7 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

7 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

MA || Gençlik Haberleri | İsianbulspor Hüçüklerile Kum w takımı “e futbol Cuma günü darlilfünun meydanm- da yapılan futbol maçında (İstanbul Spor küçükleri) sıfıra karşı (8) sayı ile (Kumkapı) yı mağlüp etmişlerdir.! (İstanbul Spor) sahaya şu şekilde çıktı: Nejat, Kemal, Sami, Efdal, İs Sağ” mail, İbrahim, Tahsin © Mustafa, ie Adnan, İsmail, Orhan Oyun tamaile İstanbul sporun haki. miyeti altında geçmiştir. Her iki haf tayımda çok güzel oynıyan sarı - siyah lar Kumkapılılari mağlüp etmişlerdir. Sultanahmet gençler yuvrsı Haber aldığımıza göre Sultan -Ah- mette (Gençler yuvası) nanında yeni! bir kulüp açılmıştır. Kulübün maksat ve güyesi Sultan Ahmetteki gençlerin #pora karşı gösterdikleri alâkayı daha ziyade kuvvetlendirmek ve Türk spo- Tuna kiymetli uzuvlar yetiştirmektir. Türk gençler birliğinin yeni bir kararı Şimdiye kadar bir Amerikan mües-| sesesinde çalışan (Türk Gençler Birli; ği) bu sene faaliyetine (o (Fatih Halk Fırkası himayesinde) açılan kulüpte devam edeceklerdir. “Türk Gençler Birliğinin bu yeni ka: rarı şayanı tebriktir. Akhisarda tenis faaliyeti gün xeç- tikçe inkişaf - etmektedir. Akhisarm bilhassa İş bankasının memurlarıdır. rubunda ale mmm güre bu senel (Her akşam tenis masasında İş saat kışlık faaMye-)leri haricinde çalışan bir gençlik göze (Gençler temaşa grubu) te 15 teşrinievel perşem aklardır. "o akşam gençler Vedat Nedim b yin (Kör) isimli eserini oymyacakla dır, Geneler bu eser için çok çalışm: tadırlar. Gençler birliğinde ae birliği 6 teşrinievel| salı günü (İnsan sarrafn) plyesini tem- si edecektir. Programda birçok zen göt iumaralar da vardır. Müsamere gündüz onleaktır. N defol dışarı. mahfeli Gamer faaliyetini tatil, (Kapı yine çalınır.) pir iyet Gençler mahfeli)! Mehmet — Zaten dışarı çıkacağım. eden (Cümhuriyi Kap çalmıyor. Ben gelinciye (okadar cektir. mi Beyoğlu Halk Pir'sen bunları yut. (Dışarı çıkar.) da çalışacaklardır. 10 teş YEDİNCİ MECLİS çarpmaktadır. Faal bir (tenis grubu görülmektedir. Bu grup (İzmirdeki (K. S. K.) kulübü tenisçilerini yenmiş; lerdir. be günü başlı | Geçen sayımızdan -mabaat | | “Ali Riza — E artık sus yetişir. Sen beni çıldırtmıya mı geldin Haydi eg Hi lerini (Al Riza yalniz) ilk müsamerelerin ; ) sm dir öneki muvafakıyeti Ali Riza — (Kendi kendine) eyvah- yenir z İlar olsun şimdi ne yapmalı hep bu diy — 5“ menhus uşağı © kabahatleri (fakat İben ne diye buradan ayrıldım ya İgelenler şimdi onlarsa ben ne yapaca- Mehmet pencereden görünür) Beyefendi Sündüs Ha - Yeni Bilmecemiz Yeni bilmecemiz. şudur: a Yedi harfli İstanbulun maruf bir/ğvm. ( imi gö Mehmet — semtiyim 123 harflerimi görümce RR korkarsınız 5, 4, 3. 5.1 harflerim ne pe ML işi Bran ei im in atlarda bulumur.'ne yapmalı (fakat birdenbire) peki pe- tenis faaliyetine önayak olan gençler'rü Selim bey, AVUKAT Akhisar gençleri nasıl çalışıyorlar ? Akhisar gençleri tenis sahasında canla başla çalışıyorlar. Ve Akhisar tenisçilerinden bir grup 1 — Akhisar Iş pankası müdürü Ö-layrı iki telle Manisa İşbankası müdü- bir galvonometreye raptedip öte- mer bey, 2 — 3 — Köşklü zade Ragıp bey, 4 — İş bankası muhasebecisi Zi- ya bey. 5 — iş hankasmdan Meşhut bey, 6 — Manisa İş bankası muhase- becisi Celâl bey, 7 . Akhisar İş ban- kası müâmelât memuru Ahmet bey, $ — Fuat bey, 9. Nihat bey. SEKİZİNCİ MECLİS Ali Riza — Sündüs — Melimet ii psi Riza — Buyrun valide . hanım, İşimi aşağı yukarı ey- a üyeli Balamon geldi Sündüs — İlâhi avukat efendi ne sabuk yanımdan kayboldun ayol ora- da avukat efendi burada (avukat © fendi. © Avukat efendi yok yerinde yeller esiyor, < Az kaldı kızacaktım, fakat yine vazgeçtim. Mehmet — (Lâfa Karşı arak) kızâr- sanız soğuk su dökünüz en (birinci ilâçtır. Sündüs — Ayol sen yine buradami- sın musibet gözün kör olsun inşallah (Mehmede sopa ile Yurmak ister Ali Rıza mâni olur.) , Ali Rıza (Mehmede) — Mehmet sen karışma Sus, Sündüs — Sen karışmıya sen karı- 4, 7 harflerim bir notadır. 2. 3 harf- lerim Fransızcada uzun kulaklıya Yve- içeri al (Mehmet gider). > Ali Riza — (Kendi kendine) şimdi yegüne çare koca karıyı kandırıp bu ii şmca benim bütün Sinirlerim tutuyor. (Sinirleri tutmuş gibi Yapar ve tit Mihael i Faraday Bugün kü medeniyetin banisi olan harikulâde adam bundan 100 sene evvel dinamoyu keşfetmişti Bu hafta bütün dünya matbuatı Faradayla meşgul, çünkü yer yü- zündeki fen adamları onun keşif- lerinin yüzüncü senei devriyesini tesitle meşgul. Onu hatırlamak ve ona medyunü şükran olduğunu göstermek yalnız o İngiltereye ait olmayıp, bütün beşeriyete taallük eden bir borçtur. Çünkü, bu adam ufak bir keş- file şimdi gecelerimizi o gündüze çeviren, şehirlerimizi aydınlatan, tramvay' işleten, bütün €- lektro — şimik (o sanayit çalıştı- ran elektrik kuvvetini kabil kıldı. Binaenaleyh her medeni adamm Faraday hakkında bir şey bilmesi ve böylelikle kalbinin ona karşı te- jşekkürle dolu olduğunu gösterme- si iktiza eder. Bundan yüz sene evel lâboratu- varında çalışan Faraday eline de- mir bir çember alarak iki tarafını sardı. Telin birini kisini bir bataryaya bağladı. Ce- reyan kesilip raptedildikçe zalvo- İnometre geçici bir cereyan göste- riyordu. Böylece (1831, 29 ağus- tosunda) Royal Enstitutionda Fa- raday dünya fen (adamlarına bur! günkü elektrik sanayiinin babası! olan mıknatısiyetten nasil elektrik cereyanı elde ettiğini gösterdi. Bu bir tesadüf eseri değildi, seneler- denberi bunu elde etmek icin çalı şıyordu, ve her zaman (meticesiz) kelimesile biten tecrübeleri, niha- yet' bir netice vermişlerdi. Yedi İ bir mıknatısı birkaç natıp cereyan elde ettiğini müşa- hede etti, ve birkaç gün sonra (Royal Sosyeti) de (bakır par- çasını hayvan nalı şeklinde büyük bir mıknatısın etrafında döndür mesile ilk sahici elektro — mıkna- tıs makineyi inşa etti. Böylece on günlük parlak bir tecrübe “devre- sinden sonra elektro — manyetik endüksiyonu esas prensiplerini gös (Lütfen sayfayı çeviriniz) Aksaray gençler mabfelinin mü- sameresi | O1 teşrinievel perşembe giinü akşa- mı (Aksaray gençler yurdu) Davut paşa orta mektebinde yeni bir müsâ. mere vermiştir. Bu müsamerede genç- ler ikinci defa olmak Üzere, Molyerin (Zor nikâh) isimli eserile, Reşat Nuri beyin (Arapça değil mi, uydur uydur söyle) namındaki komedisini oynamış lardır. ... Zor nikâh bundan dört sene evvel ayni gençler tarafmdan Güzel san'at- lar birliğinin birlik tiyatro mektebin» de muallim Celâl Hüsnü bey tarafın- dan sahneye konmuştur. İlk defa eser oynandığı zaman bü- yük 'muvaffakıyetler kazandı. Fakat bu muvaffakıyet zaman geçtikçe ve her yeni oynanışında güzelliğinden bir parça daha kaybediyordu. İşte perşembe akşamı (bu eserin artık tamamile bozulduğunu gördüm. Bilhasa Şinasinin bütün-kudretine #ağ Sündüs — (Birdenbire) kanzi Sala- men fena oynuyor. ... Bayat Nari beyin eserine | gelinci gençler bu eseri de iyi oynadılar. Fa- Mehmet — Senin kocan. Siindüz — Hani hani nerde güster- sene ayol. Ali Rıza (Mehmede) Mehmet Sa- lamonu dişarda alıkoy. Mehmet — remermi ireceğim diyor. Mara ve Fakat şimdi ikisi karşı harşıya gelince mesele şatallaşacak !(Salamon yavasca kapıdan içeriye gi- İrer Sündüs görmez). Salamon — Maşallah maşallah 2 vukat efendi (Ali Rızayı göstererek) Bu da kim? Mehmet (Şaşarak) — Hiç o da avu- beyefendi rakası (o toplıyanlarm vazıh kat kaç senedenberi mektep ve amatör sahnelerinde oynanan bu eseri oyna maktan ne çıkar? Dekorcu Geçen haftaki bilmecemiz şu idiz Pederin vaşı 46. valideninki 36 kızınki £&dir. 46 4-36 -4-18—100 Bilenlerin perşembe günü öğleden sonra matbaaya müracaatla takdir va- rakalarını aldırmaları. Gençlik bilmecelerinden 5 takdir va- varakalarmı adresle bir zarf (o dahilinde vilen isimdir. 7, 4, 5, 1 harflerim De” san akıllıdır. Ben neresiyim bulabi diniz mi? Doğru halledenlere birer takdirna-Javukat ef me varakası hediye edilecektir . dibine mi geçtin. işi yoluna koymak (Sündüs gelir yi ne kendi kendine konuşmaktadır) Hu Teci eden: Doğan Yıldız ilerledi Esas yolun fenalığı Şir başlıyordu. Her adımda elimi Mazu- ra uzatarak onu arkamdan çekiyor. dum. Her adımda boğazımıza kadar bataklığa gömülmek tehlikesi vardı. Bazur: “Alahım, me berbat yon Deni Kesif bir sis gölün Üzerini kapla sık bir kayık ile suyun üze. şt, Bas ne Taği harekete başladık. Hafif o bir ir sisi dağıtıyordu. Sazların g& cırtısı! i K la ndan başka ses yok. Kamış rın arasından ördekler arasıra ürke- rek uçuşuyorlard. ||| etirdiniz., diyordu. “Biraz daha Ma. Üyle bir yere gelmis am dibe zor, müsterih ol, delim. Elinden tahrik ettiğimiz Sıkı bir sazlktan| çekerek yürüdük. Nihayet geçit nok- ne yetişmiyördü.. ordu. Bulutlar) tamıza gelmiştik. Kızılcak (dalları kayık zor yo kmıştı. Hafifçe ay-| arkasında tevakkuf ettik. Islak par- dağılırken ay 6" ndan işaret etik mağımla rüzgâr istikametini tayin dınlanan e li gözüküyordu, İediyordum. Rüzgâr şimalden esiyor. ğim kızılcık si 7 eli gelmiş-| Bizim için çok iyi. İs mıntakasınâ, Bir kayın ağacını gece dürbünüm- i ri devam e-| Je gördükten sonra ilerlemeğe başla- e ark ve ara) dik. Önümüzdeki Ras ileri karakol amda yosunlu su birikintileri çizik) Jarmm e m sanmeştimiümnd küyordu. Çizmelerimizin boğazma| yordu. İki üç defa ürken bir karaca kadar bata çıka çayırlığa gelmiştik.) yüzünden on dakika adar gizlen- Bataklık haşaratından (*kur'ulmak meğe mecburolduk. Muzar biraz İçin eldivenleri takmağa mecbur ol! korkuyor gibi idi. Yüksek bir çayır. duk. lıktan sonra (sıkı bir surette ağaçlar. Bir saat bu tarzda bataklıkta) lakapalı tepeye geldik. Son birba efendi nerelerdesin âyol yerinjya bak kimdir rer) bu esnada kap! çalmır (Ali Rıza Mehmede dönerek) Mehmet git kapı Mehmet gider (bir az sonra gelir) taklık, dize kadar çıkıyordu. Gece Rusların burada bulundukları an- laşılıyordu. Şimdi sürünmek ve bu suretle ilerlemek - lâzım geliyordu. Mazur (ceketimi yaakladı parma. ğrile burnunu işaret ediyordu. Ben de kokuyu aldım. Sönmek üzere bu lunan bir mteşin kokusu idi, Dürbü- nümle etrafa baktım bir şey göre mediğimi Mazura işaretle anlat tım. Bir çukurdan etraf, gözledik- ten sonra ayağa kalkarak çayır Üze- rinden ikinci bİr çukura okadar) yürüdüm. Küçük bir cayırlığı da geçtikten sonra el sikarak vedalaş-| tık. Küçük kayın ağaçları arasında Mazur gözden kayboldu. Karar verememiş bir tarzda ora Vakıt idarehanesinde gençlik sayıfasi muharrirliğine göndermeler” rica olu- nur. İsimleri ve hediyeler; bilâhara kat, Ali Rıza (Hayret eder.) Salamon — Maşallah iki avukat yan-| yana yelmiş. ( Birmedi) i «yol da yok. Matradan uzun . bir yudum rüm içtim. . Yola koyuldum, isterse ar kamda ifrit olsun. Öyle de (o böyle de burada kalamazdım. Birçamur çu- kuruna O gelmiştim. o Dürhünle bak-i tığım zaman. bir Rusun Ouykudan kalkmış, ayakta bir şey içmekte olda gunu gördüm. Tabana kuvvet ir. mak şurada, büyük kayın ağacı âz daha ilerde deyip ilerlerken. Civvv.. Bu İlk kurşun. Biraz hava.. hava der. ken ünifermanın yakasmı yır!tım. Ve kaym © ağacma doğru kosmağa baş- ladım. - Sırsıklam. ter içinde biri miktar ağaca yaslandım. Bir kurşun da sağımdan geldi. o Kurşunu atan; Rus ileri koşarak göl civarından yo-| da bir müddet kaldım. Hemen avdet etmek mi yoksa tekrar geceyi (o bekle! mek mi lâzmd. OEmmiyetsizlik ve! kararsızlık içinde İdim. Meğer bu- nun sebebi varmış, Ben Mazmn bir şey görmediğimi söylemiştim fa» kat hakiaktte sönmek Üzere olan ateşi ve iki kaputlu askeri görmüştüm. Şüp- hesiz bunlar Rusların ileri nöbetcisi, idi, Galiba bunlar orada uyumuşlar- dı. Şimdi Oben bu uzun çayırlık Tunu bataklığı nasri geçeceğtim. li, lumu kesmek (o istiyordu. Diğer bi- risi de. diğer cihetten koşuyordu. Sü. ratle düşündüm ki obu Rus benden! evvel. göle vâsıl -olmanıslıdır. Aksi| takdirde her sey benim için mahvoj.| muştur. Ben de tüfeğimi oORuslara çevirdim. o Derin bir nefes aldıktan sonra ateş ettim. Merminin gü. rültüsünü Oomüteakip ileri | atıl. dım. Yolumu kesmek istiyen» © Rus yere oturmuş (başı göğsü üzerine) sarkmış — İçini çekiyordu. lân edilecektir. — Ateş etmeli. lâzim!. Arkamdan birbirlerine larinı işittim. Vahşi (o bir hayvan gihi sazlıklar arasına — atıldım, Yürümek mümkün değil, Kamışları oyan traaf iterek yavaşça © İlerliyebiliyorüm. Şimdi göğsüme kadar suya girmiştim. Kayık çok uzakta oraya yetişmenin imkân yok. Su üzerinde sesler (basladı. Beni ne suretle yakalamak mümkün olduğunu konuşuyorlar. Benim'ka- yığı bulmuş o birkaç kişi içersine oturmuşlardı. o Müthiş yorul , İk- tidarım bitmişti, Bin ieiliği ii duğum © yerde durabiliyordam. Bağırıyorlardı: — Siz kayıkla sola taraftan! Şuracıkta Canlı yakalamak bağırdık- gidin, biz sağ N olması lâzım! Kımıldıyamıyordum fakat gittikçe de rine — batıyordum, Su seviyesi .du- daklarıma çıkmıştı, Beni takip edenler on adımdan daha © yakında bulunuyorlardı. — Eğer köpoğlu boğulmadı ise Şuraya saplanıp o kalmış olması lâ- zem, A e 2 e ŞA e eş dai a ik

Bu sayıdan diğer sayfalar: