11 Mart 1936 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

11 Mart 1936 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ON YEDİNCİ YIL. NO: BÜYÜK ÖNDER ANKARA DA Bugün sehrimizi sereflendiren Atatürke Başbakanımız da refakat ediyor İstanbul. 10 (Telefon) — Cu- mur Reisi Atatürk Bugün saat 17.10 da hususi trenleriyle An- karaya hareket ettiler. Ulu Ön- Diış Bakanı B. Rüştü A- Ekon Bakanı B. Celal Bayar, mebuslar, V der, ras, ali, Kolordu istasyonu ve etrafı- halk kalabalığının yürekten kopan alkışları ile u- Kumandanı, nı dolduran gurlanmış ve vilayet hududunu kadar Vali ve Kolordu Kuman- danı tarafından teşyi edilmişler- dir. Cumur Reisimize Başbakan İsmet İnönü, İç Bakanı Şükrü Kaya, Trakya Genel rü General Kâzim Dirik refakat etmektedir. Ekonomi Bakanı B. Celal Bayar bir iki tanbul'da kaldıktan sonra An- kara'ya dönecektir. pektö- ün daha İs- Kamutay bugün toplanıyor Bayramdan önce kış tatili yapan Kamutay bugün toplantılarına başlıyacaktır. Gündem'de memurlar kanumunun bazı maddeleri ile 1777sayılı kanunun 3 üncü maddesinin değiştirilmesine dair kanun projesinin ikinci görüşülmesi vardır. Başbetke SERGİDE F. R. ATAY Basın Umum Müdürlüğünün fotograf sergisini dolaşanlar, yal- nız fotografçılığın sanatlar arası- na geçtiğini anlamakla kalmadı- lar: kendi Türkiyelerini daha iyi tanımak - fırsatını da - buldular. Küçük Asya, tarih, tabiat ve haya- tını, velev en küçük kâğıdlar üze- rinde, iki dıvara sığdırmağa na- sıl imkân olabilir? Fakat, hudud- ları içinde, bu iki dıvar üstünde gördüğünüz tarih ve tabiatin onda biri bile olmayan memleketler saymakla tükenmez, Küçük Asya- nın haznesi bu fotograflarda gör- düklerimizle değil, hattâ bugün toprak üstünde yaşamakta olan- larla da ölçülmez. Yurdun birçok yerlerinde her kazma bir hazine- ye dokunmaktadır. Bu memleket iklim ve tabiat değişimleri ile bir kıta, tarihi ile, en eski dünyadan yeni zamanlara doğru, hayat ve hareket fasılası vermeksizin yürüyegelen bir â- lemdir. İnsanları raylar veya sağ İam şoseler üstünde gezdirebildi- ğginiz, vardıkları yerlerde, rahat, fakat hattâ küçücük kamp bara- kalarında oturtabildiğiniz, ve ye- ni hayat muhiti ruhlandığı ve ha- reketlendiği zaman, Küçük Asya, şüphesiz, insanlar akınına uğrıya- caktır. Her tarafta parça parça duran bu tarih ve tabiat anıdları arasında birlik ve ahengi, Kema- lizm medeniyeti kuracaktır. Hepsini, eski eserlerden eksik veya tamam ne kalmışsa hepsini, ve tabiat güzelliklerini, ormanla- Tı, ve pitoreskleri yeni tahribler- den koruyacağız; ve onları hazin- leştiren geri ve yoksul manzarala- | (Sonu 8. inci saytada) Yeni anlaşmalar Alman - İtalyan hukuk anlaşması Roma, 10 (A.A.) — Dün B. Musolini ve Almanyanın Roma el cisi, medeni hukuk ve ticari hu- kuk meselelerindeki mahkeme kararlarının karşılıklı olarak ta- nınması ve infazı hakkında bir alman - italyan anlaşmasını imza etmişlerdir. SOVYET - FRANSIZ kolipostal anlaşması Moskova, 10 (A.A.) — Dün B. Litvinof ile fransız büyük elçi- si, Fransa ile Sovyet Rusya ara- sında kolipostal teatisi hakkında bir anlaşma imzalamışlardır. ADIMIZ, ANDIMIZDIR Lokarno paktını imzalayanlar 11 MA RT 1936 ÇARŞAMDA Son haberler üçüncü sayıfamızdadır. PERŞEMBE VE MİLLETLER CEMİYETİ KONSEYİ CUMA GÜNÜ Londrada toplanacak İngiliz kabinesinin fevkalade toplantısı Paris, 10 (A.A.) Bugün saat 10.30 da dış işleri bakanlığı binasın- da Lokarno devletleri arasındaki mü- zakerelere başlanmıştır. Dört memleketin, bu müzakerele- re iştirak eden delegeleri şunlardır: Belçika: Başbakan ve dış işleri bakanı B. Van Zeeland, Belçikanın Paris büyük elçisi, dış işleri bakanlığı sıyasal iş. ler dairesi genel direktörü, dış işleri bakanlığı hususi kalem direktörü, dış işleri bakanlığı hukuk müşaviri, başbakanın hususi sekreteri Bü Britanya: Dış işleri bakanı B. Eden, mührü- has bakanı Lord Halifax, Büyük Bri- tanya'nın Paris büyük elçisi, dış işle- ri bakanlığı garbi Avrupa isleri daire ——— si genel direktörü, dış işleri bakanlı- ğt milletler cemiyeti dairesi genel di- rektörü, hukuk müşaviri, B. Edenin husuzi kalem direktörü ve hususi sek. releri, İtalya: İtalyanın Cerruti ve Paris büyük elç şarı. Fransa: Dış işleri bakanı B. Flanden, dev- Tet bakanı B. Pol Bonkur, dış işleri ba- kanlığı genel sekreteri B. Lejer, dış büyük elçisi B. ği müste- Paris isleri bakanlığı sıyasal işler dairesi genel dierktörü B. Bargetan, dış ri bakanlığı hususi kâlem direktörü. Bugün öğle üzeri delegeler şerefi- ne bir ziyafot verilmiştir. (Sonu 3. üncü sayfada) İTALYAN-HABEŞ HARBI İtal Habeşler veni taar yağmur mevsiminin Londra, 10 (A, A.) - harp muhabiri bildiriyor: İtalyanların ateşi kestikleri hak- kındaki haberlerin aslı olmadığı an- laşılmaktadır. Zira temizleme hare- keti Tembien'de ve Takazze nehri- nin şimalinde dün de devam etmiş- tir ve Eritre kaynakları İtalyan ileri müfrezelerinin Aşangi gölü istika- metinde ilerlemeğe devam ettikleri- ni bildirmektedir. İtalyan uçakları dün Sidano için- de bazı yerlere bombalar atmışlar- dır. Diğer bir ucak Cibuti şimendö- feri istikametinde uçmuş, fakat hat- ta varmadan cenuba doğru tekrar yol almıştır. - Röyterin yanlar ilerliyorlar ıza geçmek için sonunu bekliyorlar Röyterin Dessie'deki muhabiri, İtalyanların Koram'ı işgal ettikleri haberinin doğru olmadığını bildiri- yor. İtalyanlar Amba - Alagi'nin tam cenubunda ve Koram'a takriben 50 kilometre mesafede bulunan Parmi- de bulunuyorlar. Habeş mahfilleri, habeş kıtaları- nn Amba - Alagi'nin cenubundaki vadide yeni hatlarda birleşerek ve italyan ileri hareketini durdurdukla- rını bildiriyorlar, Habeş kıtaları yağ- mur mevsimine kadar bu hatlarda kalarak italyan münakale hatlarını geçilmez hale getirmeği ümit etmek- (Sonu 3. üncü sayfada) Heryerda 5 kı Fıkraz Küçükasyada y Uyunış.. Yeni Türkiye hakkında birçok medihler düyan avrupölı, ye Te roslara doğru g k yahud An- karaya gelmek için akşam ekspre- sine bindiği zaman, şüphesiz de- rin bir merak duymaktadır. O ak- vagonun yemekleri elki güzel bir ru- yada göreceklir. Fakat onu, on beş senedenberi, Anadolu kerpiç kabartılarının en hazinleri karşı- sında uyanmaktan bir türlü kurta- ramadık. Bir ingiliz muharriri diyor kiz “Türkler soluk ve yorgundurlar, Çünkü soluk ve yorgun topraklar üzerinde yaşarlar.” Bu ingiliz Tür- kiyenin geniş ormanlıklarını, akar sularını, eşsiz kıyılarını görmemiş olsa gerektir. Fakat Sincanköy ve Malıköy hakikaten soluk ve yor- gundurlar. Polatlı bahçelerini ağaçlat- mak ve kasabanın bir köşesinde bir korucuk yapmak güç değildir. Fakat ondan Etimesuda varınca- ya kadar görünen köyleri, müte- ahhidlere wmarlıayrak değil, tuğ- Ta veya betondan değil, fakat ge- ne sıvanabilir ve badana tutar kıy« mıklı kerpiçten köylülerin kendi- lerine yaptırmak, evleri bir araya toplamak, birer küçük meyva bah- çesi sardırmak, belki her köyün bir kenarına küçücük bir akasya köşesi yapmak - lâzımdır. Sây ve köyde bulunan herşey köylüler ta- rafından, köyde bulunan malzeme hükümet tarafından temin oluüna- rak, - Almanyanın son zamanlar- da amele evleri gruplarını amele gruplarına yaptırdığı gibi - lıı de bBu suretle ucuz, kolay bir inşa tecrübesinde bulunmuş oluruz. Türkiyenin, köylerine kadar, on on beş yıl içinde bayındırılma- mış olmasından şüphesiz hiç me- sul değiliz. Hiç kimsenin aklına da böyle bir düşünce gelmez. Ancak başlamış olduğumuz büyük bayın- dırlık hareketinin ilk örneklerini, yol icabı, dış memleketlerden Tür- kiyeye gelenlerin ilk gördükleri yerlerde kendilerine ı!»tnıneklc bir fayda vardır. şam lokanta - bozuk deği SAN'AT, FİKİR, AKSİYON Alfabe sırasiyle Abdülhak Şinasi Ahmed Hamdi, Ahmed Kutsi, Bür- han Toprak, Ertuğrul Muhsin, Fik» , li , İ. Galip, Mus- Necib Fazıl, Peyami Sa- fa, Sabahattin Ali, Sabahattin Rah- mi, Suut Kemal ve daha 18 arkadaşları Bu yeni dergiyi: 14 Mart Cumartesi ve her Cumartesi bekliyecek siniz Alemdar barajının görünü,; “Konya ovasının sulanma işi” başlıklı yazımızı beşinci sayfada okuyunuz Uluq,, un Dil Ya7ıları Günes- Dil Teorisine göre Türk dilindeki Ek - Zamirlerin analizi V SİN hem bir hüküm, hem de bir şahıs gösterdiğine nazaran tam bir kelime olarak alabiliriz. Bu takdirde kelimenin etimolojik şekli şu olur. () . ğ Bu şekille (sen) şahıs zamirinin etimolojik şekli olan () (2) eğ 4 es Bu sözü - () (3) is - in) ) en arasında hiç bir fark yoktur. Demek oluyor ki kelime sonla- rına ek olarak gelen ve ikinci müf- ret şahsa delâlet eden basit (in) ve mürekkep (sin) ekleri hep (sen) şahıs zamirinden doğmuş- tur. Eski yazılarda ve Şark lehçele- rinde (gelirsin) yerine (gelürsen) yolundaki kullanışlar da bunun | böyle olduğunu gösterir. Şimdiki bu (sin) in etimolojik [ analizini tetkik edelim: (Sonu 2. inci sayfada) Fındıklarımızın yeni ihraç sini Bakanlar Meclisi taz

Bu sayıdan diğer sayfalar: