15 Şubat 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

15 Şubat 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

T 2 n b Wj —e yanus — filosuna kumanda etmiş ve şimdi de fransız donanmasının Genel Kurmay gefliğine tayin e- dilmiş olan ar Kal Darlan geçen- derde Ren'de söyle- B Giği bir nutukta Fransa bahriye politika- S hakkındaki düşüncelerini açıkça izah etmiştir. Amiral Darlan, bu nutkunda İransız donanmasının terkibini üç şar- ta bağlı tutuyordu. Fransız bahriyesinin kuruluşu, ev- velâ, Fransanın coğrafi vaziyetiyle te- Tf edilebilecek bir politika — icabları. na, ondan sonra, yabancr bahriye ter- kiblerinin — kuvvetlerine, ve nihayet devletler münasebetlere bağlr olduğunu söylemiştir. “Amiral bu nutkunda demiştir ki : — * Bugünkü vaziyet, fransızlara yal miz kendilerine güvenmeği emretmek- tedir. Bu itibârla Avrupanın en kuv» vetli bir donanmasından daha üstün “donanmaya sahib olmak mecburiye- deyiz. Hakikatte ise, Cihan harbinden son- fa, Fransa hemen hemen tamamiyle yep yeni ve Britanya donanması müstesna bütün Avrupa donanmalarına — üstün bir donanma yapmıya sevkedilmiştir. arasındaki 1930 anlaşması ve Frans: PF arettlar, 1910 daki donanma and- Taşmasına girmemiş olduklarır Gan, kruvazör, destroyer ve deniz altı gemileri inşaatında hiç bir tahdide ta- Bi tutulmamışlardır. Halbuki, İngilte- ve, Amerika, ve Japonya tahdid altma inmış'ardır. Bundan dolayı, hareket serbestile. rini geniş ölçüde kullanarak, hafif kru- vazör, destiroyer ve denizaltr gemile- Ae ticareti harbın ve nakliyatın em niyeti bakımından fevkalâde elverişli bir muharebe âleti meydana getirmeğe mu- vaffak olmuşlardır. Vaşington anlaşmasi ile: fasıladan 3 de kızağa koydukları ve şimdi de bitirlimiş olan 26000 tonluk Dünke:k, muharebe kruvazöriyle, büyük harb zırhlılarının inşaatına ilk çığrr aç- nış oldular. 1922 Vaşington andlamasın da, İngiltere, Amerika, Japonya, Pran. #a ve İtalya için büyük harb zırhlıları: han küvvet nisbetleri 5: 5: 3: 175: 1,75. Olarak tesbit edilmişti. Fransa o günler. Ge, donanmasındaki büyük - zırhlıların azlığını, ancak karadaki techizatından biç bir fedekârlık yapmamağa mukabil kabul edebileceğini bildirmişti. Bugünkü fransız donanması B , 3sintü franmız donanmasında 602000 tonluk / modren malseme “yardır. Buna, ayrıca 50000 ton eski ge milerle inşa edilmekte veya inşasr tas vib edilmiş olan 163.000 tonu katmak Tüzımdır. 815.00 tonu bulan bu mikdar aşağı daki gerni plânına taksim edilmektedir. Harb saffı gemisi olarak, Cihan hare bında inşa edilmiş olanı “Bretan,, “Lo FRANSANIN - HARB DONANMASI Amiral Bmıım.ıı -Berliner Tagblat'tan: Fan,, ve “Provans,, adındaki üç zırh- lıdır, Bu gemiler, son yıllarda esaslr bir surette modernleştirilmiş ve 22,000 tonluk büyük zırhlılarla ehemiyetli bir ölçüde muharebe kudreti kazanmışlar. dir. On tane 34 santimetrelik ağır topla teçhiz edilmiş olan bu gemiler, orta- daki taretin kaldırılması — dolayısiyle teçhizat bakımından diğerlerinden bir paraç kaybetmiş bulunuyorlarsa da bu- 'a mükabil, tayyareleri, daha büyük sü- rat ve seyrüsefer kudretleri ve ihtimal ki, daha kuvvetli zırhlıları vardır. Bu üç gemi, son yıllarda daha ziya- de ehemiyet kesbetmiş olan - okyanos #ilosunun özünü teşkil etmektedir. Es- kiden fransız donanmasının siklet mer- kezi Akdenizde idi. Geriye kalan 6 ta- 'ne eski dretnot, esas itibariyle mekteb gemisi olarak kullanılacaklardır. PF saranın. aynr zamanda / bütün dünyanın en yeni dretnotu olan “Dünkerk,, sekiz tane 33 santimetrelil 'on altı tane 13 santimetrelik - topu ve 28 tane tayyare topüyle teçhiz edilmiş. tir. Bu zırklı, 30 deniz mili — süratinde (Saatte 56 kilometre) olacak ve güver- tesinde dört tayyare taşıyacaktır. Dün kerk'in eşi olan Şerasburg'un 1938 baş- Tangıcında bitmesi ihtimali varder. Bun- dan başka, fransızlar, iki tane 35,000 tonluk zırhlıyr tezgâha koymuşlardır; bunların birinin adr “Rişliö,, diğerinin de “Jan Bart, dır. Bunları beşinci bir zırhlının takib etmesi ihtiamli çok kuv. vetlidir. Böylelikle fransiz donanması, mev- cud dretnotları bakımından da Vaşing- 'ton andlaşmasında derpiş olunandan da fazla bir kuvvete varmış olacaktır. G * a yit içinde tezgühtan indi. rilmiş ve her birinin 20,3 santi- metrelik sekiz tane ağır topu olan yedi tane 10,000 tonluk ağır kruvazör, bu sınıf harb kruvazörlerinin - bulun- dukları Akdenizdedirler. Fransanın 5900 ilâ 7600 ton arasın. da 11 tane hafif kruvazörü vardır. Bu kruvazörler arasında 200 tane mayn ile olan “Emil Bertin”in sü- (Saatte 74 kilometre) dir. Bütün hafif ve ağır kruvazörler, gö- ğertelerinde 2 ilâ 4 tane tayyare taşı- maktadır. nkerk ve Strazburg Yeni kruvazörler Fransa'nm destroyerleri P saziz söne destroyer'ler sabar anda'son yıllarda en başta bulun. maktadır. Fransızların, büyüklükleri 2400 ile 3100 ton arasında ve “kontrtorpilyör ” adını verdikleri fevkalâde sü- Tatli gemileri vardır; ha kikatte ise bunlar, her bangi bir de- mizci devletin sü- per destroyerleri. üstün —hafif kruvazörlerdir. Yukarda da kaydedildi; &ibi İngiltere, Amerika ve Japonya 1850 'tondan daha büyük destroyer inşa e- demezlerdi. Fransa, bu tahdide bağlanmamış hiç bir donanmanın karşılarına, a) kudrette bir zırhi çıkaramıyacağı 32 tane küçük kruvazör yapmıştı Fransız donanmasının 900 ilâ 1800 tonluk 45 tane modern destroyeri var- dır. Denizaltı gemileri CC iten harbından / sonra en büyük hamleyi — fransızların denizaltı donanması yapmıştır. Son günlere ka- dar, bu donanma en başta yürüyordu. Şimdi 140 tane denizaltı gemisi olan #ovyet donanması onu kat kat geçmiş bulunuyor. Eskileri ve inşaat tarzlarında fran- sızların bir çok şeyler öğrenmiş ol- dukları 11 tane eski alman - denizaltr gemisi ile birlikte “Surkuf” kruvazör- leri de dahil olduğu halde 111 tane de nizaltı gemileri vardır. ÜLKÜ HALKEVLERİ MECMUASI Müdürü M. Sekizinc olan 48 inci yazılı Musahabe (Ş. A Kansu), ürk kobuz'u (A. Caferoğlu), Tuhfetül mahdum (Orhan — Şa: ik), İslâm coğrafyasında Antak- 'vad Köprün cildin son sayısı numarası / başlıca ya (Sadi Selen), Prehistorya (H. , Özlenen âlem - Şüphe keağ eee e CAĞ tetkiki ÇA, Süreyya), Orta za- man Telümi düğyasında —maliye ÇA. Mez), Merkantilizm (Said Aydos), 'notlar ve iktıbaslar bibliyografya. 80 sayfalık dergi 25 kuruş CENGEL KiTABI YAZAN RUDYARD KİPLİNG Türkçeye çeviren Nureddin Artam Zarif bir kab içinde neşredildi Her yaşta insant alâkalandıran Bu güzel kitabı mutlaka okuyunuz 15-2-1937 —a ıngıltere Almanya İngiltere yalnız garb devletlerinin sınırlarını garanti edecek bir pakt hazırlamağa çalışmaktadır B Yü bi tanyanın diş Politikası — bakı mından son za- manlarda iki mü- him hâdise vardır: Fransaya yeni bir eiçi tayin edilmesi; Almanya ile görüp melerin başlamış olması. Hükümetini Berlinde temsil etmek- te olan Sir Err” Phipps şimdi onu Pa- riste temsil edecektu. Bu zat fransız görüşüne çok mütemayil olarak tanıl maktadır. Fena niyetli kimseler, bu yer değiştirmeyi, yerine ingiliz - alman ya- kınlaşması tasavvuruna daha - muzahir bir başka diplomat göndermek arzusu- 'na atfetmekte gecikmediler. Bu farazi- ye şunu itibare almamaktadır ki: bizzat Mesul devlet adamları arasında temas larmn bu derece sık olduğu bir zaman- da bir elçinin şahsiyeti ve husust te mayülleri gitgide daha az kıymet ifade etmektedir. Üstelik, Fransaya, Fransa- ı ve fransız görüşünü seven bir ada. mmın tayin edilmesi pek tabit görülme- didir. kinci hâdise, B. von Ribbentropun ingiliz dış bakaniyle ehemiyetli mü- zakerelere giriştiği bir sırada B. Ant- hony Eden'in Londradan âni olarak ha- reketidir. Genç bakanın bu istirahat seyahatini epey. zamandanberi karar- daştırmış olduğu muhakkaktır, Yalnız, İngilterenin tedafüi vaziyette kaldığı: mı bildiği bu görüşmelerde hiç bir âcil taraf görmemiş olduğu içindir ki seya- hatini geri bırakmamıştır. Dış Bakanının seyahati” esnasında, kendisine Lord Halifax vekâlet edecek, 've Hitlerin mümessili - müzakerelerini onunla yapacaktır. Lord Halifax, cere manofil olduğunu veya daha doğrusu * günkü bir ingiliz ancak İngilterenin menfaati bakımından fransız - veya al- man dostu olabilir - Almanya ile anlaş- manın lüzum ve faydasına kani bulun. duğünü — gizlemiyor. Şüphesizdir ki B. von Ribbentrop, Lord Halifax'ın şahsında daha müsaid bir dinleyici bu- Jacaktır. Fakat sadece bir dinleyici. Lord Halifax ancak bakan vekili ola- caktır, bu itibarla Almanyanın mümes- siliyle yaş 'na anlatmakla iktifa edecektir. Tabildir ki B. Halifax, B. Eden'in tutamıyacağı vaidlerde bulunmaktan çe kinecektir. Diğer taraftan, B. Eden'in şahsi va- ziyeti memleketinde çok kuvvetli kal- maktadır. İngiltere, bir ideal sahibi olan fakat onu realitelerin önünde eğmesini bilen bu genç, gürbüz, faal ve sporcu ba- kanı sevmektedir. B. Eden Fransada sa- nıldığından daha sup!dır. Ve B. Eden'in her iyi ingiliz gibi esef etse bile, ideoloji- YAZAN: Jean Pierre Görard La Repüblik gazetesinden Ğ1 görüşmeleri arkadaşları- * sini füliyata feda etmiyeceğini sanırsalğ, bir psikoloji batâsına düşmüş olurum. Pek fazla sempati beslemedidiği fak' gist İtalya ile bir uzlaşma imzalamağ #üretile bize bunu bir kerre daha göze termiş değilmi dir ? İngiliz politikasının bu günkü cere yanlarını anlamak için gu iki noktayı göz önünde tutmak lâzımdır. BB işzsinokta: Londeada, ingiliz poy litikasını, Almanya ile daha - sık bir anlaşmaya doğru sevk etmiye mey» lerden bir parti daima mevcut olmuştur v bu gün de mevcuttur. Bugünkü kabinee nin içinde bu zihniyette olan — uskanlağı söylendiğine göre şunlardır : Sir Johg Simon, Sir Samucl Hoare, B. Chambety Jain, B. Runciman ve nihayet Lord Har Jifax. Fakat burada söylemek lâzımdız ki fngilizler hiç bir zaman Almanları istihkar etmemişler, hiç bir zaman onlar a karşı kin beslememişlerdir Hitler rejiminin siyasi usullerini pek ay- karı bulsalar bile, Alman milletine karşt hakiki bir takdir hissi beslemektedirlen, İngiltere, Almanyaya karşı ciddi hasamaya, ancak bu devlet kendisini har kikaten bu neticeye zorladığı takdirde girecektir; kinci nokta : B. Edenle B. Hall fax arasındaki zıddiyeti tebarüz ettirmek nafiledir. Bu ilki devlet adamınt ayıran nüanslar ne olursa olsun, İngiltek tede, garbi Avrupayı kati surette tesbit edecek bir garb paktı akdedilmesine he men müml bir temaryiteman — ——— Bu yeni Lokarno Londrada şu sex bebler dolayısiyle çok arzu edilemekte 1 — İngiltere ancak bugünler, eile alâkalanır. Ancak şekil aldr dr ki tehlikeyi nazarı itibare almaya rae z olur. 2 — İngiltere, her türlü şark kombi- nezonlarına karşı pek itimadsız davran. maktadır ve - Fransanın da şarka karşı bir teahhüd almış olmasına esef etmek- tedir. Avrupanın bütün şarkını halâ ol dukça karışık addetmektedir. Ve bu tar rafa sürüklenmesine müsaade etmemek- tedir. Avrupanm garbini şimdiden or ganize etmek mümkün olduğu ve bu » tibarla bunun yapılması icab ettiği kanar atindedir. İşte Manş. ötesinde düşünceler bu. merkezdedir. Londra, her şeyden önce garb devletlerinin sınırlarını, yani Ab Manyayı bütün garb komşularından ayı- ran, sınırları garanti edecek bir pakt ha- zırlamaya çalışmaktadır. Rudyard Kipling Nurettin ARTAM — Şimdi moruğun doğru söyleyip söyle- di göreceğiz. Eğer bu sivri uçlu nes- ne ölüm getirirse bu adam ölecektir. Arka- sından gidelim. — Evvelâ bir av öldür, dedi Baghira, kar- nı aç olanın gözü iyi görmez. İnsanlar, gayet ağır yürürler. Cengel en ufak izleri bile kay- betmiyecek kadar ıslaktır. Evvelâ çabucak, bir av bulup öldürdüler. #akat eti yiyip sularını içmeleri gene üç sa- at kadar sürdü. Ancak, ondan sonra idi ki a- yak izinin ardından yürümeğe - başladılar. Cengel halkı, hiç bir sebeble, yemekte acele etmemek lâzım geldiğini gayet iyi bilirler. — Sivri uçlu nesne, adamın elinde geri- ye dönüp onu öldürür mü, ne dersin? diye sordu Movgli, moruk, bunun ölüm demek olduğunu söylemişti. Başı aşağıda yürüyen Baghira, — Bulduğumuz zaman anlarız, dedi, o bir tek ayaktı; (bununla bir tek adam oldu- ğunu söylemek istiyordu) sonra elindeki nesnenin ağırlığı yüzünden ayağı yere daha fazla batıyordu. Movgli: u, yaz şimşeği kadar âşikâr, dedi ve her ikisi de iki çıplak insan ayağının izleri arkasından süratli bir takib yürüyüşüne gi- riştiler. — Artık koşmağa başlamış, dedi Movgli, Aayak izlerinin arası fazlaca açılmış. e İölak toprakların üzerinde bir hayli git- — Peki ama, burada niçin bir tarafa sa- piyor? — Bekle! dedi Baghira v çevik bir atla- yışla ileriye doğru atıldı. Bir izi takib ederken, onun karıştığı yer- de kendiayak izlerinizle onları birbirine ka- rıştırmamak için yapılacak şey böylece sıç- ramaktır. Baghira, yere düştükten sonra Movgli- ye doğru dönerek bağırdı — Burada bir başka ayak izi var; gelip onunla buluşuyor. Bu ikincisi daha ufak bir ayak izi; tabanları da içeriye doğru dönük. Bunun üzerine Movgli de oraya fırlaya- rak baktı. — Bu bir gond avcısının ayak izi, bak! Okunun yayını çimenlerin üzerinde sürükle- miş. Bunun için birinci ayak izi hızla beri ta- rafa sapmış. Büyük ayak, küçük ayaktan saklanmış. — Bu doğru, dedi Bağhira, şimdi birbiri- mizin geçtiği yerlerden gezerek izleri büs- bütün karıştırmıyalım. İkimiz de ayrı ayrı. birer izin peşinden gidelim. Küçük kardeş, ben büyük ayağım, sen de küçük ayak gond. Baghira, geriye esas izin bulunduğu yere sıçradı. Movgli de ormanların küçük adamı- n küçük ve tuhaf izinin üzerine eğil Baghira, ayak izlerinin teşkil etti; — Şimdi, ben büyük ayak, burada beri yana dönüyorum. Burada, ayağımı bile kı- mıldatmağa cesaret edemiyerek kendimi ka- yanın arkasına gizliyorum. Küçük kardeş, Movgli, kendi di ki: — Şimdi, ben BÜÇÜK ayak, kayaya gi yorum; kayanın altında sağ kolumun üzeri- ne yaslanarak oturuyorum. Okumla yayım da tabanlarımın arasındadır. Uzunca bekli “Kayanın arkasındaki Baghira da: — Ben de, elimdeki sivri nesnenin ucunu bir taşın üzerine dayayarak, bekliyorum. Fa- kat değnek kayıyor, çünkü burada taşın üzer rinde çizikler var. Sen, kendi izini söyle kük çük kardeş! Movgli hafif bir sesle: — Burada bir iki çubukla büyük bir dal kırılmış, dedi, bunu bağıra bağıra nasıl söye liyeyim. Bu gayet âşikâr bir şey. Ben, küçük ayak, şimdi sesler çıkarıp gük rültü ederek gidiyorum ki büyük ayak beni duyabilsin. Oğlan, kayanın yanından ayrılarak ağaç. ların arasına doğru gitti. O târaflardan sesi gelen bir çağlayana yaklaştıkac sesini, git tikçe, yükseltiyordu: Sonu var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: