Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.
—'ı Şi SKĞ Pa Pa * NŞ "SAYFA 2 28 TEMMUZ 1936 SALI İYarı - Sıyasal Kıftaların dedikodusu Çocuklara öğretirler: Dünyada beş kıta vardır: Avrupa, Asya, A- merika, Afrika, Avusturalya. Kata'nın tarifini unutalı çok oldu. Fakat Larousse diyor ki: “Deniz aşmağa lüzum kalmaksı- zın bir ucundan bir ucuna - gidilebi- len geniş kara parçası” Her tarif gibi, tabit bu da üstünkö- rü bir şey.. nihayet her ada da bu tarifin içine girebilir. Öyle ama, kı- ta dediğimiz de nihayet kocaman bir ada değil midir? Demek ki, bu tarif de diğerleri kadar iyi düşünülmüş. Biz işe, sonundan başlıyalım : Avusturalya: Bir kıta mı, bir bir devlet mi? | Her üçü de doğrudur. Bize çok uzaktır. Denizaşırımemleketleri me- 'yanındadır ve zengindir. Bir başve- kilinin adını öğreninceye kadar bir yenisi gelir. Barış içinde yaşar. Bir tek korkusu olduğunu söylerler: Ja- ponya. Avusturalya ve civarını, insan en iyi Jack London'un ve Somerset Maugham'ın kitablarından öğrene- bilir. Bir de, iyi çevrilmiş filmler, bi- ze oradaki adaların insanlarından, haberler ve melodiler getirmektedir. Maamafih Avusturalyayı en iyi tanıyanlar, tabit, ingilizlerdir. Afrika: Güneş, ikametgâh olarak orasını seçmiştir. Siyah insan, en çok orada yetişiyor. Aslan, kaplan, timsah gi- bi hayvanlarla sahillere yerleşmiş be- yazların arasında, siyah derili insan, hangi tarafın daha yırtıcı olduğnuu tesbit ededursun, Afrika, kendini henüz teslim etmemiştir. En genç kıta orasıdır. Beyaz in- san orasını kim bilir kaç asır sonra fethedebilecektir! Bütün modern va- sıtalarına rağmen, “iklim'i mağlüb e- dememiştir. Kıtanın tutanabildiği ke- narlarında yalnız, bir takım kontü- varlardan bir takım maddelerin tica- retini organize edebilmiştir. Yukarı Afrika ile Transval, beyazların “Af- rika'nın elinden koparabildikleri ye- gâne parçalardır. Dominion mu?, Afrika'da da politika hayatı nis- beten sakindir. Hele Tanganika gölü civarında. Habeşistan'dan hiç bahsetmek is- temiyoruz. Bunu bir kenara bırak- tıktan sonra, politika bakımmnmdan enteresan olarak elde. bir Mısır ka- lır. Amerika: Amerika, en özlenecek kıtadır. Aşağıda büyük kahve, hayvancılık ve kauçuk çiftlikleri, yukarda, dün- yanın en zengin iki devleti: Birleşik hükümetlerle Kanada. Gerçi aşağıdaki çiftliklerde kavga eksik olmaz. Diktatörlerin biri gelir biri gider. Fakat bunların iktidar ha- yatı, nihayet bir iki hasad mevsimi sürer. Ve işletmelerin prensipi ve mekanizması asla değişmez; dışar- dan gelen sermaye, Paris'i taklid e- den bir hükümet merkezi, istihsal mıntakalarına doğru uzanan demir- yolları. Yukarda, Birleşik Hükümetlerle Kanada arasında hudud bile yoktur. En modern eşya, en serbest eğlence- ler, en yeni yaşama tarzı, onlardadır. Politika hayatı, Amerika'da, im- renilecek bir haldir. Monroe - geldi- geleli, Amerika kimsenin işine karış- maz ve kimseyi işine karıştırmaz. Harbı bir meslek ve bir endüstri ha- line sokmaktan çekinmiş olan mede- niyet, amerikan medeniyetidir. Vakıa, Amerika'da da istismar vardır. Ve bunun kolları sade aşağı- ki parçaya değil Asya ve Avrupaya da uzanmıştır. Fakat bu istismar, topraklar ilhak etmesini ve bu uğur- da kanlar dökmesini sevmez. Amerika, film yıldızlarını seri ha- linde imal eden talili memleket- tir. Ve güzel tarafı budur. Senatör- lerinin adını ve ebadımı değil, yıldız- larımım adını ve ebadını ihraç eder. Amerika ile Avrupa alay eder. O- nu, sonradan görmüş bulur. Avru- pa, bir kendi yüzünü görebilse, baş- kalariyle alay edecek hali kalmaz. Avrupa ve Asya'dan bir ikinci yazımızda bahsedeceğiz. - B. B. Havalarımızda e .o. Oğlumun verdiği . Dd hisler En büyük. sevinci ve gururu, meşin elbisenle ve meşin başlığın- la bana bakıp gülümsediğin za- man duyuyorum. Bu elbise ve bu başlık, sana müstesna bir heybet veriyor ve bu heybetli gençliğinle bana gülümseyişin, iradeyi sömü- ren yıpranmış ve bitkin uzviyeti- min karşısında duyduğum acıyı tatlılaştırıyor. Yirmi beş yıl evelki portreme benziyen bu bakışlarınla ve gü- lümsemenle sende kendimi görü- yor ve kendimi seziyorum. Onun için sen tayyarenle yükselirken ben, her gün biraz daha ağırlaşan vücudumla toprak üstünde kaldı- ğıma yanmıyorum. Benden vücud buldun ama te- kâmül kanunu, seni benden daha olgun ve kuvvetli yaptı oğlum... Ben, senin gibi gök yüzüne kanad geremedim. Durmadan kanad aç ve benim / erişemediğim şu uçsuz, bucaksız mailiklere arkadaşlarınla beraber türk gücünü yay!.. Bugünkü gençliğin spor ve eğ- lence yeri, daha ziyade bulutların üstüdür. Geniş göğsünü besliye- cek ve kabartacak en temiz hava- yı orada alıyorsun. Senin ufukla- rın da bizimki gibi dar değil. Kâ- inatın ihtişamını o sınırsız ve son- suz ufuklardan görmek kim bilir ne kadar güzel... ve günün doğu- şiyle batışı o genişlikler içinde kim bilir ne muhteşemdir!... » Tayyarenle yükselebildiğin ka- dar vüksel ve kulaklarını bir an Adapazarda fırtına ve su baskını Adapazarı, 27 (A.A.) — Dün saat 15 buçukta birdenbire bozan hava fırtı- na ile çok şiddetli yağmur getirdi. Su bastığından çarşı ve sokaklardan geçmek kabil değildi. Bir saat 10 dakika i- çinde 65 milimetre yağmur düşmüştür. Arazi keşfi için Yazlık köyünde bulu- nan tapu kâtibi ve iki arkadaşının bu- lunduğu eve yıldırım düşmüş fakat in- sanca zayiat olmamıştır. Fırtına baskı halinde bulunan mısır- ları kırıp devirmiş, mühim tahribat yap- mıştır. Bugün gene aynı saatte yarım saat süren şiddetli bir yağmur yağarak her tarafı göl haline koydu. Adapazarı takımiyle bir futbol ma- çı yapmaya gelen İzmit yeşil sporcu- ları yüzme havuzu halini alan - futbol alanında maç yapma imkânını bulama- dıklarından geri döndüler. Sapanca ile Arifiye arasında bir tren kazası Adapazar, 27 (A.A.) — İstanbuldan gelen birinci tenezzüh treni Sapanca ile Arifiye arasında tren yolundan geçen bir köylü arabasına çarparak i- kiye bölmüş ve tren hemen du- rarak Aaşağıya inilince arabada bu- lunan iki kişiden birinin kendini çar- pışmadan önce arabadan attığı, ötekinin de çarpılmanın şiddetinden hendeğe yu- varlandığı ve yaralı olduğu görülmüş- tür. Yaralı trene alınmış ve tren Arifiye istasyonuna gelmeden yolda ölmüştür. kaza hakkında tahkikata başlanmıştır. için motöründen ayırarak fezayı dinle. Her hava dalgası içinde Atanın sesini ve şu sözünü duya- caksın: Ne mutlu sana ey türk!... R. CONKSAN Ç HABERLE Erzurum - Sivas hattının inşaatı Erzurum, 27 (A.A.) — Umumi mü- fettiş B. Tahsin Uzer Aşkale nahiyesin- de yapılmakta olan Sivas - Erzurum de- miryolu inşaatini görmek ve çalışan işçi- lerle temasta bulunmak üzere, belediye reisi ile memleket ileri gelenlerinden on kişilik bir heyeti Aşkaleye gönder- diler. Demiryolu güzergâhını takib ede- rek Aşkalenin yedi saat garbinde 'Tercan sınırına kadar gitmiş olan heyet bu kısimda yapılan inşaatı görmüş, dün akşam geç vakit Erzuruma dönmüştür. İnşaat güzergâhına yakın köylerin yollarda arabalarile taş ve kum ve mal- zeme taşıyarak kazanması, bu civar hal- kının yüzünü güldürmüştür. İş almak için Of, Epir, Bayburt ka- zalarından ve daha uzak yerlerden de gelenler vardır. Heyet inşaatte çalışan amelenin va- ziyeti hakkında edindiği malümatı umu- mi müfettişe bildirmiş ve umumi mü- fettiş bazı yolsuzlukların düzeltilmesi i- çin gereken kimselâre emir vermiştir. Sağlık bakanlığının teşkilâtı Sağlık ve sosyal yardım bakanlığı yeni teşkilât kanununun tatbiki etrafın- daki çalışmalarına devam etmektedir. Bakanlık merkez ve mülhakatının yeni kadroları üzerinde son tetkiklerini yap- mıştır, KA Kd Uşakta yağmur yağdı Uşak, 27 (A.A.) — Dün hava birden- bire bozuldu. Şimal rüzgârı ile başlıyan şiddetli bir yağmur başladı. Sulardan kasabanın içinden geçen dere taştı. İn- sanca zayiat yok ise de sular bir kaç hayvanı alrp götürmüştür. Yağmur harmanlara da zarar yapmış- tır. Hava bulutludur. Konya bayındırlık direktörlüğü Konya bayındırlık direktörlüğüne Bursa bayındırlık direktörü Cevdet ta- yin edilmiştir. Fındık mıntakalarında tetkikler törlerinden B. Nizamettini, fındık istih- sal mıntakalarında tetkiklerde bulunmak üzere Karadeniz havalisine göndermiş- tir. B. Nizamettin, yeni fındık nizamna- mesinin tatbikinden sonra, elde edilen neticeleri gözden geçirecek ve müşahe- delerini bir raporla bakanlığa bildire- cektir. Köylülerimizin bir nahiye merkezinde - yaptırdıkları hükümet konağı Dinar, 27 (A.A.) — Çol ovası nahi- yesinde köylü tarafından yapılan yeni hükümet konağının açılma töreni dün Afyon vâlisi tarafından yapılmış, kay- makam' ve kaza erkânı ile parti ve be- lediye ve köy kurumları, nahiye halkı törende hazır bulunmuştur. Bu müna- sebetle bir söylev veren vâli B. Durmuş Evrendilin, cumuriyet eserlerinden bi- rine daha kavuşan köylüleri tebrik et- miştir. YA Muallimlerimiz Dresdende Alman muallimleri, muallimlerimizi çok iyi karşıladılar Dresden'de türk muallimleri namına B imza Dresden, (Hususi) — İki maarif müdürü, 10 lise müdürü geri kalanı lise muallimlerinden mürekkeb 69 kişi- lik muallim kafilesi muallim B. Zeki Cemal'in idaresinde olarak bugün Dres- dene geldi. Alman muallimleri tarafın- dan fevkalâde bir surette karşılandı. İs- tasyonda yenen akşam yemeğinde al- man muallimleri türk muallimlerini se- lâmladılar. Bugün Dresdenin meşhur belediye dairesinde belediye reisi tara- fından türk muallimleri şerefine bir ka- bul resmi yapıldı. Belediye reisi Dr. side bir kabı;l - Dresden belediye- resmi yapıldı Zeki Cemal Belediyenin altın kitabına atıyor. Kluge söylediği nutukta türk ve alman; ların cihan harbındaki kahramanlıkla « rını, Çanakkaledeki büyük mücadeleyi, gayet güzel şekilde anlattı ve pek çok alkışlandı. Buna türk muallimleri adına B. Zeki Cemal ve Darüşşafaka Müdürü Ali Kâmi cevab verdiler. Belediye reisi kafile reisinden Dresden'in tarihi altın kitabına hatıralarını yazmasını diledi, Bu akşam belediye tarafından verilen ziyafet çok samimi oldu,. Heyet bugün Berline hareket etti. R. Peker'in İnkılâb Dersleri Ankara ve İstanbul Üniversi- telerinde R. Peker'in verdiği inkı- lâb derslerinde tutulan talebe notları, gözden geçirildikten son- ra, ULUS Basımevince kitap ha- linde basılmıştır. 124 sayfa tutan eser, yalnız basma masrafı kar- şılığı olarak her yerde ON KURU- ŞA Satılmaktadır. İstanbul hukuku dört* sene oluyor İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakül- tesinde tahsil müddetinin dört seneye çıkarılması hakkında, üniversite rek- törlüğünün Maarit Vekâletine arzettiği teklif, yüksek tedrisat umum müdürlüğü tarafından tetkik edilmektedir. Üniver- sitenin bu teklifinin vekâletçede kabul edileceği kuvvetle tahmin edilmektedir. Kararın makabline şumulü -olmayacak ve mükteseb haklar muhafaza edilecek- tir. Su sporları başlıyor Bölğe su sporları ajanlığından ; 1 — Bölğe su sporları birinci teşvik müsabakası 2-8-936 pazar günü saat 15 de Karadeniz havuzunda yapılacak- ni 2 — Bu haftaki müsabakalar : 100 — Metre serbest 100 — Metre sırt üstü 100 — Metre kurbağalama 200 — Metre serbest 500 — Metre serbest 3 — Müsabakalara iştirak edecek spor- culara serbest duhuliye kartları veril- mek üzere resimlerini 30-7-936 akşamı- na kadar bölğe merkezine bırakmış ol- maları lâzımdır. Ş. Karahisarda tenni bir - mezbaha açıldı Şarkikarahisar, 27 (A.A.) — Geçen yılkı cumuriyet bayramında temeli a- tılan fenni mezbahanın açılmatöreni dün mülk,, askeri memurin ile toplu bir halk kütlesi önünde yapılmıştır. Edirne turing ve otomobil Edirne, 27 (A.A.) — Edirne turing ve otomobil kulubü Trakyadan İzmir vilâyetini ve İzmir fuvarını ziyaret için 50 ilâ 100 kişilik bir tenezzüh tertib et- mektedir. Bu iş için seçilen özel bir komite umumi müfettiş general Kâzım Diriğin himayesi altında şimdiden ha- zırlıklara ve tren ve vapur tarifeleri i- çin temaslara başlamıştır. Seyyahların İzmir ve fuvarından başka vilâyetin görülecek yerlerini Ö- demiş, Tire, Çeşme, Bergama gibi bü- yük ve ileri kasabalarını ve antikiteleri- ni görebilmeleri için zengin bir prog- ram hazırlıyor. DİL KÖŞESİ “Halk sevinç içinde dağılmışlar- dır.” “Bahçeyi dolduran kalabalık sa- baha kadar eğlenmişlerdir.” Bu iki cümlede de fail (halk, kala- balık) müfred olduğu için fiilin de müfred olması icab ederdi. Dikkat- sizlik eseri olan bu neviden hatalara gazetelerimizde pek sık rastlanmak- tadır. .«« Montrö konferansı, türk ulusu- nun emniyeti, tarihi, hukuku yönle- rinden olduğu kadar dünya sulhu ba- kımından da büyük değer taşıyan bo- ğazlar meselesini halletmiş, ve buna aid muahedeyi 20 temmuz 936 pa- zartesi saat 22.30 da Montrö'de me- rasimle imza etmiştir.” Montrö konferansı boğazlar mese- lesini halletmenin olduğu gibi muahe- deyi imza etmenin de faili oluyor. DOĞUM Basın Genel Direktörlüğü muamelât şefi arkadaşımız Ertuğrol Şevketin bir kızı olmuş ve Çiığdem adı verilmiştir. Arkadaşımızı ve Bayan Şevketi kut- lar, yavruya uzun ve mesut bir hayat dileriz. Birincisine değil, fakat ikincisine iti- Kon- ferans bir meseleyi halledebilir, fa- kat imza edemez. Burada bir mantık hatası karşısındayız. Cümleyi, doğru olması için, şöyle bitirmek lâzımdı: “... boğazlar meselesini halletmiş, ve buna aid muahedenin imzalanma. raz etmek mecburiyetindeyiz. siyle neticelenmiştir.” Ankara Birası N STT TIR TKODIR. — Orman Ciftlidinde cıkar z kulübünün İzmir seyahte—