7 Ağustos 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

7 Ağustos 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—2— İzmirde komünistler Teşkilât merkezi şehrimizde imiş... | Cazimin İstanbuldaki arkadaşı Mustafa kimdir ? (Üst tarafı 1 incj sayıfada) Hizmet gazetsinin yazdığına görede Cazim Ef. şunları söy- lemiştir: — Ben eskiden komünistlik ettiğimi itiraf ediyorum. Fakat bilâhare gittiğim yolun boşluğunu anladım, namuskâranc hayata rücu ettim Benim İstanbulda Mustafa isminde eski bir komü- nistlik arkadaşım var. Geçenler- de kendisinden bir mektup ak dım. Bunde «beyannameler gön- dereceğim, bunların tevziine ne- zaret et» diyordu. Bu münase- | betsiz mektuba cevap vermedim Fakat geçenlerde bir sabah dükkânda çekmecemin altında bir tomar kâğıt buldum. Bunlar be- yanname imiş. Ben şüpheli bir adam olduğum için bunları po- lise teslim edersem (başıma felâketler getirebilir, diye düşün- düm ve bunları götürüp metruk bir arsaya attım. işte kabahatim bundan ibarettir. Yalovada Bu akşamki balo Yalova kaplıcaları müdüriyeti “ tarafından bu akşam Yalovada verilecek olan baloya Istanbul- dan seksen zat ve refikaları da- vet edilmiştir. Davetliler bu ak- şam Yalovaya gidecekler, gece orada eylendikten sonra sabah- leyin: beşte:.vapurla “Istanbula avdet .edebileceklerdir. Şehrimi- xin kibar mahafiline mensup olan bu seksen zatın isimleri Yalova- dan Seyrisefain idaresine bildi- rilmiş ve davetnameleri kendi- lerine irsâl edilmiştir. Yalova » balosu hususi bir kır eğlencesi » mahiyetinde olduğu için elbise | serbesttir. Gazi Hz. müsamereyi şereflendireceklerdir. Başvekili- VAKIT 7 Ağustos 1930 |YAKIT TEL daha kâletinden tebliğ olunmuştur: Alman sanayi gün imzalanmıştır. ana hatları şunlardır: lerdir. Bulgar gazeteleri Hakkımızda sam'mi neşriyata devam ediyorlar Sofya: S(A.A)— Matbuat, mi- safir gezeteciler hakkında sita- yişkârane makaleler neşretmek- tedir, Nim resmi Labulgari ga» zetesi diyor ki: Beynelmilel fi- kir sahasında fevkalâde müsmir inkişaflara hadim olabilecek bir hava ihdas eden..bu nevi ziya” retlerin ehemmiyeti (e özerinde nekadar ısrar olunsa azdır. Bulgaristanla Türkiye ve Le» histanı yekdiğerine takrip için hiç bir mâni mevcut değildir.» Sofya matbuat cemiyeti reisi meb'us Silyianof, Slovo gazete- sinde neşrettiği bir makalede Varna mülâkatlarının Bulgar - Türk-Leh münasebatının inkişa- miz İsmet Pş. Hz. esasen Yalo- vada bulunmaktadırlar, B.M. M. reisi Kâzım Pş. Hz.de bu sa- © bah seyrisefain vapurile Yalova» o va gidecekler ve gece baloda ; "unacaklardır. fı üzerinde müessir olması te- mennisini izher eylemekte, Bul- gar milletinin kalbini sevinç ve şükranla dolduran Gazi Mustafa Kemal Hazretlerinin olütüfkâr sözlerini hatırlatmaktadır. Dün imza edildi Bu suretle, yapılmakta olan hatların | | tamamlanmaları mümkün olacaktır Ankara, 6 (A.A.) — Nafia Ve-j32 senelerinde fabrikalara verile- mümessillerile|da 934-35-36 senelerinde faizlerile Nafia Vekâleti arasında kredi ile|birlikte amorti edilecektir. demiryolları malzemesi tedariki e- sasına istinat eden mukavele bu:|miktarları birer sene tehir oluna- Mukavelenin| bilecektir. Bu mukavele ile Kayse- “Muhtelif Alman fabrikaları) oluuduğu 934 senesine kadar inşaları mukar-| Filyos, Fevzipaşa - Ergani hatları- rer hatlara lâzım olan ray, makas,|nında 933 den evvel bitmesi müm- muhtelif köprüler ve diğer malze-|kün olabilecektir. Ayrıca bu hatla- me ile lokomotifler, vagonlar velrın bir sene evvel bitirilmesi için yedek parçaları, otomatik fenerle-| İsveç grupile yapılan müzakerede! ri, tamirane malzemesini istenildi-|bu suretle müsbet bir netice vere- ği zaman hükümete teslim edecek-| bilecektir. Bu malzemenin tutarı yüzde 6/olan krom ve manganezi Türkiye- faizle 10 milyon 138 bin dolardır.|den tedarik için teşebbüslerde bu- Bunun 3 milyon 177 bini 930-31-32) lunacaktır. GRAF evvel cek, diğer 6 milyon 961 bin dolar İcabında bu taksitlerin üçte bir ri - Ulukışla battının tayları temin gibi bundan başka| Konsorsyom, fabrikalara lâzım A A Oktruva Cetvellerde biraz daha tadilât yapıldı Ankara, 6 (Telefon) — Istan- ve TELEFON | HABERLERİİ | Almanlarla yapılan mukavele | i Şehremaneti cet- bul belediye meclisince tetkik edilen oktruva cetvelleri hakkın- da iktsat vekâleti mütaleasını bildirmiştir. Kısmen tadilât ya- pildı. Recep Beyin seyahati Ankara, 6 (Telefon) — Nafia vekili yarın sabah sekizde 'oto- “ mobille hareket-ederek Şimal, Şark ve Cenup vilâyetlerimizin nafia işlerini tetkik seyahatine başlıyacaktır. Vergiler Ankara, 6 (Telefon) — Ka- zanç, musakkafat, arazi ve ve- raset komisyonları bir komisyon halinde birleşecektir. Şükrü Kaya veCemil B.ler Anhara 6 (Telefon) Dahiliye vekili Şükrü Kaya we sabık Dahiliye vekili Cemil beyler 20 ağustosta Zonguldak ( tarikile İstanbula gideceklerdir. Barem veli tamamlandı Ankara 6 (Telefon) — Istan- | bul şehremaneti barem cedvel- leri Maliyeye verildi. | Emanet memurin müdürü Samih! B, maliyeile temas ediyor.Cetvel- lerin cumartesiye hey'eti vekile- ye verilmesi bekleniyor. dr pm, Mücrimleri iade Bulgaristanla yapılan mukavele tebliğ edildi Bulgaristanla aramızda aktedi- len mücrimleri iade mukavelesi- nin tasdiki kanunu © vilâyete tebliğ edilmiştir. Mukaveleye göre, iki hükümet kendi tebaları müstesna olmak üzere, birbirlerinin arazisi üzerin- deki mücrim şahısları karşılıklı iade edeceklerdir. Siyasi mücrimler iade edilmez, ancak devlet ve hükümet reis- lerinin şahıslarına ve ailelerine karşı işenilen cürümler siyasi sayılamaz. Olur şey değil . Gümrük terifeleri yanliş mı tetbik ediliyor ? Dünkü akşam refiklerimizden birinin yazdığına göre İzmirde yeni gümrük tarifesinin yanlış tatbiki yüzünden Hazine 150 bin lira zarar “etmiş,” büna benzer biroyanlışlık ta “Trabzon'da ol- muştur. Buradaki müdür, yeni harfleri seçmekte müşkülât çe- kiyormuş. Yeni tarifenin sene başında tatbik edileceğini zan- netmiş. 929 eylülünde tatbik ettirmemiş. Burası, daha garip olarak, sene başını mart biliyor- muş. Karısını öldüren balıkçı (Üst tarafı 5 amci sayfada) — Sonra o cıgara almağa çık- tı. Ben de arkasından çıktım, gözledim. Sokakta lâcivert elbi- seli birisile, bir erkekle konuş- tuğunu gördüm. Yaklaştım, erkek ayrıldı. Karıma “ Bunedir ? , dedim. Bana kendisinin kocası değil, pezevengi olduğunu söy- ledi. Sonra.:.. kendimi kay bettim. — Bu dört senelik karınmış, dört senedir büyle ahvalini bil- miyor mu idin? — Bir buçuk ay evvel şununla bununla buluştuğunu duydum. Kendisine (oObıçak (o gösterildi, “Benim değildir!,, dedi. Öldürü- len kadının çantası açıldı. Bu kana bulanmış çantada bir mek- tup ve kadının bazı resimleri vardı. Mektup okundu. Bunda sevgiden, buluşmalardan bahse- diyor, şüphelendiğine işaret olu- narak mektubunun yırtılması tavs siye ediliyordu. Mektupta “Cemal,, imzası vardır. Öldürülenin hemşiresi Muzaf- fer H., şahit mevkiine geldi. Va'ka esnasındakendisinin evde bulunduğunu, cinayet haber ve- rilince dışarıya çıktığını anlattı. Maznun, kansınn kendisine hiyanet ettiğini ispat için bazı isimler verdi, bunların şahit sr- fatile dinlenilmesini istedi, Bu sırada öldürülenin annesi, “doğru söylemiyor, (kendisini kurtarmak için böyle diyor. Şüp- heleri, esassızdır.,, dedi ve kızmı öldüreceğini evvelce ötede bez. ; ride söylediğini, besliyemediğin- den, nafakasını temin edemedi- ğinden öldürdüğünü, esasen daha evvel bir dafada yaraladığını kaydetti. Neticede gösterilen şahitlerle cinayet şahitlerinin, mahalle bek- çisinin, birde mektup meselesi sorulmak üzere Cemal Ef, nin celbine karar verildi. Muhakeme Kâbil valisi kurşuna dizildi Kâbilden 'vetilen malmati göre son Elganistan isyanında &silerle münasebati anlaşılan Kâbil valisi Abdurrahman han kurşuna dizilmiştir. 13 ağustosa bırakıldı. İranda zina cezası İran adliye nazıri meclise verdiği bir Tâyihada zina irtikap eden kadınların bir seneden-tiç seneye kadar hapsini,. ceklif etmiştir. 4222222240225 5555555222202 2255505550550 202050 VAKIT ın tefrikası;5s5 BİAİMAKEE lâzımdı ki, bu aşk, sadece gözlerde|den kendileri içiyormuş gibi kalmış, napâk bir hale düşmemiş-|duyarlardı. Bu haz mı, haset milru, sessiz ve temiz bir insan olma- ti. Nikoyu görmek Husrev Beyin|pek anlaşılamazdı. Husrev Bey |sı idi. Ne kadar sarhoş olsa bile nazarında su içmek, ekmek yemek) bunları tanır, bilir ve onlara acır-lonun bir kere kimse ile hırgör çı- gibi zaruri ve mübrem bir ihtiyaçtı.| dı. Onların bakışlarında ne atı bir|kardığı işidilmiş şey değildi. Ayni | Onunla daima şakalaşır, fakat bulistiyak, ne acı bir hasret vardı? Bu|suretle bekâr adam olmasına rağ- şakalarında ağır bir cinasa düşme-|adamlar ki bugün kapılarından men hiç bir komşusunun ırzına, na- içeriden|musuna göz koymamıştı. Hatta $0- Niko da iyi bir çocuktu, Kendi-| gelen duman ve rakı kokularile bu-|kakta komşu kızlarını gördükçe sini (abey!) diye çağırır, onun|run ve midelerini doyurdukları bu|onların serbest ve rahat geçmeleri kendi hakkında göstermiş olduğu) meyhanelerde bir vakitler yalnızliçin yol verir başımı indirirdi. samimiyet ve muhabbeti ihmal et-|içmekle iktifa etmemişler, üstelik mez, bilâkis, Husrev Bey tezgâh|koca bir meyhane halkma içki 15-|yar annesi vardı. Hayat onun için başımda bulunduğu zaman fevka-İmarlıyarak har vurup harman sa-levi, kalemi, ve Nikonun meyhanesi lâde ciddi bir vaziyet alır, onu ten-| vurmuşlardı. Bunlar Husrev Beyinlidi. Bunun haricindeki âlem, ken- cide etmekten azami derecede çe-İnazarında düşkün, şayanı merha-İdisi için tamamen meçhuldü. Bazı kinirdi. Bu suretle aralarında mü-|met insanlardı. tekabil bir muhabbet, karşılıklı bir — tezgâh, tezgâhtar ayni tezgâhtardı. Hüsrev Bey, buraya ilk geldiği zamanlar Niko on sekiz yaşlarında var, yoktu. Ak pük, yüzüne bakılır “bir delikanlı idi. Hüsrev Bey on-| dan çok hoşlanmıştı. | Bidayette bir gün iki gün der-| ken, buraya gelişi sıklaşmış, onu görmediği akşamlar, adeta kendi- sinde bir eksiklik hissetmiş, onu « muhakkak görmenin bir ihtiyaç ol- “duğunu anlamıştı. N Husrev Beyin gözü tezgâh ba! şında kadehile Nikonun yüzü ara- “sında gezinir, kadehini eline alıp © başına dikince gözleri Nikonun yü- >züne merküz, yorgunluğu, can sı- > kıntısını her şeyi unuturdu. © Husrev Bey, Nikoyu tam 12 se- “ nedir seviyordu. Bugün Niko, 30 — yaşına gelmiş, tüylenmiş, tüslenmiş “olmakla beraber Husrev Beyin na- zarında hâlâ 18 yaşındaki Niko idi.! © Çünkü onu her gün gördüğü için © senelerin husule getirdiği bariz de- > meğe her vakit dikkat ederdi. hüsnü niyet hüküm sürerdi. tarafmdan ayırırdı. — şiklikleri anlamamıştı. © Görülüyer ki, dünkü aşk, bugün | Sonra Niko, Husrev Beye rakı-İiçerisini hasretle seyreden nın en İyisini verir, mezenin en iyiladamlardan bir ikisini çağırır, on-İde geceleyin geç vakit gelirdi. Kah raları rakı paralarını bile tedarik,mak parmak kabarışı onda haşyeti edemiyecek zaruret haline düşmüş| hasıl ederdi... insanlardı. (Bunlar, meyhanenin Hayatı şahsiyanesinde çok dü- kapısı önüne gelirler, gözleri has-|rüst, çok temiz olan Husrev Beyi retle tezgâhta içenlerin önlerinde-|her nedense mahalleli ki kadehlerde müştetilerin içi > içeri giremiyerek yalnız sevmezdi. -| Onun adr (sarhoş herif) ti. Bu sarhoş herifin yegâne kusu- Husrev Beyin sadece bir ihti- arkadaşlarının her cuma Boğaziçi» Husrev Bey, parası olduğu va-İne, Yakacığa, Değirmendereye git- kitler, her gece kapının dışından!melerine rağmen o, bu eğlentiler- bulden daima çekinirdi. Esasen semte! lara iki üç kadeh rakı ısmarlardı.|veye nadiren, arada sırada cuma Husrev Bey, semih ve sahi bir) Onların gözlerine, kadehlerine ra-| günleri çıkardı. adamdı, Parası olduğu zaman Ni-|kı konurken öyle garip bir parlak- koya bol bol bahşiş verirdi. Sonrajlık dolardı ki, seyri Husrev Beye)sına rağmen mahallede sevilmeme- dükkândan içeri giren fakir fuka-)merhametin fevkinde bir rayı parasız çevirmezdi. Bunlar|verirdi, onların içerken boğazların|ledilemezdi. Yoksa zavallı Husrev Onun bu kadar iyi kalpli olma- ıstırap)si sui taliinden başka bir şeye ham- bir itiyat halinde devam etmekteliçinde bir çok adamlar vardı ki,idan boyunlarına doğru inen kalım) Bey, gül gibi, melek gibi bir insan- “idi. Maamafih şunu da itiraf etmek) vaktile iyi günler görmüşken, son-damarların beşere arasından par- |dı, Nasuhi Efendiye rasgeldiği ge- ce Husrev Beyin caketsiz eve dö- nüşü, çok insani bir mülâhazadan ileri gelmesine rağmen bu hadise mahalle kahvesinde uzun boylu de- İdikoduya sebep olmuştu. Halbuki mesele çok basitti: Husrev Bey, o gece her zaman olduğu gibi Nikonun meyhanesin- İden çıktıktan sonra mutadı hilâfı- na Eminönü - Bebek tramvaya yürümek istemişti. Bu suretle hem biraz yürümüş, hem de hava almış olacaktı. Köprünün gece hali çok güzeldi. Her gece Beşiktaşa git- mek üzere binmiş olduğu Eminönü Bebek tramvayının pencerelerin- iden köprüyü seyreder, her gece müteskip gece: köprüden yayan geçmeği tasmim eyler ve fakat her defasında Bebek tramvayımı Emi- nönü bekleme mevkiinde bekler görünce dayanamıyarak binerdi. O gece meyhaneden biraz erken mi çıkmıştı, yoksa geç mi kalmış- tı, farkında değildi. Tam Balıkpa- zarından Eminönüne gelirken Be- bek Tramvayının Eminönü kahve» sini döndüğünü görmüş, gayri şu- uri, bir iki bızlı adım atarak tram- vaya yetişmek istemişse de sonra (Bitmedi) binmiyerek Karaköye kadar yayan f

Bu sayıdan diğer sayfalar: