26 Kasım 1937 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1

26 Kasım 1937 tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 1
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

(uma 85 KURUŞ Devlet Ve Küçük san'atlar Kamutay'ın İktisad Encüme- ninde iki gündenberi tetkike Başlanan “Küçük sanatlar ka- mun lâyihası,, ile Kemalist re- İim zenaat sahibi vatandaşlar için emniyetli bir nizam tesis «€decek ve büyük bir yurddaş kütlesi için saadet hazırlıya- <aktır.. Bu kananun niçin ha- zırlandığını hükümetin dilin- den dinleyiniz: “Takılâbımız, türk milletinin içti- mal ve iktisadi hayat tarzını yeni bir hizama sokmak için mütemadiyen ve inkişaf halinde ilerlemektedir. Bu ye- Bi nizam vatandaşların karşılıklı mü- Dasebetlerini milli bir birlik içinde tanzim etmek prensipine dayanmakta- ar. Halkın iktisadi strüctürünü teşkil '€den münasebetler bu yeni nizam için- de ve muayyen zümreler çerçevesi da- hilinde olmak üzere yeniden kurul- Mmaktadırlar. Bu kuruluşun hedeli cemiyet için faydalı ve şüurlu bir iş bölümü ve iş beraberliği vücuda getirmektedir. İşte küçük sanatlar kanunu da bu İş lümü ve iş beraberliğini temin eden ana kanunlardan birisidir. Küçük sanat ve sanatkârların sosye- te içinde gördüğü vazife ve iş göz Ö- nüne alındığı zaman onun himayesi i- şİn düşünülen tedbirlerin mana ve şü- muülü tebarüz eder, Filhakika cemiyetin iktisadi strük- türü, gördükleri iş itibariyle biribirine rinden Zarklı zümürelerin famliyetlerin: den yapılmıştır. Bu bünyede sermaye- dar ve müteşebbis, işci ve küçük sanat- kâr vardır. Teşviki sanayi ve ticaret kanunları sermayedar ve müteşebbisi, iŞ Mevzuatı işçiyi istihdaf etmekte- dir. Küçük sanatlar kanunu da serma- Yye ve emeği mahdud bir derecede be- Taberce kullanan iktişadi zümrenin kanunudur. Bu üç iktisadi zümceden küçük sa- at ve sanatkâr büyük sanayi ve maki- e devrinin başlangıcına kadar cemi- Yetin yegâne iktisadi unsurunu teşkil tdiyordu. Bütün orta çağa iktisadi ha- iyetini kabul ettiren lonca ve kor- Porasyon teşkilâti küçük sanatın ve Banatkârın teşkildtı idi. Bu teşkilât ce- Miyet içinde aynı zamanda âmme kud- Teti de ifade ediyordu. Dini vasıflar Taşıyor; mesleki, sıkı bir inhisar inzi- ti içine alarak bir çok ahvalde müş- takil şehirler halinde tam bir devlet Tüahiyeti iktibas ediyordu. Bu vaziye- tin iktisadi sebebleri malümdur: İltiyaçların mahdud oluşu, seri ha- İlade ve kolay istihsal usullerinin ma- üm bulunmayışı ve nihayet çarşının darlığı. Bir tarafdan inhisarın — suiistimali, €T tarafdan bu saydığımız sebeble- Yavaş yavaş ortadan yok oluşu; ya- Bi hududları geniş devletlerin meyda- ha gelişi, makinenin istihsale tatbiki *istemin zayıflamasını intaç etti. ** nihayet bu sistem ferd hürriyetine Ve İnsan hukukuna muhalif telâkki e- ek fransız inkılâbçıları tarafın- tamamen ilga edildi. Fransadan bu hareket bütün Avrupayı İçine aldı. Fakat fransız inkılâbçılarının bu lede büyük dehası meslek üzerine Mevzu bu kaideleri yalnız sosyal bir bakımdan tetkik etmiş olmalarıdır. Halbuki işin daha mühim olan ekano- bir cephesi vardı. Bu cephe der- hal kendisini his ettirdi. Ve küçük sa: Z'“lnn himayesi, kooperasyonların “Basından pek az sonra yeni bir devlet Teselesi halinde tekrar doğdu. Büyük sanayi hureketleri Karşısında BAA ada Büğün büyük sanayı nareketi kar- HPöinda küçük sanat ve sanatkârların iyesi bizzat büyük sanaylin zarı- #? neticesi olmuştur. el İhakika bugün büyük sanayi mem- etlerinde büyük sanayi mücssese- h'" Yanımda küçük sanat şeklinde ça- Han mücsseseler ve bu mücsseselerde Karttl olanların adedi mühim bir ye- tutmaktadır. 1907 de Almanyada Yaptlan ibr tahrire nazaran da beş ki- aşağı işçi kullanan müessese a- Ulus basımevi 26 Çankırı Caddesi: Ankara SONTEŞRİN TELEFON ı 2—2_ 7 Başmuharrir 1063 * 18 inci yıl « Yazı iş. Müdürü — 1062 No. 3867 İdare 1061 Telgraf: Ulus » Ankara dedi. 1.614.080 idi, 1927 tahriri ise Al- manyada 1.250.000 küçük sanat erba- bının mevcud olduğunu gösterdi. Fransada çorap, şapkâ ve eldiven gi- bi küçük sanat işlerinde 1927 de 1029.882 işçi çalıştyordu. 1921 de İsviçrede yapılan bir anket bu memlekette 328.008 küçük sanat er- babının mevcudiyetini gösterdi. Bulgaristanda 1928 de 2.838 büyük sanayi müessesesine mukabil 60.000 küçük sanat mücssesesi vardı. Ve bu imüesseselerde 120000 usta ve kalfa ça- lığıyordu . Memleketimizde ük sanatlar 1097 ansetrilü vAinü erinlk tahrir neticelerine göre memle- (Sonu 8. inci sayfada) GÜNDELİK Yeni imkânlar “»Fakat Türkiyede çıplak ka; lar içinde bedbaht bir hayat sür- mekten başka nasib bulamıyacak | olanları, oralarda bırakmıyacağız. Geniş Türkiyemizde onları mesud edecek topraklar bulacağız. Binler- ce işçi geçindirecek olan endüsiri merkezlerimiz, münbit ve müsaid topraklarımız, bir çok yurddaşları- mızı ibtidal bir hayata mahküm ol- maktan — kurtarmamızı - kolaylıkla mümkün kılar.,, Sayın Başbakan bazı bölgeleri muhtelif sebeblerle alâkalandıran mühim bir davânm üstüne basıyor. Osmanlı Anadolusunda hayat, pek yakım zamanlara kadar orta çağ şartları içinde idi : ne emniyet, ne do sây — teşkilâtları vardı. İnsanlar yaşamağa mahkümdurlar. Bu mah- kümluk, eski memlekette, eşkiya- lığı bile geçim vasıtası haline getir. miştir. Darlaşan topraklarından kaçmış olanların, ormanlık bölgelere üşüş- düğü görülür. Boş ovalarım hemen yakınlarında bunlar, vatanım tabi- atini ve ziraat şartlarını tahrib et- mekle meşguldürler. Eğer biraz ile- ride, kömür ocaklarında çalışarak yaşama imkânı varsa, yahud daha başka bir yerde yeni fabrikanın ba- cası tütüyorsa, ve yahud iskân top- rakları hazırlanmışsa, devlet bu tahriblerin önüne kolaylıkla geçebi- lir. Cumhuriyet, işte bu imkânları hazırlamıştır. Fesad ve fitne dahi, nihayet, yaşa- ma zorluğunu sömürür. Sây, kazanç ve bu ikisinin tabii neticesi olan re- fah, devlet kudretinin en sarsılmaz dayancıdır. İşte yeni ekonomi ve zi- raat politikamız, bu maksad - için çalışıyor ve umulmadık kadar kısa | bir zamanda, Başbakanımızım yuka-| rıdaki sözlerinin ilân ve tatbik edil- | mesine elverişli neticeler alınmıştır. Muvaffakiyet velüddür : biz ge- |lecek senclerde memeleketimizde sây veteşebbüs veriminin, geçen zamana aid mukayeselerle ölçüle- mez bir genişlik aldığını da görece- ğiz. Cumhuriyeti DIMIZ Altının mecmuu 2.200 Bugün 7. incide Ekonomi sayfası DIMIZDIRM kilo tahmin ediliyor Bir ton maden cevherinde 11 gram altın ve 250rgram gümüş var Bolgar dağı cevheri 200 bin tondur Atatürkle Belçika kralı arasında Reisicumhur Atatürk ile Belçika Kıralı arasında aşağıdaki — telgraflar tcati olunmuştur : MAJESTE LEOPOLD Belçikalılar Kıralı - Brüksel - Bayramları dolayısiyle majesteni. ze hararetli tebriklerimi ve şahsi sa- adetleriyle Belçikanın refahr hakkın- daki samimi temennilerimi arzetmek- le bahtiyarım. EKSELANS TÜRKİYE REİSİCUMHURU * Ankara - Vakı tebriklerinden ve memleke- tim hakkındaki temennilerinden do- layı ekselanslarımıza hararetle teşek- kür ederim. (A.A.) Elazığda Atatürk günü Elazığ, 25 (A.A.) — Fevkalâde olarak içtima eden şehrimiz belediye meclisi, Büyük Önder Atatürk'ün Elazığ'ı ziyareti günü olan 17 ikin- citeşcin gününü her sene kutlamak üezere bayram olarak kabul etmiş ve bu karar sürekli alkışlar arasında se- vinçle ve ittifakla kabul edilmiştir. Moreşc;l—Çokmok bugün geliyor İstanbul, 25 (Telefonla) — İzmit- ten gelen ve birkaç gündenberi şehri- mizde bulunmakta olan Genel Kut- may Başkanı Mareşal Pevzi Çakmak bu akşam Ankaraya hareket etti. Bolgardağı'nda M. T. A. Enstitüsü tarafından kurulan arama kampı İyazısı 8 inci sayfamızdadır) Türk hava kurumunun | altı aylık geliri 2.052.335 lirayı buldu Kanadlı nesli yaratma programı muvaffakiyetle tatbik ediliyor Türk Hava Kurumu genel merkez kurulu - toplantısında bulunanlar (Yazısı 8 inci sayfada | « TÜRKİYEDE alım kabiliyeti hergün artıyor İktisad sayfamıza bakınız aa # Fransadaki rejim düşmanları Teşkilâtın reisi de dün yakalandı Paris, 25 (Hususi) — Fransada re - jime suikasd yapmak ve bir diktatör - lük kurmak, ve krallığ dade etmek için kurulmuş bir gizli teşkilâtim mey- dana çıkarrlması üzerine yapılan tah - kikat ilerlemektedir. Milit emniyet müdürü, basın mümessillerine beya- natta bulunarak, bu teşkilâta dahil o- (Sotu 3 üncü sayfada) Yarın 16 sayfa ilâve Anayasada değişi_k_likler Encümen iki lâyihayı mucib sebebleri ile birlikte kabul etti Kamutay Teşkilât: Esasiye Encü- meni dün saat on altıda toplanarak 'Teşkilâtı Esasiye Kanunundaki tadil ile dairelerin vekâletlere taksim tar- zını ihtiva eden lâyihayı mucib se- bebler mazbatalariyle birlikte —oku. muş ve kabul etmiştir. Encümenin mucib — sebeblerinde Teşkilâtı Esasiye Kanununun 44, 47, 48, 49, $0 ve 61 inci maddelerinin de- giştirilmesi hakkında İzmir Mebusu Celâl Bayar ve arkadaşları tarafın- dan yapılan kanun teklifi encümene havale edildiler. Bu teklifin okunup örüşüldüğü kaydedildikten sonra gıud:ı ıebîblnde ileri sürülen fikir- lerin varid olduğu zikredilmektedir. Bundan sonra mucib sebebler şu şekilde devam etmektedir: “Devlet işlerinin inkişafıma ve İş- lerin lüzumsuz yere — parçalanmıya- cak surette vekâletlere ayrılması za- rurf bulunduğuna göre katf lüzum ve ihtiyaç göz önünde tutularak vekil- likler adedinin artması veya mevcud- dan birinin ilgasr her vakit yapılabi- lecek bir İş olduğuna aded kaydının (Sonu B inci sayfada) Başvekâlet müsteşarlığı İstanbul gazetelerinden — bazıları, Başvekâlet müsteşarlığında bir deği- şiklik olacağını yazmışlardı. Yaptığı- mız tahkikat neticesinde bu haber doğru değildir ve böyle bir değişik. Tik yoktur. Madrid bombardıman edildi Şehrin varoşlarında çok şiddetli bir harb oldu ( Tafsilâtı 3. üncü sayfada ) SDGRRAT LAŞ ARREAR K Bir sanat ve bir terbiye Bir hayat sanatr vardır. ki onu bu medeniyetin mahkümları bilmez. Bu medeniyet ber ayak bastığı yerden, Ba- yat sanatı bilmiyenleri koğar, Ve bu sanatla, her türlü cemiyet içinde, ken- di yaşama hakkını fetheder. Daha geçen sene yüz liralık geçim arayan bir yabancı, kendisini bu sene hizmete çağıran bir müessesemize di- yor ki: “—Artık pahalıyım. Ayda bin beş yüz lira kazanıyorum.” Türk cemiyeti içinde bu bin beş yüz litalık yer açıktr. Kim bilir, yeni Tür. kiye'nin böyle ne sayısız maişet ve refah imkânları vardır. Ancak bunları V| elde etmek için hayat sanatını öğren- mek ve irade terbiyesi almak lâzım gelir. Yeni gençlik mektebte: “Resmi parolası - ile değil, €r marşı söyliyerek çalışmalıdırlar. O zaman mezun ol- mak gayesi kaybolarak, yerini, öğren- m>mek; en fazla, en tam, en iyi öğrenmek ihtirası tutar. Düşünemedikten sonra Bilmek, yapamadıktan sonra düşün- |mek neye yarar? Şefin ve başbakanı- |zen Anadolu seyahati intibalarını o- kuyunuz: bütün Anadolu, gerçeleyici ve icracı terbiye ile iradesi yoğrulmuş olanlara kucağını açmıştır. Her şey, yapıcı bilgiye, hududsuz şeref ve te- fah imkânları vadediyor. - Fatay

Bu sayıdan diğer sayfalar: