7 Mart 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

7 Mart 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YİN Yeni intihabat ve Halk fırkası Halk fırkası eserlerini sonra kendisini üçüncü bir davet ediyor, Yakında meb'us intiha- batı başlıyacak. Halk fırkasmın bu intihap devresi, büyük eserlerin, büyük kararların ve yaptıktan imtihana Dünyada | Kedile memlekette büyük tatbikatın muhasebe) ; sidir, Halk fırkasının üçüncü büyük mi let meclisi devresi geçen devrelerin İzi #stünde yürüyen, ilerliyen bir devre idi. Birinci Bü. millet meclisi har- bin ve istiklâlin eserini hazırladı. İ- kinci Büyük millet meclisi sulhü imza ladı, Cümhuriyeti ilân etti, hilâfeti lâğvetti, Teokrasiye son tekmeyi indir- di. İkinci Büyük millet meclisi Türki- yede derebeyi ile döğüştü ve onu dara acıma çökti üçüncü hüyük millet mec Disi, ıslahatın meclisi oldu. En büyük faydalı, kültürde dönüm! noktasını teşkil eden harf inkılâbını o Yaptı. Borçluyu o, alacaklınm bir esiri olmaktan kurtardı. Türkiyede, Türk milletinin iktisadi birliğine temel ku ram © dur, Ray ve yol siyaseti üçüncü büyük mil) let meclisinin en büyük eseridir. Bu © serler önünde geçen asırlar bir kısır cüceden başka bi rşey değildir. Bu üç| intihap devresinin bütün fikir ve faa- liyetine hükmeden tek bir unsur var-| dir: Halk fırkası, Zamanı bu kadar teksif eden ve Tür kiyeyi sırtına alıp götüren inkılâp fır kasının. belli memnun etmediği şahıs lar vardır. İ Dünya buhranları ö bi bir vatan halkedemedi. Fakat bir inkilâp fırkası herkesi memnun etmek ünde cennet gi ve bir günde cihanı mamur etmek hul yasını ne yaşar, ne de buna NG& de aklı başında insanlar inkılâp fir) kasından böyle bir hess istemeği zi.) hinlerinden o geçirirler. o inkılâp fır. kası (hir taraftan ileri hamlesi yaptı. Onu dokuz asır koşturdu. Bir ta İnanır raftan imparatorluğun yıktığı ve taş) taş üstünde kalmasın diye ahtettiği| bir vatandan modern bir memleketi halketmeye çalıştı. Yarınki hamleler için, bize yaklaşan bahtiyar ufuklara yetişmek için kan) dan ve ateşten geçerek halka olan aş; kmı, halka olan sevgisini ispat eden rehberlerden başka kime inanabiliriz. Sadri Etem Matbaamıza gelen eserler: İ Italya ii ç Dtanbul'da çıkan “fi Messseere Degil "aliyani., gazetesi, olduğu gibi bu * sha neşet” busene de bir fevkalade nüsha mi a'nın sanayiine her sene olüp ba numara Mal sis edilmiştir. di daki mü- fevkalâde Küzelliklerine * Iki dost Afife taniması ve bu Maret #lerini araların Un tskviresi muhtevi nü$- Türkçe tercemeleri de *ym varılarış Yözan “Garp cephesinde -. müellifi Erik Maria Remargu€ İ mektedir. bifâmem | İnu anlarsın. Cephede âsabımız son) Yirmi otuz sene evvel yalınız ! Fıransada değil bütün dünyada | merak ile takip olunan Dreyfüs davası bugünlerde filme geçiril- Dreyfüs davasının bütün ince- liklerini bütün sırlarını teşhir edecek olan bu eserde Mis | Beatris Tomson Madam Dreyfüs | rolünü almış bulunuyor. Film âleminin en büyük muvaffakı- yetlerinden birini teşkil edecek olan bu eser daha şimdiden büyük rak ile beklenmekted ingilterenin meşr Londra da, ingilterenin meşru kralı olduğunu iddia eden bir adam türemiş ve Londra miydan- | larının birinde halka bir takım | nutuklar irat ederek hakkımı iş- bat etmek istemiştir. “Krallık iddiasinda olân Antoni Hol; Ken disinin Hanri Tüdorun hafidi ol- e ve Hanri'nin tacın harp sahne: ğ Lİ kazandığım söyle- Kendisi San Peter meydanın. da halka hitaben irat ettiği kunda Şu ' sözleri nut söylemişti Küçük sinema haberlâri Marlen Diyetrih istirahat etmek "e kocasının yanına, Parise gelmiş. tir, * Şarli Şaplin'in Londraya gelişi Bü. tün İngiltere efkârı umumiyesini eld. kadar etmiştir. Şarlo, Başvekil Makdo- nald tarafından kabul edilmiştir. Şar. lo sesli filmlerin kendi yarattığı tip için uygun olmadığını söylemiştir. En, son eseri olan “Şehir ışıkları, nı da Şarlo bizzat Londra halkına takdim et. miştir. * Sen Graniye Amerikaya gidiyor.! Fakat filim yapmıyacak, sadece isti. rahat edecekmiş. * Moris Şövalye “Aşk resmi geçidi, tarzında yeni bir film çevirmiştir. n bunun gayet tabit olduğı derece gergindi her dakika ölmek teh. likesi vardı. Şimdi ise sakin havadaki bir yelken gibi hafif hafif dalgalan; yorlar. Çünkü burada her şey gayet ya yaş ilerliyor. Şe yünü kesiyor: zün çok doğru İş peşinde yi. eşinde koşmak artık canıma ş filâne uğraşış gönlümü k dedi. Bu 8€ li bulandırıyor. İşte bu sebepten itmek istiyorum. yecek P' vi aka bir şey yapmak is.| Oian Biten Meraklı rin kraliçesi de intihap edildi ! Dreyfüs davası -- Su ile tedavi Sk Bu sene Nevyorkta kedi klü- | bünde bir kedi meşberi açılmış ve güzel kediler arasında bir i müsabaka yapılmıştır. Bu güzel, lik müsabakasını resmini koydu- ğumuz Kamer adımı taşıyan kedi kazanmıştır. Hakem heyeti onun meşhere iştirak eden kedileriâ en gözeli olduğuna karar vermiş ve birinci mükâfat onun tarafın- dan kazanıl u İorah kimdir “Kral Corç, sizin meşru kra- hiniz değildir. Meşru kralınız benim. Hepiniz bana tabi olu- nuz, Antoni daha gonra devletin başına geçtiği takdirde neler yapacağımı . söylemiş. ve halka ve.ucuz .bira..vaadetmişti ,Fakat Antoniyi dinliyenlerden biri onunla kavga etmiş ve polis a ! gelerek kral Jorjun rakibini ka- rakola götürmüştür. Ağlebi ihtimal bu adam, tima- raneye gönderilecektir. ae sa aranmalı Darülbedayi Tenisilleri Bu skşam saat 21,30da ISTANBUL BELEDİYESİ “ye UN Kişe hergün sazt 13 ten: İtibaren açıktır Alü yağından aşağı olan çocuklar tiyatroya kabul olunmaz mn Gölge R'yes 3 perde Yazan; Niccodeinn Nakleden A. Muhtar bey Şehzndebaşı Ferah Sinemada Bü gece halk gecesi Sinema, tyatro, killer, Spartakistler, © komünistler birile boğazlaşıyor. Bu sırada öte kiler fırkalarındaki değerli kafaları mahvediyorlar, bunun farkmda bile değiller..... Lâdvig dedi ki: — Hayır Jorj bü böyle değil. Filha- kika biz ihtilâli pek az kin ile yaptık. Çünkü daha mebdeinde âdil olmak isti- Yorduk. Sonunun böyle bozuk oluşu bundandır: Bir ihtilâl, bir orman yan- gını gibi her şeyi süpürüp götürmeli ancak bu suretle yeni tohum ekilebilir. Fakat biz teceddüt yapmak arzusunda olmakla beraber mahvetmek istemiyor-itapların hâkim olduğu şu dört duvar Hadiseler Berlin Darülfünunu hâstane- sinde, ameliyat iktiza etmiyen bütün hastalıklar su ile tedavi | olunmaktadır. Su ile tedavi üsu» lünde hastaya hiçbir suretle ilâç İ werilmiyor. < Berlin darülfünun hastanesinin bu vadide ibraz et- tiği muvaffakıyet, dünyamı her İ tarafından birçok âlimlerin Ber- line giderek bu üsulü tetkik et- melerine saik olmuştur. Resimde görülen hasta, midesinden muz- tariptir ve su ile tedavi edil- ktedi: IRusyaya karşı bir harp plânı | İzvestiya gazetesi, Fransız erkânı| İharbiyesi tarafından Rusyaya karşı ha! İzırlanmış olan bir harp plânını neşret- mektedir. Bu plâna nazaran, Roman-| ya hir hudut hadisesi, bahanç , ederek iSövyet Rusyaya ilâm harp edecek ve bunu Lehistan ile diğer hemhudüt dev. letler takip edecektir. Bu harpte Vran- igel ordusunun bakiyesi de Lehistan ordusile müşterek hareket (edecektir. İBu muharip orduların ilk hedefleri, iOkraynayı Rusyadan ayırmak olacak ür. Römanya ilk harekette Odesa da dahil olduğu halde Okraynayı işgal e- edecektir, Sovyet gazetelerinin hakkında beyanı mütalea tan ve Romanya matbuatı müuhayyel bir plân olduğunu ve bunun aslı olmadığını yazmaktadırlar, Evkaf idaresinin açtığı davalar Evkaf idaresi umumi harp se- nelerinde inşasını ihale ettiği halde bugüne kadar yapılmıyan İ Çenberli taştaki beşinci Vakıf han ve Sehzadebaşındaki talebe yurdu binaları müteahhitlerini dava etmiştir. Bu meyanda Ça- | bu neşriyatı eden Lehis- bu plânm| — k 4 na 5 e Biz yalnız döğüşmek biliriz; çalışmak- tan anlamayız.. Lüdvig oturduğu köşeden mırıldan-i dı: — Ne yapıp yaparak tekrar çalış mağı öğrenmeliyiz. Jorj Rahe kuvvetle cevap verdi: — Yapamayız!.. Ehliyetimiz kalma) Mi$. Bir an sükün.. Rüzgâr pencerele- rin önünde uğulduyor. Rahe, Lâdvi- gin odasinda iri adımlarla dolaşıyor. Hakikaten bu sükân siy muhitinde ki- VAKIT 7 MART 1931 — Kim kime taktim edilir? Daima genç ihtiyara, erkek kadına, küçük büyüğe taktim edilir. Aynı yaşta, müsavi içtimaf vaziyette, ikisi de erkek veya kadın kimseleri taktim icap et- tiği vakit isimler sür'atle tekel lâm edilip birer bakışla, ve her iki tarafa aynı zamanda eller uzatılarak tanıştırılır. Usulen her yeni gelen kendi- sinden büyüklere taktim edilir, sonra da küçükler ona tanıştırı- bır. Fakat, bazan, garip bir haleti ruhiye ile tam taktim edeceğiniz kimsenin İsmini unutursunuz, Ne yapmalı? Vaziyet hakikaten müşküldür. *| Yapılacak şey: — Taktime hacet yok, değil- mi? diye işi atlatmak, yahut se- lâmeti firarda aramak lâzımdır. Alelekser de: — isminiz nasıl yazılıyordu? diye sorulabilir, amma, bu üsul yalnız ecnebilere kabili tatbiktir. Yeni Türkçe ile, malâmya, her isim söylendiği gibi yazılıyor. Taktim merasimi, dostluk, aşk, lakaydi, kin ve rekabet yolları- nın çıktığı bir meydanlıktır. Onun için, birbirlerinden ha- berleri olmadan ayrı ayr yollar- dan rahat rahat yürüyen insan- ları tanıştırmak meselesi baylı nazik bir külfettir. Kat'i bir mecburiyet olmadıkça, takdim etmek istediğiniz kimse- lere evvelâ müracaat edip s0r- mak doğru olur. Eğer yakanıza birisi yapışıp tas — Aman, filancaya “beni tak» tim ediniz, diye asılırsa, hemen şöyle cevap veriniz: — Maalmemnuniye, fakat ben o zatı iyi tanımıyorum, onun için... Yahut, tebessüm ederek: — Bırakınız canım, pek lânet biridir. Diye sırasında, aleyhinde bile bulunmak caizdir. Açık muhabere: Ezenköyünde M. Nuri Beye Ikinci mektubunuzu aldık. ilk mektubunuz gelmediğinden bu bususta bir şey (yazılamadı. İ ilk mektubunuzda yazdıklarımızı tekrar ediniz. ren arm sasakraman aaa ne müteahhidi aleyhine de dava açılmıştır. Şimdiki halde Çapadaki bina- lar tütün deposu haline konmuş- tur, Fakat Evkaf burasını yakın- da ikmal ettirecek ve bir Evkaf haretimiz var mı? Mefküremiz iflâs etmiştir. Rüyalarımız boşa çıkmıştır. Şu hakikat âleminde yaşıyan namus. kâr insanların arasında, vatanımı kay. betmiş Don Kişotlara benziyoruz. Lüdvig ona uzun uzün bakiyor; — Zannedersem Jorj Ohastayiz Harp artık kemiklerimize işlemiş. Jorj başı ile tasdik ederek cevap ve- riyor: — Bu marazdan hiçbir vakit kartu- lamıyacağız... — Kurtulacağız.. Yoksa bütün zah- metlerimiz boşa gider. arasmda pek yabancı duruyor. Kül) rengi Üniforması Üzerinde sert siması siperlerin, mücadelenin, hârbin Alemi! ne ait... Kollarını masaya (dayıyor, Rahe sıçrıyor ve masaya bir çuni- ruk indiriyor: , — Evet Lüdvig hepsi (boşuna İdi Vaktile Şu heyecan fır' masına kendi. mizi koyverdiğimiz sırada ne adamlar dık, Sanki yeni bir devir açıyorduk. duk, harpten o kadar harap bir halde çıkmıştık ki husumet beslemeğe bile kuvvetimiz yoktu. Ancak şedit taarruz ile elde edilememiş olan gayeye çalış- makla varmak ihtimali belki hâlâ mev|Lâmbanın ziyası epoletlerine ve came cuttur, kândaki kuarç taşlarına başka bir rer. Jorj Rahe taş parçasını Jâmbanın/nak veriyor. Yavaşça diyor ki: Dİ örlmü Yi > ziyası altında pırıldalarak nefretinil | — Lüdvig. Burada ne yapıyoruz? Düz vi ii gir startiaiz.. me gösterir bir tavırla dedi ki; Bak etrafında her şey boş ve ümitsiz... selale! iz aa Biz bir vazife alsan olmaz gide Iki harbiye mazırı tersen ihtilâl! mı? Kim bilir. cevap verdi: j tle geli ie ihtirâlin kıymeti! ri kâtipleri yap e le bir cizivermi er; pi ; inde ileri korkmuş'a' Sennen e yal demokratlar, Milis — İcerlediğini anlıyorum Jorj fakat

Bu sayıdan diğer sayfalar: