9 Şubat 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

9 Şubat 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—.——— — N Hangisi evvel : Selim Sırrı Beye veri- len cevaplar ii Ali Sami B. Spor federasyo- nunun sabık reisi Hem spor, hem terbi- yei bedeniye, diyor Al Sami B. misi, Selim Sırrı Beyin beden terbiyesi ve spor cereyanları hakkında uzun beyanatı münderiçti. Selim Sırrı Bey bu sözlerinde spordan, nefes nefese koşarak rekor kırmaktan stad;om inşasından evvel beden terbiyesine ehemmiyet verilmesinden hara- retle bahsetmiş, alâkadarları iş başına çağırmıştı. Bu sözler hakkında ne düşündüğünü öğrenmek üzere bir muhar- ririmiz sabık federasyon reisi Ali Sami Beyi ziyaret etmiştir. Ali Sami Bey şunları söylemiştir: «—Spor işlerinin kalem münakaşalarına girmemeyi tercih etmekle beraber şunu söyliyeyim ki, Selim Sırrı Beyefendinin beyanatında spor aleyhinde bir şey göremiyorum. Terbiyei bedeniye ve spor işlerini münakaşa etmiye hiç lüzum yoktur. Çünkü Avrupada bu > rn e ar er iz miereşi tu, Onları bedeniyeden, diyorlar, Spor tarat- taranı ise, bem terbiyei bedeniye ve hem pre iri Arada münaziünfih nokta yalnız budur. Sporun derhal tatbiki taraftaranı sporun cazip olmasının daha çok alâkayı uyandırdığını, bu alâkayı duyanların terbiyei bedeniyesiz 8por olmıyacağını her- kesten evvel anlıyacak- larını, bu suretle terbiyei bedeniye lehine kuvvetli bir hareket vücuda gelmiş ve taraftar kazanılmış olacağını ileri sürüyorlar. Ben bu iki cepheden tam bir anlaşma dahilinde muntazam terbi- yei bedeniye salonları ve sıtadyomlar vücuda ge- tirilmesine, stadyomların yalnız birer menbaı varidat olarak kul- lanılmasına karşı tedbirler alınarak yürünmesine taraftarım. Bu suretle maksada daha çabuk varılacağını tahmim ediyorum.» Ü gün evvelki nüshamızda terbiyei bedeniye müfettişi umu- | Terbiyei Ankarada bir talebe yurdu açıyor Istanbuldaki yurdun yvafak adedi 200 e ibiâğedilecektir Maarif cemiyeti Darülfünun ve yüksek mektepler talebesinin müşkülât © çekte.j.pipi görerek Kadirgada bir talebe © yurdu tesis o etmişti. 100 yataklı o- lan bu yurtta yüksek © tahsil talebesi o cüz'i bir para muka- bilinde yatıyor ve yemek yiyor. Vaziyeti müsait olmıyan talebe- den yatak üç- reti de alınma Çad Kerim Bw maktadır. Yurt büyük bir rağbet görmekte, 100 yatık kâfi gel- memektedir . Magrif cemiyeti Kadirgadaki yurdu 200 yataklı i yapmıya karar vermiştir. Maarif cemiyetinin İstanbul mümessili o Cevd.p Kerim B. dün bu hususta demiştir ki: — İstanbuldaki yurdu, ihtiya- cn fazlalığı dolayisile 200 ya- taklı yapmıya karar verdik. Bu sene Ankarada ga bir talebe yurdu açacağız | Ankaradaki yurt, Maarif cemiyetinin açacağı müstakbel kolejin esasını teşkil edecektir. Maarif cemiyeti 930 bütçesini tabzim etmiştir. Bütçede 60000 lira varidat takdir ve tahmin edilmektedir. — e Yeni polisler Dün Polis müdüriyetinde bu devrede polis mektebinden çı- kan polis'ere diplomaları yeril- miş ve kendilerin. verildikleri merkezler tebliğ €dilmiştir. Bu devreyi ikmal eden polisler 78 efendidir. İstanbulda yamyamlar türedi: Bir deli- kanlı insan etinin lezzetini metediyor Mehmede kalırsa Kızıltopraklı Meh- met, iki okka sığır etini çiğ çiğ ve seve seve ye. mektedir Di çok garp Ye dayanı | siğ yemiş, üstüne beş bardak da £u içmiştir. ğ palaz için fevkalâde bir al Ni 4 geniş biz ziya — itiyat haline We bunu şu şekilde an- dikkat hadiseden, haberdar o'duk. Kızı. “akta aylar- i dedikodu- , yapılan bu 7 garip, hadiseyi «— Ben küçükten beri çiğ et yemiye alışkınım. Yeni kesit a kanlı eti yemek işten bile iğ et pişmişinden daha lez- .—. buna emin olun. vvelki Hüseyinin dük- kânımda ola "Bir erme benim çiğ et yiyebileceğimi söy- lediler; başkası bu söze inanmadı. Ben iki okka eti yiyebileceğimi iddia ettim. Sekiz liraya bahis tutuştuk. Hemen iki okka sığır eti aldırdım. Ü İşittiklerimize inanmadık ve © hadisenn kah- ramanı ile ko- nuştuk, Evvelâ v meseleyi anla- & talım: * Kızıltoprakta Ihlamur çarşı” mda Çerkeşli Vekmet Mehmet isminü, bir genç iddia rine İkİ okka ği; etini çiğ, 5 yaşında bir çocu- ğu bir oturuşta , yemek işten bile değildir Soğan'a ekmeksiz. olarak ye- dim. Susamıştım. Üzerine beş bardak da Kayışdağı suyu içtim. Sekiz lirayı kazandım. Yalnız sığır etinin hazmı biraz güç olu- yor, Koyun, kuzu eti daha iyi, Daha tadına bakmamakla be- raber insan etinin hepsinden lezzetli olduğunu tahmin ediyo- rum. Meselâ 5 yaşındaki çocu- ğun eti düşünün e körpedir. Böyle bir çocuğu bir oturuşta yiyebilirim. ,, Mehmedin o küşük çocukları yemek arzusu Kızıltoprakta sür- atle duyulmuş ve > arasında eyecan tevlit etmiştir. , Mehmet, . Kımltopraklılarca yamyam diye tevsim edilmekte- Maarif cemiyeti i yemek ve yatmak hususunda | “bedeniye mi, İstanbulun maruf tipleri Profesör Artin , Abtullah Aptullah Tuma- yan kimdir ? Hindenburga yazı- lan kaside Son günlerde gazete erde sık sık adı geçiyor. Profesör Artın umayan... Uzun, Muhteşem, iddialı bir isim. İsmi gibi yaptığı işler de iddi- ah; İstanbu'da bir Ermeni çetesi var, ortalığı kasıp kavuruyor, müthiş şeyler hazırlıyor! Diye ihbaratta bu undu; gazeteler ya- zip çizdiler, aman... kim miş? Bu hainler, bu küstahlar, bu cüretkârlar bulunmalı, meydana çıkarılmalı, cezaları verilmeli! Arandı, tarandı, hiç kimsecik- ler bulunamadı; ne çete, ne şa- kavet, ne eşkiya, Fakat Profesör Artin Aptu lah Tumayan efendi meşhur olmuş- tu; şmdi mahkemelerde (vakit İK eee çil Şindenburg! Sİ barmy van pane bay 4 taya Ke Aptullah Tumayan Efendi- nin Hindenbur 7 için vap- , dırdığı kartpostal Bütün muhiti ArtinAptullah Tumayan ( efendiyi öldürmiye itetmiştir. b Tllmde Elma dağı polis karakolu bu zatın — i lerin iksekliği e e Malili dolu- dur. Profesör artık bu kara- kolda sözüne maruf tabirile -ha- itibar - gi valei my akama müra > pe b e ı, bir müddet te Taksim polis merkezinin mer- divenlerini aşındıracak ! İstanbulun tetkike şayan tip- lerinden olan Tumayan Efendi kısa boylu, beyaz sakkallı, melon şapkalı, vapur dumanı gözlüklü, mini mini birzattir, Muharririmizin ilk sualine şu cevabı verdi; — Bendeniz elsinei atika ve cedide o profesörüyüm... O Uzun müddet (tedrisatım vardır ve halen de... Bu itibar ile ismimin evelinde profesör unvanını taşı- rim, efendim. Efendim; O validemden do- layı Aptullah ismini taşıyorum! — Yani anneniz müslüman ». Validemde Erme- Agavni Aptullah idi. Babanız müslüman mı idi? » 3. — VAKTT. 9 Şubat spor mu ? 1930 — P.ofesör Arim Tumayan — Hayır. — O halde Aptullahlığı nere- den geliyor? Ona da badasından geliyor. — Ya!.. Mubarririmiz bu kanaat verici cevabı alınca başka suallere geçmek istemiş, fakat silsilece “ Abdullah ,, olan profesör: — Efendim, esas meseleye gelelim | Diyerek Ermenilerin kendi- sine yaptıkları fenalıkları sayıp dökmiye başlamıştır: — Efendim, 1922 senesi 80- İ sunda Sarp Agop fakirhaneslir de ü ibmal edi- len Yi ir ve etti; Ben hükümete müracaatla bunu ha- ber vermek istedim. Ermeniler “ Hükümete müracaat etme! ,, diye beni .tehdit ettiler... O zaman bir Türk gazetesinde bunu ilân ettim; Ermeniler-be- nim cezaen altı ay. yemeğimi kestiler. Sonraları keyfiyeti sı- hıyye vekâleti celilesine bildi: dim, müfettişi mübterem Enver Bey geldi, hastaneyi hazik bir tabibe testim etti; lâkin Erme- niler beni “ Türklere müracaat etme !.. diye tekrar tehdit ettiler. Bunlar beni Oo mahvedecekler, beni yiyecekler, beni bitirecek- ler... Kk isil — Ne oldu, efendim, ne tılar size?.. a — Efendim, bizim Elmada- ğında ikamet etmekte bulunan Bogos İskenderiyan, bir tarihte bana demiştiki “Adanada kadın kız ve ibtiyar Türkler kestim! , O zaman böyle şeyler söyleme diye ihtar ettim, dinlemedi, son zamanlarda bendeniz de hükü- mete bildirdim, bu yüzden teh- ditler arttı... Pröfesör Artiu Aptullah Tu- mayan efendinin edebiyat ile de üfeti varmış... Umumi harp senelerinde Al- manyada kısmen Türkçe kısmen Almanca olmak üzere “Hilâl, ismile bir mecmua da neşretmiş, Artin Aptullah Tumayan efendi- nin “ Eşekçiler,, ismindeki kıt- asını bu mecmuadan iktibas edi- yoruz ; Acemlerin eşekleri Harap eder &okakları, Eşekçiler bir. siyakta Feryat ederler ayakta 1. Artin © Aptullah oOTumayan Efend: 1916 senesinde Ham- burgta Vilhelm ve Hindenburg için kart postallar bastırmış, satmış; yukarya resmini koydu- ğumuz O Hindenburg n üstünde profesörün;şu manzu- mesi var: Şükretmeliyiz hakka hezarın Ki eder her dem bi şumar ihsan Hep kâinatı, halkeden Huda Vermiştir bize bir zatı bi hemta Baba Hinden bürg sen bir tam paşa Zekâvetinle sen binler yaşa Ömrü i hak etsin füzen Hep küdurattan eylesin masun ?

Bu sayıdan diğer sayfalar: