31 Temmuz 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 4

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ULUS HREE 5 Kai ee y 31-7-1937 —— — i Büyük bilgin Markoninin iki makalesi Yıldızlarla konuşmak pekalâ kabildir elki beşeriyeti kurtaracak olan radyo insanın hayatını da uzax. Mikro - ondların Eğ.er bu yol- dan yürüyecek ©- tabilecek mi? Turlarsa, — radyo- Bu çok mümkündür. nun hududsuz sa- “Mikro « ond,, lar, şimdiye kadar ta. . ' « « hasını — inkitasız babette kullanılmıştır. Tatbikatı © ka- muhım roı ıerı genişleteceklerdir. dar bilinmemesine rağmen, çok iyi ne- ; Ve bu suretle « ticeler vermiştir. . a w radyo, cihan barı- x Televizyoninsanlığın ;::::::> mi şimdiye kadar y h: âletlerinden bi- mucizeler — yarat- ri olacaktır. ee huzurunu kaçıracak x- -x kalar olmuştur ki, dalgalar, gayet güzel bir surette nişte- rin yerini tutmuştur. Yeni bir ilim doğmaktadır: Radyo - Biyoloji. Çok yakın bir istikbalde, bu âna kadar hayatın nüfuz edilemiyen es- rarı üzerine bu sayede bir aydınlık ver- amek, - ve kimbilir belki de -, insan ha- yatını uzatmak kabil olabilecektir. cudundan geçtiği sırada, vücudu ısıt- maktadır. Elettra yatımla ben, son günlerde -, Mikro - ond'lar sayesinde - göze görün- miyen dubalar arasında seyahat ettim. Bu dubaların arasında gayet küçük bir menfezler bulunmkta idi. Gemiyi idare edeu kaptan, geminin dibindeki kabi- Kâinat hududsuzdur. Ve bi leyh, radyonun muhtemel inkişafı da hududsuzdur. Dünyanım üzerine, geniş bir dalga şebekesi yaymağa muvaffak olduk. Daha fazlasını yayacağız. Dal- gaları daha düzelterek eter'in zorlukla- rını ortadan kaldıracağız. İlim, radyonun geniş sahası içine nüfuz etmektedir. Radyo ile telefon bi- rinci merhale idi, televiziyon ikincisi- dir. Hiç durulmadan tetkikat ve tahar- riyat yapılmasına rağmen, televiziyon- un ne kadar zaman sonra radyo gibi taammüm edeceğini söylemek henüz mümkün değildir. Bir çok kimseler, çok yakın bir is- tikbalde, televiziyon'un, bizim amâ pos- talarımızın yerine geçeceğini tahayyül etmektedirler. Ben onların bu nokta üzerinde aldan- dıklarını zan ediyorum. Görmek ve duymak hisleri biribi- rinden çok farklıdır. İkisinin de iste- diği şeyler farklıdır. Bana kalırsa, televiziyon'un geniş mikyasta taammümü iyi değildir. Bir ev kadını bir könseri dinleyerek pek güzel Halbuki ekran üzerinde geçen sahneleri takib eder- ken ayni şeyleri yapabilir mi? Ben hiç zan etmiyorum. Ve yuvamızın ortasın- da kurulan bu “daimi sinemadan” do- layı çok çabuk pişman olacağımızı tah- min ediyorum, işini görebilir. n dikkate şayan araştırmalar şim- di Mikro - ond'lar üzerinde ya- pılmaktadır. Bir kaç sene evel, çok küçük dalga- ları, basari dalgalar tabiriyle ifade edi- yorlardı. Çünkü bunların, gözle görüle- bilecek mesafelerden — hissolunduğu tahmin ediliyordu. Halbuki şimdi bun- lardan Mikro - ond tabiriyle bahsolu- nuyor. Filhakika kati surette, tesbit e- dildi ki, bu dalgalar deniz seviyesin- den üç yüz kilometre yüksekliğe kadar intişar edebilirler. Şimdi bütün radyo neşriyatı, 10 la, 25.000 metre arasında değişen dalgalar vasıtasiyle yapılmaktadır. İmdi, eğer biz, 1 den 10 metreye kadar olan dal- gaları kullanabilir ve bunları müessir bir kontrol altına alırsak, yeni bir im- kânlar dünyası keşfederiz. Çok kısa dalgalar etrafında yapılan araştırmalar çok garib vakıaları meyda- na koymuştur. Bunlar alelâde dalgalar- dan çok farklıdır. Ve bugün kullandı- ğımız dalgaları çok bozan hava değiş- melerinden eltktrik cereyanlarından katiyen mütecessir olmazlar. Mühendisler 20 - 50 santimetrelik dalgaların küçük hayvanları, meselâ kendi tarlalarında bulunan fareleri öl- dürdüklerini söylemişlerdir. İşte bu prensipten hareket edildiği takdirde “öldürücü ziya” ya vasıl olmak kabil- dir. Şahsen ben bu hâdiseyi asla müşa- hade etmedim. Bilâkis ben şuna kanaat getirdim ki, göze görünmeyen ziyadar dalgalar dediğimiz dalgalar insan vü- de ol rağmen hiç bir müsa- deme tehlikesiyle karşılaşmadım. Şimdi yapmakta olduğum cihaz sa- yesinde gemiler en kesif sisli havalar- da yollarına devam edebilecekler ve li- manlara tehlikesizce girebileceklerdir. D aha geniş araştırmalar Mikro - ond'ların daha şayanı hayret tatbikat sahası bulacağını göstermekte- dir. İnsanlar çok zamanlar, günün birin- de yıldızlarla ve bilhassa Mars yıldı- ziyle konuşmanın kabil olup olamıyaca- ğını kendi kendilerine sormuşlardır. Mikro - ond'lar sayesinde belki bu mümkün olabilecektir. Eğer Mars yıldızındaki insanların bizim kadar zeki olduklarımı kabul e- dersek - ki bundan şüphe etmek için &- Himizde hiç bir sebeb yoktur - uzak ve- ya yakın bir istikbalde, onlara haber göndermek ve onlardan cevab almak va- ziyetinde olabileceğimizi söyliyebili- riz. Bugünkü bilgimizin vaziyeti malüm olduğundan, benim fikrimce, Mars'lılar- la konuşmak, sırf bizim cihazlarımızın kuvvetine bağlıdır. Yıldızlar arası muhaverenin yegâ- ne sırrı buradadır. Hulyalara kapılan — mühendislere fazla kuvvet israfma mani ol- malarmı bugün serviste olanlardan da- ha küçük fakat daha hassas cihazlar yapmalarını tavsiye ederim. rin edebi ve ar- mecburiye bütün milletler arasında en- telektüel ve hissi bir yaklaşma vücude getirecektir. Musiki sayesinde dünyadaki bütün milletlerin vatandaşları hududlarının öbür tarafından biribirleriyle anlaşabil- Radyo kadın ikalbi ve aşk Gevezelik hususunda deha sahibi olan kadınlar radyo ile telefonun iyiliğini daha iyi anlarlar B en radyonun kadınların hayatı- nı mühim mikdarda zengin- leştireceğine kaniim. Radyo sayesin- de kadmlar bütün dünya vukuatın- dan haberdar olacaklar, ve kendi muhitleri ve kâinatları durmadan ge- nişliyecektir. Daha şimdiden asri ev Berlinde veya Londrada çalan orkestraların ahengi arasında yemeklerini hazırlamakta- dırlar. Radyo yarın üniversiteyi kendi yuvalarında kuracaktır. Daima maceraya ve aşka haris olan kadınlar, radyoda kendilerini tatmin edecek çok şey bulacaklardır. Radyo ile telefonun kullanılması ta- ammüm ederse, ve ucuzlarsa, en u- zun mesafelerden hissiyatın izharı bu vasıta ile kolayca kabil olacaktır. Kadın, dünyanın bir ucundan ö. bür ucundaki sevdiği erkekle konuşa- mektedirler, Her hangi bir memlek bir musiki âleti çalan bir insanla onu bir başka memlekette dinleyen diğer insanlar arasında zaten sempati ve mu- habbet hisleri kurulur. Her ikisinde de biribirlerini —daha iyi tanımak ve daha iyi anlaşmak arzusu gelir. İşte buradan dünya kardeşliği do- ğacak, ve bizi bütün namuslu insanların ideali olan dünya barışına sevkedecek- tir. Bütün dünya âlimlerinin gayretleri bu son gayeye ulaşmaktır. Çünkü on- lar, hakiki ilerleyişin ancak barışta ©- labileceğini pek alâ bilitler. Güglielmo Markoni | RADYO | ANKARA Öğle neşriyatı: — 13.80 » 13.50 Muhtelif plâk neşriyatr, 13.50 - 14.15 Plâk: Türk musikisi ve halk şar- kıları, 14.15 - 14.50 Dahili ve harici ha- berler. Akşam neşriyatı: — 18.30 - 18.35 Muhtelif plâk neşriyatı. 18,35 « 19.10 Çocuklara karagöz (Küçük Ali). 19.10 - 19.35 Türk musikisi ve halk şarkıları. (Hikmet Rıza ve arkadaşları). 19.35 19.50 Saat ayarı ve arabça neşriyat, 19.50 - 20.15 Türk musikisi ve halk şar- kıları. (Servet Adnan ve arkadaşları), 20.15 - 20.30 Şevket Süreyya (İktisadi konuşma). 20.30 - 21.00 Türk musikisi ve halk şarkıları. (Salâhaddin ve Udi Eşref Kadri), 21.00 - 2115 Ajans ha. berleri. 21.15 - 21.55 Stüdyo salon or- kestrası. bilecektir. Meselâ ben ÂAkdeniz üze- rinde yüzen yatımdan Avusturalya i- leçok defa konuşuyorum., Şanghay- dan ben ve karım, Romada bulunan kü- çük kızımız Elettra ile ekseriya mu- havere ederiz. Biz onun sesini gayet iyi duymaktayız. O da bizim sesimizi tam bir vuzuhla almaktadır. Gevezelik hususunda dehâ sahibi olan kadınlar, radyo ile telefonun i- yiliklerini erkeklerden daha çok tak- dir edeceklerdir. Avusturalya ile tecrübe konuşma- ları yaptığımız sırada erkekler çok yecek söz bulamadılar ve nihayet bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi diye sayı saydılar, Bu acınacak bir haldi! Fakat bereket versin sonra kendi yerlerini karılarma bırakmağı akıl et- tiler Bunun üzerine tatlı, ve çok ha- eketli bir muhavere b şlad Yarımım kadmi Televiziyon'a sahib din. Buna hangi kadın tahammül debilir?. dan diğer kıtaya eter arasından aşf Telsiz telefon kumpanyalarının ü el n YN b ' gelirlerinin en büyük lnııu. dünya F çinde kaybolan aşıkların, biribirleri" ne gönderdikleri tatlı haberlerden, !" yi temennilerden hasıl olmaktadır. A edecek ve fiatlar halk tarafından kü- 1 ,”l.' ıv' ») , bil'w havereler daha fazlalaşacak, ve d galar, aşk kelimeleri altında ağ şacaktır. k Bana kalırsa, söyliyen insanı gö mek onu işitmek kadar mühim de“ ğildir. Radyonun bizim her günkü hayâ* bir surette değiştirdiğini zan etmiy0” rum. İşin derinine gidilirse, biz, ooÖ' dımızdan çok farklı değiliz. B B tabiati çok yavaş tekâmül ehı'wku ve binaenaleyh, daima ileri giden y limden bilmecburiye geri kalmakta* dır. j Çok sanayileşmiş memleketlerdt insanlar daha az çalışmakta ve bof zamanları daha fazlalaşmaktadır. Bu boöş zamanları, kabil olduğu Kü dar iyi kullanmak lâzımdır ve işte rad* yo, burada başlıca rolünü oynay tır. ğ Radyo, öğretecek, terbiye edeci vakit geçirtecektir. Muıı'hşınııllf' aktörler, kendileri için burada mü* him mikdarda yer bulıcıktır ve bü- j tün kâi onları dinley ktir. olacaktır. Fakat televiziyon'un kad bir hayal kırklığına sevketmesi müm- kündür. Kadın için hayal kırıklığı ve erkek için de oldukça büyük bir en- dişe. Erkeğin işinin çoklnğıııdın do- layı yazihanede kal tinde olduğunu bildirmek için evine telefon ettiği zaman, yanındaki se- vimli bir kadın: arkadaşının, çehresi- nin evindeki telefon ekranı üzerinde aksetmemesine çok dikkat etmek mecburiyetindedir. 'l'e!uizyoıı garib sahnelere yol a- ı’ı: çacak ve yarının komedisi bundan çok istifade edecektir. Ekranm üzerinde güzel bir kadı- nn aksini gördüğünüzü tasavvur e- Radyoda verilen teknik ve prati! dersler, herekese kendi ihtısasında V — lerlemeği, ve bunu yaparken de um! mi malümatını arttırmağı temin €© cektir. Dil dersleri beşeriyetin hekin“la üzerinde mühim bir tesir yapacaktif" Bir veya bir kaç dil bilmek insanlar yalnız iyi mevkiler almalarma biZ” met etmiyecek ayni zamanda olll'.' yeni ufuklar açacaktır. Bu ü bu sayede diğer milletleri, ınll!'H' lecekler, onları takdir edecekler, V" salim bir kafa ile muhakeme ede?” leceklerdir. Güglielmo Markoni

Bu sayıdan diğer sayfalar: