31 Mart 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

31 Mart 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Atina Metkupları : 14 Yunanistan dış ticaretinde türkiyenin vaziyeti Atina, — Yuninistanım harici tica- retinde müttefiklerinin mevkiine gelin- ce; 1 — Umumi rakamlar: 1936 (Bin drahmi olarak) İthalât İhracat Umumi yekün — 11.808.884 7.371.143 Türkiye 176.968 40.437 Romanya 633.727 1.598 Yugoslavya 691.959 228.498 2 — Hususi rakamlar (1): a — etlik canlı hayvanlar ve et: Umumi yekün 405.810.335 Türkiye 77.993.197 Romanya 35.989.185 Yugoslavya 244.139.340 b — Süt,süt mamülâtı ve nebati yağlar: Umumi yekün 68.676.189 Türkiye 92.410 Romanya 3.982.431 Yugoslavya 6.809.675 © — Balıklar “taze, kuru könserve” : Umumi yekün 182.203.888 Türkiye 26.154.617 Yugoslavya 4.891.150 d — Hububat, “buğday, buğday unu, mısır, darı, arpa ve diğer hububat. Umumi yekün 2.133.112.641 Türkiye 4.240.816 Romanya 189.803.045 - Yugoslavya 155.900 € — Kuru sebzeler. “pirinç dahil, bakla, nohud, bezelye, mercimek, pata- tes, patates unu. Umumi yekün 366.871.188 Türkiye 1.466.380 Romanya 54.136.450 Yugoslavya 56.645.056 Ve hammaddeler hakkında fazla tafsilâta girmeden dört rakam daha: Şeker: Umumi yekün 295.794.851 Romanya 1.182.673 'Türkiye Yugoslavya Taze sebze: Umumi yekün 19.716.740 Müttefikler Maden kömürü: Umumi yekün 491.208.931 Türkiye - 32.519.198 Kok: — Umumi yekün 43.727.680 Türkiye İstatistiklerden şöylece aldığ.m ra- kamları sözle teyide çalışmıyacağım. Ben bunlarla size; ihtiyacı oldukça mütenevvi, satın alma kabiliyeti büyük komşusunu tatmin edebilecek kadar yüksek dost ve müttefik bir mevcud olduğunu göstermek istedim. Bu pazar büyük ziraatci Türkiyeye en kısa deniz ve doğru kara yollariyle bağ- lıdır. Toprak mahsullerinizin şayanı hay- pazarın ret bir tenevvuu, topraklarınızın ve hal- k.nızın her türlü tanzimi cöi yecek kabiliyetleri var. Büyük bir zir reforma hazırlanıyorsunuz, bir — taraf- tan da; zengin kömür madenlerinizin yanında, ağır demir sanayiinizi kuru - yorsunuz. Niçin bunlarla alâkadar ola- Tak aynı zamanda pazarlar işi tanzim (1) akamlar ikinci kânun - ikinci teşrin 1936 ya aiddir. Ve drahmi olarak ithalâtı gösterir. edilmesin? Meselâ; niçin Yunanistan 491 milyonluk maden, 44 milyonluk kok kömürünü, iki buçuk milyarlrk hububa- tını, 340 milyonluk türlü sebzesini hat- tâ 296 milyonluk şekerini tamamen 'Türkiyeden almasın?. Yunanliların toprakla münasebetle- ri türklerinkine benzemez. Memleket içinde yıllardanberi tatbik edilen zirat ıslahat - köylülere toprak tevzii, köylü kredilerinin ve sulama işlerinin tanzi- mi; ziraf mahsul fiatlarının himayesi ilh... ilhk — Memlekete gıda maddeleri ithalini ancak mahsüs bir derecede a- zaltabilmiştir. Yunanlılardaki ticaret temayülü bugünkü şeklini muhafaza et- tikçe teşebbüslerin gelecekte bugün - künden çok farklı neticelere varacağı pek ümid edilemez. Esasen bence ya - pılması icab eden şeylerin en faydalısı da bu değildir. Yunanistan nüfusunun köyler ve şe- hirler arasındaki inkısam nisbeti aşağı yukarı büyük sanayi memleketlerinde olduğu gibidir. Nüfus mümkün olabil - diği kadar topraktan uzaklaşmış küçük büyük şehirlerde yerleşmiştir. Köyde kalanlar da köylünün vasıflarını kaybet- miş gibidirler. Bunlar ekseriyetle bir nevi tüccardırlar. Yiyeceklerini satın alırlar. 7.371.143.000 lik — ihracatımızın 2.372.079.858 ini üzüm, şarab, incir, zey- tin, zeytin yağı, badem, ceviz, portakal gibi meyvalarımızdan, 3413369137 sini de tütün ve sigaralar mızdan alıyoruz ve aldığımızı çok az bir farkla kömür, yi- yecek gibi zaruri ihtiyaclarımız hariç memleketlere veriyoruz. için Niçin Türkiyeye vermiyelim, niçin aram'zda anlaşmıyalım? Neşet Hali! ATAY l RADYO | ANKARA Öğle Neşriyatı: 12,30 - 12,50 Muhtelif plâk neşriyatı 12,50 - 13,15 Plâk: Türk musikisi ve halk şarkıları, 13,15 - 13,30 Dahili ve ha- riçi haberler. Akşam Neşriyatı: 18,30 - 19,00 Muhtelif plâk neşriya- tr, 19,00 - 19,30 Türk musikisi ve halk şarkıları (Servet Adnan ve arkadaşları), 19,30 - 19,45 Saat ayarı ve arabca neşri- yat, 19,45 - 20,15 Türk musikisi ve halk şarkıları (Leman Ekrem ve arkadaşla- rı), 20,15 - 20,30 Hukuki konuşma: İmran Ökten (Hak, ne ile isbat edilir?), 20,30 - 21.00 plâkla dans musikisi, 21,00 - 21,15 Ajans haberleri, 21,15 - 21,55 Stüdyo sa- lon orkestrası (1 — Grumbach Danses Arabes, 2 — Delibes Pas des fleurs, 3 — Romberg The Stutentprince, 4 — Osch- eit O Sole mio), 21,55 - 22,00 Yarınki program ve istiklâl marşı. İSTANBUL Öğle Neşriyatı: 12,30 Plâkla türk musikisi, 12,50 Havadis, 13,05 Muhtelif plâk neşriyatı, 14,00 Son. Akşam Neşriyatı: 17,00 İnkrlâp dersleri (Üniversiteden Memleketten Düşunu kısa haberler * Tarsus hars komiteleri: — Tarsus- ta halk partisine bağlr olarak kurulmuş olan hars komiteleri çalışmalarına de. vam etmektedir. Komitenin şimdiye ka- dar aldığı kararlar şunlardır: 1 — Köylerde ve mahallelerde teş- kilât yapılacak ve çalışacak elemanlar çoğaltılacaktır. Tek tük türkçeden gay- ri lisan konuşan yurtdaşların türkçe ko- nuşmaları temin edilecektir. 2 — Lüzum görülen köylerde de teşkilât yapılacak ve bu teşekküllerde ihtiyar heyetleri de aza bulunacaktır. 3 — Okuma çağına gelmiş çocukla- rın mektebe gitmeleri temin olunacak. tır. 4 — Ziraat işlerinde ve fabrikalarda çalışan işçilerden türkçe konuşmıyanla- ra türkçe konuşmaları bildirilecek. 5 — Tahsil çağında bulunmıyan ve türkçeyi öğrenmemiş olanlara türkçe öğretilecek ve bu işte öğretmenlerimiz- den faydalanılacaklardır. 6 — Komite zaman zaman faydalı neşriyatta bulunacak, broşürler bastıra- cak ve temsiller verdirecektir . 7 — Şimdiye kadar mekteb açılmı- yan köylerde mekteb açtırılması için te- şebbüslerde bulunulacak. 8 — Hars komitesine, köylerimizde. ki kadınlarımızın da yükselmesi için Bayanlardan yardımcı kollar teşkil e- derek köylerimize gönderecek ve b lar gittikleri köylerde kadınlarla g şerek onları aydınlatmıya çalışacak. Komite pazartesi günleri muntaza- man toplanmayı ve hafta aralarında da lüzum görüldükçe başkanın davetiyle toplantılar yapmayı kararlaştırmıştır. * Türk hava kurumu şubelerinin toplantısı: — Balıkesir mın- takası Türk hava kurumu şube- lerinin birinci bölge müfettişlik merke- zi olan Bursada bir kongre yapmaları kararlaşmıştır. Bu kongrede görüşüle- cek maddeler arasında bilhassa yer ü- rünleri meselesinin bahis mevzuu edil- ceği anlaşılmaktadır. * Turing kulüb İzmir şubesinin seya- hatleri: — Turing ve otomobil kulübü İzmir şubesi umumi heyeti toplantısı önümüzdeki hafta içinde vali B. Fazlı Güleç'in reisliği altında yapılacak ve kulübün bir yıllık işleri hakkında gö- rüşmelerde bulunulacaktır. Yaz mevsi- minde turing kulüb, bir çok seyahatler tertib edecek ve ucuz vasıtalarla halkı eğlence yerleriyle asarıatika mıntakala- rına götürecektir. lantıda bu seya- hatler hakkında görüşülecektir. * Deniz mahsulleri üzerinde tetkik- ler: — Bütün memlekette göl ve deniz mahsulleri üzerinde tetkikler yapmak- konomi bakanlığı su mahsulle- üi B. Mazlum ile mütehassıs B. İsmail Hakkı Sökedeki dalyan ve liman- larda tetkikler yaparak İzmire dönmüş. lerdir. Sökede Karina ve Kovala dalyan ve Himanlarındaki deniz mahsulleri hakkın- da tetkikler yapan bu iki mütehassıs, bugün deniz yoliyle Bodruma gidecek- lerdir. Orada sünger istihsalâtı hakkın- da tetkikler yaptıktan sonra Antalya, Mersin ve İskenderun limanındaki ba- lık istihsallerini de tetkik eyliyecekler- dir. naklen Yusuf Kemal Tengirşenk), 18,30 Plâkla dans musikisi, 19,30 Konferans: Tayyare Cemiyeti namına Nuri Kızıl- kanat. 20,00 Nezihe ve arkadaşları tara- fından türk musikisi ve halk şarkıları, 20,30 Ömer Riza tarafından arabca lev, 20,45 Bimen Şen ve arkadaşları ta- rafından türk musikisi ve halk şar'sıla- rı, 21,15 Orkestra, 22,15 Ajans çe borsa haberleri ve ertesi günün programı, 22, 50 Plâkla sololar, opera ve operet par - çaları, 23,00 Son. . .. ler Hassas davranmamız gereken bir nokta Gazete, her şeyden önce bir haber yayma vasıtasıdır. Bu itibarla, halkı alâkalandırabilecek hiç bir haberi ih- mal etmemek, gazete için vazifedir. An- cak, bütün imkân vasıtalarını, kabil ol- duğu kadar bol haber toplamak için se- ferber ederken, gazetenin ikinci bir va- zifesi de, halka srhatli malümat ver- mek, uydurmamak ve hususiyle uydu - ranların fenalık âleti olmamaya dikkat etmektir. Fakat itira fetmeliyiz ki, taze ve sansyasyonel haber neşretmek sev - dası, çoğun, gazetelerimizi, ellerine herhangi bir vasıta ile geçen haberi, sı- hatini tahkik etmeden okurların önüne sürmeye sevketmektedir. Dikkat etmişseniz, bir müddettenbe- ri, İstanbul arkadaşlarımızın sayfaların- da sık sık üniversite hâdiseleri'ne rast- lanmaktadır. Birgün bakıyorsunuz heyecanlı bir haber ortaya atılıyor: Rektör üniversi- teye musikinin sokulam:yacağını söyle- miştir. Böyle bir haberin, bir kasıd mahsulü olarak, tahrifli ve mübalagalı bir şekle sokulmuş olduğundan şüphe etmeyi hatırlarına getirmeyen bazı ar- kadaşlar, b uhâdisenin ifade eder gö - ründüğü zihniyetin garibliği üzerinde yazılar yazdılar. Fakat hakikatte meselenin aslr şun- dan ibarettir: Tıb fakültesinin vereci iki müsamereden biri gündüz üniversi- te konferans salonunda yapılacaktır. Yalnız ders ve konferanslara tahsis e - SPOR Ankara Stadyomunun bir eşi Yugoslavyada yapılacak Yugoslavya kırallık sarayı mareşalr eski büyük elçilerden B. Çolakantiç, Belgrad elçimize müracaat ederek, Başvekil B. Stoyadinoviç'in memleke- timizi ziyareti esnasında Ankara stad- yomunu görerek her bakrmdan mükem- mel bir eser bulunduğunu ve Belgrad. da yapılacak yeni stad için de aynı e, sasların kabul ve tatbik edilmesi dü: nüldüğünü söyliyerek Ankara stadyo- mu, mimarı ve maliyeti hakkında ma- lümatla stadın krokilerini istemiştir. Bu malümat Ankara belediyesince hazırlanarak Belgrad elçiliğimize gön- derilmiştir. Eskrim Müsabakaları Bölge eskrim ajanlığının hazırladı- ğt “sınıf ayırma,, müsabakalarına ev- velki akşam devam edildi. Halkevi sa- lonu bu heyecanlı çarpışmaları seyre gelen meraklılarla dolu idi. Sekiz eskrimci arasında yapılan mü- sabaka neticesinde; Mehmet (Birinci), Bedevi (İkinci), Reşat (Üçüncü), Mus- tafa (Dördüncü) oldu. Müsabakalardan sonra eskrim ajan- lığı hazırladığı hediyeleri kazananlara dilmesi bir anane haline gelmiş olan bur salondaki merasim programına musiki- nin konulmıyarak, musiki kısmının ge- ceye bırakılması rektörce daha muva - fık görülmüştür. İstanbul üniversitesi — rektörünün, musikiye ibtila derecesinde olan alâka ve sevgisini bilenler için, esasen, hâdi- senin başka bir izah şekli olması müm - kün değildir. Gene bir başka gün, bir doçentin verdiği tez dersinin üniversite rektörü tarafından yarıda bırakıldığı haberini okuyarak hayrette kalıyorsunuz. Ertesi günü, hakarete uğradığı tel- mih edilmek istenilen doçentin tekzi- bini okuyunca, bu haberin de bir kasıd eseri olduğuna şüpheniz kalmıyor. Rektör Cemil Bilsel, üniversitede kuvvetli bir disiplin kurmak işine gi - rişmiştir. Disiplinsizliği bir itiyad ha- lime getirmiş bazı unsurların bundan memnun kalmıyacakları aşikârdır. Fa- kat bu gibi disiplin düşmanlarının, biz« zat rektörü nizamlara riayetsizlikle it- ham eden iftiralarını, asıllarını araştır- madan, neşirde acele etmek, vazife ve mesuliyet sahibi vatandaşların şahsiye- tine karşı halkın şüphelerini tahrik ede- bilir. Fena maksadların tuzağına düşme- meye çalışmak gazetelerimizin prensip- lerinden biri olmalıdır. Hattâ birkaç sansasyonel haber kaybetmek pahasına olsa bile., YAŞAR NABİ Hummai klâi ile savaş İzmit çevresindeki iki türlü bölge- de, sekiz mihrakta tesbit edilen hummal klâinin, bilhassa milyonlarca kilo ham hayvan maddesi ihrac eden İstanbul li- manına sıçramaması için ziraat bakanlı- ğınca gereken tedbirlerin alınmakta ol- duğunu yazmıştık. Bakanlık baytarlarının yerindeki tetkiklerinden sonra bıçakçılar deresi ilk Kara Yakub nahiye merkezi hattının şarkından samandıra istikametine uza. - nan hayvan hareketleri “durdurulmuş. tur. Yukarıdaki hattın garbında Karade- nizde Agva noktasından Marmarada tuzla hattının arasındaki saha bir ta- rama bölgesi olarak ayrılmış, teşkilât- landırılmış ve ayrıca Agva - tuzla hat- tının garbındaki otuz kilometre derin. liğindeki sahanın taraması işi İstanbul teşkilâtına bırakılmış ve derhal faali- yete geçilmiştir. ; Bu hattın garbındaki saha, boğaziçi anadolu sahilleri bölgesine kadar hay- van hareketleri itibariyle _Üıküdır is- kele baytar direktörlüğünün kontrolü altma verilmiş ve İzmitteki şark ve garti mihraklarının komşu kazaları da taran. mağa başlanmıştır. verdi. Senenin ilk eskrim karşılaşması olan bu müsabâkalar çok iyi neticeler- le sona erdi. Bu ilerisi için muvaffaki- yetli bir adrmdır. Her gün çalışmaları. na şahid olduğumuz eskrimcilerimize güzel başarılar dileriz. Tetrika xo: 23 F B Euügenie Grandet T d Yazan: Honore de Balzac Tiürkçeye çeviren: Nasuhi acısı içindeyim, Depolarda durmakta olan şarab- larım, mahsulünüzün bolluğu ve iyiliği dolayısiyle, gittikçe kıymetten düşüyor. Üç gün sonra Paris: “Mösyö Grandet ahlâksızıîı biri idiP” — diyecektir. Ben ,namuslu adam, bir hayasızlık kefenine sarıl - anış olarak yatacağım. Oğlumu hem lekelediğim adından, hem de anasının servetinden mahrum bıra- kıyorum. Kendisine tapınmakta olduğum bu zaval- l1 yavrucuğun bu halden haberi bile yok. Biribiri - mize muhabbetle veda ettik. Acaba günün birinde beni tel'in etmiyecek mi? Kardeşim, kardeşim, çocuklarımızın lâneti kor- kunçtur! — Baydar Grandet, sen benim büyüğümsün, bana himaye borçlusun: Charles'ın mezarım hakkında acı sözler sarfetmemesini temin et! Kardeşim, sana kanım ve göz yaşlarımla yazsay- dım bu mektub bundan daha ıztırablı olamazdı; Zi- ra o zaman ağlıyacak, kanımı dökecek, artık acı duymuyacaktım. Halbuki ölecek ve şimdi — ıztırab çekiyor ve ölüme kupkuru gözlerle bakıyorum. İşte şimdi Charles'ın babası sensin Onun ana tarafından kimsesi yoktur ve sebebi de malümdur. Neden sosyal hurafelere boyun eğmedim? Neden kendimi aşka teslim ettim? Neden büyük bir zatın evlenmedişi doğmuş kızını aldım? Charles artık ailesizdir. Bahtsız oğlum, yavrum!... zavallı Dinle Grandet; ben sana kendim için yalvarma- ğa gelmedim; zaten malların üç milyonluk bir hac- ze tahammül! edecek derecede ehemiyetli olmamak lâzımdır. Fakat oğlum için sana rica ediyorum. Şunu bil ki, kardeşim, önünde diz çökerek ölür- ken oğlumu sana emanet ediyorum. Senin ona ba- balik edeceğini düşünerek tabancalarıma iztırab - sız bakıyorum. Charles beni çok severdi; ben ona karşı çok mü- lâyimdim; arzularına hiç karşı gelmezdim: bana lânet etmiyecektir. Esasen göreceksin ya: yumuşak tabiatlıdır, ana- sına çekmiştir, seni incitmiyecektir, Zavallı çocuk, lüksün temin ettiği zevklere alı- ,şık olduğu için, senin ve benim, ilk gençliğimizde çekmiş bulunduğumuz sefaletin mahrumiyetlerin - den hiç birini bilmemiştir... Fakat işte, şimdi o da zaruret içinde ve yalnız başına! Evet, bütün dostları ondan uzaklaşacak ve ma- ruz kalacağı istihfafların müsebbibi ben olmuş o- lacağım. Ah, onu bir tabanca kurşunu ile cennete, anası - nın yanına gönderebilecek kudreti kendimde gör - meği ne kadar isterdim! Delilik! Bahtsızlığıma, çocuğumun bahtsızlığına gene dönüyorum ve hem münasip tarzda ölümümü, hem de istikbalini kendisine bildirmek için wnu gönderiyorum. Ona baba, iyi bir baba ol. Onu aylak hayatından birden bire çekip alma; hayatına kastet- miş olursun. Ondan istirham ediyorum: anasının varisi hay- siyetiyle alacaklarını istemekten vazgeçsin. Fakat bu rica lüzumsuzdur. Charles şeref sahibidir ve ala- caklılarımla birleşmemek lüzumunu hissedecektir. Münasib bir zamanda onu verasetimden vazge- çir. Onu maruz bıraktığım çetin hayat şartlarını izah et, ve şayed, bana karşı olan sevgisini muhafaza ederse, kendisi için her şeyin kaybolmamış oldu - ğunu tarafımdan anlat. Evet, ikimizi de kurtarmış sana olan sây, elinden aldığım serveti ona iade edebilir. Eğer babasının sözünü dinlemek isterse kalksın, Hindistan'a gitsin! Kardeşim, Charles namuslu ve cesur bir delikan- lıdır: ona bir sermaye vöt. Ona iare edeceğin para- yyr geri vermezse ölür. Evet, sen ona sermaye vere- ceksin, Grandet, aksi takdirde vicdanın azab içinde kalır. : Eğer oğlum senden yardım ve sevgi görmiyecek olursa bu katı yürekliliğinin cezasını ebediyen Allahtân dileyeceğim. Kabil olsaydı da birkaç tahvil veya sehim kur- tarabilseydim anasının alacaklarına mukabil kendi- sine biraz para verebilirdim, fakat ay sonu tediyele- ri varımı yoğumu yuttu. Çocuğumun istikbali hakkında ölmek istemezdim; elimde elinin sıcaklığını hisse- derek mukaddes vaidlerini kulağımla işitmek arzu ederdim, ancak vaktim yok. Charles seyahat eder- ken ben de bilânçomu hazırlamağa mecburum. İşle- rime hâkim olan iyiniyetle isbat etmek istiyorum ki felâketlerime sebeb ne hatâ ve ne de dürüstlüğün gayridir; bu da Charles ile meşgul olmak manasına emin olmadan gelmez mi? (Sonu var) —

Bu sayıdan diğer sayfalar: