12 Eylül 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 3

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

W' ua ei " ——— — 12-9-1937 L DIŞ İCMAL , Almanya, İtalya ve AÂkdeniz konferansı kdeniz konferansımna iştirâk etmek için İngiltere ve Fransa tarafın. dan vaki olan davete Almanya ve İtalya red cevabı vermişlerdir. Aşağı yukarı aynı maalde olan bu iki cevab şöyle hu- lâsa edilebilir : 1 — İtalya konferansa iştirâk etme- ğe mütemayildi. Fakat konferans arife. sinde Sovyet Rusya tarafından ağır it - hamlar altında bırakıldı. Sovyetlerin it- hamı ortaya yeni bir mesele çıkarmıştır ki bu mesele halledilmedikçe İtalya Sov- yet murahhaslariyle bir masa etrafında Oturamaz. 2 — Vaktiyle Leipzig zırhlısına kar- $i yapılan bir tecavüzü İngiltere ve Fran- sa lâkaydi ile karşılamışlardı. Şimdi Al- manya da aynı şekilde mukabele ediyor. 3 — Mesele Londra karışmazlık ko - isy salâhiyet hududu içinde ol. duğundan Londra'da görüşülmelidir. Bu yolun bir faydası da şudur ki, müzake - relere Polonya ve Portekiz de iştirâk e- debilirler. Cevabın u fıkrası, akdine esas itibariyle muarız gibi görün. düğü halde birinci fıkrada İtalya'nın Akdeniz konferansı müzakerelerine işti- l'âk Va ; .. ’-ı e fıkat Sovyet ithamı karşısında kararını değiş- tirdiğini bildirmektedir. Diğer mütena. kız nokta da şudur: İtalya bir taraftan Sovyet ithamı ile meydana gelen mesele halledilmedikçe kendi murahhaslarının Sovyet murahhaslariyle bir masa etra- fında oturmıyacaklarını söylerken, diğer taraftan da mesele Londra karışmazlık komisyonuna havale edildiği takdirde bu komisyon isine iştirâk ini bildirmektedir. İşin iç yüzü şudur ki İtalya ve Al- manya konferansın esasına muarızdıdar ve hele Sovyet Rusya'nın davet edilme- sini hiç istemiyorlardı. İngiltere ve Fransa konferansa hangi devletlerin da- vet edileceğini son güne kadar bildirme. diler. Esasen bu mesele iki devlet ara - sında bir ihtilâf mevzuu idi. Önce içti- maa yalnız Akdenizde sahilleri olan dev. letlerin davet edilmesi düşünüldü. Fakat Fransa Sovyetlerin davet edilmesinde 1s- Tar etti. Rusya'nın daveti kararlaştıktan Sonra Almanyanın daveti de zaruret ha- lini aldı. Tecrübeli diplomatlar bilirler ki bir konferans ne kadar kalabalık olur. sa, müsbet neticeye varmak ihtimali de © derece azalır. Akdeniz konferansı da Londra karışmazlık komisyonunun bir örneği şeklini alınca, fransızlar endişe etmeğe başladılar. Binaenaleyh Alman - yanın konferansa iştirâk etmemesini Fransa faydalı bile görür. Esasen Al- Manya'nın davet edilmesine âmil olan sebeb, İtalya'nın konferansa iştirâkini temin etmek düşüncesi idi. Fakat İtal- Ya'nın vaziyeti başkadır. İtalyasız bir Akdeniz anlaşması, Habeş harbı sırala - rında Akdeniz devletleri arasında yapı. lan itilâfa benzer ki Akdeniz devletleri - nin kaçınmak istedikleri vaziyet de bu idi. İtalya, red cevabiyle bu vaziyeti ih- das etmiştir. Almanya ve İtalya'nın bu meselede takib ettikleri politika tâbiyesi, mesele. Yi Londra karışmazlık komisyonuna ha- vale etmekti. Filhakika faşist devletleri bakımından bunun iki faydası vardır: 1 — Evvela cevablarında da bildirdik- leri gibi, burada Portekiz gibi taraftar. || nın yard h klardı. Ak- deniz konf da yalnız kalmakl korktular. 2 — Fakat ikinci ve daha ehemiyetli sebeb, Franko hükümetinin tanınması Meselesini ileri sürmektir. Dün de izah €tmeğe çalıştığımız gibi, Akdenizdeki k hareketi, Franko hükümetinin temin etmek için bir tedbir- den ibarettir. İta!lya ve Almanya karış- Mazlık komisyonunda diyeceklerdi ki: — Bu vaziyet Franko hükümeti ta- Dınmadığı için meydana gelmiştir. Dev. letler hukuku çerçevesi içinde hareket ©tmesini isteyebilmek için bu hükümeti mak lâzımdır. Franko'yu âsi, hay- dud ve korsan telâkki ettikçe o da hay- dud ve korsan gibi hareket edecektir. Akdeniz konferansı, yalnız Akdeniz. emniyet işiyle alâkadar olacağı için lmanya ve İtalya'nın ileri sürecekleri Mesele mevzu harici telâkki edile - cekti, Akdeniz konferansı İtalya'sız ve Al- Manya'sız devam edecek ve İngiltere ile Fansa bu defa azimkâr hareket ettikle. Finden bu denizde emniyet ve asayişin tan Şanghayda harb netice vermeden devam ediyor Öteki cebhelerde çarpışmalar oldu Şanghay sokaklarında toplar Londra, 11 (Hususi) — Royter muhabiri Şanghay'dan biludiriyor: Putungda japon harb gemilerile Çin sahil bıtaryıl&n arasındaki harb bütün gün ve gece devam etmiş, fakat lkltıraf da hiçbir netice ala- mamışlardır. Gece olunca Çin tayyareleri japon gemileri üzerinden uçarak bombalar atmışlardır. Japon gemileri bunlara top ateşiyle mu- kabelede bulunmuşlardır. Bu çarpışmalarda da bir netice hasıl olma- mış ve iki tarafın vaziyetlerinde hemen hemen bir değişiklik olmamıştır. Vusung kıyrları boyunca da şiddetli bir topçu düellosu olmuş- tur. Bu bölgede japonlar bir ileri hareketine kalkmışlar ve, Tokyo- dan bildirildiğine göre, çinlilerin mevzilerine 400 metre kalıncaya kadar ilerlemişlerdir. Diğer japon müfrezeleri de Vusung - Şanghay demiryolunu işgal etmişlerdir. Ja- ponlar gene bu civarda mühim bir stratejik nokta olan Yuehpou'yu işgal ettiklerini bildirmektedirler. Putung üzerinden uçmağa kalkışan japon tayyareleri Çin topçuları tara- fından püskürtülmüşlerdir. Diğer cephelerde Paoşan civarında bir millik bir cep- he üzerinde şiddetli muharebeler ol- maktadır. Birçok kasabalar alevler için- dedir. Japon filosu, tayyarelerin de iştira- kiyle Svatov ve Amoy limanlarını te- sirli surette bombardıman etmişlerdir. Kızıl Çin ordusunun harekâtı Kızıl Çin ordusundan 60.000 kişi, Pekin - Sutiyuan demiryolu boyunca japon ordusunun yapmakta oldukları harekâta mukavemet edemiyen Şenoi'. deki Çin ordularının takviyesi için Su- eiyuan'a doğru ilerlemektedir. Çin a- jansı, bu hat üzerindeki Çaikupu şehri- nin çinlilerce geri alındığını bildir- mektedir, “Harb uzun sürebilir., Japon Başbakanı prens Konoye ga- zetecilere beyanatta bulunarak — japon milletinin harbın uzun sürebileceğini göz önünde tutması gerektiğini, lü- zumlu masrafların gelecek büdcede he- saba katılacağını, askeri harekâtın mu- vaffakıyetle neticelenmesi için çalışı- lacağını bildirmiştir. Japonlar arasında kolera Paoşan'daki japon krtaları arasında 80 kolera vakası çıkmış, bunlardan 20 si ölmüştür. Şansideki ingiliz misyo. nerleri de buradaki salgın üzerine eya. letten ayrılmak emrini almışlardır. ı KÜÇÜK DIŞ HABERLER I X Budapeşte — Kabine toplantısın- da B. dö Kanya enternasyonal vaziyet hakkımda izahlar vermiştir. Siyast mah- filler B. dö Kanya'nın Cenevrede küçük antant - Macaristan münasebetlerini gö- rüşeceğini bildirmektedirler. X Varşova — Hükümet, köylüler grevine önayak olmak suçiyle köylü halk fırkası ileri gelenlerinden bir kaçı- nı daha tevkif etmiştir. X Belgrad — Alman - yugoslav da- imt ekonomi komitesi Dubrovnik'de ça - lışmalarına başlamıştır. X Paris — İrlanda başbakanı B, dö Valera Parise gelmiştir . Tuncelinde —— Yeni binalar ve köprüler Elâziz, (Hususi) — Tünceli ve Elâ- ziz vilâyetlerinde inşa faaliyeti gün geç- tikçe hız almaktadır. Bu cümleden ol - mak üzere Pertek - Hozat, Pülür yolu evvelce ilân edilen mfiddenen daha kısa bir zamanda bitecektir. Bu yol üzerinde iki büyük köprü var- dır. Bunlardan Pertek köprüsünün ayak. ları bitirilmiş ve 53 Metrelik Süngeç köprüsü yolculara açılmıştır. Ayrıca Ma- makiye'ye kadar uzanan 60 kilometrelik yolun toprak tesviyesi bitirilmiştir. Hozat, Mamakiye'ye bağlanmak üze. redir. Bu muvasala yolunda Munzur su- yu üzerinde aynı isimde ve Türüşnek'de birer beton köprü kurulmal_:tadu_ Tunc- eli vilâyetinin umumi emniyetini temin edecek olan asker ve jandarma kuvyet- leri için kışlalar ve hükümet otoritesinin muhafazası neye bağlı ise o yapılacak bolü olan hükümet konakları inşaatı ça ilerlemiştir. Ovacıkta askeri kış. Telrıl Fakat şimdiden şu söylenebilir ki, Akde- niz emniyetinin bozulması ve bunu iade etmek için baş vurulan çare Avrupa devletleri arasındaki zümre ayrılıklarını daha ziyade tebarüz ettirmiş ve bu züm- relerin uzuvları arasındaki tesanüdü arttırmıştır. Fransa İngiltere ve Sovyet Rusya biribirine daha yakındır. İtalya, Almanya ve Japonyaya daha ziyade yak- laşmıştır. İtalya ile Sovyetler de biribi- rinden daha ziyade ayrılmışlardır. Mil. letlerarası münasebetlerinin her hangi sahasında iki zümre arasında teşriki me- sai gittikçe zorlaşmaktadır. A, Ş. ESMER la ve hükümet :?;ğ'gm esas dıvarları bitirilmiştir. Bugünlerde çatıları kapa - ltmlmış k üzeredir. Pülür, Mamaki ve ğiıı. deki kışlelerin iki ay evvel temelleri atıl- mıştır. Amutka, Karaoğlan, Nabat jandar- ma karakolları bitmek üzeredir. Kültür faaliyeti de ayrıca ilerlemektedir. Ema- net usuliyle 12 muhtelif köyde yatı mek. tebleri yapmılmaktadıt- Bu kış devresi için bu mekteblerin kadroları tamamla - nacak ve tedrisata başlanacaktır. Böylece Tuncelinde inşa halindeki 50 yi geçmektedir. İspanya Sularında (Başı I, inci sayıfada) açıklarında bir ingiliz petrol gemisini zaptetmiş oldukları haber verilmekte- dir. Septeye götürülmüş olan geminin ismi malüm değildir. Bu gemi ispanyol hükümetinin elin- de bulunan limanlardan birine petrol götürmekte idi. Bir ingiliz vapuru dört meçhul denizaltı gördü Londra, 11 (A.A.) — Deyli Herald gazetesi, Campdehnhill vapurunun üçün- cü mühendisi B. J. Morgan'ın bu gaze- te mufıarrirlerinden birine yaptığı be- yanatı neşretmektedir: “— İspanyanın cenubundaki Huelva limanına 19 temmuzda girdik, Birkaç gün sonra dört denizaltı gördük. Bun- ların üzerinde şu işaretler vardı: U23, U24, U35 ve U36. Bu denizaltıların tekrar hareket ettiklerini gördüm. İşa- retleri gri bir boya ile kapatılmıştı. Ve köş?:leri üzerinde yazılr olan harflerin yerine kaldırılması çok kolay olan si- yah kumaştan harfler konulmuştu.,, Kazaya uğrayan vapurlar Bayon, 11 (A.A.) — Sabahleyin er. ke.nden Ispanyanin şimalinden bir çok mülteciler getirmekte olan bir kaç vapu- run Gaskonya körfezinde kazaya uğra- mış olduklarına dair ortada bir şayia do- laşmaktadır. Şimdiye kadar bu şayia te. yid edilmemiştir. Maamafih resmen öğ- renildiğine göre Nantes'den gelmekte olan Polemis adındaki yunan vapuru, bir balıkçı gemisinde Gijonlu beş mülte- ci bularak almıştır. Bu sıralarda balıkçı gemisi fransız sahillerinde batmak üze- re idi. Macaristanda mühim manevralar yapılacak Peşte, 11 (A.A.) — 12 ilâ 15 eylül. de Macaristanda çok mühim manevra- lar yapılacaktır. İtalyan, Avusturya ve Macar askeri ricali bu manevralarda hazır bulunacakları gibi Peştedeki ata- şemiliterler de bulunacaklardır, Neşredilmiş olan resmi bir tebliğde bu manevraların gayesi yüksek macar zabitanının ilk defa olarak arazi üze- rinde büyük mikyasta tatbikat yapma- ları muhtelif sınıflar arasındaki irtiba. ti tanzim eylemeleri maksadiyle icra edilmekte olduğu beyan edilmektedir. Alman manevralarında ingiliz genel kurmay reisi bulunacak Londra, il (A.A.) — Pres associa- tionun bildirdiğine göre İngiltere ge- nel kurmay başkanı mareşal Sir Deve- rell, önümüzdeki hafta cereyan edecek olan alman manevralarında hazır bulu. nacaktır, Sovyetler yeniden japon balıkçı gemilerini tevkif ettiler Tokyo, 11 (A.A.) — Leulden bildiril- diğine göre, sovyetlerin karakol gezen ge- mileri, yeniden üç japon balıkçı gemi- sini zaptetmişlerdir. Bu gemilerden bir tanesi sovyet sahiline on beş mil mesa- fede bulunuyordu. Kutubtaki araştırmalar Moskova, 11 (A.A.) — Şevelef kut- bu heyeti desir burnundan dün tayyare ile hareket etmiş ve farnçois joseph ada larından reiner'de arızasız yere inmiş. vir, B. Hitler yeni bir nutuk verdi Nürenberg, 11 (A.A.) — B. Hitler- dün gece nasyonal sosyalist partisinin 140 bin siyasi idarecisine hitaben söy- lediği nutukta Almanyanın bel kemiği kırılmak istenildiğini, halbuki bugün alman milletinin her zamandan daha ziyade kuvvetli ve her türlü mücadele- yi başaracak küdrette bulunduğunu e- hemiyetle kaydeylemiştir. | BASIN lCMALlI Kadın vatandaş TAN gazetesinde Ahmed Emin Yalman, üzerinde yeni bir modelin tecrübeleri yapılan tayyareye proto- tip ismi verildiği gibi, türk kadınlığı namına nefsinde yapılan tecrübeyi muvaffakıyetle başararak bütün ka- dınlığımız namıma güzel bir imtihan vermiş olan Sabiha Gökçenin de ka« dınlarımızın askerliği bakımımndan bir prototip denilebileceğini kaydederek, bu kahraman tayyarecimizin cesaret ve merdliği hakkında misaller zikre- diyor ve diyor ki: «Senelerdenberi şu noktayı tecrü- beye alıştık ki, Atatürkün hazırladığı her adımda bir plân, bir inkişaf baş- langıcı vardır. Bir kadın tayyareci prototipi vücuda getirirken, Atatürk herhalde bir tek nümune tayyareci yetiştirilmesini düşünmemiş, türk ka- dınının vatandaşlık vazifelerinde son hadde kadar gitmesini, leketin beka ve inkişafı için her kuvvetten sonuna kadar istifade edilmesini göz önünde tutmuştur. Sabiha Gökçen askerlik öğrenme- ye başladığı sıralarda, gazetelerde bir aralık kadınların askerliğinden bah- sedildi. Böylece kadınların askerliği yolunda bir ihtimalin zihinlerde ilk tohumları atılmış oldu. Şimdi kadım- lığın askerliğine aid kanunun hazırl- gı ilerlemiştir. . Türk kad İyi vatandağ, iyi anne, iyi arkadaş olması için va- tani vazife duygularını benimsemesi, cemiyetin canlı ve faal bir uzvu oldu- ğunu kavraması lâzımdır. Kadınların mecburi vatani hizmeti bizi bu gaye- ye vardıracak en kestirme yoldur. Kadın vatandaş her girdiği hayat sahasmmda yeniliğin bir mümessil ve a- mili oluyor ve olacaktır. Çünkü eski- yi hiç tanımıyor, vatani vazifelerini yeni bir hevesle ve ciddi bir hüsnüni- yetle karşılıyor. Vazife duygusuna ve dürüstlük esaslarına sıkı bir surette bağlı kalıyor. Bugün türk kadınına, milli haya- tın bütün kapıları açılmıştır. Karşı- mızda bulunan mesele, bu kapılardan yalnız birkaç heveslinin tesadüfi su- rette geçmesi değildir; türk kadınım- dan umumi hayatta tam bir vatandaş unsuru olarak istifade edilmesi, ka- dma yalnız süslü bir bebek göziyle bakan devrin kapanmasıdir.,, İSTANBULUN DİYABEKİRE GIBTASI Akşamın «dikkatler» sütununda okuyoruz: «Gazetelerin hususi — muhabirleri Diyarbekirden muazzam ve mükem- mel bir binanın resmini gönderip şu havadisi veriyorlar: Halkevi çok mo- dern bir temsil salonu inşa ettirmiş- tir. Bu salon yalnız Türkiyenin değil şarkın da en güzel snlonlıwdın biri olmuştur. Çok orijinal bir üslübta ya- pılan bu binanm içi, bir asri tiyatro salonuna lâzım olan teknik tertibat göz önünde tutularak yapılmıştır. Binden fazla seyirci alacak büyük- lüktedir. «Kıskançlık fena, gıbta iyi bir his- tir!» derler. Hem niçin kıskanacağız ki Diyarbekir, bir türk şehridir, Tür- kiyenin şehridir. Fakat İstanbul? O- nun üzülmeye ve gıbta etmeye hakkı yok mu? O, en kesif nüfusiyle, iler- lemiş seviyesiyle ve imtihandan geç- miş tiyatro merakiyle, hâlâ bir tiyat- ro bi hak k dı mı? Di- ğer türk şehirleri arasında dümenci mi kalacak ?» Arab kongresi çalışmalarını bitirdi Kudüs, 11 (A.A.) — Şamdan bildi. rildiğine göre Bludanda toplanan arab kongresi, komisyonlar tarafından ka- rarlaştırılan teklifleri ittifakla tasvio ederek dün kapanmıştır. Kongre, Filistindeki mukaddes ma- kamların yahudilerin tehdidi altında bulundukları tehlikeler üzerine Papa- nm ve Avrupanın diğer ruhani şef. lerinin nazarı dikkatini celbetmeye ka- rar vermiştir,. Kongre, aynı zamanda, arab devlet reislerine de birer telgraf göndererek müzaharetlerinden dolayı kendilerine teşekkür etmiş ve arab davası yolunda gayretlerine devamlarımı istemiştir. e ğer V Ç eli zzi K N dökı

Bu sayıdan diğer sayfalar: