1 Aralık 1929 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7

1 Aralık 1929 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 7
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Sesli sinemanın “Kinemaplastikin,, den, Vitafon ve selenofona kadar İşt bi m sinema filmi ile gramofon Armın birlikte ihzar edi Ve sinemada filmile pis Yen; birlikte çalıştırılması pek ip, “*fildir. Filhakikn bundan Bam; evvel Londrada Edison ty, DU ile senkronize edilmiş taladı filmi görmüş idim, O «- app birde (Kinemap'östikin) Bunu Perdesiz sinema vardı. 3 » mahiyeti meçhul kaldığı Miş, > <Mleketimize de gelme- , tarihte radyo lamibası Müşeddidesi mevcut olmadı- dolayı gramolonlu sinema T muvajfakiyet göstere- işti, Gramofonla | filimden Mey sisteme (Vitafon) ismi ty afonda en mühim nokta ii resimlerie sedanın senk- m, <İllmesidir. Bu mesele de Sut vesait sayesinde iyi de ii, Ek bir derecede halledilmiş kıy adyo müşeddidelerile, opar- tuy, © yapılan wlahat Vitafo- Yanı işafına hizmet etmiştir. Maraş, vayorsam Vitafon ilk defa iş * Üç sene evel, Nevyorktaki başlan, sinemasinda” gösterilmeğe n e Gramofon tle radyo- min; *den ve Gramo - Radyo Dedeye an sistem de iki üç se it, b ri moda olmuş ve bu ör. yerde görülüyor. Gra- gramofona mahsus hı- kisdan kurtulduğumuz gibi bik ta tiz seter pek iyi gelir. sesin (o şiddeti dolduracak ğ gramo-radyolardan o bir ,g “m misal olarak yazıyorum. Mmdi sesli film gösteren sine- m Ankara palas otelinin “ia Unda, dinlediğimiz gibi, Tak- m bahçesinde bu yaz kuklaları tedenler dinlemiştir. * Vitafonda | kullanılan uwu'ün g“ sistemde yapılan ve Fono N Fotofon, Selenofon gibi Yİ taşıyan sesi filmlerde Meya, 17 a, ardan Fonofilm Amerika d. <ilerinden “de Forest, tarafın va icat edilmiştir. Radyo lam- rr, daki ( Grtİzkara) dediği: ya , PeTSayi keşfeden ve ilk Rad- ti, Yonu tesis eden bu zat- e makalemizde fonofilmin tn. Usulü ile sinemalarda nasıl , *İldiğinden bahsedeceğiz. ta © ütülde bir yak'ann filmi fi, en ses ve ya musiki de alımır. Filmin bir kenarın Mi film tulüne muvazi bir Milgyy it savt fotografına tahsis Hang Hr. Savt fotografının filme kv, gi kildiğini diğer bir maka- Pı, “akarak sadede gelelim. Birin mami ihzar edilir: k ta ! şekilde görülen a, b dip ti Aburları filmi saniyede tak- dolap, 3 santimetre sür'atle RI arş, Scan boşaltıp R2 dolabına tek Mürevansıt C dişlisi mü surette haraket etmek te olup filmin bir kısmını bu adesenn önüne getirir. Bu tevakkuf esnasında bir diyafram açılır" ve adeseden ge çen şualar filmden geçer. Bu sırada «es veya musiki film kenarındaki seride kaydediir. ,Buda şu suretle temin edilmiştir. avt bir “M, mikrö'onunun ihti. zaz ettirir. Bu mikrofon A radyo müşeddidesi ve N Neon lambasını havi olan bir devreye ithal edilmiştir. Mikrofondan geçen cereyan sav. tin şiddetine göre © tahayyül eder; bu tahavvül Neon lamba- sından intişar eden ziyanın şid- detinde (o tahavvül hasıl eder. Lambadan çıkan ziya bir 1,2 adesesinden ve filim önündeki bir diyaframdan geçer filme tesir eder. Film banyo edildiği zaman vesimlerin yanında ve film tulune amut bir takım ince şeritten görülür. Bu şeritlerin kararlı dereceleri filmin bu kısmına Neon lam- basından ziya varit olduğu ande mikrofon diyalramını ikaz eden savtın o şiddetile (o mütenasiptir. Binaenaleyh menfi filmden müs- pet çkarildığı zamen savt ku- yudatının şeflafiyet derecesi bu- nu hasıl eden savtin şidddetile mütenasiptir. Şimdi bu film si- nemada nasil gösterildiğine ge lel m: Bu cihaz adi bir sinema pro- Jeksiyon makinesile savt hasıl eden aletten mürekkeptir. Bu tertibatta o diyagramatik olarak ikinci şekilde gösterilmiştir. Ş. Ziya menbandan çıkan şua C mikrefesinden ve müspet film üzerindeki resimlerin bi rinden ve projeksiyon adesesin- den geçip perdeye gider. Biz de perdede o resmi görürüz. Bu resimlerin adese önünden geçer- ken haiz oldukları sürat filmin, birinci şekildeki fotograf maki nesile çekildiği zaman verilen, poz sür'atine. Her resim, resim- İeri değiştirmek için icap eden tarihçesi Tadyo lâmbası, bir Neon lâmbası bir de Foto elektrik piliş' © bugün sinemada görüp dinlediğimiz harikanın amilleri zamanın beş misli kadar bir müddet tevekkuf halindedir. Resim değişirken miksefeden çıkan şua sinema makinelerinde görülen devvar bir kurs vasıta” sile tevkif edilir, Resimler perde üzerinde gösterilirken diğer bir 52 menbaından gelen ziya şuai filim oözerindeki savt okuyu- datından geçerek P foto elektirik piline gider. Bu pil bir elektik bataryası, A radyo müşeddidesi ve K opar lörile bir devre teşkil eder. Bu devre cereyanındaki ( tahavvül savt kuyudatı yapıldığı zaman Neon lambasmın hasıl ettiği tehavvülâtın aynıdır. Binaenaleyh filmde kaydedilen savt perde ve şiddetini muhafaza ederek operlörden savt şeklinde çıkar Bu usulde muvaffakıyet filmin alma ve verme suretlerinin aym olmasına bağlıdır. Görülüyor ki bu işte mühim rol oynıyan üç amil var. (1) Radyo lambası, (2) Ai lambası, (3) Foto elektrik pili, Bu üç unsur wnaf fizik işle- rinde pek mühim rol oynar. Di- ğer (o makelelerimde bunları da mufassalan göreceğiz. Selenolonda kullanılan esas Eir thoven galvanometresi telinin ihtizazi olup foto elektrik pili yerine Selenyon pili kullanık maktadır. İlerde bunu da göre ceğiz. "üksek Mühemds noaktebi Fizik ralderrisi Salih Muraf Mavnalar nerde duracak? j Haliçte bağlı duran Liman şirketi mavna'arının Halıç. vapur- larının inzimamını bozduğu iddia edilmiş, bu yüzden Liman ve Haliç şirketleri arasında bir ihti- lâf çıkmıştı. Dün bu hususta ken disile görüşen bir muhasr rimize deniz ticareti müdürü Zeki Bey şu izahatı vermiştir. — Mavüalaın Haliçte durması tabii ve zaruridir. Çünkü bunla nn barınmasına müsait başka bir yer yoktur. Mavnalar ber gün sabit bir yığın teşkil etmezler. Onun için vapurların intizamını kaybeceğini zan etmiyorum, 7. — VAKIT. 1,000,000,000! Bir milyar nedir? Bu miktar İngilterede mil- yon kere milyon, Amerika ve Fransada ise bin kere milyon demektir... Amerika mecmualarından biri- nin verdiği malümata göre Al- manyada ve İngilterede bir mil yar, milyon kere milyon, Fransa ve Amerikada bin kere milyon dur. Geçenlerde Londrada toplanan beynelmilel bir konferansta muh- telif memleketlere mensup müta- hassıslar nutuklar irat etmişler ve hep mliyarlardan bahsetmiş- lerdir,Her mütehassıs memleketi. nin örfündeki milyardan bahset. tiği için fikirler karışmış ve hiç bir kimse diğerinin hesabını bir. denbire anlamamıştır. Amerkalı mecmua bu hadise- yi kaydettikten sonra şu müta İ laayı ilave ediyor » Yakında halledilmes' icap eden en mühim meselelerden birisi de İ milyar nedir? meselesidir. İnsan yüzü 1 Kânunevve! 1979 — Yeni bir tahtel- bahır tahliyesi İngiliz bahriye nezareti uzun müddettenberi tahtelbahır kaza- larında mürettebatın tahliyesi için bir tahlisiye aleti bulmıya çalışmakta idi. Ahiren böyle bir alet vücuda getirilmiştir. Bu aletin faydası iki cihettendir. Aleti kullanan kimse önünde bulunan ve ağzına bir boru İle raptedimiş olan bir hazine için- deki müvellidül humuza sayesin- de rahat rahat nefes alabil mekte olduğu gibi hazine aynı zamanda can kurtaren smidi | yazifesini de görerek su sathına İ çıkmasını temin eylemektedır. şek a — nasıl tekâmül etti? “insan yüzü balık yüzünün tekâmül etmiş bir şeklidir Nevyork tekâmülü tabii yatmü- zesi müdürü Doktor Vilyam King insan yüzünün tekâmülünü göste- ren bir kaç heykel hazırlamıştır. Onun teşhir ettiği bu heykellere göre insan yüzü, balık yüzünden tekâmül etmistir. Çünkü insanın kafasındaki 28 kemik, milyarlarca sene evvel yaşıyan balıklardan tevarüs etmiştir, İnsanı tarif edenler bazı ları onun Obakkında “düşünen hayvan, , bazıları da * yüzüne hâkim olan hayvan, demişlerdir. Maymunlar tecrübe olunmuş, ve bunların gülemedikleri görül. müştür, Bunun sebebi onların gülmk için lâzım olan adaleden mahrum olmalarıdır. Başka hayvanların da, simalarının ifadesini ( değiştirte- | | vemimmammaa iz. | cek, aza adaleleri yoktur. İnsa- nın vücudundaki adalelerin dörtte biri yüzünde ve boynundadır. Esas itibarile bunların ek otomatik sinirlerin hükmü altın- dadır. Bunlar iradenin tehevyüç- lerine göre çalışırlardı. Yavaş yavaş dimağ faıkiyet temin emiş nesillerce deve, eden terbiyenin insan mağmum tebessüm etmiye teheyyüçleri mahsulü olarak olduğu zaman ve hissetmediği ifadeye kudret kaza İnsanın bu tekâ göre balık bir mebde teşkil ediyor. Bağın yüzü elemi bile ifade edemez. Halbuki bu gün, tekâ- mülün ni inde, simesının bat- larını değiştirerek his'erini ifade eden insanı görüyoruz Dr. Kingin ba tekâmülü çüsteren Beyekçildir.

Bu sayıdan diğer sayfalar: