14 Ekim 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2

14 Ekim 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

7) — VAKTT 14 Töşrinevvel 1931 e a a e TicARET ihracatçılarımızın günü gününe çın - Japon ihtilâfını! bilmelerilâzım Dahili n Hileli | Son | Cemiyeti akvam gelen kararlar | isterlin dün 819 kuruşta kapandı, piyasa | salâha doğru gidiyor | Dün kambiyo borsasında rası 515,75 kuruşta açılmış, ruşta kapanmıştır. Dört bin isterlin satılmıştır. Dolar 47,50 de açılmış, (155 te kapanmıştır. Beş bin dolar satılmıştır. Fransız fraogı 12,06 dan| 0 frank-| İngiliz! $19 ku- muamele görmüş ve 7 ik musmele olmuştu İngiliz lirasının o sükutu üzerine piyasada hasıl olan sarsıntı günden güne salâha doğru gitmektedir. Gün- lerden beri devam eden müugmeleler- den de anlaşıldığına göre İngiliz lira sı bu fiatlar üzerinde duracaktır. | İhracat maddelerinin vaziyeti | Başlıca ihracat maddelerinin bu! seneki vaziyeti şu suretle tesbit olum- muştur: İ Bu sene arpa mahsulü geçen se! neden azdır. Dünya arpa istihsalâtı! geçen sene 24 milyon ton idi. Ru s6 ne ise 18,5 ton kadar tahmin edilmek tedir, İstihsalât vaziyetine göre fi-| atlarda yükselmek meyli vardır. Yün fiştları sabit kalma ber muamele miktarı artm; Üzüm piyasası oyükselmeğe mey:| yaldir. Üzümlerin bu seneki çok iyidir. Müşterilerimiz üzümlie rimizin bü seneki kalitesinden çok memnundurlar. İncir mahsulümüz de bu sene açık renkli ve bol usareli olduğundan Av, rüpa piyasalarında maktadır. Hamburgta marka satılmaktadır. Fındık fiatları da yükselmektedir Antimuvan isteniyor Bir Alman müsesesesi ihracat o fisine müracaat ederek (o memleketi! mizden antimuyan madeni almak iste- diğini bildirmiştir. Bu müessesenin! a bera- r aliteşi iyi fiatla satıl z kilosu 26) alacağı maden ayda 70, 75 caktır. ton ola» Pamuk zer'iyatı Amerika hükümeti bu sene pamuk seviyatının yüzde 25 nisbetinde nok.) san olmasını esas itibarile kararlaş-| tırmış gibidir. Buhranın tamamile kaldırılması için daha ne gibi tedbir.) lere ihtiyaç olduğu tetkik edilmek- tedir, Buğday fiyatları Şehrimizde buğday fia rakkiye doğru bir hareket yoktur. Buğday 5.20 kuruştan 4,20 kuruşa; arpa 4,20 kuruşa, beyaz misir 4,30) kuruşa, sarı mısır 4 kuruşa, fındık 0 kuruşa kadar satılmaktadır. Yağlı peynirin tenekesi de 775 ku ruşa kadar satılmaktadır. Fakat son günlerde balığın fazla miktarda gık) mâsi peynir sarfiyatı üzerinde ken- dini göstermiş ve peynir (satışını azaltmıştır. İhracat ofisinin tebliği İstanbul, 13 (A.A) — İhracat ofi- sinden tebliğ olunmuştur: Avrupada son günlerde iştidat| eden iktısadi buhran dolayısile her hükümet kendi memleketinin kambi| yo ihracının men'i veya takridi, it halâtın tahdidi ve yahut gümrük re- simlerinin tezyidi gibi Türk ihracat-| çısını yakından alâkadar eden ve ih- racatçılarımızm günü gününe haber dar olması Jâzım gelen kararlar itti haz ediyor. İhracatçılarımızın şu si- rada dikkat ve teyakkuzla iş görme- lerj ve mal gönderecekleri memleket- lerin ittihaz ettikleri bu (kararları istanbulda: - Dördüneli “Waka: handa) Thracat ofisine müracaatla öğrünerek ona göre muamelede (bulunmaları ehemmiyetle tavsiye olunur. ında te — mama raktı.. Maşaya yaslandı... Dudak- larını kıvırarak göz ucile oda- daki misafirlerin hemen hepsine | ayrı ayrı baktı.. Sonra, bir çar- şafh kadının önüne uzattığı ev- rakı imzalarken cevap verdi: - Evet. Şiir okurum... Yu- mus Emre, Fuzuli, Baki, Nef'i, Nedim, Şeyh Galip, Namık Ke- mal, Hâmit... Seve seve okudu- ğum şairlerdir... Eserlerinde öy- le zevk bulurum ki... — Peki, ya yeniler, beyefendi? | — Yeniler mi ?... Faruk Nafiz. Yusuf Ziya... Biraz düşündü ve yene ayni geyleri bu sefer yerlerini değiş- tirerek söyledi: — Yusuf Ziya, Faruk Nafiz! Diye takrarladı... Anlaşılan yenilerden başka isim hatırlami- yordu. Bu defa ikinci suale geçtim: — Roman okurmusunuz ? De- dim. Hangi romancıların eserle- rini okudünuz ?.. Niçin? — Roman okumam... Oyle uzun uzun sarf edecek vaktim yok çünkü... Okuduğum eserlerde mahdut.. Çocukluğumdanberi an- cak birkaç roman okudum... Me. selâ “ Roman yaprakları ,,... son- ra, Reşat Nuri beyin “Çalı kuşu, su, “Dudaktan kâlbe ,, si... Hele yaktile, galiba Vakıt bir* Küçük lort, tefrikası reşretmişti... Ba- yıldımdı ona... i. Akif h ne diyor? $p yüz MAOİulat Seninde iii essisi ve reisi çifçi kütüpbanesi sahibi Akif beyin edebiyatımız- le alâkası acaba ne merkezde: dir?... (Karagöz) ün önünden ge | gin bunu düşündüm: O Akif | geçenlerde vali muavini Fazlı beyi 99 kiloya indi diye şişman- lar o cemiyetinden o çıkarttığını söylemişti. Sinema artistlerine ita kart postallarla örtülü camlı İ gibi şiir kd —— kapıyı açarak içeri girdim. Akif | bey, daracık kütüphanenin bir | kıyısına güç belâ sığdırabildiği büyük yazıhanenin başında harıl harıl bir şeylerle meşgul... Ken- dimi tanıttım... — Buyrun efendim! Diye yer gösterdi... Fakat, meydanda, oturacak bir karış yer bile gözükmiyordu. Ayakta konuştuk. — Şiir okur musunuz? Dedim.. Tombul parmakları- nın hafif fiskelerile muazzam go- beğini okşıyarak güldü: — Şiir mi?., Katiyen,, Şairle- İ vin şiirleri ne karın doyuruyor, ne insanları yaşatıyor.. Bana ka- hırsa insanlar, ağustoş böcekleri okuyacaklarına işleri güçlerile meşgul olsalar, daha isabet etmiş olurlar gibi gelir. Birazda, şiir okumaya Vakıt bu- lamıyorum doğrusu. — Peki, Ya roman.. Akif bey? | Gözlerini açtı. Elini yazıhane- nin üzerinde duran siyah ciltli yevmiye defterine vurdu: — Dehşetli roman okurum. Deh- setli, dehşetli Oda. an şart: Sabah ve şamları gidip gelitken şirket vapurlarında.. Birde gece yatağa girdikten sonra.. Hemen hemen okumadığım roman yoktur. ten yirmi beş sene evvel bana i şu kütüphaneyi açtıran amilde bu bendeki roman merakı, ro- man iplilâsı değil midir ya? Her çıkan romanı sâtın almak beni kül edecekti adeta. Bir gün dü- şündüm: Yahu dedim kendi ken- dime, ben bir kütüphane açsam, raflara yerleştireceğim kitapları evvelâ kendim hatim etsem sonrada satsam., Fena mı? Diyebilirim ki şimdiye kadar okumadığım bir tek romun yok- tur. — Hiç seçmez misiniz dim? — Yoo.. Seçerim.. Okuyaca- efen- halletmek üzere toplandı Fakat Japonya bu tavassutu kabul etmiyecek Cenevre, 13 (A.A) — Cemiyeti Ak- vam meclisine M, Lerru'nun talebi üze- rine M. Briyan riyaset etmiştir. Çin mümessili Çin— Japon ihtilâ frnın halli işini oOtamamile Cemiyeti Akvama ve Amerika hükümetine bırak- tığını söyledikten sonra demiştir ki: Manguri meselesinin hallinde mü- vaffakıyetsizliğe uğranması beynelmi- lel emniyet ve selâmet fikrile tahdidi teslihat projesinin iflâsı neticesini ha- sil edebilir, M. Briyan ne diyor ? Paris, 12 (A. M. Briyan, Çin— Japon ihtilâfı hakkında demiştir ki: Bu hal zaruridir. Filvaki, uzayıp! gittikçe vahim neticeler tevlit etmesi ihtimali mevcut bulunan bu ihtilâfım artık önüne geçmek icap eder. Jpoanların verdiği karar Tokyo, 13 (A.A) — Nazırlar meeli- si bugün bir içtima yapmış ve Man- çurideki vaziyet hakkında tetkikatta bulunmuştur. Çin — Japon ihtilâfına müdahale için Vaşington hükümeti veya Cemiye- ti Akram tarafından yapılan gayret leri, Japon hükümetinin kabul etmi- yeceği bildirilmiştir. Japon hükümeti bu meselenin Çin ve Japon mümessil- leri arasında doğrudan doğruya müza- kere yapmak suretile halli hususunda ısrar göstermekte devam edecektir. Japon notasına Çin hükü- metinin Verdiği cevap Nankin, 12 (4.4) —Japonyanın son “ğim eserler Mihran Aziz elendi cinsinden olmâmâlı,. Sonra şi- şirme romanlardap, hart burt atıp tutan atak romanlardan hiç hazetmem.. Ahmet Mitat efendi merhu- mun bütün romanlarını okudum. Burhan Cahidin, Reşat Nurinin, Aka Gündüzün tekmil romanla- rım bilirim, “Çalı kuşu, nu otuzdan fazla okudum. (Akif bey, bu hususta dünyadaki değilse bile Türkiye- deki rekoru herhalde fersah fer- sah kırmıştır.) Burhan Cahidin “Ayten, ro- manını da altı defa tekrarladım. — Afbuyurunuz Akif (o bey. Şiir okumağa vakit bulamıyan bir zatın böyle her çıkan romanı beşer onar, yirmişer, batta otu- zar defa okumasına şaşmamak elden gelmiyot.. — Canım işip bakikati şiirden hoşlanmıyorum.. Size tuhaf bir şey söyliyeyim: Meselâ birkaç şarkı dinleyim.. Bu beni ancak kısa bir zaman için zevklendirir. Yazın boğucu günlerinde yuvar- ladığımız bir bardak buzlu limo- natanın dişimizin kovuğunda bir lâhza için bıraktığı zevk gibi. Sonra üputurum. Halbu ki ha- fızam dehşetli kuvvetlidir. Sene- lerce evvel vukua gelen cinal hadisatın tafsilâtını sorunuz... Si- ze İstediğiniz malümatı ancak filan gazetenin, falan tarihli nus- basının, falân sayıfasının, falan sütununda bulabileceğinizi söy- liyeyim. Otuz sene evvelki ga- zetelerde çıkmış hikâyelerin elân birbir hatırımda olduğunu söy- lersem bana iyanırmısınız? Maşallah çalışıyorlar! Dirülfünun emini, kanan çıktıktan 50 gün sonra, darülfünunü tektmül ettir- mek için bir rroje yapscaklarını söylemişti Tam 28 gün geçti Halâ bir ses, bir hareket yok! acaba buistikbal ( sigasının hududu nerede ? İdildikten sonra Çin hükümetinin Ja- Telgrat Bir müftünün affı Ankara, 13 (Vakıt — Mene men divanı harbince üç seneye mahküm edilen ve Istanbul ha- pisanesinde bulunan sabık müf- tü Yusnf ZiyaEf.ninkalan mahkü- miyeti vekiller heyetince affe» dilmiştir. İ Yeni mütehas: Ankara, 13 (Vakıt) iktisat vekâleti Amerik üzümle pa- muk kurutmak için iki, Alman yadan nebatat için üç mütehas- sıs getirmi, rette bildirilmektedir. Çin hükümeti bu notasında bilhas-! İsa Japonların Mançuride harp zaman-! İlarında bile misline nadir tesadüf edi. len bir takım taarruzlarda bulunmuş olduklarını, Japon eşyasına yapılan boykotun Japon (hükümetinin hiç te dostane olmıyan hareketlerinden ileri gelmiş olduğunu ve Çinlilerin istedik. leri eşyayı almak hususundaki ser bestisini o Çin hükümetinin ihlâl et miyeceğini beyan etmiştir. Yine bu notada Mançurideki vaziye- tin Japonların son günlerdeki mey- dan okurcasına hareketlerinden de İlayı bir kat daha vahimleştiği kayde pon tebaasının mal ve canını Okorur| makta devam edeceği ilâve edilmiş ve notaya Şu suretle nihayet verilmiştir. * Japon hükümeti harbi, milli siya- sete âlet ittihaz etmekt: devam eyle: diği takdirde bu vaziyetten doğması m alelâeele kaçtığını “|Rayşbankın vaziyeti hakkında dün ef- “İkârı umumiyeyi telâşa ve heyecana dü- şiirecek bir takım malâmat vermişler. dir, muhtemel her türlü neticelerin mes'u- liyetinim Japonyara ait olması lâzım gelir., JUstarafı 1 inci sayıfamızda) ri ohatırlıyanların bugünkü mes neticeyi (o bir mevi tarihi mucize rak telâkki ekmekle tamamen rı vardır. i | Bir zamanlar (büyük türk mille ti şimdi Yunanistan ismini verdiğir miz (yerlere baştan başa (hâkim! idi, Bütün Balkan menıleketleri gi- bi Yunanlılar da Türklerin emir ve iradeleri altına geçmişti. Türklerin bu hakimiyet devri senelerce sürdü. Bununla beraber Yunan milleti Türk! hakimiyeti altında kendi psilli hüvi- yetini muhafaza etli, Rir zaman gek âi ki tarih sahasında mevcudiyeti ni- hayet bulmuş zannedilen bu millet kendini gösterdi. Eski Yunanistan! yerinde (Türk hakimiyetinden kur-| tulmuş yeni bir Yunanistan meydana geldi. Bundan sonrası (artık tari hin bir aksüldmel devridir. Bu defa harbi umumi sonunda varlığı nihayet bulmuş yannolunan türk milleti 2- leyhine (garp milletleri tarafından yunan orduları (teçhiz ve tahrik e dilmiş, yalnız Rumelide ve Istan- balda değil, Türkletin Anadoludaki! varlığı da ortadan kaldırılmak iste nilmiştir. Fakat nasıl ki bir vakitler Yunanlılar Türklerin temamen hai kimiyetleri (altına geçmiş oldukları halde varlıklarını o muhafaza etmiş» lerse o bu defa da Türkler Yalnız| Yunanlıların değil, bütün büyük! garp devletlerinin o merhametsiz sav| letleri o karşısında hakkı hayatlarını) kahramanca o müdafaa çimişler, en| sonra Lozan sulhü (ile bu hakkı hayatlarını bülün dünyaya tasdik ettirmişlerdir. Bu tarihi müçadeiler neticesinde! dir ki Türkler ile Yunanlılar yan yar na teşekkül etmiş müttehit ve mü- tecanis hirer milli kütle halinde iki komşu ( devlet vücude getirmişler » dir. Fakat © itiraf etmek lâzımdır ki her iki milletin mazide varlıklarını muhafaza etmek için (o iktihama mec bur oldukları fedakârlıklar çok bü yük olmuştur. Eğer bu İki milleti şu veya bu vesile ile mücadeleye sev-) kedenler bilâkis (onlar (arasında bir müşterek mesai (zemin; bulmuş olsalardı, o fedakârlıklara tahsiş edilen (milli kuvvetler letin müşterek saadet ve refahı mak | her iki mil) sadıpa sarfedilmiş o bulunsaydı bu gün hem Türkiye, İ bambaşka bir manzara iktisap etmiş her Yunanistan! Haberleri M. Şaht Bad Harzburg içtima- ından sonra kaçmış! Fakat Berline gönderdiği tel- grefta Almanyaya döneçeğini söylüyor Berlin, 12 (A.A) — M. Sehacht, Bad — Haraburg içtima: bittikten son- ra İtalyaya gitmiştir. Bazı Alman gazeteleri M. Schacht” bildirmişler ve Berlin, 12 (A.A) — Bad — Harz burgtaki beyanatının uyandırdığı he- yecan ve İtalyaya gitmek üzere Bad — Harzhurgtan hareket Sehacht, derhal Almanyaya döneceği- ni bugün telefonla Berline bildirmiş- tir, etmiş olan M. M, Sehsehi, İtalyaya (o seyahatınm birkaç haftadan beri esasen düşünül. mekte oldu, u temin etmiştir. Ankara berberleri Ankara, 13 (Vakıt) — Bura berberler cemiyeti, berberlerin cuma tatilinden istifade edebil- meleri için meclise müracaat edeceklerdir. memleketimizdeki İsviçre tabası Ankara, 13 (Vakıt) w isviçre tebaasının mötekabiliyet şartile Atina seyahatine ait notlar olurdu. İşte şimdi uzun o mücadelelerden sonra biribirlerinin milli kudretle sini ve kıymetlerini (takdir eden iki bek — düne kadar takip sila hatalı ve zararlı siyaseti - bırakavak ve mazinin (açı hatıralarını unuia- rak artık akl; selimin gösterdiği ye- ni teşriki Omesmi (zemini Bzerinde el ele verip kendilerine yeni bir tarih yolu (oaçmağa karar vermiştin. (e- çen sene (o Yunan başvekili o mösyü Venizelosun o Ankara seyahati İle bu defa Türk ( başvekili İsmet paşanın Atina ziyareti (o bu yeni yolun açıl ma merasiminden (başka bir gey de- gildir. Ben Ege vapurunun güpeştesinde Pire Umanma (girerken obütün bu mülâhazaları ozihnimden geçiriyor, diğer taraftan kendi kendime şu su- alleri soruyorum: — Acaba Venizelesun (o Türkiyeye karşı açmakta olduğu bu yeni yol kendisinin ve arkadaşlarının şahsi siyasetleri midir? Yoksa hakikaten denildiği gibi bu siyaset artık Yu- nanistan için (milli bir hareke edilebilecek © derçepye gelmiş mi- dir? Türkler tarafından (büyük bir saffet ve samimiyetle kabul edilen Yu nan dostluğu (Yunanlılar tarafın - dan ayni saffet ve samimiyet ile mu- kabele görecek midir? Yani Ve nanlılar (o bişş karşı hakikaten saymi- mi bir Türk doştluğunun İcahatını bundan sonra benimsiyecekler midir? Nihayet Yunanistans geldik ve gördük. Burada memleketin en yük- sek tabakasından başlıyarak en aş8- ğı sınıflarına (o varıncıya kadar her swf halk (ile uzaktan ve yakmdan temas ettik. Vakıa bu temas müddeti ancak dört gün sürdü. Fakat muhterem (Yakıt) karilerini temin edebilirim kj bu müddet zarfında bende (hâsıl olan intiba kalplerimi- zin içinde duran şüpheleri tamamile bertaraf edecek şekil ve o mahiyette- dir. Yunanistanda Türk ( dostluğu yalnız bir veya birkaç devlet adamı- nm eserinden (ve siyasetinden iba ret değildir. (Yunan (milletinin ekseriyeti bugünkü Türkiyeye karşı tarihin hiçbir devrinde görülmemiş bir muhabbet ve merbutiyet hisleri beslemektedir. Bu şerait altında Türy — Yunan (dostluğunun İş- #ikbalj (o hakkında efkârı o umumiye tamamen müsterih olabilir. Mehmet Asım

Bu sayıdan diğer sayfalar: