8 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3

8 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

& Şehrin güzelliği inşaatının cephele- ride mütenasip olmalıdır —— Mimar Muzaffer B., evvelâ ka- nun ve program lâzım diyor Ankaranın plânmı yapmak zere davet edilen şehir mütehassisı M. Yansen İstanbulda yeni yapılan inşas- tn şehrin güzelliğini — bozduğunu i- leri sürmüştür. Bu hususta, şehrimizde birçok in- şaat yapan (İmar yurdu) müessisle- rinden Muzaffer bey şunları söylemek tedir: M. Yansenin o söyledikleri aynen varittir. Esasen İstanbulun imarı meselesinde evvelâ, yapılacak inşaa-! tın irtifalarına göre (ocaddelerin tef-| riki iktıza eder. Meselâ bir caddede! Ser katlı, diğerinde 10 ar katlı bir diğe| irnde 4 der katlı inşaat yapılmalıdır. Bundan başka apartımanların irtifa-| larıda caddelerin arzile mütenasip olmalıdır. Hiç süphesiz ki dar biri cüddeye yüksekliği (fazla inşaat ya- pılması doğru değildir. Ayni zamanda inşaatın cepheleri de mütenasip olmalıdır. Meselâ: 30 metrelik bir binanın (yanında 6 metre yüksekliğinde bir bina / yapık ması elbette doğru değildir. Ve bun lar tahiatile | şehrin güzelliğini kay- isa Bu arada birçok semtlerde zi östermek kahildir. Şehrin yük fazla müsait sek ii i yapılmıya en yerlerinde biri Mastafabiesipe caddesii'r. Halbukı burada 5 - ei yüksekliğinde binalar yapılmak- “hir. kr gi hakikat dahilinde şüphe etme gibi idir ki, M. Yi dediği ” ve abidelerimiz güzelliğini kay ektedir. a meselede tarihi sas bir nokta tutarak > ması ve bu kıymetli ev ai 3 iürnd abilmek ei ır. Buna mâni Ol m için plânların bir program a dahilinde çizilmesi lâzımdır. PA ye inşaatın Yapıl intizam-| ele bu me Sizi bugün belediye sele ile katiyyen meşgul Yk Gönderilen » inşaat projeleri | ŞöYe tetkikten © geSİ beri inşaatın sağlam olup (olmadığı tetkik edilmekte ve her talibin müra- 1 edilerek Malettayin “—. yerleri satılmaktadır. Şurası ki: Belediye bü suretle şehrin menfaatine değil, güzel liğini boğmaza bizzat çalışıyor, de - ma A Mısır polis müdürü Ankaraya gidiyor ğ Şehrimizde bulunan Mısır Polis müdürü Russel Pş. cumartesi günü Ankara iderek dahiliye ve- i Şike Kaya Beyi ziyaret kili edecektir. Russel Pş. müdürümüzle tanışmasının iki memleket ara- sında dan mücrimleri takip noktasın- çok faideli neticeler vere- Sesil Yazan: Jacgues La Guercho —14 Artık Piyer, lâboratuvardan emin adımlarla gesiyorde. Sesilin — nun nezareti al- ar yaran muvaffakıyetle > ziyordu. Hatta genç kri dale an en son tecrübeyi daha iyi bir koku alabilmek için di- fer üç gün geçiktirmişti. Bu münasebetle, Piyer, Süzan ie başbaşa kalıp ona, eskisinden daha fazla âşık olduğunu his bile ettirmiş- ti. Sesli, bunları görmüş — kalbi #ikışmakla beraber sesini o Çıkarma- miştı, Babası artık iyileştiği için Piyer eski işinin başına geçebilecekti. Pi yer bundan memnundu, çünkü, ba basına, hasta olduğu zamandaki gör düğü işleri devrederken, Süzan ile daha sık görüşmek fırsatım bulaca- ğını düşünüyordu. Piyer babasrma: — Bir iş daha, dedi, Fiğrdeliler rp Gümrüklerde: Lüzumsuz himaye- ler kaldırılacak umum senayi müdürü Şerif bey İzmirden geldi izmirde bulunan senayi umum müdürü Şerif bey şehrimize gel- miştir. Bir hafta sonra Ankaraya dönecektir. Şerif bey dün şu sözleri söy- lemiştir : “ — Türkiye senayiinin inkişaf İ kabiliyeti pek büyüktür. Bu sa- hada daba seri adımlarla yürü- İ yebilmek için himaye şeraitini ıslah etmek lâzımdır. Biz kanuni bazı ıslâhat hazırlamıştık. Bunlar hakkında istanbul, irmir ve Burta da tetkikatta bulundum. Burada daha bir hafta kalarak kaldırmak ve nim mamulleri de memleketimizde imal etmek şe- raitini temin etmekle beraber bunları ii di; #enayiin fuzuli e va nn ballar temin edecek usullere raptetmek esbabımı hazırlamaktayız. Belediyede. Otobüslerin durak yerleri Otobüsler ( talimatnamesinde Beledi; otobüsler lar rar durak pi Ea masi mecburi idi. Bu hususta faaliyete başlanmış, durak lâvha- ları yazdırılmıştır. Yakında tesbit” edilecek olân yerlere asılacak ve otobüsler bu yerlerden başka hiç bir yer. de duramıyacaktır. Yıkılan duvarlar tamir edilecek Ortaköy ile Beşiktaş arasm- daki saray duvarları bundan iki sene evvel yağmurlar yüzünden yıkılmış, molozlar caddeye dö- külmüştü. Belediye bu duvarları tamire karar vermiştir. Nümerotaj tashih edilecek Evvelce Belediye tarafından yapılan pümerotajın yanlış oldu- ğu için düzeltilmesine Dahiliye vekâletince karar verilmiş ve keyfiyet Belediyeye tebliğ edil- mişti. Elyevm şehrin muhtelif semt- lerinde tahriri musakkafat heyet- leri çalıştığı için bu tashihatı bu heyetlerin. işlerini bitirmele- mpi ile hâlâ anlaşamamıştın. İşte, ben anlaştım. Onlara biz mal vereceğiz. Ihtiyar Dütriyö haris — bir hare. ketle ellerini uzattı; — Ver, dedi, Mukaveleyi aldı, okudu, yüzün- de bir tebessüm belirdi: — Hiç acemi değilsin, dedi, na- srl becerdin? — Hep ayni usul: Birzat gittim. — Brüksele mi? — Evet, bir günde. bile varmadın. İhtiyar, ikinei defa olarak mem- nuniyetini izhar etti. Piyer, mütevazıane: — Güçlük çekmedim, dedi, hem lâboraturarda matmazel Kolomp ba- na çok büyük yardımlarda bulunu yor. < — Namuslu kız. Fakat. İhtiyarın alnında çizgiler peyda oldu. Sen farkına Günün Haberleri Doktorlar arasında Fridman aşısı işe yaramıyor mu ? Meselö tekrar pararetlendi, Fuat Sabit B. cevap veriyor Fridman verem aşısının memleketi- mizde tatbik ve tamimine çalışan dok- tör Fuat Sabit beyje bazı doktorlar» nuz arasında bir zaman evel münakaşa geçtiği karilerimizin Son bir iki gün zarfında Frldman a» gisi bahsi yeniden tayelenmiştir. Bir sene evel, aşı hakkında doğ- ru olarak söz söylemek için bazı dok- torlarımız tetkik ye tecrübe yapmak icap ettiğini ileri söymüşlerdi.. Dün ,bir akşam refikimizin haber verdiğis ne göre ağt üzerinde doktorların yap! tığı tetkikler ve tecrübeler (o nihayet Pridman aşısının hiç bir işe yarama. dığını ispat etmekle peticelenmiştir. “Fridman,, taraftar, doktor Fuat Sa- bit beyle görüştük. şu izahatı verdi: — Tevfik İsmajı bey eveldenberi bu aşıya muarız olmuştur, ve el'ün da bu yolda devam etmektedir. Prid- man aşisinin fen hapici olduğunu id» din eden Heğbeliada günatoryomu ser tabibi unutmamalıdır ki Fridman & şısmı müdafaa edenler arasında, Al manyanm ve bütün dünyamın en nam lr üstat ve kâşiflerinden profesör Duhrssen, Krans, Krusc, Sehbich gibi zevat vardır, Ve bunlar bu Aşı. nın lehine yüzlerce misal gösteriyor. lar. Muarızlarımın tecrübe ettik de- dikleri şey benim kendilerine * verdi- ğim 14 aşıdan ibarettir. Fridman &- Şısını kullanıp faydasını gördükleri- ni iddia eden bütün doktorlar şurada müttefiktirler ki aş; muhtelif dere. celer ve tatbiki çok dikkat © ve itina, çokça pratik istiyen bir aşıdır. Her vak'ada mutlak şifaverdiğini iddia eden Yoktur. Münasip vak'alarr seğ- mek ve hastalığın seyrine göre uzun veya kisa zamanda tekrar etmek #$t nın elifbesi makamındadır. Kendileri bu kadar yüksek bir id diaya hak kazanmak İçin bu moktala- ra ne dereceye kadar riayet ettiler? Bunu sormak hakkımdır. Gösterdik- leri misallerde de söylüyorlar ki bü- tün vak'aları ilerlemiş ve şifa ümidi çok kerre kaybolmuş — vak'alarımış. Fridman aşısı vücuttaki — tahribafta muvakkat bir salâhtan başka bir şey vaadetmiyor. Ben şimdiye kadar yü- zü mütecaviz vak'amda başka hiç bir) tedavi ile alınamıydösk © kadar seri şifa kaydettim. Bunu isbat edecek elimde düzünelerle hâstaların teşek- kür mektubu vardır. Fridman © aşısına karşı bu fazla düşmanlığı anlıyamiyorum, Verem gibi amansız bir hastalıkla elimiz. den ne gelirse hastaları yapmak bor: cumuzdur. o Bahsettikleri hol zıda,i bol hava, istirahat” — Ama kında kendisine bir $ey söylemiş ol mıyasın, Piyer babasını skmak istemediği) — Düşüncelerimiz mi, dedi, hayır, sadece ona ben yokken yapmasi la. zım gelen bazı şeyleri tayif ettim. — Tedbirli bir hareket değil, Her! halde bü sırrı kendine saklamalı idin? — Başka ne yapabilirdim. Vade gelmişti. Muhakak kendim gitmem Mâzımdı. — İnsan hiç bir zaman kâfi; dere cede tedbir almış bulunamaz, önce muvafafk olmalı... — Her halde bâba, boşuna merak ediyorsun. Birkaç güne kadar gele ceksin. - Artık yüzdük, yüzdük kuy- ruğuna geldik. Piyer, başka dosyalar açıyordü. — Esasen malımızı Lanse etmek için her şeyi yaptım. İşte bir reklâm projesi. Gazetelelerle mukavele pro jeleri, Bütün bunları istersen yarın konuşuruz, buraya gelmekle zaten iyi de etmedin. Yorulacaksi ndiye ker. kuyorum. — Hiç yorulmuyorum. Getir ba. hatırlarındadır.! Adliyede : iki roman hakkın- da karar | İki neşriyat davasında beraet kararı verildi « Arzu ile Kanber » ve «Şey» (tanın kizi » romanlarından dola- yı açılan müstehcen neşriyat davaları, istanbul ikinci ceza | mabkemesinde neticelenmiştir. Mahkeme muharrir Muharrem | Zeki, tevzi memuru Yusuf Ziya, | Matbaacı Aziz ve Ahmet Kâmil | beylerin beraetini Ukararlaştır- mıştır. Bir şarkının ve pilâ; lenen söylenmesi nın lınması menedildi Adliyece bir şarkının alenen tegannisi ve plaklarının çalınma- si menedilmiştir. Bu karar, ceza kanununun 428 inci maddesi mucebincedir. Bu maddede, müstehcen ve hayasız- ca yapılmış şarkıları alenen te- ganni edenlerle bu kabil gramo- fon plakların çalanların bir nacakları, otuz liradan elli liraya kadar ceza verecekleri yazılıdır. Necmettin a k laa ri Evvelce istanbul müddei umu- mi muavinliğinde, Galata sulh hakimliğinde ve devlet şurası davalar dairesi (o muavinliğinde bulunan Necmettin bey, avukat- hik sahasında çalışmağa başla- mıştır. Kıymetli hukukçularımız- dan olan Necmettin beye, yeni faaliyet sahasında da muvaffa- kıyet temenni ederiz. Arif Oruç beyin davası istanbul ağır ceza mahkeme- sinde, dün “Yarın, gazetesi Arif Oruç bey ta- rafından “ Cümburiyet ,, gazetesi aleyhine açılan davaya devam olunmuş, muhakeme, ikinci ce- zadaki 2. dosyasının an için on dört teşrini evvele bıra- ılmıştır. onların tesirlerini biz inkâr mı ed ruz? Kalmet aşısı hakkında da birkaç söz söylemeden geçmiyeyim: Bunun faydası henüz meşkik ol- makla beraber zararı (olduğu nrtık Almanyada ve birçok Avrupa memle.i ketlerinde tahakkuk etmiş ve bir kısi mında resmen menedilmiştir. Alman. yanm maruf profesörlerinden Much, Kalmet aşısından bahseden makale. | sinde bunun şarlatanlık olduğunu ya zıyor, Ve bahsedilen ortodoks tıp üle masını kastederek Zolanın o tabirini! kulanıyor, ve makalesini; accuse,, diye biliriyor. — Mukaveleler imzalanıp ilinlar başlayınca. Duvar iânlarını gelin. ce on, nihayet on beş günlük bir iş. — Biliyor musun. Ani ve büyük bir darbe vurmanın zamanı geldi, hatta geçti bile. Hele sen söyle heni bir an yalnız bırak. Fabrikaya bak! bakalım. Sonra gelince konuşuruz. | Piyer ancak bir saat sonar geldi, Bir sürü işleri vardı. İhtiyar hali dosyalarla meşguldü. — Hakkım var oğlum, dedi, bize en iyi şeraiti. Leganyel yapıyor, Hemen telefon et, kabul ettiğimizi söyle, Piyer, babasını çalışır görmekle hem memnun, hem de müteessir olu- yordu. Reddetmenin boşuna olduğu. nu bildiği (İçin telefon etti, Ertesi günü komisyoncu , Leganyel gelip de mukaveleyi imza edince ihtiyar gençleşmiş göründü, Bir ayağını gü. rüdüğü belli bile olmıyordu, Gidip! fabrikayı gezmek istedi, Her tarafta intizam ve faaliyet aydan altı aya kadar hapis olu- | misafireten mukim Amca beyefendi canibi âlisine, Efendim, Evvelen mabsusen selâm edip hatırı nazikânelerini istifsar ey- ler, badebu ol taraftaki cümle ih- Bursada vana ferrade ferrade selâmlar gönderirim, Ahiren bu tarafa gönderdiği i niz bir mektupta namı çakirane- me bilcümle elkabımı zikreyle- yerek selâm ve senalar gönder- meniz badii (hazzü sürurumuz oldu. Hemen cenabı hak oradaki | eyyamınızı elemsiz, kedersiz ge- çirip Marmaradaki herhangi bir kazaya uğramaksızın oAsıtanei Aliyyeye avdetinizl nasip ve mü- yesser eyleye. Bu tarafta rüfekadan felek ve Abidin Daver ve Yusuf Ziya Beyler selâm ve dualar edip kendilerini selâmdan O feramuş eylediğinizden dolayı serzenişte bulunurlar. Amca Tevfik Bey dahi hassatan dualar eyleyip gözlerinizi takbil eyler. ... Konuşma ve yazı lisanı Sadri Etem matbaada anla“ tıyordu: —Benim bir davam vardır, derim ki konuşma lisanı ile ya- zı lisanı birbirinin ayni olmalı, Bu dava kazanıyor. — elindeki gazeteyi uzattı — işte sana yeni bir tefrika: (Se... Se... Seviyorum!) Bu tefrikanin #muharriri peltek- tir ve yazıda peltekliğin temini mümkün olmadığı için kekeme olmuştur, ... Istanbulun bir tarafı Vâlâ Nurettin, istikbalde İs- tanbuldan manzara çekecek o- lan sinemacılara İstanbulun gü- zel yerlerini sağlık veriyor. Bu yerlerden birisi şudur: “Beyazıt kütüphanesile Beya- zıt camisinin arası. (Güvercinle- rin bulünduğu yer), Tarife göre orası İstanbulun ecnebilere gösterilecek değil, yerlilere bile kapanacak bir kö“ şesidir. Vakıa orada güvercinler yem yerler, ama, ya insanlar... Toplu İğne Şehir haberlerimizin bir kısmı # üncü sayıfamızdadır. zannetmiyordum.. Şimdi senden iftihar duyuyorum oğlum, İ Bu ciddi adamın sözleri Piyeri se vindirdi. Birçok zamanlar | babasr kendisine haksız. muamele ederdi Fakat buna rağmen kendisin; severdi, Onun — çalışma ve metanetine hayran olurdu. — Birdenbire hastalanışı ara- larındaki © rabılanın © kuvvetini de meydana çıkarmıştı, Ertesi günü mösyö Dütriyö eski âdeti veçhile, fabrika o kapandıktan sonra da yanhanede kalmak İstedi, Amele gidince, Piyer, onu her zamân. ki devrini yapmaktan menedemeği, — Emin 0! baba, dedi, her ŞEY yer li yerinde, oEve gidelim. Yine has. talanacaksın. — Hasta mı? Hiç değil. Ben çalışır. sam iyileşirim. — Eh, Mademki istiyorsan, gidelim. Bahçeden geçtiler. o Devirleri 'âbo- ratuvarda bitecekti. o Oraya yaklaş. haydi vardı. Oğlunu tebrik etti: — Piyer, iki gündür gördüklerim beni temin ediyor. o İtiraf edeyim ki seni bu işleri obecerebilecek Okadar tıkları zaman bir koku burunlarına geldi. Mösyö Dütriyö: — Tuhaf, dedi, görüyorsun ki iyi ki bu tarafa gelmişiz. itler...

Bu sayıdan diğer sayfalar: