4 Temmuz 1939 Tarihli Ulus Gazetesi Sayfa 5

Saatlik sayfa görüntüleme limitine ulaştınız. 1 saat bekleyebilir veya abone olup limitinizi yükseltebilirsiniz.

Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

E SA L L ĞA AYU Z kare fi 4, 1 ( LA S M a eli ? k ? 5 M 3- kaa Şük Si ÇEK G S “—hbw ikinci devrede olur. G Jâzımdır. Öyle yapınca insan sabrı- MA 5 4-7-1939 ULUS ( HAYAT VE SIHAT Deniz kenarına giderseniz... Çalışma mevsimlerini denizden uzak bir yerde geçirmiş olup da bu yazın hava tebdili için deniz kena- nun birinci alâmeti — her türlü ga- lip gelmede olduğu gibi — neşedir. İnsan keyiflenir. Kuveti artar. O rında bir yere gidecel hatırı- nızda bulunsun, ilk günlerinde, hat- tâ ilk haftalarında deniz ikliminin biraz rahatsızlık vermesi mümkün- dür. Bundan dolayı deniz havasının yaramıyacağına hükmederek ora - dan kaçmak doğru olmuz. İnsan ik- lim değiştirince, yeni iklime alışın- cıya kadar az çok uzun bir müddet geçirir. Bu kaide yalnız deniz kena- rı iklimi için değil, dağ iklimi, ova iklimi için de caridir. Yazın deniz kenarına hava te_b- diline gidenler daha çok olduğu i- çin, deniz ikliminin oraya gelen ya- bancılara tesiri daha iyi tetkik edil- miştir. Yabancı tâbiri yalnız deniz kenarından uzak yerlerde dgğmfl! ve büyümüş olanlara ait değildir. Deniz kenarında bir yerde doi“â büyüdükten sonra denizden u"k yerlerde uzun müddet yasıyar bt oraların iklimine alışmış olanlar da deniz kenarıma, burbakundan, gene yabancı sayılırlar. Meğer ki bulun- dukları, denizden uzak yerden.uk sık deniz kenarıma gelerek daima iklim değiştirmeğe alışmış O_İ"mh_f- O vakit, sık sık iklim değiştirmenin faydası pek büyük olur. Fakat denizedn uzak yerlerde çokça kaldıktan sonra deniz kenarı- na gelenler ilk zamanlarda haylice sinirli olurlar. Uykusuzluğa tutulan- lar çoktur. Kimisi deniz kenarına gelince yerinde duramaz olur. Mi- desi bozulanlar, ishale tutulanlar da haylice olur. Bu rahatsızlıkları ye - mek değiştirmiye, otellerde kalan - lar otelcinin yağlara dikkat etmedi- ğine atfederler. Halbuki asıl sebep yeni iklimin tesiridir. Bu sinirlilik devrinden sonra gev- şeklik devri gelir. İlk günlerde ye- rinde duramıyan adam bu sefer ye- inden kımıldamak ist Çok u- y ktan hoşl Kendisini daima Yorgun hisseder. İştahı kaçar, birço- ğu günden güne zayıflar... Deniz n tartılırsa kil da çoğal- dığını anlar. Sonra bir dördüncü devir gelir. Bu da artık tam alışkanlık devridir. Bundan sonra insan ne artar, ne ek- silir. Üçüncü iyilik devrinde gelen her şey olduğu gibi kalır... Deniz kenarına yeni gelenlerin orada geçirecekleri bu devirlerin müddetini sormanız pek tabiidir. Fakat her kese uygun gelecek ke- sin bir şey söylemek kabil değildir. Bir kere, devirlerin müddeti mevsime göre değişir. İlkbaharda hava tebdili yapmak mümkün olur- sa o devirlerin hepsi pek çabuk ge- çer. Bilhassa çocuklar, hava tebdili için geldikleri yeni iklimden istifa- de ettiklerini bir hafta-içinde belli ederler. Hâalbüki yaz mevsimind hava tebdilinin faydası iki hafta, üç hafta sonra belli olur. Hava tehdili bakımından mayıs ile temmuzun farkı pek büyüktür. İlkbahar — bütün tabiatta olduğu gibi — insan vücudunun da yenilendiği mevsim olduğundan o mevsimde iklimin te- siri de daha büyük ve daha faydalı olur, Yazın deniz kenarına gelenler a- rasında birinci, sinirlilik ve ikinci uyuşukluk devirlerinin her birini on gün, on beş gün uzatanlar da var- g X Ankara Borsası 3 Temmuz 1939 Fiyatları ÇEKLER Açılış F, Kapanış P. Londra 5$.9275 5,93 Nevyork 126.,62 126.755 Paris 3.355 8.355 Milâno 6.6575 — 6.6625 Cenevre 28,5425 — 28.555 Amsterdam — 67.225 67.2525 Berlin 50.81 50.83 Brüksel 21.5275 — 21.535 Atina 10825 — 1.0825 Sofya 1.56 1.56 Prag 4.33 4.33 Madrid 14.03 14.035 Varşova 23,835 23.845 Budapeşte 24.8325 — 24.8425 Bükreş 0.905 0.905 Belgrad 2.8925 2.8925 Yokohama — -34.605 h62 Stokholm 30.5225 — 30,535 Moskova 23.8925 — 23.9025 ESHAM VE TAHVİLÂT Sivas - Erzurum Hattı İş, I, 19.76 19.76 Sivas - Erzurum Hattı İs, II. 19.82 19.82 Sivas - Erzurum Hattı İs. III, 19.82 19.82 Sivas - Erzurum Hattı İs. IV. - — Sivas - Erzurum Hattı İs. V. 19.82 19.87 X Paris — Bone Ankara'daki fran- sız büyük elçisi Massigli'yi kabul ey- lemiştir. X Paris, — Müştemlekât hnazırı Mandel Hindi Çinde 100 bin kişilik bir ordu olduğunu söylemiştir. İyi bir k da heyetine malik olan bu dır. Çünkü yeni ikli lışmak herkesin mizacına göre de, uzun ve- ya kısa zamanda olur. Kimisi bir hafta içinde ilk iki devri birden ge- çirir ve birinci hafta sonunda yeni iklimden keyiflenir. Her halde üç hafta geçmeden önce yeni iklimin yaramıyacağına hükmetmemelidir. Hele hava tebdili için deniz kenarı- na gitmek lüzumunu hekiminiz gös- termişse, ilk haftalarda aksine tesi- ri görerek, sabırsızlık etmek büsbü- tün yanlış olur. Böyle aksine tesir haftalarında, mümkün olduğu kadar çok istirahat fayda verir. Deniz kenarının havası ordunun techizatı mükemmeldir ve mühim miktarda harp malzemesine maliktir. X Varşova — İngiliz - Leh istik- razı müzakerelerini yapmak üzere Londra'da bulunmakta olan Albay Koc, tayyare ile buraya gelmiştir. Kısa bir müddet sonra Londraya dö- neceği zannedilmektedir. X Bangkok — Başvekâletten veri- len bir tebliğe göre, Siyam 1 temmuz tarihinden itibaren resmen Tailand ismini ve siyamlılar da Tai ismini N ktır. Halbuki biraz daha sabretmek nım mükâfatmı görür. İlk iki devre- de yeni iklime mağlüp olan vücut bu üçüncü devrede galip gelir. Bu- d .Deniı'lıenı- rına uzak bir yerden gelince, ilk 1 y ğına hükme-| bile dokundul. deniz —u'.k at k da en ziyad dan çeki k lâ günlerinde deniz banyohuna başla- mak çok defa aksine neticeler ve- rir. Uzaktan gelenler en az bir haf- ta beklemelidir. G.A. X Paris — Cümhurreisi B.-Löbrön ve maiyeti Mont - Pollier'den dön - müşlerdir. Cümhurreisi istasyonda B. Daladiye tarafından karşılanmış - tır. X Stutgrat — Maks Şmeling ilk rayund'da Almanya ağır siklet şam- piyonu Adolf Henser'i nakavut et- Tarih Kurumundan milli şair Mehmel Emin Yurdakul'a Milli şair Mehmet Emin Yurda- kul'un 72 inci doğum yıldönümü mü- nasebetiyle Türk Tarih Kurumu ile milli şairimiz arasında aşağıdaki tel - graflar teati edilmiştir : Milli şair Mehmet Emin Yurdakul Beşiktaş Serencebey yokuşu No.30 İstanbul TürkTarih kurumu türkün binler- ce yıllık asalet ve kudretini şiirlerin- de terennüm etmiş olan milli şair Mehmet Emin Yurdakul'un heyecan ve ideal dolu yetmiş yılını — candan kutlar ve asil sesinin daha uzun yıllar milli vicdanda aksetmesini diler. Türk Tarih Kürumu Başkanı Hasan Cemil Çambel Türk Tarih Kurumu Başkanı sayın Bay Hasan Cemil Çambel Ankara Bir dünya bânisi olan türkün dün- Ya ile başlıyan tarihini asırların ka- Tanlıkları içinden ilmin feneriyle arı- Yan ve ilmin kazmasiyle çıkaran Türk Tarih Kurumunun huzurunda ben de beyaz alnımı eğerek saygılarımı suna- Tim, Mehmet Emin Yurdakul (a.a.) Fon Papen'in Moskovaya gideceği tekzip ediliyor Berlin, 3 a.a, — B. Fon Papen'in hu Susi bir vazife ile Moskovaya gönderi- leceği hakkındaki haberler, bu akşam Tesmen tekzip edilmiştir. iyettar alman mahfilleri, al - | Man - söovyet ekönomi müzakereleri - | in ha e ğ . —Harp malülleri kurultayında Orduevi'nde toplanan ordu mâlül- leri kongresi dün de” çalışmalarına devam etmiştir. Yeni cemiyetler ka - göre im ol cemiyet nizamnamesi, içtimada hazır bulunan Malatya Mebusu B. Mahmut Nedim Zabci'nin tavsiyesi Üzerine birçok faydalı esaslar ilâvesiyle, kongre u- mümi heyetince kabul ve tasdik edil - miştir. Vaktin geç olmasına binaen umu- mit heyet seçimi bugüne bırakılmış - tır. İçtima esnasında kongre başka- nı Kars mebusu B. Şerefettin Kara- can, kongrenin tâzimlerini bildirmek üzere çekilen telgrafa Millt Şef'ten gelen ceyabı okumuş ve âzalar bu tel- grafı alkişlar arasında ayakta dinli - yerek Cümhurreisimize karşı sevgi ve tâzim tezahürleri göstermişlerdir. Bundan sonra da kongre âzalarının hürmet ve bağlılıklarını kendisine bil dirdikleri Milli Müdafaa Vekili Ge - neral Naci Tınaz'ın mektubu da o- kunmuş ve uzun uzun alkışlanmıştır. Celseye, bugün saat 13.30 da topla- lmak üzere, bu imt hava içeri- sinde nihayet verilmiştir. Halkevinde temsil Dün akşam Ankara Halkevinde mâruf sanatkârlarımızdan Avni Dil- ligil'in monte ettiği “Tahta adamlar,, piyesiyle “Şüphe,, komedisi Halkevi amatörleri ve radyo sanatkârlarından mürekkep güzide bir heyet tarafın - dan muvaffakiyetle ttmsil edilmiştir. Karaburun'da zelzele İzmir, 3 a.a. — Temmuzun birinci gecesi Karaburunda üç saniye devam 'eden bir zelzele olmuştur. Zarar ve hasar yoktur." Hitler Berlin'e döndü — Berlin, 3 aa. — B. Hitler, Ham - hiabeker e Sieşen xn-lml mek süretiyle maçı kazanmıştır. X Moskova — Sovyet hükümeti Rossitza nehrinin taşması üzerine fe- lâke : uğrıyan halka yardım için 100 bin leva teberru etmiştir. X Münih — Dün Münibh'te yapılan Fransa - Almanya atletizm maçı Al- manya'nın kahir muzafferiyetiyle ni- hayet bulmuştur. Almanya 45 puva- na karşı 106 puvanla maçı kazanmış- tir. X Meksiko — Davis kupası tasfi- ye turnuvasında Avusturalya Meksi- ka'ya sıfıra karşı üçle galip gelmiş- tir. X Paris — Budge vatandaşı Vi- nes'e 6/2, 7/5, 6/3 galip gelerek pro- fesyonel dünya şampiyonu unvanını kazanmıştır. —— “ Thetis ,, faciasının tahkikatı başladı Londra, 3 a.a. — “Admiralty Divis- ion,, mahkemesi bu sabah Thetis tah - lbahi hisil b i faciası Maarif Şürası münasebetiyle Yakında maarif şüramız toplana- cak ve memleketin birinci derecede gelen meselelerinden birini teşkil e- den mektep işlerimizi ve maarif sis - temimizi konuşacak ve onun esasları- nı kurmağa çalışacaktır. Başka memleketlerde de tahsil sis- temini kurmak işinin ilk plânda gel - diğini ve hattâ son zamanlarda bu me- sele etrafında mühim kararlar veril - diğini © memleketlerin matbuatından öğreniyoruz. Misal olarak pek yakın zamanlarda İtalya'da “Carta della Secuola” namı altında neşredilen ital- yan maarif sisteminin ana prensiple - rini tesbit eden bir vesikayı göstere - biliriz. Maarif şürasının toplanması- nın çok yaklaştığı sıralarda, maarifçi- lik bakımından çok mühim ve çok en- teresan bulduğumuz bu vesikadan bahsetmeği faydalı buluyorum. Bir memleketin bütün mektep ni - zamını umumi ve “organik,, bir sistem altına almak gayesini tahakkuk ettir- meği istihdaf eden bu vesikayı tetki- ke başlamazdan evel onu tanzim e- denlerin fikirlerine hâkim olan bazı esaslı endişelere ve koydukları yeni esaslara kısaca temas edeceğim. 1, Tahsili sıkı bir “seleksiyon” a tâ- bi tutmak, her talebeyi istidat ve ka- biliyetine uygun sahalara ve branşla- ra sevketmek ve bu suretle istidat ve kabiliyetlerin heder olmasına meydan vermiyerek fikri ve manevi kuvetler- den memleket namına âzami istifade temin etmek. Vesikanın 4 üncü ve 11 ci “deklâ- rasyonlarında,, bu esas şöyle ifade e- dilmektedir: “Tahsil, beden terbiye- si ve iş mekteplerde kabiliyetleri keş- fe ve ölçmeğe vasıta teşkil edecektir. “Seleksiyon” — prensipi mekteplerde daimi surette riayet edilecek bir esas olacaktır.,, “Yüksek tahsili takip etmek isti- yenlere karşı orta mektebin vazifesi, 11 yaştan 14 e kadar;sıkı bir “selek- siyon” kaidesine riayet edilmek sure- tiyle, gençlerin dimağlarında “üma - nist” kültürün temellerini atmaktır.,, 2. Mekteplere spor gibi, beden ter- biyesi dersleri gibi, işi ve ameli iş derslerini k lebeleri, içtimaf bir vazife telâkki olunan işe alıştır- mak, onlara iş zevkini vermek ve ni- hayet işi de talebenin fikri ve ahlâki teşekkülünde bir âmil, bir terbiye va- sıtası olarak kullanmak. Mekteplerde işin ehemiyetinden bahseden bugünkü Maarif Vekili: “El işlerini yapama- mak bir kabiliyetsizliğin ifadesidir, Bir talebe bu işleri yapamıyorsa onda behemehal organik bazı kusurlar ve nakiseler var demektir. Binaenaleyh iş, kabiliyetlerin anlaşılması husu- sunda da bir miyar olacaktır.,, demiş- tir. Bundan böyle faşist mekteplerinde tahsil üç unsura istinat edecektir: kültür (ders), beden terbiyesi, iş. Beşinci deklârasyon bu iş prensipi- ni şöyle tespit etmektedir: “Devler tarafından içtimaf vazife olarak hima- ye olunan iş (fikri, teknik ve el ile ya- pılan bütün işler), 4 ve zekâ- İtalyan maarif sisteminin dayandığı ana prensipler Ana mekteplerinden üniversiteye kadar takip edilen metod ve tespit edilen esas Yazan: Atıf Akgüç esaslı bir âmil yapmak. Vesikanın umumi hatlarından bir - kaçını, vesikaya ışık vermek maksa- diyle kısaca gördükten sonra şimdi o - nun mahiyet, tertip ve muhteviyatına geçebiliriz. Vesika, faşist büyük mec- lisinin maarif sahasında hükümete verdiği direktifleri ihtiva edip 29 deklârasyondan ibarettir ve şu kısım- lara ayrılmıştır: umumi nizam, ilk tahsil nizamı, orta tahsil nizamı, yük- sek tahsil nizamı, üniversite nizamı, güzel sanatlar tahsili, kadın tahsili, işçiler için kurslar, imtihanlar, kitap- lar, ders saatleri. Umumi nizam Sekizinci deklârasyona göre ital- yan mektepleri şu kısımlara ayrılmak- tadır: a) İlk mektepler: 1. İki senelik ana mektepleri. 2. Üç senelik ilk mektep- ler; 3. İki senelik iş mektebi; 4, Üç senelik küçük sanat mektebi. Ana mektebi dört yaştan altıya kadar ço- cuklara mahsus olup vazifesi zekâ ve karakterin ilk tecelliyatını terbiye et- mektir. İlkmektep 6 yaştan dokuza kadar çocuklara mahsus olup teşkilât ve me- tot bakımından şehir ve köy mektep- leri olarak ikiye ayrılır. İş mektebi 9 yaştan 11 e kadar ço- cuklara mahsus olup vazifesi genç- lerde el ile yapılan işlere karşı zevk ve alâkayı uyandırmak ve onları be- cerikli yapmaktır. Küçük sanat mektebinin vazifesi i- se: orta tahsile girmek istemiyen ço- cukları 11 den 14 yaşa kadar, prog- ramlarında umumi kültüre lâzım ge- len mevkii vermekle beraber, daha zi- yade öğrenilecek işe ait ameli bilgile- ri temin etmek suretiyle ilk tahsili devam ettirmektir. Bu sanat mektepleri mahallf eko- nomik hususiyetlere göre tiplere ay - rılacaktır. b) Orta mektepler, şöyle ayrılmış- lardırt 1. Üç senelik orta mektep; 2. Üç senelik profesyonel mektep; 3, İki senelik teknik mektep. Orta mektep, iş mektebini bitirdik- ten sonra yüksek tahsili takip etmek istiyenlere mahsustur, Ne gibi bir ka- rakteri haiz olacağını on birinci dek- lârasyondan bahsettiğimiz zaman söy- lemiştik. Profesyonel mektep, orta mektebe girmek istemiyen 11 ile 14 yaş arasın- daki çocuklara mahsus olup vazifesi gençleri büyük merkezlerde bulunan müesseselere ve işlere hazırlamaktır. İki senelik teknik mektep ise pro- fesyonel mektebi bitiren gençlere mahsustur ve vazifesi bu mektebi it- mam etmektir. c) Yüksek mektepler: onlar da şöy- le ayrılmaktadır: 1. Beş senelik klâ- sik lise; 2. beş senelik fen lisesi 3. Beş senelik muallim enstitüsü; 4. Beş se- nelik teknik ticaret enstitüsü; 5. Dört senelik ziraat, sanayi eksperleri, fen adamları ve deniz enstitüsü. Bu son kısım müstesna olmak üzere lise de - “Trecesindeki tahsil için beş senelik bir $ tayin edilmiştir. niRs nın teşekkülünde, ders ve sporla be- raber yürüyecektir. İlk mektepten i- tibaren tahsilin bütün kademelerinde, mektep programlarında işe bir yer verilecektir. Tarlalarda, denizlerde, imalât yerlerinde mektep idareleri ta- tır. Mahkemenin asgart on beş gün devam edeceği söylenmektedir. Diğer cihetten “Zelo;, vapuru refa - katinde bir kaç küçük cüzütam oldu - ğu halde yüzdürme işlerine başlamak üzere Thetis'in battığı mıntakaya mü- teveccihen Moelfare Bey'dan hareket etmiştir. BUGÜN Yenişehir ULUS sinemasında 2 büyük film birden , 1 : Alçaklık MİRAM HOKİNS 2 - Değişen dünya POL MUNİ Seanslar: 2,30 Alçaklık 4,30 Değişen dünya 6,30 - Alçaklık 9 Değişen dünya Gece 9 da yalnız bir film gösterilecekt rafından tanzim edilecek işler, bil- hassa korporatif sisteme has olan içti- maf ve müstahsil terbiyenin teessüsü - ne yardım edecektir.,, Vesikanın daha birçok deklâras- yonlarında işe taallük eden prensip - ler vardır. Evelce yalnız profesyonel mekteplerde ameli işler yaptırılırken, partinin, hükü maarif si ind direktifleri mahiyetinde olan bu dek- lârasyonlar işin profesyonel olsun, olmasın bütün mekteplere teşmilini emretmektedir. Hattâ birçok salâhi- yetli zatlar, memleketi ormanlaştır- ma ameliyesinde, mekteplerde iş pren- ipinin kabulü mü iyle, mektep gençliğinden de istifade edilmesini tavsiye etmektedirler. 3. Tahsilde kültür müesseseleri ile teknik müesseseleri yekdiğerinden ta- mamen ayırmak, her iki müesseseyi muvazi olarak kurmak. Bu suretle ve- sika, tahsil si inde uzun şaları mucip olan bir meseleyi yani tahsil kültürü mü, tekniği mi istihdaf etmelidir meselesini de halletmekte gençleri kabiliyetlerine göre kültür a teknik müesseselere sevketmek gıım kabul etmektedir. (11 inci ve müteakip deklârasyonlar). 4. Orta mel tahsili “ü Haat Klâsik lisenin vazifesi: eski devrin lisan ve edebiyatını modern lisan ve edebiyat ile tamamlıyarak tahsilde “ümanist,, ananeyi devam ettirmek ve canlandırmak, gençlerde muhakeme ve tefekkür kabiliyetini arttırmak, tenkit hissini uyandırmak ve takviye etmek, metodik çalışmayı öğretmek - tir. Fen lisesinin vazifesi: klâsik ana - nelerle bugünkü hayatın kıymetlerini birleştirerek “midern ümanizmi” ya- ratmaktır. Buradaki tedrisin gayesi, ilmi ve teknik araştırmalara temayül ve kabiliyeti terbiye ve inkişaf ettir- mektir. Edebiyat dersleri bu lisenin husüsi gayelerine uydurulacaktır. Muallim enstiütüsünün karakteri ise hem ümanist ve hem de profesyo- nel olacaktır. Bu enstitüde dört sene tahsilden sonra bir sene mekteplerde staj gösterilecek ve ilk tedris tecrübe- leri ve ameli işler vasıtasiyle mualli- min istidat ve karakterinin tezahürü- ne dikkat edilecektir. Teknik ticaret müessesesinin vazi- fesi: iktısadi âmme müesseseleri ile hususi mü lerdeki hi lere gençleri hazırlamaktır. Bu mektepler- de kültür, teknik ticaret, hukuk ve iktısat bilgileriyle iş tatbikatına isti- nat edecektir. Ziraat, sanayi eksperleri, fen a- damları, denizçilik gibi dört tipe ay- rılmış olan dört senelik profesyone enstitülerin vazifesi, gençleri bu mes- PÜ GA ni $ kültüre istinat ettirmek, bu sure BİBLİYOGRAFYA VARLIK Ankara'da on beş günde bir munta- zaman çıkmakta olan Varlık mecmu- asının 1 temmuz tarihli 144 üncü sayı- sı intişar etmiştir. Bu sayıda şu yazı- lar vardır: İsmail Hüsrev Tökin: eko- nominin hareket şekilleri, Dr. Muhlis Ete: cemiyet ekonomisinde nüfus meseleleri, Samet Ağaoğlu: İş ihtilâf- larının halline müteallik nizamname münasebetiyle, Hifzırrahman Raşit: Baremleşen yüksek tahsil, Yaşar Na- bi: Devlet sanayii ve hususi teşebbüs, Cemil Sena Ongun, yeni maksimler, Tevfik Besim: Uluslar arası para ni- zamı meselesi Avram papazoğlu: Tür- kiye ile Y 'ın fikrf mü - betleri, Türker Acaroğlu: Bizde köy münevverliği, Rüşdü Şardağ: yeni hi- kâyemiz: Kenan Hulusi, Atanas Ma » nof: Gagauzlar. İktısadi Romanya Bükteş ticaret ataşemiz B. Nejat Aytaman tarafından vücuda getiril - miş olan bu eser Bükreş büyük elçi- miz Hamdullah Suphi Tanrıöver'in bir önsözünü muhtevi olarak temiz baskılı güzel bir cilt halinde intişar etmiştir. Yakın komşularımızı ve bilhassa onların iktısadi vaziyet ve şartlarını yakından öğrenmek bizim için pek &- hemiyetli olduğundan bu kıymetli e- seriyle bize dost ve müttefik Roman- ya'nın iktısadi çehresini tanıtan mü « ellifi tebrik etmeliyiz. Kitapta Romanya'nın coğraff vazi- yeti mütalea edildikten sonra, idarf ve siyasi teşkilâtı gözden geçirilmek- te, ondan sonra ziraati, ormanları, ma- denleri, sanayii, haricif ticareti, ma » liyesi istatistik rakamlariyle ve mu « kayeseli bir surette tetkik olunduktan sonra nihayet eserin son kısmında Türkiye ile Romanya arasındaki iktı- sadi mü: betlerin seyri ve tekâmü lü hakkında etraflı malümat verilmek- tedir. Bir çok grafikler, resimler ve haritalarla vesikalandırılmış olan bu eser, Romanya'nın iktısadi vaziyeti hakkında karilere tam bir fikir vere » bilecek bir mükemmeliyette hazırlane mıştır. Okurlarımıza bilhassa tavsiye ederiz. takanın iktısadi vasıflarına uydura- caklardır. d) Üniversite: şu kısımlara ayrıl- mıştır: 1. Hukuk, siyasi ilimler, iktı- sat, ticaret fakülteleri; 2. Felsef ve edebiyat, muallim fakülteleri; 3. Tıb ve veteriner fakültesi; 4. Riyaziye, fizik, tabii ilimler, istatistik ve de- mografik ilimler fakülteleri; 5. Ecza- cı fakültesi; 6. Mühendislik, maden mühendisliği, sınat kimyagerlik fa- külteleri; 7. Mimar fakültesi; 8. Zi- raat fakültesi; 9. Hususi gayeleri olan mektepler, Üniversitede tahsil i4-6 sene arasındadır. İstisnaf olarak bazı kurslar daha az müddetli olabiyecek - tir. Beden terbiyesi, askerf terbiye ve iş üniversite hayatının esaslı âmille - rinden olacaktır. Fakülteler nezdin- de, buralardan mezun olanlar için te - kemmül ve ihtısas kursları açılabile - cektir. 25 inci deklârasyon hangi mektep- lerden hangi fakültelere imtihansız veya tamamlayıcı imtihanlarla girile- bileceğini göstermektedir. Meselâ fen lisesinden mezun olanların hukuk, si- yasal bilgiler, iktısat ve ticaret fakül- telerine ancak tamamlayıcı imtihan- dan sonra girebileceklerini, felsefe ve edebiyat, muallim fakültelerine hiç bir zaman giremiyeceklerini, diğer fa- kültelere imtihansız kabul edilecek- lerini tesbit etmektedir. Güzel sanatlar tahsili İ Güzel sanatlar tahsili . umum! mek- tep nizamı içinde tamamen ayrı bir tahsil kolu olarak nazara alınmıştır. İlk tahsilin üçüncü kademesi olan iş mektebinden mezun olanlar, artistik tahsil yapmak istiyorlarsa güzel sa- natlar müesseselerine girebilirler. Güzel sanatlar tahsil müesseseleri de şunlardan ibarettir: 1. Güzel sâ- natlara hazırlama kursu; 2. Beş sene- lik güzel sanat mektebi; 3. Sekiz se- nelik güzel sanatlar enstitüleri; 4. Tatbiki sanat ve resim muallimliği i - çin iki senelik kurslar; 5. Artistik li- se beş senelik; 6. Dört senelik güzel sanatlar akademisi; 7. 6 seneden 10 seneye kadar musiki konservatuvarı; 8. Üç senelik dram güzel sanat akade- misi, 25 inci deklârasyon bu müessese - lerden birinden diğerine ne suretle geçilebileceğini göstermektedir. Ar - tistik lise mezunları, fakültelerden ancak mimar fakültesine, tamamlayıcı imtihan verdikten sonra girebilecek - lerdir. BAA Kadın mektepleri | düşünülm ç zifesi ve tabiatın kendilerine tahsis e| ettiği iş ve hizmet, USi m Kadın tahsili hakkında da şöyle ktedir: kadının içtimat va- onlar içinayrı ve elerini istilzam SŞT re

Bu sayıdan diğer sayfalar: