21 Ocak 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

21 Ocak 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 7— VAKIT. 21 Kânunsani 1930 VAKIT ın son telgraf haberleleri , Lâhey konfetansında: Şark tamiratı Lâhey, 19 (A.A) — kereler bütün gün devam devam olunmuştur. Bir taraftan münakaşaları Şark tamiratı meselesi hakkımdaki müza- etmiştir. Bu müzakerelere gece de Romanya ile Bulgaristan diğer taraftan Çekoslovakya ile Macaristan arasında çıkan son güçlük- lerin hallile iştigal edilmektedir. milyon lei istemektedir. Bulgaristan ise yalnız 100 milyon teklif | etmektedir. Romanya Bulgaristandan 320 Fransız gazeteleri ne diyor? Paris, 19 (A.A) — Şark tamiratına ait müzakerelerden bahs- eden Paris gazeteleri Fransız diplomasisinin dostane münasebet- lerin salâhına' ve inkişafına müsait bir muhit vücuda getirmeğe çalıştığını, çünkü cihan sulhünün takviyesi için şarki ve merkezi Avrupa devletlerinin birlikte çalışmaları lâzım geldiğini yazmaktadır. Bahri teslihata dair görüşmeler Londra, 19 (A.A) — M. Tardyö, M. Briyan ve M. Stimson bir buçuk saat gayet samimi surutte görüşmüşlerdir. Bu mülâkat esna- sında teslibatın tahdidine ve konferansın mesaisinin tanzimine ait meseleler hakkında umumi mahiyette noktai vazarlar teati edil- miştir . M. Stimson ile M. Grandi bir arada yemek yemişlerdir. Stimson, Amerikanın İtalya ve M. Fransaya karşı aldığı vaziyetin her türlü menfaat, düşüncelerinden ari ve dostane olduğunu, Ame- rikanın herkesi memnun bırakacak bir tesviye sureti bulmasından başka bir şey istemediğini gazete muhabirlerine beyan etmistir. Bahri konferansa hazırlık Londra, 20 (A.A) — Bahri konferansa iştirak edecek olan bütün heyetler yarınki küşat celsesine ait teferrüatı tespit etmek üzere bu sabah ilk defa mülâki olmuşlardır. Kıral, konferans murahhaslarını olarak Dovvninstrsit'te £ birbirlerine öğleden sonra Bückingam sarayında kabul edecektir. Gece hükümet tarafından murahhaslar şerefine bir ziyafet verilecektir. Kıralın konferansta irat edeceği küşat nutku telsiz telefonla bütün dünyaya neşredilecektir. Bu utku yüz bin AZ e tarafından dinleneceği tahmin edilmetedir. ” Silâhlı mahpusla: İzmir, 20 ( Vakıt) - Ankara" dan buraya gelen hapisaneler umum müdürü Nedim Bey hapi- saneyi taharri elti ve bazı mah- pusların üstünde tabanca, bıçak gibi silâhlar bulundu. Tahkikat yapılmaktadır. rek borsayı tazyike matuf ber türlü târzı hareketten çekine- | ceklerdir. Çünkü bu tarzı hare- ket evvelâ kendilerinin dürüsti- lerinden beklenir. Saniyen aksi şekil kendilerinin şeref ve itibar- | larına tesir edecek vaziyetlerin hudusuna sebebiyet verir. alaka” Safe ierik tayyare A “Kaza st Londra, 20(A.A) — Zan- edildiğine göre tayyarenin pılotu karaya inerken sis dolayisile mesafeyi yanlış tahmin etmiştir. İmdada koşanlar vak'a mahal- line geldikleri zaman tayyarenin kamarası yanmış bulunuyordu. Telef olanların hepsi Amerikalı oldukları zannedilmektedir. Bun- lar'bir yarıştan gelmekte ve seyyahları hamil olan diğer bir tayyare tarafından takip edil mekte idiler. Bu ikinci tayyare salimen muvasalat etmiştir. VAKIT ın tefrikası: 68 “ Yazan: Hüseyin Rahmi — Yemin için beyhude zah- | met etme... — Yeminden başka seni ne ile temin edebilirim?. — Canım, yemin saf adamla | rın arasında tedavül eden ma- nevi bir temindir. — Namus üzerine söylersem.. das Selâh güldürme beni, lâti- feyi bırak. — Din, iman, itikat, namus bak muamele arasında bazen insanlara ne kadar lâzım olu- > © — Şu anda beni kandırmak için mi bunlara lüzum bhissedi- yada.. yalnız ben değilim.. Bu mukaddesata istinaden bu alemde dönen tezvirata hat, nihayet İ mi var? Ali Safder hakikati keşfet- mek için arkadaşını derin derin süzerek: —Peki beşyöz liraya inandım, ver bakalım yarısını. Avnüsselâh baş parmağını burnuna dayayıp Safderin sura- tına doğru karışını açarak: — Nah sana guguk... — Ne.demek? İki kişilik bir şirket değil miyiz? Ne vurur sak aramızda taksim edilmiye- cek mi? — Doğru fakat henüz vurul- muş bir şey yok... — Ya beş yüz lira lafı edip duruyorsun... M., Meclisinde Dün neler görüşüldü? Ankara, 20 (A.A) — B.M. Meclisi bugün toplanarak bazı şebirler arasında telefon tesisatı vücuda getirilmesi için Erikson şirketi ile imza olunan mukâve- lenamenin . tasdiki obakkındaki kanun lâyihasının iadesine dair Başvekâlet tezkeresi okunmuş ve kahul edilmiştir. 1244 numaralı kanunda tayin edilen işlere ait senelik azami tediyat miktarın dört milyon liraya ve taahhüt icrasile bono ihracı mezuniyetlerinin de otuz dört milyon liraya çıkarılması hakkındaki kanun lâyihası ve küçük zabitan maaşatı kanunu- Dun ikinci maddesi hükmünün küçük zabitlikte ehliyetle beş sene İstihdam edilerek terhis olunduktan sonra hizmete devamı talep etmeleri ve lâzımgelen ev- safı haiz olmaları üzerine tekrar hizmete kabul edilenlere teşmi- line dair tefsir kabul edilmiştir. Meclis perşembe günü toplana- caktır. Mahsul Kaç dönüm arazi ekildi ? Aliya, 9OLALAŞ — Baz vi lâyetler hariç olmak üzere 929 senesinde ekilen hububat mik- tan 521, 977, 921 dönüm buğ- day; 10, 925, “418 dönüm arpa, *1767:333. dönüm” yulaf; 592,594 dönüm kaplıca, 3,026, 336 dönüm mısır, 93,350 dönüm pirinç, 550, 009 dönüm darı, 1,220,6637 dö- nüm çavdar, 86,070 dönüm mah- lâttur. Göle batan tayyare Roma, 19 (A.A) — Şnayder kupasını kazanmak için yapılan musabakaya iştirak eden tayya- reci Dalmolen, rakip bulunduğu deniz tayyaresi ile Gar gölüne | düşmüştür. Tayyare, dibine in- | miştir. Dalmolenin cesedi aran- i maktadır. — Beş yüz liraya karar ve- ! rildi. Lâkin daha para verilme- idi. — Utangaç adam, böyle kan- tinlerle bu gün beni atlatamaz sın.. Her türlü ahlâki imanlardan soyunduk.. Bütün itikatları saf- adamlara - malettik. Biribirine yeminle, namus; vicdan sözlerile itimat ve emniyet edenlere gül- dük durduk; fakat şimdi biribi- rimize de inanmaz olduk. Baş- | kalarma (yaptığımız dubaraları aramızda kullanmamalıyız... Çok zaman cemiyeti muaheze ediyo- ruz insanların ahlâki kanaatleri- ni felsefelerini, içtimai idarele- İrini beklemiyoruz; fakat insaf be kardeş ahlakça berkes temamile bize benzese bu dünyanın hali ne olur? — Coşma Safder.. Bugün para almadığıma inan bana karşı mua- hezekâr olduğun hallere kendin s<opıtma,. Bend& ayıpladıklarını kendinde mübah görme.. Yarın Cabir Beyin nezdine gideceğim. I Bana beş yüz liralık bir çek verecek bilmem hangi bankadan “gidip paraları alacağım. Buna Petrol İnuliarebeleri Devletler arasındaki büyük rekabet ve mücadele gittikçe artıyor Devletler arasındaki mücadele son asırlarda bir iktisat müca- delesi haline girmiştir. İktisadi menfaatler politikada hâkim ol- maktadır. Bu noktadandır ki devlet, hatta millet, daha ziyade iktısadi slâkalar ve menfaatler cephesinden mütalea olunmıya başlamıştır. Bugün cihan poltikasının iki kutbu, Amerika ile İngilteredir. Bunların ciban politikasındaki fa- aliyetlerini tahlil ederek, petro- lün büyük bir âmil teşkil ettiğini görürüz. Bu iki devletin büyük petrol siyasetleri o kadar çetin bir rakabetle ilerliyor ki, bu yüzden | bir - harbin vukuu bile ihtimal içindedir. Hatta İngiltere Ma'iye nazırı Snovden bu busustaki endişesini saklamıyor bile, 1929 da Londrada söylediği bir nu- tukta: «Petrol kontrolü yüzün- den mevcut rakabet, İngiltere ile Amerika arasında ilerde bir muharebenin en makul sebebi olacağa benziyor.,, Diyor. Petrolün devletler arasında bu kadar büyük bir rekabet uyandırması neden ileri geliyor? 2025 sene evvel milletlerin hayatlarında büyük bir rol oy- namıyan petrol, neden şimdi ber millet için bir hayat mese- lesi olmuştur ve her milletin is- tikbali malik olduğu petrol sto- ku ile ölçülüyor? Bu ehemmiyet petrolden istih- sal edilen çeşit çeşit maddeler- | den vaz geçelim, bilhassa, nakliye vasıtalarında yaptığı büyük in- kılâptan çıkıyor. Filhakika, 15 gün seyahat edecek 20,000 ton- luk bir vapurda kömür 7000 Portekiz kahneşi Lizbon, 20 (A.A) — Reisicüm- hur, ceneral Okivera yı, kabine- nin teşkiline memur etmiştir. Şiddetli bir kasırga Madagaskar, 19 (A.A) — U- mumiyetle yerlilerle meskön Ma- | Danara şebrinin hemen yarısı gayet şiddetli bir kasırga neti- cesinde harap olmuştur. yalan sığmaz, istersen benimle | Ja beraber gel... — Herifin yarın sana beş yüz liralık bir çek vereceğine inan- “dın mı? — İnanmak © mecburiyetinde kaldım, Başka türlü ne yapabi- lirim?.. — Bu para bir diğeri namına isteniyor... — Evet.. — Bu yapılan şey adi bir dolandırıcılıktır... — Bütün manasile... — Ya Kadir Efendi macera- dan şüphelenip de seni Cabir Beyin odasında bastırırsa? — İhtara hacet yok. Tehlike- nin büyüklüğünü biliyordum... Üzerime böyle mühim bir rol almışken sen beni İnsafsızca tenkit ve hatta tahkirediyorsun., Âlem için ahlâk haydudu ve biribirimize karşı masum melek olmak lüzumundan O bahsediyor- dun... Aralarında < hisse payetmek davasına. gelince ahlâktan istim- dada kalkan bu ahlâk mikrop- |;Büiz olduğunu tekdir | Şester, M3 yer istediği halde petrol yalnız 1700 M3 yer istiyor. Kö- mür makinesi 10000 M3 yer tu- tuyor, halbv'“ netrol 5,300 M3, İimpik vapüru kömür ile iş- İ lemek 'için 5 günlük bir sefer- de 500 kazancıya ve yardımcıya muhtaçtı. Peirol olunca nöbet | ile çalışmak üzere 12 kişi kâfi geli Ticareti çok ve geniş olan milletler için bu hesapların ne kadar hayati bir ehemmiyeti etmek dö değildir. Ticaret filoları, üyük müstemleke ve dominyon- | ları tutan deniz kuvvetleri hep bu hesaplardan müteessir olmak” tadır ; ve bunun içindir ki İngik- tere petrol kıralı: V. A, Deter- dingin arkasında İngiltere" dev- era Amerika petrol | kıralı Rokfellerin arkasında Müttebidei İ Amerika devleti vardır. Abdülhamitten (o Ana- dolu ve İrak petrolieri imtiyazı- nı alırken, OK. d'Areyde Şahından İran petrolleri imtiya- znı “alıyordu. Biri Amerikayı, öteki de İngiltereyi temsil edi- yordu. 1898 de Rus petrolları de pi- yasayı tutmıya ve istihsalât A- merika petrollerini ciddi endi- şeye düşürecek bir mahiyet ak mıştı. Petrol grupu, hararete gelerek, yeni petrol menbalari aramıya eye Umumi harbin sonunda İngilizlerin ne büyük bir tehalükle Kafkas- ya petrol kuyularına el atmıya çalıştığı malümdur, İngiltere; kendi İmperatotlüğü nâ merbut bütün memleketlerde petrol istihsalâtını idaresi ve yahu: kontrolü altına almış bu- lunuyor. Petrol şirketlerinin ak» siyonlarının ecnebilere geçmesi- ni menetmişlerdir. Ellerini cenü- bi Amerikanın da petrol sahö- larına atmıya çalışıyorlar, Müttehidei Amerika da bu İ neviden mukabil tedbirler alıyor. ve kanunlar çıkarıyor. Fakat el'an eskiden aldığı imtiyazlar dolayısile İngiltere kendi İmpe- ratorluğu (o haricinde de petrol kuyularına malik bulunmaktadır. » ları haylı çekiştiler. “Avnüöselâh iki bin liranın bin yedi yüz elli lirasını yutmak istiyor, öteki bu katakulli karşısında daima istifra ediyordu. Onlar bu emniyetsizlik didiş- mesinde iken öteyanda macera garip bir şeki! alıyordu. O gün Fazıla bazı mabzurlara mebni ne olup bittiğini anlamak için Cabirin resmi makamına gi- dip görüşememişti. Meraktan bu- nalıyordu. Nihayet sabredemedi. Akşama doğru semtteki bir ec- zanenin telefonile Cabiri ara“ dı. Buldu. Aralarında şu mu- havere cereyanetti; — Kim siniz? — Fazıla! — Vay şekerim. — Bey meraktan bitiyorum. — Niçin efendim? — Ne oldu? — Vekil geldi. Pazarlık bitti , Seni kocandan satın aldım.. — Kaça?

Bu sayıdan diğer sayfalar: