1 Mart 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

1 Mart 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— >? — vAKIT 1 MART 1931 Ere NN Mutbağa © hâkim olanlarin dösk Hicret acıları — Uzakta kalanlar — Akraba kalabalığı — Yakın mı uzak mı? — Annemle ben — Dedemle küçüle Amca Yazan : Halit Ziya hic vaziyette idik, bir vaziyet ki onun müp, TU mukarrerdi, Ya biz? annemle nda şimdi bir endişenin, herkesten saklanmağa lüzum gören bir. elemin koyu dalgaları yuvarlanıyordu. Yalnız biz ikimiz, yapayalnız kalınca ben her şeyi beni üşilten bu havadan nereye munsap olacağı bellisiz bir çağ. tsınmak için onun dizine başımı koyar İyanm kudurgan dalgalarına salver ken, 6 parmaklarının hafif, — rüzgâra miş idi. ibenziyen temasile saçlarımı tararken, Bana evvelden pek alışılmış, pek i- gözlerimiz biribirine raslayınca ikimi- smılmış bir yer gelen bu İzmirin ba. zin nazarında da bir ziya bakiyesi ta- ba yurdu şimdi pek yabancı geliyordu. tuğur, © bana; “Halit... der, yalnız 6; Eşyanızı" gelişigüzel, lâkayit uşak kadar, fakat bunun içine galiba hayat ma ben) caklamıştı. Bu suretle biribirine ekle »r.köşesi-|nen bölüklerin herbirinde bir takım di kendimize velev küçük velev mite. vazı, fakat müstakil bir ev bulmak Künleri vardı. Yalnız biz müphem bir! Yazan : Hüseyin Rahmiğl — Baba ne söylüyorsunuz?) Mektubu gönderen İclâldir.. Bizi niçin şaşırtmak istesin. Filosof — Tuhaf söylüyorsun Ali Senaver — Hangisi 0? Filosof — iclâl Hanım şöyle ya"! zıyor: “Evin önünde sokak olması lâzımgelen yerden gece gündüz! Böyle ammada çözülmesi icap eden çok! © Ali Senaver — Buna pek te 86 düğümler var.. kak demiyelim. Sekenesi hicret et Ali Senaver — Bir ikisini gevşe|miş bir memleket harabesi... tebilirsek ötekiler kendi kendine| (e Filosof — Sekenesi niçin hicret çözülür... ediyor? Yangın mı olmuş? Zelzele Filosof — İelâlin tariflerinden|mi? Hastalık mı? İstanbulda böy- ve örüda kendi havanızı teneffüs et! l Adliye encümeni ICRA VE İFLAS KANUNUNU MÜZAKERE ETTİ de ra |barleiye nazırı M. Penes, nisan zarfın. m sesleri ifraş da AtİnAY» gelecektir. M. Penes, me) ihtiyatnız/rasimi mahsusa ile karşılanacaktır. m tma salim bir cereyan vermek vazife isini gördükten sonra Resmi Efendi de (de bir hamle ile kendilerine atıldıkla: rım olurdu, bazen © kendilerinden bir, irkilme ile ozaklağtıklarım vardı: fa. kat ne o atılişlar tamamen yakin ne di İle beri il meselesini konağın selâmlık dairesinde ayaklar arasında geçmekte olan misa- İferetinin memnuniyetle telâkki oluna. cak bir hatimesi addediyordu. | Resmi Efendi de benden ayrılmış 0- tuyordu, ancak ben şimdi . selâmlıkta 'da haremde de dostlar bulmağa baş- lamıştam. Haremde Nevber kalfa ile, nöbetle dizi Halidi. etrafında uy: cümeni bugün İstanbula avdet edecekti,.a da bu ev| kil — Hariciye e landı. Ve T. Rüştü ici siyasetimiz — hakkındaki lunduğuna ve hususunda d edilmezse Yalnız en küçük memur- bir kasım memur ma- a pek az fark mevcut ir. Maarif işleri Aokara, — Alınan haberlere birer siyasi müsteşar! dasına dair münakaşa balinde baz fi- kirler vardır. Bu müsteşarların mutfağı idare eden Mecbur ve girin da- dılar — küçük amca ile beni daima kayıydıkları için — selâmlıkta da artık retinin huşunetini bana karşı müf- bir mülâyemete tebdil eden Refik| hasetleri düşünmüyerek tercih eden dedeme ne kı himaye, yahut hir kelime ile eden o küçük 'amcaya da meftanum. Bize, tahsis olunan dairede babamın avdetine kadar temi İlmkânr kalmadığına işaret etmişti Bunun sebebi diğer bir amcanın Yusuf İBeyin daha ziyade tehir edilemiyecek Düğün yapılmak üzre Jidi ve bu yeni çifte o dairenin tahsiso) Çelebi — Baba meteleyi zorlaş- termiyalım. Muammayı halle evve- 1â kolay taraflarından girişelim, Filosof — Bunun kolay tarafı neresi? Çelebi — İstanbulda yangınlar. dan bir hayli mesafelere kadar ha- rabe halini almış semtler çok... Filesof — Bu semtlerden birinin! ortasından şarıl şarıl bir dere akıt bakalım. Halit Ziya: Uşşaki sare dedi. Durdu. Ve sonra düşüne dü-| güne böyle birkaç sulu mahalle adı! İdaha saydı fakat babası bepsini bi- İrer birer reddetti, Çelebi artık İstanbu'u semt semt dolaşıyor. Dereli, şarıltılı sokak #- tıyordu. Tarifatta şunlar da vardı. “Biraz ötede musluğu kopmuş, ya- laği taş toprakla dolmuş bir kuru çeşme. Daha ilerde ispanak, lâha- ina, karnıbahar ekili bir bostan. Çelebi — Şimdi onu düşünece- fiz. Meselâ Sarıyer.. Filesof — Çocuksun oğlum. Sa- riyerin harap mahallesi yangından biraz açılmış ise de bu mamur ka- riye hiçbir zamari da sekenesi hic- ret etmiş bir harabeye benziye- Çelebi — Kurbağalı dere... rem haline gelmişken bir gün pos- Filosof — Kurbağalı derenin'ta müvezzii eve yine bir mektup) latrafı yarı yarıya kırlık gibidir am bıraktı. Betbaht çocuk zarfı açma- İma felâlin izahi buraat için de hiç|dan üzerindeki yazdan bunun İc en ziyade hususiyeti haiz olanalle bir semt tasavvur edebiliyor mu öllkat etmeden geçtik? İsunuz? bir vakit te sabit bir tarif olamaz.|lâlden geldiğini anladı. Elinde bu İ © Çelebi — Kasımpaşa deresi..|mazrufla doğru odasına çıktı. Kar Çelebinin gezindiği yerlerde bu bilhassa işleri çok olan vekillere iyi bir muavin olabilecekleri ve kleri tecrübe ile ileride vekil olabilecek surette yetişe- cekleri zikredilmektedir. ANKARA TELEFON HATTI * la vermiştir. * pıyı kapadı. Mektubu başka gözlerden sakı- nır bir iştiyakla kendi kendine ses- 'sizce okuyacak, her kelimenin ma- İnasını bir meşrup gibi yudum yur dum tatacak, ağlıyacak, inliyecek, kâğıttan İclâlin koküsunu almağa uğraşarak belki her satırı öpe öpe süzecek, saatlerce düşüneceleti, Zarfı açarken şiddetli bir ssrt- ma ile elleri titriyor, alnından ter yazılmış bir çok sahifeler çıktı: “Çelebi, Bu isim tesbih çeker gibi günde kaç defa tekrar ettiğimi bilsen.. Fa kat dünya geniş, hava nihayetsiz (Bitmedi)

Bu sayıdan diğer sayfalar: