6 Şubat 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

6 Şubat 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

a Kamutaydaki yapılan müzakerelerin tafsilâtı (Başı 1 inci saytada) Söz alan Dahiliye Vekili ve Cumhu- riyet Halk Partisi Genel Sekreteri Bay Şükrü Kaya sık sık alkışlanan bir nu- tuk vermiş ve projenin esbabı mucibesi ni gayet güzel bir lisanla anlatmıştır. (B. Şükrü Kayanın nutkunu birinci sayfamızda ilk sütunlarda ayrı olarak bulacaksınız. ) Dahiliye Vekilimizden sonra Bay Hakkı Kılıç (Muş) söz aldı. Bu kanun- Ja cumhuriyetimizin partimizin altı bü- yük temel taşı üzerine oturduğunu söy- Tiyerek ikinci maddeye uygun olmıyan bir teşekkül bulunduğunu, bunun diyz met işleri olduğunu, kendisinin bu te- şekkülün aleyhinde olmamakla beraber bunün devletin resmt büdcesinde, bil- hasta teşkilâtr esasiyenin bu yeni ikin- ci maddesi karşısında yeri olmuyacağını #öyler Halil Menteşe'nin sözleri Halil Menteşe (İzmir) Teşkilâti esasi- “yede yapılan bir değişikliğin bir takım sui tefehhümlere meydan kalmaması için me. #elenin tamamiyle ve serahatle millet meclisi kürsüsünden izah edilmesi lâ- zimgeldiğini söyliyere, bu husustaki esbabr mucibeyi varid görmediğini, me- selâ, devletçilik, devletin şekli meyanı- 'a girince ekonomide liberalizm taraf. darı ferdiyetçi bir vatandaş ortaya çı- kıp propaganda yaparsa onun mahke- meye verilip verilemiyeceğini sorduk- *tan sonra bir vatandaşın inkilâbçılık dev. Jet gekline dahildir; ben en yeni ve en esaslı bir inkilâb tarafdarıyım, İstihsal vasıtalarını kâmilen komünize ederek devletin eline veriyorum. Binaenaleyh beni niçinmuhakeme ediyorsunuz? der- Sc ne cevab vereceğimizi sordu. B. Ha Til Menteşe istimlâk meselesinde de Da- hiliye Vekilinin söylediği gibi — bizde muazzam bir topraksız çiftçi kütlesi bu- Tunduğuna kail olmadığını, köylüyü müstahısil hale getirmek ve yuva sahibi. yapmak davasına tamamiyle taraftar ol- makla beraber bu meselenin yalnız top- tak dağıtmakla kalmıyacağını, onu müs- tahsil hale getirmek için âlet ve mal- '“zeme temin etmenin de zaruri bulundu- Hunu. söyledi. Gelecek nesil ilere 'en büyük yardım Hüsnü Kitabçı (Muğla) Bugüne ka- dar fırka programında ümde olan esas- Jarın millete maledildiğini söylüyerek gelecek nesillerin en iyi bir tarada mil- let ve hükümet kurabilmeleri zimgelen vi 'i temin edecek olan ana prensiplerin ana yasaya girmesini muvafık — gürdü. günü söyledi.“Atatürk'ün evvelâ muzaf- fer bir kumandan olarak kendini tarihe yazdırdığını sonra türk devletini kurup başına geçtikten sonra hiç yanılmaksızın idari, siyasi bir çok kararlar alarak yap- tağı seri inkilâblarla memleketi bugün- kü saadetine çıkardığını hâdiselerle i- zah eden Bay Hüsnü Kitabçı sözlerini göyle bitirdi * Atatürk'ün işaretini bu memleketi büsnü niyetle kabul etmesi bu memleke> tin ve milletin menfaatidir. (Bravo ses- deri, Alkışlar) . Vasıflar milletimizin tarihinden alınmıştır. Teşkilâtı esasiye encümeni reisi Şemseddin Günaltay (Sivas) Bay Halil Menteşenin işaret ettiği ikinci madde. 'nin türkün hayatından tarihinden asır- lar içinde geçirmiş olduğu inkilâblardan mülhem olan kudsi esaslar” olduğunu #öyledi; türkün milliyetçi, devletçi, in- ibçı olduğu müddetce yaşadığını ve bunun, kendi varlığının esasları bulun- Guğunu ilâve etti. Türlü tarih devirle- rinden misaller getirerek milletimizin bu ana vasıflarını tecelli ve tezthürle- rini anlattı ve dedi ki “— Şu halde türkün bu esasları, teş- kilâtı esasiye kanununda yer bulunca bunlara muhalif olarak fikirler serde- dilmeyecek midir, diyorlar, bir liberal gikip ye kanununa muhalif her hareket nasıl bir cürüm — ise, u esaslara muhalefet te aynı şekilde cürüm sayılacaktır., kışlar.) “Mülkiyet bakkının kudsiyetinin teş kilâtesasiye kanununda tasrih edildi- ğini ve burada teklif edilenin adâletin (Bravo sesleri, al- 'yükünü çeken âsil halkin hakiki masna sahib olmasının gaye ittihaz edildiği- nisöyledi. Bay Şemseddin Günaltaydan sonra Bay Receb Peker (Kütahya) kürsüye geldi Receb Peker'in nutku Recep Peker (Kütahya) — Arkadaş- dar, Halil Menteşe arkadaşımın ilişme- siyle uyandırılan / mevru hakikaten bu kadar mühim bir işin Yüce Kamutaydan çıktığı cenada üzerinde konuşmak gibi büyük bir fayda temin edilmiş olacak- tır. Ben de Halil Menteşe arkadaşımın tasavvur ettiği bir faydanın şümulüne hizmet etmiş olmak için fikirlerimi ar zetmek maksadiyle bu kürsüye geldim. Arkadaşlar iç rejim bakımından yer yü- zünün haline kısa bir görüş yapalım. Bu görüşün hülâsası şudur: Yer yüzünde bir çok çeşitli krizler yanında her yerde ve kendi kanaatıma göre diğer krizler den daha mühim bir iç rejim krizi ve buhranr hüküm sürmektedir. İçinde ya- gadığımız günün en öncmli bir noktası olarak bizim gibi yeni ve modern haya- ta yeni çıkmış bir devlet için kendi re- jimini daha ileri bir dikkatle göz önün- de tutmak ve kendine yakışan kendi ha- yat ve ihtiyaçlarına uyan şekilde kuve vetlendirmek ve tanzim etmek baş işle- Tin en başındadır. Müşterek inan Bizim şimdiye kadar rejimin esası o- Jarak devlet kanununa geçmiş ve yur- dun henüz hayata doğmuş en taze çocu- Hundan en yaşlısına varıncaya kadar, hepsi için müşterek bir inan mevzuu te- Tükki edilmiş olan mahiyeti cumhuriyet- ten ibarettir. Şimdiye kadar Cumhuriyet Halk Par- tisinin şüuru içinde beslenip büyümüş o- Jan ve partinin kendi hususi ve profes- yonel politika telâkkisi içinde kalan ha- yati esasları biz bu madde ile teşkilât esasiye kanununa eklemekle bütün yur- dun müşterek resmi ve kanuni bir reji mi haline sokmak istiyoruz. Bu hâdise hakikaten, başlr başma büyük bir inki- Jâb sayılacak kadar mühim bir mesele- dür. Bu esasların Kamutay tarafından kabul edilip resmiyet kesbettiği dakika- dan itibaren yurddaşların lâboratuvarın- da çalışan profesörlerdir. Günün politi. kası ile uğraşmayanlara ve, işlerin ba- gında bulunan büyük müdür arkadaşlar dan meselâ devlet demiryollarının bir Makascısına kadar bütün vatandaşlar bu. esaslara inanacak, bunları sevecek ve bunlara itaat mecburiyeti altına girmiş olacaklardır ve bütün milli faaliyet ahengi bir manzume balinde biribirini tamamlayan bu yüksek esasların havası içinde akıp gidecektir. Bu gu: demektir. Ki bizzat ha- yattan alınarak Cumhuriyet Halk Par- tisinin programının içinde yazılmış bu- Tunan bu hükümler, bu devletin bundan sonraki varlığında — bütün - yurddaşları bütünlük ve berabertik ruhu ile besleye- cek ve milli birlik için daha sıkı bir ted. bir alınmış olacaktır. Temyiz mahkeme- sinin en büyük hâkiminden en küçük me- muruna kadar hüküm veren, tedbir alan, emir veren ve tanzim eden herkes gün: Tük işini yaparken ve kararını verirken kendini bu esasların / çerçevesi içinde hissetmek mecburiyeti altına girecektir. Hülâsa arkadaşlar bu kanun çıkınca resmi hüviyeti olsun olmasın bütün va tandaşların terkib ettiği milli bünye müşterek ana esaslara - beraber inanan sarsılmaz büyük ve daha kuvvetli bir kütle haline gelecektir. (Bravo sesleri, alkışlar)ın Bunun edebiyat kasmı üzerinde faz- Ja dürmağa lüzum yoktur Liberal propaganda Şimdi Halil Menteşe'nin teknik olarak bahsettikleri noktalara gelelim, Liberal propaganda Türkiyede yapılmıyacak mı ? Encümen başkanı benim de dahil olduğum encümen arkadaşlarımız namı- Na cevabımızı verdik. Ben bu. izahata bir az daha şümul vermek isterim. Yeni hükümler anayasaya geçerken bunların nakız olan manalarını uzun uzun metne sokmaya kanunun konstrüksiyo- u itibariyle imkân yoktu. fakat bir nok-| ta pok açıktır ki, şimdiye kadar ana ka- Hunun temelini teşkil etmiş olan cum- huriyetçilik aleyhine yurd içinde hiç kimsenin hiç bir faalyette bulunmama- #t caiz olmadığı gibi şimdiden sonra da cumhuriyetciliğin nakızı olan saltanat Tehinde bir hareket, hiç bir kimseden bir hareket sadır olamıyacağı gibi, teş- kilâtı esasiyenin umumi bünyesinin teyi- datı altında olarak milliyetçiliğin nakı- zt olan beynelmilekcilik ve — halkçılık makızı olan imtiyazcılık veya - sınıfçı- lık ve devletçiliğin nakızı olan Tibe lik İaikliğin — nakızt olan geri — kallık ve inkilâbçılığın nakızı olan irtica l hinde hiç bir faaliyet yapılmıyacaktır. Bu esasların Kamutayca kabulünden #onra memlektin, sosyal, kültürel ve si yasal hiç bir sahasında ne tek adamın 'ne de cemiyet halinde her hangi telki veya teşebbüs halinde hiç kimse katiyen faaliyet ifa edemiyeceklerdir. (Bravo aesleri, alkışlar), Bir anayasa kanununa —madde ko- nürken yazılan ana hükümlerin manâ. larınt uzün uzun izah, tefsir c der ilâvesine imkân olmadığını söylemiş tim. Fakat Kamutay huzurunda yapıla- cak konuşmalardır ki bu kelimele manâlarını bütün Halk tarafından bütün tatbik ediciler tarafından anlaşılması- nt kolaylaştırır. Bu itibarla bu izahlar üzerinde müsaadenizle bir az fazlaca duracağım. Biz cumhuriyetçiyiz Arkadaşlar; biz cumhuhiyetçiyiz di yoruz. Cumhuriyet Türkiyenin değiş. mez devlet şeklidir. diye ana - kanuna hüküm koymuşuz. Fakat cumhuriyetin bizde tatbik edilen tarzından başka çe- Bitli nevileri de vardız Siyasi vahdet Türkiye öyle bir cumburiyettir ki bu şimdiye kadar anayasaya girmemiş 'olan ve bugün girecek olan di - ğer beş vasıf ile beraber bir siya- 4f vahdet teşkil eder. Meselâ A- merika da bir. cumhuriyettir. Fakat idaresi itibariyle büsbütün başka esas. Jara dayanır. Fransa da bir cumhuriyet- tir. Fakat tam liberal bir eumhuri- yettir. Nihayet müttehit şuralar, Sovyet Rusya da bir cumhuriyettir. Fakat sınıf Hakimiyetine dayanan büsbütün başka şekil ve manâda bir cumhuriyettir. O halde türk teşkilâtı esasiye kanu- nunda Türkiyenin yalnız cumhuriyetle idare edildiğini ve Türkiyenin yalnız cumhuriyetçi olduğunu ifade etmekle bugün ilerlemiş ve inceleşmiş olan siya. sal mefhumların anlaşılması alanında kâfi bir vuzuh yapmış olamayız? (Ha- yar sesleri). © halde bunu herkesin müştereken ve derinden anlamasına imkân verecek bir vuzuhla belirtemek gerektir. İşte bu. 6 vastın yanyana bizim cumhuriyetimi- zin farık vasıf ve esaslarr olarak kanun. da zikredilmesi elzemdir. Sonra arkadaşımız bilbassa bir nok- tayı ifade ettiler ve dediler ki, İnkilâbçıyız diyoruz, cumhuriytçiyiz diyoruz. -Bazr insanlar — komünizm faaliyetinde - bulunurlar. Böyle bir adam hâkim huzuruna çıktığı za man, Cevet, ben — inkılâbçıyım ve bilhassa cumhuriyetçiyim der, i Jâbçı olduğu için komünizm yaptığını #öyler Bu husus teşkilâtı esasiye kanu. nuna konmuş olan vasıflara hizmet vadisinden beni nasıl olupta muhatab addedildiği ileri sürer, Hayır bütün vasıflar yanyana mü- talca edilince ne komünist ve ne de fa- şist bir hereketi bizim rejimimizin der. Piş ettiği bir inkilâb diye ileri sürmeye imkân yoktur. Diğer vasıfların tamamla yıcı manâst içinde bizim inkılâbçılı mızın farikaları vardır. Sade cumhuriyetçi veya sade inkilâb- &t oluşumuzun değil, mızın da başka yerlerde, başka ideoloji- lerde kullanıldığından ayrı ve bize mah- Sus manaları vardır. Milliyetçilik vasfı Arkadaşlar — milliyetçiyiz, demekle milliyetçilik bakımından da bugün dün- yada kullanılmış çeşidli manâlar vardır. Meselâ, kan milliyetçiliğini tatbik eder. der. Bu nevi milliyetçilik bazı yerlerde ak- tif ve passif vasıflarla tatbik sahasr bulu- yor. Kendi kanından ve kendi ırkından olmuyanları yürd dışına atmak veya yurddaş hakkından mahrum etmek pas- Sif bir kan milliyetçiliğinin tatbikidir. Bir de sınırlar aşırı, yerlerde hattâ kıta ve deniz aşırı yerlerde mevcud ve kendi kanından olan insanların siyasal hudud ve birlik içerisine girmesini ihtiva eden geniş çerçeveli irredentist - milliyetçilik vardır. Bu da kan milliyetçiliğinin aktif bir görüşüdür. Daha bir çok müliyetçilik fikir ve şekilleri vardır. Fakat bizim milliyetçiliğimizin ana anayasamızın diğer hükümlerinde ve C. H. Partisinin rejim prensipleri içe» sine de belirtilmiştir. Beynelmilelci her cereyan milliyetçilik telâkisine muhalif. tir. Halkçılık Arkadaşlar; halkçılık diye yer yü. zünde çeşid çeşid teğekküller vardır. Son zamanlarda sol fikirlerin müşterek çalış- maları için yapılan ve halk cepheleri ye isimlenen bir takım siyasal kurumla- Ta rastlarız. Bunlarla bizim halkçılık te- lükkimizin münasebeti yoktur. Bu keli- menin aslı inkilâbın ilk günlerinde par. tiye ad olarak alınmış idi. Büyük Şef lisanı ile daha o zaman yapılmış olan halkçılık tarifi parti programında kema ni bulmuştur. Bu vasıf yurdu imtiyaz iddialarından ve sınıf kavgalarından ko- ruyan büyük ehemiyeti haizdir. Sonra layik ve inkilâbçı telakkiler.. Arkadaşlar, layık telâkkisinin de yal- '"nuz nazari hayatta deği, bühassa tatbi- ki sahada da Türkiyede olan derinlik ve #amimilik ile tatbik edildiği yer dünyada 'yok denebilir. Layisizmi ilim ve politika Mevzuu olarak ilk telâffuz eden insan kütleleri bunların bugünkü devlet şekil- leri içinde bile bizde olduğu kadar ince. lik ve ciddiyetle takib edildiği yer yok- tur. Bu mefhumların bizim tatbik yekli- mizdeki esas manâları da yine parti programımızda açıkça yazılıdır. Halk Partisi ve devlet Dikkat buyurulmuştur ki devlete vasıf olacak yeni hükümlerin manâlarını yok edebilmek için hep parti proj yardım alıyorum. Bunun sebebi açıktır. C. H. Partisi yeni devletin fikir ve po- litika kaynağıdır. Parti liberal devletler. de görülen bir çok partilerden biri değil. Gir. Yeni devletin hayatı boyunca derin tecrübelerle pişmiş olan, bünyesinden her zaman devlete esaslar vermiştir. Bu #ebeble yeni devlet vasıflarının anlaşıl- ması için bütün alâkadarlar bugünkü parti programından istifade edeceklerdir. Bu değişme teşebbüsünün ehemiyeti- ni anlamak için söylemeyi lüzumlu gör- düğüm bir noktayı daha tebarüz ettir- mek isterim. Arkadaşlar müstakil devlet 've müstakil millet olmak gibi bir ülvi davâ vardır. Müstakil devlet ve millet olmak yalnız şu kadar bin kilometre mu- rabbar toprağın üstünde şu kadar mil. 'yon halkın kayıdsız ve şartsız yaşayıp ekonomik, sosyal ve siyasal sahada çalış- ması manâsına gelmez. Bilhassa bir mil- letin ve bir devletin tam ve müstakil bir. devlet ve millet olmak için kendi haya- tından doğmuş ve kendi hayatına uygun kendi öz malı bir rejime sahib olması 1â zamdır. Böyle olmazsa vaziyet yurdun bir parçası ecnebi istilâsr altında bulun- duğu zamana benzer. O halde yurdun hayati bir esasın teşkil eden rejim cc. nebt fikirlerin istilâs altında demetkir. Dünya bugün çeşidli rejimlerin ide- olojileri arasındaki mücadeleye sahne muştur. Hayatımıza uymryan diş rejim- ler bize tesir yaparsa bu, iç haytımız teh- likeli olur. Biz kendi rejimimizi bu tesir- derden korumalıyar. Konuştuğumuz teş- kilâtr esasiye müzakerelerinden istifade ederek dış tesirler üzerinde biraz daha durmak yerinde olur. Arkadaşlar, feodal devrin istirablar dan sonra dünya için her ileri insanlık hayatının bir mübeşşiri, bir ışığr gibi li- beral devlet devri doğmuştur. İlk doğuş- ta bir kaymet sanılan ve her tarafta kapı- ga kapışa taklid edilen idare, siyasi hak- lar tarafından da ekonomi alanında da öyle sulistimallere uğradı ki dünyanm, —hemen hemen her köşesinde, bu tip dev- let çürüyor. Liberalizm Bugün liberalizm her yerde ya çöke müş, tarihe intikal etmiş ve yahu da sarsıntı nöbetleri içinde can çekişmel tedir. Hayata yeni doğmuş olan Türi kiye devletinin hayatı için liberalizm çok fena ve çok zararlı bir unsurdur. Ba gün lberalizm demek hukuk bakımın. dan anarşi; ekonomi bakımından da bit kısım yurddaşları diğer kısım yurddaş. lara istismar ettirmeye açık bir kapr demektir. Bu sade yeni ve nizamlı bit devlet kurup işletmek yolunda olan bize ler için değil, asırlık devletler için bile bir afettir. Eğer biz sadece kopya edilmiş libe- ral fikirlerle meşbu bir cumhuriyetçi ob makla iktifa etseydik, güç ve çetin zar manlarımızda yurd dışından içeriye dör külen zehirlerle memleketi — altüst ete mek istiyenlere karşı durabilir miye dik? (Allah göstermesin sesleri). Rasih Kaplan (Antalya) — Babil kur lesi mi burası?. Receb Peker (devamla) — İrtica de« nilen beyulanın....bize sokulurken kıya fet değiştiren ve boynuzları, kuyruğu yoktur. Hepiniz tecrübenin ef derin safhalarında yaşamaktasınız. Devletin her hangi iç veya dış güçlüklerle uğraşe a zamanında şarkdan, garbden, cenub, dan, şimalden, esen tahrib propaganda- Jarma karşı kendisini her zaman korue maya hazır bulunması elzemdir. Onun için devletin ana kanununda yalnız cum, buriyetçi olduğumuzun yazılı olması bugün artık kâfi değildir. Ana yasamıza bugün müzakere edilen lâyihadaki diğer unsurları da eklemeye mecburuz. (doğ- ru sesleri). Arkadaşlar; toprak işi üzerinde de arkadaşın söylediği şeylere karşı bir &l kir arzetmek isterim. Halil Menteşe ar, kadaşımız csasa pek itiraz etmediler. Bu mesele devlet için büyük, hayati bir me- #eledir. Daha ziyade değer meselesinde durdular. Esasen teklif edilen madde. Ge topraklanma için ayrıca kanum yapı Jacağını söylemiş olduğumuza göre mil zakerede bu paranın tediyesi üzerinde söz söylemek fazla olacaktır. Bunu hux #usi kanunun görüşülmesine bırakabili riz. Mülkiyet hakkında istikrarın bozul ması lâyihada hiç mevzuubahs değildir. 'Tediye usul ve şekillerini teşkilâtı esax #iyenin alelıtlak istimlaklere ald umue mf kaidesinden ayırıyoruz. Aksi halde bu işe normal yoldan para vermek yale 'nız Türkiyenin değil devlet mahiyetin de hiç bir bünyenin tahammül edemiyee ceği bir külfet teşkil eder ki bu vaziyet yüksek maksadı felce uğratır. Bunu açık sürette söyliyerek ve bir kanun lâ- yihası yolu ile Büyük Millet Meclisi huzuruna gelmesi hem pratik, bem de esaslara bağlılık bakıınından en doğru bir hareket olur. (Bravo sesleri, sürekli alkışlar.) Dörtte üçü çiftçi olan bir mem. lekette toprak işi Bay Receb Peker'den sonra Bay Aziz Akyürek (Erzurum) söz aldı. Bi- zim gibi dörtte üçü çiftçi olan bir mem lekette toprağın teşkilâtı esasiyenin ana temellerinden birini teşkil ettiğini söy- Jiyerek toprak sahibi olmıyan milyon- Jarca vatandaşın iktisaden esir vaziye- *tinde bulunduğuna işaret etti ve sözleri. ni şöyle bitirdi ”— fakilâb yapmak büyük bir iştir. Onu sağlamlaştırmak onun kadar büyük bir iştir. Biz, türk çocuklarının istikba- lini mesud yapmak için bugün yapılma- lâzım gelen her fedakârlığı yapaca- Biz. (Alkışlar). Tekrar. söz alan B. Halil Menteşe Çİzmir) bu müzakereyi tahrik ettiğin. den dolayı çok memnun olduğunu, çün- kü vaziyetin tamamiyle sarahat peyda şini söyledi. General Refet Bele (İstanbul) ana- yasayr buradaki münakaşaların - vazıh hale getirdiğini söyliyerek - hepimizin hiç şüphe yok ki cumhuriyetçi olduğu- Nu ve bu memlekette başta amele öle mak üzere bütün yurddaşların — milli- yetçiliği ve Iaikliği en iyi anlamış bir millet olduğunu, inkılâbcılığın ise, za- 'ten her devletin inkılâpçı - olduğunu, geriye kalan devletçiliğin en canlı ve mühim nokta - bulunduğunu — söyledi;

Bu sayıdan diğer sayfalar: