2 Kasım 1931 Tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5

2 Kasım 1931 tarihli Vakit Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

——ğ—ğ mm 5— VAKIT?2 Teşrinsani 1931 — Gençlik h adi Mektepte spor sldukça taammüm #tmiştir. Her Su) b p f ayrı bir teşkilâta sahiptir. En fazla sevilen öyun vo- leyboldur. Sınıflar arasında şam- piyona maçları yapılmaktadır. Iğm- diyekadar alınan neticelere bakılırsa, YL üncü sınıfın şampiyonalığı mu hakkak gibidir. Mamafih IV: Ada Şampiyonluğa kuvvetli namzettir, : Mektebin futbol takımı da kuvvet. Kdir, Mektepte çok oynanan bir oyun daha vardır ki bu oyunun İsmi de, Şefboldür. Şefbol yalnız O Kadıköy lisesinde aynanan heyecanlı bir oyun- dur. Bir parça sert oynanırsa Tığ. biyi andırır. * . Kadıköy lisesinin eski bir tarih Ye malik olan bir-izej teşkilât var. dır. Bu izci | teşkilâtınm bosında oymak beyi Necati B. isminde çalışkan ve genç bir muallim vardır. Kadr.) köy lisesi gençleri mütemadi faali. yetle izcilik mesaisini takviye etwek:| Kadıköy Izcilerinden bir grup Haberleri Kadıköy lisesinde spor faaliyeti Kadıköy lisesi gençleri izcilikte ve futbolda er gün biraz daha inkişaf gösteriyorlar Kadıköy Nsesi beden terbiyesi muallimi oymak beyi Recai B, te ve muvafakıyet göstermektedir. —— mm istiklâl lisesi izcileri Ankara yolunda Ankara, (Hususi murahbirimizden):| Saat 4.. bir arkadaşla Haydarpa-| şadayız mektebin vagonunu tedarik için geldik. Saat beşte Rusyu hari. “iye komiseri M. Litvinof hareket etti, Onu takiben gelen vapurlar izci ka- filelerini oHaydarpaşaya çikarmıya başladı. Gelen mektepler: İstiklâl, İstan. bul, Edirne, Feyziâti, Hayriye, Ka bataş, erkek muallim mektebi Vey. xiye, Galatasaray mektepleri idi. Saat yedi buçukta bütün izciler garı doldurmuş bulunuyordu. Ekseri — e ve saire tesvie gel. nina e Di bir kala- üzerinde Genç ye hareket hattı — kı #ler numara sıra. Jeneral Brossilov | ilerde, banaj doğru geliyordu. Ben askerce başımı az miktarda öne eğerek jenerali se lâmladım. Gözlerinin içine baknuya başladım. Onun gözleri de iyi bir ma- na ile bana bakıyordu. — Sizin şecnatinizden bana hahset- tiler. Hudut muhafaza taburuna mı mensupsunuz? — Evet ekselâns. “Bu tabur (Demirsalip) den mi. dir?,, “Evet. Birinci sınıf Demirsalip- ten... “Çoktanberi mj huduttasınız?,. “Harp iptidasından beri, Ekselans... “Şu halde Ekselans, Hinderburgu tanırsınız. Ne haldedir? İşittiğimize göre hasta imiş?, “Hasta olduğundan yok Ekselans, Mensup bulunduğunuz tabar bi-) zim yakınımızda mıdır? © ! “Bu tarzda sual sormamalarını| malümatım 8 Güz Kaveler içinde 7 sile yerlerini “işgal ettiler. Sabahtan akşama kadar mektepteki hummalı faaliyete şimendiferdeki faaliyeti del ilâve edince tamam, İpler çözülüyor, hamaklar kuru. luyor. Battaniyeler açılıyor. Bilhassa Kızıltoprak istasyonunda! bir hanımın bizi mesale ile teşyii izci kafilelerini çok mütehassiş etti, Pendiğe kadar gürültü patırdı, Ve nihayet süküt, Şimdi tepemizde ha- maklurda yerlerde yatan sehir izci. lerinin şarkılarını dinliyoruz. Herkes gündüren bir şey söylüyor. Musikj ruhun gıdası derler hakikaten bir şarkiy: ilk defa dinliye dinliye ta. hammüle iştiham kalmadı. Diğer va- Doğan Yıldız Ekselâns cenaplarından istirham ey. lerim, çünkü cevap veremiyeceğim.,, Bir iki dakika başını salladı. “Sizi idama mahküm etmişler, Hür küm sarihtir. Yalnız sizi tekrar AJ. Ziştiremem. Yalnız sizi tekrar AL man ordusuna gördermeyi düşünüyo- rum. Tabii benim fikrimi şürayı aş keri de muvafık gördüğü takdirde! Şürayı askeri bugün içtima edecek;! tir!,, Bunları söylerken çok ciddi idi, Bu tarzda beyanı fikir ederken his settiği sıkmtıyı ben de hissettim, o sözüne devam ediyordu; “Eğer hükmün infazı muhakkak Tâzımsa size eidden acıyacağım. Bi. liyorsunuz ki taliiniz benim elimde değil. Böyle olmakla beraber (size bir iyilikte bulunacağım, Siz Alman: lar çok iyi askerlersiniz. Teşkilâtı. nız çok mükemmeldir, noloğu, Türk şarkıları takip etti. Gürbüzler Derneğinde Şişhane karakolundaki gür- büzler derneğinde Cümburiyet bayramı akşamı bir müsamere verilmiştir. Klübün henüz yeni teşekkül etmiş olması dolayısile birçok noksanları vardır. Bununla beraber gençler bü- yük bir faaliyet göstererek bir sahne vücuda getirmiye muvaf- fak olmuşlardır. Sahnenin tanzi- mi noktai nazarından gençler şayanı tebriktir, Numaralar güzeldi. Hoş bir mo- Daha sonra AyarHammzadan bir sahneoynandı ve Hasari e B.inbüyük muvaffakıyeti görüldü. Küçük bir tuluat gr HakkıBey halkı | güldür. as çe piyesi NA Serin alkışları arasında temsil edildi... Eğer Gürbüzler Derneği genç- lerinin bu müsamereyi ilk defa verdikleri ve her türlü vasıta- dan henüz mahrum oldukları düşünülürse kendilerinin tebrik edilmeleri mümkün değildir. Bu suretle işe ba; bir klübün ileride daha mükemmel bir hal alacağı muhakkaktır. Binaenaleyh noksanlarına rağmen bu müsa- mereyi tertibe muvaffk olan Ra- if, Haki, ve Necati Beyleri ve sahneyi tanzim eden Nazım B.le temsilde büyük ( muvaffakıyet gösteren Hasan Bedrettin Beyi takdir ederiz, M. Gayyur M——m—ğ— Ankarada maçlar Ankara erkek Yisesi ile Galatasa- ray arasında icra eğilen futbol maçı Ankaralıların hâkimiyeti altnda 20 Galatasaray aleyhine neticelenmiştir. Oyun biraz sert oldu. Hakem Emin bey iyi idare etti. Aksaray Gençler mahfelinin müsameresi 5 teşrinisani perşembe aksamı Ak- saray ginçler mahfeli (Davutpaşa) orta mektebinde bir müsamere vere! cektir. Gençler bu © müsamerede (Gömdüğüm o cihan) ve (Hasbahçe) ismindeki eserleri Oynıyacaklardır. Gençler temaşa grupunun yeni müsameresi Haber aldığımıza göre (Gençler temaşa grubu) 19 teşrinisanide (Bes kârlar) ismindeki üç perdelik ko- mediyi oynıyacaklardır, Muvaffakıyetler dileriz. imrenme naam sesan sen ysarm gonlarda istenen süküt var, fstiklâl vagonundan neğ'eler kahkahalar işi mmda büyük resmi geçide işt'rak et-| mek üzere Ankaraya giden izcilerimiz| cumartesi günü şehrimize ikale: tiliyor. Kafilenin en neşeli eşhası Istiklâleiler. Muavin Sait bey fngi- lizce şarkı söylüyor. Ve kahkahadan ka cihete çevirmiş nkilâ, tarafta ne derecededir?,, O zamanki kanaatimle <evap ver» eğ “Bizde inkılâp gayri mümkün. Kem “Bu hususta bizim i başka, değil mi reiş gemi söylerken sivil elbiseli Kerenskiye baktı, “Alman gibi bir milletin harbi kay- bettiğine çok yazık. Bu mağlöliyeri bizim inkılâbımız da tebdil edemez... Her şeye rağmen cevap vermek ar- zusunda idim: “Ekselins cenapları yanılıyorlar. Biz elimizden geldiği kadar mukave- met gösteriyoruz. Bizim terki çilâh ile mağlübiyetimiz düşmanlarımız için hiç bir iftiharı mucip © olamaz, açlığa ve bütün dünyaya karşı Alman milleti de tabif mütemadiyen muka vemet edemiyecektir. Böyle olmakla beraber galip ge leceğimizi ümit ediyorum.,, Brussilow diyordu ki; “Ben esasen bu harbin taraftarı değildim. Çünkü Almanyüyı düşman tanımak istemiyordum. Fakat kimse TEZAT Hikâye müsabakam ızda bu hafta Neclâ Ferit H. birinci gelmiştir Çok zengin tuvaletli, çok boyulı, parmakları oyüzüklü, sürmelerinin kuyrukları şakaklarında, endamlı, etli butlu bir hanımefendi... Siyah satenden düz gömlek'i, saz benizli, parmakları mürekkepli, kir- piklerinin uçları biribirine yakın, dalgın elâ gözlü, ince boylu bir mu. allim hanım... Aralarında beş altı yaşmda sart bukleli, şik elbiseli, lâcivert güzlü, tombul pembe yanaklı, çok serimli bir kız çocuğu... Süslü hanımefendi çabuk ve lâu- bali konuşuyor. Sade muallime ha nım tane tane ağır, önüne (bakarak söylüyor. Tombul bebek bahcede 0y- nıyan çocukları sevinçle seyrediyor ve muallime hanımı hiç yadırgami- yor. Çıtır, pıtır konuşuyor. — Küçük, yegüne kızımdır. zin mektebinizi methettiler. — Hay, hay hanrmefendi kayde deriz. — Benim, adem Süzan, babasınm adı Nazif, Nafia müteahhitlerinden, küçüğün adı, (Gülören), Eskişehirde çamurlu sokakta 14 numaralı Oevde oturuyoruz. Küçük otomobilimiz sa- bah akşam çocuğu götürüp getirecek. Ben de sizinle dost olursam ne mutlu, Küçük pek nazlı bir ofacandır. Ona... — Kayıt muamelesi bitti efendim. kırılıyorlar. Sapancadan sonra Mr saat: — Ayva var Ayva... Taklidini din- Tedik, Hava çok güzel. Pencereler açık oturuyoruz. Rüzgâr şehir matemi gi. bi sakin ve sakit.. Beş dakika kadar Galatasaray va- gonuna geçtim. Orada Yunan ve Türk maçmın münakaşası vardı. İs. tanbul erkek lisesi talebesi müdürle- ri Celâl Ferdi bey etrafında samimi hasbühaller yapıyorlardı. Si- Eskişehirde. Katara ilâve yapılır) yor. 40 dakikalık bir tevakkuftan is- tifade ederek Eskişehirde bir cevelân yaptım. Bu şehir azmine rağmen terakki edememiş eski vaziyetinde (o Alpullu köylinde kahraman bir O tâyynremiz üzerimizde tezahürat yaptı. Ve şid- detle alkışlandı. Saat 8 de Ankaradayız Gazi ipti- dai mektebinde misafir kaldık, Nusret Sefa İzcilerimiz Ankaradan avdet etti 29 teşrinievrel cümhuriyet bayra- lerdir. lemedi.,, Işin şayanı dikkat safhası başladı. Ceneral elimi sıktı ve başını eğerek, beni pejmürde kıyafetime rağmen se. lâmladı gitti. Şık süvari yüzbaşmın deliletile tekrar miralayın odasına geldim. Mi. ralay söze başladı; “Gördünüz mü? Asker adam böy- le olur, herif saçından tırnağına ka- dar asker oğlu asker. Mert kimsele- ri çok sever. Ne faide ki onnn bura- da hiç hükmü yoktur. Yalmız aldığı emri ifa eder, Geliniz şürayı askeri- ye gidelim. Ne kadar yazik ki siz istihbarat emri altındasmız., Ben sordum: “Reis Kerenski niçin (o buralarda bulunuyorlar. Esas ne ile meşgul ©- lur.?,, Bilmiyorum ama, zannrma göre Kereneki kendisini Brussilowun £ ya-| nında emniyette görüyor. Burada yarm ne olacağını kimse bilmez. Her kes tereddüt içindedir. Radikal fır. kası orduyu eline almış (o bulunuyor. Neticede sosyalistler ile demokratla- rı, bizi de birlikte hir köşeye atacak. Jar. Eğer ben de aile sahibi bir za Bir roman komprimesi ! Sıhhat raporunu e yarın lütfen gönderirsiniz efendim, Müsaade bu- yurunuz, hanımefendi ders vakti geldi. Sesinç ve ıstırap: Saz benizli, dalgın sözllü mualli- me hanım o gün akşama kadar ne ©- kuttuğunu bildi, ne söyleneni anladı. İçinde müphem bir ıstırap vardı. En sevdiği bebeklerin boynuna sarılışlar rından bile zevk yoktu, hep (zenyin çift otomobili, şatafatlı Süzan Na fiz hanrımm sevimli yavrusunu dü. şündü, Akşam azadına kadar kendini zor zaptetti. Minik vülören, gözleri nin önünden gitmiyor ve g'tmedikçe içine esrarengiz bir acı çöküyordu. Genç muallime hanım kimsesiz bir kızdı. Öksüz, yetim ve fakir büyüyen bu genç kız beş seneden beri bu meks tepte idi. 25 senelik hayatında bir tek saadetle bir tek âfetin (o hatırası vardı. Küçük lâmbalı odasında (Obütün gece o sandeti, o afeti ve o Tüle üle saçlı bebeği düşündü. İnee ince, hıçkı- ra hıçlora ağladı: — Benim de böyle bir çocuğum © lacaktı, Diye diye o hıçkırdı. Sabahleyin bitkin bir halde mektebe geldi. Zen- gin hanımın güzel çocuğunu bekledi. Küçük otomobilden atlıyan bebek ko- şarak geldi, muallime hanımmn boy- nuna atıldı: Beni sevecek misin mü- allime hanrm? Dedi. Muallime hanım çocuğu okşadı, dünya kadar, şu €a- minin minaresinden daha çok seve- ceğini temin ederken 24 santlik” tsti- râbinı unuttu. İç ve umulmaz bir se vinç doldu. Sandet: —Dünyada o kadar biribirimizden ayrılmıyacağız ki... — Dünyada o kadar birbirimizden ayrılmıyacağız ki... — Mini mini bir yuvamız olacak, — Bebeğimizi aramızda uyutaca. ğu. — Bebeğimizin mektep çağına kw dar sen muallimelik etmezsin. — Sonra her sabah onunla mekte (Lütfen sayfam çeviriniz) Janpureyez 294 Yzey $1ep yı oyasi (S1 “mrCyamsş upaa£ ag İrey PPS 5—6—7— 8— harflerim eski zaman larda harp için kullanılan bir yerdir. Geçen haftaki bilmecemizin halle- dilmiş şekli: (Ankara) dır. bit olmasaydım mema çekilirdim. Fakat burada neticeye muntazırız.,, Şürayı askerinin içtima ettiği ma. halle gelmiştik, 'Tam söz sırası bir topçu (Oküçük zabitindi. Yakında sulhtan bahsediyordu. Sözleri alkiş- larla karşılandı. İkinci bir şahıs ye- ni bir hücumun mümkün olmadığını izah ediyordu ki, miralay bana gü. lerek işaret etmişti. Hitabet sırası Bir Çekliye gelmişti. Heyecanl: cüm- lelerle umumun nazarımı kendisine çevirmiye muvaffak olmuştu. Bunun üzerine herkes harbe devamı münasip görmüyordu. Son söz hir kazağın. dı. Hulyalı fikirlerle yeni bir hi. cuma taraftar arıyordu. Netice, bi. tün şürayı askeri bunun fikrini de kabul ettiler, Miralaym gözlerinde iri yaş dam. laları görüyordum. Kendisini teselli edecek hiç bir kelime bulamıyordum. vaziyetin fenalığını ben de anlamış. tm. Ben gene günlerce idam kara. rını bekliyecektim. Firardan başka her ümit mahvolmuştu. “Geliniz, artık her çare beyhude, çabukça sizi arabamla kaleye götü. yeyimi, —Bitmedi—

Bu sayıdan diğer sayfalar: