19 Nisan 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8

19 Nisan 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 8
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

— 8 — VAKIT 19 NSAN Şarklı Masadan masaya serpantinler ucus kadın, Fransine sokuldu VE “kısık © bir Yordu. Garsonlar, boş kadehleri dol duruyorlar, boşalan şişeleri İazeliyor- larâr. Büz kovalarında dönen sampan m Şişeleri, bir garip murıltı çıkarıyor. a. “Chen Poramâ, barında herkes eğ leniyordu. Eğleniyor miydi? Yani, cun sıkıntısı def için gürülü yapıyordu Fransin, tualelte arkadaşı Reymon. i, sordu: — Yalnız mısm cicim? — Hayır, bir şarklı, sen? — Ben mi? Hambuarglu bir Alman, pek sinir bir şey amma terbiyeli ve re mantik. da Fransin, “Chon Por a Pomme, barının mü Otuz yaşımda idi, al e varan gri hal ice de Üney tpli bir kızca- Me i müşterisinin yanına © turdu, Şarklı siyah ve gü Ta, iri pil bir adamdı. Pehdiin: > — Nasıl, dedi, eğleniyor musan? — Evet canım, amma, gürültü faz- la değil mi? Gitsek mi, ne dersin? — Hay hay, masıl istersen, hesabi durunuz. gör de.. Kalktılar, dansedenlerin arasından kendilerine bir yol açarak sokağa çıktı İn Şarklı, bir otomobil çağırırken bir Fabrikada 15 erkek 5 kadın ve BO çocuk çalışmaktadır. Halledenler arasında çekilen kur'a netiçesi şudur: Abone I — Konya asker! lisesinden 4876 Kadr bey, Hereke ilk mektep tale- besinden Saadet Gilip HM, 3 Taran» bw? erkek lisesinden 813 Asım Celal ber. 4 — Dikilide Ak Havdar bey ticererha» mesinde M. Tayfur bey, $ -— Adapazarı Çark söksk No, 42 Riesl bey, Birer kitap kazananlar; I — Çorluda makinist Muhsin ber, ? —-Ankira-orta mektepten 958 Adnan bev, 3 — a askeri hatmevinde Hüsevin Hüsnü bev, 4 — Ağdanı Smif 9 dan 235 Sait Örcün bey. Bordur . Gazi mektebinden Cemil bey (Adresi noksandır), 6 — Kayseri lisesi Swf 2 den 18? Mehinet bey, Kara ora mektepten 8 Cersl bev, 8 — Kütahya orta mektepten 131 bisly bet, 9 — Sivas. Biseşinden 199 Nadir bey, 10 — Hirinci muhabete zabit vekili Halit beç, (6 — > mektepten 282 Haldan Şevket H.. Kamya “rmuheelz örün mektepten 263 Muzsffer bey, 13 — Çarakkale Ora mektapten 269 İsmail ber. 14 -—- Kar- seri Mseti sınıf 2 B şübesinden 50 İbre kim Hakkı bey, (8 — Vefa Orta mmektep- ten 338 Mustafa bey, 15 — Sen Jor Tsesinden Ruhi bey, 17 — Kadıköy Vel değirmeni Nzunhahız sokak No 204 Fikret Salih bey, 18 — Kabataş Wsesinden 236 Recai Şevket bey. 19 — Halreoğlu lisesinden 162f Salahaddin bay, 20 — Gazi O an 495. Tevfik bey, iz şe İl 347. Suphi Ye — Eylip orna mektepten 22 Niğat bey, ie İİ miereiea kolonya kazananlar: 1.-İlinci ilk mektepten Hasan Tahsin bes, ? — Anadolu ört mektepten Ca- hid Ii, 3 — HO M den Sevide Hasan PL, 4 — Hevohlu beşinci | M. den Nebahet H., S-—-İüseyin Talât bey 6 — Sen Jozeften Tacettin BK R Birer küçük kolonya kazananlar: 1 — Unkapanında S, M bey, 2 — Yüksek ticaret mektehinden Ali Ekrem bey.d- İstanbul defterderliğında Fevziye H.,4 — 8 üncü ilk mektepten Mehmet bey. 5 — Kır ora mektepten Enise Etem H., 6 — Sıbhst yurdunda Nevzat Harim, Birer podra kazananlar: 1 — Müslim mektebinden Ş H.2 KM. S 3 — Ahndoluhisarında Naşide / Fatih Dibek mahallesinde Melghit H., -$ — Seşrisefsinde Nebile tini H., 6 — Ticaret mektebinden Mehine Hanim, y kazanlar: 1 — Sultanahmeme Sevim H., 2 — Kasımpaşa No. 41 Şevket bey, 3 - Cağaloğlu Furun sokak No. $ Remzi bey, 4 — Dikiş yurdundan ) H., 5 — Istanbul kız İisesinden H.6—G.0.M den Halük bey 18'inci İ M.den Ml. Köni bey, Gedenbevi ora mektepten M. Celal bey, 9.— Üsküdar ora mektepten Nedim bey, 10 — Ticaret mektebinden. Atilâ Nori bey, ii — Erkek hayaman 970 İsmail bev, 19 — Beşiktaş akatetlerde Rifat bey, 13 — Mevkozda VW. Nihal 11 , 14 — Kadıköy Modada Kemal bey, 15 —H 4 den 27 Serli bey, onun tabi olan şefkat|ne kadar isterdim. Sizin gibi güzel bir ide dı. Nafiz gözlerini gözlerine, dikti, San 1931 Aşkı Maris dö Kobradan fa, isesle: İ İz Madam, dedi, bebeğinizi - Eran-| isin kadına baktı. Baş açık, darma dağı imık saçlı, sefil bir zavallı idi. — Er. bebeğim.. ne alacak! İ — Madüm, sizde evde elbette daha başkaları vardır, bu elinizdekini kizi ma götürmek üzere bana vermez misi- niz? — Bir kızımız mı var? — Evet.. bronsitten yatıyor. Bira iyileşti amma... ona bir hediye götür. mek ne kadar isterdim. — Kaç yaşında var? — yaşında. rica ederim madam beni yiniz! Siyahlı kadınm ricası o kadar acık- ir idi ki, Fransin, müteessir bir hare- ketle bebeğini uzattı, —.Almız madam! z — Oh, madam. teşekkür ederim! Didi'nin size bizzat teşekkür etmesini madam görmekle ne kadar sevinirdi. — Nerede oturuyorsunuz? Biot sakoğında.. 6 mcı katta bir) odada. Dulam.. dikiş dikmekle geçini- yorum. Başka gelirim yok. — Durunuz.. Verin bana biz zat ben götürüp vereceğim. Bir dakika Fransin şarklıya döndü ve; — Biot sokağına kadar, madamın e- vine gideceğiz, dedi. Şarklı tereddüt ediyordu. Fransin > — Sen dediğimi yap, ötesine karış- ma. Bindiler, kötü bir evin önünde indi- ler, karanlık bir merdiven fakir dikişci adının odasına çıktılar. Zavallınm oda anlaşılıyordu. Siyahlı kadın demir bir karyola için de yatan kızına iğildi ve uyandırdı: — Didi! Didi. Bak annen sana bir sürprizle geldi bak.. Kırcağız gözlerini uğuşturarcak kalk tı. Zayıf yüzünü siyah saçları çerçeve. b : — eya anne? ye yavrum. annen sana ne gö- girdi. saha oturtuğun ve ilkşlarını veli a de karyola Üzerine iğilmiz. iti. Hayran hayran kendine bakan co- cuğa: — Annenin söylediklerini duydun bicili kucaklamız- nı. Hayret, küçük kızın gözlerini büyül , |tüyor zaman zaman annesine ve Fra sine bakıyordu. — Sahi mi, anne, benim mi? — Evet. Senin Didi, madama teşek- kür et. Çocuk, bebeği yatağına hiraktı, kol. larmi Fransinin boynuna doladı. Fran sin de onu göğsüne basmıştı. Birdenbire, Fransin kalktı, şarkı dostunu bir köşeye çekti ve: — Canım, dedi, dinle, sen bu akşam bana ne vereceksin? — Şey... konuşuruz rası mı? — Hayır, hayır... şimdi söyle! — 500 frank, — Peki, hemen ver! — Ne yapacaksın? — Ver. üst tarafına karışma! Fransin beş yüz frangı aldı ve ka- dına döndü; — Alınız, madam... bu akşam çocuk için bir bebek ve annesi için de bu. — Oh, madam.. istemem. hayır. ha yır. — Haydi. çabuk, alınız. Küçük iyi- leşinceye kadar lâzım olur.. — Madam, size nasıl teşekkür ede- ceğimi bilmiyorum. ş — Hacet yok. İnsan arasıra biraz iyi lik yapmazsa, kendinden nefret ede- ceği gelir.. Geceniz hayrolsun küçük Di di, bebeğini rüyanda görürsün inşal-| lah.. Allaha ısmarladık. v.. Fransin ile şarklı dostu tekrar oto- mobile bindiler, Şarklı sordu: — Ne iyi kalbin var, dedi, iyi amma biraz fazla yaptım. Transin mütemadiyen pencereden ba! kıyordu. Bu söz yerine yaşlı gözlerini şarklıya çevirdi: — Benim de bir çocuğum var, dedi, hem bu yaşta. sayfiyeye, köylülerin yanına baksınlar diye verdim. Sarklı, Fransinin başını ellerine atl canım, şimdi si ki ruhunu okumak istiyordu. Birdenbire onu alnından öptü ve: — Canım, dedi, seni evine kadar gö- türeceğim. Yürın sabah gelip seni ala. cağım ve otomobille köye, çocuğunun yanına gideriz. Ona bir bebek hediye edeceğime, an nesini hediye etmek istiyorum. Yani, onu, kendi evinde namuslu bir surette büyütebilmek vesaitine mail olacak ©- lan annesini. Avrupada teslihat Avrupada siyasi vaziyet radi- İ kal bir surette değişmektedir. Umumi harp mülarekesindenberi bugünkü kadar mühim ve ciddi | bir vaziyet hasıl olmamıştı. Bu | mühim vaziyeti pek büyük me- seleler vücuda getirmiş bulunu- ! yor. Bunlar teslihatı tahdit, ce- miyeti akvam, ve Almanyanın tarak! müstakbel mevkii- ir, Bu weselelerin doğurduğu bir takım ibtilâflar vardır. Teslihatı tahdit konferansının nc zaman | toplanacağına dair Fransa ile Almanya arasındaki ihtilâf, De- niz istilâfının bazı noktaları Üze- rinde Fransa ile italya arasında- ki gerginlik Almanya ile Avus- turya gümrük ittihadı meselesi- nin münusebetsiz bir vakitte ör- taya atılmış sayılmasından bir. denbire furan eden asabiyet bunlardandır. Geçenlerde o Fransa cümhur reisi Dumerg Tunusa giderken Fransanın siyasetini . izah etmiş ve “Beynelmilel büyük bir kuv- vetin fikdanma mebni Fransa maddi kuvvetini, kendi yurdu ile denizler gerisindeki müstem- lekelerinin masuniyetini mubafa- zaya kâfi gelecek dereceden in- dirmeğe razi olamaz. ,, Bu sözler, Fransanm Avrüpa- da müsallah bir faikiyeti idame- ye ısrar edeceği sarih bir suret- te anlaşılıyor. Fransanın terki teslihbat (meselesinde o prensipi bundan ibarettir, ingilterenin bü siyasete karşı vaziyetleri, lam manasile iki yüz- lüdür. ingiltere bir taraftan Al- beri ya karşı dostluk göster- mekle beraber Fransa ilede ayni şekilde ve ayni derecede dost olduğunu da söylemektedir. Bu- nün manası, İngilterenin Fransa ile Almanya arasında müsavat hasıl olmasıdır. ingiltere ancak iki silübsız dostun çok iyi anla- şacaklari kanaatini serdediyor ve Fransanın Almanya ile her zaman harbe girecek zibniyetle hareket etmesini hoş görmiyor. Bundan dolayıdır ki önümüzde aylar hu mühim mesele üzerinde gayet mühim bir siyasi faaliyete şahit olacaktır. Bu faaliyetlerin biri, Almanya başvekilinin ve hariciye nazırının Londra ziya- retleridir. Bir aralık Fransızlar bu ziya- retin gelecek Akvam cemiyeti içtimamdan ve cemiyette Alman- ya-Avustarya gümrük ittihadı meselesinin o mevzuübabsedilme- sinden evel vukuundan küşku- lanmıslar, fakat ingilizler bu zi- | yaretin 5 haziranda vukubulaca- ğını söyledikten sonra Fransızlar müsterih olmuşlar ve ingilizler Fransanın (gösterdiği asabiyet setini iyice anlamadıklarıma alt- fetmişlerdi. “Observer,, gâzetesinin diplo- mat muhabiri bu meseleyi mev- zuubahsederken şu sözleri söy- lüyor: “İngiltere siyaseti, çok basit olmakla beraber, Avrupada lâ- yikile anlaşılamıyor. ingiltere si- yasetinin bedefi Fransa ve Al manyanın infirada uğramasına mani olmak, Lokarno muahede- lerinin nazari esası olan Avrupa müsavalini temin etmek, Kellog #Mmisakını imzalıyanların haiz ol- dukları masuniyeti teşmil eyle- mek, ve bu suretle gelecek tah- didi teslihat konferansının mu- vaffakıyetine çalışmaktır.,, ingiliz diplomatının bu sözleri tetkik olunduğu takdirde hakiki vaziyete nüfuz etmek çok kolay. a, İngiltere Avrupa teslihatini tenkisa çalıştığı halde Fransa faikıyetini muhafazaya O haheş- kerdir. Grafoloji mütehassısımız cevâ pveriyor 304 — Az asabisiniz. imiz. ma ehemmiyet vermediğiniz g dikkatinizde az. Kendinize em- niyetiniz fazla. Hadiseleri olurun- dan az kıymetle muhakeme &der- siniz. Etrafınıza ehemmiyet vermez- siniz. Nikbinsiniz. Çalışmaktan ancak ağır ve oturucu iş olmak şartile hoşlanırsınız. Ameli taraf- larınız aşağı yukarı kuvvetlidir. 305 — Siz çok hassassinız. Bu sizi hayalperest yapmıştır. Bana göründüğünüze (omazaran biraz tenbelsiniz. Her şeyi oldu- ğu gibi kabul etmenize rağınen hadiseler (e sinirleriniz üzerinde mübim tesirler yapar. Ne nikbin me bedbinsiniz; fakat kendinizle başbaşa kaldığımız zaman ekseriya bedbinsiniz. Hayatınızda muvaffak olmanın sırn, herşeyden evel (gayri kabil) kelimenin yokluğunu kabul etmek ve çalışmak için bir program yap- maktır. Hayatınızı intizama koy- duktan sonra muvaffak olmak fırsatlarınm ayaklarımıza geldiği- ni göreceksiniz. 306 — Siz çalışkan, az hassas daha fazla ciddi, kendine emi, az mütevazı, dikkatli, intizamdan hoşlanan, dürüst, ameli tarafları- nı fikirle telife muvaffak birisi- hiz. umumiyetle iyi bir adams“ hız. Muhitinize emniyetbalışsınız. 307 — Dikkatli, çalışkan, iş adamı kabiliyetlerine sahip dik- katli, (fikri sabitleri olmuyı kendine de müubitinede emin, nikbin, görüşleri iyi, emelleri az, mütevazı, ointizamdan, süsten, büro işlerinden hoşlanan, biraz dedikoducu, tecrübeleri az biri- siniz. Fazla okuyarak, muvaffak insanları kopya ederek siz de muvaffak olabilirsinir. Kusurları" nız çok küçük ve az! 308 — Dikkatiniz az. Bir şey olsun da ne olursa olsun tarafı- mız çok zaif, Pek intizamıda sev- mezsiniz. Sizi biraz lâfbali tah- min ediyorum. Nikbinsiniz. Ha- diseleri daima kıymetinden eksik görürsünüz fakat ekseriya $inir- ; erinizin değil iradenizin. tesiri ve endişeyi onların ingiliz siya- | altındasınız. Bu sizin için iyi bir i taraftır. inkişaf ettirmeğe çalışın! 309 — Sinirlisiniz. Hususi ha- yatınızda olduğu gibi iş ha; nızda da hırçınsınız. Ne nikbin ne bedbinsiniz. Dikkatli olduğu- nuz muhakkak. etrafımıza pek emniyetbahş görünüyorsunuz. Kendinize emniyetiniz az. 310 — Korkak gibisiniz. Mü- vesvis, vehbam, her şeyden alın- gan, hayalperest, çok sinirli, her şeyi müteenni yapmak arzu- sunda iken işi mütereddit bir safhaya döken, daha fazla bed- bin, kendine emin olmıyan biri- siniz. Halbuki kabiliyet ve isti- tidatlarınız fena değil tecrübele- riniz az. Okuyunuz ve öyle her şeye aldırmayınız. Hayatta muvaffak olmanın yegâne &ırtı atak olmak- tır. Fakat şuurlu hal 311 — Sakin değilsiniz. Umu- miyetle halük birisiniz çalışkan- lığınıza birşey diyemem fakat NY | nefs feragatiniz az ve biraz far” / laca menfaatinize düşkünsünüz- Mahaza bence bunlar kusur de” ğildir. Zaif taralarınızı ele veren ! çok açık adamsınız. * eğ 313 — Çalışkan, dürüst, ken” dine emin, çok nikbin, emellere bağlı, hassasiyeti kendine kâfi; dikkatli, muntazam birisiniz, adamsmız ve muvaffak olma için çok iyi ve kuvvetli tarafla” rimız var, i Tecrübenize devam edisi Bugünkü işiniz, muvaffak ola menin sırrı hakkında size hoc&” hik ed i İki kitap Eseri, Muhlis Etem Bey bevnelmilel panayırında Yaptığı tetkikten sonru almanca bir tez de yazmışlı. Eser iki kısımdan mi keptir, Birinci kısmında panayır ve gi mefhumu, mahiyeti, pazar, ve p/ İyır ve sergi aresmdaki farkı izah mektedir, Bu kısım eserin nazari nt teşkil etmektedir. İkinci kasım panayır ve sergi sunun İdare ve işletilmesine dair © Misimdiy. Bu kıstim tafanmile teni” lerden bahsetmektedir. ; Eserin birinci kısmı on bir tal him ana mehaydan istifade sureti tude (o getirilmiştir. e Nazariyele bahseden 25 sahife küsif biri telte panayır ve serginin, rekabetle rüm ve eşya tedarikinde, arzu merkezleştirilmesinde istihsalin 19” dâki tesislerinden — bahsedilme Bilhassa devletin panayırla als etnebi panayır ve sergilere i selesi; derin derin. tetkik edil Teknik kısım daha çok müteli ları alâkadar etmekle berâber bi çin üzerinde en uz İşlenmiş olan sergi ve panayırlar hakkını mücmel, hemde faydalı, vazıh W totlu malümatı ihtiva etmektedir. Türkivenin iktrsadi ihyasç m ibahis olduğu günlerde, bu okunur okunmax derhal a i totlu eser herkes için faydalıdır” Bu eserde en çök dikkate lâyı taraf, baştan nihayetine kadar nalize edilmiş olmasıdır. Bonn © lisanı, ve vuyuh namma bir ka ye kaydetmek lüzemdır. cv Sudi kütüpanesi bu eseri tam” nında heşretti, Türkiyenin * garplılasması cereyanından Da Gi bu günletde en (ziyade DX lâzim olan şey garbin hayat nüm noktası olan (İRönesins) dir. Rönesans devrini tarih © vı halinde görmek değildir. © ha derin bir ruh cephesinden # lâzimedır. Rönesans — dümeni tirdi. Derebeylikteri merkezi Mi leri, Mutlak saltanatları hale çük beldelerde toplanan sat hareketlerini daha büyük m İre sevketti, İlirde iskekâstiği dağ latte Roma ve Yunan aslına € İtün bunların herbiri ayrı, Di bd /edilecek bir mevzudür. Nİ İseleler hakkımda mücerfet İle olmuk üzre hircok eserleri İt. Fakat kont Gobinonun “9 da böyle mücerret fikirlerd hayat halinde vöneeans z Kont. Göbino bu eserinde “e kahramanlarını almış ol aya ha girmiş, size Ronesansı © ğ dan anlatıyor. po Bu eser bir bakıma Siharel Fakat kuru vakalardan gir rih değil, müşahhas. 2 Ronesansta biz Savanar we jiya, İkinci Jüi, onune /Anj, Mekyavelle harşıl#$ İder cok tipi cemeden vor vi ş Jeseri hir taraftan da ter yyl İsini verebilir. Fakat bu fa tarihi romanlarda yaf? l seccel vak'atar tipler ie el ildir. Tarih kahramnnl” dan konuşturulmuştur” Güzel yazılan eser. lisanla törkeemize #intoli

Bu sayıdan diğer sayfalar: