27 Mayıs 1938 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Kalan görüntüleme: 0

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. Daha yüksek sayfa görüntüleme limiti ve diğer özellikler için abone olun!

Aboneler yüksek görüntüleme limiti, sayfa indirme ve diğer özel özelliklerden yararlanır.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

; b::lilehilecek kadar azdır. Yet 27.5.1938 x FAALLDİ L L ;kşe"çekten sağlam bir mide her "::'de geçinir ve kendisini hiç bir İn €© belli etmez. Dünyada en mut- adam şüphesiz — meşhur hikâ- del ©, diz kapklarını göstererek mi- !nienm ağrıyor diyen adam gibi — HAYAT ve SIHAT Mide ve iklim İLİLLELİLLİ mesi onları teskin eder. Yüksek ilf- limlerin birinci hassası da, bilirsi- niz ki, barometrenin dürneıid'n-. O- nun için mideniz bozuk olduğu za- manlarda yüksek yerlere gitmeden önce iyi düşünmelisiniz. Tüşb'i Havadaki elektrik de mide için, “l::;:l:ın yerini hiç — öğre ş y Fakat bugünkü medeniyet dün- Asında öyle mutlu adam hiç yok €s midesinin bir halinden şikâ- önemli bir meseledir. Elektrik müs- bet olunca midyi teheyyüç eder, sancılar varsa onları artırır. Elekt- Hemen | rik menfi ol her şey sakinleşir. Havadaki elektriğin müsbet — veya id menfi olduğ mikdarını gösteren eder. B la beraber , he münasebetini düşünen pek az e:n:e vardır. Mide rahatsız olunca y önce hatıra gelen yemeklerin Mikdarı yahud bozukluğudur. — Galiba dün çok yedim de bu- Midâm rahatsız.. ahud: — Efendim, yağlar o kadar bo- Toldu ki ça Bunlar da çok defa doğrudur. Çok *€mek de, karışık yağlar da mide- Yi Şikâ irirler. Ancak iklim değiştirme D KŞt ikliside irmenin, yahud aynı h“ıd._ki değişmelerin de mide ve Mtün hazım üzerinde tesiri vardır. eselâ sıcakta iştah azalır, hazım Ağırlaşır, Bunu herkes bilir. Onun Bibi soğuğun iştahı artırdığı de her- *sin tecrübesiyle sabittir. Çünkü & ta vücudun — metabalizması Md“lonir, karaciğerin ve pankre- Asın ifraz ettikleri maddeler çoğa- lir ve bunların hepsi hazım üzeri- he iyi tesir yaparlar. Şu kadar ki toğuk' arttıkça, hele birdenbire sı- ::k*lh soğuğa çıkınca, bu ifrazlar zla artacağından o vakit hazım Sene bozulur. Onun için midelerin- €n ve barsaklarından - rahatsız o- .ny'“ soğuk, hattâ serin iklime anamazlar ve öyle yerlerde is- hllkden kurtulamazlar. e “]“lbet soğukta da olsa, sıcakta Olsa mide ve barsak sancılarını Uyandırır. Rutubetli bir günde kar- finiz ağrırsa kabahati hemen bak- kalm karışık yağına yahud ahçının âcemiliğine vermemelisiniz. Her vakit bulunduğunuz — iklimde rometre düşerse mide ve barsak Sancıları gene uyanır, yahud zaten artar. Barometrenin yüksel- âletler henüz barometre ve termo- metre gibi yayılmış — olmadığından, hatırınıza getireyim ki deniz üstün- de ve deniz kenarında müsbet elek- trik, dere ve göl kenarlarında, or-4 man ve çok ağaçlık olan yerlerin yakınlarında menfi elektrik çoktur. Bir de fırtına zamanı müsbet elek- trik artar, fırtımadan sonra elektrik menfi olur. Onun için fırtınadan karnınız ağrırsa merak etmeyiniz, fırtına geçince o da geçecektir. Rüzgârların, hele lodos rüzgâr- larının bütün vücude ne kadar fena tesir ettiğini de bilirsiniz. Çünkü rüzgârlı zamanlarda havanın rutu- bet derecesi azalır, ona karşılık in- sanın vücudundaki lüzumlu su aza- hır. Bundan da ilkin karaciğer bo- zulur. O bozulunca mide de düzgün kalamaz, hem de bütün vücud ağ- rıları meydana çıkar, Topraktan ve sulardan meydana çıkan radiasyonların, uzaklardan, yıldızlardan gelenlerin mide üzerine tesirlerine dair henüz bir haber çık- mamıştır. Bir gün olur, elbet, onları da tetkik ederler. Fakat güneş ışık- larmın tesiri iyice bilinir. İnsan midesi ve karnı ağrıdığı va- kit — tabii karnı açık olarak — gü- neşin karşısma yatsa ağrıları geçer, ağrı olmadan karnında burkulma bulunsa o da kaybolur. Güneş bo- zulmuş mideleri de düzeltir, iştah- sızlar iştah verir, hazımsızların baş ağrılarmı geçirir, uykusuzlara tatlı uyku getirir. Onun için güneş banyosu mide ve barsak hastalıklarının en iyi ilâc- dır. G. A, Ev Kadınına Reçeteler Limon marmalaâtı Molzeme: 10 limon, 5 kilo şeker, 2 litre su. 'c_llmeıı: silir lar yıkanır, ortasından ke- n » 3 gün soğuk suda (su günde defa değiştirmek şartiyle) bıra- iir. Suyu sıkılır şekerle beraber bir ',:_: kalır, ertesi gün limon kabuk- çekilir, ilâve edilir orta hara- €© 1 saat pişirilir. Koyulaşınca a- en indirilir. İncir marmalâtı n"'lıımıe.- 1 kilo incir, 200 Gr. Glikoz, 750 Y * şeker, 250 Gr. su. '.F'bnaıı: K N âze incir alınır, kabukları ezi- İr, şeker, su ilâve edilir.-20 dakika ?'!»l_riıi,_ Glikoz, 1 buçuk vahnilyanın Şi ilâve edilir. Koyulaşıncaya ka- T bişirilir. Kavanoza konur. Ahu dudu marmalatı u""nıo.- y 101 kilo Ahu dudu, 1 kilo şeker, Gr. Glikoz. €Pılması: ÂAhu dudu temizlenir, şeker bir Tdak su ile kaynatılır. Koyu şu- ::"_hllînn getirilir. Kaynayan şuru- a ilâve edilir. Oldukça sert hara- ho“.- _Pi!irilir. İneceğine yakm gli- Z ilâve edilir. 5 dakika daha kay- hatılır, ateşten indirilir. Dut marmalatı "“ızeme.- 1 kilo İ Gükee, dut, 1 kilo şeker, 100 Gr. Y“S"maıı.- h l“.“lı dut alınır, sapları çıkarı- liş öilir, şeker ve glikoz — ilâve edi- lir hafif hararette 45 dakika pişiri- Şeftali marmalatı M"':cme: 1 kilo şeftali, 1 kilo şeker, 200 * Glikoz, apılması: ilerin çekirdekleri — çıkarılır, nır, üzerini gçinceye kadar su Çorumda güreşler Çorum, 26 a.a. — Mintaka güreş bi- rinciliklerine iştirâk için vilâyetimiz- den de muhtelif sikletlerde beş güreşçi iki idareci ile birlikte Kastamoniye ha- reket etmişlerdir. Teşekkür Samsun saylavı Ethem Tuncel'in ölümü münasebetiyle telgraf ve mek- tubla büyük acımıza iştirâk eden dostlarımıza karşı duyduğumuz min- netdarlık hislerinin iblâğına gazete- nizin tavassutunu rica ederiz. Zevcezi: Nafia Tuncel Büyük oğlu: Bedreddin Tuncel 3203 Teşekkür Bursa saylavı ve eski maarif vekili Esad Sağayın kaybı dolayısiyle uğra- dığımız büyük kedere telgraf çeke- rek ve cenaze merasimine iştirâk ede- rek alâka gösteren Sayın vali Üstün- dağa, İstanbul komutanı Halis Bıyık- toya, Emniyet direktörü Salih Kılıca kültür ailesine ve diğer sayın zevata ayrı ayrı teşekküre teessürümüz ma- ni olduğundan derin şükranlarımızın iblağını gazetenizden tica ederiz. Zevcesi ve oğulları 3204 Memleketimizde Yeni bir şan yıldızı Ankarada, en büyük simalar ve mühterem şahsiyetler huzurunda pek muvaffakiyetli konserler vermiş olan ve Ankara radyosunda okuduğu par- çalarla pek ziyad& alkışlanan güzel ve tatlr sesli Bayan Melek Tokgöz'ün en nefis ve güzide şarkılarını Colum- bia plâklarında okumak üzere İstan- ittiği haber almmıştır. bula gittiğ el konur, kaynatılır. Ezileck hale ge- lince ateşten indirilir. Elekten geçi- rilir, şeker ve glikoz konur hafif ateşte 20 dakika pişirilir. Kabak marmalâtı Malzeme: 18::5'0 kabak, 2 kilo şeker, 250 Gr. Glikoz. Yapılması: ; Kabak pişirilir, ezilir, şekere gli- koz ilâve edilir. Koyulaşıncaya kâ- dar hafif ateşte pişirilir. — Balkanların en büyük tıb fakültesi Ankarada kuruluyor nkara'da kurulacak Tıb Fakül- tesi için 8.5 milyon lira harca- nacaktır. Bu paranın 3.300.000 lirası ile bugün yatak sayısı 400 olan Nümune hastanesinin 1000 yatağa çıkarılması kararlaşmıştır. En az 1200 talebe için pansiyon binası ve cihazlama masrafı olarak 1.800.000 lira harcanacaktır. Nümune hasta- nesinin yatak sayısı 600 fazlalaştı- rılırken, yeni pavyonlar, poliklinik binaları inşa edilecektir. 750.000 lira sarfiyle bir morfolo- ji enstitüsü, anatomi enstitüsü ile morg, fiyoloji, ve histoloji anatomi pantolojik ve fiziyoloji, tecrübe lâ- laboratuarları inşa edilecektir. 900 bin lira tıbbi ilimler enstitüsüne (ha- yati kimya, farmakoloji, farmako- loji dinami, hifzıssıhha, bakteriolo- ij, parozitoloji) enstitüleri için har- canacaktır. 700.000 lira enstitüle- Tıb mahallesinin inşası: için dünyanın en meşhur mimar ve mühendisleri proje hazırlıyacaklar ri ve hastanelerini inşa etmiş olan enternasyonal şöhretteki mimar ve mühendislere gönderilmiştir. — Fi- kirleri sorulan mimar ve mühendis- ler, bu gibi inşalarda muvaffakiyet göstermiş olan tanınmış sanatkâr- lardır. Sihat bakanlığı husust bir inşa tarzı isteyen tıb tesisleri için fikirlerini sorduğu bu salâhiyetle- rin, bilhassa bu saha üzerinde ihti- sas sahibi olduklarına dikkat etmiş- tir. Ankara tıb fakültesi ve müştemi- lâtı, şu binaları ve inşaat işlerini ih- rin cihazl sarfedil Merkez binası 550.000 liraya mal o- lacaktır. Yeni tıb fakültemiz, günkü erkek lisesi binasının yeri- ne kurulacağından, kültü,r bakanlı- ğına yeni bir lise hinası yapması i- çin 500.000 lira verilecektir. * * & Sekiz buçuk milyon lira gibi bu büyük rakamı, Türkiyede ikinci tıb fakültesini açarken, ondan ne bekliyoruz, biliyormusunuz?. Sağ- İstatistik teşkilâtımızda çalış- mak üzere getirilmiş isviçreli mü- tehassıs Bay Jakor, 935 nüfus sa- yımının neticeleri alındığı zaman, Türkiye nüfusunun dünyada ikinci millet olarak göz karartan artan seyri karşısında düşüncelerini an- latırken, bu hâdisenin, halk emrinde ki bütün hizmet kadrolarının ge- nişletilmesine lüzum göstereceğini işaret etmiş : “— Bilhassa sağlık kadrosu...” de- mişti. Çünkü bugün memleketimizde, bir doktora düşen nüfus nisbeti, ktir, — tiva edecektir : 1 — Fakülte ve tefcszuatı bina bu- gurupları. 2 — Hastane ve teferruatı ve bi- na gürupları. 38 — Talebe yurdu binaları, 4 — İnşaat arazisinin ıslâhı, Fakülte şu kısımları ihtiva ede- cektir : Fakülte merkez kısmı, Anatomi enstitüsü, marazi teşrih enstitüsü, Histoloji ve ambriyoloji lâboratu- arları, adli tababet enstitüsü (morg) tecrübi bakteriyoloji lâboratuvarla- rı, hayati kimya — lâboratuvarla- tı, fizyoloji enstitüsü, farmako- loji ve farmakolodinami, bakteriyo- loji lâboratuarları, hıf hha lâbo- klinikleriyle bu binaya aid müşte- rek kısımlar bulunacaktır. İkinci bina cerrahi kliniği, çocuk cerrahi- Bi kliniği, üroloji kliniği ve bu bi- naya aid müşterek kısımlar buluna- caklardır. Ücüneü bina, doğum ve nisaf has- talıklar pavyonudur. İkinci grup hastanelerin teferru- atı binalarıdır. Bu binalar, umumi mutfak, umumi çamaşırhane, umu- mi dezenfeksiyon santral, umumi teshin merkezi, elektrik santralı ta- mir atölyeleri, ve garajlar vardır. İkinci grupun ikinci kısmı polik- linliklerdir... Birinci poliklinik bi- nasında dahiliye, çocuk polikinlik- leri vardır. Hariciye, üroloji ve ço- cuk cerrahisi polikliniği ile şehir tıbbi ve cerrahi imdad istasyonu bu binada bulunacaktır. Üçüncü poliklinik binası; göz, burun, boğaz, kulak, ,cildiye, akli- ye ve asabiye polikliniklerini ihti- va edecektir. Üçüncü grup hastane şubeleri, F in lar ve üstah demler evlerine mahsustur. Burada baş tabib evi, hemşirelerin evi, has- ta bakıcı kadınların evleri vardır. Burada ikinci olarak asistan evleri ratuarları, parazitoloji, — tetrübe hayvanatı ahır ve kafesleri. Ankara tıb fakültesinin ne kadar geniş ve mükemmel bir sağlık tesi- si olacağını anlamak için yaprlacak olan binaların sayısına ve faaliyet sahalarına - kısaca - bakmak kâfi- dir. . Hastaneler gurupunun birinci bi- nasıtıda dahili hastalıklar, — çocuk h likları, bulaşıcı hastalıklar, 5516 dır. Bir lek bulunacaktır. Üçüncü kıstm, tıb tlebe — yurdu binalarıdır... Burada, talebe, idare, müstahdemin, hastane — yurdları, mutfak ve çamaşırhane, müdür evi, spor sahası vardır. - “Dördüncü iş olarak yıkılacak bi- nalar, arazi tesviyesi, ve ihata dı- varları faaliyeti vardır. Tahnit ye- rinde 30 talebe için bir amfiteatr bu- lunacaktır. göre hekim ihtiyacının tay o memleketin topragına göre nüfus sıklığı derecesi, halkın umumi kül- türü, sosyal sağlık korunma bilgisi gibi âmiller vardır. Meselâ,. ileri memleketlerde, 2000 nüfus için bir tabib' normal had sayılmakla beraber vedüsirici tam inkişaf halinde - ve her çeşid işçi için mecburi sigorta teşkilâtı olan memleketlerde iki bin vatandaşa bir hekim yetişmemekte- dir. Gimdi, bizim bir doktora isabet e- den nüfusun sayısı olan 5516yı hatırda tutarak başka memleketle- rin nüfuslarına göre tabib sayıları- nı gözden geçirelim. O zaman, An- kara tıb fakültesinin hasertini daha kuvvetle duyacağız : Amerika birle- şik devletlerinde 879, Norveç 1067, Oroguvay 1080; İsviçre 1231; Ma- caristan 1290; Japonya 1358; Dani- marka 1467, İngiltere 1490, Alman- ya1552, Fransa 1697, Yunanistan 1727, Belçika 2345, İsveç 2837, Be- rezilya 2958, Bulgaristan 3059, Le- histan 2289, Yugoslavya 2658, Mek- sika 4237, Şili 5075, İran 40.000... Gene, bizim 5516 rakamını unut- mıyarak, yukarıdaki nisbetlerin bu memleketlerde kaç nüfusa, bir tib mektebi veya fakültesi isabet etti- ğine bakınız: 90.000 nüfuslu İzlan- dada bir tıb mektebi vardır. 3.800.000 nüfuslu İsviçrede 6 tıb fa- kültesi vardır ki 630.000 nüfusa bir tıb fakültesi düşüyor. Amerikada 1.380.000 nüfusa, Meksikada 1 mil- yon 500 bin nüfusa, Hollındıs_iı 1.700.000 nüfusa, Almanyada 2 mşl- yan 727 bin nüfusa, Norveçte 2 mil- yon 600 bin nüfusa, Berezilyada 3.825,000 nüfusa, Yugoslavyada * milyon nüfusa, İngilterede 4 mil- yon 15 bin nüfusa, Bulgaristanda 4 milyon 500 bin nüfusa, Romanya- da 5 milyon 333 bin nüfusa, Yuna- nistanda 6 Milyon. 590 bin nüfışs_ı, Mısırda 7 milyon 80 bin nüfusa bir tıb fakültesi veya mektebi düşmek- tedir. Türkiyede, bugün tek bir tib fa- kültesi bulunduğuna göre, bizde on altı milyon küsür nüfusa bir tek he- kim yetiştiren müessese isabet e- diyor demektir. Ankaramızdaki i- kinci tıb fakültesi kurulduğu Za- man, bu nisbet, yarı yarıya, yani se- kiz milyonda bire düşecektir. Re- jimin, sağlık tesisleri adına hiç bir şeye malik olmadan, bir çok hasta- lıkların ve bakımsızlıkların harab- laştırmış bir halde olarak ele aldığı yurdda, hekim sayısını normal se- viyeye çıkarmak için, belki on se- ne sonra, üçüncü bir tıb fakültesi kurmak, sağlık politikamızı idare e- denlerin ana gayelerinden biridir.. * * x Sekiz buçuk milyon liralık büyük bir inşa olan Ankara tıb fakül- tesi avan projesi hazırlanmış Avrupa ve Amerikanın büyük tıb fakültele- Sanğal hayalı Bulgar ressamının sergisi Bulgar meslekd şımız ve | ş ressam Bay İvanof Halkevinde bir re- sim sergisi açtı, 90 dan fazla olan tab- lölarının ekserisi peyzaj diğerleri na: turmort ve portreden ibarettir. Bu e- ;erler fevkalâde bir teknik mahsulü- K 12 Sene gibi uzün bir zaman mem- leketimizde kalan Bay İvanof Türki- yede, bilhassa İstanbulda tamamiyle türk atmosferi içinde eserlerini hazır- llfmştır. Bu sanğatkârın renk hayran- lığı eserlerinde pek barizdir. Bilhassa Peyzajlarında, renk tesiri altında ka- larak tabiatin muhtslif nüanslarımı a- rayan bir sanğatkâr olduğu anlaşıl- maktadır. , Sanğatkâr aynı zamanda türk ekol- lerine bigâne kalmış değildir. Bazı e- serlerinde Nazmi Ziya ve Namık tesiri göze çarpmaktadir, bu meyânda bir iLi Peyzajı, bilhassa sabah efesi olanı fev- kalâdedir. 'Görülmeğe şayandır. Bay İvanof Sofya güzel sanğatlar ıl;:ademiıinden mezun olarak Pariste yine ressam olan kardeşinin yanında iki sene çalışmış, etüdler hazırlamış ve bilâhare memleketimize gelerek bu güne kadar çalışarak bir sergi hazir- lamıştır, -Bay İvanof klasikleri pek çok sev- diğini söylemektedir. Kıymetli sanğatkârın memleketi. mizde ilk defa olmak üzere açtığı Cu Bîrgi çok çalışılmış müdekkik bir gö- Tüşün verimidir, yaş itibariyle genç ol_afı bu meslekdaşımızın sanğat mu- hitimize verdiği bu kıymetli zevklere teşekkür ederken Sanğatı himaye ve yayma hususunda büyük yardımlarını daima sanğatkârlarımızdan esirgemi- yen halkevine teşekkür ederiz. Turgut Zaim ” M b AT e YAY Y İvanof'un eserlerinden bazıları Va DE ökia 5 Edirnede güreş seçme müsabakaları Edirne, 26 aa. — 4 ve 5 haziranda Ankarada yapılacak olan Türkiye ser- best güreş birincilikleri için Trakya- nın Edirne, Kırklareli ve Tekirdağ vi- lâyetlerindeki pehlivanlar arasında seçme müsabakaları yapıldı. Bu seç- melerde ayrılan yedişer kişilik güreş- çi grupları Edirneye gelmiştir. Bun- lar arasında bu akşam halkevinde ya- pılacak olan Trakya bölgesi grup bi- rincisi ayrılacaktır. Bu müsabakalara iştirâk etmek üzere Edirneye baş peh- livan Tekirdağlı Hüseyin de gelmiş- tir. YN KM yi KöLs e Yi yi deA Yaza dair düşünceler Dün sabahki gök gürültülerini işit- tikçe, yağacak bir kaç damla yağımu- run, daha şimdiden karşıki y çlar- da sararmağa başlıyan zayıf otlar için; bir sıcak temmuz gününün akşamı iki elle sarılarak içtiğimiz soğuk limona- ta kadar canlandırıcı olacağını düşü- nürken içimin daraldığını da hiı_setünı; Fazla karlı ve yağışlı geçmemiş olsa bile uzun kıştan sonra, gönül, yeşillik- leri daha taze gösteren sabah rüzgârla- rı, çiçeklere dahi başka renkler - veren parlak güneşi, günlerce mavi — kalan gök yüzünü, âşinâ gözler gibi derdini- zi anlarcasına kırpışan yıldızları, gam- sızken ruhunuza elemin tarmı akıtan ayı, kokuları ve sesleriyle yazı arıyor. Fakat yaz gelmiyor. Artık gelseydi... ! Evet, her şeyile artık yaz gelseydi; sabahleyin erkenden ufuklardaki bu- lut âmareleri ile sinirlenmeden Çanka- yaya kadar yürür, oradan Ankaranın uyanışını seyrederdiniz. Asfaltı yumuşatan, yaprakları yere doğru iğen öğle sıcağını düşünmeyiniz: Ankı tatlr akşamları size bir kaç saatlik sıkıntınızın mükâfatını vermek- te gecikmiyecektir. O zaman, meselâ Güvenlik Anıtı bahçesine girip bir ka- nepeye yaslanınız, ve gözlerinizi sema- ya dikiniz : Gecenin gittikçe şeffafla- #p mavileştiğini görür, ve şayed ço- iln & da; Çamlıca tepesinde Ka- rabaşlar arasına uzanarak yıldızlar âle- minin manâsını anlamağa — çalışırken ııı---göğ.... Kh dar büyüdüğünü hiç — hissetmişseniz bir daha geri dönmiyecek olan o günle- ve bir an için tekrar kavuştuğunuzu sa- nırsınız. O beklediğimiz yaz bir gelseydi hava ile, su ile, güneşle âdetâ lâüba- lileşmek için daha ne imkânlar bu- lurduk! Kırların, dağ tepelerinin, su kenarlarının, gölgeli ağaç altla - rının bizleri beklediğini bilmiyor mu- suhüz? Orman çiftliğine Keçiören bağlarına, Dikmen sırtlarma ne za- man gideceğiz? Sonra... Deniz kıyı- larını Moda koyunu, Suadiye plâj- larını Boğaz içini, Floryayı Uludağ çamlıklarını Yalovayı bütün o uzun kışta tahayyül ettiğimiz güzellikleri özlemiyor musunuz? Kabahat biz- de değil gelmiyen yazda..... Yaz gelse, hangimiz bu hülyalarır mızt hakikatleşmiş görmiyeceğiz ! Hayır kabahat geçkin yazda de- İşlerimiz, imkânsızlıklarımız; bel- yaz hülyasına dalıyor fakat yazın gelip geşmekte olduğunu fark ede - miyoruz, Böyle olmasaydı pençere - lerimizi açıp ürkek ürkek bulutlara bakmaz, kapılarımızı açıp güzel ta- biatm — sinesine kendimizi atar- dık. — N, Baydar. Buz denizinden dönenler Moskova, 26 aa. — Buz — dönizinde mahsur kalan Sadko, Sedof ve Maliğin buz kıran vapurlarında sefer yapan üç deniz tayyaresi Moskovaya dönmüştür. Üçaysüren bu vazifeleri — esnasında tayyarelerin her biri 22 bin kilomet- relik bir mesafe katetmiş ve en mMmüş- kül şartlar altında buz kıranların mü- rettebatımndan 184 kişiyi tahliye ederek kalanlara da iki senelik yiyecek ve mü- himmat götürmüştür . Eörf AM Polonyada büyük bir yangın oldu Varşova, 26 a.a. — Zaltin köyünde iki çocuk kazara evlerine ateş vermiş- ler ve yangın birdenbire büyüyerek © köyde 28 evi ve civar köyde de 70 evi yakmıştır. 4 kişi ölmüş ve 13 kişi de a. ğır sürette yaralanmıştır. Kücük Diş Haberler X Londra — Kıraliçe Mari bugün do- ğumunun 71 inci yıl dönümünü kutlu- lamıştır. x Varşova — Polonya ile Litvanya, iki memleket arasında demitryolları mü nakalâtını tanzim eden mukaveleyi im- zalamışlardıt. Bu mukavele mucibince her gün bir taraftan öbür tarafa ikitren geçecektir. X Londra — Avam Kamarası, hava işleri nezaretinin idaresi hakkında bir anket yapılmasını taleb eden amele fırkası takririni 144 reye karşı 329 rey ile reddetmiştir. XKudüs — Gece ışık yakmak ve so- kağa çıkmak yasağı bu akşamdan iti- ki de beceriksizliğimiz yüzünden M k

Bu sayıdan diğer sayfalar: