9 Şubat 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4

9 Şubat 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

—— 4 — VAKIT 9 ŞUBAT Gazi Hz. sözleri (Üst tarafı 1 inci sayfada) muakkip ve müritleri elbette ki bir takim cahillerden o ibarettir. Bunlar türk milleti için şir teşkil edecek vazi- yetlerin hudusunda daima Âmil olmuş lardır. Milletimizin Snlinde açılan re- ha ufuklarında fasılasız yol almasına mâni olmağa çalışanlar hep bu mües seseler ve bu müesseselerin mensupla- nı olmuştur. Türk milletinin bunlar. dan daha büyük düşmanı olmamıştır. Millete anlatmalıdır ki bunların millet bünyesinde yaptıkları tahribatı hisset mek lâzımdır. Bunların mevcudiyeti- ni müsamaha ile telâkki edenler Me- nemende Kubilâyin başı kesilirken l1â- kaydane seyretmeğe tahammül ve hat- ts alkışlamağa cesaret edenlerle bir. dir. MANİSADA Manisa, S8 (A.A.) — Hz. ni hamil hususi tren bu < sabah şehrimizde durmadan geçmiştir. Gazi Hz. doğruca İzmire avdet buyurmakta- dır. GAZİMİZİN HUZURUNDA Balikesir, 8 (A.A.) — Reisicimhur Hz. dün gece Askeri mahfilde Bal. kesir muallimleri namına bir heyeti kabul buyurmuşlardır. Heyet muak Jimlerin hürmet ve tazimatını Gazi liz. ne arzetmiştir. Reisicümhur Hz. mu- allimlerle konuşmuşlar, yeni nesli ye- tişirmek ve halkı tenvir etmek husu- sunda müallimlere teveccüh eden vi- Tifelerden bahsetmişlerdir. e Muallim. ler bir birlik yapmakta oldukl vel konferanslara başlamak üzere bina is- ficar ettiklerini söylemişlerdir. Gazi Hz. müallimlere ayrı ayrı hir teşkilât yapmaktan vazgeçerek (ayni Reisicümhur' 1931 11 | Bülbüller Cümhuriyet gazetesi, Türkiye ses birincisini tanımak ve tanıt- mak için bir müsabaka © açmıştı. Dün Glorya sinemasında bu ses ya- rışı yapıldı. Arkadaşımız, bülbülle- rine allah için güzel bir kafes bul- muştu. Buzlu camlardan süzülüp İtatlılaşan hafi ışıklarla solan, bu ifecir aydınlığı altında belki biraz loş; fakt nefis bir ahenk içindeydi. Daha vakit gelmeden hol dolmuş, misafirler, davetliler (koridorlara taşmıştı, Musikimizin meşhur simaları da burada. İşte sert alnı ve keskin ba- kışlarile san'atkârdan çok bir aske- re benziyen Ali Mitat Bey, işte na- rin vücudunda inanılmaz bir mü- cadele kudreti taşıyan Rauf Yekta Bey. Görünüşe aldanmayın diyen atalar sözünün doğruluğuna bu iki zat ta ayrı ayrı şahittir. Çünkü A- Wi Rifat Bey, sert alnıma keskin gözlerine rağmen asker değil fakat yüksek rütbeli bir san'atkârdır. İn ce, nazik Rauf Yektanm korkunç bir mücadele cihazı olduğu gibi. Nihayet vakit geldi. Sağl > -rde- li bir notla sahnenin perdesi sıy- irıldı. Koltuğuma iyice yerleştim. Bütün mesamelerim kula': kesil mişti. Nüktedan bir zatm dediği gi bi kış ortasında bülbül dinlemek insanda tuhaf tesirler yapıyor. Canş bir gazetec , mübaşirliği kabul etmişti. Bülbüllerin numara- maksatlar için çalışan Türk ocağı ile/larını isimlerini bağırmağa başladı. birleşmelerini ve mektep hariciwdeki bütün faaliyetlerini ocakta teksif et- melerini tavsiye buyurmuşlardır. İZMİRE MUVAS y İzmir, $ (A.A) — Rel bugi'n öğleden sonra saat 1 fakatlerindeki zevat ile birlikte treni mahsusla Balıkesirden şehrimize nv- det buyurmuşlardır. İstasyonda kesif *Bülbüllerin çoğu sazsız okumak is tediler. Evet allahın sazı demek lolan sesin yanında kul; >> 5 tahta ve tel parçalarının p:' sö: kala- .icağına şüphe edilmez. -r, belki böyle bir akibet- le zavallı sazları kopa'mak için mü rüvvetli hareket etmiş!-”İi!.. Ne i- se, birizci bülbül sah kondu. bir halk kütlesi tarafından hararetli! Bunun sesinden ziya» şekli bül “bir surette karşılanmışlar ve şiddetle alkışlanmışlardır. Bir müddet İstira-; hatten sonra saat 16 da otomobillerile Kordonda Ege vapurunun bulunduğu mahalle gelerek kara ile şatlar vası- tasile irtibat tesis ettirilen vapura râ- kip olmuşlardır. Gazi Hz. İzmirde bulunan meb'us- lar ve halk mümessilleri ve güzergâh- ta toplanan kütleler tarafından gayet samimi tezahüratla selimlanmış ve sürekli alkışlar arasında vapura gir- mişlerdir. ANTALYAYA HAREKET İzmir SAA.) — Gâzi Hr. Tre fakatlerindeki zevat ile birlikte Ege va- puru ile saat 16,25 te limandan Antal- yaya müteveccihen hareket buyurmuş! lardır. Reisicümhur Hz. nin bahren vaki »lan bu kısım seyahatlerine bir müd- dettenberi limanımızda bulunmakta plan Mecidiye kruvazörü de iltihak et- miştir. Kruvazör limandan hareket ederken top atmak suretile şehri se- Tâmlamıştır. "eisicimhur Hz. nin merasim ya- pılmaması hakkındaki arzu ve emirle- rine rağmen şehri temsil eden büyük ve münevver bir zümre teşyie gelmiş ve Ege vapurunda Gazi Hz. tarafından kabul edilmişlerdir. Reisicümhur Hz. hepsinin ayrı ayrı ellerini sıkmak suret? Te taltif buyurmuşlar ve seyahatlerin- den mütehassi intiba ve memnuniyet. lerinden bahsetmişlerdir. Küyük salâskârlarına doyamıyan İzmirlilerin teşyi ve ihtiram heyeti kör fez şirketinin 9 eylül vapuruna rükiben Reisicümhur Hz. ni Yenikale açıkla” rına kadar büyük bir setaretle takip ve teşyi etmişlerdir. Pek mütehassis Kâlan Gazi Hz. yarım saatten ziyade Yapurun bordasında bulunarak teşyi eden heyeti bizzat ve defeatle mendil lerini sallamak suretile taltif buyur- muşlardır. Samimiyetin candan ge len bu müstesna coşkunluğu İzmirli. Terin Büyük Halâskârlarına olan ' ze valsiz rabıtasının yüksek ifadesidir. İş Bankasının ve Ziraat bankasile tlearet odasnım Ege iktısat mmtakası ve ümüm kooperatifler vaziyetile ihra- cat vaziyetine dair -Eyük bir itina ile! hazırlanmış olan rapori»r Reisicümhur| Hz ne takdim edilmiştir. İbüle benziyordu. Ç arın dan birini okudu. Herkesin: alkış- lanması kararlaştırıldığı için çeki- lirken € çırpıld; ve ikinzi bülbül! geldi. Dunun sesi gerçi bülbül ve bülbüle benzemiorcu amma şubat ta olduğursuz için belki unulmuşuz dür, yahut kışın bülbüllezin sesi böyle çi Bundan sonra sal.ne- ve sırasile kanaryalar, papağanlar hulâs.. rengârenk kuşlar cıkıp öt- tüler. Bir aralık bilmem kaçıncı na. zet olarak sahneye bir grup çıktı. Ut, keman ve birde bülbül. Ben onları görünce, hemen gözlerimi kapadım. Göz kapanınca, öteki his- lerin: kuvvetlendiğini e hatırlamış- tım galiba! Zaten bütün müsabaka müdde- tince, beş hissimi birden kullan- mak imkânını bulmamıştım. Kâh gözümü yummuş kâh kulaklarımı tıkamıştım. Koltuğa < yerleşirken bütün mesamatımın kulak olmasını istiyen ben, çök geçmeden kulak- ların bazan ne lüzmusuz bir belâ olduğunu anlamış ve yaradılışta- ki haksızlığa kızmıştım. Seyyah iViyanadarü fünunluları Sosyalistlere, Yahudilere ve Frensizisra hücum etmişler Viyanadan haber verildiğine göre, 5 şubatta Viyana darülfü- nunu milliyetçi talebeleri sosya- list ve musevi talebelere şiddet- tıp fakültesine devam eden bazı Fransız talebelerine de tecavüz etmişlerdir. Fransız talebe mektebi terket- miş, fakat arkalarından hokka, tampor gibi öteberi atılmıştır. Gaston Hadmiral isminde bir Fransız gazete mukabiri hafif, bir talebe de ağırca yâralanmıştır. Fransa sefiri M. de Klozel Avusturya bükümeti nezdinde teşebbüsatta obulunmıya karar vermiştir. le hücum etmişler ve bu esnada | Divanı harpte (Üst tarafı 1 inci sayfada) kefalete rapten serbest bırakıldıkla- rını, Menemene (gönderilmeleri için emre İntizar edildiğini haber veriyor- İdu. i o Dün yaptığımız tahkikata nazaran bu haber doğru değildir. İsimleri ya» İzılan kimseler isticvap ( edilmemişler- dir. Yalnız evelki gün Menemen hâdi- sesi dolayısile bazı sözler söylemiş o lan biri polis müdüriyetine celbedile rek bir saat kadar isticvaptan sonra ke falete rapten serbest bırakılmıştır. Bundan başka da geçen salı günü Kozyatağı imamı Nuri efendinin evin- de taharriyat yaj Dün kendisile gi rimize müddeiumümi Kenan “Böyle bir şev yoktur. Tevkifat ve İsi tilvabatı sureti kat'iyede tekzip edebi İirsiniz., demiştir. ISMET PAŞANIN BEYANATI Fransızca (Jurnal) gazetesinin mu- habiri M. (PiyerLögof) memleketi, mizin dahili vaziyeti hakkında Başve- kil İsmet Pş. ile bir mülâkat yapmış, Başvekilin sözlerini şöyle naklediyor: — Menemende hâdis olan hareket hakkında ( hissiyatımı soruyorsunuz. Bazı muhitlerin, bütün mesaimize rağ men cömhuriyet hürriyet ve medeni yet fikirleri karşısında yabancı kalmak hususundaki inatlarını görmekten mü- tevellit hüzün ve nefrettir. Nakşibendilik gibi bazı tarikatler vukua gelmekte olan inkişafı durdur: mak ve Türkiyenin bir daha tahammül edemiyeceği bir idare şekli vücuda ge tirmek için memlekette iğtisaş husule getirmiye çalışıyor. Bildiğiniz gibi nakşi tarikati İzmir mıntakasını kıyam ettirmeğe teşebbüs etti ve Mencmende bir hareket yaptı. Bu sui kast çabuk boğuldu. Şimdi bütün cümhuriyet arazisinde intizam ve sükün hüküm sürmektedir. — Hüdiseler, teşkilâtı esasiye ka- nununda tadilâtı icap ettireceği ve A- merikada olduğu gibi reisicümhura va:| si salâhiyetler verilerek bir nevi icra| heyetinin mes'ul reisi olacağı şayiala rmı çıkarmıştır. Mütalcanız nedir? — Benebi memleketlerinde-çolk revaç bulan bu şayiâlârm hiç birine İnan mayınız. Kati suröfte tekzip edebilir. siniz. Teşkilâtı esasiye kanununa do- kunmak mevzubahis değildir. Gazimiz böyle bir şey düşünmediği gibi eskiden olduğu veçhile memleket idaresile ay: ni sıfatla alâkadar olmakla devam © deceklerdir. — Fakat biliyorsunuz ki hiç bir şek- li idare gayri kabili kabul değildir. — Şüphe yok. Fakat bugün için bu mesele hakkında bildiğim de bun: dan ibarettir. İDAM KAÇKINI KİMDİR? İdam sehpasının üç adım ilerisin- de ve yüzlerce muhafız arasından kaç- mıya muvaffak olan idâm mahkümu hacı Tamail oğlu Boğalanlı Hüseyinin macerası, burada olduğu gibi memleke- tin her tarafında merak . uyandırmış; olacaktır. Divanı harp celselerind:| silik bir hüviyet arzeden bu adam, Bo- zalanlı Her İsmallin oğludur. Babası da kendi gibi idama mahküm edilmiş ve asılmıştır. z Hacı İsmail ile oğlunun idama mah- küm edilmelerini mucip olan nokta, bu aile ile şehit Kubilâyi feci surette katleden derviş Mehmet arasında sıkı bir rabıta bulunmasıdır. Derviş Mehmet hacı İsmâilin kar deşi Mehmedin pek samimi ahpabı idi.| Mehti ve arkadaşları o Manisadan ha- İreket ettikten sonra dağ ve bayır yol larından geçip Bozalana geldikleri za man hacı İsmailin evinde misafir kal mışlar, orada günlerce Yiyip içmiş lerdir. Yunan güreşçileri martta şehrimize geliyorlar Yunan güreşçilerinin buraya gelme- si etrafında devam eden müzükerat ni hayetlenmiş ve mukavele aktedilmiştir. Yunan güreşçileri, mukavele mucibin- ce martta şehrimizde bulunacaklar ve 6—8 mart tarihinde ( güreşçilerimizle karşılaşacaklardır. Atinadan gelen haberlere nazaran Yunanlı güreşçiler seçmelerini yapmış: lar, asıl idman devresine girmişlerdir. Bizim güreşçilerimizin de hazırlânma- ları hemen ikmal edilecektir. YAZAN: Ömer Rıza Ne yapıyorsunuz ? Sana tapıyoruz! Hicaz ve Yemene akın etmiş, ve bu akını büyük bir şiddetle idâre eylemişti. Diğer taraftan (Ali) nin en yakın taraftarlarından bazıları da onu bırakıp gitmeğe başlamış- lardı, Bunlar Abbas oğlu idi. Diğeri onun biraderi Akil idi. Akil, yalnız, onu bırakıp gitme- ğe iktifa etmemiş, Muaviyeye de iltihak etmişti. o» (Ali) nin geçirdiği bı idi. Busırarda günler, son din, ıstu Kendisi devlet reisli ettiğine pişmandı. Muaviye ile harbe gi siştiğine pişmandı. Bütün huzurunu bırakarak bir takım mücadelelere sebebiyet verdiğin- den pişmandı. Büyük oğlu Ha- sanın sözlerini ve nasihatlerini dinliyerek bir tarafa çekildiğin- den pişmandı. Küfeliler ondan tamamile yüz çevirmiş gibi (e idiler. Ortalık anarşi içinde idi, Kimseler kim- seyi dinlemiyordu. Basrada onun aleyhtarları günden güne kuvvet kespediyorlardı. Hariciler öte- den beride peyda oluyor, onun kuvvetlerile döğüşüyor, onların hareket ve vaziyetleri ber gün fenalaşıyordu. Sebe oğlu ile ar- kadaşları bile ondan uzaklaşma- ğa bakıyorlardı. Zaten onlar, Mehmet, Eşter, ve Kinan, gibi reislerini kaybettikten sonra fena | bir vaziyete düşmüşler ve işin içinden siyrılmak için behane aramağa başlamışlardı. Yalnız Sebe oğlu hâlâ çalışı- yordu. Onun bütün hedefi açtı- ğı cereyan dini bir mezhep ha- linde yaşamaklı. Sebe oğlu bu- nun için çalışıyor ve muvaffakta oluyordu. Bir gün Ali konağın- dan çıkmış dolaşıyorken bir ta- kım adamların onun karşısında secdiye vardıklarını görmüş ve hayret etmişti: — Ne yapıyorsunuz? — Sana tapıyoruz. — Ne dediniz? — Sana tapıyoruz. — Bana nasıl taparsınız? — Sana tapıyoruz, çünkü sen- den başka bir mabut yoktur. Eu sözler (Ali) nin zihnini alt üst etmişti. (Ali) tarih kitapları- mn rivayetine göre, hemen bir ates yaktırmış, bu adamları o ateşe attırmıştı. (Ali), bu adamlara bu müthiş cezayı verdikten sonra işi tah- kik etmek ve bu cereyanı kimin çıkardığım anlamak istemiş, ni- hayet iş Sebe oğluna dayanmıştı. (Al) onu çağırtarak isticvap etmiş, Sebe oğlu kaçamaklı ce- vaplarla kurtulmak istemiş, fakat (Ali) onun bu cereyanı çıkardı- ğını anlamış ve onu çağırlımıştı: — Sebe oğlu, bu senin yaptı- ğın ne? — Ben sizi takdis ve tebcil eden bir adamım. Sizin aleyhi- nizde hiç bir harekette bulun- madım. — Beni takdis etmek ne de- mek? Siz beni ne diye takdis | edersiniz? — Siz Muhammedin ruhunu taşıyorsunuz... — Sebe oğlu! Sen bu sözleri nerden çıkarıyorsun? — Bu sözlerin aslı vardır. — Nerede? — Bütün - eski kitaplarda. Eski kitaplar Muhammet'ten de, senden de bahsediyor. — Benim hakkımda ne diyor? — Senin Muhammede varis olduğunu gösteriyor. Sen onun. kabul | nübüvvetine tevarüs ettin ve omü! gibi masumsun. — Masum ne demek... — Hata etmez demektir. Ben ise hata ettiğime kaniim... — Haşa, sizden hata sadıf olmaz. — Yalan söylüyorsun Sebe oğlu... — Ben yalan söylemem. P — O halde bu söylediklerinin yerini göster. Pek âlâ; bütün hristiyanlar Mesihin geri döneceğine inan mazlar mı? | — Inanırlar. — Mesihin geri döneceğine inanılır da Muhammedin geri dön€“ ceğine neden inanılmasın?!.. — Muhammedin tekrar geri dönmesine hacet var mı? — Neden hacet olmasın? Bu ümmeti kim ıslah edece«?.. — Muhammedin kitabı elimiz” de değilmi ve o kitap bize kâ” fi gelmez mi? — Hayır kâfi gelmez. O ki tabı kim izah edecek? Onu am cak Muhammedin rebunu taşı yan masum imamlar izah eder. Bugün de bu iş sendedir. — Mugalâta yapıyorsun. Sebe oğlu.. — O halde mugalâtamı gör teriniz.. — Kitabı masum imamlar de ğil, onu ilim ve irfan sahibi, içtibat sahibi adamlar izah eder” ler ve onun hükümlerini geni letirler, Bu masum imamlığı n€* reden uyduruyorsun?... , — Uydurmuyorum. Bu “benim dini akidemdir. — Fakat bu dini akide, senin uydurmandır. Hayır, ben bunları bilerek söylüyorum. — Sözünü tekmille Sebe oğlu. — Sen bugünün masum ima” mısın! Hepimiz sana bu sıfatla inanıyoruz ve seni takdis edi” yoruz. — Sebe oğlul Sen bu sözden vaz geçer ve tövbe edermisin? — Etmem. : (Bitmedi) Ticaret âleminde : Vaşineton kongresi Türkiye namwa ticeret mü” mess İmiz MuzafferB.bulunscsk Beynelmilel ticaret odaları kof” gresi Mayısın dördünde Vaşing” tonda toplanacak, burada hükü” metimizi ticaret mümessilimi$ Muzaffer B. temsil edecektir. Ticaret odasına gelen malö* mata göre kongrede bilhassa v3” | deli satışlar, beynelmilel rekabet: | zirai vaziyet, mrük tarifeleri” İİ nin baçanig ticarete tesiri || bavai nakliyat gibi mühim m€“ seleler görüşülecektir. Korgrenin sonu Ticaret odası kongresi bugü” son içtimamı yapacaktır, Bugünkü © toplantıda komisyonunun raporu ile san'at mekteplerinin o ticaret oi raptını istiyen sına tedrisat €f” cümeninin raporu müzakere lecektir. Âdil B. Samsun meb'usu Âdil B. dö” şehrimize gelmişlir. RA Âdil B, Borsa komiserliğin* tayini meselesinin henüz me' babsolmadığını, yalnız borsa ir lerinde tetkikat yapacağını lemiştir. Jen Âdil B. tetkikatına itibaren başlamıştır. 5 aa 0 ÖĞ Aİ a İN a BİNİ

Bu sayıdan diğer sayfalar: