13 Ocak 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 12

13 Ocak 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Tr? RET A | — 6 — VAKIT 13 Künütsani Romanımsı hakikat, air Ye Ankarada bulunan şair Necip Fa başına kondü ve sana Necip Fazılt la mitt. Böyle ibr şeye ne kadar lâyik ol | madığını, böyle bir şeye mazhar ol- mandaki hayretinle ifade ediyorsun. Niyetin nedir? ağzından fikir diye çı! kan ve içinde şendel kandel maceralar| 5 re, bar, kadın, kübizm, karanlık, bey aa, içki, ve kork ubulunan o müthiş macunla ne zamana kadar oynıyacak- sn? Dostlarının sana verdiği — erb&- binca pahası namütenahi, herkesce #t- fır olan — hakikat ve mehremiyetleri K pazara çıkarmakla yeni bir tarı yop- © değına in zahipsin. O halde Vanlının odanda geçen hâ-| diselerini, Server Bediin yere düşmüş! bir Brulus heykeli gibi nasıl uzandığı.! nt, Istanbulun en şık, en kibar, en zen-| nasi, en netelleklir! kadının aramak için senin tavan arasına esl gittiğini, bir Romanya yahudisine de ekâmil bir kadına neler yap- bileceğimi, eassresesso nm (ömrümde ilk © © bir kadın tarafından seviliyorum) san ir © Odiğt nmharrir hanımın, benim askeri kapıtuma nasıl düştüğünü, Hattö bi mektubümu da neşret. Fakat hiç olmazsa yalan söyleme. Edit, benim için yanıp küt olma dı mı? ; m) O sabah anne kiz odaya gide gele © Böhi vapura surüklemediler mi? “Arkadaşın kadınlaşmış bir erkek, siz ise cinsinizin en güzel nlmunesi- defa © siniz. sözünü Edit söylemedi mi ? b Daha da neler var ki bilmiyorsun. a ledi, gafil... Necip Fazıl e Tefrika muharritimiz bu mektuba © bir cevap vermeği lüzumsuz buluyor. © © Çünkü Necip Fasıldan bahseden tefri- « / kaları okuyanlar, hotkâmlık, gurur ve i daha başka hususiyetleri © anlatılmış “olan Necip Fazılla mektubunu nöş- v Tettiğimiz Necip Fazl arasındaki mii. gahebeli muhakkak göreceklerdir. — Evet ben, Niçin hayret ediyor. — Aradan bu kadar sene geçti de, — Ya. — Ve sen evlendin, Leylâ haşmı önüne iğdi. Eski rabıtamızdan, onda, arta Kalan - bir şey vardı, demek, . Fakat, ben artık o müptedi âşık de. dim. Leylâya karşı olan hislerimi, kendi kendime gülmeden hatırlıyami- yordum. Sordum: — Kocan nerede? — Üç gün oldu Avrupaya gitti, biz de Ankarada idik. i Leylâ bana ne ile meşgul olduğumu, . yaptığımı, nerede oturduğum sor. uz — Şuracıkta, dedim, gelir misin? Güldü: — Olmaz, dedi. Bu akşam Kadıkö- yüne geçeceğim.. İ — Peki yarn, : — Yarm da geç döneceğim. — Kaçta. — 6 filin. — raz etmek istiyordu. Sakat mukaveme- ti kuvvetli'değildi. Nihayet razı oldu; < 1931 Asmalımesçit : hakikatimsiroman: 37 Necip Fazıl Bey, fefrikamız mu- harririne bir mektup gönderdi, neşrediyoruz J 74 Leylânın banakarşı gösterdiği bu iti- zil Bey, Asmalımescit 74 fekrikamız-|mattan memnun ertesi gün uyandığım! da isminin geçtiğini okuyunca muhar-|zaman, ilk işim odaya bir çeki düzen ve ririmize hilahen bir mektup gönder.|mek oldu. Yarım sant kadar meşgul ol. miştir. Mektubu aynen neşrediyoruz: |duktan sonra, gazeteye geldim. Meser- “Kör tali, İspanyol piyangosu gibi|retin önünden geçerken içerde Necibi gördüm. Bir haftadır kaybolmuştu. İ- çeri girdim. Necip fevkalâde şıklaşmış-| tı. Cebinden bir gümüş tabaka çıkara- rak bana ikram etti, — Hayrola, dedim, kayboldün, — Bu akşam geleceğim. — Yok, bu akşam olmaz. — Niye? — Misafirim gelecek . — Kaçta? — Altı buçuk yahut yedi. — O zamana kadar benim işim biter. — Nedir, anlat bakalım. Anlattı Bir haftadan beri kendisine! âşık bir kadınla yaşıyorlarmış. Bu ka- dın çok entellektüel imiş, Fransaya ve Amerikaya gitmiş. Şiirlerine bayılıyor. muş. Necip ona tavan arasından o ka- İdar hararetli bir lisanla bahsetmiş ki kadın muhakkak görmeyi İstemiş , — Bunun için, dedi, yarım saat son- ra buluşup gideceğiz. Sen merak etme, ben vaktinde odadan çıkarım, Leylâ ile Kadıköy iskelesinde tam saat altıda buluştuk. Birüz daha vakit geçsin diye, çok arzu etmeme rağmen, onu Tünelle çıkardım. Eve girdiğim za- man hizmetçiye, yarım yamalak öğren. diğim macarca ile, odanm boş olup ok madığını sordum. — Hayır, Necip Bey orada. Deyines beynim attı. Ayni bir karar vermek lâzımdı. Leylâyı birinci kattaki intizar odasına götürerek oturttum ve yukarı fırladım. Kapıyı vurdüm, Necip' çıktı: A — Derhal, diye kulağına fısıldadım, derhal çıkınız. » Necip, o dakikada, yüzümden ne ka- dar sinirli olduğumu anlamıştı. “Peki,, Ben seni mahzun etmemek için söyle, diye Içeri girdi, Kapıda bir müddet dur, dim. Şöylece yoluma çıkızermiş bir dum, içersini dinledim. Necip “haydi çı Romanya dilberi memleketine / gittir.| Kam, şöyle hir sinemaya gidelim,, di. len'sonra kendisini unutmamam için Yor. Kadın “hayır, burası çok hoğuma memleketinin postaların zengin ede.|3itti, Kalalım, diye cevap veriyordu. cek kadar, : adresime mektup yazdı ve Bu şersit içinde, odanın © — benimle bir ay geçirmek “için garbi yoktu. Fakat, Necip hakikaten çıkmak Romanyoda bir çiftlik kiraladığını söy 5tiYordu. Çünkü sinirli sinirli konuştu boşalacağı — Burada bir dakika daha durur. sak boğulacağım, Dediğini duydum. Kadın, her halde Necihi çok sevmiş olacak ki, onun bu hurçım hatta tahkir edici hallerine te selli ile cevap veriyordu, Nihayet çıktı- lar, Ben de Leylâyı yukarı alabildim. “ Oturduk. Bu gibi vaziyetlerin müş- küllüğü malümdur. Her ikimiz de ora» da niçin buluştuğumuzu biliyorduk. Fa kat ikimiz de ilk harekeit yapmaktan ç ikiniyorduk. Aramızda sun'i bir hicap ivardı, Böyle müşkül bir vaziyetin tahad- düs etmiş olmasına, bizzat Leylâ sebe- biyet veriyordu. Hiç konuşmuyor, doraguşa muntazır yaam bir yeni gelin vaziyetinde duruyordu. Ben ise bundan hiç hoşlanmıyan bir adamdım. Benim için, aşkta şehvet an- cak bir neticedir. Aşkı doğuran sebep- ler büsbütün başka şeylerdir. Vaziyet uzun müddet böyle devam En iptidai insanlar gibi harekete karar vererek yanma sokuldum. — Beni hâlâ seviyor musun? diye istintaka koyuldu. Onu temin etmek mecburiyetinde kaldım. Gittikçe kendi.|Selen hanımın şoşonları idi. sinden soğuyordum. Fakat genç etinin teması beni tahrik etmişti. 'Tam birjpiyı açtı: mestiye doğru gidiyorduk. Fakat Ley- ilâ birden bire ayağa kalkarak: — Yazık, dedi, senden bu kadarını! —İyi ya, biraz otururuz. Leylâ jti.Jsalonda bekletmedin. Hayretler içinde sordum. — Leylâ, ne var, deli mi oldun? Elile karyolanın altını işaret etti vi yk “Bir yıldız i ; Zehir lığı kaçakçı- yaparken yakalandı Mis alma Rubens Son posta ile gelen Amerika gazeteleri sinema yıldızı Mis Alma Rubensin keyf verici zehir- ler kaçakçılığı yapmak töhmetile yakalandığını haber veriyordu. Mis Almanın San Diyegoda edilmiş o mantolarından dikişli yerleri icinde bir İngiliz lirası kiymetinde zehir bulun- muştur. Mis Alma aleyhindeki ithamı reddederek mantunun başkaları tarafından bu maksat için kulla- nılmış olacağım söylemiştir. 50 bin kariin merakla beklediği: Açık sinema. 1 Ramazandan itibaren her gün müteaddit ilâvelerle bir kitap 132) sayıfa olarak neşrolunacak- tır. Büyük müntehabatı edebiye ve muazzam ilâvei, edebiyesi Bap” Şurayi Ümmet; Tanin; Tevhidi Efkâr ve Üdebayi cedide Açık sinematın projektörü yalnız -Istanbulu değil; bütün Parisin, “Bertinin, Viyananın gece #lemlerini ilk defa olarak tenvir edecektir, Tiyatro kısmında: De- rülbedayi san'atkârlar; Komik Hasan EL Mİ slU EN Opüimiyen «adın! Ortalık kararmıştı. Nihayeti ormu»| dersiniz hanımefendi. Fakat na varan tepedeki yolda maskeli bir atİnizden çok kıymetlisi sizin. hı ilerliyordu. Ay henüz doğmamıştı. yızdır. Kaybolan güneşin son izleri karanlık- ta beygirin ve üstündekinin silüdedini (ği a Arsbadan mağrurane ve #* hafifçe farkettiriyor. Atlı eyerde dağ)rıltılar işitildi. Şimdi sesler * gibi hareketsiz duruyordu. Etrafım seslti, Bir dakika sonra atlınm sizliği ğı hışırtılar bozuyordu. Bu esnada or'İsüküt . manı karanlığından bir baykuşun fer yadr işitildi. Ses beygiri ürkütüyordu.! «bir ve rüzgârın ağaçardan çikardiİmağa tenezzül buyrulur md etti, Atlı: 5 — Bi az daha tereddüt“ kuvvet istimal edeceE” oturduğu otelin odası taharti | birinin | ri ve nihayet dört nala du. Ve dehşetle iğilerek ay şgümüş gibi pârlıyan tabancanın nam- olur? İstiyorsanız Ayaklarnı yere vuruyor, gemini çiğni- yerek titizleniyordu. Atlı daldığı hul yadan uyandı. Atının boynunu okşama ya başlıyarak: — (Ne o Robin baykuşlan mı ürk- tun, sabır dostum. Bu gece yapılacak işlerimiz var. Şimdi Leydi Alâtürk ku- pası Nordine gitmek için buradan ge çecek!) dedi. Robin efendisinin okşamasile sakin- leşti. Atlr yapacaklarını düşünerek gü- lümsemeye, mırıldanarak şarkı söyle- meye başladı. Bu esnada ansızın ileri bakarak dinledi. Ormanın uğultuları na karışan ve gittikçe galebe eden te kerlek, gürültüleri duyuluyordu. Evvel ce hafif işitilen sesler Leydi Alatürk) arabası tepeye yaklaştıkça hızlılaşıyor! idu. Atlı eyerde doğruldu. Sevinçle gü-| ie < lerek: ”— Robin vakit yaklaşıyor. Leyd Alatürk elimize düşecek demektir, Fe kat bu fırsatı kolay kolay kaçırmıy& tım. Robinim, haydi ona yurıyolda ye- tşelim., n Diyerek beygiri hafifçe mahmuzla. dı. Hayvan cevaben kişmemişti. Şimdi tepeden aşağı iniyorlardı. Atir beygiri önce yavaş yavaş sonra biraz daha s& başladı. Ve Leydi Alatlirk arabasının yanr-| na geldiği zaman dizginleri bir eline alarak süratle çekti. —”Eller yukarı!, . b Diye haykırdı. Bu ses yildizli ber- rak gecede akisler yaptı. Arabacı bey- girleri durdurdu. Dizginleri bıraktı. Ellerini kaldırarak biribirine vur- ışığında Tusuna baktı, — ”Kımıldanma ve bağırma, vüru- rum!,, Arabacı korkudan çıldırmış gibi ke kelemeye başlamıştı. — "Merhamet beyim, merhamet edi- niz. Yedi çocuğum var. İhtiyar bir ada mım. Bir de karım. Onların hali ne arabamdaki hanı. mm incilerini alm, fakat hayatımı ka. ve Nsşit Beyin kahkahaları; (Büyük mün- gışlayınız., tehaban edebiye ) kısımında: Abdülhak Hâmit, Cenapı Şehabettin, Melimet Akif, Mehmet Emin, Hüseyin Cahit, Hüseyin Daniş, Fsik Âli ve diğer şairlerimizin eserleri; ( Marhunt tarihi? kısımında: Şu- rayi Ümmet, 'Tanin, Tevhidi Efkâr, Üde- bayi cedide, Pecriati zâmanlanndaki müs makaşni edebiyeler.. / Sergüzeşt kısmında: 3 senelik meşhur kadın avası ( Eyipli Halit) in aşk ve İğlal sergüzeşderi; (Rehberi izdivaç) kısınında Doktor Gör- denin 1031 miâhrem nasihatleri resimli olarak. Tarihi ve asri | Çif çıplaklar 1. 1 Ramazanı tam 50 bin kari büyük merakla bekliyor. Dr. Horhoruni Cilt, Zührevi ve Bevliye Tedavihanesi : Beyoğlu Tokatlıyan yanında edemezdi. Leylâya, biraz açılır imidile| 'G8YENE her gün akşama kadar. bir konyak teklif ettim. İstemedi. Tel B. O. 3152 zel birçehir — “Suş, korkak sefil, Leydi Alatürk ne alçak bir arabacı intihap etmişim diyecek!,, dedi, Atlı “ından indi. Bir iki adım iler Tiyerek arabanın penceresinden içeriye baktı. En taş'kalpleri bile eritecek gü “a aym donuk ziyasında parıldadığını gördü. Hürmetle iğile- rek: “Eğer sizi rahatsız ettisem affedi- nİz hanrmefendi.., Leydi Alatürk sakin ve pürüzsüz bir sesle: — "Hayır, rahatsızlık değil. Fakat cebren böyle âdi bir dağlı ile konus muş olmak dedi. Leydi Alatürk bunu o kadar nefretle söylemişti ki atlı gay- ri ihtiyari güldü. Ve: — Pek âlâ ama siz hiç öpülmemiş sert bir hanım diye meşhursunuz. — Biliyorum, size ne söylesem boş, Mektep sokak No. 35 |fakat isim ve şöhretimden size ne? Atlr müstehziyane gülerek: — Şöhretinize halel o getirmiyece- wwe ans |ğim. Fakat Sezarm zevcesi kadar na- (Orada bir çift kadın şoşonu duruyor-İmuslu, sert bir hanrmefendinin böyle du, İsuizanda bulunması. Bu şoşonlar Necip Faxılla beraber) (Leydi Alatürk baridane: Leylâ kalktı, asabiyetle giyindi, ka- — Leylâ, dedim, dur, anlatayım . — Benden ne İstiyorsunuz? Demesi atlının kulağında çınladı. — Yanımad param yok. Fakat inei- lerim. Atlı birden Leydinin sözünü yarı. — Kâfi, bu kadar bedahate karşı ne|da bırakarak: da beklemezdim. Tevekkeli beni işağı)0öYliYebilirsin, ben, aşkta iştirak kabul edemem, Diye bir çığlık halinde söylenerek gitti, (Sonu var) Ni — Ben ne paranızı istiyorum ve ne de incileri. Fakat bir inci var onu! — İncilerimin içinde o kadar kıy. 'metlisi olmadığını zannediyorum. Atlı gülümsiyerek: ği koşturmağa : — Rahatsız ettiğimden dolayı affe-, rek ısrar ediyordu. Fakat hü İdan bir cevap gelmedi. Lâkin! ita parlıyan yıldız gibi iki çi heyecana getirdi. Derhal pısmı açırak ayağımı b > du: ş —.s..,1 açıyorum Hâlâ bir cevap yoktu. —r zorla ç'kmak istij olay, Bir dakika tereddütten kalk — 1... all, rezil Dedi. , .. . A... ..Samaktan ayağını 'adım geriliyerek arabanın kap” Lodi dascek, ati sında durdu. Şimdi Leydinin ist aynı ziyalarında: parıldıj | lerin di ii | — Net ida-gideşim. ih; ersiniz falint öne” gi Dediği zaman sesinden bir İham etmek istiyen gizli bir aşıhyordu. Şimdi Leydi güşl mıldıyarak: A ii — Bu kadar çılgınlık yetiş haykırdı. — Eğer bu çılgınlık ise Zında güzelliğiniz sebep oluyor — Sizi çıldırtacak kadar gü Zumu zannetmiyorum! Bitmedi Dişlere Dikkat © Dişleri nasıl fırçalar En sonra dişlerin dil ve mek cepheleri fırçalanır, Bü * helerde de diş külün â fırçalanmalı ve diş etleri rca fırçalanmalıdır. Bu cephedede dişlere # fırça darbası kâfidir. ; Birçokları dişlerin iç nı, yani dil ve damak cep rini fırçalamanın İzumsüz ğuna ve esasen bunun im&* da bulunduğuna kani bulun©? lar, Halbuki izah ettiğimiz bu cephelerinde fırçalanmaf! zam ve pekâlâ kabildir.. Dişlerin dudak ve yanak * helerile dil ve damak cepb* ni yani alelümum iç tarafi fırçalamak için fırçayı şu is” mette tutmak lâzımdır: Yuk? dişler için yukardan doğru olmak üzere fırçaya | di hareketler verilir. I âAltdişler için ise i yukarıya doğru bir istika” amudi hareketler verilir. Diş tahibizSudt İPUL MERAKLILAR Türk pullurın Kataloğ ve ! İ bir pul m 10. Kânu çıkacaktır. © / edenler adres” | bildirsinler: PUL MEŞH Istanbul Sandal B

Bu sayıdan diğer sayfalar: