21 Kasım 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

21 Kasım 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 8. — VAKIT. — 21 Teşrinisani 1929 z yal ti *Sfacpoole, den Dünkü kısmın hulüsası ( *Sidneyli Sia» memleketine möte- Eksiz olarak döndüğü bir sırada eski arka, daşlarından birinin gemisi olduğunu haber aldı. « Slen» tepha bir ada'cikannda altin yuklü selinenin uzun zaman evvel olduğunu ve bu sefinenin yerinden İade haberdar olmadığın duymuştu, Arkadaşı Mektiel teşvik etti. İkisi beraber yola çk tlar, uzum bir seyabatlen sonra Şiir nesirden ne kadar eğri ise Slen de Maklinden o kadar farklıydı. Kızın istikbali hakkın da bir çok şeyler düşünüyordu! Bu kız medeni âleme girebi- lecek miydi? Bu ne zaman ola» caktı? birine cevap vermiyordu. Kızın hayalinde kayalıklardan martilerden ve kumlu sahillerden başka bir şey yoktu, O Avrupa ya gelirse kafası yeniden teşek- kül edecekti. Kız şimdilik kabile nin basıt hayatından ve sene yerine geçen yağmurlardan baş ka bir şey bilmiyordu. Vapur en- kazının bulunduğu yere yaklaş ukları zaman Slen bugarip mü- kâlemeye hararet vermek için *““Kiğin “tsmini söyledi. ws Kiteyik” dediği vakıt onun nasıl sevap vereceğini merak ediyor- du, Kız göğsünü yötteterek Kit'- vik dedi, sora parmığını ona doğru uzattı gözlerile onun ismini 86 vyordu Slen âile arasında kullanılan sdnı söyliyerek Cek dedi. Genç kız. bu kelimeyi tekrar etti. Yalnız akrabalarının ve çok samimi dostlarının kullandığı bu İsim onun ruhundan bir parça gibiydi, onun için bu kelimeyi kizın ağzından işittiği zaman bu kızın onu vahşi ve haritasız deniz- lerden | ajirarak memleketine ka: vuşturduğunu, sonra kendisini bu ğa çağıran çok samimi dost- , iş girdiğini hissetti, Sen Maklinin - çalıştığı yere ge'di. Hayret. Maklin plânında tamamile muvaffak olmustu; Av. ladıkları- balıklar o ve kuşlarla geçinen — vahşiler © ömürlerinde harma kürek görmemiş olduk Kazdılar, kazdılar, geminin hi parçası başka taraftar yi iri geminin bir infilâk neticesi böyle param parça. oldi şu balde Binler e içindeki O saçmalar gibi etrafa eğime, Maklin bunu m çe yüreğine inecek kadar müteesir oluyordu, Fakat Slen başka türlü düşünüyordu e burada muvaffak olamazsa ne ehemmiyeti vardı, tali bir kumar oyunu g.biydi ve, o sonunda nasıl ola bu oyunu kazanacağına em'ndi, Lâkin muva'fak olamadık. ları takidirde kızla olan mesele müşkülleşecekti ;: kızı, kabileden alabilee bile onu Sidneye götür dükten sonra ne yapacaktı, evet, o parasız halinde kızı hökümete teslim etmeten başka çare yöktu. m ll Çevirin : Muslfh Ferfi O bunu kat'iyen yapmıyacaktı. Kumları kürekle iki tarafa sayu- ran yerlileri seyrederken karşı sında duran kıza bakıyordu. O bünu düşünürken kız ona doğru döndü, bakışları birbirbirine kay- naşlı, genç kizin dudakları kımildadı; onun ne demek is tediğini soruyor gibidi. 4 Vurulan kaş Gece Slenle Maklin geminin kamarasında konuşuyorlardı. Her ikisi de ogünkü çalışmada bitap düşmüşlerdi. Slen gene kızdan bahsede- — Asıl anlamadığım cihet şu, dedi, bu güzel kız niçin daha evlenmemiş. Samın dediğine göre evi kadınlar koluna bilezik gibi bir şey O takarmış. Bu kızda öyle bilezik filân görmedim, yanına hiç bir erkek de yaklaşmıyor, burun hikmeti nedir? Maklin Samı çağırdı kıza da- ir seller sordu, sonra onun kar- ma kanşık sözlerini” tercüme etti, — Diyorki: * Bu kıza köyün hiç bir delikanlısı elini sürmiyor, çünkü, onu rüzgâr getirdiği için uğursusdur fakat uğursuz olma: sa da kimse onu beğenmez çün kü o son derece çirkindir. , ” Slen: “Aman yarebbi diye hay» “Kirdi? Bu müymüt” gibi kalı mah- luklar ona çirkin diyorlar ha!, Maklin devam ediyordu : " Ey me yaparsın. onlara benzemediği için çirkin; zevk bu. Gemiler için de böyledir, bir çinli tanır- dım ki kotraları beğenmezdi. Hem bu kızda uğursuzluk 'a var, kendisine anak rüzgârın şerrin- den kurtulmak için bakıyorlar. Maklin boncuk kutusunu tek- rar dolabına koydu. Yerliler kum- ları küremekten okadar çok hoş lanmışlardı ki boncukları göster miye bile haçet kalmamıştı. Slen bunu takip eden günlerde altın değil bir genç için altından daha çok mühim olan şeyi dü- yündü. Şimdiye kadar kadınlar onun üzerinde pek az tesir yap- mışlardı, fakat sanki bir perde açılmış gibiydi, gözleri yeni şeyler görüyordu. Elinde hava tüfeği, arkasında maş tepelerle bu kız, bulunduğu sahil kadar garipti ve bu genç erkeğin kalbini tamamlle çezbet- miş, kamaştırmıştı, Sahilde da- ima onu beklerdi, sonra doya doya birbirlerine (bakışırlardı. Aralarında gizli bir anlaşma vardı. Slen bir gün Maklinin altın bulmak için hâlâ uğraştığı yer- leri calıştırdığı yerden geliyordu, genç kız yanına geldi, bu ka dar yelnız olarak ilk defa kar sılaşıyorlardı. Çalışan amele ge rilerinde ve çok uzakta kalmıştı. üstünde (Köpek balığı)nın boca- ladığı issiz deniz vardı. Kız büyük bir eüretle ilk Memlekette VAKIT Sârıkamışta pey- nircilik Balkon Kaşarına rekebet ödecek dereceyi buldu Hususi Kars muhabirimiz yatı- ri Burada tabı işleri son günlerde mühim bir tarakki adımı atmıştır. Vilâyetin Almanyadan ısmarladığı matbaa makineleri gelmiş ve ku- rulmuştur. Burada (Kars) namile bir gazete çıkarılacaktır Şark vi- lâyetlerinin mühim bir. ihtiyacını temin edecek bu iş, cümhuriyet bayramında matbaanın küşat r8s- mi yapılmak ve gazetenin küçük, bedava bir nshası çıkarılmak su- retile tetbik sahasına geçmişiir. Vilâyetimizde bahse değer iş lerden birisi de Sarıkamışta pey» nirciliğin inkişafı işidir. Sığır hayvanatının iyıliği ve çok süt vermesi itibarile Anadolunun isyiçresi olan Sarıkamış bu sene geçen yıllardan fazla peynir yap- mıştır, Balkan kaşarma rekabet edecek derecede iyi ve nefis mal çıkarmağa muvaffak olan amiller şimdi de Avrupa peynirleri gibi, cins ye nevilere ayrılan mallar yapmağa başlıyacaklardır. Esasen gravyer neyinden çok nefis peynir yapmağı bilen bu havali işcileri şirdi de Felemenk ve rokfor cins- lerini tatbik ederlerse memleke- timiz bu sahada da yerli mallarile iftihar edecektir. Yalnız Sarıkamış kazasının bu yıl kaşar iştihsali 150 bin kilodan ziyadedir, Beyaz peynir ve yağ iştihsali de ayrıdır. çubuğu Işaret “ederek onun ne olduğunu sordu, bu hale gül mekten kendini alamıyordu. Kız birbirine karışarak bir kelime şekline giren bir şeyler söyledi, sonra Odurdu, yukarıya doğru baktı, Gök'e, uçarak gelen iri bir kuş vardı, kuş tam tepesine gelin ciye kadar bekledi, sonra çubu- ğu dudaklarına dayayarak yuka» rı ka'dırdı, Kuş bir taş gibi kumların ör töne düştü, bir kere kanatlarını oynattıktan sonra kas katı kesil di, öldü, Kitivık yere çöktü ve kuşun tüyleri arasında boynuna sap- lanmış mini mini bir oku gör terdi, kalktı. Okun ucuna sürülen müthiş zehir yıldırım gibi tesir etmişti, Kız tüfeğin kullanışına dair onun sorduğu tevabı vermiş olduğu için müsterihti, Onun kuşu öldürüşü Slenin kalbindeki aşkı azaltmamış fakat kızın mevkiile medeniyet arasında- ki mesafeyi çoğaltmıştı. Kitivik bunun farkında değildi, şimdi Slenin sualine cevap ver- dikten sonra ona bir sual sur- mıya uğraşıyor, çalışan adamları göstererek bir şeyler söylüyordu. Ne demek istediği anlaşılıyor du: buraya niçin geldiniz ne arıyorsunuz diye soruyordu. Slen onun maksadını anlıya. rak nasl cevap vereceğini dü. şündü. Cebinde bir altın lira var. dı, onu çıkardı, kıza göslerdi, ve işaret ederek işte bunun için geldik dedi." Kitivik paraya baktı, dudakları birbirinden ayrıldı, bir altına, bir Slene bakıyordu. Yüzüme yep yeni bir hayret ve şaşkınlık ifa- desi gelmişti, Altını onun elinden M ilyarder ef m msi 150,000,000 cezai nakti Rokfeller sinema romanlarında görülen zabıta vukuatına muadil çukuat geçirdikten sonra bu İ Bema e. A konuşmaya başladı, kızın elindeki parayı vermiye mahküm oldu... * Standard Oil kompani , bir çok seneler neticesiz bazı küçük şikâyetler hariç olarak mesaisine kolay kolay devam etti. Fakat “ Rozvelt ,in riyaseti zamanında hükümetle , Ahtapot, arasında tekrar mücadele başla” dı. Vaktile Rökfellere atfedilen #tihamlar tekrar meydan aldı. Petrol şirketleri ile çömendö'er kumpanyaları (o arasındaki gizli bir (il†mucibince “Rok eller, ip petolu &di tarifenin üçte biri ile naklediliyordu. Meselenin esasen siyasi malı. yette olduğu iddia edildi. Cum- buriyetçi grupa mensup olan reiş Rozvelt tekrar intihap olün- mağa gayetle haveakârdı. Rakip- leri o demokratların hakkından gelmek için bir çare arıyordu Demokratların silâhı Tröste karşı mücadele idi. Rozvelt cümhuri- yetçilerin de Tröstün hakkından gelmiye azmettiklerini ispat et mek istiyordu Relsin son derece asabi ve hain olması düşünülürse bu mücadelenin 1890 da ki gibi tat- hılıkla idare edilmediğinin sebebi anlaşılır. |“ Günün birindeskocanCen D.ifu Rokfeller. ş te müdürü “umumisi “ Hanri Rogers , ın tevkif edil dkleri rivayeti ortaya yayıldı. Eğer hadise gazetecilerin telgraf- larında bahsettikleri kadar dağ- dağalı olmadı ise her halde oldukça kilükali mucip oldu. Tröstün hareketini mürakaba- va memur o'an Cemiyetler bu rosu, ve Vaşingtun ticaret naza» reti şubesi tekrar Standa'd Oilin izini yakaladığını zannediyordu. “ Ahtapot , veya daha doğrusu şubelerinden Standard Oll of u- dıyana (o şömendöfer kumpanya- ları ile yaptığı iti'fâ'ar saye sinde gayrı kanuni istifade'er temin etmiye muvaffak oldu. Tahkikat komisyonu tam 4222 yak'ayı gösden geçirdi. “ Con D. küçük Rokfeller , bunlar bakkında ma | hükümete aynen tediye vie I lâmat vermiye ve muhasebesini | # aldı evirdi, çevirdi, özörlbdeki | Bava aksi" öndülüria “dolâd” 4 zaif bir ses en acaip ji baş resmini göstererek güldü. Slen onun güldüğünü ilk defa görüyordu. Kız parmağı ile ken- dini parayı ve Sleni gösterdi. San- ki bu üçünün arasındaki bir münasebeti anlatmak istiyordu. Sonra döndü ve peşinden gelme- sl için ona Işaret etti, köyün sağındaki tepelere doğru yörü » düler, Kitivik altını elinden bırakmı- yor, wkı sıkı tutuyordu. Uzakta çalışanlara, vahşi denize ve ten- ha sahile baktı baktı, kendile- 5 Hitın Üzerinde ot bitmiyen bu çar pık ve kovan şeklindeki dağlar dünyanın en garip yerlerinden biridir. Bu dağlarin arasındaki Y ler. İhtiyar “ Rokfeller , Yi göstermiye memur edildi. Fakat bir mücrimi asmak “ evvelâ — yakalamak lâzımdır kolay kolay ele verirmi? merede ki? Milyarderin — tatil .— geçirmek itiyadında bul Paris ciyarmda Kompiyen nımda ki - sayfiyede mi7 Har” Amerikanın en büyük fab” törü Orada olsa kole? anlaşılırdı. o Yoska Klevi Torest Hil - yazlik sayfiye midir? Acaba Pokontiko Hil malikânesine mi saklanmıff” Adliye ; memurları Okapı vi gererek * Rokfeller , | mağa çalışıyorlerdi. ö Velhasıl bu araştırış pek #9. bir hal aldı. Polis hafiye işe karımpyor; . hapse girilir” i hapisten (o kaçılıyor, daha neler: oluyordu... * Maamafih iş ciddiyet peyda £ yor.“Rokfeller , nihayet hesap meğe mecbur kalıyor. Çok bir söylemiyor. Fakat müstantik f kabil tarafın müddeasini & ediyor, şömendölerlerde araf ydr Standart Ol aleyhi” müthiş bir rapor kaleme Bunda şaşılacak bir şey tur. Eğer bir çok sene aynı şikâyet edenler Oo”. mösele övakit meydana caktı. Fakat bu sefer mah” sadece bir vesiledir. “Ahtapot,un elini ayağını * ya'ak müntehiplere teslim « suretle Rozveltin ve hüküm”. şerefini'ilâ eylemektir. 1907 de Şikago mahk yağından «veriler karar Sili maksatla verilmiştir. Stan ( Kumpani “of İndyana diside mes'ul addediliyor v9 cezaya > yani ket e) cezai nakti vermeye | yordu; bu miktar 1590,00.000 yi demektir, Tröst şu kârşı'aşır. e Burası böcek ke tenkele er akrepler Y9 lâ derili yılanlar yardır. vet Kozın oklarının ucun8 yeri” zehirli otlarla dolu bir “yy” geçtiler, uzakta tepelerd*” nin eteğinde yüksek bir azal, bireyi kali EZ kal uman gi Dördüncü vakıf han yi için lüzumu olan (475 yıkanmış maden köm' k Tef münakasaye vaz edilere gi saninin otuzuncu eyinek edi saat on dörtte ihalesi A ei, ceğinden talip olanler" yes anlamak üzere” ber SÜ” de iy“ idaresine ve ihale encumenine mü e

Bu sayıdan diğer sayfalar: