7 Ağustos 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

7 Ağustos 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Yeni bulunan verem aşısı çocukları öldürüyor mu? Kongre muhtelif meselelerle bera- ber bunu da münakaşa etti zarfında yapıldığı çocukta vere- me muafiyet veren “bu aşının her memlekette -çocuklara tat- biki kabul olundu. Bundan Omaada (o kuşpaları aşısı hakkında Pastör entitüsü serom müessesesi omüdürü M, Ramon da iki saat süren bir konferans “verdi. On binlerce kişiye bü aşıyı tatbik eden Pas- tör enstitüsü ikinci müdürü Marten ve arkadaşı Luvaja aşı- nın tatbikinden elde. ettikleri neticeler hakkında söz söyledi- ler. -Alman ve Amerikan mu- vahhasları bu aşın lâzım ve ehemmiyetli olduğunu tasdik öt- tiler. Kızıl hakkında da müna kaşalar yapıldı. Henüz mikrobu bulunamıyan bu hastalığın aşı ve seromu hakkındada tetkikat yapılması kararlaştı. Ikinci kongre Üç sene sonra Berlinde toplanacaktır. Bu kongrenin riyasetine Berlin tıp kongreye iştirak edip şehrimize dönen İhsan Sami B. Temmuzun 21 inde Pariste toplanan beynelmilel mikrobiyolöji kongresine giden Bakteriyolog Iisan Sami B. avdet etmiştir. Ihsan Sami B. kongrenin me- saisi hakkında şunları söylemiş- tir fakültesi bakteri hocası M. Han — Beynelmilel & mikrobiyoloji | intihap edildi. kongresi. Temmuzun . 21 sinde Kongrenin toplanmasından Pastör enstitüsü binasında top- lanzlı, Muhtelif memleketlere men- süp 750 murahhas iştirak etti. Bunun 300 ü Almandı. Kongre- yi Pastör enstitüsü müdürü M. Ru küşat edecekti. Birdenbire hastalandığı için M. Kalmet açtı | ve kongre riyasetine Brüksel Pastör enstitüsünün e müdürü 'M, Borde intihap edildi, Müzakere meyzularını verem, kuşpalazı, kolera, difteri gibi meseleler teşkil ediyordu. Bu mevzular ayrı ayrı encümenler târafından tetkik edildi. Bilhassa şocuklara yapılan verem aşısı hakkında M. Kalmet iki buçuk Saat izahat verdi. Aşının şim- diye kadar tatbik “edildiği bin- lerce çocuktan hiç birinde bir vâbatsizlık o görülmemesinin bu âşmın muafiyet verdiğine delâlet ettiğini ve Almanyada Lubof şeh- rinde çocukların ölmesile netice- lenen aşının verem aşısi olmadı- ğım izah etti. Müzakere netice- sinde doğduktan sonra on gün istifade o edilerek Beynelmilel mikrobioloji cemiyet kuruldu. Nizamnamenin ihzari bir encü- mene bırakıldı. Kongrede bey- nelmilel şöhreti haiz bakteriyo- loglar hazır bulundular, Kongrede Ihsan Sami B. de kendisinin tatbik etmekte olduğu verem aşısı hakkında beyan mütalca etmiş ve vi Pastör enstitüsü müdürü ayrıca, kongreye iştirakinden dolayı Ik san B. ye mektupla beyam te- şekkür etmiştir — anlama Muhtelit mübadelede Dün içtima yapılmadı Muhtelir mübadele komisyonunda dün içtima yapılmamışur. Gümülcünedeki dokuzuncu taht mü. badele komisyonu. reisi M. Gorter riya setin daveti üzerine dün şehrimize gel miştir. Bu davetin sebebi hakkında komiş- yonda bir şey söylenmemektedir. Muhtelir komisyon yatın hâkimiyeci milliye bayramı münasebetile kapalı bulunacak cumartesi bir heye umumiye içtima Yapılacak salı günkü toplanmada bitirilmiyen o mevadın İntacile meşgul olacaktır. « VAKIT ,ın tefrikası: 27 BU KADIN... e Lİ ED ELİ Yazan; &. S Van Dayn © Nakledeni Ömer Fehim “© Kadın, Markama bakıyor, göz“ — Söyliyeceklerimin e leri ile bu söylenelerin doğru olup|rayıp yaramıyacağnı bilmem; an. olmadığını soruyordu. Vansa inan- latayım, Çay içerlerken içeri gir. malı mı idi? dim. Bir mesele üzerine i Vans: hararetli konuşuyorlardı. Kadın — Şimdi artık mesele anlaşıldı, bir vadin yerine getirilmesini pa dedi, yalnız ufak ebemmiyetsiz bir) yordu. İçerde az kaldım. re sey daha var, O burada iken siz bir başka bahse geçmişlerdi. Kadın fevkalâdelik gördünüz ve ya his- gülüyor ve efendinin yapmasından iâttiniz mi? Benim şimdiye kadar) korktuğu şeyin biğf olduğunu, bu- söylemediğim bir seyler. Düşünü- (nun fil sahasma çı e: müz ki madam, doğruyu söylemek- söylüyordu. İs hem kendinize, hem de ona iyi:| — Hepsi bu kadar mı? Hele, . lik yapmış olacaksınız. Emin olun/hele.... > oktan ka) (o — İşittiklerim bu kadar. Yaln; mi suçsuzluğuna $ seri z gem Heimle mavi bir 53 zun uzun süzdü.|cevher kutusu gördüm. ğin Margin olacak kil — pm lara .. daha sakin ve daha serbest izahat|dün? Bunun kime ait olduğunu bi- mr rel liyor musunuz? - Paristeki Bakteriyologlar kongresi | Dalgınlar artıyor Vesaiti nakliyede unutu- lan eşyanın. miktarında tezayüt var | Son günler zarfında ötömobil- lerde ve tünül, “tramvay, — gibi vesaiti “nakliyede unütulan | eşyaların miktarı artmağa baş- lamıştır. İşin garibi bırakılan €ş- ya arasında şapka, bavul gibi ve önünden kaçması kolayca bil olmıyan şeylerin de bu- lunı ir. Dün aldığımız bir istatistiğe göre yalnız tünelde bir ay için- de 2 şapka, 4 baston, 3 çanta, 1 nüfus t i, İ cüzdan, İ fotoğraf makinesi, 1 gözlük ve bir çok. paketler bırakılmıştır. Otomobillerde unutulan eşya da ba TAP 'İra Topanedeki Ford fabrikasında Sor bi LAN ) ii bir kişmı bu kabilden olup paket, şapka ye Ka, gaptalar “büyük bir İM emma — mmm Henüz 8 yaşında ! Minimini bir kız boğazı yüzerek“geçti Zİ is Barbara Tomkins . , Sikis yemde küçük bir kaz çocuğu geçen pazar günü boğazı — Hayır. Kutuyu genç kadm getirmedi. İyi biliyorum. Daha ev- vel de görmedim. — Peki bunun mücevher kutu- su olduğunu nerden anladın? — Mösyö Benson gittikten son- ra çay fincanlarını almak için içe- ri girdim. Kutu bâlâ orada duru yordu. — Açıp baktınız değil mi? Pek tabif bir şey... Ben de olsam öyle m, — Evet efendim. — Madam Platz, soracaklarım! bitti. Bu kadın için üzülmeyin. Ona bir şey yapacak değiliz. Dadı dışarı çıktı. Kapıda kay- bolur olmaz Markam, Vansa dön-! dü, öfkeli öfkeli söylendi: — Du kadar şey biliyordunuz da niçin bana evvelce söylemedi- niz? — Allah Allah, bunu da nere- den çıkardınız ? — Mis Klerin öğleden sonra geldiğini evvelce bilmiyor muydu- nuz? — Yoo... Bilmiyördüm. Sadece tahmin ettim. Şöminenin içinde .İve hükümet erkânı tarafından gö- dının şu koltukta oturduğunu nasıl cigarayı şöminenin içine fırlatıp a- tabilir? Düşün ki kadınlar fena ni- — — 3 Muvaffakiyetin sırrı, Topanedeki Ford fabrikası Otornobil ve Kamyonlarını Nasıl imal ediyor ? 'Topanede vücuda getirilen mu- azzam Ford fabrikasında imal olu- nan otomobil ve kamyonlar Cema- hiri müttehidei Amerikanm en bü- yük şehirlerinden biri olan Detrua daki Ford fabrikalarının vücuda getirdikleri otomobil ve kamyon- larla hiç bir farkları olmayıp ayni derecei mükemmeliyeti haizdir. Z İsi tatbik edilen usuller Detrua'daki fabrikaların takip ettikleri fen ve san'atın en son terakkiyat mahsulü usullerin aynidir. Bir çok makine mütehassısları rülen bu usuller şayant takdir bir! derecede bulunmuştur. Otomobil ve kamyonların nasıl! imel'edildiklerini kısaca anlata- lum: Fabrika dahilinde bulunan bir çok cesim dolap ve depolar deru- nunda imal edilecek otomobil ve kamyonların parçaları istif edilmiş bulunuyor. Otomobiller kurulmuş bulunduğu halde iken elektrik mo- le-müteharrik seyyar alet üze VAKIT 7 Ağustos 1530 <— sürat ve intizanklır ları sırada yardımcı makineler va- sıtasile nakledilen metörler ş üzerindeki mevkilerine raptedili- yor. Ameliyat hattı boyunca bekliyen işçiler kendilerine terettüp eden işleri yapıyorlar. Bu suretle sıra ile tekerlekler, çamurluklar, basamak- lar, direksiyon © mekanizmaları, akkümülâtör ve bütün diğer parça- lar ile karoseri birer birer şasi üze“ rine vazedilerek otomobil takriben itmam edilmiş bulunduğu halde techizat hattının nihayetine vâsıl oluyor. O esnada otomobilin içine bir işçi girerek, bütün mekanizmaları, klâkson, ön fenerlerini pencerele- ri ve saireyi tecrübe ve kontrol ettikten sonra otomobil harekete getirilir. Bilâhare bir çok esaslı ve mühim tecrübeler yapılır ve araba Ford'un resmi acentalarına satıla» bilecek bir hale gelir. İşte bir kaç satırda izah ettiğimi zi reyülayn görerek bir otomobilin naşıl imal edildiğini temaşa eder- seniz asri hazırın en son fenni te- rakkiyatile vücude getirilen o mu- rinde ağır ağır hareket ettiriliyor. Herbir parça istif edilmiş bulun» duğu mahalden çıkarılarak otomo- bil üzerindeki mevkii mahsusuna| wazediliyor. Bu seyyar hat üzerin- deki otomobil ve kamyon şasileri, yavaş yavaş hareket etmekte olduk yüzerek geçmiştir. Standartoil gaz şirketi baş mühendisi -M. Tomkinsin kızı olan “bu küçük yüzgecin adı Mis Barbara Tomkins'tir. Mis Barbaranın ondokuz ya- e bolunan ablası Matmazel Tomkins de bir sene evvel beğazı yüzerek geçmiştir. O zamandan beri ablasının elde ettiği muvaffakiyete imrenerek bu işe üzenen Mis Barbara ni- hayet geçen pazar günü muvaf- fak olmüş, saat ön buçukta de- nize girmiş yarım saat sonra Tarab: karay: çıkmıştır. raya gece gelmediğine kani olmuş- tum. Binaen aleyh gündüz geldiği- ni söylemek mucize göstermek de- ğildir zannederim Benson eve saat dörtte gelmiş sonra da yemeğe gık işti. Bu suretle ziyaretin saati de taayyün etmiş oluyor. — Kadının Bensondan evvel gittiğini de haber almadınız mı? -—— Hayır, bu da tahmin. Benson dadıya evvelce dışarda yemek yi- yeceğini söylemişti. — Demek eldivenlerle çantayı mutlak Benson getirmiştir, diyor- sun, —.Mutlak Benson değil. Belki başkası. ..: Fakat bu başkalar için de Mis Kler yoktur, | — Buna da peki diyelim, ya ka-| tahmin ediyorsun? — Hangi koltukta oturan içtiği kın olmağı tercih ederler. — Bunuda kabül edeyim. Fa-|meğe yarıyan bir kesif ol cıgara izmeritleri vardı, Onun busjkat Vans; hususi şekilde malümat! İbir hüküm verdiremiyeceğini #üy- kat neticeleri yalnız hakikati vali değil, ayni zamanda müm'dün olabilecekleri de gösterirler. Ma3- şan atmakla marufturlar. Binaen-|di delâil bu faraziyeleri kwwwetlen aleyh hedefe mümkün mertebe ya- diren tali meselesi de köyle... Dadr azzam fabrikanın müthiş faaliyeti hakkında bir fikir edinmiş olacak» sınız. Ve şunu da hiç bir vakit unut- mamalı ki bu faaliyetin mühim â- millerinden biri de zeki ve gayyur Türk işçileridir. Bu itibarla mem- leketin refah ve saadetile alâkadar olan teşebbüsü (alkışlamak ve olan teşebbüsü alkışlamamak ve bir otomobil ve ya kamyon . iştira edeceğiniz zaman daima Ford ma“ mulâtını tercih etmek suretile in- kişafına yardım etmek ber Türk vatandaşı için bir vazifedir. Belçika sefiri Bir müddettenberi mezun bulunan Belçika sejiri dünkü ekispresle gelmiştir. Kapalı çarşı Anketimize yarın devam edeceğiz almamış bir adam Benson ile Mis >. çay içtiklerini nasıl bile bi- ir — E, Markam sen de tuhafsm. Vallahi. Öyle sualler soruyorsun ki utancımdan yerin dibine geçece- ğim. Yavrum bu zekâ meselesi des ğil. Henüz boşaltılmıyan ve temiz» İenmiyen çay semiaveri daha dün odada idi. Beraber görmedik mi? Markam, yarı kızdım yarı müs» tehzi atıldı: — Vay... Vay... Vay... Hrni ya dostum siz maddi delillerin hiç lemiyor muydunuz? Bu ne seri ta- havvül! Adeta bizim beğenmedi. ğiniz taharri memurlarımıza E3y- zemeğs başladınız. Size acıyorum, — Belki haklısınız. Fakat sunu da bilmelisiniz ki psikolojik tahiki- ah- vesâittendir. Semaver yı söylet du. (Devamı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: