27 Eylül 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

27 Eylül 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 2? — VAKIT 27 eyftil 1930 e e Son dakıka: »< © z * 5“ w Ee i—) A E Liste Gazi Hz. nin *tasvibine iktıran etti Ankara 26 (Telafon) — Is- met Pş. 19,5 te yeni kabine listesini Reisicümhura arzetmiş ve memnuniyetle kabul edil- miştir. Reisicümhur Hz. Başvekâle- i İsmet Pş. ya tevdi buyur- dukları esnada - haber aldığı- mıza göre-Pş. bu yeni vazife- yi kabut etmemekte ısrar et- miştir. Fakat Gazi Hz. nin ısrarları Üzerine kabul ederek yeni hükümet reisliğine niha- yet muvafakat etmiştir. Lp gg ay İM i TA Zİ dercettiğimiz. şu makaleyi yazmıştı. : 3| yy . i : as TAMA Ey laa, 22 Eylül 1340 d 22 eylül 140 tarihli Hâkimiyeti İMilliyede Ağaoğlu Ahmet Bey aşağıya O satırların, yazıldığı günün üzerin den bugün beş altı sene kadar bir za iman geçmiştir. Dünyada dönen yalnız değirmen ka»! natları ve hava fırıldakları değildir. Bazan İnsanlar da dönüyorlar. Hem Eideğirmen kanatlarını ve hava fırıl. ; daklarını hayrette bırakacak surette. Buna misal mi istiyorsunuz? O halde karilerimiz, Ağnoğlu Ahmet Beyin o zamanki Hâkimiyeti Milliyede intişar eden ve tarafımızdan < bir kelime bile tay ve ilâve görmiyen yazısını lütfen okusunlar: “Şimdi ona diyorlar: “Sen bu bir tara : bırak, bir köşeye çekil seyirci vaziyet Il ve bitaraf ol!,, Ne garip bir teklif, Meclisi toplıyan o, rehber o, fikir ve- ren o, hareket ettiren 0... Şimdi bu her şey olan o, kendi kendinden vazgeçe cek fena filkâlnat olacak, Hindistan İY ay NA yagan ma. fakirleri gibi sair filhadisat olarak w- defterin konulduğu gündenberi defterle en fazla alâkadar olan tetkik behanesile başından bir- türlü o ayrılmıyanları tesbitetmiş ve bunları şüphe altına almıştır. Bunların hepsi de S5.C.F. için Büyük adada çalışanlar olduğu polisçe tesbit edilmiştir. Kimler şüphe altında? Defterin ortadan kaldırılma- sından dolayı şüpbe altında bulunanlar Sadi Rıza Beyin kü- tahyada bulunduğu sırada $, C.F. işlerini vekâleten wören Avukat Ali Riza B, Sucu Avni, Muallim Ayni Beylerle Bahriye lokantası sahibi Ahmet ve polisikten mat- rut Lütfi efendilerle bir eczacı- dır. defterin neye kaldırıldığını sorarak defterin yerinde olma- dığını haber vermek suretile nazarı dikketi - celbettiren (lokantacı Ahmet efendidir. Bunu niçin yapabilirler? Defterin çalınmasındaki sebe- bin ne olabileceğini Ada kayma- kamı beye sorduk, bize şu ce- vabı verdi: ,Defter bir haftalık müddetini tamamlamasına bir, bir buçuk saat kala kabyoldu. Akla gelebilecek ilk ihtimal bel- ki intihabın talikma sebep ola- | bilir diyedir. Fakat bu kısır bir düşüncenin eseridir. Çünkü ku- ibeden bir kaç yüz metre ile- rideki belediye dairesindeki def- © ter tam zamanında nezaretim al- tında kaldırılmıştır. Şayet bu defter de yok edilmiş olsaydı bu ihtimal Kuvvet kesbedebilirdi,, DdAli MUHARRIRI: SE Yunus Ağa, senelerce devam eden tecrübelerden sonra bu işlerde mahir olmuştu. Burada toprağın üstü kadar altını da karış karış biliyordu, O kadar ki bu saha, kendisine, odasının köşe ve bucağından daha malüm ve ayandı. Parmağile bir noktayı gösterdi ; — Burasını kazabilirsiniz... dedi. Kar mütemadiyen yağıyordu. Filhakika henüz gelen giden kimseler yoktu. Lâkin bu kar altında mezar bafri o kadar ko- lay değildi. Onun için işe şim- diden başlamak münasipti. Netekim Yunus ağanın dedi- ği çıkmıştı. Henüz kalın kar tabakalarını kaldırıp toprak sat- hını bulmuşlardı ki on baş yir- mi kişilik bir cenaz> (kafilesi zaktan bu gerdişin deveranını seyrede cek, Niçin?.. Çünkü devlet reisi imiş, İdevlet reisi ise bilaraf olurmuş; bir kö İseve çekilerek uzaktan hâdisatı seyre İdermiş!... Bu eskimiş ve bütün ciddi müdekkikler tarafından reddolunan fi ikir eski parlâmentarizm nazariyatçıla- rı tarafından ileri sürülen bir düstur. dur. Bu düstur hakikatte eski parlâ- mentarizm usulünü vazetmiş olduğu bir çok riyakârlıklardan biri idi. Sun'i ve gayri tabii olduğundan bu knideye İhakikatte hiç bir saman ve hiç bir memlekette riayet olunmamıştır. Amerikada devlet riyasetine intihap lar doğrudan doğruya fırka namzetle-| ri etrafında icra ediliyor, Mevcut olan iki fırka yani demokratlar ve cümhu- riyetçiler ayrı ayrı namzetlerini tayin ederler. Devlet riyasetine ait intihap idoğrudan doğruya fırka meüadelesi İşeklini alır. İntihap olunan zat ise hiç bir zaman fırkasmdan ayrılmaz ve ge- ne fırkası ile eski alâkasını muhafaza Jedet. Ayni hal Fransada ve başka bütün cümhuriyetlerde de cereyan eder. Dün yada İntihapla devlet haşma geçen bü- İtin reisler aynen knedi fırkalarının a- damları olarak devlet riyasetine geli- iyorlar ve mensup oldukları fırka ile; falâkalarını muhafaza ediyorlar. Baş ka türlü olması kabili tasavvur mu- dur? Mustafa Kemal Paşadan bitaraf ol / masını talep edenlere sorarım: Dünya- ida hangi relsicümhur vardır ki men-i sup olduğu fırkanın adamı olmasın, o! İfarkanm takviyesine çalışmasın, fırkası nın başında bulunmasına ve programı İnm, efkâr ve amalinin tatbikine çalış- (masın, sırf reis olduğu için fırka ile alâkasını kesmiş olsun? Puankare reisicümhur olduğu za» man mütekâmil cümhuriyet fırkasın- dan çıktı mr? Amerika reisi Koliç fır- kadan istifa etti mi? Fransız reisicüm- İn LA HATTIN ENİS pe mezarlığın kapısından içeri gir- mişti. Oldukça uzak yerden geldik- leri karla bembeyaz elbiselerin- den anlaşılıyordu. Kafile mezarlığın karla örtülü yollarında müşkülâtla yürüyor- lardı. Omuzda taşınan tabut, küçük bir çocuk tabutu idi. Mütemadiyen yağan karlar, üstündeki şal ve çubaları tama- men örtmüştü. Her taraf sessiz ve sakindi. Küçük tabut, bu sessizlik içinde yavaş yavaş İlerleyordu. toprağı kazmakla meş- guldü. Havanm karlı olmasına rağmen Üşümüyordu Yunusun, mezarlıkta ilerliyen kafileye ses- lenmesi Üzerine işinden başını kaldırdı, ve her zamanki mutat ğaoğlu Ahmet Bey a ne diyordu? huru M, Dumerg radikal fırkadan ay: İrıldı mı? Hayir ve hayır... O halde neye Jistinaden Gazi Paşadan bitaraflık ta- lep olunuyor? Devlet riyasetine gelen- ler ister istemez fırka adamlarıdır ve fırkadan ayrılmazlar; fırkanın mukad deratına ve programına kat'iyyen lâ- kayt kalamazlar. Binaenaleyh intihaba tâbi riyaseti hükümetin bitaraf olma- sı düsturu her türlü hakikatten ari bir riyakârlıktan veya saltanatı meşruta devirlerinden kalma bir hatıradan baş ka bir şey değildir. | Tevfik Rüştü B. i Rusyada samimi surette karşılandı Anadolu Ajansının istihbarıma göre Tevfik Rüştü Bey Tas ajansına Türk Rus dostluğunun mütemadiyen rasa- net kespettiğinden bahsetmiş: Ve Mos kovayı ziyaretinin ileride Türk ve Sov yet harici siyasi ricalinin temaslarına bir mebde teşkil edeceğini ve yakında Litovinofu Türkiyede (o memnuniyetle göreceği ümidini izhar etmiştir. Akşam Türkiye sefaretinde Tevfik tip edilmiş, bunu İcra Heyeti Reisi Ri- kof, Litovinof, Karahan, harbiye ve bah riye komiseri Vowosilof ve bir çok Sov- yet ricali ve sefaretler erkânı hazır bu- Tunmuşlardır. Bir yıldız i Bir sinema artist: öldü Hollywood, 23 (VAKTT) — Maruf Rüştü Bey şerefine bir resmi kabul ter| tir, sinema (artisderinden Milton Sils tenis öyarken birdenbire düşüp ölmüştür. Milton Silis 48 yaşında bulunuyor. (VAKIT — Milton Silsi bepimiz t9- nırız. Daha küçükken, ilk sinema sey- rettiğimiz zaman serili filimlerde onn gö- sür ve severdik. Şimdi onun filimleri raya pek 4z geliyor. Çünkü Milton Sils Foks filimlerinde çalışıyor idi ve bu fi lim şirketinin Türkiyede şubesi yoktu. Bu sene Milton Silisin Istanbulda iki fil mini göreceğiz. Kıymetli artist Lon Şaney- den sonra Milton Silsin ölümü sinema için kayıpur. Perşembe günü çıkacak ilâvemizde, Milton Silsin “busust hayac- ları» serlâvhası alunda neşrettiğimiz seri- deki cevaplarınızı okuyacacsınız. Milton Silsin tenis kurtunda ani ölümü vukua geldiği zaman, oğlu ve kırısı onu sey- rediyorlardı. — — —— — Milli kanın —— Bugün tatbik edimeğe başlanıyor. Bankalar Konsorsiyomu reisi Narul- lsh Es'at Bidün ankaradan şehrimize gelmiştir. Mumailey dün kendisile görü- şen bir muharririmize BAM. sinin ev- velki günkü içtimamda kabıl edilen türk parasını koruma kanununın bugünden Mibaren borsada tarbikine başlanacağını söylemiştir... bakışile baktı, ve işine keyuldu. Çukur derinleş- tikçe ılık bir toprak rayihası Me kar- ların küçük kabrin içne düşme- sile erimesi bir oluyardu. Havanın bozukluğı işin istica- lini a ediyordu. “unus, Ruş- —Okadar derine çitme... Za- ten yumruk kadar br tabut, ne olacak. dedi. Rüştü bu sölere aldırış etmedi. insan deruhte ettiği bir işi namuskârane ifa etmeli idi. Nu- man bile mezar kama işinde şeriatten (korkar, ibmalkârlık etmez, şarta şurta riyet ederdi. Rüştü, toprağın içre girdikten beri başını kaldırmış müte- madiyen toprağı kazmalayıp kürekliyor ve gelen kafile ile alâkadar olmuyordu. Neye alâ- kadar olmali idi? Seran yerinde | değildi, işin bir an vvel ikmali lâzimdı, sowa tekrar | a Artvinden bir telgraf Bütün vilâyet ahalisi H. fırkasına bağlıdır “Yarın,, gazetesine telgraf çekenler kimlerdir ve neci adamlardır ? Artivinden dün şu telgrafı ai- dık: *“-Artivin vilâyeti umumi mec- lisile ticaret odası azası bile ye- ni fırkaya geçtil,, Serlavhasile dokuz imzalı bir telgrafı bugün elimize geçen “Yarın,, gazetesi- nin 18 eylül taribli sayısında okuduk. Bu gazete umumi mec- liste, ticaret odasından bazıları- nın isimlerinin bulunmasını vesile tutarak umumi meclisle ticaret odası azaları bile yeni fırkaya ti demekle a bütün Ar- Hun me bek halk fır- kası mensuplarından olması lâ- xım gelen ticaret odası ve umu- mi meclis azalarınında yeni fır- kaya geçtiği manasıvı ifade e- den bir ustalık yapmak istemiş- Evelâ bu gazetenin Artivin halkı namma bu kadar katiyetle hüküm vermek salâbiyetini ner- den aldığını sormakla beraber yarın gazetesini protesto ederiz. Saniyen Yarım gazeteisne bü- yük harflarla telgraflarını yazdığı şahsiyetler tanıtacağız" İmza sa- biplerinin başında sabık Batum meb'usu Mehmet Edip Ef. bu havaliden intihap edilmiş olma- makin beraber zaman sufaseten elviyei salaseyi temsil etmiş ol- mak üzere Batum meb'usu na- mile meclise kabul edilen diğer zeyatla beraber meb'usluk sıfatı- nı kullanmak mazbâriyetine nail oldu. Bu zat mecliste iken ikinci i bugüne kadar âzası bulunduklar! a geçerek daha o zaman- San Cümhüriyet Halk Fırkasına muhalefetle temayüz efmiş ve i muhalefetine bugüne kadar cam dan sadık kalmıştı. Lâyik cüm- huriyet esaslarını kuran ve mü- dafan etmiş bulunan H. F. na karşı şimdiye kadar muhalefetin bukadar (o sadakatla (o merbut kalan mumaileybin ayni esaslar umde ittihaz eden serbest cum- büriyet fırkasına yazdıkları tel- | grafın son fıkralarında anlaşıla- caği Üzere esası umdeden değil fırkanın idari ve iktisadi umde- leri için icabat ve ihtiyaçlarına daha uygun ve bir hususta hem fikir bulunmalarından dolayı gir- dikleri anlaşılmıştır. Biz bunu çok görmedik. Serbest C.F. sı Lideri Fethi Beyefendinin Mezarı büyük adam için kaz- dığından küçük tabutun toprağa inmesi kolay olacaptı. Kendisi burada toprağın haf- rile meşgulken, Yunus ta öbür tarafta testere ile tabutun kolla- rını kesiyordu, Etrafın sükünu içinde testere gıcıtısının ovalışi bir sesi vardı. Tabutların kollarını ve kapağını kesen bu testere gıcırtıları kadar, Rüştüyü haya- tinda hiç bir şey mütesir etmez- di. Bu sesi daima tüyleri ürpe- rerek dinlerdi. Filhakika küçük tabutun me- zara inişi Rüştüye, başka tabut- larda olduğu gibi müşkülât göster vermedi. Kısa boylu bir boca acele acele kur'an okuyordu. Hareke- tinden belli idi ki meseleyi sür- atle bitirmek ve bir an evvel avdet etmek istiyordu, Kafile, mezar başında sıkış'bir halde oturmuştu. Siyah sakallı bir a- dam müstesna olmak üzere hiç butelgrafın asıl mubharriri olan Edip efendinin şahsiyetini, tel grafıni itina ile okuduklar! dirde bizim bu zat hakkındaki kanaatlarımızın vakaya ne * dar uygun ogeldiği mes'elesil& telif ederek © anlayacakları9*” da kaniiz. Diğer imza sahip! gelince meclisi u azasın Hulusi Servet Efendi mumsi" leyhin Oakrabasıdır, o encu! daimi azası Osman ef. köy imam” hığından yetişmedir, Servet ef. bir sene evel belediye reisliği8” deki © idaresizliğinden (| balkı5 memnuniyetsizliğini celbetmiş “9 vazifesini sui istimali yüzünde mahkemeye verilmiş ve beplerlede Giri heyetin” den çıkarılmıştır. Ticaret oda! azalarından Osman, Rüstem Sö” leyman efendilerse yeni fırkayf gırmediklerini yalnız tebrik teli bazı 4” çektiklerinin ve bu hareketleri" nide halk fırkası aralarından bif iki şâbısa karşı olan iğbırarları" nın sebep olduğunu söylemek” tedirler. Hacı Ömer zade HasaB Agaya gelince usta Aziz oğlü hancı Hasan Aga namile f olup (o hancılıktan başka hiçbir meşguliyetinin olmadığını tavsb ederiz. Hulasa yukarıda şabsi” yetlerine dair malumat verile9 dokuz kişiden başka fırkaya arti” vinden ek kimse olmadığımı: ve pr fal Halk a sadık bulunduklarmı teyit ederek Halk fırkasından istifa etmedik” leri halde yeni fırka âzalığıni ettikleri çektikleri telle anlaşıla” yukarıda isimleri geçen Encü” men âzası Osman ve Meclisi urhumi Azası Hulâsi Servet v€ Halvaşı oğlu Servet ve Ticaret odası âzalarından O, Rüstem 16 Süleyman Efendiler Halk fırka” sından ibraç edildikleri ilâs olunur. Halk fırkası M Hasan Ticaret O. R. Osman, Belediye R. Kadri , Belediye âzası Osman, âza Hasan, 8 Osman, âsa Hasan, za Harun, fırk$ iza Osman, ticaret odası âzası Kayf Nam Hasan. âza Behçet, Azn Osm Halktan Refik mustafa, Halktan M. süley” man, Halktan A. Fehmi, fırka Aza , tüccardan Hamdi Tealâ yüzde en küçük bir teessüf ifadesi yoktu, Bu adamlar kah” velerinde, yahut evlerinde de ancak bu kadar sakin, tabii ve teessürsüz oturabilirdi, Tabut mezara indikten sonr bir taraftan Rüştü, diğer taraf” tan Yunus ellerindeki kürekleri# bir hamleee çukuru doldurdular. O zaman imam efendinin # cele acele duası başladı. ölünün ismi söylendiği zama” Rüştü, birden durdu: Imam Efendi ne söylemişti? « Acayip bir isimden, gaip edilmi$ bir isimden, kulağının çok aşina#! olan bir isimden bahsetmişti. Fakat sonra tereddüt etti, Dünyada oğlundan başka Tur” han isminde bir çocuk yok mi idi?.. Bu çocuk; hakikaten kend" çocuğu ise o halde mezar b* şında ağlıyan bu adam kim “© neci oluyordu?.. Karısı sağ oluP bu adamla evlendise, bir üveY (Bitmedi) i çi Le Ğ N , . 3

Bu sayıdan diğer sayfalar: