kullanmış olan kapitalizmdir. Bu - 'nun için, sosyalizmin “liberal dev - let,, ile değil doğrudan doğruya “dev let, ile bir hesabı vardır. Bu hesabın görülmesi neticesinde ise, “devlet. Tüzumsuzlaşarak tasfiye edilecektir. Şüphe yok ki böyle bir şey, en ileri sosyalist formüllere tatbik sah- nesi teşkil etmiş olan Sovyet Rusya- da bile tahakkuk etmemiştir. Orada gimdilik, “liberal burjuva devleti, 'nin yerini “proletarya sınıfının dev- deti,, almıştır. Öyle ki, liberalizmi muhafaza etmiş olan burjuva mem- leketlerde olduğu gibi Sovyet Rus - ya'da da bugün bir snıf devleti var- dır. “Liberal devlet,, i kenarda bıra- kırsak, bütün diğer memleketlerde, ekonomik hayata topyekün karış mayı prensip edinmiş bir takım dev- letler görürüz. Bu karışma ve mü » dahale, memleketlere ve bu memle- ketlerin rejimlerişe göre az yahud çoktur. Devlet müdahalesi kimi memle - ketlerde, ekonomik işlerin tanzim ve sevk ve idaresinden ileri gitmemek- tedir. Kimisinde ise, bizzat istihsal yapmak yahud bizzat sermayedarlık etmeğe kadar gitmek tedir. * Devlet,, in, ekonomik hayata 'az yahud çok mikdarda, filen müda- hale etmesi, “devlet,, € bir takım hakların yanında bir takım mesuli - yetler de yüklemiştir. Bu mesuliyet- lerin başlıcası, ekonomik -hayatın #on derece nazik olan — kaidleerine vukufun yanında onun girift olan bünyesine nüfuz etmek ödevidir. İş- te bu mesuliyetler, müdahaleci dev- letlere, teknisyenlerden ibaret salâ - biyetli, çalışkan ve dürüst bir. kad - zonun kullanılmasını şart koşmuş - tur. Öyle ki, eskiden ancak hususi bu. müdahale, ULUS İZ ŞUBAT 1936 ÇARSAN A İÇ HABERLER 1STANBUL TELEFONLAİ Otel, Lokanta ve Pansiyonlar Tstabak 11 — İstanbul belediye Tokanta, pansiyon - işletmeleri tanzim için tetkikler yapmaktadır. Be- lediye, bu Muüklerisde Türkiye ünm daki uzak yakın / memleketlerdeki tali- matnamelerden de faydalanmaktadır. Liman hanının ikinci müzayedesi İstanbul, 11 — İiman hanının ikin- ei deli aö adaya li Ep ha PNE EE İN gdd F zmumar heyetinin 17 şubatta yapcağı toplantıda konuşulacaktır. Balıkesirde konferans Balıkesir, 11 (Hususi) — Partimiz genyön kurulu karariyle sümerbank hu- kuk müşaviri B. Münib Hayri halkevinde üiklâl) konusu - üzerinde konferans vermiş, kala- alabilmekte olduğundan pek çok kim- seler geri dönmeğe mecbur olmuştur. Elmalarımızı böcekten korumak için En ehemiyetli ihracat malla- rımızdan olan elmalarımızın piys salardaki revacını artırmak mak- sadiyle meyvalarımızın - kurtlan- mamalarını temin gayesiyle tarım bakanlığı elma mintakalarında ya- pılacak mücadele için 15 ton arse- teşebbinlerin Takdü Sartete çalışan salâhiyetli teknisyenleri, bu gün — birçok memleketlerde devlet emrine alınmış görüyoruz. “Devlet,, in salâkiyetli ve dürüst elemanları, böylece, kendi hizmetine alması, “devlet ekanomik işlere ka- rışamaz; karışırsa berbad eder,, “na- artık “boş lâfları, sıra- sına koymuştur. Kaldı ki, bugünkü birkaç “libe- ral devlet,, dahi, savaşöncesi'nde ol- duğundan çok daha' fazla olmak üze-| ik işlere filen müdahale Vilâyet umumi mec lisi dün toplaniı Önümüzdeki yılın tahmin edilen geliri 1.877.0)) Hiradır Dün, Ankara umumi meclisi, be- lediye salonunda, reis vekili B. Ziya Sıdalın / başkanlığında, saat 16 da, toplandı. Kâtpler BB. Hilmi Atlıoğ- Ju ve Rifat Evren idi. menlere ayrılması hakkında, reis B. Sıdalın teklifi kabul edilerek, ruzu; menin üçüncü maddesine geçildi. Erazi ve bina vergileri taksit za- un tayini, şose ve kopruler kanununun 10 ve 12 inci maddelerine göre, yol nakdi ve bedeni mükelleri yetlerinin mikdar ve zamanlarının ve nakil vası e taş, kum ve asir maddelerden almacak resimlerin tes- biti hakkında vilâyet makamı tezkeresi, büdce ve nafıa encümenle- rine havale edildi. İlk önce, geçen celseni okundu ve olduğı edildi. Bundan sonra - vilâş yeti, 1 milyon 877 bin 647 ruş varidat tahmin etmektedir. Adi kem heyetlerinin yenileştirilmesi h kındaki teklif Dahiliye encümenine Si altı kısma / ayrılmaktadır. Birinci kısımda, vilayetin hususi - hizmetleri için ayrılmış olan muhasebei hususi- 'ye masrafları vardır. Bunun âdi büd- cedeki mikdarı 288 bin 722 ve fevk lâde büdeceki mikdarı 12 bin 836 li- radır. İkinci kısım, geçen celse müzake- relerini yazarken haber verdiğimiz yıllık köprü ve şo programının 1936 eden kısımlarile diğer bi yen, vilayet “kültür vilayet / vasıtasıyla gelen tezkeresi okundu. Reis, muha- sebei hususiye direktörü B. Halün Demirtaşa, bu tahsisatın niçin büd. ceye konulmadığını sordu. Büdcenin tanziminden sonra makama verildi; anlaşıldı: âzadan B. Eşref, ehemiye- ti dolayısiyle bu tahsisatm herhalde büdceye konulmasını söyledi ve tek. lif büdce encümenine havale < Konya - Ankara kara yolu üze- rinde Haymananın Altılar köyü ihti- yar heyeti, kaymakamlık vasıtasiyle vilayete verdikleri — istidalarında üç Üçüncü kısım, vilayetin — tel lâyık olduğu ehemiyetli mevi alan, kültür büdcesidir. Adi 545 bin ve fevkalâde kısma 10 bin li- a konulmuştur. Dördüncü kısım, üç v ildan mürekkeptir: Zienat ielerime, Ü, baytar işlerine yalnız âdi büdcede, 12 bin 250 ve #stadın idame masrafı olarak da gene adi büdcede, 73 bin 840 lira ayrılmış- tır. Sağlık ve sosyal yardım hizmetle- ri için, beşinci kasmın adi büdcesinde 59 bin 822 lira vardır. Diğer türlü ve müşterek işlere adi büdcede, 278 bin 631 lira tahsisat konulmuştur. Büdce teklifi, esbabı mucibesiyle bir- likte, büdce encümenine gönderi Bundan sonra, kazalardan gelen, raporlarının, geçen yıl olduğ gibi önce muhtelit encümene gönc rilmesi ve oradan aid olduğu encü- dershaneli mektep yaptıracaklar bahara başlamak üzere taş bi diklerini ve aralarında 200 lira top- ladıklarını - bildiriyorlar ve umumi iyorlardı. çaraeenil Tezirei” ĞK l Sağlık ve sosyal direktörlüğünün, siyle, Türki, vaffaki cevab verilmsei fiye takrir okundu. Bu takrirde, Kırıkka- lede fabrikalar yapılması münasebe- “Ulus,,un Dil Yazıları (Başı 1. inci sayfada) (D (2) (3) (49) (5) IL. (eğ 4H ef 4 eğ H em 4 eğ) Sadece bugünkü — morfolojik şekilden çıkarılan bu etimolojik sırayı gözden geçirelim: (1) Eğ: “büyüklük, efendilik, kuvvet, kudret,, anlamlariyle ana köktür. (2) Ef: ana kök mefhumunu kendi üzerine alarak tecessüm ve tecelli ettiren süje veya objeyi gösterir elemandır. Bu eleman ana kökle kaynaşarak (ef) pren- “büyük, kuvvetli, kudretli, hâkim, efendi,, dir. (3) Eğ: bu kök anlamımı tayin ve ifade eden, tamamlıyan, isim - lendiren elemandır. Ana kökle kaynaşmış olan (e/) ile birleşince husüle gelen kelime, “ef - eğ — 'efeğ — efe,, dir. İşte “efe,, keli - mesinin orijini de budur. Bu üç elemanla husule gelen ik, kuvvetli, kudretli, hâkim,, bir “efendi,, mânasıdır ki meşgul olduğumuz anlam sahası - 'a göre “erkek,, demektir. (3) Mana burada tamam olduğu- kelimenin bundan sonra- (3) “Erkek,, anlamlı kelimele- rin analizi de ayrıca yazilacaktır. ki elemanları ayrı bir süjeye deli let edeceği anlaşılır ki o süje d (4) Em: elemanının gösterdi- ği bir süjedir. (8)Eğ: Bu — süjenin evvelki elemanlarla birleşerek aldı; lamı tayin ve ifade eden, n süffikstir. - Bu son iki elemanın birleşme- siyle husule gelen (em -- eğ — emeğ — eme) kelimesi, doğrudan doğruya “kadın,, anlamını ifade etmektedir. Türk dilinin arap leh- çesinde “ana, anlamına gelen “üm,, ve cariye anlamına gelen “eme,, kelimeleri bunu gösterir. geçen (efeğ) süjesi; bulunduğunu göstermek üzere, iki kelime birleştirilince husule gelen (efeğ * emeğ — efeğemeğ) sö &”. fonetik ica- vokal ile sondaki şerek kelime “femme,, olmuştur. FEMİNA Kelimenin Lâtince aslı olan “fömina,, ve italyanca şekli olan na,, ve Portekiz dilindeki “femea,, sözlerinin etimolojik - şekilleriyle altalta yazalım: () (2) (3) (4) (5) (6) Femina: — eğtefteğtemtintağ Femmina: — eğtefteğtemtintağ Femnat — eğt-ft.temtentağ Femea eğteft . Hemteğtağ (1) Eğ: “kuvvet, kudret, bü - yüklük, efendilik,, — anlamlarma ana köktü (2) Ef: ana kökle kaynaşan ve onun anlamını kendinde — tecelli ve tecessüm ettiren elemandır. fade eden, tamamlıyan ve diren ektir. Bu eleman son iki ke- limede yoktur. (4) Em: Süje veya obje gös - teren unsurdur. en, eğ: (Em) ile gös - in (ef) ile bü veyi gösterilen “kuvvetli, kudretl tinde, bitişiğinde olduğunu anla- tan ektir. (6) Ağ: kelimeyi tayin ve ifa- de ederek isimlendiren ektir. Görülüyor ki (femme) ne ise (fömina, femmina, femna, femea) da odur. Bütün bu kelimele: irisi kuvvet ve kudretin, hâki - miyetin sahibi olan, “efendi,, o inü yapan; öteki de onun yanın- da, muhitinde, yakınında, bitisi inde bulunan, onu tamamlıyan le anlatılmaktadır. Not: 1. — Portekiz “femea,, şekli “femme,, kelimı 'ne en yakın görünen şekildir. Eti- molojik şekillerini alt alta yaza- limr (1) (2) (3) (4 (5) eğtefteğtemteğ eğtektemteğtağ Görülüyor ki arada yalnız (3) ve (4) numaralı elemanların yer- lerini değiştirmelerinden — başka hiç bir ayrılık yoktur. Not: 2. — (Fömina), (Femmi- 1na) ve (Femna) kelimelerinde bulunan (n) konsonlarının (nğ) sesinin tahallülünden doğmuş ol- dukları düşünülerek, bunlar birer (8) den değişme kelimenin beşi de birleşi (3) (2) (3) (0) (9) () Femme: Femea: Femme: — eğtefteğtemteği . Femina: — eğtefteğtemti Femmina: — eğtefteğtemti Femna: — eğteft.Hemteğtağ Femea: eğtefk . Hemteğtağ or ki Cermen lehçe- sindeki “gattin,, ve Anglo - Sak- son lehçesindeki - “woman,, nasıl Türk orijininden ise, lâtin lehçe- “femina,, ve fransız leh- i “femme,, da öylece den gelmektedir. (4) 1.N. DİLMEN 141 “Dame,, kelimesinin ve o- nunla ilgili sözlerin analizlerini de yarın yazacağız.

Bu sayıdan diğer sayfalar: