22 Aralık 1930 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6

22 Aralık 1930 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

TUZ —— 5 -- VAKIT 22 Kânunevel 1930 —— Asmalımesçit: | ( R oma nımsı hakikat, hakikatimsiroman: 21 4 g4 5 dün uyuduktan sonra sıhhatim yerine gelmişti. Asmalımesçide döndüğüm zaman... Kapıyı açan kardeşim beni görür gömez: — Ne oldun, ağabey, bune hal ? Diye şaşırdı. — Hastayım, babam burada - mı? Diyebildim. Babam evde idi. Yanına çık- tım, Gözlüklerinin üzerinden ba- karak : — Maşallah, dedi, hasta olun- | ca mı bizi hatırlarsın ? İtiraf edeyim ki ben, gazete- ciliğin hümmalı ve geç vakitlere kadar süren işlerinden kurtulup eve sık sık gidemem. Esasen, bir gazetecinin, ev denilen hadi- se ile alâkadar oluşunu, ben, kendi aleyhime addedenlerdenim. Ev insana rahatlık verir. Evlilik hareket serbestisine mani olur, Halbuki bir gazeteci daima ra- hatsız, titiz sinirli olmalıdır. İyi | bir gazeteci muhakkak ki fena bir koca ve rahatsız bir insandır. O, efkârı umumiyenin asabi- yetini bir paratoner gibi kendin- de toplar ve bilmedi diği karilerine verir. Böyle sinirli, ve ekseriyetle gördüklerini, bildiklerini istediği gibi yazamıyan bir kimsenin, ne kadar huysuz olacağını tahmin etmek güç değildir. Ben, kendimi, vaziyete yükselmiş görmemekle beraber, anlayışımın beni bu yola sevkettiğini bissettiğim için acılarımı, xebrimi kimseye dök- memek maksadı ile yalnızlığı ters cih ederdim. Bunun için eve, evime ve baş- kalarının evine gitmeği sevmem. Ev denilen hadiseye, ancak za. rarsız bir hale geldiğim zaman © giderim. İşte bunun için eve git- miştim.Babam doktordu.Kendisine olanı biteni anlatmağı, bir baba- dan ziyade bir doktora söylemek lâzım diye telâkki ettim, Babam: — Iyi haltlar etmişsin, git yat, dedi. Yattım. Derhal uyumuşum. Iki saat kadartahmin ettiğim bir zaman- dan sonra uyandım. Karnım acık- mıştı. Yemek yedim. Bir yarım saat sonra, eskisinden daha müt- hiş bir surette acıkarak uyan i, görme- | tarif ettiğim | | dımı. Kardeşimden utana utana gene yemek istedim. Gülerek getirdi. Yemeği daha bitirme- İ miştim ki gözlerim uykusuzluk- lan gene kapanmağa başladım. Bu gayri tabii hali tahlile vakit bulmadan uyumuşum. Uyandığım zaman artık tabii halime avdet etmiştim. Güneşli | bir gündü. Saate baktım: Ji | Eve akşam saat 18de geldiğime nazaran rahat bir gece geçir- miştim. Kalktım, hizmetçiden gazete- açar açmaz bayretten dona kak dım. Çünkü ilk sahifede, o haf- ta cuma günü yapılması mukar- rer Galatasaray - Fenerbahçe İ maçının tafsilâtı vardı. Bu nasıl şamı gelmiş, bir gece uyumuş, ertesi gün saat İlde, yani biraz evvel uyanmıştım. Kardeşimi çağırdım, sordum: Ben eve ne zaman geldim. Salı günü. Bugün ne? Cumartesi. Ben hep uyudum mu? Kardeşim güldü: — Hem nasıl uyku ilk yattı- ğm zaman iki gün uyudun, uyandın, fil gibi yemek yedin gene uyudun, belki 18 saat, uyandın, yedin.. Uyudun. İçeriye babam girdi. — Nasılsın küçük Bey? Aptallaşınıştım, hakikaten ap- tallaşmıştım. Hehsi bana baka- rak gülüyorlardı. Demek ben, 2 saat zannetti- ğim uyku... Olur şey değildi. Kendimi bir oyokladım. İyi yakası dar gelmiye başlamıştı. Aceleden ellerim titriyordu? Derhal Asmalımesçit, 74 e gidip Jorjeti bulmak için. Kendisinden nefret etmekliğim icap eden bu kadını şiddetle arıyordum. O, artık benim kemiğime ka- dar işlemişti. Hemen bir otomobile atlıya- rak Beyoğluna çıktım. Asmalı- mesçit, 74 ün kapısını heyecanla çaldım, odamıza çıktım. Kimseyoktu, Çekmeler boştu, -—................. “Vakıf, ın Tefrkası : 39 Kadınsız Memleket Yzan: Peter Bilo leri istedim. Getirdi. Gazeteyi | olabilirdi? Eu eve salı günü ak- | idim, Gidip giyindim. Gömleğin | içeri girdim. Odama, | ayy Gazi Hiz. ( Ust tarafı birinci sayıfamızda | O Hâmit B. | Beledıye muavini | İ meb'us oluyor halk ile «c- m bütür etraflı Reisicümhur Hazretle auşmalarında mevzuu bah İmaddeler üzerinde fikirle! en tavzih etmişler ve tezahür İgörüş yanlışlarını ve bilgi noksanla:1 büyük bir samimiyetle sahiplerine kabul ve teslim ettirmişlerdir. eden! Cümhur Halk fırkasınnı fanli- yetine ve takip ettiği ana hatlara İnti- kal eden bahis Gazi Hazretlerinin haki İçilik, devletçilik, Hiklik mevzuu üze Jrinde güzel bir konferans halini aldı. ICümhuriyet Halk fırki m bu mille- tin hayz? ve mukadderatını yaptığı, kurtarıcı ve inkrlâpçı rolü deruhte et- tiği, tarihi vazife ve mes'uliyetleri ve üzerinde yürüdüğü değişmez esasları izah buyurarak “muayyen olan yolu- muzda kat'iyetle yürüyeceğiz. dediler | Bu güne kadar gelmiş ve geçmiş muhte İlif teşekktillerin tuttukları sakim isti: İkametlere ve bu faaliyetlerin memi eden Son günlerde inhilâl İ meb'usluklardan o birine OBele- diye (o muavinlerinden Hâmit B. in namzet gösterileceği hak- kında bir rivayet vardır. İkete getirdiği ve getir eteği zarar- İlara işaret ve serbest fırkanın infisalı bahsinde tevakkuf ederek bufırkanın daha teşekkülünde teati edilen mek- tuplarla malüm olması lâzıngelen nok “ “İtal nazarın bilâhare yeni bir şeymiş e ait hiç bir şey kalma- | gibi telâkkisindeki yanlışlığı tavzih buyurdular. Bu meyanda, tarihi rabıta larla bağlı bulundukları C. H. Fırka. mm başındaki mevkilerini tekrar ve| teyit ett Reisicümhur Hazretleri, fırka pren- İsiplerinin herkese lâyıkile anlatılması ve izah edilmesi lüzumundan bahset mişler ve bu zeminde etraflı teşrihat ile Kırklarelinin çiftçi, köylü, tüccar ve hanımlarına kiymetli vesayada bu- Tunmuşlardır. Gazi Hazretleri, fırkanın hatıra def terine şu satırları yazmışlardır. Kırklareli vilâyet fırka merkez! mizde her sınıf halktan olan mümessil ilerle karşı karşıya geçirdiğim zaman benim için çok kiymetli olmuştur. Se mimi ve açık konuşmamız bende unütc! mıyacağım intibalar bıraktı. Cümhuri- yet halk fırkası mensuplarının halkçı. lık, devletçilik mefhumunu çok güzel| anlemiş olduklari en iyi izah — eden) sozler köylü ce gütetterin ağttnaan ıği- dilüyör. Gördüklerimden ve işittikleri! den pek ziyade memnunum.,, Fırkadan ayrılırken bir genç kısa birnutukla Gazi Hazretlerini selâmla- mış, Trakyalıların kurtarıcısna min net ve şükranına tercüman olarak bü-| tün gençliğin daima kendisini samimi bir heyecanla takip edeceğini, azmin- den ve sözünden ayrılmıyacağını te- min etmiştir. | Keisicümhur Hazretleri cevaben: Kırklareli halkı ve bilhassa gençlik na İma söylenen sözlerden çok mütehas- İsis oldum, Bundan dolayı teşekkür © İderim. Izhar edilen heyecanın bir ayni de benim yicdanımda hâsıl olmuştur. i Bunu, lâyıkile ifade edebilmek benim için müşküldür. Allaha ısmarladık ar- kadaşlar demişler, ve coşkun alkışlar. İarasında otomobile binerek trene av- det etmişlerdir. Geceyi trende geçire- cekler, yarın Edirneye hareket buyu- | (Bilmedi) racaklardır. | ....... 5... Nihayet madene vardılar. Ay bat-igün elemek ve bu kayaları ayıklamak-| İmıştı. Yorgunluktan bitaptılar, Yaclla uğraştılar. lacak münasip bir yer aramıya lüzum) (Hayır, asıl mesele yarısını meydana görmeden hemen oracağa çöküverdi.| çıkardıkları büyük kayayı parçalamak: ler. Gecenin serinliğ duymuyorlar-| ia idi. Hazine mutlak onun içinde bü dı. Ne çadırlarını kurmayı akıl etti-İlunuyordu. Kayanm üstünde üç delik, ler, ne de birer battaniye örtünmiyelaçtılar. Beraberlerinde (getirdikleri Jorje mıştı, Aşağı indim. Ev sahibesi uyu- | yordu. Uyandırdım ve sordum: |s — Jorjet ne oldu? Kadıncağız uyku sersemliği ile birdenbire cevap veremedi. Tekrar ettim? — Nerede Jorjet? Anlattı ve o anlatırken ben agladım, aczimden, zaval'ılığım- dan ağladım. Ben eve gittikten sonra Jorjet iki gün beni beklemiş. Sonra aramıya başlamış. Evimi kimse hatta Şeyh Memduh bile bilme- diği için bulamamış. Sonra gaze- te aramış. Orada da bulamamış nihayet birisi benim Yunanistana gitmiş olmama ihtimalini ileri sürmüş. Hakikaten 6 günlerde, ben, bir komisyona kâtip olarak Yunanistana gitmekliğim mevzu- bahis olduğu için Şeyh Memduh ile Bandi de bunu teyit edince Jorjet, esasen mukavelesini bi- r. tirmediği Selâniğe, beni orada bulacağına emin olarak, daha bir gün evvel gitmiş. Bu haberin, yalnız başına me- raretini tatmak Üzere odama çıktım, düşündüm. Biran içinde kararımı verdim. Ne yapıp ya- pıp bende Yunanistana gidecek- tim. Param yoktu. Fakat muhak- kak bulacaktım. Yabut bana teklif edilen vaziyeti kabul edip gidecektim. Bu ikinci şıkkı, muz- tar kaldığım takdirde kabul i edecektim. mmm kimim Şaka, amma nö sıl şaka! Üs tarafı 1 inci snyıisda Hadise mahallinde buluna silâhın kurşunile ölüp ölmedi tesbit edilmek üzere Şinasi B.k cesedi, morga gönderilmiştir. Şinasi B. kimdir? Muallim Şinasi B. Boyabatlıdı Kastamonu erkek muallim me tebinin 926 senesi mezunları" dandır. İlk tayin edildiği Y€ Çangırı Merkez Nümune mekte bidir. Çangırıda üç sene kalım geçen sene İstanbuldaki Bal mumcu yatı mektebine, bu #€ ne de Beyoğlu Üçüncü ilk mek tebe nakledilmiştir. Osman Şinasi B. mesleğin sevmiş ve onda muvaffak olmu kıymetli bir o muallimdi. Bunu için ölümünden arkadaşları çol müteessir olmuşlardır. Bugün c£ nazesi ibtifalât ile kaldırılacaktıf Müddei umumili ğin tahkikatı Evvelki gece geç zaman kadar (vak'a oyerinde tsi kikat yapan müddei umumi Is mail Hakkı B, vaziyeti etra' surelte tesbit etmiş, Haydarl# Moizi sulh mahkemesine gönder” miş, sulh hâkimi Haydar hakkın” da tevkif kararı vermiş, Moizin: hakkındaki tahkikat kendisi met” kuf olmıyarak yapılmak üzer€ salıvermiştir. Tahkikatın tamiki için evrak beşinci müstantikliğe verilmiştir Müddei umumilikçe Haydar hak” kında hataen katilden Moiz, hak” kında vak'aya sebebiyet vermek” ten dava açılmıştır. Alâaddin B. vefat etti” Elemle baber aldığımıza görü bir müddettenberi rahatsız bw” lunan Anadolu Ajansı umu” müdüri Alâaddin B. dün ge€ saat onda vefat etmiştir. Merhum nezaket ve faaliyetile kendisini her kese o sevdirmi bürmet kazanmıştı. Cenazesi bugün saat ikide Şişlide Tarlaryan apartımanı İt” salinde Ferit beyin evinden kak dırılacak, namazı Bayzit camiin” de kılınacak ve Merkezefendiy? defnedilecektir. Ailesine ve dostlarına taziyet beyan ederiz. “VAKIT, e abo ne olunuz 7.2... mıya gitti. . Gece olunca Cinel derhal uyku yatmışt. Halbuki Parker yorfgunlU tan ayakta duracak hali kalmadığı! de hlâ çalışıyordu. Yatmadan ağzı ağzına dolan torbayı elile tart Artık mühim bir servete malik olm Cimmi sanki bir rüyadan uyanıyor-|manzarası değişti. Kumlar arasındallüzüm gördüler. taşçı milleri çekiçler, demir borular muş gibi gözlerini araladı. Albanideki!çakıl taşları görünmiye başlamıştı. büyük otel satılığa çıkarılmıştı. Eğer) ye “altınla yüklü olarak geri dönecek o İki yolcu kurumuş bir nehrin yata- lursa o oteli satın alacaktı. İşle ken-İğrna geldikleri vakit ay epey yükselmiş disi uğraşacak, karısı da mutfağı velti. Parker sevincinden hoplıyordu. Cim çamaşırhaneyi idare edecekti. mi de bu sevincin sebebini bilmemekle o — Saat on bire kadar yürüyebili-/beraber dostuna hoş görünmek lüzu- 'riz!. Cevabmı verdi. munu takdir ettiği için o da zıplayor- Saat on biri çeyrek geçe her ikisi de, du. hatta deve bile derin bir uykuya dal Parker nihayet işi anlattı. işte bu i ışlardı. Şimdi çöl sessiz değildi. Çür-|nehir yatağının boyunca şimale doğru kü her üçü de horlıyorlardı. biraz giderlerse altın madenlerine va- ..s sıl olacaklardır. Bundan sonra tam iki gün daha hiç Şimdi daha sür'atli yürüyorlardı. dinlenmeden yürüdüler, Hedefe yak-İDeve bile adımlarını sıklaştırmıştı. ıştıkca içlerindeki altın humması şid.) Yalmız deve adımlarını sıklaştırmak > detleniyardu. Bir avın izini koyalıyanlistemiyordu. Cimminin ona her vuru- köpekler gibi oraya doğru koşuyorlar-İşunda hayvan bir kere dönüp bakıyor, dı, İkisi de hemen hiç konuşmuyorlar-!bununla sanki (Bu kadar hızlı gitmeli; N neye İyi? Mezar kenarına daha çabuk Üçüncü günü akşama doğru çölün|varmak için mi?) demek istiyordu. onların bu işini hayli kolaylaştırdı. Akşama doğru deliklerin adedi beşe varmıştı. Parker bu deliklere barut| doldurdu. Fitil koydu ve fitilleri ateş ledi. Koşa koşa elli adım kadar uzak| Alın damarlarının uyuduğu çakıl taşları üstünde onlar da uyudular. sw Ertesi sabah şafakla beraber çalış- mağa başladılar. Hep kireçli € ra tesadüf ediyorlardı. Bunları ayıkla-|laştılar. İmak için akşama kadar uğraştılar. Yal| O Müthiş bir infilâk oldu. Netice ta- nız bir parça ekmekle domuz yağ! Yesavvurun fevkinde idi. Kayada o ka'| mek, birkaç yudum vişki ile su içmek! dar çok altın vardı ki Parker böyle bir için mola verdiler. İakeiyi ile karşılaşacağını rüyasında Yine gece oldu. Ay ışığı altınlı ku bile görmemişti. Artık sevinç delisi ol İmu ayırmak için Kifi gelmediğindenmuştular. Yerlerinde duramıyorlar, İParker paydos emrini verdi. İşi tatilleğilip eğilip yerden kaya parçaları ala ettiler. Çadır kurdular, oörtündüler,' rak öpüyorlardı. bu sefer öyle yattılar. En evel Parker kendine geldi: Parker üç dört saat yu uyuyor, ya| o— Yeter artık Cimmi dedi. İşe baş iy O sabah ta Cimmiyi lamalıyız. Haydi git tokmakları ge! disi kaldırdı, Kumu muayene ettil tir! İrada... lardı. ... Hiç ilk baharda kırlarda dolaştı” da menekşe veya papatye topladı” mı? Aralarında gerçi mesafe YA Bir tanesi orada, bir tanesi biraz dedir. Fakat bu iş sizi yormaz. kü nihayet onlara koparmak için © nizi uzatmanız kâfi gelmektedir. İşte Parker ile Cimmi de ayni W yette idiler. Hayatın en kıymetli 6S ğini toplamak için ellerini uzatım? rı kâfi geliyordu. Bir orada... ” Servetleri gittikçe büyü Torbalar dolmuştu. Şimdi ceple şapkalarma dolduruyorlardı. Üstle de yer tutacak ne varsa, tütün çul ları, kalemler, cüzdanlar hepsini “ l Altın boldu. Yalnız kumda değil, yer- İşe başladılar. Altın parçaları ka. den çıkardıkları kaya parçalarında da|yadan bir bir fırlıyorlar, küme sür'at- altın damarları görülüyordu. Tam ülİle yükseliyordu. Cimmi bir torba ara-| yorlar, yerine altın koyuyorlardk bette akıllılık ediyorlardı. Yerle (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: