Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.
B e 31 MAYIS 1936 PAZAR İ W""'——" wT ULUS T GFDT Ş P Tarih araştırmaları Baskların menşei hakkında Sayın gazetenizin 21-5-1936 tarihli nüshasında Basklar hakkında Le Temps gazete- sinden tercüme edilmiş bir makale intişar etti. Ve fnaka- lenin altında bu kavmin Et- rüsklerle akrabalığından ba_h- sedildiğine göre Dil, Tarih, Etnologie bakımından bu m[!- leti bizim için enteresan bir tetkik mevzuu haline koy- makta olduğu ziktedi!ereğ: tarihçilerimizin ve dilcileri- mizin bu husustaki tetkikle- rine intizar edilmekte (_ıldu- ğunu yazdınız. Bildiklerim ve mütaleam şöyledir: Bask kavmi, Etnologie bıkımınağn uzun müddet tanılmamış ve mıluîıı olan milletler ve dillerle hiç bir mü- nasebeti olmıyan başlı başına bir l.(a.- vim olmak üzere kabul edilmiş idi. X nat edilen delil hakikati ifade etmek- ten çok uzak görünür. Tercüme edilen makaleye gö- re bu delillerden birisi Latin- ce Urbus ve Baskça Ur ke- limesidir. Latince şehir manasına ©- lan ve menşei malüm olmadığı itiraf edilen Urbus kelimesi bir taraftan iz kazmak manasına olan latince urbare den getirilmekte ve diğer taraftan Baskça su manasına olan ur kelimesi ile karabet tesis edilmektedir. (güya- kazılan izden doğan su) halbuki bu kelimeler arasında hiç bir münasebet yoktur. Hakikatte latince şehir manasına olan Urbus kelimesi türkçe hisar ve kale demek olan ur kelimesidir. Es- ki zamanlarda şehirler daima bir hi- sar ile ihata edildiği için kale ve şe- hir manası aynı kelime ile ifade edi- lir. Nitekim Baskçada şehire kallah ktedir ki bu da türkçe kallağ Fakat bir takım âli l son larda bu kavmin menşeini a gayesiyle dilleri üzerinde tetkikzt ve mukayeseler yapmağa başlamışlardır. Bunlar arasında iki mühim zat var- dır ki biri Hugo Sehuchat'dır. Bu ı.ıt Bask dilini Hamitik Liby ve Nubl_dıl- lerine raptetmeğe çalışır. Diğeri d.e 'Alfred Trombetti'dir ki o da Bask di- lini Kafkas dillerine ve bilhassa Kart- hvel, Aphas ve Çerkes dillerine bağ- lamak ister. Son zamanlarda Strazbur, sitesi profesörlerinden Joseph Kı'ı_ıt (Alarodien et Protobasgue) uınfıle neşrettiği bir kitapta Baskları yine Kafkas dillerine rıpleuııeie. çıllıl.l' ise de Protobasgue diye tesmiye etti- ği ve Protoarmenien olmak üzere de kabul eylediği bir kavmi ortaya at-: mak ister ki güya bu kavim tnrrl?te.n evelki devirlerde hem ermeni dı'lınışı hem Basgue lisanının analığı vazifesi- g Üniver- ni görmüştür. Mahaza; Profesör Krast'ın bununla Bask dilini İndo - Öropeen menşee götürmek istediği anlaşılmamalıdır. Cünkü er ice bir lar İndo- Örop diller cümlesind sayılmış olmakla beraber son zamanlarda er- menicenin İndo - avrupai müşterek kelimesidir ve kırgız lehçesindendir. Arapların kal'a kelimesi de bu keli- medir. Ur kelimesinin nihayetine la- tince ilave edilen b s konsonları keli- meyi tesbit ve tahsis için ilave edil- miş harflerdir. Halbuki Baskça su demek olan ur kelimesi yine türkçede su demek ©- lan ir kelimesidir. Türkçert vokali Baskça u şeklinde telaffuz edilmek- tedir. Zaten 1 ve u vokalleri türkçe- de de hemen birbirinden ayırt edilmi- yecek tarzda telaffuz olunur. Türkçe- deki ır kelimesinin su manası ırmak lafzında bariz surette görünür. Bu ke- limenin muhtelif dillerde aldığı muh- telif şekiller hakkında Samiler - Tu- raniler namında neşrettiğimiz eserin bahir kelimesinde tafsilat vardır. Bu tafsilata ilaveten şunu da zikrede- yim ki profesör Karst'n Baskça ur kelimesini mukayesesine esas tuttuğu ermenice yur, cur kelimeleri de yine bu ır lafzının fonetik değişmelerin- den başka bir şey değildir. İmdi şehirle su arasında asla bir münasebet yokken ve latince urbus ve Baskça ur kelimeleri Türkçenin ayrı ayrı iki kelimesinden gelmiş ol- duğu halde yalnız fonetik benzeyiş- I da münasebet ve ka- tipten son derecede ayrılığı laşıl “mağa başlamış ve ermeni kavminin-i muhtelif etnik amillerin ihtilat ve ta- salübünün mahsulü olduğu tezahür etmiştir. Profesör Karst, bununla Akdeniz medeniyetini vücuda getiren ve Asya- nik dive kabul edilmekte bulunan ka- dim bir kavmin İspanyaya kadar u- zanmış olduğunu ve Basklar da bun- ların bakiyesi olup Kafkas dilleri ile karabet ve münasebet itibariyle Kaf- kas akvamına mensup bulundukları- nı ispat etmek ister ve esasta Trom- bettiye yakdlaşır. Şu kadar ki, Karst dahi diğerle- rinden fazla bir ikna kuvveti göster- meğe muvaffak olamamış ve muka- yesesine esas tuttuğu Ermenice keli- melerin birroğu Fonetik ve Seman- tik itibariyle yekdiğerinden uzak ke- limeler olduğu gibi biribirine hakika- ten benziyen kelimelerin de birçoğu aslen türkçe kelimeler olmak itiba- riyle bu benzeyiş aynı ana kökten gelmiş olmalarından neşet ettiği şüp- hesiz bulunmuştur. Le Temps'in makalesinden, anla- şıldığma göre François de Hourcaux namında bir zat (Mercure de France) mecmuasında neşrettiği bir makale ile bu kavmi Iberlerin en saf kalmış bir şubesi addetmekte ve binlerce sene evel Kafkasya'dan Akdeniz yolu ile gelerek İspanyayı ve hattâ Fransanın cenubunu istila eden göçmen dalga- larından biri Bulunduğunu zikrede- rek yine bu kavmi Kafkas kavimle- rine raptetmekte imiş. (Mercure de France) ve de H nun makalesini henüz görmemiş isem de nazariyesinin yafes efsanesine isti- Nat etmesi du Houcaux için büyük bir eseri zâf olduğunu şimdi len iddia et- mek mümkündür. Diğer — taraftan Baskların Etrüsklerle de karabeti ol- duğu ve R şei Etrüskler ol Masına nazaran Romalılarla da akra- ba bulundukları iddiası hakikate mu- karin bir iddia olmakla beraber isti- ten b ar rabet tesisine kalkışmak müdafaa e- dilen dava için bir kuvvet teşkil ede- mez. Hakikate gelince bütün avrupalı- lar gibi bunlar da Asyai akvamdır. Ve kendilerini Eskuar tesmiye eden Basklar kimbilir *-rihin hangi meç- hul devirlerinde belki de İberlerle belki de Tartuşlarla (Tartısus) ve hattâ belki de Galatlarla Pirene dağ- larma kadar gelmişlerdir. Aynı men- şeden olmak itibariyle Etrüsklerle de karabetleri muhakkak addolunabilir Kafkas ırklarının( orijinal bir ırk olmadığı meselesi henüz Avrupa ule- masınca anlaşılmıyan ve anlaşılmak 'stenmiyen bir şeydir. Bu ırklar türk- lerin ve Uralu - Altayık kavimlerin zaman zaman Kafkas kapılarından geçerken - bıarktıkları döküntülerin biribirine girmiş bir halitasından baş- ka bir şey değildir. Prom&th& efsane- sinin Kafkasyayı ilk medeniyet sem- bolü olmak üzere göstermesi yunanlı- ların ilk devirlerinde madenciliği Kaf- kasta tanımış olmalarından neşet et- miştir. Halbuki madencilik Kafkasya- da başlamış değil Orta Asyada Altay maden ocaklarında başlıyarak Kaf- kasyaya ve Anadoluya oradan gelen göçmen akınları ile intikal etmiştir. Çünkü gerek Kafkas ve gerek Ön As- ya ahalisi Orta Asya insan hazinesin- den ayrılarak kendilerine yeni yurt. lar arıyan akvam tarafından işgal e- dilmiştir. Kafkas dillerinin bağlana- cağı ana dil meselesi derinleştirilmek lâzım gelince herhalde türkçe ve U- ralu - Altayik dillerin iyi bilinmesi ve bunlar arasımda mukayeseler ya- pılması JTâzım gelir. Fikrimizce Basklar da Asyanik değil Asiyai bir kavimdirler. Filhakika Bask lisanı tetkik olun- duğu vakit bu lisanın çoğun kelimele- rinin türkçe olduğu ve ancak fonetik bazı değişikliklere uğradığı görülür. Ezcümle: Bazı kelimelerin nihayeti teşdit e- ! dilmiş ve bazı yerde türkçe ğ harfi türkçede olduğu gibi hasfolunmuştur. Mesela türkçede adam demek olan er kelimesi Baskçada erri şeklindedir. Zayif, nahif manasına olan türkçe arığ kelimesi Baskça eri; orta kelimesi Baskça erdi şeklindedir. Şu kadar ki türkçede er kelimesi esasen erkek manasına mevzu olup insan adam ma- naları bu manadan tevsi edilmiş ol- duğu halde Baskça tıpkı yakutlarda olduğu gibi telaffuz edilen ar yani er erkek manasına kullanılmakta ve erri alelitlak insan için istimal edil- mektedir. Türkçe buz kelimesindeki labiyal b harfi baskçada Jlabiyal © harfine değişmiş ve nihayetine bir t ilâve olu- narak soğuk ma ozt olmuştur. Bu cümleden olarak basık kelimesi osu şeklini almıştır ki sıkışık manasına kullanılmaktadır. Baskça uzatu kaçırmak, ıraklaştır- mak manasınadır ki türkçe uzak ke- Hmesiyle münasebeti zahirdir. " Bazı türkçe köklerin evveline Baskçada bir e harfi getirilmekte ol- duğu görülür. Bu, tıpkı bizim Anado- Tu halkının Recebi İreceb tarzında te- laffuz etmelerine benzer. — Mesela türkçe gün kelimesi Baskça egün şek- Tindedir. Bizim töremek kelimemiz Baskçada etorri şeklindedir ki doğ- mak töremek manasınadır. Karst'ın mukayesine esas ittihaz ettiği ermeni- ce torn kelimesi bizim torun kelimemiz dir. Bu k: bilden olarak türkçe sağ Baskçada eske, türkçede solak demek olan sakar Baskçada esker şeklinde fakat sol manasınadır. Dökmek k olan türkçe serpmek kelimesi Baskça is- türri olmuştur. Baskça iratzi yakmak manasmnadır ki türkçedeki urtmak kelimesi de ay- nı manadadır. Urt — irat şeklini al- mıştır. Baskça ors sema, gök manasmadır ki türkçede yine gök manasına olan ur kelimesinin aynıdır. Nihayetine bir s ilave edilmiştir. Kezalik Baskçada argı ziya ve nur manasma olup türkçede yine bu ma- nada olan yaruğ lafzınım fonetik bir şeklidir. Hattâ ors argı gök nuru de- mektir ki kelimesi kelimesine türkçe- ye çevrilince ur yaruğu lafzından başka bir şey değildir. Bazı kelimelerin nihayetine bir n harfi ilave edilmiştir. Mesela türkçe- de od d k olup Baskçad adin zaman demektir. Türkçe tarla, sahra demek olan kır kelimesi Baskça gorta türkçe yu- karı kelimesi Baskçada y harfinin su- kutu ile gora şeklini almıştır. Türkce iyileşmek, salâh bulmak demek olan onmak lafzımım cezri olan on Baskçada da iyi manasmadır. Bizim sığır kelimemiz Baskçada s0- kor şeklini almış ve daha demek ola- rak kullanılmıştır. Baskçada iroli dönmek, çevrilmek manasınadır ki türkçe evrilmek ke- limesi olduğu barizdir. Türkçe çingi kelimesi Baskçada çinda olmuştur. Haç kelimesi kaçea şeklinde ve aynı manadadır. * — Selâmet demek olan türkçe uğur kelimesi Baskçada aynı manada ve Türkçe ağız kelimesinin & harfi h harfine tebadül etmiş ve son z harfi sukut etmiştir. Ağız, ağuz, ahu. Buka- bilden olarak ağır kelimesinden de g harfi düşmüş ürr olmuştur. Ağır — urr. Türkçede yırtmak lafzındaki y har- fi labiyal u harfine tebeddül etmiştir. Yırt - mak — urrüuti. Egri kelimesindeki g harfi y harfi- ne tebeddül etmiştir. Eğri — eyri, Türkçede yarık kelimesi Baskçada irrik şeklini almıştır. Havlamak manasma olan ürümek kelimesi Baskçada ürri, tokumak ma- nasına olan örmek kelimesi Baskçadı Muhafızgücünün yıldöonümü Yarın g ; Bd k 4 Her sene olduğu gibi bu sene de 1 haziranda kuruluş yıldönümünü kutluyacak olan muhafız güçlüler aşa- ğıdaki şekilde bir programla bugünle- rini kutlayacaklar ve Atatürk anıtında güzel bir merasimle bu törene son vere. ceklerdir. Bu vesile ile Gücün istasyon arka - sındaki binasında yüksek davetlilere ve spor teşkilâtı büyüklerine bir kabul ya- pılacaktır. Yarın yapılacak merasim programı: 1 — Muhtelif spor şubelerine men- sup 400 idmancı saat 16.30 da Güç bina- *ı önünde toplanacaklar ve hareket ede- ceklerdir. 2 — İdmancılar İstasyon - Sergi evi * Yenişehir - Güvenlik anıtı önünden dönerek, Türk spor kurumu genel baş- kanlığı - Türk hava kurumu binası ya- nından, Samanpazarı - Adliye sarayı - Karaoğlan yolu ile Atatürk anıtına ge- linecek; idmancılar yer aldıktan sonra İstiklâl marşını müteakip anıta çelenk konacak ve bir söylev verilecektir. Spor. üzel bir programla kutlanacak a Muhafız Gücünün geçmiş yıllard aki dönüm törenine aid bir hatıra * yakçılar, basketbol ve voleybolcular, bi- cular Atatürkü üç kere “Var ol!” demek suüretile selamladıktan sonra istasyon yolu ile Güce döneceklerdir. 3 — Mızıka başta olmak üzere Mu- hafız Gücü bayrağı, 14. üncü yıldönü- mü yazılı levha, güreşçiler, eskrimci- ler, tenisciler, futbolcular, atletler, ka- sikletçiler, atlılar olmak üzere idman kafilesi biribirini takip edecektir. Muhafız Gücü KA Başkanlığından : Asli azâmız bulunmakla şeref duy- duğumuz Kamutay sayın azâları ile ge. nel kurmay başkanlığı, sü bakanlığı jJandarma genel komutanlığı ve fabri- kalar, harita genel direktörlüklerinde bulunan yüksek zatların yarın saat 17 den saat 19.30 a kadar istasyon cenu- bundaki Müuhafız Alayı garnizonuna yıl dönümü münasebetiyle şeref verme- lerini saygılarla diler. 'N N g ç ; SA ıân ! DA Bu akşam Avrupa istasyonlarında dinlenebilecek seçme program (Ankara saatı ile” Konserler : 20.15 Moskova (Konser) 20.20 Bükreş (Orkestra) 21.50 Prağ (Askeri Müzik) 23.05 Bükreş (Koro) Hafif Müzik : 18 — Prağ (Hafif Müzik) 20.30 Varşova (Küçük orkestra) 21.20 Budapeşte (Macar havaları) 23— Varşova (Eğlenceli neşriyat) 23.55 Bükreş (Operet havaları) Dans Müziği : 24.30 Varşova 130 Budapeşte Ankara radyosu Plâk yayımı ve Ajans haberleri Cumür Başkanlığı Orkestrası Konseri Halk şarkıları Karpiç şehir lokantasından nâkil Ajans haberleri 12.30 17.30 20 — 20.15 20.30 İstanbul radyosu- Muhtelif plâklar ve halk musikisi Dans musikisi (plâk) “Ambessadör” den nakil. yete musikisi. Haberler 20— Gitar ve mandolin (plâk) 20.30 Stüdyo orkestraları Saat 22 den sonra Anadolu Ajansının gazetelere mahsus havadis serbisi verilecektir 12.30 18 — 18.30 Var- 19.45 irazi, duvar yapmak manasmna 'oluı örmek kelimesi orma şeklindedir. Bu mukayeseleri daha ziyade ve bask kelimelerini böylece türkçe kök- lere irca etmek mümkün olmasa ge- rektir. Bu kavmin lisanı da diğer mil- letlerin lisanı gibi pek memzuç ve ölçüsüz bir halde uzatmak mümkün- dür. Elimde tam bir baslı lügati mev- cut olmadığından daha ne gibi fone- tik değişmeler olduğunu iz-.h ve tes- pit edecek mevkide değilim. Ancak şu hale nazaran Baskçanm muhtelif türk lehçelerinden bir lehçe olduğu- nu kabule mahal vardır. Şurasını iti- raf emek mecburiyetindeyim ki bütün htelit bir lisan görülmektedir. U- ral - Altayik bütün lehçeler bu dilde d.e lbîrîbîrine karışmış — ve biribirine girişmiştir. (Mercure de France) daki maka- leyi gördükten sonra belki d>ha baş- ka tafsilât ve izahat vermek lüzumu- nu kavrıyacağım. f . Yusuf Ziya ÖZER S TEEG DT LAŞR I P GŞ ĞĞ SZĞ Ulus un . . . Kitab serisi Gazetemizde tefrika ettiğimiz e- serlerin çoğunu kitab halinde ba- sıyoruz. Bu işo bıılıdığımızdın . beri kitab sayımız pek yakında o- nu bulacaktır: Son büyük kitabımız: Yirminci asrın tek edebi dehası sayılan Anatol Frans'ın KIRMIZI ZAMBAK romanıdır Kitaplarımız ve fiatları şunlardır: 1 — Amerikada bir konferans: Ber- nar Şov . 25 K. « (tükenmiştir) 2 — Cihan şampiyonları: Pol Moran (Yirminci asrın kroniği) -60 K. - 3 — Anadolu: Prf. Pittar - 60 K. « 4 — İnsanlığın hali: Andre Marlo » JÖK . $ — San Michelenin kitabı: Mund - 100 K, - 6 — Levis ve İren: Pol Moran . 30 K.- Aksel — ğ 7 — Kırmızı zambak: Anatol Frans >75K.. 8 — Osten Çemberleynin hatıraları: *35K.-. Ankarada Akba. — İstanbulda Kanaat — w Nöbetçi Eezaneler 1 mayıstan itibaren iki aylık gece eczaneler nöbet cetveli şu- dur: Pazar Ege Eczanesi Pazartesi Sebat, Yenişehir ,, Slll İstanbul ” Carşamba Merkez » Perşembe Antara ”» Cuma Yeni ” Cumartesi — Halk u